Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
14 MART 1997 CUMA • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 19
Istanbul
Edime
Çanakkale
Kocaeli
İzmir
Manısa
Aydın
Denızli
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
12
16
13
12
19
17
21
19
Sınop
Samsun
Trabzon
Gıresun
Ankara
Konya
Eskışehır
Sıvas
HB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
12
12
11
12
15
14
14
13
Zonguldak PB 11 Antalya PB 21 Kars
Adana
Mersın
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardın
Siırt
Hakkâri
Van
Y
Y
Y
Y
PB
PB
PB
PB
22
21
16
18
13
13
6
6
PB
Yurdun guney kesım-
leri parçalı bulutlu. Do-
ğu Akdenız ile Guney-
doğu Anadolu'nun Ba-
tısı yağmur ve sağanak
yağışlı. otekı yarlef az
bulutlu ve açık geçe-
cek. Hava sıcaklığı bı-
raz artacak. Rüzgâr
kL.zey ve batı, yurdun
doğu kesımlerinde gü-
ney ve doğu yonlerden
tıafif ara sıra orta kuv-
vette esecek.
Londra
Parıs
Roma
Berlin
Amsterdam
Madrid
Sofya
Brüksel
Y
Y
PB
Y
Y
PB
PB
Y
18
21
18
15
13
22
10
15
Budapeşte PB 15 Münih
Atına
Mılano
Oslo
Helsınki
Stockholm
Belgrad
Viyana
Bonn
A
PB
K
B
Y
PB
PB
Y
16
19
3
5
8
11
14
15
16
Moskova
Aşkabat
Almatı
Taşkent
Bakü
Bişkek
Tiflıs
Kahire
K
PB
K
K
PB
K
PB
Y
6
9
3
5
7
2
5
22
Şam 16
P a r
? a l 1
bulutlu Sıslı B u l u t l u
k Çok bulutlu ı YağmurU
\AA*A?
Karlı S u l u to k Gök gürültulü
G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
"Teminatın" sahibi, Avrupalıların "RP'yeşiddet-
le karşı çıkan, sonra köktencılerte hükümet olma-
ya nza gösterip bizi aldatan kadın "dedikleri. Şaibe
Hanım!
Güvencenin tanığı da ortadan daha sağa doğru
ışıkh bir tarikatın izinde zenginleşip büyüyen yayın
organı.
Ortadan daha sağa doğru sütunlar Şaibe Hanım
gibi ayına. mevsimıne göre bir gün Müslümanlığı-
nı, işine geldiğınde yarı Müslümanlığını sergileye-
nın peşindekoşturupduruyorlar... Ama, köktendin-
ciler Takkeli nın tuzağına düşmüş Şaibe'ye not
vermişler, ne Müslümanlığını ne de laıkliğini ciddı-
ye alıyorlar.
Köktenci yayının sorunu; ANAP içinde nefes alıp
canını köktendincılere feda etmeye hazır mılletve-
kılleriyle.
, Yeni Şafak, gruptakı konuşmasını aktarırken
ANAP Milletvekili Cemil Çiçek'e, "siyasetbilgesi"
sıfatını bahşediyor.
Üstelik. Çiçek'i partilerüstü bir konuma oturtarak.
Gövdesi ANAP'ta gönlü başka yerlerde bir gö-
rünüm veren Çiçek'in, bu övgülere neden olan söz-
lerini "laiklik tartışmalanna getirdıği çözüm" dıye
sunuyor.
Ne demiş Çiçek Bey? Özet: "Dinimizi tam öğren-
meliyiz". Tabii, saptamanın arkasından "öğretme-
liyiz" geliyor, ya da gelecek.
Bellekleri tazeleyelim: Takkeli, Çiçek'ten önce
MGK'nin kapalı toplantısında, daha sonra RP gru-
bunda özetle "Çocuklanmıza ve halkımıza 'dinimi-
zi daha iyi öğretirsek' radikaller de kalmaz, laiklik
kavgalan da" demışti. Mesut Yılmaz'tn Çiçek'i ka-
çırmayayım diye överken, savunduğu "çözüm" iş-
tebu.
Gülmeyin gülmeyin...
Köktendincılerden kurtulmak için "dinî öğretı-
nin" kaynağı nerede?
Aman efendim; düştüğünüz yanlışhğa bakınız.
Kaynak elimızin altında: Öğretı mekanizması, elbet-
te imam-hatip okullarının bin kez daha fazlalaşma-
sında, kuşku yok ki genç beyinlerı bın yıl geriye sü-
rükleyen gizli Kuran kurslannı beş yüz kez katla-
makta!
Bu kafayı -yobazlar dışında- sindiren, söyledik-
leri çareyi yutanlar varsa, lütfen beri gelsin!
Laik Cumhurıyet, oy avcılığı ve günlük siyaset
yutturmacalanyla aydınlık dünden karanlık bugün-
lere geldi. Fatih'te çarşaf ile sank kolkola gezıyor.
Ne kaymakam, ne vali ses çıkanyor. Anadolu'dakı
illerimizde gızlı Kuran kurslannın variığını, hatta han-
gi mahalle ve sokakta "faaliyet icra eylediklerini"
valiler, emniyet müdürterı bikrtiyormu?
Biliyor. Ses çıkaramıyor değil, çıkarmıyor. Ama,
yetkililer yasaları uygulamıyor. Oysa bugün yakınıp
önlem aradığımız hergerici hareketin panzehiri yü-
rürlükteki yasalarda.
Siyasetçi hâlâ köhne siyasetin emrinde. "Laikli-
ğin güvencesi"Şaibe Hanım MGK kararlannın "her
maddesinin yürürlüğe konulacağını" bakanlarına
emir buyuruyor.
Laiklik savaşında ötekı cepheden RP Genel Sek-
reteri Asiltürk ses verıyor: "MGK'nin tavsiyelerin-
den 'programımıza uygun olanlan' yerine getiririz"
diyor.
Gizli Kuran, kılık kıyafet yasaları bir yana... Yeri-
ne getirmeyecekleri ilk "MGK tavsiyesi" ise; kesin-
tisiz 8 yıl temel eğitim! Neden? RP'nin "mücahit
fabrikası imam-hatiplere" darbe indırilecek. o yüz-
den karşı çıkıyorlar.
Yılda din kültürü almış iki bin imama gereksini-
yor Türkiye. 180 bin mezunla imam-hatipler dev-
let içinde kadrolaşıyor.
Asiltürk'ün çıkışı, bireysel bir siyasetin eseri mi?
Hayır! Partideki emir kumanda zinciri içinde tepe-
den aldığı emri kamuoyu aracılığıyla DYP'ye, as-
kere, parlamentoya ulaştırıyor.
MGK tavsiyelerinden bir adım geri atmayacağı-
nı ilan eden Şaibe, yasa gereksindiren 8 yıllık temel
eğitime RP'nin direnişini nasıl kıracak?
Daha önemlisi, belirgin öğelerde RP'nin kararlı-
lığı sürerse hükümetten çekilecek mi? •
Gülüyorsunuz, değil mi?
Zira. bugün böyle, yarın döner!
Telefon dinleme kararlan
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Adalet Bakanlığı, telefon dinlenmesi-
ni "resmi" hale getıren Devlet Güven-
lık Mahkemesı kararlannı komisyona
iletti. Cumhuriyet, cep, mobıl ve diğer
telefonlarla yapılan konuşmalann din-
lenmesine ılişkin istem ve kararlan ele
geçırdi. Komisyona ulaşan belgelere
göre bu konuda ilk girişimı eski Içişle-
ri Bakanı ve DYP Elaziğ Milletvekili
Mehmet Ağar başlattı. Dönemin Em-
nıyet Genel Müdürü olan Ağar, 28 Ara-
lık 1994 tanhinde. Ankara DGM Baş-
savcılığı'na "çokgjzfi" ibaresi ile gön-
derdiğı yazıda. "sonzamanlarda birçok
ilde rehin alma. fidye isteme, adam ka-
çırnıa olaylannda artış oldu-
ğu gerekçesiyle" bazı kişile-
nn finansman kaynaklannın
araştınlması amaciyla tele-
fonlannm dinlenmesi ıçin
ızin istedi. Dönemin Ankara
DGM Başsavcısı NusretDe-
miral da gönderdiği cevabı
yazıda. dinleme ıstemindç.
yasal sakınca olmadığını sa-
vunarak özetle şu görüşlere
yer verdi:
"...Uluslararası uyuştunı-
cu kaçakçüığının iilkcmiz
üzerinden yürütülen faaliyet-
lerinin izlenebilmesi için
muhtelif hcdeflerin teknik in-
celemeye alınarak dinlcnme-
süte ihtivaç duyulduğu ve be-
lirli numara ve numara gnıp-
lannın belirlenen transmis-
yon hatlanndan geçirilerek
takibi için PTTce gerekli
yönlendirmeve bağtannlann
yapılmasu genel miidürlüğü-
nüzce tespit edilen yerlerden
geçirilmesi ve>asonlandınlması için ge-
rekli iznin verilmesi hususundald iste-
min Cumhuriyet Başsavcılığımızca uy-
gun olacağıvegerekli durumun tespitin-
de Cumhuriyet Başsavcıtağımıza takip
için bügi verilmesi düşünülmüştür. Bah-
se konu teknik > önlendirme \e bağlan-
tılann yapıimasında yasal bir engelin
bulunmadığı nedeniyle bilgi ve gereği
rica olunur."
Ağar. 10 Ocak 1995 tarihinde Anka-
ra DGM Başsavcılığı'na gönderdiği
ikınci yazıda da cep teiefonlannm din-
lenmesine izin verilmesini istedi. Ağar,
özetle istemlerini şöyle sıraladı:
-ÇağımiTin gelişen teknolojisine pa-
Telefonlar dinleniyor
• Baştarafı 1. Sayfada
Türk Telekom Teknik Müdürü Osman Muzaffer Ay-
valı da 1995 yılından önce telefon dinleme konusun-
da emniyetin önce Telekom'dan izin aldığına dikkat çe-
kerken "Ancak getirilen bu yeni cihazlar nedeniyle Te-
lekom de\rcdışı bırakıldı. l)ola> ısıyla bu dinlemeter ko-
nusunda hiçbir belge ve kayıt yok" bilgisini verdi. Ay-
valı. "Cep tefcfonlarmı biz dinleyeıniyonız, ancak bu
hassas cihazlar dinleyebiliyor'" dedi.
Aluıan bilgiye göre emniyetin yerleştirdiği bu cihaz-
lar sayesinde. uydudan gelen sinyaller Telekom'un
santrahna ulaşmadan dinleme cihazına ulaşıyor. Em-
niyet bu cihazı. haklannda mahkeme karanyla telefon-
lanmn dinlenmesi uygun buiunan kişileri dınJemek a-
macıyla kullamyor.
Ancak kimlerin dinlendiği Telekom tarafından sap-
tanamadığı için, amaç dışı kullanıma olanak sağ-
lanıyor. Cihazlann teknolojisiyle Telekom devre dışı
bırakıldıgı için, mahkeme karan olmasa da bütün
telefonlann dinlenmesi olanaklı hale geliyor.
ralel olarak suç organizasyonlaruun gü-
venlik güçlerinin taldbinden kurtulmak
maksadıyla yeni uygulamalara yönel-
dikleri büinmektedir. Bu meyanda. 1994
yılı başmda faaliyete geçen ĞSM cep te-
lefonlannın beklenenin üzerinde bir
hızla iilke genelinde yaygınlaşma eğili-
mine girmesl kamuoyunda teknik an-
lamda dinlenmesinin mümkün obnadı-
ğı intibaımn oluşmasu kullananın sabit
yerinin de bilinememesi nedeniyie, bu
cihazlartiimyasadışı suç organizasyon-
lannın ilgisinin artmasına sebep olmuş-
tur.
™Bu nedenie mobU, GSM ve diğer te-
iefon santraJlanndan sorumlu PTT ile
özel şirkeder \eva PTT'ce as-
temin ana merkezinin buhın-
duğu illerdeki santrallar ile
transmisyon hatianna tara-
nmızdan temin edilecek özel
cihaz ve ekipmanlann bağ-
lanmasL, PTT'ce yaalım ve
donamm düzenlemelerinin
yapılabilmcsi ile transmisyon
hatianna \ önlendirme ve
bağlanblannın vapılması. ge-
nel müdüriüğümüzce tespit
edilen yerierden geçirilmesi
ve sonlandınlması için gerek-
li yasal iznin verilmesini arze-
derûn."
Ankara 2 No'lu DGM ta-
rafından "itiraz yohı açık o^
mak üzere" 12 Ocak i 995 'te
alınan kararda da Ağar'ın is-
temine onay verildi. "Terör-
le mücadele''gerekçesi öne
sürülerek alınan karann ana-
yasanın ilgili maddeleriyle
çelişmediği görüşü savunul-
du.
Komutanların duygulandığı an
ral İDıan Kıhç ile Ankara Gar-
nizonu'nda görevli çok sayı-
da üst rütbeli komutan katıl-
dı.
Kara Harp Okulu Komuta-
nı Tümgeneral Işık Koşaner,
anjJdk Atatürk'ün Harp - Harbiyelilem,-Atatürk'ünil-
Okulu'na girişinin 98. yıldö- ke ve devrimlerine, biçimsel-
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ulu Önder Musta-
fa Kemal Atatürk, Harbı-
ye'ye öğrenci olarak girişinin
98. yıldönümünde Kara Harp
Okulu'nda düzenlenen tören-
g y
nümü nedeniyle Istanbul Or-
duevi'nde gerçekleştirilen
gecede, Başbakan Necmettin
Erbakan yuhalandı.
Ankara'daki törende konu-
şan Kara Harp Okulu Komu-
tanı Tümgeneral Işık Koşa-
ner, "modem Türidye'vi ça-
ğuı gerisine çekmeyi hedefle-
yen gafiller ile onu bölmeye
çalışan vatan hainlerine karşı
mücadelede başannın tekyo-
lunun Atatürkçü düşünce sis-
temine sımsıkı sanlmakoldu-
ğunu"sö\ledı. Törene katı-
lanlann Harbiye Marşı'nın
okunduğu sırada duygulan-
dıkJan görüldü.
Kara Harp Okulu'nda dü-
zenlenen törene, Genelkur-
may Başkanı Orgeneral İs-
mail Hakkı Karaday L Kara
Kuvvetleri Komutanı Orge-
neral Hikmet KöksaL Ha\a
Kuvvetleri Komutanı Orge-
neral Ahmet ÇörekçL Kara
Kuvvetleri Komutanlığı Kur-
may Başkanı Orgeneral Doğu
Aktulga, Milli Güvenhk Ku-
rulu Genel Sekreten Orgene-
likten annmış bilinç ve inanç-
la bağlı olduklannı belirtti.
Harbiyelileradına konuşan
4. sınıföğrencisi BülentÖzen
de Türk milletinin özgürlük
ve istiklaline. Atatürk ilke ve
devrimlerine yöneltilecek her
türlü tehlikenin karşısında da-
ıma "çeük bir duvar olacak-
lannı" söyledi.
Harp Okulu öğrencileri da-
ha sonra "Taassuptan Çağ-
daşuğa" adlı oyunu sahnele-
diler.
Atatürk"ün Harp Okulu'na
girişinin 98. yıldönümü ne-
deniyle lstanbul Orduevi'nde
gerçekleştirilen gecede, Er-
bakan yuhalandı. Aralannda
üst düzey komutanlann da
bulunduğu yaklaşık 500 da-
vetli, Dumlupınar Marşı eşli-
gmds-eHefmdeki çatenaklar-*
la salonda yürüdü.
Geceye, 1. Ordu Komuta-
nı Orgeneral Hüseyin Krvn-
koğhı. 3. Kolordu Komutanı
Korgeneral Edip Başar, 1.
Ordu Kurmay Başkanı Tüm-
general Hüseyin Göksu'nun
yanı sıra çok sayıda emekli
komutan ve subay ile Musta-
fa Kemal Derneği üyeleri ka-
tıldı.
Mustafa Kemal Derneği
Başkanı Kamran Baranyap-
tığı konuşmada, şeriat isteyen
akımlann Türkiye'nin gele-
ceğini tehdit ettiğini söyledi.
Baran. konuşmasının ar-
dından geceye gönderilen
mesajlan okudu. Erbakan'ın,
geceye yoğun programı nede-
niyle katılamadığını yönün-
deki mesajı, salonda buiunan
davetlilerin protestosuna ne-
•defHjhhı. Bazı cıntkti"aâcr-
ler Erbakan "ın açıklamasını
yuhaladılar.
Mesajlan okumaya devam
eden Baran, "Postacı az önce
Mustafa Kemal tarafından
yazılan bir mektupgetirdi. İz-
ninizle bu mektubu okumak
istiyorum" dedı. Atatürk'ün
yazdığı varsavılan mektupta
"1919yıhnda Samsun'a çıka-
rak başlattığım Türk Kurtu-
luş Hareketi sonrasuıda kur-
duğum çağdaş devletin, de-
mokratik ve laik cumhuriye-
tin bugünkü hatinden üzüntü
duymaktayını" şeklindeki
sözler büyük alkış aldı.
Bayram Meral
'Rekabet
Kurulu
tüketiciyi
korumalı'
ANKAR.4 / İSTANBUL
(Cumhuriyet) - Türk-tş Ge-
nel Başkanı Bayram Meral.
"sat-kapat-kurtuT mantı-
ğıyla yapılan özelleştirmeler
sonucu birçok kuruluşun,
özel sektörün elinde birer te-
kel durumuna geldiğini be-
lirtti. Meral, Rekabet Yasa-
sı'nın çıkanlıp işler hale ge-
tirilmesinden memnun ol-
duklannı, ancak Rekabet
Kurulu'nun tarafsız, yansız,
rekabetin yaygınlaşmasın-
dan ve tüketıciden yana ça-
lışmalar yapmasını bekle-
dikJerini bildirdi.
15 martta kutlanacak
"Dünya Tüketiciler Günü"
nedeniyle yaptığı açıklama-
da, özelleştirme politikalan
sonucu birçok kuruluşun te-
kel durumuna geldiğine dık-
kat çeken Meral, tüketicile-
rin her hafta yapılan keyfi
zamlar altında ezildiğini be-
lirtti.
Rekabet Kurulu'ndan ön-
celikle özel sektqrün elinde
tekelleşen işletmelerin du-
rumlannın incelenmesini is-
teyen Meral, kurulda çalı-
şanlar ve tüketıcilerin yer al-
mamasını anti-demokratik
olarak niteleyerek şunlan
kaydetti:
"Rekabet Kunılu'nun
başkan ve bazı üyelerinin
atanması konusunda yaşa-
nan politik çekişmeler ve spe-
külasyonlar nedeniyle kamu-
oyunda kunılun güveniliıii-
ğinin büyük ölçüde sarsıklığı
söyienebüir.."
Dünya Tüketici Haklan
Günü. Türkiye genelinde de-
ğişik toplantı ve etkinlilder-
' le kutlanacak. Tüketiciyi Ko-
ruma Derneği'nce (TÜKO-
DER) düzenlenen, Ezginin
Günlüğü, Ali Ekber Eren,
Grup Klasik ve Grup Ribagi-
baski'nin katılacağı "Tüketi-
ci Şenliği'' yann saat 19.30 'da
başlayacak. Kadıköy Cafe-
rağa Spor Salonu'nda yapı-
lacak şenlikte, folklorile dia
gösterisi ve şiirdinletisine de
yer verilecek.
vmm'm
TÜYAP 2. İzmir Kitap Fuarı
Erinç okurlanyla buluştu
tZMtR (Cumhuriyet Ege Bürosu) -
tzmir Kültürpark'ta bu yıl ıkincisi
düzenlenen "TtiYAP İzmir Kitap
Fuan" yoğun ilgi görüyor.
Fuar kapsamında "Cumhuriyet Kitap
Kulübü" standında dün
gerçekleştirilen "imza günleri"
etkinliğmde Cumhuriyet Gazetesi
Genel Yayın Yönetmeni Orhan Erinç
okurlanyla buluştu. Ennç, "Bir Arpa
Boyu" ve "Medya ile Politika" adlı
kıtaplannı imzaladı ve fuarı ziyaret
eden öğrenci gruplanyla da söyleşıde
bulundu. TÜYAP etkinlikleri dün de
panel ve söyleşılerle sürdü. Fergun
Özelli "Yabancdaşma, Aşk ve Direnç".
Dinçer Sümer "Turan Dursun ile
.\nilar'*, Yüksel Pazarkaya
-
Avrupa'daki Türk Edebiyatı" konulu
söyleşilere katıldılar. Konak
Belediyesi'nin düzenledıği "Türk
Şiirindeki Gelişnıeler'' konulu panele
konuşmacı olarak Hilmi Yavuz ve
Aydoğan Yavaşlı katıldılar. Cengiz
Bektaş'ın yönettiği "ÇevTenin
Uluslararası Boyutu" konulu panelde
ise Salih Pekin, Kamil Saka, Nuri
Ertan ve Bülent Baratab konuya ılişkin
görüşlerini açıkladılar.
(Fotoğraf: CELAL YILMAZ)
POSTERUR
HER CARSAMBA.
BONJN BİR HAFTA.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
durdurup geldiği andan itibaren 90 dakika oynatır
mı diye düşündük... Yapmadı...
Ancak başka bir hareketlilikoldu. Seyirciler...Fut-
bol izlemek için tribündeydiler, ama ülkenin gidişi-
ne seyirci değildiler. Hep bir ağızdan bağırdılar:
"Türkiye laiktir, laik kalacak..."
Hem sevindim hem ürktüm...
Sevincim slogana idi. Ürküntüm de şuydu:
"Ya seyirciler Erbakan'a hakem muamelesi ya-
parsa..."
Yapmadılar. Centilmen davrandılar. Oyunlannı ku-
ralına göre oynadılar.
Bize ulaşan bilgilere göre, maçtan önce Beşik-
taş, Trabzon'a, "Türkiye laiktir" pankartı ile sahaya
çıkma önedsinde bulundu. Ama Trabzonspor Ku-
lübü Başkanı Mehmet Ali Yılmaz'ın, "Türkiye za-
ten laik. Kimse bunu değiştiremez. Buyüzden böy-
le birpankarta gerekyok" yanrtını verdiğini öğren-
dik.
Bu önemli değil. Önemli olan seyircinin böyle
toplu bir tepki göstermesi.
Devam edelim. Önceki akşam da Fenerbahçe ile
Galatasaray arasında Cumhurbaşkanlığı Kupası
yarışı vardı. Bundan önceki maçlara gelmeyen De-
mirel, bu kez zamanında tribündeki yerini aldı.
İki takım da sahaya, "Atam izindeyiz" pankartı ile
çıktı. Burada da pankarttan çok, seyircinin iki takı-
mı olağanüstü alkışlaması anlamlıydı.
Spor sosyal bir olay. Spor sözcüğü evrensel. "S "
harfi sistemi, "P" prensibi, "O"organizasyonu, "R"
de rekoru temsil ediyor. Birleşince "spor" oluyor.
Ama iş cıvırsa ne oluyor? "S" seyirciyi, "P" pa-
rayı, "O" oyunu, "R" de ıçerikten yoksun bir reka-
beti getiriyor...
Bu kısmını geçelim. Sporun toplumsal işlevine
gelelim. En ideali, içine hiç, ama hiç siyasetin ka-
rışmaması...
Ne var ki, ülke yönetimlerinin "normal" olmadığı
süreçlerde bu olanaksız. Özellikle futbol, kitlesel
bir spor olduğu ıçın o ülkede yaşayan insanlar, ne
amaçla bir araya gelmiş olursa olsun ülkenin kade-
rjpi etkileyen olaylar için tepkilerini dile getiriyor.
Futbolun kullanımı...
Sadece bizde değil, dünyada da futbol, olumlu
ya da olumsuz ülke yönetimlerince kullanılıyor. Is-
panya'da Katalan Barcelonalıların merkezi hükü-
meti sevmeyiş nedenlerı arasında Real Madrid de
var.
Portekiz'de SaJazar 1974 karanfil devrimine dek
ülkeyi "üç F" ile yönettığini söylemişti:'" "
?
* "*"
Fado-Fatıma-Futbol...
Fado bizim arabeskten hallice bol acılı müzik...
Fatıma dini temsil ediyor. Hz. Muhammed'in kız-
lanndan birinin adı. Araplar sekizinci yüzyıldan iti-
baren 500 yıl Portekiz'e egemen olduğu için "Fatı-
ma" dinsel bir simge...
Futbol malum...
Vurguladığımız gibi, futbol toplumsal ve kitlesel
bir olay olduğu için demokratik kurumları oturma-
mış ya da sorunlara boğulmuş ülke yönetimlerini et-
kilememesi olanaksız...
Fenerbahçe'nin Kurtuluş Savaşı yıllarında üst-
lendiği işlevi Halit Deringör, geçen aylarda Cum-
huriyet okuruna ulaştırmıştı.
Bugüne gelirsek... Şeriatçı mantık, toplumun
sabrını zorluyor. Bu yüzden 19 Mayıs Stadını dol-
duranlann kendiliğinden attığı sloganlar, çok önem-
li birmesaj...
Alana tabii...
Toplumun sesini dile getirme çerçevesinde bu-
gün Ankara'da bir toplantı var. Türkiye Işçi Sendi-
kalan Konfederasyonu (Türk-lş), Devrimci işçı Sen-
dikaları Konfederasyonu (DİSK) ve Türkiye Esnaf ve
Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Ankara'da or-
tak basın toplantısı düzenliyor.
Bu üç kurumla kimi kitle örgütleri ve meslek ku-
ruluşlarının arası biraz açıldı. Ama aslolan, toplum-
sal duyarlılık. Bu çerçevede ön plana çıkması ge-
reken, ayrılıklar değil, ortak noktalar...
60'a yakın kitle örgütü de ortak hareket etme ha-
zırlığında...
Türkiye'de demokrasi, bu sesler yükseldikçe
yükselecek...
Stat tribünlerinin baraj tribünlerini çağrıştırması
ne güzel...
ARADA BİR
• Baştarafı 2. Sayfada
"Yapılacak sağlık reformu çerçevesinde müşteriyi
doğrudan size yönlendirecek bir sistem kuracağız"
diyerek sakınmadan hastalan müşteri olarak gördü-
ğünü söyleyebilmiştir Sağlık Bakanı Aktuna ise Sağ-
lık Reformu Paketi ile sağlık sisteminin alınıp satılır
hale geleceğini övünerek açıklamaktadır. REFAH-
YOLhükümetinin sağlıkta özelleştirme anlayışı doğ-
rultusunda Meclis'e sunduğu sağlık finansman ku-
rumu, hastane işletmeciliği ve aile hekimliği yasa ta-
sarıları kamu sağlık hizmetlerinin gözden çıkarıldığı-
nın açık bir göstergesidir. Hükümet. kamu hekimle-
rini ve öbür sağlık çalışanlarını bir yandan yoksullaş-
tırmakta, bir yandan da ısrarlı karşı çıkışımıza karşın
baskı ve sürgün niteliğindeki Atama ve Nakil Yönet-
meliği ve Tababet Uzmanlık Yönetmeliği değişikliği
ile hekimlere gözdağı vermeye çalışmaktadır. Amaç-
lan kamuda çalışan hekimleri istifaya zoriayarak özel-
leştirmeye zemin hazırtamaktır.
Tarihinde önemli başarıları olan ve ülkesinin varo-
luş temeline harç koymuş bir mesleğin, içine düşü-
rüldüğü bunaJımın çıkışını bulacağı inancını hâlâ kc-
ruyoruz. Sağlıkta yaşadığımız sorunların çözümü,
Dünya Bankası'nm hazır reçeteleri değil, meslek ör-
gütlerinin görüşleri de göz önünde bulundurularak
oluşturulacak ulusal sağlık politikalandır. Bizler ka-
munun çıkarları ile kendi çıkarlanmızın koşut (para-
lel) olduğunu düşünüyoruz. Amerika'da oteller, iş
merkezleri, kilolarca altın, yurtdışından toplanan
paralardan pay, sahte yeşil pasaportlar, bir telefon-
ia verilen milyonlarca dolar değil, sadece sağlık hak-
kından herkesin eşit olarak yararlanmasını ve hekim-
lerin hak ettiği koşullara kavuşmasını istiyoruz.