25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenr Orban Erinç • Genel Yayın Koordinatörü: Hikmet Çetinkaya 0 Yazıışlerı Müdürlerı fbrahim Yıldız, DinçTayaoç(Sorumlu) # Haber Merkezı Miidurü. Hakan Kara • Gorsel Yönetmen: Fikret Eser Dış Haberler Şinasi Danışoğlu • Utıhbarat CengizYüdınm • Kûltür. Handan Şenköken • Spor Abdülkadir Yücelman # Makaleler Sami Karaören A Düzeltme. Abduüah Yaacı # Fotoğraf. Erdoğan Köseoğlu • Bılgi-Belge Edibe Buğra • Yurt Haberlen Mehmet Faraç YayınKunılu: tHunSdçuk(Başkan), Orhan Erinç, Oktaj Kıutböke, HikmetÇetinkaya. Şükran Sooer, Ergun Bak3.DinçTay»nç. İbrahim V ıldız. Orhan Bursalı. Mustafa Balba>. Hakan Kara. AnkaraTemsılcısı: Mustafa Balba\ • Haber Müdüni. Doğan Akm Atatürk Bulvan No: 125. Kat4, Bakanlıklar-Ankara Tel 4195020(7 hat), Faks: 4195027 • lzmır Temsılcısı SerdarKıak,HZıvnBK 1352 S. 2/3 Tel 4411220. Faks 44)9117 • AdanaTemsılcisr Çetin Yiğenoflu. İnönuCd 119S. No 1 Kat 1. Tel-363 12 11, Faks-363 12 15 K.oordınaton Ahmet Korulsan • Muhasebe Bülent \ ener • tdare HüseyinGürer#tşletme: ÖnderÇeli"k*Bılgi-Işlem Nail İna) • Bılgısayar Sıstertr Mürüvet Çiler MEDYA C: • Yönetun Kunılu Başkanı - Genel Mudür" Güibin Erduran # Koordinatör Reha lşttnuuı • Genel Mudur Yarthmcısı Mine Akdağ Tel 514 07 53 - 5139580-513846O-61,Faks 5138463 ^ a>ımla>an ve Ba&an: Yenı Gun Haber Ajansı. Basıh ve Yayuıcılık A $ Turkocağı Cad 39 41 Cağaloglu 3-1334 Ist PK. 24« tstanbul Tet (0 2121 512 05 05 (20 hatl Faks (0712)513 85 95 16MART 1997 Imsak: 4.42 Güneş: 6.08 Öğle: 12.20 tkindi: 15.39 Akşam: 18.18 Yatsı: 19.39 Mars'ta yaşam • VVASHENGTON (AA)- Mars'la ilgili son araştırmalar. "Kızıl Gezegen"de yaşamın mümkün olduğunu ortaya fcoyuyor. Science dergisinde yayımlanan iki araştırma, kayalann oluşumu sırasındaki sıcaklığın mikro-organizmalann ortaya çıkmasına olanak sağladığını gösterdi. Wisconsin Üniversitesi'nden John Valley ve ekibi, Mars'tan dünyaya düşen kaya parçalanndaki oksijen ve karbon ızlerini inceleyerek kayalann oluşumu sırasmda Mars'taki sıcaklığın yaşamın ortaya çıkmasına uygun olduğu sonucuna vardı. MÜ İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Yaşar Nuri Öztürk, din eğitiminin sonra da yapılabileceğini söyledi yıllık temel eğitim olmazsa olmaz'tstanbul Haber Servisi - Marmara Üniversitesi tlahiyat Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Yaşar NuriOztürk, kesintisiz 8 yıllık eğitimin Türkiye'nin "olmaz- sa otanaz" sorunlanndan bıri olduğu- nubelirterek, "8 yıllık temel eğrtünön- cegerçekleşsin, onun ardından din eği- timinde neter çıkıyor, görürüz. Din eği- timi meselesi, Türkiye"de yeniden ele alınması gereken önemli bir konudur. Ama 8 yıllık eğitim konusu ile bu ko- nuyu birbirine kanşbnnamak lazun" dedi. Milli Eğitim Bakaru Mehmet Sağjam da 8 yıllık eğtime geçişle ilgili mevzu- at değişikliğine gereksinim olduğunu belirterek bu konuda çalışmalara baş- ladıklannı söyledi. Prof.Dr. Öztürk, 8 yıllıkkesintisiz eği- timin dünyarun takip ettiği, denenmiş ve iyi sonuçlar vermiş bir sistem oldu- ğunu ifade etti. Prof.Dr. Öztürk, "Tür- Idyeiçinyeni bir sistemdir. Onun ardın- dan ne gibi açıklar ortaya çıkıyor, gö- rûlür. Onun telafîsi için yeni düzenle- meler yapıhr. pürüzlcr giderilir. Bu bir prosedür mesclesidir. diğeıieri buna gö- re adapteedilir" dıye konuştu. AA'nın konuya ilışkin sorulannı yanıtlayan Prof. Dr. Öztürk. 8 yıllık temel eğitı- min 5 artı 3 yıl olarak uygulanması konusunda ise şunlan söyledi: 'Kesintisiz eğHiın şart' "Kesintisiz 8yıl uygulanırsa, özeilik- le imam-hatip okullannın orta kısım- lannda sorunlarçıkacağLKuran'ın ez- berlenemeyeceği gibi üeri sürülen gd- PrOf. Cİğdem KâğltÇlbaşl. Türkiye, temel akademik eğitimin 8 yıldan az verildiği ender ülkelerden. Milli Eğitim Bakanı Sağlam: 2000 yıhna dek, 11 yıllık zorunlu eğitime geçilecek. rüşler doğnı değiL Kuran ezberieye- cek adam zaten bunu okulda ezberle- mez kL_Zaten çocukimam-hatip okul- larında imam, hafiz olamaz kL. O ay- n bir olay O konunun a>n bir prose- dür, ayn bir başuk altında ele alınma- sı lazım. O görüşlere kablmıyorum, doğnıdeğil.K£SJntJSH8yıBıkeğitiın,ben- ceTürkiye'nin 'olmazsa olmaz' roese- lelerindenbiridir. O gerçekkşecek; ge- risini oturur, tarrjşınz. Çocuk hafizhk yapacaksa, ona göre müessese gerirflir. Din eğitimi alacaksa. din bilgini ola- caksa onlarmhepsiyapıhr.O,prosedür- 8 ydhktemei eğitimden sonrada din eği- timi yapılırr K.oç Cniversitesi öğretim üyesi Prof.Dr. Çiğdem Kâğrtçıbaşı da dünyada temel akademik eğitimin en az 8 yıl olduğunu söyledi. Kâğıtçıba- şı, Türkiye'nin temel akademik eğiti- min 8 yıldan az verildiği ender ülke- lerden biri olduğunu kaydetti. Türkiye'nin ILO sözleşmelerine im- za attığım da anımsatan Prof.Dr. Kâ- ğıtçıbaşı, u Dünyabunoktadayken,biz hâlâ temel akademik eğitimin 8 yüa çı- kanlmasuu konuşuyoruz. Çok geç ka- nnmıstır''dedi. Prof.Dr. Kâğıtçıbaşı, özellikle imam-hatip okullannın orta kısımlannda mesleki eğitim verilme- sini savunan kişilerin, "3 yılhkBseeği- timiyle imam-hatip yetişmez. Kuran küçükyaşta ezberlenir,ağaçyaşken eğh lir" tezini savunduklannı belirterek özetle şunlan söyledi: 'Eğitime para aynlmalT "Zihinsel gelişim sağlanmadan, mes- leki okullarda dini bilgUcri ezbertemek bir işe yaramaz. Önceükle başka alan- lardan para kesilerek eğitime para ay- nlmabdır. Aynca, eMeki kaynaİdar ras- yonel kullanümabdır." Beyaz Nokta Vakfı'mn düzenlediği "Ezbersiz Eğitim Sempozyumu"nda konuşan Bakan Sağlam. 