Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
16 MART 1997 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Türkiye kanalın tamamlanmasıyla Ren ve Tuna nehirlerinin trafik tehdidi altında
Boğazlara çifte kıskaçLALE SARIİBRAHİMOĞLU
ANKARA - Boğazlardan tanker geçışlenne getı-
rilen sınırlama konusunda Rusya'yı ikna etmekte
zorlanan Türkıve, Ren ve Tuna nehırlerinı bırleştiren
kanal yapımının tamamlanmasıyla bu kez Avru-
pa'dan yönelecek gemı trafiğı ıle çifte tehdıt altına
girdı. Hollanda ve Almanya arasında Ren ve Tuna ne-
hirlennın yakınlaştığı noktada gemı taşımacıhğının
Tuna'ya kaydınlmasını sağlayacak kanal inşaatının
tamamlandığı bıldınldı.
Diplomatık kaynaklar. Ren \e Tuna nehırlerinı bir
noktada birleştıren kanal yapımının kısa süre önce
bittıginı söyledıler. Böylece Kuzey ve Orta Avrupa
ülkelennin, Akdenız'e ulaşmada daha uzun bır gü-
zergâh olan Cebelıtank Boğazı'na bağımlı olmaya-
caklan ve taşımacılığin bırbölûmûnü, Istanbul ve Ça-
nakkale boğazlan üzennden Akdenız'e çok daha kı-
sa mesafede ulaşacak olan Tuna boyuna kaydıracak-
lan belırtildi. Gemi taşımacılığında mesafenin kısal-
masının taşıyıcıya önemlı ekonomik yararlar sağla-
• Boğazlardan tanker geçişlerine getirilen sınırlama konusunda Rusya'yı ikna
etmekte zorlanan Türkiye, Ren ve Tuna nehirlerini birleştiren kanal yapımının
tamamlanmasıyla Avrupa'dan yönelecek gemi trafiği ile çifte tehdit altına girdi.
dığma işaret edilirken Tuna trafiğinın boğazlara ge-
tireceği ek yükün, Rusya ile bogazlar mücadelesi ve-
ren Türkiye'yi rahatsız ettiğı kaydedildı. Tuna'dan ge-
lecek gemi trafîğinin, halen ciddi bır çevre tehdidi al-
tında bulunan lstanbul'u yaşamsal tehlike altına so-
kacağı vurgulandı.
Rusya'nın Azerbaycan'a ait Hazar Havzası erken
üretim petrolünü bu yıl ortalannda Karadenız'dekı
Novorosisk Limanı üzennden boğazlara taşıyacak
olması, mevcut tanker trafiğıni de kaldırmakta, bo-
ğazlar açısından dığer yakın tehdidi oluşturuyor.
Türkiye"nin, boğazlara yönelik tehdidi ortadan
kaldırmayı amaçlayan 1994 tarihlı Boğazlar Tüzü-
ğu'nü sorgulayanlara karşı, ABD'nin petrol kirlili-
f ıni önleme yasasını önemlı bir somut kanıt olarak
kullandığı bıldirildi. Bu yasayla ABD'nin, Atlas Ok-
yanusu'nun kendisıne ait 200 millik "ekooonıik
münhasır alanTna girmeyen bölgeyi de teknık do-
nanımı ile denetleyip geçişleri yasaya aykın olan ge-
milerin kendi bölgesine gınşini engelleyebildiği kay-
dedıldi.
Radar projesi aksadı
Boğazlar Tüzüğu ıle 1994 yılında boğazlardan bü-
yük tonajlı gemılerin geçişlerine sınırlama getiren
Türkiye, bu tüzüğün uygulanmasını kolaylaştıracak
radar kaplamalı Gemi Izleme Sıstemı'nin (VTS) ku-
rulmasını sağlayacak ihaleye 2 yılı aşkın bır süredir
bürokratik nedenlerle çıkamadı. Istanbul'da radarla-
nn yerleştirileceği alanlann da kamulaştınlmasını
gerektiren VTS 'ler sayesinde; Istanbul çevresine gü-
venlık tehdidi oluşturan gemiler izlenecek, gözle ya-
pılamayan gemi seyirleri elektronık olarak yapılacak
ve gemılerin denize atık su bırakma gı'bi ihllaleri ko-
laylıkla tesbit edilecek.
Yetkililer pekcok yabancı geminin özellıkle Ça-
nakkale Boğazı'nda Türk karasulanndan çıkmadan
atıklannı bıraktıklanna işaret ederken boğazlardan
güvenli geçişte seyir planlannı zamanında veren ve
kılavuz isteyen ülkelerin başında Avrupa ve Iskandi-
nav ülkelennin geldiğine işaret ettiler. Boğazlardan
Kazak petrolleri ıle birlikte yüksek miktarda petrol
ve yük taşıyan Rusya'nın ise kılavuz istemediği gi-
bi seyir planlannı da zamanında vermedığine işaret
ediliyor. Rusya, Türkiye'nin Boğazlar Tüzüğü'nü,
Hazar petrollennin boğazlar yenne Akdeniz'deki
Ceyhan Limanı'ndan uluslararası piyasalarataşınma-
sını sağlamak için siyasi birkararolarak gündeme ge-
tirdiğıni savlıyor ve tüzüğü 1936 Montrö Antlaşma-
sı'nın ihlali olarak görüyor.
Türkiye ise mevcut gemi trafîğıyle bile kapasıte-
sinin üstüne çıkan boğazlardan geçişlerin hıçbir si-
yası boyutu olamayacağını ve tüzüğün gerekçeleri-
nin Istanbul'a yönelik ciddi tehdıtten kaynaklandı-
ğının altını çiziyor.
işçiye esel-mobil oyunu
İşçi ücredeıi
reel olarak
düşürülüyor
• Demiryo!-tş ve Şeker-lş. kayıplann gıderilmesı
için yüzde 138'lik artış yenne ilk 6 ayda kümülatıf
olarak yüzde 59 oramndakı zamma ımza atarak
ücretlerdekı yüzde 38'lik reel gerilemeyı kabul ettiler.
Iki sendikanın sözleşmesıyle ıkincı 6 ayın başında
eşel-mobil sistemıne geçilirken ilk 6 aylık dönemdeki
enflasyon da dikkate alınmayınca kayba uğrandı.
BANU SALMA.N
ANKARA - Demiryol-lş
ve Şeker-lş'ın ımzaladığı
sözleşmeyle ikınci 6 ayın
başında geçilecek olan ve
"enflasyon kadar zam" an-
lamına gelen "eşel-mobiT
sistemı, sözleşmelenn ilk 6
aylık dönemınde uygulama-
ya konulmayarak ışçıler bü-
yük kayıba uğratıldı. Harb-
Iş'in araştırmasına göre.
#1
aya yan»tılrnaması nede-
niyleŞeker-Jş'in sözleşme-
sinc göre ücretlerde yakla-
şıfc yüzde 21 'lık, Demiryol-
lş sözleşmesıne göre yakla-
şıkyüzde 17'likkayıpmey-
dana gelecek. Türk-lş'in
yaptığı başka bır araştır-
mayla da ikınci 6 ayın ba-
şında 6 aylık enflasyon ye-
rine aylık enflasyonun esas
ahnması nedenıyle bir işçı-
nin 18 ayda toplam 88 mil-
yon hra daha az ücret alaca-
ğı belirlendi.
Demiryol-İş ve Şeker-tş.
yalnızca 1995-1996 kayıp-
lannın giderilmesı için ge-
reklı olan yüzde 138'lık ar-
tış yenne ilk 6 ayda kümü-
latifolarak yüzde 59 oranın-
daki zamma ımza atarak üc-
retlerdekı yüzde 38'lık reel
gerilemeyi kabul ettiler.
Harb-tş'ın araştırmasın-
da, Şeker-îş 'te ağustos 1994
tarihinde 100 olarak kabul
edilen ücretlerin 1997'nin
ocak aymda 42'ye geriledi-
ği belırtilirken; alınan ilk 6
aydaki kümülatif olarak
yüzde 59 oramndakı artışla
ücretlerin seviyesinin ancak
62'ye ulaştığı kaydedıldi.
Buna göre. Şeker-tş ımzala-
dığı sözleşmeyle yüzde
38'lik kaybı kabul etti. Şe-
ker-Iş'in sözleşmesinde, ilk
6 ayda enflasyon karşısın-
daki enme devam edeceğı
için ücretler ağustos
1997'de 49'a düşecek ve bu
kaytp giderilmeden eşel-
mobil sistemıne geçılece-
ğinden düşmüş olan ücret
korunmuş olacak. Sözleş-
me başlangıcından ıtıbaren
ilk 6 aylık döneme ılişkin
olarak, geçen yılın enflas-
yon rakamlannı baz alan
Harb-lş'ın araştırmasında,
ilk 6 aylık dönemde Şeker-
Iş'in ücretlerinde, enflasyon
karşısında yüzde 21 oranın-
da bir genleme meydana
geleceği saptandı.
Demiryol-lş'in, eylül
1994 tanhinde 100 kabul
edilen ücretlen, ocak
1997'de 42"ye genlemiş-
ken, ilk 6 aydaki kümülatıf
yüzde 59'luk artışla ücret
düzeyi 62'ye yükseltilmiş
oluyor. Demiryol-lş'in üc-
retleri, eşel-mobil sistemi-
ne geçilecek olan ikınci 6
ayın başında, enflasyon kar-
şısında 49'a genliyor ve bu
ücret enflasyona endeksli
olarak korunmaya başlıyor.
Harb-lş'in araştırmasında
da ilk 6 aylık dönemde üc-
retlerdekı enflasyon karşı-
sındaki erimenın yüzde 17
düzeyinde olduğu saptandı
Türk-lş'in. Demıryol-lş
ve Şeker-fş'ın ımzaladığı
sözleşme üzennden yaptığı
hesaplamaya göre. ortalama
41 milyon 384 bın lira ola-
rak alınan ücret, yüzde
15'lık lyıleştırme üzerine
yüzde 38 lik zam verilmesi-
nın ardından 65 milyon 667
bın lirayayükselıyor. İkınci
6 aylık dönemde, aylık enf-
lasyona göre bu işçiye top-
lam 470 milyon 825 liralık
ödeme yapılırken; 3 aylık
enflasyonun esas alınması
durumunda bu rakam 475
^/nilyon 351 bın lıraya yük-
seliyor. 6 aylık enflasyona
göre ücretlenn arttmlması
durumunda ise bu rakam
499 milyon 991 bın liraya
yükselıyor Buna göre, ıkin-
cı 6 aylık dönemı kapsayan
temmuz-ocak arasında ay-
lık enflasyona endekslenen
ücretle, 6 aylık enflasyona
göre arttınlan ücret arasın-
da 29 milyon liralık fark
oluşuyor.
Hesaplamada, üçüncü 6
aylık dönemde. aylık enflas-
yonun esas alınması duru-
munda aynı işçiye toplam
649 milyon 740 bın lıra öde-
me yapılırken, 3 aylık enf-
lasyona göre ücretin arttınl-
ması durumunda bu rakam
632 milyon 456 bın liraya
ıniyor. Ancak 6 aylık enf-
lasyona bağlanması duru-
munda ise aylık enflasyona
göre 35 milyon liralık fark
yaratarak bu rakam 684 bin
488 liraya yükseliyor.
Aylık enflasyona göre,
son 6 aylık dönemi kapsa-
yan temmuz 1998 - ocak
1999 döneminde toplam
840 milyon 665 bin lira pa-
ra alan işçı, 6 aylık enflasyo-
na bağlı olarak ücretinin art-
tınlması durumunda toplam
864 milyon 509 bın lira üc-
ret alıyor. Ücretin 3 aylık
enflasyona endekslenmesi
durumunda ise aylık enflas-
yonda ödenen toplam 840
milyon 665 bın lira. 811
milyon 985 bın liraya iniyor.
