22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
14 MART 1997 CUMA • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 19 Istanbul Edime Çanakkale Kocaeli İzmir Manısa Aydın Denızli PB PB PB PB PB PB PB PB 12 16 13 12 19 17 21 19 Sınop Samsun Trabzon Gıresun Ankara Konya Eskışehır Sıvas HB PB PB PB PB PB PB PB 12 12 11 12 15 14 14 13 Zonguldak PB 11 Antalya PB 21 Kars Adana Mersın Diyarbakır Şanlıurfa Mardın Siırt Hakkâri Van Y Y Y Y PB PB PB PB 22 21 16 18 13 13 6 6 PB Yurdun guney kesım- leri parçalı bulutlu. Do- ğu Akdenız ile Guney- doğu Anadolu'nun Ba- tısı yağmur ve sağanak yağışlı. otekı yarlef az bulutlu ve açık geçe- cek. Hava sıcaklığı bı- raz artacak. Rüzgâr kL.zey ve batı, yurdun doğu kesımlerinde gü- ney ve doğu yonlerden tıafif ara sıra orta kuv- vette esecek. Londra Parıs Roma Berlin Amsterdam Madrid Sofya Brüksel Y Y PB Y Y PB PB Y 18 21 18 15 13 22 10 15 Budapeşte PB 15 Münih Atına Mılano Oslo Helsınki Stockholm Belgrad Viyana Bonn A PB K B Y PB PB Y 16 19 3 5 8 11 14 15 16 Moskova Aşkabat Almatı Taşkent Bakü Bişkek Tiflıs Kahire K PB K K PB K PB Y 6 9 3 5 7 2 5 22 Şam 16 P a r ? a l 1 bulutlu Sıslı B u l u t l u k Çok bulutlu ı YağmurU \AA*A? Karlı S u l u to k Gök gürültulü G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada "Teminatın" sahibi, Avrupalıların "RP'yeşiddet- le karşı çıkan, sonra köktencılerte hükümet olma- ya nza gösterip bizi aldatan kadın "dedikleri. Şaibe Hanım! Güvencenin tanığı da ortadan daha sağa doğru ışıkh bir tarikatın izinde zenginleşip büyüyen yayın organı. Ortadan daha sağa doğru sütunlar Şaibe Hanım gibi ayına. mevsimıne göre bir gün Müslümanlığı- nı, işine geldiğınde yarı Müslümanlığını sergileye- nın peşindekoşturupduruyorlar... Ama, köktendin- ciler Takkeli nın tuzağına düşmüş Şaibe'ye not vermişler, ne Müslümanlığını ne de laıkliğini ciddı- ye alıyorlar. Köktenci yayının sorunu; ANAP içinde nefes alıp canını köktendincılere feda etmeye hazır mılletve- kılleriyle. , Yeni Şafak, gruptakı konuşmasını aktarırken ANAP Milletvekili Cemil Çiçek'e, "siyasetbilgesi" sıfatını bahşediyor. Üstelik. Çiçek'i partilerüstü bir konuma oturtarak. Gövdesi ANAP'ta gönlü başka yerlerde bir gö- rünüm veren Çiçek'in, bu övgülere neden olan söz- lerini "laiklik tartışmalanna getirdıği çözüm" dıye sunuyor. Ne demiş Çiçek Bey? Özet: "Dinimizi tam öğren- meliyiz". Tabii, saptamanın arkasından "öğretme- liyiz" geliyor, ya da gelecek. Bellekleri tazeleyelim: Takkeli, Çiçek'ten önce MGK'nin kapalı toplantısında, daha sonra RP gru- bunda özetle "Çocuklanmıza ve halkımıza 'dinimi- zi daha iyi öğretirsek' radikaller de kalmaz, laiklik kavgalan da" demışti. Mesut Yılmaz'tn Çiçek'i ka- çırmayayım diye överken, savunduğu "çözüm" iş- tebu. Gülmeyin gülmeyin... Köktendincılerden kurtulmak için "dinî öğretı- nin" kaynağı nerede? Aman efendim; düştüğünüz yanlışhğa bakınız. Kaynak elimızin altında: Öğretı mekanizması, elbet- te imam-hatip okullarının bin kez daha fazlalaşma- sında, kuşku yok ki genç beyinlerı bın yıl geriye sü- rükleyen gizli Kuran kurslannı beş yüz kez katla- makta! Bu kafayı -yobazlar dışında- sindiren, söyledik- leri çareyi yutanlar varsa, lütfen beri gelsin! Laik Cumhurıyet, oy avcılığı ve günlük siyaset yutturmacalanyla aydınlık dünden karanlık bugün- lere geldi. Fatih'te çarşaf ile sank kolkola gezıyor. Ne kaymakam, ne vali ses çıkanyor. Anadolu'dakı illerimizde gızlı Kuran kurslannın variığını, hatta han- gi mahalle ve sokakta "faaliyet icra eylediklerini" valiler, emniyet müdürterı bikrtiyormu? Biliyor. Ses çıkaramıyor değil, çıkarmıyor. Ama, yetkililer yasaları uygulamıyor. Oysa bugün yakınıp önlem aradığımız hergerici hareketin panzehiri yü- rürlükteki yasalarda. Siyasetçi hâlâ köhne siyasetin emrinde. "Laikli- ğin güvencesi"Şaibe Hanım MGK kararlannın "her maddesinin yürürlüğe konulacağını" bakanlarına emir buyuruyor. Laiklik savaşında ötekı cepheden RP Genel Sek- reteri Asiltürk ses verıyor: "MGK'nin tavsiyelerin- den 'programımıza uygun olanlan' yerine getiririz" diyor. Gizli Kuran, kılık kıyafet yasaları bir yana... Yeri- ne getirmeyecekleri ilk "MGK tavsiyesi" ise; kesin- tisiz 8 yıl temel eğitim! Neden? RP'nin "mücahit fabrikası imam-hatiplere" darbe indırilecek. o yüz- den karşı çıkıyorlar. Yılda din kültürü almış iki bin imama gereksini- yor Türkiye. 180 bin mezunla imam-hatipler dev- let içinde kadrolaşıyor. Asiltürk'ün çıkışı, bireysel bir siyasetin eseri mi? Hayır! Partideki emir kumanda zinciri içinde tepe- den aldığı emri kamuoyu aracılığıyla DYP'ye, as- kere, parlamentoya ulaştırıyor. MGK tavsiyelerinden bir adım geri atmayacağı- nı ilan eden Şaibe, yasa gereksindiren 8 yıllık temel eğitime RP'nin direnişini nasıl kıracak? Daha önemlisi, belirgin öğelerde RP'nin kararlı- lığı sürerse hükümetten çekilecek mi? • Gülüyorsunuz, değil mi? Zira. bugün böyle, yarın döner! Telefon dinleme kararlan ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Adalet Bakanlığı, telefon dinlenmesi- ni "resmi" hale getıren Devlet Güven- lık Mahkemesı kararlannı komisyona iletti. Cumhuriyet, cep, mobıl ve diğer telefonlarla yapılan konuşmalann din- lenmesine ılişkin istem ve kararlan ele geçırdi. Komisyona ulaşan belgelere göre bu konuda ilk girişimı eski Içişle- ri Bakanı ve DYP Elaziğ Milletvekili Mehmet Ağar başlattı. Dönemin Em- nıyet Genel Müdürü olan Ağar, 28 Ara- lık 1994 tanhinde. Ankara DGM Baş- savcılığı'na "çokgjzfi" ibaresi ile gön- derdiğı yazıda. "sonzamanlarda birçok ilde rehin alma. fidye isteme, adam ka- çırnıa olaylannda artış oldu- ğu gerekçesiyle" bazı kişile- nn finansman kaynaklannın araştınlması amaciyla tele- fonlannm dinlenmesi ıçin ızin istedi. Dönemin Ankara DGM Başsavcısı NusretDe- miral da gönderdiği cevabı yazıda. dinleme ıstemindç. yasal sakınca olmadığını sa- vunarak özetle şu görüşlere yer verdi: "...Uluslararası uyuştunı- cu kaçakçüığının iilkcmiz üzerinden yürütülen faaliyet- lerinin izlenebilmesi için muhtelif hcdeflerin teknik in- celemeye alınarak dinlcnme- süte ihtivaç duyulduğu ve be- lirli numara ve numara gnıp- lannın belirlenen transmis- yon hatlanndan geçirilerek takibi için PTTce gerekli yönlendirmeve bağtannlann yapılmasu genel miidürlüğü- nüzce tespit edilen yerlerden geçirilmesi ve>asonlandınlması için ge- rekli iznin verilmesi hususundald iste- min Cumhuriyet Başsavcılığımızca uy- gun olacağıvegerekli durumun tespitin- de Cumhuriyet Başsavcıtağımıza takip için bügi verilmesi düşünülmüştür. Bah- se konu teknik > önlendirme \e bağlan- tılann yapıimasında yasal bir engelin bulunmadığı nedeniyle bilgi ve gereği rica olunur." Ağar. 10 Ocak 1995 tarihinde Anka- ra DGM Başsavcılığı'na gönderdiği ikınci yazıda da cep teiefonlannm din- lenmesine izin verilmesini istedi. Ağar, özetle istemlerini şöyle sıraladı: -ÇağımiTin gelişen teknolojisine pa- Telefonlar dinleniyor • Baştarafı 1. Sayfada Türk Telekom Teknik Müdürü Osman Muzaffer Ay- valı da 1995 yılından önce telefon dinleme konusun- da emniyetin önce Telekom'dan izin aldığına dikkat çe- kerken "Ancak getirilen bu yeni cihazlar nedeniyle Te- lekom de\rcdışı bırakıldı. l)ola> ısıyla bu dinlemeter ko- nusunda hiçbir belge ve kayıt yok" bilgisini verdi. Ay- valı. "Cep tefcfonlarmı biz dinleyeıniyonız, ancak bu hassas cihazlar dinleyebiliyor'" dedi. Aluıan bilgiye göre emniyetin yerleştirdiği bu cihaz- lar sayesinde. uydudan gelen sinyaller Telekom'un santrahna ulaşmadan dinleme cihazına ulaşıyor. Em- niyet bu cihazı. haklannda mahkeme karanyla telefon- lanmn dinlenmesi uygun buiunan kişileri dınJemek a- macıyla kullamyor. Ancak kimlerin dinlendiği Telekom tarafından sap- tanamadığı için, amaç dışı kullanıma olanak sağ- lanıyor. Cihazlann teknolojisiyle Telekom devre dışı bırakıldıgı için, mahkeme karan olmasa da bütün telefonlann dinlenmesi olanaklı hale geliyor. ralel olarak suç organizasyonlaruun gü- venlik güçlerinin taldbinden kurtulmak maksadıyla yeni uygulamalara yönel- dikleri büinmektedir. Bu meyanda. 1994 yılı başmda faaliyete geçen ĞSM cep te- lefonlannın beklenenin üzerinde bir hızla iilke genelinde yaygınlaşma eğili- mine girmesl kamuoyunda teknik an- lamda dinlenmesinin mümkün obnadı- ğı intibaımn oluşmasu kullananın sabit yerinin de bilinememesi nedeniyie, bu cihazlartiimyasadışı suç organizasyon- lannın ilgisinin artmasına sebep olmuş- tur. ™Bu nedenie mobU, GSM ve diğer te- iefon santraJlanndan sorumlu PTT ile özel şirkeder \eva PTT'ce as- temin ana merkezinin buhın- duğu illerdeki santrallar ile transmisyon hatianna tara- nmızdan temin edilecek özel cihaz ve ekipmanlann bağ- lanmasL, PTT'ce yaalım ve donamm düzenlemelerinin yapılabilmcsi ile transmisyon hatianna \ önlendirme ve bağlanblannın vapılması. ge- nel müdüriüğümüzce tespit edilen yerierden geçirilmesi ve sonlandınlması için gerek- li yasal iznin verilmesini arze- derûn." Ankara 2 No'lu DGM ta- rafından "itiraz yohı açık o^ mak üzere" 12 Ocak i 995 'te alınan kararda da Ağar'ın is- temine onay verildi. "Terör- le mücadele''gerekçesi öne sürülerek alınan karann ana- yasanın ilgili maddeleriyle çelişmediği görüşü savunul- du. Komutanların duygulandığı an ral İDıan Kıhç ile Ankara Gar- nizonu'nda görevli çok sayı- da üst rütbeli komutan katıl- dı. Kara Harp Okulu Komuta- nı Tümgeneral Işık Koşaner, anjJdk Atatürk'ün Harp - Harbiyelilem,-Atatürk'ünil- Okulu'na girişinin 98. yıldö- ke ve devrimlerine, biçimsel- ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ulu Önder Musta- fa Kemal Atatürk, Harbı- ye'ye öğrenci olarak girişinin 98. yıldönümünde Kara Harp Okulu'nda düzenlenen tören- g y nümü nedeniyle Istanbul Or- duevi'nde gerçekleştirilen gecede, Başbakan Necmettin Erbakan yuhalandı. Ankara'daki törende konu- şan Kara Harp Okulu Komu- tanı Tümgeneral Işık Koşa- ner, "modem Türidye'vi ça- ğuı gerisine çekmeyi hedefle- yen gafiller ile onu bölmeye çalışan vatan hainlerine karşı mücadelede başannın tekyo- lunun Atatürkçü düşünce sis- temine sımsıkı sanlmakoldu- ğunu"sö\ledı. Törene katı- lanlann Harbiye Marşı'nın okunduğu sırada duygulan- dıkJan görüldü. Kara Harp Okulu'nda dü- zenlenen törene, Genelkur- may Başkanı Orgeneral İs- mail Hakkı Karaday L Kara Kuvvetleri Komutanı Orge- neral Hikmet KöksaL Ha\a Kuvvetleri Komutanı Orge- neral Ahmet ÇörekçL Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kur- may Başkanı Orgeneral Doğu Aktulga, Milli Güvenhk Ku- rulu Genel Sekreten Orgene- likten annmış bilinç ve inanç- la bağlı olduklannı belirtti. Harbiyelileradına konuşan 4. sınıföğrencisi BülentÖzen de Türk milletinin özgürlük ve istiklaline. Atatürk ilke ve devrimlerine yöneltilecek her türlü tehlikenin karşısında da- ıma "çeük bir duvar olacak- lannı" söyledi. Harp Okulu öğrencileri da- ha sonra "Taassuptan Çağ- daşuğa" adlı oyunu sahnele- diler. Atatürk"ün Harp Okulu'na girişinin 98. yıldönümü ne- deniyle lstanbul Orduevi'nde gerçekleştirilen gecede, Er- bakan yuhalandı. Aralannda üst düzey komutanlann da bulunduğu yaklaşık 500 da- vetli, Dumlupınar Marşı eşli- gmds-eHefmdeki çatenaklar-* la salonda yürüdü. Geceye, 1. Ordu Komuta- nı Orgeneral Hüseyin Krvn- koğhı. 3. Kolordu Komutanı Korgeneral Edip Başar, 1. Ordu Kurmay Başkanı Tüm- general Hüseyin Göksu'nun yanı sıra çok sayıda emekli komutan ve subay ile Musta- fa Kemal Derneği üyeleri ka- tıldı. Mustafa Kemal Derneği Başkanı Kamran Baranyap- tığı konuşmada, şeriat isteyen akımlann Türkiye'nin gele- ceğini tehdit ettiğini söyledi. Baran. konuşmasının ar- dından geceye gönderilen mesajlan okudu. Erbakan'ın, geceye yoğun programı nede- niyle katılamadığını yönün- deki