25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 14 MART 1997 CUMA OLAYLAR VE GORUŞLER Yeni Kitaplar Arasında MELİH CEVDET ANDAY H ayranlık duyduğum ya- zarlanmızdan biridir Tahsin Yücel; sağlam bir bilgı temeline dayanan ayıklayıcı bir mantık, onun dilimizi yücelten }azılan ıçin en yerinde bir tanı olacaktır sanıyorum. Sayın Yücel'in yenı basılan kitabı, "\LCSTILAR'" (Yapı Kredi Yayınlan), benım için gerçek bir sevinç kaynağı ol- du. Bu kitaptaki yazılarla ilk kez mi karşı- laşıyorum? Hayır, bu yazılan gazetemiz- de çıktıkça okumuştum elbet; ama bun- lann tümünü birarada bulmak sanki bir başka türlü etkiledi beni. Tahsin Yücel, ÖNSÖZ'ünde şöyle di- yor: "Ama, banasorarsanız. bittnişlik de ki- tabı kitap yapmaya yetmez her zaman. Aynı zamanda belirii bir bütün oiuştur- ması gerekir. Ben, kendi payıma, değjşik parçalardan otıışan kitaplanmda da el- den geldiğince şağlamava cauşmışımdır bu bütünlüğü. Örneğin öykü kitaplanm- dan Ben ve Ötekj'nin öyküleri bir uzam, zaman ve anlatıcı birliği ile birfoirine bağ- lamr, Aykın Öyküler'in öyküleri bir izlek birliği ile. Yazın, Gene Yazın'da yer alan her deneme. kitabın aynlmaz bir bölümü olarak düşünülmüştür. Ancak, ikiyılıaş- kın bir süre. değişik okumalann, değişik gözlemlerin esiniyle oluşmuş yüzü aşkın yazı arasında, anlatım \e yaklaşun bütün- İüğünden başka bir bütüıilük aramaksaç- ma otmaz nu? Belki de. Ama ben gene bir şev ler denemek istedim. Bir günlük gaze- tede. düzenli bir biçimde yayımlanmış ya- zzlan birara\a getirirken en doğnı yolun onlan çoktan geride kalmış günceliikleri içineyerleştinnek. \ ani yayımlanım tarih- ierine göre sıralamak olduğunu bilmekle birlikte, bu koşula uymakla \etinmedim: Idtabıma,ad ve kavram dizinine ek olarak, bir de 'izleklere göre içindekıler' ekleye- rek kaçınılmaz dağınıklığı biraz olsun aş- tnaya,böylece,düşlediğim bütûnlüğe ula- şamasam bile, bu yazılan okur için daha kullanışlı ve daha anlaşılır kümaya çabş- tun." ALINTILAR benim için bir başucu ki- tabı oldıu onu bütün okurlanma salık ve- riyorum. • Sözünü edeceğim ıki de şıir kitabı var; bunlardan bin, tanınmış felsefecilerimiz- den sayın Oruç Aruoba'nın "Ne Id hJç - Haflaıkr" adlı kitabıdır (Varlık Şiir Ya- yınlan). Size bu haikulardan birkaç örnek sun- mak istiyorum: Denize yağan yağmur uzakta: sen ne kadaryakınsın • Bir ucu hnlmış Ay Kıpırtısız dallar tatsız gece. • Nasıl olup geceyarısı pırıldayacak Yeniay? • Erik çiçeklerini Deniz 'e savuruyor Fırtına. • Boşalır Yağmur dinginlikte: Fırtına sonrası işte... • tkinci şiir kitabı Erdal Alova'nın ADAM Yayınlan arasında çıkan "Bitik Kent" adlı kitabı. Şiirsevenlerin çok iyi tanıdığı sayın Alova'nın bu yeni kitabın- dan okurianma birkaç örnek vermek is- tiyorum: PERSONA Tuzum ben, dedi gece Oysa Pazartesiydi Yeşilim ben, dedi ışık Oysa yalnızlıktı Yorgunum, dedim sana Oysa hiç doğmamıştım. BtRlNCt TEKİL ŞARK1 Ben biryaban atıyım Serseri rüzgârlardan doğma Sarhoş bir denizanasıyım Geçiyorum Budanmıs budunlar arasından Ömrüm benim Uyur gibi yapan çocuğun Bütün duydukları Bir elim orgda Bir elimde orak Geçiyorum dünyadan Turnede bir oyuncuyum Uyandığı şehri tanımayan Yaşım yok Adım hiç Erdal olmadı benim Kötü tarifedilmiş Bir adres gibi