Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 16 MART 1997 PAZAR
HABERLERİN DEVAMI
TURKIYE
Istanbul Y 10 Sinop PB 11 Adana
Edirne 14 Samsun PB 10 Mersın
Çanakkale Y 14 Trabzon PB 10 Diyarbakır Y
Kocaeli
Izmir
_ Y 1 3 Gıresun PB 9 Şanlıurfa
17 Ankara PB 14 Mardin
Manısa _YV7 Konya PB 12 Siirt
Aydın
Denizli
ÇB 16 Eskişehir Y 15 Hakkârı
ÇB 18 Sıvas PB 14 Van K
Zonguldak Y 6 Antalya PB 15 Kars ÇB 6
12
12
Yurdun güney ve ku-
zeybatı kesımlen çok
bulutlu, Mamıara. Ku-
zey Ege, Batı Karade-
nız ile Eskişehır çev-
releri, Doğu Akdeniz,
Güneydoğu Anadolu
ıle Doğu Anadolu'nun
güneyi yağışlı geçe-
cek. Yağışiar Doğu
Anadolu'nun güney-
doğusunda kar, dığer
yerterde yağmur şek-
lınde olacak.
AVRUPA
Londra
Paris
Roma
Berlin
Amsterdam
Madnd
Sofya
Brüksel
ÇB
ÇB
PB
ÇB
Y
PB
Y
ÇB
14
13
17
7
10
24
10
8
Atına
Mılano
Oslo
Helsinki
Stockholm
Belgrad
Viyana
Bonn
HB
ÇB
PB
K
PB
Y
Y
ÇB
1/
22
4
0
4
12
10
9
Budapeşte PB 10 Münih ÇB 12
Taşkaıt
Tahran
Â5YÂ
Moskova
Aşkabat
Almatı
Taşkent
Bakü
Bişkek
Tıflis
Kahıre
K
PB
Y
ÇB
PB
Y
PB
Y
b
17
10
9
13
12
12
20
Şam 18
£ 3
Parça)lbulutlu :
Sıslı ^ Çok bulutlu Yağmurtu Kartı Sıriukar Sok guruttûlû
G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK
• Baştarafi 1. Sayfada
parti. Ne var ki, CHP ile DSP bir hükümette bulu-
nabilir, bir araya gelebilir!
Aylardır, hele MGK karartanndan sonra; kamu-
oyu, REFAHYOL'dan kurtulmanın rejim açısından
önde gelen tek koşul olduğunu içeren ülkesever nu-
tuklar dinliyor.
Özellikle CHP Genel Başkanı "yakışıklı" Baykal.
bu görüşü hararetle savunanların başında geliyor.
Üstelik, kamuoyuna, halkımıza "bir başka hükü-
metseçeneği hazırlamadan" REFAHYOL'u "indir-
menin" zorluğundan söz ediliyor. Başta yine "ya-
kışıklı".
Engel gösteriliyor: Yeni hükümet formülünü ya-
şama geçmekten alıkoyan DSP lideri Ecevit!
Bu aşamadayken, Ecevit, pek çok çevreye bir-
den umut veren öneriyi getiriyor gündeme. Iki par-
ti "dörtlü bir hükümette birlikte yer alabilir."
Şaibeli genel başkanları Temmuz 1998'de baş-
bakan olacağı için DYP, 4'lü koalısyona soğuk.
ANAP? Allahlık bir direksiyon. Galatasaray'a kur-
ban bir genel başkanla hangi dünyalarda, kestırmek
zor.
Bir umut ışığı yakabilir varsayımıyla Ecevit'in öne-
risine "yakışıklı "n\n bakış açtsı önem kazanıyor. "Ya-
kışıklı "dan gazetemizde de sattrlar arasında yitip
gitmiş bir cümle; bırakalım yeni hükümet arayışla-
nnı, asıl niyetleri, kafaların arkasındaki hesap ve
düşünceleri açığa çıkanyor.
"Yakışıklı" Baykal, alternatif hükümet arayışları-
nı değerlendirirken, diyor haber; karşı öneriyle ya-
nıt veriyor: "ANAP, DYP ve DSP'nin toplamı yeni
bir hükümet için yetehkJir."
Atı alan...
Hoppala! Üzüm yemek istemiyor "yakışıklı", bağ-
cıyı dövmenin peşinde. Günlerdir ekran ekran ge-
zinerek REFAHYOL'dan kurtulmanın gereğini. er-
demini ve "kimi gelişmeler -tabii darbe olasılığı-
karşısında" zorunluluğunu anlatan bir parti genel
başkanı... Meğer ki REFAHYOL'a bir seçenek pe-
şinde değil.
Aynı haberdeki yakışıklı Baykal'ın kimi ifadeleri,
yakışıklı Baykal'ı yanıtlıyor:
"Bir gelişme ortaya çıktığı zaman çok mutlu olu-
yoruz. Olumsuz gelişmeler olduğu zaman da he-
pimız üzülüyoruz."
ANAP Genel Başkanı bir başka türden umut ta-
ciri. REFAHYOL'dan kurtulma gündeme girince, el-
bettteeee... Baş sırada. Ne ki, biraz olsun eyleme
geçmek gerektiğinde ortaya bir laf salıyor: Yılmaz
"bir sürprizyapacak ki..." Offf of. Dağlar taşlar in-
leyecek(miş)!
Bu arada RP ile DYP arasında başka tezgâh açıl-
mış, hayli de yol almış görünüyor. Şaibe Hanım ko-
nuş deyince konuşan, sus deyince suspus olan
Içişleri Bakanımız Meral Akşener, RP ile DYP'nin
"aynı kökten geldiğini" harika bir buluşla ispatlıyor:
Efendim, bir tarihte (1946'da) ülkemiz demokra-
si yoluna çıkarken RP ile DYP tabanlan aynı nok-
tada ve de biriikteymiş. Sonra... "Fikri olarak 'ayn'
düşmüşler."
llimsel, bilimsel ve çarpıcı bu açıklamaya, oturak-
lı kalın sesiyle Ekinci Bey'in "ikna edici" söylemle-
ri de eklenırse, işte olası seçim işbirliği, işte -Tak-
keli'nin söylediğine göre- RP tek başına gelse de
DYP ile iktidar!
Zaten 4'lü koalisyonun sakıncalı, çözüme ulaşa-
mayan önemli bir yanı var: Başbakan kim olacak?
Genel başkanlar dışında biri olsun? Olsun. Ama
kim? Ne parti genel başkanlığı, ne de ülke düze-
yinde sağlam desteğı olmayan iki kişi geziyor orta-
lıkta. Doğan Güreş'le, "Bundan böyle başbakan-
lıktan başka görev kabul etmem' diyen Cavit Çağ-
lar. Özellikle Güreş'i parti genel başkanlan kabul
edip bir iki saatlerini niçin harcarlar, anlaşılmıyor.
Başbakanlık gibi ağır görevin üstesinden gelebi-
lirler mi?
Takkelı ile Şaibe hâlâ işbaşında!
Birinde boy bos, ötekinde para... lyi, ryi!
Yarbaydan sonra
• Baştamfi 1. Sayfada
sekova Jandarma Sınır Ta-
bur Komutanı Yarbay Meh-
met Emin Yurdakul, koru-
cubaşlan Kemal Öhnez, İs-
metOlmez.
Yüksekova çetesinin kilit
ismi olarak nitelenen, savcı-
hğa verdiği ifadelerde Gü-
neydoğu'daki terör ve koru-
culuk sistemi sonucu oluşan
rant kurumlannı ortaya ko-
yan PKK itirafçısı "Havar"
kod adlı Kahraman Bilgiç,
geçen yılın ekim ayında
Yüksekova emniyetinde
verdiği ifadede, yöredeki as-
keri yetkililere ağır suçla-
malaryöneltmişti.
OSS-OYS
CEVAP ANAHTARI
Coğrafya
1-
2-
3-
4-
5-
6-
7-
8-
9-
10-
11-
12-
13-
14-
15-
16-
17-
18-
19-
20-
D
A
B
C
A
B
A
D
B
E
A
D
C
E
C
E
B
C
B
C
21-
22-
23-
24-
25-
26-
27-
28-
29-
30-
31-
32-
33-
34-
35-
36-
37-
38-
39-
40-
D
B
A
C
B
D
C
B
E
D
E
E
B
D
E
E
D
C
A
B
Dönemin tabur komutanı
Mehmet Emin Yurdakul'un,
operasyonlarda ele geçirilen
uyuşturucuyu büyük kent-
lerde sattırdığını öne süren
Bilgiç. hakkmda gıyabi tu-
tuklama karan verilen Al-
bay Hamdi Poyraz'la ilgili
olarak şunlan söylemişti:
"Albay Hamdi Poyraz, bir
gün konıcubaşı Kemal Öl-
mez, Ismet Ölmez ve beni
Çığh köyüne gönderdi, hat-
ta bize yazı >azdı. Yolda gû-
venlik güçleri tarafından ya-
kalamna halinde bu kâğıdı
gösterdiğimizde yardımcı
olunacakh. Burada bir gün
kaktıktan sonraKemalveİs-
met bir paket aldılar. Ertesi
gün yeniden Hakkâri'ye
döndük. Bu paketteneoldu-
ğunu bilmiyorum, ama silah
ve uyuşturucu olabilirdi.
Çünkii bu paketijandarma-
dan sakladılar."
Bilgiç. DYP HakkânMıl-
letvekili MustafaZeydan'ın
akrabası Ali İhsan Zey-
dan'm yasadışı eylemlerine
Mehmet Emin Yurdakul' un
gözyumduğunu da savlar-
ken, "19%Eylüla)iortasm-
da Yüksekova-Kariı kö>ün-
de ölü ele geçirilen 5 teröris-
tin üzcrinden çıkan paralan
Mehmet Emin Yurdakul al-
dı. Burada mark, dolar, tü-
men ve Türk parası vardı.
Bunlar tutanaklara hiç geç-
medTdemişti.
Bilgiç, önceki gece tutuk-
lanan Ölmezler'in yörede
yaşayan bazı yurttaşlan teh-
dit edip kaçırarak fidye al-
dığını da öno sürmü^tü.
^Mîlletin refalmu yiikseltîn'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Emeklı General H. Raif Babaoğlu,
maaşlannı arttıran milletvekıllerine
mektup göndererek, maaşlannın 200
milyon liradan 340 milyon lirayayük-
seltilmesini protesto etti. Babaoğlu
mektubunda, "Evet savm miDetvekil-
leri sizler oraya zorla getirilmediniz.
Kendi ar/unuzla koşa koşa geküniz.
Kendinizin değil. milletin ksndisinin
refahını artnnmz" dedi.
Babaoğlu, mektubunda milletveki-
li maaşlanna yûksek oranda yapılan
zammın, Silahlı Kuvvetlerpersoneli-
ne yapılan zam kadarbasında tartışıl-
madığını ileri sûrerken. "CKsamiDet-
vekfli maaşlanna vapılacak zamlar,
daba öncekri TB!VrM1
de görüşülür-
ken günlerce gündemde kalır, taröş-
• Eski Mehmetçik Vakfi Başkanı emekJi General H. Raif
Babaoğlu, milletvekillerine birer mektup yazarak
maaşlannın 200 milyondan 340 milyon liraya
yükseltilmesini protesto etti.
ma konusu olurken şbndi Başbakan-
hk Müsteşan'mn maaşına endeksle-
nerek dolajtı yoldan adeta kamuya
hissediribneden yapdmakta vç mikta-
nnda da makuhın üzerinde aroşlar
görülmekteair" görüşüne yer verdi.
Babaoğlu, tüm bakanlara da gönder-
diğı mektubunda şunlan kaydetti:
"Sabahmerkensaaüerinde ımıaye-
ne kuyruğuna giren hasta ve bir aspi-
rin parasma muhtaç mihonlarca smr
geBrB tşsiz vatand&ş varken ve ömrü-
nü devtete, millcte adanuş en üst sevi-
yedekibûrokr«t,öğretimü\eii.v^rşç,
sava,asker gibiemeldilere dahitanın-
maımş en lüks özel hastanekrde mu-
ayene ve tahmin üstü tedavi giderleri-
nin yalnu nüUetveldDerine ödenmesi,
bu müesseseyi, çok vüksek kişisel
nıaddiimkânlarsağlayanrnaişetmes-
kği halinegetirmiştir.Gerçekte mfllet-
vckilBği. üç mukaddes dediğimiz dev-
lete, mülete ve vatana en üst düze>de,
hiçbir karşıhk bekkmeden. feragatk
hizmetverilen, uhi bir hizmet dabdır.
MUIet\ekilnği bir doktortuk, avukat-
hk, miibendistik gibi bir maişet mes-
legidegiktir. MiBetveküligine niç kkn-
se zorla getirilmemektedir. Kişi kendi
arzusu Ue talip olmaktadır. Seçilebil-
mek için çalmadık kapı, denemedlk
yol bırakmamakta, anormal harca-
malar yapmaktadır. Halbuki milkt-
veküUği bu derece cazip hale getiril-
mezse, ora>a ancak. mukaddes ka>-
ramlara bağh. hiçbir maddi menfaat
beklemeyen, temiz hizmet aşkı üe do-
lu inançlı, kiealist, daha kaliteli kişiler
seçflecek ve gelecektir.
İşte bu yanlış tutum ve davranışlar
netkesidir ki, > apüan muhtelif anket-
lerde görüldüğü gibu o yüce Meclis
üyeleri saygınlık \e uıandıncıhk açı-
sından, mieslek sahipleri sıralamasın-
da ûçüiKÛ, dördüncü sırada yer al-
makta \e vatandaşlann güveniHrfiği-
ni kaybetmiş bulunmaktadır."
Gazi ve Ümraniye'nin ortak acısı
İstanbul Haber Servisi - Ümraniye
Mustafa K.emal Mahallesi'nde 2 yıl
önce çıkan olaylarda yaşamını kay-
beden 5 kişi, gösteri ve yûrüyûşle
anıldı. Katillerin bir an önce yargılan-
masını isteyen 2 bin kişilik topluluk,
"Halklann katiB Susuriuk devteti"
sloganıyla Ümraniye katliamını pro-
testo etti. Mustafa Kemal Mahallesi
Muhtan Mazfaun An. "Bu kaflûunı
yapanlar ne kadar suçluysa onlan ko-
nıyan, koUa>'an \eyargıla> ıpcezalan-
dırmayan devlet de o orandı suçlu-
dur" dedi.
Mustafa Kemal Mahallesi'ni saba-
hm erken saatlerinden itibaren ablu-
ka altına alan polis, mahalle girişle-
rinde barikatlar kurdu. Helikopter ve
panzerlenn destek verdiği güvenlik
güçleri, anma törenıne katılmak iste-
yen insanlann üzerlerini arayıp kim-
lik kontrolü yaptı. Polis, aramalar sı-
rasında Genco Dönmez ve tsmail
Tunçadlı 2 kişiyi gözaltınaaldı. Cen-
net Düğün Salonu'nun önünde saat
11.00 sıralannda toplanan 2 bin kişi-
lik topluluk, katliamın yaşandığı 30
Ağustos llköğretim Okulu'na doğru
yürûyüşe geçti. Kortejin en önünde
yer alan Ümraniye olaylannda ya-
şamlannı yitirenlerin aileleri. çocuk-
lannın resimlerini taşıdılar.
Anma törenine destek veren Hak-
larve özgürlükler Plarformu (HÖP),
Demokraük Mücadele Platformu
(DMP) ve Demokratik Haklar Plat-
formu (DHP) üyeleri, "1 Mayıs ve
Gaa şehitkri ölümsüzdür", "Halkız,
hakiı>iz, kazanacagız", "Sokağa, ey-
leme, özgürleşmeye", "1 M»TS faşiz-
me mezar olacak", "Çeteler Mec-
Hs'te, öğrenciler hapiste". "Zindan-
lar boşalsın, çetelere yer kalsın",
"Analann öfkesi kaüHeri boğacak"
ve "Susma sustukça sıra sana gele-
cek" sloganlanyla katliamı protesto
etti. "Taş yürek barikat, asla unut-
mavacağız, asla bagtşlamayacağız'' ve
-Halklann katfli Susuriuk dcvleti"
pankartlannı açan gnıp. evlerinin
balkon ve pencerelerinde toplanan
mahalle halkı tarafından alkışlandı.
Olaylann yaşandıği ilköğretim oku-
lunun önûne gelen kalabalık, katli-
amın yapıldıği yere karanfıl bırak-
tıktan sonra 'devrim \v demokrasi şe-
hMeri' için saygı duruşunda bulundu.
Ümraniye olaylannda yaşamını yi-
tıren Hasan Pu\an~ın babası byasPu-
yan, katliam dosyasının Üsküdar
Savcılığı'nda bekletilmesmi kınaya-
rak "Çocuklanmızın katilkri 2 yıl
geçmesine karşın \argtlanmryor. Biz-
ler katülerin yargılanmasını istiyo-
ruz" dedi.
Topluluk, Grup Yorum tarafından
seslendirilen 'Daglara Gd' ve 'Bize
Ölüm Yok' türkülerinden sonra olay-
sız şekilde dağıldı.
Ümraniye'de 15 Mart 1995 günü,
Gazi katliamını protesto etmek için
yürüyen 3 bin luşılik topluluk. Mus-
tafa İCemal Mahallesi 30 Ağustos ll-
köğretim Okulu önünde polis tara-
fından durdurulmuştu. Grubun için-
de bulunan kimliği belirsiz kişiler,
güvenlik güçlenne ateş açtıktan son-
ra polis barikatına sığınmıştı.
Polisin kitlenin üzerine ateş açma-
sı üzenne çıkan olaylarda, Hakan
Çabuk, İsmail Baltacu Hasan Puyan,
Genco Demir ıle İsmihan Yüksel ha-
yatını kaybederken 18 kişi de yara-
lanmıştı.
ANAP lideri Yılmaz, demokrasi yürüyüşünü Antalya'da başlattı
^Çaldığnuz kadar çaldınız, yeter arük'
DÜRDANE KOCAOĞLU
BÜLENT ECEVtT
ANTALYA - ANAP Genel Başkanı
Mesut Yılmaz, "demokrasi yûrüyü-
şü"nü başlattığı Antalya'da, fiilen bitti-
ğinı savunduğu hükümete yüklenerek
"Çaldığınız kadar çalduuz, yeter arük.
Bırakın gidin" dedi.
Yılmaz, bütün Türkiye genelinde ger-
çekleştireceği "Temiz toplum, temiz a-
>«set için demokrasiye ve Türkiye'ye sa-
hip çıkma" mitinglerinin ilkini Antal-
ya'da gerçekleştirdi. 50'nin üzerinde
millet\
r
ekilinin 3 gün önceden gelerek
başlattıklan propaganda çahşmalanmn
ardından yapılan mitinge 5 binin üzerin-
de yurttaş katıldı. Eski Odun Pazan 'nda
gerçekleştirilen mitingde konuşan Yıl-
maz. miting için kendilerine Atatürk
Meydanı ya da Demokrasi Meydam'tun
verilmemesine tepkisini dile getirdi.
Yılmaz, konuşmasmda hükümet ortak-
lanna yüklendi. Kendisini dinleyen
yurttaşlara. "Memleketin halinden,
Türkiye'nin gklişinden memnun musu-
nuz" diye soran Yılmaz, üç kez de "Bo
hükümetten memnun musunuz" soru-
sunu yöneltti. Kalabalığın "Hayır'' ya-
nıtı üzerine Yılmaz, bu soruyu 60 mil-
yon Türkiye'nin halinden memnun ol-
duğunu söyleyen Erbakan'ın ve "RP
gefirseTürkiye karanhğa gömülür" de-
dikten sonra RP'ye koltuk değnegi olan
Çfller'in duyması için sorduğunu söy-
ledı.
"Susuriuk örtbas edilemez'*, "Dayat-
malara karşıyız", "\aşasm laik demok-
ratik taukukdevletr yazılı dev pankart-
lann asılı olduğu alanda "Türkiye laik-
tir, laik kalacak" sloganlan aiıldı. Yıl-
maz, Türkiye'nin bu hacı-baa hüküme-
tinden kurtulmak istediğini söyledi.
Başbakan Necmettin Erbakan'ın
ANAP'ın demokrasi sınavından çaktı-
ğına ilişkin sözlerine değinen Yılmaz,
şöylekonuştu: "KimseANAP'ı demok-
rasi sınavından geçiremez. Biz referan-
dum yapmasay dık, bugün cumhurbaş-
kanı vediğer liderler. habralannı \azar-
dLErbakan'ın yapöğı nankörtüktür,ha-
zunsızhktır. ANAP, 8 sene memleketi
kbre etti, bir kez darbeden söz edikli
mi? Askeri yönetim ağza alındı mı?
MGK yapbnmdan söz etti mi? 163.
maddeyi biz kaldırdık. kimse laiklik gi-
diyor diye korktu mu?"
MGK toplantısından sonra herkonu-
da mutabık olduklannı açıklayan Erba-
kan'ın, ordudan yapılan aksi yöndeki
açıklamalann ardmdan muhalefet gibi
kapı kapı dolaştığıni kaydeden Yılmaz,
" Erbakan bizdendestek alamayıncade-
mokrasi havarisi kesildl Sonra da Ba-
kanlar Kurulu'nda 9 dakika bfle görüş-
meden MGK kararianmn hepsini kabul
etti. Ne isterseniz yapacağun, yeter ki
koltuğuma dokunmayin, dedi. Böyle
adamamendeketemanetedilirmi?" de-
di.
Erbakan'ın ahlak sınavından da geçe-
mediğini anlatan Yılmaz, "Hangi yol-
suzlukla mücadele ettiniz? Hangi adil
düzen? Yaünm yapmryorsun, madenci-
lik yapmıyorsun ki alün bulasın diye-
yim. Ne yaparsın? Bakanhk yaparsm,
başbakanlık yaparsın, ashnda yoLsuzluk
yaparsm" diye konuştu. Yılmaz, sözle-
rini şöyle sürdürdü:
"Birinin cebinde Amerikan pasapor-
tu, birioinkinde ABD Dolan, ABD'de
mülkler» Sonra ezan-bayrak edebiyao.
Bu miDetin duygulanyta daha fazla oy-
namayıa Bu mfllet ezam, bayrağı için
yüz binlerce şehit verdi. Bu milletin eza-
nı ve bayTağı korumak için siân hima-
yenize intiyacı yoktur. Arük yeter. Çal-
dığuıız kadarçaMuuz, aklatüguuz kadar
aldattınız. Bariezanadokunmayın, bay-
rağı kirletmeyin."
Sayısaf Loto
251 milyar
1 kişiye
ANKARA(AA)-Mil-
li Piyango Idaresi'nce
düzenlenen Sayısal Lo-
to'nun bu haftaki çekili-
şinde, 6 bilen bir kişi 251
milyar lira kazandı. Bu
haftaki çekilişte, numa-
ralar 11,15,21,33,37 ve
38 olarak belirlendi.
Milli Piyango Idare-
si'nden yapılan açıkla-
maya göre, bu haftaki
çekilişte 6 rakamı tuttu-
ran bir kişi, 251 milyar
430 milyon 240 bin lira-
nın sahibi oldu. Bu haf-
ta 5 bilen bin 405 kişi 89
milyon 980'erbin lira, 4
bilen 56 bin 337 kişi 1
milyon 150'şerbin lira, 3
bilen 830 bin 792 kişi
150'şerbin lira ikramiye
almaya hak kazandı. Bu
haftaki çekilişten 902
milyar 381 milyon 250
bin lira hasılat elde edil-
di. oi
Avrupa Bîrlîğı'ne girıneıııiz Avrupa'nm sorunu
• Baştarafi 1. Sayfada
mayacağının sadece Türkiye'nin meselesi olma-
dığını söyledi. Çiller, kültür aynmına dayalı ye-
ni Berlin duvarlan yaratılmasmm kaybının "Tür-
Idye'nin değil, bölgenin ve Avnıpa'nın son dere-
ce önemli ve büyük eksiği, bölgede banşuı tehdit
alDna girmesinin önemli bir nedeni olacagınr be-
lırtti. Bir günlük çalışma ziyareti için Helsinki'ye
giden Çiller, dün yurda döndü. Esenboğa Havaala-
nı'nda gazetecilere bilgi veren Çiller, Finlandi-
va'daki temaslannın, AB Dışişleri bakanlanmn
Hollanda'da topluluğun genişleme süreci içinde
Türkıye-.AB ilışkilerini ele alacağı toplantının ön-
cesme rastlaması nedeniyle de özel bir önem taşı-
dığını kaydetti.
Bugün. dünyanın Amerika, Asya ve Avrupa ola-
rak üçe bölündüğünü, Amerika'da bir birlik bulun-
duğunu, Asya'da içinde Japonya'nın da yer al-
dığı ASEAN'ın kurulduğunu hatırlatan Çiller,
"Bir de Avnıpa'nın içinde buhınduğu yeni bir sı-
nırcizflmektedir. Türkiye'nin bu sınınn içinde olup
oimayacağı meselesi. sadece Türkiye'nin meselesi
değüdir'' dedi. Çiller, kültür aynmına dayalı yeni
Berlin duvarlan yaratılmasınm kaybının "Türki-
ye'nin değil, bölgenin ve Avrupa'nın son derece
önemli ve büyük eksiği, bölgede banşın tehdit altı-
na girnıesinin önemli bir nedeni olacağmı" belirt-
ti.
Bazı Avrupah siyasetçilerin kültür bazında ay-
nm istediklerinin ortaya çıktığını belirten Çiller,
ancak Avrupa hükümetlerinin bunun karşısına te-
ker teker dikilmeye ve "Bu yanhsör" demeye baş-
ladığına dikkati çekti. Çiller şöyle devam etti:
^Herkes şunu şöyle bilsin ki. Türkiye, Atatürk
1
ün
söylediği gibi çağdaş Baü uy garhğııun bir parçast-
dır. Hiç kimsenin uygaruk konusunda bize öğrete-
ceği bir şey yoktur. Aksine. bizim manevi ve miDi
değerierimizin o kümıre vereceği çok katkı, öğre-
teceği çok şey vardnf
Helsinki'deki temaslannın yararlı olduğunu söy-
leyen Çiller, gergin bir havada görüştüğü meslek-
taşı Finlandiya Dışişleri Bakanı Tarja Halomen'in,
Türkiye'nin AB'ye aday ülkeler arasında yer ala-
bilmesinin temel koşulunun insan haklan olduğu-
nu belirterek basının önünde beş maddelik ültima-
tom okumasını farklı yorumladı. Çiller. Tarja Ha-
lomenin. AB üyeliği için aday ülkelere aynı kıs-
taslann uygulanması gerektığini, Türk uygarlığı-
nın kıymetini ve kültür farklılıklannı aynmcı bi-
çimde öne çıkaracak girişimlerin yanlışlığını ba-
sın toplantısmda açıkça ifade ettiğini kaydetti.
RP MGK'ye 16 Mart katliamında Çatlı ismiBaştarafi 1. Sayfada
ması gündeme geldiğinde muhalefet par-
tilennın paniğe kapıldıklannı savunarak,
"Bu paniklerinin nedeni o kadar açıkb
ki- Çünkü eğer böyle bir yönteme baş-
vunılsay dıo zaman ciddi bir fire verecek-
lerdi Nasıl parçalanıp bölündüklerini
herkes görecekti. Şimdi de aynı şey ola-
cak" dedi
'Harem-selamhk'lı yemek
Başbakan Erbakan, önceki akşam Sağ-
Iık-Der ve Paramedikal dergisi tarafindan
"14 MartTıp Bayramı" nedeniyle tıp fa-
kültesi öğrencilerine verilen yemeğe ka-
tıldı. "Harem-selamlık'' uygulamasının
yapıldığı yemekte konuşan Erbakan,"En
iyi reçete 'Müslümanlığın söylediğine
uyun' reçetesi olacaktır" dedi. Erbakan,
sağlık hizmetlerinin materyalist değil,
manevi bir hizmet olduğunu da savundu.
Haber Merkezi -NTV televizyo-
nunda, İstanbul Beyazıt Meyda-
nı'nda 16 Mart 1978'de meydana
gelen katliamın yıldönümü ile ilgi-
li yayımlanan haberde, "Bu eyle-
min, devlet adına hareket eden kişi-
ler tarafindan japddıgıtezi güçleni-
yor" denildi.
Yedi öğrencinin ölümü ve çok sa-
yıda öğrencinin ağır yaralanmasıy-
la sonuçlanan katliamın yıldönümü
dolayısıyla NTV'de yayımlanan ha-
berde, katliamın ardından meydana
gelen gelişmeler anlatıldı. Olayın
faillerinden olan Zülküf tsot'un,
pişman olduğunu söyleyince arka-
daşı Latif Akt tarafından öldürül-
düğü hatırlatılan haberde, davanm
Zülküf tsot'un ablası Sultan tsot'un
verdiği bilgiler doğrultusunda açıl-
dığı kaydedildi. Polis mernuru
Mustafa Doğan ile Latif Aktı hak-
kında 7'şer kez idam istemli dava
açıldığı hatırlatılan haberde. dava
süresince yeni bilgiler ortaya çıktı-
ğı belirtildi. Haberde gelişmeler
şöyle anlatıldı: "Olayda kullanılan
paüayıcüar Abdullah Çatlı tarafin-
dan bir subaydan ahnarak eylemi
yapacak kişikre teslim edümişti.Po-
lisegönderilen bir ihbar mektubun-
da sol görüşlü öğrencilere saldınla-
cağı bUdirilmesine rağmen önlem
alınmadığı, aksine, güvenlik güçie-
rinin azaltıküğı, bizzat olaya müda-
hale eden ve tanıklık yapüğı için bir
süre sonra meskkten aulan eski po-
lis Yahya Gergin tarafından açık-
landLYahyaGergin,zamanın komi-
ser muavini, şimdinin Terörden So-
rumhı Emniyet Müdür Yardımcısı
Reşat Altay'ın, sanıklann peşinden
koşan polis memurlanna engel ol-
mak istediğini de söyledL"
Haberde, polise gönderilen uya-
n mektubunda olayın bir numaralı
sanığı olarak gösterilen Özgür
Koç'un hiç aranmadığına, ancak
daha sonra cezaevinde bulunduğu-
na da dikkat çekildı.
NTV'de gelişmeler şöyle yorum-
landı: "Susuriuk kazasından sonra
ortaya çıkan de\letiçindeki çetenin
en önemli elemanlanndan olan Çat-
lı'nın isminin bu davada geçmesi,
olayda polis memunı Mustafa Do-
ğan'm sanık olarak bulunmasu bu
eyknün devlet adına hareket eden
kişiler tarafından yapıldığı tezini
güçlenduiyor."
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
lum Eğitim Bakanlığı'na bakıp. günlük yazı kazanı-
nın içinden konular seçmeye çalışıyordum...
Birden pencerenin önünde gri bir panltı... Serçe...
Ardından bir tane daha, birtane daha... Üçü birden
pencerenin önündeki betonda, buldukları kuytu-
da, büzüldü kar\ izliyor...
Bizim bürodaki gençlerden Bülent, Emine, Ba-
nu, Alper, Serkan öğle yemeğine ilk çıkanlardan-
dır. Kafeteryaya yemek 12.00'de gelir. 12.00'yi az
geçe asansördeler. Onlara, "12.01'ciler" derim...
Serçelere dalmışken, gırişte gürültü... Takım ye-
mek seferine gidiyor. Dönüşte, serçe konuklara da
bir iki dilim ekmek alınm deyip ben de erkencilere
katıldım.
Ekmek parçalannı sevdiler. Belli ki, beyaz karan-
lıkta yemsiz kalıp, pencereye üşüşmüşler.
Tabii bu alışkanlık yaptı. Her gün ekmek kınntı-
sı... Serçelerin cik ciki... Onlara hemen iki de gü-
vercin katıldı...
Sırtım pencereye dönük. Ne zaman farklı bir gü-
rültü duysam, aniden pencereye dönüyorum...
Kulağım telefondayken ani dönüş, karşımdakine
bir şey anlatırken ani dönüş, al sana boyun ağnsı...
Bir ara bütün bedenimle dönüşler yapayım diye
denedim. O zaman da telefonla konuşmak zor olu-
yor...
Bunlar bir yana... Biz serçelerle güvercinlerte mu-
habbeti ilerlettik. Güvercinlerin bu kadar renkli ol-
duğunu bilmezdim. Tepede güneş varsa, her hare-
ket edişlerinde özellikle boyun kısımlan renkten ren-
ge giriyor. Pembeyle kırmızı arası bir renk var ki, Gü-
ney Afrika'nın jakarandaları gibi. Hemen yanında-
ki yeşil mi? Amazonlan hayal et...
Ekmekleri biraz iri doğrayınca yere düşürmeye
başladılar. Alt katta sorun oldu. Bu kez iyice kuru-
tup iyice ufaladım... Tamam, sorun yok. Üflemeli ısı-
tıcının üzerinde hemen kuruyor.
Bir ara düşündüm:
"Balbay, arkadaş sen bu dostlara hergün ekmek
veriyorsun..."
- Daha ne yapayım?
"Bir gün başka bir şey ver. Gidip ayn biryiyecek
alsan cüzdanın mı kurur?.."
Bir akşam üzeri çıktım. Yüksel Caddesi'ndeki
"bekleyen adam" heykelinın omzuna vurup Sela-
nik Caddesi'ndeki önü kafeslerte dolu kuşçuya...
Yem istediğımisöyledim. "Nasılolsun?"dedi... Hiç
bilmiyorum ki. İlk aklıma geleni söyledim:
"En iyisinden olsun..."
Satıcı eline aldı paketi, saydı:
"Bu çok vitaminlidir. Hücre yeniler. Diyettir. Ku-
şu çok iyi besler, kilo aldırmaz..."
Yem, kafeste beslenen cins kuşlariçin. "Tamam"
dedim: "Ama bazen pencereye de kuşlar geliyor.'
Bunu onlar da yer değil mi?"
"Abi hele ver" dedi, "nasıl da yerier"...
O günden berı serçeler hem iyi besleniyoriar hem
kilo almıyoriar. Kilo sorunları var ya...
Incik, gelincik, ikircik...
Bir ara iş iyice çığırından çıkıyordu. Sabah park-
ta bir serçe sürüsü havalandı. Bir an, "Bunlarla da
arkadaş olm..." dedım. Durdum. "Eyvah Balbay"
dedim. Durum kötü. kolla mantığını...
Onlaria sadece selamlaştık o kadar. Ama pence-
redekilerle dostluk süruyor. Geçen akşam evde-
yim. Klozetin kapağını açarken hafrf bir ses geldi.
Aklıma ilk serçe ciklemesi geldı... "Burada da ser-
çelerse" dedim, "ben sana ne edim"...
Anladım ki minik keratalar yaşamımın her alanın-
dalar...
Artık onları adıyla çağırmak gerekiyordu.
Biri Incik.. Ağzına aldığı minıcik lokmanın yarı-
sını döküyor. Incecik...
Biri Gelincik... Sırtında hafif bir kırmızımsılık var...
Biri İkircik... Ne zaman konsa, yemeğe başlaya-
yım mı başlamayayım mı, karar veremez...
ilahi minik serçeler, ne kadar büyüksünüz...
Betonlar arasında, doğayla aramda kocaman bir
sözlüksünüz...
W
TRT sahipsiz kaldı
9
ANKAR.A (Cumhuriyet
Bürosu)-Radyo-Televizyon
Yayıncılan Derneğı Başka-
nı Çetin Öner, aylardır genel
müdürü atanmayan TRT"-
nin "başsız, sorumsuz, yet-
kisiz ve sahipsiz" kaldığını
belirtirken yetersiz birinın
kunımun başına getirilmesı
durumunda TRT'nin içinın
boşaltılabileceği uyansında
bulundu.
TRT-TV Prodüktörleri ve
Yönetmenleri Demeği Baş-
kanı Zekeriya Kabadayi da
TRT'nin. "*laik-şeriatçı tar-
bşmalannm yaygınlaştığı bir
ortama yanlış polikasıyla
katkı sağladığınr öne sür-
dü.
Çetin Öner, dün düzenle-
nen ortak basın toplantısm-
da, "TRTkurumugenel mü-
dürsüz de ktare edilir~ dü-
şüncesinin yaygınlaşması
durumunda içinden çıkıla-
mayacak kadar tehlikeli so-
runlann oluşabileceğini
vurgulayarak bu anlayışın
•'Ülke başbakansız da idare
edilebUir^e kadar gidebıle-
ceğine dikkat çekti. TRT'-
nin halkm sesi olrnası gerek-
tiğini kaydeden Öner, "Ne
yazık ki. 5 ayı aşktn bir süre-
dir yetkisizlikle yönetilen ve
kendi kaderine terk edilen
kurumda bütün yayıncılar
yügınhğa, umutsuziuğa düş-
müştür" dedi.
Çahşanlannın yüzde
90'ının TRT kökenli olma-
sına karşın, özel televizyon-
lann "TRT gibi olmayaİını"
dediklerinı kaydeden Öner.
"Keşke TRT gibi olsalar.
TRT hâlâ bir okuldur. Tür-
kiye'deki birinci sınıf yaym-
cuann yüzde 90'ıTRT'dedir.
.Ama ne yazık ki başsızhk,
yetkisizlik ve sorumsuzluk
nedeniyle onlara çalışma,
üretme şansı verilmemekte-
dir" diye konuştu.
Zekeriya Kabadayı da
TRT'nin özel televizyonlar-
la birlikte ekonomi, teknik
donanım. yatınm ve perso-
nel açısından yalnızlığa itil-
diğını belirtti.
Yetişmiş elemanlann sü-
rekli TRT'den aynlmasına
karşın, yeni eleman alımına
gidilmediğıni ve düşünce
üretımine karşı bir denetım
mekanizmasmın uygulandı-
ğını dile getiren Kabadayı,
TRT'nın, cumhuriyetin te-
mel nitelılderini korumakla
da görevli olduğunu söyledi.
Kabadayı. "Yayın politi-
kası açısından baktığımızda
TRT, yaptığı programlan,2.
kanal gibi seyirciye vericile-
rin daha az ulaş&ğı bir kana-
la aktarmıştır. Vaygtn olarak
izlenmesi gereken bu prog-
ramlar, haberleıie aynı saat-
lere denk düşürüldü. Laik-
lik-şeriat konusundaki tar-
tışmalann alabildiğinceyay-
gınlaştığı bir ortama,
TRT'nin yayuı poUtikasmın
yanhşhgımn da belli bir kat-
kısı vardır. TRT kötü yöne-
tiunektedir. Siyasi otoritenin
baskısı ve kötü yöneticilerin
etkisiyle doğm-dürüst acıfc-
oturum. haber programı ya-
yımlannıaınaktadır" dedi.