8 yıllık eğiti- me ulaşmayı hedeflediklerini belirte- rek, 2000 yıhna kadar 11 yıllık zorun- lu temel eğitime geçileceğini kaydet- ti. 8 yıllık eğitim konusunda öncelik- le ilköğretim okullannın altyapı bakı- mından hazır hale getirilmesi gerekti- ğini vurgulayan Sağlam, gereksinim duyulan öğretmen kadrolanrun atanma- sı için Maliye Bakanlığı'mn onayını beklediklerini söyledi. Beyaz Nokta Vakfi Başkanı TmazTi- tiz de Türkiye'deki ezbere dayah eği- tim sisteminin yardıma muhtaç birey- ler yetiştirdiğini anlattı. Titiz, Milli Eğitim Bakanı Sağlam'dan, ezbersiz eğitimin uygulanması konusundabir ge- nelge yayımlayarak okullara gönderme- sini istedi. REFAHYOL hükümeti, Bolluca Çocuk Köyü'nü ele geçirme planlan yapıyor Mutîııluklan kesiııtiye uğradı Moda çılgınlıkları Pans'teki moda günleri sürüyor. Önceki gün tngiliz modacı Vıvienne Wesrwood sonbahar-kış sezonu için hazırladığı kreasyonunu tanıttı. Westwood'un soğuk günler için tasarladığı kürk mantosunu Amerikalı manken Jerry Hall izleyenlere sundu. (Fotoğraf: REUTERS) FİGENATALAY REFAHYOL hükümeti, 72 çocuğu uykulann- dan etti. Bu çocuklann yaşadığı ve Türkiye Ko- runmaya Muhtaç ÇocuklarVakfi 'nca yönetilen Bol- luca Çocuk Köyü'ne çengel atan Çocuk Esirge- me Kurumu, köyün işletmesinin kendilerine dev- redilmesi için her yolu deniyor. Kurumun müfet- tişleri. çocuklan ve anneleri "köyde uygunsuz ha- rekeder yaşandığı'' gerekçesiyle sorguya çekti. Vakıflar Genel Müdürlüğü Türkiye Korunma- ya Muhtaç Çocuklar Vakfi aleyhine "izinsizuhıs- lararası ilişki kurmak" gerekçesiyle dava açtı. Başbakanlık Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esırge- me K.urumu Genel Müdürii OsmanFurkan da, vak- fa bir yazı göndererek "çocuk köyünün tüm işlet- me hakkının kendilerine verilmesinL \akfın sade- ce hizmetli. teknisyen, aşçı. şoför, bahçı\an gibi personeli calışarmasını" istedi. Alternatıflen sokaklar ya da Çocuk Esirgeme Kurumu'nun sevgısız yuvalan olan bu 72 çocu- ğun, sevgi dolu yaşamlan şu anda kesintiye uğ- ramış durumda. Her an anne ve kardeşlennden. resimler, oyuncaklar, fotoğraflarla süslü odalann- dan alınıp götürülecekleri korkusunu yaşayan bu çocuklan mutsuz eden olaylann gelişimini kısa- ca anlatalım. Türkiye ICorunmaya Muhtaç Çocuklar Vakfi ile Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü arasında 21 Haziran 1996 tari- hinde bir protakol imzalandı. Devlet Bakanı İm- ren Aykufun imza koyduğu bu protokole göre, köy • Çocuk Esirgeme Kurumu'nun müfettişleri, çocuklan ve anneleri "köyde uygunsuz hareketler yaşandığı" gerekçesiyle sorguya çekti. ortak işletilecek ve Çocuk Esirgeme Kurumu Ge- nel Müdürlüğü köye müdür. müdüryardımcısı ve sosyal hizmet uzmanlan atayacaktı. Ancak bu ata- malar gerçekleşmedi Bu arada "köyde uygunsuz hareketler meyda- na gekliğine" ilişkın ihbar mektuplan alındığı ge- rekçesiyle Bolluca Çocuk Köyü'ne gelen müfet- tişler, anneleri ve çocuklan sorguya çektiler. Köy sakinlerini çok üzen bu sorgulama sırasında özel yaşama ilişkin rahatsız edici sorular soruldu. Ço- cuklan ve annelerini daha çok üzmemek ve utan- dırmamak için cinsellik çevresınde dönüp duran sorulan sizin hayal gücünüze bırakıp, çocuklann "sorgu odaa"ndan başlan önlerinde. ezik ve utanç içinde çıktıklannı belirtmekle yetinelim. Rahatsız eden iddialar Bolluca Köyü'nde Hıristiyan çocuklar yetişti- rildiği de. vakfi ve köy sakinlerini rahatsız eden bir başka iddia. Bu söylentiler yüzünden gittikle- ri okulda, "Hıristiyan çocuk", "papaz çocuk" di- ye alay edilen çocuklar, uzun bir süredir sağlıklı dini bilgiler edinmeleri için vakıf yöneticilennin Istanbul Müftülüğü'nebaşvurusuüzerinehercu- martesi köye gelen bir hocadan din dersi alıyor- lar.Bolluca Köyü'nün statüsündeki belirsizlik ne- deniyle yurtdışındaki Türk işçilerinin yaptıklan büyük meblağlardaki bağışlar da değerlendirile- miyor. Şimdi Bolluca Köyü'nün sakinleri ve vakıfyö- neticileri, başta feshedilen protokole imza atan İmren Aykut olmak üzere, bu çocuklann rahat uyumalannı isteyen herkesin desteğini bekliyor- te Dürryadaki 361 çocuk köyünden biri 1949'dakurulan S.O.S. KinderdorfInternational adlı kuruluşun, 15'i İslamülkesi olmak üzere top- lam 128 ülkede 361 çocuk köyü bulunuyor. Ku- ruluş, korunmaya muhtaç çocuklann aile orta- mında yaşamalannı sağlayan bu köylerin yalnız- ca yapımını üstleniyor. tşletmeleri, köyöin bulun- duğu ülkedeki kuruluşlarca gerçekleştiriliyor. S.O.S. Kinderdorflnternational ileTürkiye Ko- runmaya Muhtaç Çocuklar Vakfı'mn işbirliğiyle 1991 'de Gazıosmanpasa Bolluca Köyü'nde kunı- lan Bolluca Çocuk Köyü'nde, 10 evde. 72 çocuk yaşıyor. Her evde 5-8 çocuk ile bir anne bulunu- yor. İki katlı evlerde yaşam, çok çocuklu ve ba- basız herhangi bir evdeki gibi geçiyor. Anne, bü- yük çocuklannı okula gönderdikten sonra evin ve çocuklannın işlenni yapıyor, hep bırlıkte komşu evlere ziyarete gidiliyor. Eşi ve çocuklanyla köy- deki bir evde yaşayan köy müdürü, çocuklar için "baba" sembolü oluyor. Bu arada vakıf, hem ken- di çocuklan hem de yöre halkı için bir ilköğretim okulu yapımını da sürdürüyor. 1991'de Gaziosmanpaşa'da kurulan Bolluca Çocuk Köyü'nde 72 çocuk yaşıyor. Şim- di çocuklar: anne ve kardeşlerinden. resimler. oy uncaklar, fotoğraflarla söslü odalB- nndan alınıp götürülecekleri korkusunu duyuyo'riar. (Fotoğraf. KAAN SAĞANAK) SAK USTUNDE MÜJDATGEZEN Beni güldürenler MSM'nin doktoru Selçuk Baran nefıs fıkralar anlatır. Ama bu kez fıkra değil, gerçek bir olayı anlattı. Güldüm, sızınle paylaşmak istedim. Selçuk Ağabey, bir yerde hükümet tabibi. Kaymakamın kansı son derece güzel. Bir de Hasip Ağa var ki, karısı evlere şenlık. Bir sohbette kaymakam, Hasip Ağa'ya takılmış: "Yahu Hasip Ağa, bu kadınla nasıl yatıyorsun?" Hasip Ağa, bütün saflığı ile cevap vermiş: Senin kanyla herkes yatar Gaymakam Bey, hüner bununla yatmakta." Şair Hatipoğlu Meclis Başkanvekili Hatipoğlu'nun nefis şiiri bana Nâzım Hikmet'i anımsattı. Yasin Bey'in üslubunu Nâzım'a benzettim. Gerçi biri şair, biri başkanvekili, ama olsun. Hatipoğlu'nun ruhunun derinliklerinden gelen o mısralar gerçekten büyük bir şair edası taşıyordu. "Yanıyoryanıyor müdhiş tarrakalar Çekiyor aguşuna bu advi beşer Haneler, fakirier, yetimler". Hatipoğlu'nun dizeleri de tıpkı Nâzım'ın yukandaki dizelerini andırmıyor mu?.. Nâzım bu ilk şiirini on üç yaşındayken, karşı evde çıkan yangın üzerine yazmış. Hatipoğlu da ülkedeki yangını kendi güzel üslubuyla dile getirmiş. Nâzım, on üç yaşında bu şiiri yazdı, ama sonradan dünyanın en büyük şairierinden oldu. Sevgili Yasin de belki büyüyünce güzel şiirler yazacak. Belli mi olur? Yok yok, bu çocukta iş var.. Mukuristan Sadri Alışık Kötü durumdakiler için her değişme iyiye doğrudur. Kral Lear (Shakespeare). 18 mart salı günü Istanbul Lütfü Kırdar Topkapı Salonu'nda Sadri Alışık'ı anacağız. Onun yaptığı resimler ve konuşmalar yer alacak bu gecede. Bir de fasıl var. Sadri Ağabey, Türk sanat müziği düşkünü idi. iyi adamdı, iyi aktördü, resim yapardı, şiir yazardı. Sanatçıydı o. Atatürk diyor ki Gericilik düşünceleri güdenler, belirti bir sınıta dayanacaklarını sanıyorlar. Bu, kesinlikle bir kuruntudur, sanıdır. ilerleme yolumuzun üstüne dikilmek isteyenleri ezip geçeceğiz. Yenilik vadisinde duracak değiliz. Dünya müdhiş bir akımla ilerliyor. Biz bu uyumun dışında kalabilir miyiz? M.K. Atatürk, 1923. Türk tiyatrosu Bölge tiyatrolan düşüncesi ilk kez Muhsin Ertuğrul Hocamızdan çıkmıştı. Bunu öncelikle Istanbul'un çeşitli semtlerine tiyatro salonlan açarak gerçekleştirdi. Devlet Tiyatrolan'nın da günümüzde Anadolu'nun birçok kentinde sahneleri var. Yöre be'ediyeleri de tiyatrolar açıyor. Bakırköy Belediye Tiyatrosu bunlardan biri. Biz de Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk'le kafa kafaya verdik ve Kadıköy Belediye Tiyatrosu'nun ilk temellerini atıyoruz. Kadıköy, aslında bir koca kent. Buraya nefis iki salon yapılıyor. Caferağa Spor Salonu'nun bitişiğindeki yeni ınşaat, "Kadıköy Belediye Tiyatrosu" olacak. Seçkin kadro, seçkin oyunlar ve Kadıköy'ün seçkin seyircisi... Şimdiki hedefımiz bu. Sonra turneler. Çevre illere gidip temsiller, söyleşiler, sergiler, work shoplar... Yeni bir salon, yeni bir tiyatro... Yaşasın bu sanat... Bu ülkede bazı şeyler hiç yokmuş. ömeğin sanat adına bir şeyler yapmak günah sayılırmış. O nedenle de bu ülkede sanatçı yetişmezmiş. ömeğin heykel günah olduğundan heVkeltıraş çıkmazmış. Yazı yazmaya iyi gözle bakılmadığından yazar yetişmezmiş. Resim zaten günah sayılırmış. Mizah hafrflik olarak görülür, bu nedenle kimse bu işle uğraşmazmış. Ama bu ülkede şiir çok sevilirmiş. Öyle ki memleketin en büyükleri bile şiir yazar, yazdıklan şiiri okurlarmış. Bunlardan biri ulu hakanın başmabeyincisi olup ülkede en çok onun şiirieri gözde imiş. Bunlardan biri şöyleymiş: Gönlümün uçbinevası nazıtagafülden yana Elimde bir kazma var saksağan çıktı dama. Bu şiir o kadar güzel o kadar güzelmış ki, koca ülke günlerce bu şiiri okuyup durmuş. Şiir, elden ele dolaşmış ve günün birinde bir mizahçının etine geçmiş. Fakat ülkede mizah yasak ya... Mizahçı da ne yapsın, şiiri hiç el sürmeden aynen yazanna iade etmiş. Ve ülkedeki bilcümle hıyarlar bu şiire sahip çıkmışlar. Onlar ermiş muradına, ama bunlar eremeyecek muratlanna. Erbakan ve spor 'Pazar'lık ve duvarlık sözler: Başbakanlık Kupası'nda seyirci Başbakan'ı yuhalayarak "Türkiye laiktir, laik kalacak" diye slogan attı. Nijerya Devlet Başkanı, Erbakan'ın Afrika gezisinde, bizimkine söz verdi, "2004 Olimpiyatlan'nda oyumuz Istanbul'a" diye. Nijerya'nın oyu Türkiye'nin aleyhine çıktı. Onlardan da bir "yuh" yine Başbakan'a. Ve ondan şöyle bir açıklama bekliyoruz şimdi: "Nijerya bizi nasıl desteklediğini ispatlamıştır, halkımız da demokrasiyi nasıl seviyor, bakınız bu Başbakanlık Kupası maçında belli oldu, millet muhalefeti yuhaladı." Yakışır... Yalandan kim ölmüş?.. Kırk yaş gençliğin ihtiyarlığı, elli yaş ihtiyarlıgın gençliğidir, V. HÜGO Çiller ve ANAP Necmettin Erbakan grup toplantısında, "Biz vermek için geldik" dedi. 11 Mart 1997 Salı. Okuyun: Şiir. Sevin: Düzyazı. Izleyin: Refah. Doğal Hayatı Koruma Derneği'nin sevgili yöneticileri ve Kıyı Yönetim Bölümü'nden Sayın Gül Şat. Mektubunuzu aldım. Size yardımcı olmayı görev bilirim. Ancak samimiyetime ınanın, çok yoğunum. Okulumun sınavları, dersler, yazılar, çekimler bir türiü bana bu konularda şans ve fırsat vermiyor. Antalya'ya gelmek kim bilir ne kadar güzel olurdu?.. SOLFEJ ve BULANCAK dergileri gene geldi. Teşekkürler... Tansu Çiller, ANAP'ın yurtiçinde ve dışında demokrasi konusunda hiç iyi sınav vermediğini söylüyor. Doğrudur. Ben ANAP'ı hiç sevmem. Demokrat olması için bir neden yoktur, çünkü faşist bir hareketin ürünü olarak kurulmuştur. Kişisel olarak da sevmem, çünkü beş yıl beni devletin tek televizyonu olan TRT ekranlanna çıkartmamıştır. Aradan yıllar geçti, o zaman ANAP'ta kimler vardı, herkes unuttu, ama görüyorum ki küçücük çocuklar benim hâlâ sevgilim. ANAP'tan bir şey çıkmaz da DYP'den çıkar mı?.. Bu partiyi Çiller yönetiyor. Orada dur. CHP ile DSP'ye gelince: Bu iki parti birieşmemekte ısrar ettikleri sürece yok olup gidecekler. Keşke öyle olsa da gerçek bir sosyalist parti dogsa. Refah'a gelince: Gelmek bile istemiyor insan. Tüm yaşamını sahtekârlık üzerine kurmuş insanlar vardır. Onlan hiç sevmem. Çıkarlan uğruna yalan söylerler. Ben Refah'ı sevmiyorum. Bunların tümü eski bir banka reklamı gibi: Yok aslında birbirinden farklan... Nâzım Işıklan yakıp söndürdüğümüz akşamlardan birinde Nâzım Hikmet Vakfı'mn yeni binasında buluşmuştuk. Orada Nâzım'ın eşyalan arasında beni derinden etkileyen birçok şey vardı. Ama Nâzım, Aziz Ağabey'e de bazı yazı ve eşyalar göndenmişti. Nesin vasiyetinde de bunlan N. H. Vakfı'na bırakacağını duyurmuştu. Ali ile Ahmet'in bunlan ivedilikle vakfa vermesi gerekiyor. Ben N. H. Vakfi üyesi ve A. Nesin Vakfi Derneği Başkanı olarak arada kalıyorum, ona göre... Kancığım seni düşünüyorum. Sütün kesildi mi büsbütün, Emziremiyor musun artık tosunumu Memetimi? Ev kirasını bu ay verebildin mi? Ben aklında mıyım? Pazarın fıkrası Temel tatlıcı dükkânı açmış. Hemşin'in ne kadar güzel tatlısı varsa yapıp satacak. Fakat bir satış elemanı anyor. işçi Bulma Kurumu'na telefon açmış. Karşıdaki ses, "Aradığınız elemanın ne gibi özellikleri olsun" diye soruncaTemel, "Şeker hastası olsin kafı" demiş. ADD Hatay Şubesi 2. Başkanı Sayın Mustafa Akar, çok tatlı bir mektup yazmış. Beni Hatay'a davet ediyor. Sevgili Mustafa Kardeşim... Askerliğimi Iskenderun'da yaptım. Sık sık Hatay'a gelir, Harbiye'ye geçerdik. Hatay'ı çok severim. Ama inan, işlerim o denli yoğun ki. Istanbul içinde yakmlanma bile gidemediğim oluyor. Bir gün mutlaka gelirim. Sevgiler. Paylaşmak güzel bir duygu Saniye Mete Akkoyun, Ardahan Damal'ın Eskikılıç Köyü'nden bir yazar. "Yıllann Devriminde Seni Düşündüm" adlı öykü kitabını sokakta elime tutuşturdu. Okudum. Halkını bu kadar güzel gözlemlemiş ve öğretmen eşine katkı olsun diye bakkallık yapmış bu hanımı kutluyorum. Paylaşmak, ne güzel bir duygudur. Sigarayı bırakanlar Istanbul'dan Nevin Barcı diyor ki: Nuray Çağlayan adlı arkadaşım yirmi yıl sonra sigarayı bıraktı, lütfen duyurun. Ankara'dan A. Hakkı Coşar, 25 yıl sonra bırakmış. Demek ki olabiliyor. Haftanın sözü Bu hafta buraya sözünde duran birinin sözünü koyayım dedim, ama... Mektup Burda kopkoyu bir suskunluk / Belki ordan duyarsın bu sesizliği Gururundandır acılarımın bu alçakgönüllüğü Ölür de haykırmaz kendisini. Aziz Nesin, 1981. Bir türkü Ah bir ateş ver sigaramı yakayım. (Verirsem namerdim, bir de beni suç ortağı yapmaya çalışıyor türkü söyleme ayağıyla...)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear