Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET
OLAYLAR VE GÖRÜŞLER
14 ARALIK 1997 PAZAR
Siyaset Meydanı ve Halkın Sesi
Prof. Dr. TÜRKAN SASLAN ÇYDD Genel Başka,
ağdaş, laik, demokratik bir
hukuk dcvletinde, banş
içinde, alçakgönüllü koşul-
larda yaşamak istiyor hal-
kımızuı büyük çoğunluğu:
____ Kazancıylaailesinigeçin-
dirsin. çocuklannı okutabilsin, odunu-
nu kömürünü alabilsin, kasabın, bak-
kalın borcu ıçin ezilmesin. kirasını öde-
yebilsin... Daha ileri gidersek ufacık bir
evi, dört tekerlekJi bir arabası, belki de
genel yönlendirmeye uyarak bir de mi-
nik yazlığı olsun ister... Komşulanyla,
akrabalanyla banşık olmak. geçmiş ol-
suna, hayırlı olsuna gidip gelmek, tele-
vızyonun başında olup bitenleri izle-
mek, eğlence ve fılmlerle günün dinlen-
ce bölümûnü doldurmak, pek çok insa-
nımızın masum yaşamının olağan bir
kesitidir.
Peki, televizyonlann başına geçip ha-
berleri izlemeye başlayınca neler görü-
yoruz? Önce günün korkunç namus ve
mafya cinayetlerinin ve cinayetten baş-
ka şekikle nitelenemeyecek trafik kaza-
laruıın haberieri içinde buluyoruz ken-
dimizi; kan gölü, cesetkr, ağıtlar, tabtrt-
br, acı çekenler. Toplumca çaresizlik-
ten kıvranmaya, ahlayıp vahlamaya baş-
lıyor. her gün yinelenen bu korkunç gö-
rüntülerin kaderimiz olduğunu sanıyo-
ruz.
Geiişen teknolojinin cilvesi olsa ge-
rek, yalnız ülkemiz değil, tüm dünya iz-
liyor bu vahşeti... Yurtdışında yaşayan
gurbetçilerimiz, yine hiçbir mantıklı
açıklaması olmayan bu felaket ve reza-
letler karşısında başlan eğik, ertesi gü-
m
ne başlıyorlar.
Garajlarda, otoyollann girişinde her
yolcudan, her arabadan ücret alınmıyor
mu? Bunun için gişeler, elemanlar be-
lirlenmemiş mi?
Pekiyi, şehirlerarası yollara çıkacak
her sûrücü de direksiyon almadan önce
standart bir kontrolden geçemez mi?
Katıl sürücüyle birlikte, katil araç ve
katil firma da trafıkten men edilemez
mi?
Halkımız, sivil toplum örgütleri. de-
miryollannın yeniden ve hızla giindeme
gehnesiniveotoyoUan rutnıuş ölüm maf-
vasııun yok edilmesinL, kendi demokra-
tik girişimkriyle, baskılanyla sağlama-
bdır. Yoksa demıryollannı komünistlik
sayan kafalarla daha çok kanlı haberler
izleyeceğimiz ve ağıt yakma görevıni
sürdüreceğimiz açıktır.
Masum insanlanmız. insanca yaşa-
makistiyor.Televizyon haberlerini açın-
ca, o gün seçtiklen vekıllerin, ülke so-
runlan için neler yaptığını öğrenmek ve
dertlerine çözüm arandığını bilmek is-
tiyor. Oysa ne görüyor her gece ekran-
da şu günlerde: Birliktekoalisyonu kur-
muş partilerie oluşumu dışardan des-
tekJeyenlerin ağızdalaşını, "kopru kopa-
cak" anlamına gelen söylemlerinL.
Halkımız, alçakgönüllü sıradan in-
sanlanmız, gerçekten fazla bir şey bek-
lemiyor siyasetçilerden. oturup kafa
kafaya versinler ve "çözeceğiz"' diye or-
taya çıktıklan sorunlara çözüm bulsun-
lar_ Ekmeğe, şekere, kiraya, yakıta zam
gelmezse kimse maaşına zam istemi-
yor, işten atılmazsa iş istemiyor;
"1%0'larda akbğunız parayla geçine-
bfldiğimiz düzeyde kalabm yeter" diyor.
Oysa ne duyuyoruz. bu sorumluluğu
üstlenenlerden, fütursuzca, "Ekonomi
iki başh", "Reden enflasyonu düşürmü-
yorsunuz?", "Hükümeti düşürmeye ni-
yetimiz yok ama bö\le de olmaz kLJ%
"Pekiyi de bu sihirli formülleri bilen, her
partkİen parlak zekahlar bir araya ge-
İip neden ortak çözüme ulaşmıyor. hal-
ka, felaket haberieri yerine akılcı sonuç-
lan tek sesU olarak sunmuvorlar? Gö-
revleri bu değil mi?" Yoksa biz mi an-
lamıyoruz hükümetin, koalisyonun iş-
leyiş mekanizmasını, moda deyimiyle
'•sanalT
'ınıherşe>?"
Yine her gün ekranda. derdine çare is-
teyen emekçiler. öğretmenler, memur-
lar, öğrenciler en masum şekilde yürii-
yor. seslerini sorumlulara, salt bu so-
runlan çözmeleri için görevlendirdikle-
ri ve yüksek yerlere gönderdikleri ve-
kıllerine duyurmaya çalışıyorlar. Tek
beklentileri, giderek kötüleşen yaşam
düzevlerinin beter olmaması, can gü-
venliklerinin, demokratik haklannın
sağlanması. kısacası "insanca yaşa-
mak". Oysa aldıkian karsıhk coplan-
mak, yerlerde sürüklenmek, dayak ye-
mek_
Evet, insanlanmızın tek beklentisi in-
sanca yaşamak, çöpten yemektoplama-
mak. anlamsı/ teröre, mafyaya, üçkâ-
ğrtçı güç sahibine yem olmamak. Onun
karşılığında, ölesiye çahşmaya, etinden
gelebilen her şeyi yapmaya, işini beceren
vergi kaçınrken,o maaşını almadan ver-
gisini ödemeye, askere gidip sınırlan
bekleme\e. hatta "vatan için canını ver-
meye" her zamanld gibi hazır. Ancak
dayak yemek istemiyor, güvenlik güç-
lerinden işkence görmek, çocuğunun
okulda dövülmesini olağan saymak is-
temiyor, devlet büyükleri geçecek diye
yollann tutulması, zaten berbat olan tra-
fikte bir de onlar için saatlerce bekle-
mek ağınna gidiyor.
Mesleği uğruna zaman zaman eanını
veren polisin, hoşgörüsünü görece kul-
lanmasına. kendisini coplamasına. sa-
çından sürüklemesine, dövmesine bir
anlanı veremhor. Neden, neden acaba.
böylesine masumca, sesini duyurmak
isteyen insanlanmızrn sorunlannı çöz-
meye çalışmak yerine birbirimizle da-
laşmayı yeğliyoruz, seslennı vekılleri-
ne ulaştırmaya çalışanlan, kendi evlat-
lan olan polislere. huzur ve güvenliği
sağlamakla görevli olanlara coplatıp
aşagılatıyoruz?.. Bu çelişkili olaylann
da moda deyimiyle sanal olması gere-
kiyor.
Evet, sayın siyasetçiler, hükümeti
oluşturanlar, onu destekleyenler. hiçbi-
riniz yurttaştan. sivil toplum örgütlerin-
den geçer not alamıyorsunuz; halkın
böylesine destek sağlamasını, sabır gös-
termesini hiçe sayıyor, kendi kısır, kişi-
sel, günlük çekişmelerinizı bir kenara
bırakmıyor. ortak çözümler üretemiyor-
sunuz: Hep birkaç gün, birkaç ay ötesi-
nin iç hesaplaşmalannı yapıp ülkenin
sağlıklı bir ekonomiye ulaşması, de-
mokratık, laik bir hukuk devleti olma
beklentilerinin çözümü yerine, yatauz-
ca karşılıklı eleştiri ve umutsuzluk üret-
mek asla onaylanabilir bir tutum ola-
maz.
Halkın, ülkenin sonınlan çok somut,
açıkçabelirlenmişdurumda. Onlan çö-
zeceklerini söyleyen vekillerimiz, bu
vekâletin hakkını gerçekten vermek ve
gelecek yıllarda da aynı halkın oyunu
almak istiyorlarsa, önce kafa kafaya ve-
rip sorunlan sıralasınlar, sonra da yakın
ve uzak çevrelerine bakıp, yazılan çizi-
len ve söylenenleri dikkate ahp konu-
lann ülke gerçeklerini gerçekten bilen
uzmanlanndan yararlanarak kahcı çö-
zümleri ortaya koysunlar. Gerçekçi ve
kalıcı çözümler belirince, halkla birlik-
te, onlan da karşılanna değil yanlanna
alarak uygulamaya geçebilseler, her şey
daha anlamlı olacaktır.
Ve her şey bir vana, kimse olacaklar-
dan çekinmesin. Türktyemiz'de tüm Su-
surluk'lann. çetelerin irini deşilsin!-
Onlan örterek, üzerini kapatarak hiçbir
yere varamayacağımız ve bu ayıplarla
yaşasamayacağımız açıktır. Halkımızın
büyük çoğunlugu. "Çağdaş, demokra-
ûk, laik bir hukuk devleti" ortak payda-
sında bir araya gelmiş sivil toplum ör-
gütleri, artık ekran kavgalan, yıkıcı
eleştiri, oylamadan kaçma ve binbir çe-
şit ayak oyunlan istemiyor. Her şeyin
açıkhkla ortaya kondugu. temiz, çalış-
kan, aralannda uyuşabilen,birbirine ve
halka saygılı siyasetçUerin yürütecegi,
her sorunun karşıhğmın uzmanlarca be-
lirlendiği ve uygulandığı. herkesin sesi-
ni coplanmadan, sürgün edllmeden du-
yurabilecegj bir \aşamda "bilinçli yurt-
taşlar" olmanın onurunu taşımak ve ey-
lemli olarak çağdaş çözümlerin birer
parçası olmak istiyoruz.
Lütfen, yurttaş olma yolunda ciddi-
yetle yol alan halkımızın sesini dinleyi-
niz, düşününüz, anlamaya çalışınız...
Çünkü siz onlann vekillerisiniz!
ARADABIR
CAHtT YAHŞt Emekli C. Savcısı
Mülkün Temeli
Yıkılıyor mu?
Sayın Adalet Bakanımızın "Bazı cezaevlerinde
duruma egemen değilız" yollu açıklamasını tele-
vizyon ekranlanndan izledik. Yanlış duymadıysak,
bu çok vahim ve kaygı verici, aynı zamanda talih-
siz bir açıklamadır. Devlet gücünü kullanan iktida-
nn adalet bakanı, yargının yaptınm alanındayeter-
sizlikten, güçsüzlükten, uygulamayapılamadığın-
dan söz ediyorsa, mülkün temelini oluşturduğu-
nu söyleyegeldiğimiz adaletin kendi temeli yıkılı-
yor demektir. Bu yıkıntı altında hem devlet hem hü-
kümet hem de ulus kalır. —»-. w*.-~r.-
Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devietidir. Hukuk
devleti demek, anayasada belirtenen temel ilke-
ler ve kurallara göre toplumdaki bütün ilişkilerin ve
oluşumlann hukuk normları biçiminde düzenlen-
mesi, demektir. Bu düzene kamu düzeni denir.
Kamu düzeni; kamunun her bakımdan genel çı-
karlarını koruyan hükümleri, kamu hizmetlerinin
iyi yapılmasını, devletin güvenliği ve düzenini; bi-
reyler arası ilişkilerde hukukun huzuru ve ahlak
kurallarına uygunluğu sağlamaya yarayan kurum
ve kuaıluşları; toplumun huzur ve diriiğinin sağ-
lanmasını; devletin korunmasını hedef alan, top-
lumun her alanındaki düzenin temelini oluşturan
kurallan ifade eder.
Yargı, kamu düzeninin bozulmamasına yönelen
devlet etkinliğidir. Bu etkinliğin arkasında devlet
gücü, devletin yaptınm gücü vardır.
Cezaevlerinde duruma egemen olmama, dev-
letin yaptı,. i gücünü yitirdiği anlamına gelir. Dev-
let gücünün yruigi yerde devlet yok demektir.
Devletimizi böyle tanrtmaya ve bu duruma dü-
şürmeye kimsenin hakkı yoktur. Devlet bu duru-
ma düşürülmüşse düşürenlerden mutlaka hesabı
sorulmalıdır. Hükömet edenlerin görevi, duru-
mu açıklamak değil, devlet gücünü göster-
mek ve kalıcı kılmaktr.
Kamu düzenine yönelen ya da kamu düzenini
bozan eylemler suç oluşturur. Suç işleyenler. ulus
adına yargı yetkisini kullanan, bağımsız mahkeme-
lerde yargılanır veyasalann öngördüğü cezalarla
cezalandınlırlar.
Ceza uygulamasıyla, kamu düzeni dediğimiz
hukuksal disipline aykırı davranan ve suç işlemiş
olan kişilerin, topluma yeniden uyumlu, sağlıklı ve
hukuksal düzene saygılı kişiler olarak kazandırıl-
ması hedeflenır. BJ uygulama, yargılamanın ama-
cıdır. Uygulanamayan bir hüküm, yok demektir.
Mülkün temeli sa/ılan adalet. ancak bu uygula-
mayla var olur.
Ceza uygulameSinın yapıldığı yerler cezaevleri
ve ıslaheveridir.
Cezaevlsri ve ısahevlerine infaz kurumları dadi-
yoruz. infaz kurunları, yargı gücü içinde yer alır.
Buralardajygularacak yöntemler ve uyulacak ku-
rallar. bağmsız yjrgının temel ilkelerine, hukukun
evrensel ve ulusaölçülerıne göre belirtenmek zo-
rundadır. Başka trdeyişle infaz kurumlarıyla ilgi-
li düzenleıne ve u'gulamalar, siyaset dışında par-
tiler üst(j bir görüsle yapılmalıdır.
Bugünedek, inaz kurumlanna alınan görevliler-
den uygulanan ycntemlere değin her şey iktidara
gelen pahlenn iseklerine, hatta çoğu kez adalet
bakanlanrın kişistl düşüncelerine göre belirlenmiş
ve kaçınılnazola^k bugünkü durumlara gelinmiş-
tir.
Infaz iş bir uznanlık işidir. Hem de çok önem-
li bir uzmznlık işi 3u iş, parti kayırması kişilerle ya
da kendin uzmasayan şovmen yöneticilerle yü-
rütüleme:. Infe^kurumlanmız, dünyada birçok
mükernrrel örneten yararlanılarak, insan yapı-
mız, devlet olanaıanmız gözetilerek, bilimsel yön-
temlerle yaniden apılandırılmalı, infaz kurumu gö-
revtileri uımanla-mlmalıdır.
Elif îakır, kooperatifimize ödemeniz
gerekeı toplar 140.890.933.- TL. borcunuz ne-
deniyle taıafııza keşide edilen ihtamame bila
tebliğ cönmüsir. Ilan tarihinden itibaren bor-
cunu^7u3O gürçinde ödemenizi, aksi halde yasa
ve a n a »özleşre gereği ihraç edileceğinizi ihtar
S.S. 3EV1MN CAMPUS ÇALIŞANLARI
YAPI KOOPERATtFİ
Aymazlık Uykulanyla...
0 nmemiştir
-W~ hete Kur'an
• bunu hakkıyla
1 bilin Ne
I mezarlıkta
* okunmak. ne
de fal bakmak için."
Bu dizeler, "İstiklâJ
Marşı" ozanımız MAkif
Ersoy'undur. Ve islam
dinini yanlış anlayanlar,
yanlış algılayanlar ıçin
söylenmiştir.
Balkan Savaşı
yenilgısinden kurtulmak
amacıyla zamanın
şeyhülislamı bir fetva
çıkarmıştır. Yıl 1912'dk. ••
Fetvaya göre tüm
okullarda günde 4444 kez
dua edilecektir. Bu
buyruk
gerçekleştirilmiştir. Ne
var ki yenilgiden
kurtulamamıştiT
ordulanmız.
Birkaç yıl önce Aydın
Menderes bir trafık kazası
geçirmiştir. Sakat kalma
oJasılığı \ardır.
Kurtulmasu bilimsel
yöntemlere bağhdır. Ama
Refah Partisi dualara
başlamıştır vakit
geçirmeden. Irak ve Suudi
Arabistan'dan nefesi
keskin duacılar
getirilmiştir. Bir kriz . .
masası oluşturulmuştur.
Her kişiden "ne biliyorsa
bu masaya ulaştırmasr
istenmiştır. Ulaştınlması
istenen şey, üfürüğü güçlü
duacılann kimler
olduğudur.
Bilindiği gibi Anayasa
Mahkemesi, Refah Partisi
davasının karar aşamasına
gelmiştir.
Onümüzdeki günlerde
partinin kapatılması ya da
kapatılmaması yolunda
bir karar verilecektir. Bu
kez parti yöneticilerinin
buyruğu ile tüm örgüt, _»
merkezlennde . .
kapatılmaması yönûnde
Alçakça katledilişinin
1. yılında seni
özlemle, sevgiyle ve
gururla anıyoruz.
Seni çok seviyor ve
çok özlüyoruz.
ALİ ATEŞ Bizim için ölmedin,
(1959-) ölümsüzleştin.
Annesi, Babası, Ablaları, Ağabeyleri
ve kardeşlerin adına H.Mine Çetin
Beyin Cerrahı Prof. Dr. FAHÎR ÖZEL Bey'e
ve ekibine, Dr. FARUK TURNAOĞLU na,
Dr. VTDAT BAYAR'a, Biruni
Laboratuvarlan sahibi Dr. ÖMER
GÜZELBEY'e ve Amerikan Hastanesi'nde
bize emeği geçen tüm arkadaşlara, 3. kattaki
hemşirelerine ve personeline, eşimin
ameliyatında göstermiş olduklan üstün
gayretlerden dolayı teşekkür eder aynca,
eşimin rahatsızlığında bizi yalnız bırakmayan
tüm eş. dost ve arkadaşlanmıza da teşekkür
eder saygılar sunarız.
HULKİ-AYSEL-KIVANÇ-GÖRKEM ŞAVKIN
CumhurİYet
kitap kulübü
TAKSİM Sergi Salonu
KEŞAN KADASTRO
MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo: 1997'628
Davacı Maliye Hazmesı
tarafından davalı Ahmet
Gültekın Laçin aieyhine
mahkememizde açılan tapu
ıptalı ve tescil davasında ve-
nlen ara karan gereğınce:
Yukanda esas numanüi
vazılı dava dosyasının 29 12.
1997 tanhınde duruşması
bulunduğundan dunışma gü-
nü davalı Ahmet Gültekın
Laçuı'e tebliğ edılememış
olup, yapılan zabıta tahkika-
tında da bulunamadığmdan
ilan yoluyla teblığıne karar
venlmış olup davalı Ahmet
Gültekın Laçın'in duruşma
gûnü olan 29.12. 1997 günü
saat 09 OO'da duruşmada ha-
zır bulunması, bulunmadığı
lakdirde yargılamanın yok-
luğunda yapılıp karar verile-
ceği ilan'olunur. 28.11.1997
Basın-. S8Î65
AVANOS ASLfYE
HUKUK
HÂKİMLİĞt'NDEN
1996,207
Davacı Fazlı Eskıtürk ta-
rafından davalılar Muzaffer
Baytın, Selçuk, Hıdayet, Er-
tugrul, Muradıye Ba>tın ve
dava arkadaşlan aleyhme
mahkememize açılan tapu
iptalı ve tescil davasında:
Davalılardan Nesnn Baytın,
Ertuğrul Baytın, Muradiye
Baytın. Fatma Önal. Mesude
Baytın adına çıkanlan dave-
tıyelenn bila tebliğ lade
olunmalan nedenıyle ılanen
tebliğe karar verilmış ol-
makla; davacı Fazlı Eskıtürk
tarafından dava konusu olan
Özkonak kasabası 2173 par-
selde kayıtlı taşınmazın ta-
pusunun ıptali davasında,
davahlar Nesrin Baytm, Er-
tuğrul Baytın Muradiye
Baytın, Fatma Onal \e Me-
sude Baytın'ın duruşma gü-
nü olan 15.12.1997 günü sa-
at 10 OO'da Avanos Adlıye-
sı'nde hazır bulunmalan ve-
ya kendilerini bir \ekille
temsil ettırmelen. aksı tak-
dirde yargılamanın yokluk-
lannda yapılacağı 7201 sayı-
lı yasa gereğınce ilan olunur.
Basın: 58130
14 Arahk Pazar Saat: 17.00-19.00
DENİZ SOM FİKRET KIZILOK
Kitaplarını ve "Vurulduk Ey Halkım",
"Demirbaş" adlı kasetlerini imzalıyortar
Adres: Istiklal Cad. (Aksanat Karşısı) Taksim Te(552 38 81/82
ZEYTİNBURNU
SULH HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo: 1997/1250
Karar No: 1997/1272
Hâkim. Kemal Güzel
20998
Kâtip: Nuran Taşkıran
HÜKÜM ÖZETÎ
İLANI
ZEYTİNBURNU
SULH HUKUK MAHKE-
MESİ DlVANHANE-
Sl'NDEN İLANEN TEB-
LIG OLUNUR
Zeytınburnu Sulh Hu-
kuk Mahkemesı'nce ven-
len 21 11.1997 tarihli ve
1997'1250esas 1997/1272
karar sayılı karar ile Ab-
dullah Timurtas hacır altı-
na alınarak Abdullah Tı-
murtaş'a abısı Abdurrah-
man Tımurtaş vası tayin
edibniştir. Iş bu husus ilan
olunur. 21.11.1997
Basın: 58236
dua ve Kur'an okutulması
başlatılmıştır.
Ermiş kişiler istiharelere
yatarak falcılığa
soyunmuşlardır. Yıldız
fallanna bakmakta,
aymazlık uykulanyla
sonuç çıkarmaya
çalışmaktadırlar. Akıl
zincire vurulmuş, bilimsel
yöntemler bir yana
bırakılmıştır.
21. yüzyılın aydınlık
dünyasında böylesine
karanlık bir eylem,
hepimizi kara kara
ı düşündürecek
boyutlaTdadır. Yetmiş yil
önce "engerçek yol
göstericinin bilim
oktuğunu" benimseyen
Atatürk Türkiyesi, hangi
noktaya getirilmişhr?
Bilim ve akıl nerde,
Refah Partisi nerdedir?
"EKndebirçiçek/
Sevecek, sevmeyecek / A
akılsız / böcek / çiçek bunu
nerden büecek"
tekerlemesini bile
bilmeyen günümüzün
uyurgezerlerine "ne
yapmak isthorsunuz"
diye sormak, hakkımız
değil midir?
M.İSKENDER
^ ÖZTURANLI
1996CUMHURİYETAJANDASI
Lûks cittli büyük boy
ajandayı Istanbul'da
Taksim ve Cağaloğiu
Sergi salonlanmızdan
Izmir'de llen (Konak),
Temmuz (Kemerafo),
Aydın (KipaJBomova)
Kıtabevlehnden,
Adana'da
Cumhuriyet Kitap
Kulübü Sergi
salonundan ve de
kitapçlardan
edinebilirsiniz.
Ryat:1,250.000 TL
r Cumhuriyet
^ kitap kulübü
Çtİ |
Telefonla sipariş vermek ve ajandaya kısa sürede
ulaşabılmek için Tel:(0212)514 01 96
Cumhuriyet
YILLIM1 O C A K 1 9 9 6 / 3 1 A R A L I K 1 9 9 6 / \ J
1996 Yılının önemli olaylan,
Köşe yazılan, Karikatürteri,
Ç'ızgi-Bantlannı içeren bez ciltli bu ytilığı, Istanbul'da
Taksim ve Cağabğlu Sergi salonlanmızdan Izmir'de
İleri (Konak), Temmuz (Kemeralt), Aydın
(Kipa/Bornova) Kıtabevlennden, Adana'da
Cumhuriyet Kitap Kulübü Sergi salonundan ve de
kitapçılardan edinebilirsiniz.
Ryarj:1.250.000 TL
«' Cumhurrfrt
„ .. kitap kulübü
Ç«İ P«ZAÜL*M* *.|.
Telefonla sipanş vermek ve yıllığa kısa sürede
utaşabilmek için Tet:(0212)514 01 96
"Çobansaiatası. çok güzel, çok yararlı. Onu yazı
masamm üstüne koydum. Bin teşekkür..."
Prof. Dr. Tank Minkari
ÇobansalatasıHer okuryaıar için guncel yazım kılavuzu
Dağıtım \e Ödemeli fsteme Adresi: Barajans Vayın Kolu
Hacı İzzet Paşa Sokak 24/2 Gümüşsuyu, Taksim 80040 İstanbul
Telefon (0212)251 13 47-51 Faks (0212) 251 12 70
PENCERE
Eski Bir Oykünün
Güncel Yorumu...
Arşimet'in "Buldum, buldum" diye bağırarakha-
mamdan yan çıplak dışan uğraması, okullarda ço-
cuklara anlatılan bir öyküdür.
•
Sirakuza Kralı Hieron, kuyumcusundan kuşkula-
nıyor, bir soruya yanrt anyordu.
Yeni bir taç yapması için hazıneden kuyumcuba-
şına bir altın külçesi verilmişti; adam uzun süre ça-
lıştıktan sonra işini bitirdi, yaprt ortaya çıktı.
Yeni taç harikaydı.
Ancak kralın içini bir kurt kemiriyordu, kuyumcu-
başı paraya pula düşkün bir adamdı; kendisine ema-
net edilen altının tümünü yapımda kullanmış mrydı?..
Ya işin içine yabancı bir maden -sözgelimi gümüş-
kanştınp altından çalmışsa?.. Tacın ağıriığı verilen al-
tının ağırtığına eşit olsa da bu bilgi sorunu çözmüyor-
du.
Kral Hieron, amcasının oğlu Arşimet'e başvurdu.
Arşimet düşündü: Kuyumcubaşı taca gümüş ka-
nştırmışsa, ağırlık aynı olduğuna göre hacim büyü-
müş olmalıydı. Çünkü gümüş altından hafifti. Peki,
bunca girdisi, çıktısı, süslemesi, işlemesi olan tacın
hacmi nasıl ölçülecekti?.. Arşimet bir gün hamamda
ağzına dek dolu banyo küvetine girdiği zaman taşan
sulan görünce heyecanlanarak kendisini çıplak dışa-
n attı.
- Buldum, buldum diye bağırmaya başladı; ku-
yumcuya verilen altın külçesi ağıriığında biraltını su
ile dolu bir kaba daldınp taşan suyu tartmalı, sonra
aynı deneyi taçla yapmalı. İki deneyde taşan su eşit
ağırlıkta ise kuyumcu namuslu, yok tacını taşırdığı
su daha azsa kuyumcu hırsızdır.
•
Ünlü Arşimet Yasası böyle ortaya çıkmış: "Suya
daJdınlan cisimler kendi hacimleri kadarsuyun ağır-
lığına denk bir kunetle alttan üste ıtilir. Suya daldı-
nlan cisimlerin ağıritğı kendi hacmi kadarsuyun ağır-
lığından daha çok ise bu cisim batar."
llginç nokta: Arşimet Yasası bilim tarihinde bir
adımdır, ama bu yasa bulunmadan önce de deniz-
lerde, göllerde, nehırlerde, gemiler ve kayıklar yüzü-
yordu. Insanlar suda yüzen teknelerle gezmeyi, ba-
lık avlamayı ve savaşmayı biliyorlardı. Nitekim o ta-
rihlerde Romalılar Sirakuza'yı gemilerle kuşatmışlar;
Arşimet büyük aynalartagüneş ışınlannı savaş gemi-
leri üzerine yansıtarak düşman teknelerini yakmıştı.
Insanlık uzun bir süre teknolojiyi bilimden önce
keşfedip yaşamda uygulamasını bilmiştir.
•
Peki, okulda öğrenciye belletilen bu eski öyküyü
neden birlikte anımsadık...
Arşimet'in öyküsünde eşi bulunmaz bir ayn ders
vardır. Ünlü bilge, Kral Hieron'un tacına bakarken
girdisine, çıktısına, işlemesine, süslemesine takılmı-
yor. Taç bircisimdir; altın da Arşimet'in gözünde de-
ğerli değil, eninde sonunda bir maden!..
Çölde susuz kalan yolcu altın mı ister, yoksa bir
matara su mu?..
Arşimet üstelik tacın işlemesine, süslemesine, gir-
disine. çıktısına estetik açıdan da bakmıyor girdîler,
çikblar, tşlemeler, süslemeter, gerçeğegidenyolda bi-
rer engetdirter,
Çoğu zaman aynntılar, insanın yaşamda gerçeği
görmesini engeller.
•
Kuşatılmış Türkiye'de iç içe girmiş sorunlar, Kral Hi-
eron'un tacını oluşturuyor.
Dış politikada ve iç politikada aynntılann girdisi ve
çıktısındaboğuluyoruz. Doğruyu görmekyolunda bir
Arşimet'e gereksinim var. O Arşimet tek kişi olmaya-
bilir, ama gerçeği yakalayacak gücün ta kendisi ola-
caktır.
Ne diyordu Arşimet:
"Her cisim ağırtığı kadar su taşınr."
Sutaştı.taşacak...
ACLAN URAZ'IN OBJEKTİFİNDEN
Bir Cmmarteti ö y> k a s i
"CUMARTESt
ANNELERİ^
FOTOĞRAFALBÜMÜ
S ı j a h - b c y a z T û r k ç e - t n g î l ' z c e
Cumartesi Anneleri hâlâ orada,
Galaîasaray'dalar her cumartesi. Bütün
karanhklara inat öğle güneşinin altında
hayatı savunuyorlar... Tanklarla,
rotatiflerle, eroinle, kara paralarla
kirletilen hayatlarımızı orada temize
çekiyorlar...
ÇAĞDAŞ fM]YAYWUBI
Türttocağı Cad. 39/41 (34334) Cağaloğlu-lstanbul
Tel:(0212)514 01 96 Faks(0212)5U 01 95
Aydın Karlıbel 'den
Piyano ve Org Resitali
Çağdaş Yaşamı
Destekleme Derneği
15.12.1997 Pazartesi Saat 20.30 0 212 293 12 86
ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZt
KONSER SALONU