'HükümetBremen Mızıkacılarıgibi
y
tSTANBUL/ANKARA (Cumhuriyet) -KESK/e
mensup bir grup memur. grevlı toplusözleşmeli
sendikal hak istemiyle protesto gösterisinde
bulundu. Beyoğlu Istiklal Caddesı'ndekı KESK
binası önünde toplanan gruba hitaben konuşan
Eğitim-Sen 1 nolu Şube Başkanı Hasan Zenk, siyasi
iktidann maaş artışı konusunda kamu çalışanlan
arasında ayınm yaptığmı söyledi. Ayınmcı
uygulamayı reddettiklerini, sözleşmeliler de dahil
tüm kamu emekçilerine I ocaktan geçerii olmak
üzere eşit ücret verilmesini istediklennı kaydetti.
Kamu görevlilerine sendikal hak verilmesini ıçeren
çalışmalara da değinen Zenk, "Sendikal hak ve
özgürlüklerden yoksun dernek işlevindeki yasa
tasarısını asla kabul etmiyoruz" dedi. Zenk.
KESK'in söz konusu kanun tasansı ve ek zamJarla
ılgili olarak Türkiye genelınde 22 ve 29 martta
kıtlesel yürüyüşler yapacağını belirterek Istanbul'da
da 22 mart cumartesi günü Söğütlüçeşme'den
Kadıköy Meydanı'na, 29 mart cumartesi günü de
Aksaray Metro Istasyonu'ndan Saraçhane'deki Bölge
Çalışma Müdürlüğü'ne kadar sessiz birer yürüyüş
gerçekkştireceklerini söyledi. KESKGenel Başkanı
Resul Akay ise kamu görevlilerinın ücretlerine
yapılacak ek artış konusunda bir açıkJama yaparak
"Her kafadan bir ses çıkıyor. Başbakan Yardınıcısı
oran açıklıyor, Maliye Bakaıu tekzip edhor.
Başbakan açıklama yapıyor, Çalışma Bakanı bunun
tersini söyiüyor. Kısaca, bu hükümet Bremen
Mızıkacılan'nı tarihin sayfalanna gömmeye rüyet
etmiş görûnüyor" dedi.
(Fotoğraf: BERTAN AĞANOĞLU)
Özelleştirme
Adana'da
'hayır'
mitingi
SAMtH AZMt EZER
ADANA - Türk-lş Genel
Başkanı Bayram Meral,
özelleştirme uygulamalany-
la bugüne kadaryapılanlann
ülke, millet ve vatandaş ya-
ranna olmadığını öne süre-
rek "Devletin nimetferinin,
imkânlannın yağma edilme-
sine, peşkeş çekümesine izin
vermeyeceğiz'* dedi.
Tes-lş Sendıkası Adana
Şubesı'nce, elektrik santral-
lan ile TEDAŞ ve TEAŞ'm
özelleştırilmesi karannı pro-
testo amacıyla hastaneler
kavşağında düzenlenen yü-
rüyüşün ardından Uğur
Mumcu Meydanı'nda mi-
ting düzenlendi.
MiHng sırasında DYP'nin
seçim propagandasında kul-
landığı müziğin çalınması
dikkat çektı.
Türk-lş Genel Başkanı
Bayram Meral, mıtingde
yaptfgı konuşmada, halkın
yaranna icraatlann yanında,
zaranna olanlann ise karşı-
sında olduklannı söyledi.
Demokratık, laik, sosyal hu-
kuk devletini, çoğulcu, katı-
lımcı parlamenter sistemi sa-
vunduklannı, ülkede birlik
ve düzenlık istedikJerinı kay-
deden Bayram Meral. "Şal-
ter inecek, hükümet gide-
cek"," HükümetşaşırdL,$ab-
nmızı taşınh" sloganlan al-
tında şöyle devam ettr
"Tüm bunlan savunduk
vesavunacağız. Llkeiçin uze-
rimize düşeni onunımuda
yapıyoruz ve yapacağız. Hal-
kına hizmet eden. sahip çı-
kan partikre sa>gı duyanz.
Ancak, iktidar partileri kay-
dadeğerhiçbirşev yapmadı-
lar. Gfindemi değîştirdiler.
^erede>se, kardeşi kardeşe
düşman halegetirdiler. Bizim
besabımız; üİkeyi yağmala-
maya çahşanlarla, takna göz
yumaniarla-. Bugün ülke öy-
le bir hak gekli ki her çocuk
230 mihar lira borçlu olarak
doğuyor. Devletin nimederi-
nin, imkânlannın yağma
edilmesint. peşkeş çekümesi-
ne izin vermeyeceğiz. Bunda
karartıyız."
Elektrik santrallannın
özelleştırmesine de değinen
Meral, "Böylegiderseyakın-
da gaz lambalanna geri dö-
dedi
Meşale Izmir 'de
Siyanürle altına karşı düzenlenen meşaleli koşu diin sona erdL (ASUMAN ABACIOĞLU)
İZMtR (Cumhuriyet Ege Bürosu)-
Bergama'da işletilmek istenen siyanürle
altına karşı Bergama-lzmir El Ele Hare-
keti'nce düzenlenen meşaleli koşu, dün
son etabı koşan Bodrum Gönüllüsü Saj-
nurGetendost'un meşaleyi TÜYAP onur
konuğu Ord. Prof.Dr. Ekrem Akurgal'a
vermesiyle sona erdı. Gelendost ve diğer
koşucular, TÜYAP'ta ımza günü olan ya-
zarlar tarafından alkışlarla karşılandılar.
Bergama'dan önceki akşam başlayan
koşu. 110 kilometrelik Bergama-lzmir
arasında bütün gece sürdü.
Meslek odalan. Izmir Demokrasi Plat-
formu, demokratik kitle örgütleri, sendi-
kalar ve siyasi partiler tarafından destek-
lenen koşu sırasında eylemcıler, yol gü-
zergâhmda bulunan Aliağa. Menemen,
Çığlı ve Şakran'da büyük ılgiyle karşı-
laştılar.
Koşunun tzmir Kültürpark gırişinden
TÜYAP Kitap Fuan 'na kadar olan mesa-
fesi Bodnım Gönüllüsü Saynur Gelen-
dost tarafından koşuldu. Gelendost'u TÜ-
YAP kapısında onur konuğu Ord.
Prof Dr. Ekrem Akurgal, Ege kültür ve ta-
nhı alanında çalışmalan bulunan Avukat
Bilge Umar, Gazeteci-Yazar Yaşar Ak-
soy, Bergama Belediye Başkanı SefaTaş-
kû, Bergamalılann Avukatı Seoih Cteay,
Bergamalılar ve TÜYAP'ta ımza günü
bulunan Muzaffer İzgü, Hüseyin Yurttaş,
CengizAksoy ile çok sayıda yurttaş alkış-
larla karşıladılar. Meşaleyi teslim alan
Bılge Umar, meşaleyi yalnızca Bergama
halkı değil, bütün Anadolu halkının çete-
siz, aydınlık birTürkiye özlemi adına tes-
lim aldığını söyledi.
Bergama Belediye Başkanı Sefa Taş-
kın, îzmirli ve Bergamalı aydınlann siya-
nürle altın madenıni protesto etmek için
düzenledikJeri koşunun TÜYAP'ta sona
ermesinin anlamına değinerek, bir za-
manlar 200 bin cılt kitabın bulunduğu
Akropol'deki tarihi kütüphane ve diğer
kültür eserlerine bu protesto eylemiyle
sahip çıktıkJannı belirttı.
Bergama-lzmir El Ele Hareketı sözcü-
len,"Siyanûrie altına karşı çevre ve yaşa-
ma hakkımızı savunma bılincinin meşa-
lesini koşarak elden de getirdik. \maç, si-
yanürle altın sorununu Türkiye genelin-
de yaymaktır. Bugün Türkiye'nin her ye-
rinde altın aranmaktadır. Bu sorun \anuz-
ca Bergama ve İzmirtiler'in değil bütün
Türtdye halkının sonınudur" dediler.
HAFTAYA BAKIŞ
AHMET TANER KIŞLALI
İnci Taneleri...
Birinci inci:
"Islamcı politikanın gelişmesi, 1960larda ve
1970'lerde, başanlı biryenı işadamlan sınıfının taş-
rada ortaya çıkışıyla birlikte olmuştur... Kemalıst
entelektüeller henüz sivil toplum dönemıne gelin-
diğini kabul etmeseler de şimdi sivil toplumu tem-
sil eden bir Erbakan var."
Insanlan "kul"\uVXax\ yurttaşlığa geçiren; akla ve
bilime dayalı çözüm üretme yolunu açan Atatûrk
"totaliter"... Humeyni rejimi yanlılarını kanatlan al-
tına alan Erbakan "sivil toplumcu" (!)...
Türkiye'yi birağ gibısaran ADD'ler, ÇYDD'ler, ka-
dın kunıluşlan, işçi ve esnaf sendikalan hep "dev-
tetçi"... Çünkü karanlık dış kaynaklardan onlara
para akmıyor. Sınırlı gelirlı, sıradan insanların öden-
tileri ile ayakta duruyorlar. Çünkü Türkiye'nin çağ-
daş ve bağımsız olmasından yanalar.
10 Kasım'da Anıtkabir'e akan bır milyon kişi...
Başbakanlık Kupası sahibıni bulurken, Erbakan'a
"Türkiye laiktir, laik kalacak" diye haykıran onbin-
ler... Uğur Mumcu'nun arkasından yürüyen yüz-
binler... Onlar "sivil toplum" değil!
Ama Hamas ve Hizbullah önderlerınin resımleri
altında törenler düzenleyenler... Kadını belediye
meclislerine bile aday göstermeyenler, "ikınci sınıf
insan" sayanlar... Atatürk ve cumhuriyete karşı ın-
tikam yemini ettirenler... Falanlar, filanlar, Erba-
kan'lar, hep "sivil toplum" temsilcileri (!)...
Bu "inci" kime ait?
Prof. Şerif Mardin'e!. Said-i Nursi'yı övmek
için "bilimser (!) kitap yazmış, en Amerıkancı bi-
lim adamlanmızdan birisıne...
• • •
Ikinci inci:
"Batı'da, dinsel anlam taşıyan kıyafetlenn ya-
saklanması düşünülemez; çunkü bu kıyafetlenn
giyiliyor olması, ötekı bireylenn özgüıiüğünü kısıt-
layan bir unsur olarak değerlendinlemez."
Batı'da, başını örtmeyen kadınlaratükurülen. ha-
karet edilen öğretım kurumları, mahalleler, kentler
var mı? "Tesettür"e uymaları ıçın aylığa bağlanan
dar gelırli aile kızları var mı?
Tüm bunlara karşın, devlet okullarmda derslere
başörtüsü ile girilmesini yasaklayan... Fransa ve
Belçika gıbı ülkeler, acaba Batı'dan sayılmıyor mu?
Yoksa Batı demek ABD demek midir?
Incinin sahibi devam edıyor:
"Devletçilikvelaiklik birlikte, dini siyasetten, din-
sel talepleri de kamu sahasından uzaklaştırmanın
mekanizmasını yaratmışlar... Ahmaklığı bır siyasi
tavra dönüştürerek, hem laik hem Islamı totalita-
rizmi besliyorlar."
Dini siyasetten uzaklaştırmak "ahmaklık"... Son
yanm yüzyılda -devlet eliyle- aldığı darbelerle nı-
teliğini yitirmeye yüz tutan cumhurıyetı tümden yı-
kılmaya terk etmek ve meydanı Humeyni özentile-
rine bırakmak "akıllılık" (!)...
Bu incinın sahibi ise Etyen Mahçupyan
Hiç de mahcup olmayan, yeni dünya düzeninin
egemen ideolojisini iyı savunan.. çok "akıllı" bir nu-
maraç) cumhuriyetçL
•••
Üçüncü inci:
"DSP, milliyetçi, muhafazakâr, militarist, popû-
list, merkeziyetçi birpartıdir... CHP halkçılık yak-
laşımlarıyla, içeriği toplumsal beklentilere cevap
vermeyen bır çağdaşlık kavramıyla, onu belirleyen
Kemalizm ideolojisıyle ve laisizmle siyaset yap-
maktadır... SHP kuramsal, kavramsal açılardan
belli biryere taşınmışken, bu kez CHP ortaya çık-
mış ve ona teslim olmuştur."
Yani DSP'nın yanlışlığı yapısında değil; Ataturk
ulusçuluğuna bağlı oluşunda ve -üstadın buyurdu-
ğu- "militarist"liğinde (!).. CHP'nın bozukluğu kim-
lik bunalımından değil; Kemalizmden kopamama-
sında.
Mevlana tekkeciliğinin, etnik aynmcıiığın ve kök-
lerinden uzaklaşmanın, yüzde 30'lardan yüzde
10'lara düşürdüğü SHP'ye ise "yazık" olmuş...
Ve dökülen son inci:
"Bu şartlarda tartışılması gereken, yeni bir sol
kurmanın olanaklandır. Gerisi zaman kaybıdır."
Nasıl bir "yeni" sol?
Kemalizmden tamamen soyutlanmış bır sol (!)...
Yani "numaracı sol"... (Boyner'in yüzde yarım
"oy'luk "yeni demokrasi"sinin suyu mu çıktı? Ya-
pın adını "yeni sol", olsun bitsın...)
Bu incinin sahibi de Hasan Bülent Kahraman.
SHP'nin Kültür Bakanı Fikri Sağlar ın -Mehmet
Aftan'ia birlikte- iki kolundan birisi... Kemalizm dış-
lanmadan solcu olunamayacağı "cev/3er"inin mu-
cidi... Atatürk ve faşızm bağlantısının kâşifi...
SHP'nin "doğru yol"u (!) bulmasında -ve de eri-
mesinde- kılavuzluk edenlerden...
• • •
Işte üç kılavuz "enfe/"imizden üç inci... Ne de-
miş atalanmız:
"Bana kılavuzunu göster, bumunun kurtulama-
dığı kötü kokulann nereden geldiğini ben sana
söyleyeyim."
Tam öyle değilse de ona benzer bir şeydi gali-
ba...
Apaydın ödüfleri verildi
İstanbul Haber Servisi-
Orhan Apaydın Demokrasi
ve Banş Vakfi'nın bu yıl
ödüle layık gördüğü CHP
Manısa Milletvekıli Sabri
Ergül ile Türkıye Gazeteci-
ler Cemiyeti (TGC) Başka-
nı Nail GürelL halkın şeriat
tehlikesine karşı örgütlen-
mesi gerektiğini belirttıler.
Istanbul Barosueski Baş-
kanı OrhanApaydu'ın anı-
sına Orhan Apaydın De-
mokrasi ve Banş V'akfi'nca
düzenlenen ödül töreni dün
Conrad Oteli'nde gerçek-
leştirildi. Törenin açılış ko-
nuşmasını yapan gazetemız
yazan îlhan Selçuk. Apay-
dın'ın demokrasi savaşçısı
olduğunu belirtti. Bugün
Türkiye'de şeriat ve laikli-
ğin tartışılır olmasının bir
ayıp olduğunu vurguiayan
tlhan Selçuk, Türkiye'nin
çağdaş bir ülke olmak için
büyük bedeller ödediğinı
söyledi. Buna karşın çok
fazla mesafe alınamadığını
belirten Selçuk halkı müca-
dele etmeye çağırdı.
Vakfın bu yıl ödüle layık
gördüğü CHP Manısa mil-
letvekilı Sabn Ergül'eödü-
îü vakfın yönetim kurulu
üyesı GüJçin ÇaylıgiL TGC
Başkanı Naıl Güreli'ye ise
Burhan Apaydın verdi.
Apaydın bugün Türkiye'de
ıki ayn grup Atatürkçü ol-
duğunu savundu. İlk grubun
llhan Selçuk gibi dürüst ay-
dınlardan ıkinci grubun ise
şekilcilerden oluştuğunu
belirten Apaydın, "1982
Anayasası hürrivetin tenü-
nan değildir.Çünkü bir cun-
ta .\na> asasıdır. Bizlcr için
asıl Anayasa 1924 Anavasa-
sıdır. Bu Anavasanm geri ge-
tirilmcsi için çalışmalıyız"
dedi. Ödül törenınden son-
ra '•Demokrasi ve İnsan
Haklan Açısından 1997
Türldyesi" konulu panel
gerçekleştirildi. Panelde ko-
nuşan Sabri Ergül, Türki-
ye'de demokrasi. insan hak-
lan ve hukukun özellıkle
1960Tı yıllardan sonra ye-
terli gelişimi gösteremedi-
ğini savundu.