mesajı, salonda buiunan davetlilerin protestosuna ne- •defHjhhı. Bazı cıntkti"aâcr- ler Erbakan "ın açıklamasını yuhaladılar. Mesajlan okumaya devam eden Baran, "Postacı az önce Mustafa Kemal tarafından yazılan bir mektupgetirdi. İz- ninizle bu mektubu okumak istiyorum" dedı. Atatürk'ün yazdığı varsavılan mektupta "1919yıhnda Samsun'a çıka- rak başlattığım Türk Kurtu- luş Hareketi sonrasuıda kur- duğum çağdaş devletin, de- mokratik ve laik cumhuriye- tin bugünkü hatinden üzüntü duymaktayını" şeklindeki sözler büyük alkış aldı. Bayram Meral 'Rekabet Kurulu tüketiciyi korumalı' ANKAR.4 / İSTANBUL (Cumhuriyet) - Türk-tş Ge- nel Başkanı Bayram Meral. "sat-kapat-kurtuT mantı- ğıyla yapılan özelleştirmeler sonucu birçok kuruluşun, özel sektörün elinde birer te- kel durumuna geldiğini be- lirtti. Meral, Rekabet Yasa- sı'nın çıkanlıp işler hale ge- tirilmesinden memnun ol- duklannı, ancak Rekabet Kurulu'nun tarafsız, yansız, rekabetin yaygınlaşmasın- dan ve tüketıciden yana ça- lışmalar yapmasını bekle- dikJerini bildirdi. 15 martta kutlanacak "Dünya Tüketiciler Günü" nedeniyle yaptığı açıklama- da, özelleştirme politikalan sonucu birçok kuruluşun te- kel durumuna geldiğine dık- kat çeken Meral, tüketicile- rin her hafta yapılan keyfi zamlar altında ezildiğini be- lirtti. Rekabet Kurulu'ndan ön- celikle özel sektqrün elinde tekelleşen işletmelerin du- rumlannın incelenmesini is- teyen Meral, kurulda çalı- şanlar ve tüketıcilerin yer al- mamasını anti-demokratik olarak niteleyerek şunlan kaydetti: "Rekabet Kunılu'nun başkan ve bazı üyelerinin atanması konusunda yaşa- nan politik çekişmeler ve spe- külasyonlar nedeniyle kamu- oyunda kunılun güveniliıii- ğinin büyük ölçüde sarsıklığı söyienebüir.." Dünya Tüketici Haklan Günü. Türkiye genelinde de- ğişik toplantı ve etkinlilder- ' le kutlanacak. Tüketiciyi Ko- ruma Derneği'nce (TÜKO- DER) düzenlenen, Ezginin Günlüğü, Ali Ekber Eren, Grup Klasik ve Grup Ribagi- baski'nin katılacağı "Tüketi- ci Şenliği'' yann saat 19.30 'da başlayacak. Kadıköy Cafe- rağa Spor Salonu'nda yapı- lacak şenlikte, folklorile dia gösterisi ve şiirdinletisine de yer verilecek. vmm'm TÜYAP 2. İzmir Kitap Fuarı Erinç okurlanyla buluştu tZMtR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - tzmir Kültürpark'ta bu yıl ıkincisi düzenlenen "TtiYAP İzmir Kitap Fuan" yoğun ilgi görüyor. Fuar kapsamında "Cumhuriyet Kitap Kulübü" standında dün gerçekleştirilen "imza günleri" etkinliğmde Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Orhan Erinç okurlanyla buluştu. Ennç, "Bir Arpa Boyu" ve "Medya ile Politika" adlı kıtaplannı imzaladı ve fuarı ziyaret eden öğrenci gruplanyla da söyleşıde bulundu. TÜYAP etkinlikleri dün de panel ve söyleşılerle sürdü. Fergun Özelli "Yabancdaşma, Aşk ve Direnç". Dinçer Sümer "Turan Dursun ile .\nilar'*, Yüksel Pazarkaya - Avrupa'daki Türk Edebiyatı" konulu söyleşilere katıldılar. Konak Belediyesi'nin düzenledıği "Türk Şiirindeki Gelişnıeler'' konulu panele konuşmacı olarak Hilmi Yavuz ve Aydoğan Yavaşlı katıldılar. Cengiz Bektaş'ın yönettiği "ÇevTenin Uluslararası Boyutu" konulu panelde ise Salih Pekin, Kamil Saka, Nuri Ertan ve Bülent Baratab konuya ılişkin görüşlerini açıkladılar. (Fotoğraf: CELAL YILMAZ) POSTERUR HER CARSAMBA. BONJN BİR HAFTA. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada durdurup geldiği andan itibaren 90 dakika oynatır mı diye düşündük... Yapmadı... Ancak başka bir hareketlilikoldu. Seyirciler...Fut- bol izlemek için tribündeydiler, ama ülkenin gidişi- ne seyirci değildiler. Hep bir ağızdan bağırdılar: "Türkiye laiktir, laik kalacak..." Hem sevindim hem ürktüm... Sevincim slogana idi. Ürküntüm de şuydu: "Ya seyirciler Erbakan'a hakem muamelesi ya- parsa..." Yapmadılar. Centilmen davrandılar. Oyunlannı ku- ralına göre oynadılar. Bize ulaşan bilgilere göre, maçtan önce Beşik- taş, Trabzon'a, "Türkiye laiktir" pankartı ile sahaya çıkma önedsinde bulundu. Ama Trabzonspor Ku- lübü Başkanı Mehmet Ali Yılmaz'ın, "Türkiye za- ten laik. Kimse bunu değiştiremez. Buyüzden böy- le birpankarta gerekyok" yanrtını verdiğini öğren- dik. Bu önemli değil. Önemli olan seyircinin böyle toplu bir tepki göstermesi. Devam edelim. Önceki akşam da Fenerbahçe ile Galatasaray arasında Cumhurbaşkanlığı Kupası yarışı vardı. Bundan önceki maçlara gelmeyen De- mirel, bu kez zamanında tribündeki yerini aldı. İki takım da sahaya, "Atam izindeyiz" pankartı ile çıktı. Burada da pankarttan çok, seyircinin iki takı- mı olağanüstü alkışlaması anlamlıydı. Spor sosyal bir olay. Spor sözcüğü evrensel. "S " harfi sistemi, "P" prensibi, "O"organizasyonu, "R" de rekoru temsil ediyor. Birleşince "spor" oluyor. Ama iş cıvırsa ne oluyor? "S" seyirciyi, "P" pa- rayı, "O" oyunu, "R" de ıçerikten yoksun bir reka- beti getiriyor... Bu kısmını geçelim. Sporun toplumsal işlevine gelelim. En ideali, içine hiç, ama hiç siyasetin ka- rışmaması... Ne var ki, ülke yönetimlerinin "normal" olmadığı süreçlerde bu olanaksız. Özellikle futbol, kitlesel bir spor olduğu ıçın o ülkede yaşayan insanlar, ne amaçla bir araya gelmiş olursa olsun ülkenin kade- rjpi etkileyen olaylar için tepkilerini dile getiriyor. Futbolun kullanımı... Sadece bizde değil, dünyada da futbol, olumlu ya da olumsuz ülke yönetimlerince kullanılıyor. Is- panya'da Katalan Barcelonalıların merkezi hükü- meti sevmeyiş nedenlerı arasında Real Madrid de var. Portekiz'de SaJazar 1974 karanfil devrimine dek ülkeyi "üç F" ile yönettığini söylemişti:'" " ? * "*" Fado-Fatıma-Futbol... Fado bizim arabeskten hallice bol acılı müzik... Fatıma dini temsil ediyor. Hz. Muhammed'in kız- lanndan birinin adı. Araplar sekizinci yüzyıldan iti- baren 500 yıl Portekiz'e egemen olduğu için "Fatı- ma" dinsel bir simge... Futbol malum... Vurguladığımız gibi, futbol toplumsal ve kitlesel bir olay olduğu için demokratik kurumları oturma- mış ya da sorunlara boğulmuş ülke yönetimlerini et- kilememesi olanaksız... Fenerbahçe'nin Kurtuluş Savaşı yıllarında üst- lendiği işlevi Halit Deringör, geçen aylarda Cum- huriyet okuruna ulaştırmıştı. Bugüne gelirsek... Şeriatçı mantık, toplumun sabrını zorluyor. Bu yüzden 19 Mayıs Stadını dol- duranlann kendiliğinden attığı sloganlar, çok önem- li birmesaj... Alana tabii... Toplumun sesini dile getirme çerçevesinde bu- gün Ankara'da bir toplantı var. Türkiye Işçi Sendi- kalan Konfederasyonu (Türk-lş), Devrimci işçı Sen- dikaları Konfederasyonu (DİSK) ve Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Ankara'da or- tak basın toplantısı düzenliyor. Bu üç kurumla kimi kitle örgütleri ve meslek ku- ruluşlarının arası biraz açıldı. Ama aslolan, toplum- sal duyarlılık. Bu çerçevede ön plana çıkması ge- reken, ayrılıklar değil, ortak noktalar... 60'a yakın kitle örgütü de ortak hareket etme ha- zırlığında... Türkiye'de demokrasi, bu sesler yükseldikçe yükselecek... Stat tribünlerinin baraj tribünlerini çağrıştırması ne güzel... ARADA BİR • Baştarafı 2. Sayfada "Yapılacak sağlık reformu çerçevesinde müşteriyi doğrudan size yönlendirecek bir sistem kuracağız" diyerek sakınmadan hastalan müşteri olarak gördü- ğünü söyleyebilmiştir Sağlık Bakanı Aktuna ise Sağ- lık Reformu Paketi ile sağlık sisteminin alınıp satılır hale geleceğini övünerek açıklamaktadır. REFAH- YOLhükümetinin sağlıkta özelleştirme anlayışı doğ- rultusunda Meclis'e sunduğu sağlık finansman ku- rumu, hastane işletmeciliği ve aile hekimliği yasa ta- sarıları kamu sağlık hizmetlerinin gözden çıkarıldığı- nın açık bir göstergesidir. Hükümet. kamu hekimle- rini ve öbür sağlık çalışanlarını bir yandan yoksullaş- tırmakta, bir yandan da ısrarlı karşı çıkışımıza karşın baskı ve sürgün niteliğindeki Atama ve Nakil Yönet- meliği ve Tababet Uzmanlık Yönetmeliği değişikliği ile hekimlere gözdağı vermeye çalışmaktadır. Amaç- lan kamuda çalışan hekimleri istifaya zoriayarak özel- leştirmeye zemin hazırtamaktır. Tarihinde önemli başarıları olan ve ülkesinin varo- luş temeline harç koymuş bir mesleğin, içine düşü- rüldüğü bunaJımın çıkışını bulacağı inancını hâlâ kc- ruyoruz. Sağlıkta yaşadığımız sorunların çözümü, Dünya Bankası'nm hazır reçeteleri değil, meslek ör- gütlerinin görüşleri de göz önünde bulundurularak oluşturulacak ulusal sağlık politikalandır. Bizler ka- munun çıkarları ile kendi çıkarlanmızın koşut (para- lel) olduğunu düşünüyoruz. Amerika'da oteller, iş merkezleri, kilolarca altın, yurtdışından toplanan paralardan pay, sahte yeşil pasaportlar, bir telefon- ia verilen milyonlarca dolar değil, sadece sağlık hak- kından herkesin eşit olarak yararlanmasını ve hekim- lerin hak ettiği koşullara kavuşmasını istiyoruz.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear