Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
14 ARALIK 1997 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
15
Antalya
Antalya CHP ll Baş-
kanı Çetin Kaya, Antalya
Büyükşehir Beiediye Baş-
kanı Hasan Subaşı'yı iha-
lelerdeyasaya aykın dav-
ranmakla eleştiriyor.
"Antalya Büyükşehir Be-
lediyesi'nin fuar alanı,
otogar ve Konyaaltı gibi
büyük projelerin ihalele-
rinde, denetimden kaç-
mak ve ihaleyi istediğine
istediği şartiarda verebil-
mek için ANTEPE şirketi
devreye sokulmuştur ve
Devlet Ihale Kanunu'na
aykın olarak yapılan iha-
lelerin tutarı 6.5 trilyon li-
rayı bulmuştur."
Tel: 0^12.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97Bektron* posta: Deniz.Someraksnctcom
- Avrupa Birliği.
Türkiye've tam adaylık
statüsü verm/yormuş...
"Yanm porsiyon demokrasi
ile ancak bu kadar oluvor!"
r- PALAS PANDIRAS
Hülya'nın bebeği
önce anne mi, baba
mı, yoksa para mı
diyecek?
]MûfitBozacı \—
Kara-fiş
Vatandaşın muhtariığa
- yaptğı ikametgah bildi-
rimi ile yetinilmeyip semt
karakolunda da fişlenme-
si Kütahya'ya özgü değil-
tniş... Eskişehir, Adana ve
Antakya'da da vatandaş-
lar karakolda fişleniyor-
muş. Başka illerden de
karakolda fişleme bilgi-
leri geldikçe duyurmaya
devam edeceğiz.
Ö M Ü R i L I K
Bugün doğacak
kuponlara isim:
Uttra, Mega, Zeyna,
Yedek, Süper, Mutti.
" ömür E. Kurum
erşey, Genelkurmay Başkanlığı'nın gazeteci-
ler için düzenlediği Güneydoğu Anadolu ge-
zisinde Hakkari'nin Yüksekova ilçesine bağ-
lı Dağlıca köyündeki okulun ekrana yansıma-
sıyla başlıyor. Ayrıntıiarı gazeteler yazıyor.
Öğretmenin bulunmadığı Dağlıca'da 140 öğrenciye
erler öğretmenlik yapıyor. Tahta direkler üzerine nay-
lon örtülmüş baraka, okul olarak kullanılıyor. Irak sını-
rına 1.5 kilometre mesafedeki köyde konuşlanan as-
keri birliğin subay ve astsubaylan maaşlanndan topla-
dıkları parayla kar bastırmadan briketten birderslik in-
şa etmeye çalışıyor.
Kadıköy'deki llhami Ahmed Ömekal llköğretim Oku-
lu'ndan bir veli, etkilendiği bu koşullar üzerine sınıf ola-
rak Dağlıca'ya bir yardım kampanyası başlatmak isti-
yor. Sınıf öğretmeni Sevim Güler Kurt, konuyu okul mü-
dürüne yansıtıp izin istiyor. Müdür Medet Ali Tüfekçi,
"Olmaz" diyor ve ekliyor:
"Bu kampanyayı bir sınıf değil bütün okul olarak baş-
Guneydoğu'ya
latmalıyız."
Tüm velilere birer mektup gönderiliyor; giyim, eği-
tim ve gıda malzemesi isteniyor. Kampanya olağanüs-
tü ilgi görüyor. Hatta, okulla velilik bağı olmadığı hal-
de Ekinciler Holding ve MES Makine A.Ş. toplam 135
milyon lira veriyor; toptancısından çoraplar, eşofman-
lar, montlar alınıyor. Örneğin bir veli 36 çift yeni bot
getiriyor, bir veli koli sorununu çözümlüyor. Veliler ye-
ni aldıklan giysileri ambalajını açmadan okula teslim
ediyor. Çocuklar hergün evden okula paketlerle geli-
yor okula.
Okul koruma demeği başkanı Nilgün Sipahi, okul ai-
le birliği başkanı Nilgün Şimşek ve bir grup veli gün-
lerce paketleri açıp ceketieri, gömlekleri, kazakları ko-
lilere yerleştiriyor. Ucu açılmamış yüzlerce kalemı, bı-
çağına kalem değmemiş yüzlerce kalemtraşı, rengarenk
yüzlerce sılgiyi öğrenciler paketliyor. Kitaplar, defterler
ayrı kolilere konuyor. Çikolatasından, makamasına gı-
da maddeleri biryerde toplanıyor. Okulun koridortan ko-
liden geçilmiyor. 500 koli oluyor; okulda yer kalmıyor.
"Siz toplayın, biz yerine ulaştırınz" diyen Genelkur-
may Başkanlığı Genel Sekreteri Tümgeneral Erol Öz-
kasnak'a haber iletiliyor. Hemen o gün, 1. Ordu Ko-
mutanlığı'ndan iki kamyon geliyor okula. Bir manga
asker iki saatte yüklüyor kamyonlan...
Kolilerin üstünde "Güneydoğu köylerindeki kardeş-
lerimıze armağandır" yazıyor, 43 kolide ise "Dağlıca
köyündeki kardeşlerimize armağandır."
Yeşilköy'de askeri bir nakliye uçağı kolileri Guneydo-
ğu'ya götürmek üzere hazırlanıyor.
Türkiye'nın neresinde olursa olsun, en yakın garni-
zona haber verılmesi halinde asker, llhami Ahmed Ör-
nekal llköğretim Okulu'ndaki ilk örnek gıbı yardımlan
yerine ulaştırmak için hazırda bekliyor.
SESSİZSEDASIZ(I) NURİKURTCEBE Broşür broşür içinde propaganda
Istanbul'da kapı kapı dolaşan kara
çarşaflı kadınlar, "doğalgaz elkitabı"
adıyla pahalı kağıda basılmış 50 say-
falık broşür dağıtryor.
İGDAŞ'ın broşürü... İGDAŞ, Is-
tanbul Büyükşehir Belediyesi'nin
doğalgaz dağıtım şirketi..
Broşür 150 binadet basılmış... Için-
den dört sayfalık başka bir broşür da-
ha çıkıyor...
Ikinci broşürü, Refah Partisi Istan-
bul ll Başkanlığı hazııiamış..İGDAŞ'ın
broşürünün içinden çıkan RP'nin
broşüründe sekiz yıllık kesıntisiz
temel eğitim karşıtı propaganda
yapılıyor; geri kalmış ve totaliter
rejimlerdeki gibi tek tip insan yetiş-
tirmenin amaclandığı ve sekiz yılla din
eğitiminin engellendiği açıklanıyor. Bir
taşla iki kuş vuruhjyor!
Tarihi ve turistik değeri olmayan ca-
milerin ve yanısıra imam evlerinin
elektriğinin neden devlet tarafından
karşılandığını önceki yıllarda yetkilile-
re sormuş fakat yanıt alamamıştık...
Sokak arasındaki camilerde bile
gösteriş amacıyla dış cephe aydınlat-
masının yapıldığını ve daha önemlisi
imam evlerinde ısınmanın, bedavaol-
duğu için elektrikli sobalarla yapıldı-
ğını göndeme getirmiştik...
Duyup da yanıt veren olmadı...Yada
yanıt vermek kimsenin işine gelmedi.
Son günlerde televizyon haberte-
rine yansıyınca görüyoruz ki, pa-
rasızlıktan faturasını odeyeme- ('
yen okullann elektriği kesiliyor...
Ayıptır...
Okulun elektriğini kes camiye be-
dava elektrik ver... Günahtır...
ÇED KOŞESt
OKTAY EKİNCİ
BüyiikadaMa
4
kaçak' üniversite.,.
Istanburdaki sayısız örnekle-
rine son yıllarda iş merkezlen ve
hatta külHyelerin bile katıldığı
"kaçak yapılar" arasında, bun-
dan böyle bir "üniversite kam-
pusu" de yer alacak. Üstelik.
kentin çok özel bir SİT'i olarak
imar yasaklanmn titizlikle uygu-
lanmak istendiği Bfiyükada'da...
Eğitim programında "mimar-
hk" dabulunan "Özel Yeditepe
Üniversitesi"ne bağlı "Güzel
Sanatlar Fakültesi" için Büyü-
kada seçıldığinde, tanhsel yapı sa-
natımızın "zariF' ürünleriyle be-
zeli bu geleneksel sayfiye yer-
leşmesinin "kültürel bir göze-
tim" altına alınacağı da söylen-
mişti.
Hele, aynı mimarhk eğitimi-
nin bir güzel sanatlar okulu kap-
samında verilmesiyle de yine
Adalar için ayn bir önem taşıyan
"kentsel koruma" ve "kimlik-
li yapılaşma" gibi hedeflerin bu
hassas SİT alanında "özenle"
yaşama geçirilebileceği vurgu-
lanmıştı...
Gelin görün ki tstek Vakfı bü-
tün bu umut verici değerlendir-
melen daha "inşaat aşamasın-
Ne var ki bu "yasal izine" da-
yanılarak başlayan onanm çalış-
ması "çelik konstrüksiyon" bir
sistem kurularak "kaçak kat ila-
vesfne" ve aynca eski binaya bi-
tişik "yenî bir blokun" da yîne
kaçak inşaatına dönüşmüş...
Can Esen diyor ki: "Ada'ya
bir kültür ortamı getireceği için
elbette ki üniversitcyi destekli-
yoruz. Ancak yaptikları iş ya-
sal değildi ve inşaatı 30 Temmuz
1997'de mübürleyerek dosya-
sını Koruma Kurulu'na gön-
derdik..."
O tanhlerde Koruma Kurulu
Başkanı olan Prof. Dr. Hakkı
Önel de şımdi diyor kı: "Aylar
geçiyor, inşaat belki de sürü-
yordu. Ancak Kurul Müdflrü
Bülent Bilgin dosyayı günde-
me getirmediğinden müdahale
için gerekli karar da alınamı-
yordu..."
1996 başlanndaki ANAYOL
dönemiyle birlikte ANAP'lı Kül-
tür Bakanı Agâh Oktay Güner
tarafından bu göreve getirilen Bü-
lent Bilgin, vaktiyle Bedrettin
Dalan'ın Boğaziçi'ne sıraladığı
villa sitelerine de göz yuman, hat-
Büyükada'daki Beyhan Aral Lisesi üniversiteye dönüşünce
binası da yükselmeye ve büyiimeye başladı; ama kaçak olarak.
(Fotoğraf: ER2ADE ERTEM)
da" geçersizkıldı. Fakülte bina-
sını herkesin şaşkın bakışlan al-
tında "yasadışı yollardan" elde
etmeye başladı. Bu yol, aynı za-
manda dokuyu koruma amaçlı
imar kurallanna da aykın "uy-
gnnsuz" bir yapı kütlesi yarattı.
Böylece Büyükada'ya
karşı iş-
lenmiş bir "mimarlık suçunu"
üniversitesinin kuruluş tarihine
de şimdiden bulaştırmış oldu...
c
Onarım' izniyle inşaat
Adalar Belediye Başkanı Can
Esen'in verdiği bilgiye göre Is-
tek Vakfı önce "masum bir is-
tekte" bulunmuş. Nevruz Mev-
kii denilen "denize nazır" te-
pedeki Beyhan Aral Lisesi "nde
sadece boya, badana ve "basit
onarım" için ruhsat talep etmiş.
ta "onay veren" Kurul'un yine
hem müdürü, hem de üyesiydi...
Şimdi Adalar'a da bakan aynı
Kurul'da, bertzer şekilde Dalan'a
1980'lerde "imar danışmanlı-
ğı" yapan Prof. Dr. Semavi Eyi-
ce'_ye de yeniden görev verildi.
Oyle görünüyor ki îstek Vak-
fı'nın Büyükada'daki kaçak ve
"tarihi dokuya yabancı" fakül-
te binası hakkında son karan, iş-
te böylesi bir tanıdık "kadro"
belirleyecek...
Bu karara kadar geçecek süre
içinde, SÎT alanındaki "imar ve
koruma suçunu" işleyenleriçin,
yürürlükteki yasalar gereğince
neden "soruşturma" açılmadı-
ğı ise duyarh kamuoyunun yanıt
beklediği öncelikli sorular ara-
sında kalacak...
Veteriner kontrollü minik kedicikler
(örneğin bir tekir-beyaz)
başlannı sokacak yuva anyorlar.
Tel: 0212 251 24 64
HAYYANLAR ISMAIL GVLGEÇ
KİM KÎME DUM DUMA BEHÎÇAK behicak
r
n turk.net
ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI
BULUT BEBEK NVRAY çifrçl
( flanı
COC
-*%
9
t
anlaclıniz mı
A
< r
• •
D
1
ı
TARtHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN UAralık
TYCHO BRAHE
1S46'C>A gUGÛM, ÜHLÜASneoMOto TVCHO
YZO g&USe) OOĞOU. PANH4AGK4LI eİB. -TOYLU
OLAA1 SeAHE, TELESKOP ÖNCgSİ SÖK SÖ&LEMLE-
f?i KONUSiMDA 24MANININ EAJ İYİ /ÛOŞUUAK/A/-
M ÇALIÇMIŞ V6 ÇOIC ÖA/e**U SİLGİLBR. 8I&AIC-
Mtçrr/e. n. yûz.riU3A KjeAU-AGiN AsnsoccJyre
(VfLP/Z FAU~) t/E&>//U£e/ ÖNCeU*CVEAİ AKILLICA
YAZARLAUAU B&4HB, BLPE emSiAyeiCALI§l 8İ-
LİMSEL SÖZLEM YE ARAŞTf£MAlARC>A tOJLLAM-
MAS'NI 8İIMİÇTİ- KBMOıSiYLB ÇAUÇMfiyA GECEN
ÜNLÜ SİCJM ADAMf k&Pl£G 'E, MARS SSZSGBNİ-
\ftM DEVİNİMİfiJİ IfJCeLEMESİNİ VASıyeT ETMESif
BU ALANPA SÜYOK BİfS &E/QÇe&/N OK7XyA Çf/e-
MASM/ S/qgUYAQ4t£rT ; 6BZE6ENC&ZİN YÖKÜM-
tSELE& PAİKE PESiL, BUPS 8İÇ4MİNOEYDİ !.
GÖRÜŞ
DENİZ KAVUKÇUOĞLU
'Homo Equus Caballus1
ya da Yeni Bir İnsan Tıpi
Onlara işyerlerinizde, sokakta, çevrenizde, te-
levizyon kanallarında, gazete köşelerinde gide-
rek daha sık rastlıyorsunuz. Her gün biraz daha
çoğalıyorlar. Son derece şık, son derece modern
ve son derece hırslılar.
Kışları Etiler, yazlan ise Kuruçeşme ve Çubuk-
lu'daki barlarda eğleniyorlar. Kendilerine özgü ve
sizin yabancısı olduğunuz özgün "eğlence tarz-
lan" var. Belli içkileri içiyor, mutlaka bir hatta iki
yabancı dil konuşuyor, "yeep"tipi arabalara bini-
yor ve mutlaka "marka" giyiniyorlar. Niçin yayım-
landıklarına anlam veremediğimiz birçok gazete
ve dergi onlar için yayımlanıyor. Yine sizin dinle-
mediğiniz "FM" radyo kanallarını dinliyor, Hakkı
Devrim üstadın tüylerini diken diken eden "kö-
şe yazartan"r\ı beğeniyorlar.
Televizyon kanallarındaki "lifestyle" program-
larına "müthiş" ilgi duyuyor, dünyayı "CNN'den
izliyor ve Türkiye'yi çok seviyorlar.
Hiçbiri Ahmed Arif'i, Enver Gökçe'yi, Şükran
Kurdakul u, Metin Demirtaş'ı tanımıyor; "Has-
retinden Prangalar Esk/rf/m"i, "DostDost ///e Kav-
ga"yı, "Izmir'in Içinde Amerikan Neferi"n\, "Han-
çer ve Lirik"\ duymamış. Fakat hemen hepsinin
her sabah ilk işleri gazetelerdeki borsa haberle-
rine "bir bakmak" oluyor. "Para"y\ çok seviyor-
lar.
Dede Efendi ve Şevki Bey'e; Yves Montand
ve Jacques Brel'e; Archie Shepp, Jimi Hend-
rix ve Tımur Selçuk'a yabancılar. Onlara Dvor-
'ak "yorucu", Rachmaninov ise "sıkıcı" geliyor.
"Hip hop "la dansediyorlar. "Favonieri ise yeni Türk
popu. Birçoğu New York'ta bulunmuş. Manhat-
tan'ı "iyi" biliyorlar. Fakat Bronx'a, Harlem'e "ne
olurne olmaz" diye gidememişler. Belki de bu yüz-
den, zencileri hiç sevmiyoriar.
Gittikleri "iyi" okullarda birer "equus caballus",
yani "at" gibi eğitilmışier. Bu nedenle çoğunun alış-
kanlıklarına bağlı refleksleri ve içgüdüleri olağa-
nüstü gelişmiş. Birçok tehlikeyi uzaktan farkede-
biliyor, kendilerine özgü yön bulma duygularıyla
hedeflerine ulaşabiliyorlar. Aynen atlarda olduğu
gibi görsel bellekleri güçlü olduğundan, daha ön-
ce korku uyandırmış bir nesne, bir canlı ve bir yer-
den çekinıyorlar. Bilindiği gibi eski savaş ve av at-
larının, boru seslerinin değişik tınılarını ayırt ede-
bilen keskin işitsel bellekleri, at eğitiminde eski-
den olduğu gibi bugün de büyük önem taşır. Eği-
ticiler, belli bir davranışın her yinelenişinde belir-
li bir ses tonunu kullanırlar. Zeki atlar da eğitici-
lerinin kendilerinden istediği davranışları ve bun-
ların belirli seslerle bağlantısını kısa sürede öğ-
renir, hatta eğiticilerinin isteklerini önceden kes-
tirmeye çalışırlar.
Bunlar da benzer özellikler taşıyorlar. Sırasın-
da at gibi uysal, at gibi hırçın ve bir yarış atı ka-
dar hırslı olabiliyorlar. Üstlerine karşı son derece
"itaatkâr", astlarına ise son derece "ac/mas/z"lar
llkokuldan başiayarak girdikleri her sınavda "ya-' j
nşı en önde bitirme" koşullandırılmtşlığı onlarr'
paylaşımcılık, dayanışmacılık, yardımlaşmacılık gi-
bi belirleyici insani niteliklerden uzaklaştırmış. Bu
yönleri ile henüz "vahşi" dönemini yaşayan Tür-
kiye kapitalizminin yeni yetme patronları için her
biri birer "nimet"\ El üstünde tutulup, iyi para ka-
zanıyortar. Tümü "bireyci", fakat hiçbiri "bireysel",
dolayısıyladayaratıcı değil. Plastiksanatlara, şi-
ire hiçbiri ilgi duymuyor. Tiyatroyu "demode", fel-
sefeyi ise "can sıkıcı" buluyorlar. Ister paleonto-
loji, ister kimya, isterse botanik okumuş olsun-
lar, tümünün "işletme master"t yapmış olmak gi-
bi ortak ve tuhaf bir özelliğı var! Tüm toplumsal
sorunlara bu "mikro" kafayla yaklaşıyorlar ve do-
ğal olarak "çuvallıyorfar". Çuvalladıkça da beyin-
sel düzeyde "otoriterleşiyor", "erk"\ sahipleni-
yorlar.
Dirsek kavgasına, yaşıtlararası rekabete, ders-
haneler savaşına, ezberciliğe dayanan; sorgula-
mayı, tartışmayı, araştırmacılığı, düşünce üreti-
mini, okul-içi demokrasiyi yadsıyan Türk eğitim
sistemi son yirmi yılda "homo equus caballus" ola-
rak tanımlayabileceğimiz bu "at-insan" tipini ya-
rattı. Bu "tip" giderek Türkiye'nin toplumsal-si-
yasal ilişkiler yumağındayeni bir "düğüm" olarak
karşımıza çıkıyor.
Işimiz kolay değil!
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
SOLDAN
SAĞA:
1/ Derebeylık
toplum düze-
ninde toprakla
birlikte alınıp 3
satılan köle...
Sanat, hüner. 2/
"En adaletli,
çok doğru" an- g
lamında eski
sözcük... Sıkı
dokunmuş bir
türpamukluku-
maş. 3/ Oyma
ağaç kap... Ferit Ed-
gü'nün bir öykü kıtabı.
41 Din adamlannın sim-
gesi sayüan başhk... Na-
zilenn politikasında
Germen ırkından kimse-
lere yakıştınlan ad. 5/
Havaalanlannda bulu-
nan ve çevTedeki uçuş-
lan denetlemeye yara-
yan sistem. 6/ tcraat... 8
Etek ucuna doğru ge- g
nışleyen giysı. 7/ Bir no-
ta... Yeraltı suyunu taşıyan geçirimli katman. 8/ Kütah-
ya'nın bir ilçesi... Sıvas'ın bir ilçesi. 9/ Su kıyılannda
yaşayan bir av kuşu... Kulak iltihabı.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Pirinçten yapılan, Japonlar'ın ulusal içkisi... Bir işe
gönlü olma. 2/ Üzen kırmızı parafınle kaplanan bir tür
peynır... Alevi-Bektaşı ozanlannın tankatlanyla ilgili
şiirlenne verilen ad. 3/ Yumurta ve irmikle yapılan bir
tür tatlı... Ilave. 4/ Küçük boyutlu bayrak... Tanntanımaz.
5/ Asma. kavıın, karpuz gıbı bitkılerin sürgünü ya da da-
lı. 6/Borç ödeme... Eskidenmuhabcre ve irtibathizmet-
lennde kullanılanhızlı ve hafif gemı. II Atasözlerine da-
yanan dıdaktik Çın şiin... "'Yaser —": Filıstinli lider. 8/
Bayındırlık... "Araya giren, vasıta olan" anlamında es-
ki sözcük. 9/ Kahverengı ve tüylü kabuğu olan, C vita-
minince zengin meyve... Erden çavuşa kadar olan asker-
lere verilen ad.
K
A
I1
K
c
T
|
A
A
V
A
R
E
|
S
E
M
T
A
M
|
T
A
|
S
T
A
R
|
K
A
R
T
E
L
X
1
N
A,
L
1
X
TJ
Aj
O
Z
O
N
|
N
L
|
Z
Mİ
|
K
A,
Y
•V
E
•
P
O
T
•A
M
E
L
E
•M
D
R
T
G
A
L