Dolasıyorum gövdemi Geçiyorum yıllardan Unutmaktan yorgun Beynim bir sonbahar sarayı Kızgın sözcüklerden bir kovan Yunuslar gibi sıçrıyor Aklımda dizeler Geçiyorum günlerden Yan kör bir kaptanım Karada yerim yok Deniz istemiyor beni Ölümse çoktan çevirmiş Gönderdiğim haberdyi Geçiyorum tçimde kıpkırık tanrılar Bir dağ puluyum Akdeniz 'e yapışmış Tuzgölleriyle ağlayan bir babayım Bitik bir kentim Eski adımı saklayan Arkamda hüzün alaylan, yıkıtnlar Açık kalmış bir köy çeşmesiyim Unutuştan sonsuza akan ARADABÎR Dr.MEHMET ALTINOK Ankara Tabip Odası Başkanı Mesleğimiz Onurumuzdur 14 Mart 1827: Tulumbacıbaşı Konağı'ndaTıphane- i Amire'nın kuruluş tarihi, aydınlanma hareketimizin dönüm noktası nıteliğındeki önemli tarıhlennden biri- dir. Tıp tarihimız, çağdaş anlayış ile yetişmiş hekim ve öbür sağlık personeli gücümüz ile kıt olanaklann doğ- ru kullanımmı birleştiren sağlık politikalannın başanla- n ile doludur. Hrfzıssıhha (sağlık koruma) Enstitüsü'nün kuruluşu; sıtma, verem, trahom savaşımı başanlan, 1961 tarihli Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi ve 1978 tarihli Kamuda Çalışan Hekimlerin Tam Gün Ça- lışmasına Dair Yasalar bunlardan bazılandır. Ne yazık ki bugün gelinen nokta tüm bu anlamlı girişim ve ba- şanlann çok gerisındedir. Hekimler, Dışişleri Bakanı Çiller tarafından hiçbir defnokratık ülkede benzeri gönjlmemiş hastane bas- kınları ile kamuoyunda yıpratılmaya çalışılmaktadır. Taraflı yaklaşımlan ile sağlık hizmetlerimizi içinden çı- kılamaz duruma getıren siyasi iktidarlar, tüm aksaklık- lann gidenlmesinın onkoşulunu uluslar üstü sermaye- nin tercihlerı doğrultusunda sağlık hizmetlerinin özel- leştirmesi olarak sunmaktadır. Kamu sağlık hızmetlerimizin sorunlan katlanılamaz boyuta gelmiştir. Bu bunalıma yol açanlar, kısır ve ta- raflı politikaları ile yıllardır sağlık alanında "özelleştir- me" uygulamalannı oturtmaya çalışan ıktidarlardır. Bu anlayışın temsilcilerinden Başbakan Yardımcısı Çiller, • Arkası 19. Sayfada Sayın Sağlık Bakanı'na. Prof. Dr. AHMET SALTIK Trakya Oniv. TV Fakühesi T$XffSTl££m£!£*'BE 9 kibınlı yıllara gıderken ülkemizin 19 yıl ön- Alma-Ata Konferası Bildirgesi önerilerini -ki 23 selleşme(globalleşme)kapsamında yeni dünya eko- W ce 1978'deimzakoyduğuuluslararasıbirbil- maddedir-ve 196rdeçıkanlan sağlık hizmetlerinin nomik düzeni yapılandınlması başlatılırken umut 1 dirgemetnıvar,kuşkumyokaıumsayâcaksı- sosyalleştirilmesi hakkındaki 224 sayılı yasayı önü- bu kez Türkiye ve kategorisindeki ülkelerdeydi. İlk • nız bu bıldirinin içeriğini. Alma-Ata Konfe- nüze açınız. Öneri 1 'den başlayalım; 224'ten karşı- gr u p > egemenlerüı sağlık, mal, hizmet ve teknoloji- 1 ransı. 134 ülke ve sağlıkla ilgili 67 uluslara- lığını araymız; denk düşen bir madde mutlaka bula- lerini pazarlama ve geliştirmede gerekli fınansma- -M~ rası kuruluşun Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) caksınız. Öneri 2'ye geçiniz, yine buldunuz benzer m yaratamamış ve teknoloji üreticisi bu ülkelere ak- öncülüğünde gerçekleştirdiği bu kapsamlı ve tarih- içerikli bir yasa maddesinı değil mi? Devam ediniz taramamıştı. sel toplantı, yerküremiz insanlannın tümüne "2000 lütfen...Öneri3,öneri3...veneredeysebire-birkar- Oysa bunalmış olan ve iç pazarda doygunluğa ydına dek sağhk" (Health For All-HFA by the Year şılanan yasa maddeleri... Yüzünüzdeki derin şaşkın- ulaşan, hatta hann sayılır büyüklükte iç kaynak tü- 2000) ülküsünü evrensel bir hedef olarak benimse- lığı görür gibiyım. Hatta -hoşgörünüze sığınarak- kettiğiiçinnkanansağlıksektörü,dışkaynaklarbul- miştı. Bildirgenin 17. maddesi özellikle önem taşı- "-jJanışmanlanmnedenbeniuyarmadılarki?!'' di- mahydı. Bu pazarlar, sanınm sizce de açıktır ki, 2. yor ve şunlan vurguluyordu: yebir parça buruklaştığınız da gözümün önüne ge- Dünya ülkeleri, o arada Türkiye idi. Temel Sağlık Hizmetlerinin (TSH) geliştirilmesi liyor. Tüm dünyanuı, sağlık sorunlannın çözümü Sanınm anımsayacaksınız Sayın Bakan, Sayın konusundaki kararlılıklannın bir göstergesi olarak için 1978'de ortaklaşa ürettikleri öneriler, ülkemiz- Turgut Özal öylesine hızla tşe kovulmuştu ki DB hükümetler; de tam 17 yıl önce yasalaştınlmıştır. Bu hükümler birkaç yıl sonra hükümete gönderdiği bir raporda li- 1. Bütçelerinden sağlığa ayırdıklan payı giderek çok doğaldır ki ilkesel düzlemde bugün de hemen san-ı diplomatikle şu uyanda bulunmaya zorlanmış- arttırarak TSH"nin, yetersiz götürüldügu toplum tümden geçerlidir. tı: Hükümet her alanda alabildiğıne liberal. Ancak gruplanna (dezavantajh. eşitsiz gruplar) yayılması- Sayın Bakan, ülkemiz, özellikle 12 Eylül dönemi- bu tutumu, sağlık ve eğitim gibi temel sosyal sek- na BlRtNCl ÖNCELIĞ1 vermeli; nin ardından, hemen her alanda olduğu gibi sağlık törlerde asıl görevlerini yadsıma derecesine varma- 2.TSH'yifmanseedecekhertürlüyolu,toplumun politikalan bakımından da ilgmçbir dönemegirdi. malı. etkili katılımını da sağlayarak teşvik edip destekle- Adına ÖzaBzm diyelim dilerseniz. Dünya Banka- Ama ne gam, o hızla kraldan çok kralcı tutumu- meli ve sı'nın (DB) 3. Dünya Ülkeleri 'nde fıyaskoyla son- muzla 1993'lere geldiğimızde, -yukanda da değin- 3. Tüm sektörlerdeki sağlıkla ilgili çalışmalann lanansağlıktaözelleştirmerejıminingüdümünegir- digim gibi- toplam sağlık harcamalan içindekamu- verimliliğini ve etkisini en yüksek düzeye çıkancı dik. Dağ başlannı hırçın ve o ölçüde de hazin bir nun payı yüzde 26'lara indirildı. Bu oran bakımın- önlemleri almalıdırlar.. özelleştirme isterisi sardı. 1984'tenbaşlayaraksağ- dandünyadabenzerirnizvarmıdiyeistatistiklereba- Sayın Bakan, aradan geçen yaklaşık 20 yilda bir- lık hizmetlerine kamusal katkı payını sistematikola- kılacak olursa, lütfen ülkeler sıralamasuun en altın- çok dünya ülkesi bu doğrultuda adunlar attı ve top- rak aşağılara çekmeye başladık. O yıl yüzde 51 olan dan başlayarak Türkiye'mizi arayınız. Birkaç Afh- lumsal sağlık düzeyini geliştirdi. Yani sağlık hiz- bu oranı, 1993'te yüzde 26'ya indirme başansmı ka, birkaç G. Amerika ve bir- iki Güneydoğu Asya metlerinin tüm topluma yayılmasını ve özellikle Te- tansıksal (mucizevi) biçimde 10 yılda kararlılıkla ve ülkesini geçiniz... mel Sağlık Hizmetlerini (TSH) herkesi kapsaması açıkalınlabaşardık(!).OysabuyıllardaDB,yayım- Iştebuldunuz! 145 ülkeiçindealttan20'lerdede- bağlamındacıddiyollaralındı. Acaba biz ne yaptık ladıgı bir raporda, Üçüncü Dünya'da yürütülen sağ- ğil mi? Yer yokluğu nedeniyle bu konuyu gelecek bu süreçte? Size şunu önenneme lütfen izin verinız: Iıkta özelleştirme ginşimlerinin umulan basanya yazımda sürdüreceğim. PENCERE Kopya?.. Bir sözcük anlamsal bir okyanusa yelken açabilir; felsefe ve tarih dünyasında büyük ka- pıların anahtanna dönüşebilir; yaşadığımız bü- yük çelişkinin başköşesine oturabilir; toplu- mun gündemini belirleyebilir. Gazetemiz Cumhuriyet, son yıllarda iki söz- cük üzerine yoğunlaştı: Aydınlanma.. Şeriat.. Ülkemizde olan bitenleri anlamak isteyen, bu iki sözcüğü derinliğine kavramak zorunda- dır. Cumhuriyet'in bilinç ve dirençle kullandığı bu iki sözcük artık medya ve toplumun sıcak gündemine yazıldı; anlamları tartışıldıkça, ya- şadığımız tarihsel çelişki daha çok ortaya çı- kacak... • Batı'nın bilimsel dünyasında önemli bir adım atıldı; Iskoçya'da bilim adamları bir koyunu kopyalayarak argoda "aynısının tıpkısı" diye vurgulanan eş koyunu yarattılar. medyamız gü- zel bir buluşla işlemin dilimizdeki adını taktı: "Kopyalama!.." Peki, "kopya" Türkçe mi?.. Halkın kullandığı bir sözcüğü Türkçe diye benimsemekyanlış sayılır mı?.. Kopya, Frenk- çe'dir, Latince kökenlidir. Koyunun, maymu- nun, bitkinin, insanın kopyasını genetik yön- temle çıkanp yeni bir canlı yaratan Batılı bilim adamlan bu işleme ne diyorlar: "Klonlama!.." • Sözcük yeni değil; tanmda meyve ağaçlan ve süs bitkilerinin eşeysiz üreme yoluyla türe- tilmesine öteden beri "klonlama" deniyor. Biz dilimizde "klonlama" sözcüğü olmadığından yaşanan olayı topluma bildirmek için "kopya- lama"y\ yeğledik... Ama "kopyalama" ne olayı belirliyor, ne de Türkçe kökenli bir sözcük... Türkçede "kopya" sözcüğünün de karşılığı yok!.. Neden?.. Atalanmız bir yazının kopyası- na "suret" diyorlar. Ne var ki suret kopyanın enine boyuna anlamını kapsayacak bir sözcük değil. Sorunu çözmek kolay görünmüyor; dilimiz- de "klonlama" yöntemiyle yeni sözcükler tü- retmek zorundayız. • Sorunun tam çözümü Batı'yı "kopya etmek" değil, çağdaş uygarlık düzeyine kavuşmaktır; daha başka deyişle, tam anlamında aydınlan- maktır. Bu da Türkiye'de ancak "Aydınlan- ma"nın "Şeriat"\ yenilgiye uğratmasıyla ger- çekleşebilir. Dünya, bugünlerde büyük bir oluşuma tanık oluyor. Dünyanın iki büyük gücü, BP ve Mobil, güçlerini birleştiriyor. Bir başka deyişle, BP ve Mobil, bilgi birikimlerini, ileri teknolojilerini, deneyimlerini bir araya getiriyor. Bundan bövle, BP ve Mobil'in dünvaca ünlü motor yağlarını, üstün akaryakıt kalitelerini ve benzersiz hizmet antayışlarını, aynı akaryakıt istasyonu çatisı altında bulacaksınız; BP çatısı altında. Araç kullananlara daha da mükemmel ürünler sunacak, daha da mükemmel hizmetler verecek bu birleşme, 43 ülkede gerçckleşiyor. 1 Aralık 1996 tarihinde imzalanan anlaşmayla Türkiye, bu süreci başlatmış bulunuyor. Bu birleşmeyle, BP ve Mobil'in ali.şik olduğunuz hizmet kalitelerine, Türkiye ve Avrupa'nın dört bir yanında -Türkiyede 815, Avrupa'da ise 8.900 akarvakıt istasvonunda- daha kolav. daha çabuk ulaşacak, daha çok ürün seçeneğiyle karşılaşacaksınız. Dünya, bugünlerde bu büyük oluşuma tanık oluyor. Türkiye ye ve tüm dünyaya kutlu olsun! Bizimle yolunuz hep açık olacak.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear