23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
28KASIM 1997 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Günde bin AIDSTi bebek doğuyor • Dünya Sağlık Örgütü 1996 yılında günde bin çocuğun AIDS nedeniyle yaşamını yitinnesi nedeniyle 1 Aralık 1997 Dünya AIDS Günü'nü 'AIDS'li bir dünyada yaşayan çocuklar' konusuna ayırdı. Bir başka ürkütücü rakam ise 15 yaşın altındaki 3 milyona yakın çocuk HlV'e yakalanırken bunlann yaklaşık 2 milyonunun HIV'i ailelerinden kapıyor olmalan. lstanbul Haber Senisi - Dünya Sağlık Örgütü (DSO), 1996 yılmda günde bin ço- cuğun AIDS nedeniyle yaşamıru yitinne- si nedeniyle 1 Aralık 1997 Dünya AIDS Günü'nü "AIDS'K bir dünyada yaşayan çocuklar" konusuna ayırdı. DSO'nün araştırmalanna göre her yıl 5,8 mılyon kişi HTV vırüsüyle tanışırken her gün bin çocuk AIDS'li olarak doğuyor. Bir başka ürkütücü rakam ise 15 yaşın altındaki 3 milyona yakın çocuk HI V'e yakalanırken bunlann yaklaşık 2 mılyonu HTV'ı aıle- lennden kapıyor. Her yıl 15 yaşın altında- ki 9 mılyon çucuk da annelennin ölmesı nedeniyle öksüz kaüyor. Yüzyılımızın ve- bası olarak adlandınlan AIDS'ten korun- mak ıçin gelıştinlen aşıda ise son aşama olarak 3'üncü faza geçildiği, bir aksılık olmadığı takdirde koruyucu aşının 2000 yılında hazır hale getirileceği açıklandı. HIV vırüsünü 1983 yılında ılk tanım- layan kuruluş olan Pasteur Merieux Con- nagught, dün düzenlediği toplantının ko- nusunuAIDS"e ayırdı AIDS konusunda daha önce Sağlık Bakanlığı'nda çalışma- lar yapan Pasteur Meneux Connaught Se- rum ve Aşı Medikal Müdürü Dr. Tamer Pehlivan, AIDS'ı (ICazarulmış Immün Yetmezlık Sendromu) bugün ıçın hâlâ ke- sin tedavisi bulanamamış, ölümcül bir hastalık olarak nıteleyerek ülkemızde de önceliklı ve önemh sağlık sorunlanndan birisi arasında yer almaya aday bir has- talık olduğuna dikkat çekti. Dr. Tamer Pehlivan, HTV'in hedef olarak zarar ver- diği noktanın "bağışıldık sistemi" olduğu- na dikkat çektı. Dr. Tamer Pehlivan. Türkıye'de Sağlık Bakanlığı verilerinc göre 31 Ekim 1997 tanhi itibanyla 485'i HIV taşıyıcısı ve 257'sı AIDS olmak üzere toplam 742 ki- şiye tanı konulduğunu, 257 AIDS'liden 79'unun bugüne kadar hayatını kaybetti- ğını belüttı. Pehlivan bu rakamlann, buz- dağının sadece görünen kısrru olduğunu, HIV enfeksiyonunun uzun bir süre bulgu vermemesı nedeniyle tanısı konmamış, ancak vırüsü bulaştırmaya devam eden birçok vaka olduğunu vurgulayarak ülke- mizi AIDS konusunda tehdit eden top- lumsal ve idan tehdıtlen ise şöyle sırala- dı: "Ülkemizdeki tophımsal tehditlerin başında, toplumun MDS'in bo>ntundan haberdar olmaması geli>or. Daha sonra, değişen değerier. hızbgöc. turizm,seks en- düstrisi, vurtdışuıda çalişan işçUerin geri dönüşü ve artan uyuşturucu bağımlılığı- nı sayabfliriz. İ Ikemizdeki kiari tehditler vönünden ise hastalığın düşük gibi görün- mesi nedeniyle üstünde fazla durulama- ması bu gefis.meye paralel olarak idari po- Ktikalardaki gerikmeler önem kazanmak- tadır. Aynca sektörler arası yetersiz ileti- şim ve işbirliğMn sağianamamasL, az sa- yıda göDÜIlü kuruluş bulunması ve bu gönüllü kuruluşlar arasındaki çekişmeJer AIDS konusunda ülkemizi tehdit etmek- tedir." Petlas işçileri, düzenledikleri miting ile Kırşehir halhna ve Türkiye 'ye seslerini duyurmaya çalışıyorlar 'Hangi vicdanbizi sokağakoydu'IŞIKKANSU KIRŞEHtR - Işçiler. üzennde "Peüas" yazılı montlannın yakalannı kulaklanna doğru çekmişlerdı. Buharlaşan soluklan arasından firlayan boyunlan, miting oto- büsüne uzanıyordu. Kalabalığın en önün- dekı pankart, yukan aşağı bır ınip bır çıkı- yordu. "Babama Peüas'ta iş, sofhunıza aş." Birkaç günlük tıraşsız yüzüyle soluk ve yorgun görünen Mustafa Kozanhan'ın kâ- ğıdı tutan elleri tıtriyordu. Sesi yayılıp, ken- disinı dinleyenleri dalgalandmyordu: "3 çocuk, 1 anam, 1 babam 7 nüfusu ge- çindirip gidiyordunı. Evvelsi gün işten aül- cbğuTU öğrendim.8 yılda 8 defa gereksiz bin veya rapor almadığım fabrikamdan ne su- çum vardı da auldım? Karakışın başladığı şu günlerde bizi 7 nüfusla hangi vkdan, han- gi anlayış sokağa koydu?" Başbakan Mesut Yılmaz'ın daha geçen- lerde söylediklen, Mustafa Kozanhan ve Petlas'tan yakın tarihlerde çıkanlmış 200'e yakın ışçı ıçındı sanki:"Bu ktşzorgececek." Petlas ışçisi, yıllardır bır "Oh" çekme- miş, gün yüzü görmemıştı. 1994'tekı DYP- ÖzeUeştirilmesinin ardından 250 kişinin çıkanldığı PETLAS'm işcisine önceki günkü mitingde Kırşehir halla sahip çıktı. g y g SHP ortaklığında 5 Nisan Kararlan ıle ışyerlerinın kapatılması gündeme gelmışti. Ankara'ya gitmeye karar vermişlerdi. Yolda trafık kazası geçıren üç ar- kadaşlan ölmüştü. Petlas kapanmamıştı kapanmamasına da çılebitme- mişti. Sağdan sola tüm siyasi partıler "neoliberal" yellere kapılmışlardı bir kere. Petlas ya kapatılacak ya da ucuzundan bir "girisimci''ye satılacaktı. Petrol-tş Başkaru Bayram Yıldınm'ın deyışıyle, aralanndaki tek anlaşmazlık "bu kuruluşun hangi partininymıto- şma verUecegT'ndeydı. Mafya copu paylaşamıyor Sonunda REFAHYOL iktidan döneminde amaçla- nna ulaştılar. Petlas, değerinin çok altına, 3 6 mılyon dolan peşın, 7 vadelı toplam 34.8 mılyon dolara RP'ye yakınlığı ıle bılınen Kombassan Holdıng'e satıldı. Sa- tış ışlemı sirasında Kombassan'a olası ışten çıkarma- lan rahatlıkla gerçekleştırsın dıye olacak, işçilerin kı- dem tazmınatlan da devlet tarafindan ödendi. Kendi- sınden temınat istenen Kombassan Holdıng, Vakıflar Bankası'na 45 mılyon mark yatırdı ve Petlas'a arazi- si, bıne yakın ışçısı, 1.2 tnlyon liralık alacaklan. 700> mılyar liralık stok lastıği ile sahip oldu. Petlas'ı ele geçirmek için kırk dereden su getiren Kombassan, bu kamu kuruluşunu aldıktan sonra oy- namayı bilmeyen gelinin "yeriın dar" demesı örne- ği. mızıkçılık yapmaya başladı. Sava göre REFAH- YOL iktidan, Kombassan'm Vakıflar Bankası'na ya- urdığı 45 mılyon marklık teminat sorununu üç ay içın- de çözümlemeye söz vermışti. Kombassan, yeni ikti- dara dayatmaya başladı: "Tesisçahsürabflmeın, üretim vapabilmem içinya- bnma gerek var. Vakıflar Bankası'ndaki 45 milyon dolanmı geri ödeyin, yerine teminat mektubu veria." T • • ' - - * • Kombassan'm Petlas Genel Müdürü Adnan Şahin, ağzındaki baklayı Kırşehir Çığdem Gazetesi'ne çıkardı: "Sauşsözfcş- mcsine göre gereken yatınmlan yapamıyo- ruz. Böyle devam ederse Petias'tan işçi çı- karmava devam etmemiz kaçınılmaz ola- caknr. İçinde buiunduğumuz kriz nedeniy- le lastiklerin ham maddesi gümrükten çekV lememektedir. Petlas'a yapılan bu uygula- ma özelleştirme manDğına ters olduğu gibi bundan sonrakiözeüestinneleri de olumsuz yönde etkileyecektir. Bu nedenk fabrika- mtzda tensikata gidümeye başlanmıstir." Bu açıklamalardı. Petlas'ta 200'e vakın ışçinin işten çıkanlmasımn gerekçesı. An- cak Petrol-tş yetkilileri, farklı düşünüyor- lardı: "45 miyon markı geri almak bahane. \sû amaç. Peuas'taki sendikal örgütlennıe- \i kırmak. bu arada stoklan boşaltmak, tj- çi sa>Binı düşürmek. Dahasonra örgütsüz, asgari ücretli işçilerie üretimi sürdürmek." Petlas işçileri, önceki gün düzenledikleri miting ile Kırşehir halkına ve Türkiye'ye seslerini duyurmaya çalışıyorlardı: "tşci kıyımına son. Ozelkştirmeye hayır. Türkiye üretenlegurur duyııyor.PeoasKır- geiecegMr. Petlas bizimdir. bizün oiacak.Özel- leştirme dediler Peuas'ı yediler." "Viır vur inlesüı Ankaradinlesin*' dıye bağıran ka- labalığın arasındaki bir ışçı, yamndakı arkadaşına söy- leniyordu: "Bizi dinlerler tni?" Haklıydı da. Sıjası partılerin Kjrşehir'deki temsıl- cileri, mıtinge "zoraki gdmiş" gibiydiler. Kırşehir Be- lediye Başkanı MHP'h olduğu ıçın bu partinın, astı- ğı büyük bez afişlerle mitınge özel bır ilgigösterdiği »-fözleniyordu. CHP ve DSP'liler ise bfcarttmsilci ile tanlmayı yeterli bulmuşlardı. • - • r\ r'. :Vjr - • ***. Paraiçin süahiarçeküdi • Çevre Bakanı Imren Aykut'un kapatılmasını istediği lstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin Kemerburgaz çöplüğündeki katı çöp atıklannın ayıklanması işinin Nurettin Sözen döneminden sonra ihale edilmediği ortaya çıktı. İstanbul Haber Servisi - Sanayı Tıcaret Ltd. Şti 'nin Çevre Bakanı İmren Ay- KANAL 6DA CUMA kut'un kapatılmasını iste- diği lstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin Kemerbur- gaz çöplüğündeki katı çöp atıklannın ayıklanması işinin, eski tstanbul Bü- yükşehir Beledıye Başka- nı Nurettin Sözen döne- minden sonra ıhale edil- mediği ortaya çıktı. Özel şahıslar tarafindan ihale- siz alınan çöp ayıklama işindekı rantın paylaşımı, silahlann çekildiği kavga- lara yol açıyor. Çevre Bakanlığı 'nm, vahşı depolama yapıldığı gerekçesıyle lstanbul Va- liliği ve Büyükşehir Bele- diyesi'nden kapatılmasını istediği Kemerburgaz çöp- lüğündeki "çöp kavgas" Kemerburgaz Jandarma Karakolu'nda noktalandı. Çöplüktekı katı çöp atıkla- nnın ayıkJanması işini yü- rüten iki grup arasında ge- çen gûnlerde kavga çıktı- ğını ve silah çekildiğini doğrulayan karakol yetki- lileri, taraflann banşarak şikâyetlerini geri aldıkJan- nı söyledi. Kemerburgaz çöp saha- smdaki katı çöp atıklan- .' nm ayıklanması işinin ', 1994 yılından itibaren iha- le edilmemeye başlandığı- nı belırten lstanbul Bü- yükşehir Beledıyesi yetkı- lilen, bu ışle uğraşan kişı- lenn resmi bir muhatap bulamadığını da söyledi. Kemerburgaz çöplüğüne sadece Sanyer ve Eyüp belediyelerinin çöp dök- rüklerini, 10-15 güne ka- dar çöplüğün tamamen ka- patılacağını bildiren yetki- liler, sahanın düzenlenme- sı ıçın açılan ihaleyı 750 mılyar liraya Yapısal Yapı kazandığını belirtti. Kemerburgaz çöp saha- sında, katı çöp atıklannın ayıklanması işi ile ılgilı 20 Ocak 1993 tarihlı son iha- le Nurettin Sözen'ın ona- yını taşıyor. tstanbul Büyükşehir Belediyesi yetkilileri, çöp- lüğün kapatılmasının gün- deme gelmesi nedeniyle 1994 yılından sonra bir ihale yapılmadığmı, çöp- lüğün düzenlenmesi işinin özel kişilere bırakıldığım söylediler. 4 yıldır ihale yok tşın 4 yıldır ihalesız ola- rak özel kişiler tarafindan fiilen yapılmasmı eleşti- ren ilgililer, "Beledijeye gelir getiren bir yer, gelir getirir durumdan çıkanl- mış, ama birileri buradan kazanç sağlamış. 1993 vı- lında belediyeye yaklaşık 700 mihon lira gelir geti- ren bu işin bugünkü değe- ri yaklaşık 20 mihardır. Yetküiler beledi\c\ i bu ko- nuda zarara uğrarmışlar- dır ve haklannda sonış- tumıa açılması gerekir" uyansında bulunuyorlar. Geçen yıl Kemerburgaz çöp sahasında meydana gelen kaymanın, çöplük üzerine yanlış bir şekilde toprak dökümü yapılma- sından kaynaklandığı ve kayan çöpün kaldınlması işinin de yaklaşık 100 mil- yar liraya mal olduğu öne sürülüyor. Aynca, katı çöp atıklan- nın ayıklanması işinin iha- lesız olarak Şükrü Tirya- ki'ye verildiği, ancak işi almak ısteyen bir başka- sıyla aralannda sürtüşme çıktığı da iddialar arasında yer alıyor. HAFTA İÇİ HER AKŞAM SAAT: 19:30HAFTA İÇİ HER AKŞAM SAAT: 18:25 HAFTA İÇİ HER AKŞAM SAAT: 20:30HAFTA İÇİ HER AKŞAM SAAT: 20:00 HER CUMA SAAT: 22:30 HER CUMA SAAT: 21:15 T ü r k i y e E i c r c ı n ı * HAFTAYA BAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI Askerler Değişti, Ya Siviller? Bir yıl kadar önceydi. Üst düzey bir askeri yetki- li, bir Cumhuriyet yazanna şöyle demişti: - Dikkat edin! Bugünkü komuta kademesi 12 Ey- lül'ün komuta kademesi değildir... MGK -askerlerden gelen istek üzerine- 28 Şubat karariannı aldı. Birkaç ay sonra kuvvet komutanla- n görevlerini devretti. MGK -gene asker üyelerin önerisi ile- 31 Ekim tarihınde "Milli Güvenlik Siya- set Belgesi"r\\ kabul etti. Komutanlar değişti, tutum değişmedi... Gelişti, netleşti. Ve Güneydoğu'yu gezen numaracı, cumhuriyet- çi ve şeriatçı kalemler bile bir gerçeği yüksek sesle dile getirmek zorunda kaldılar. - Generalinden astsubayına kadar, ordu çok de- ğişmiş... Askerterin nıteliği çok çokyükselmiş! Askeri okullarda ve özellikle de Harp Akademile- ri'nde konferans veren sivillerin çoktan farkettikleri bir gerçekti bu... Ordu karşrtlan da sonunda anla- dılar. *•• 28 Şubat kararlan, askerierin laiklik karşrtı tehli- keyi "irtica " olarak ilk sıraya koyduklannı gösteriyor- du.. "Bölücü" tehdrtle aynı sıraya. 31 Ekim kararlan buna iki önemli ekleme yaptı. ll- kişu: "Türk milliyetçiliği bazı kesimlerce ırkçılığa dön- dürülmek istenmektedir. Ülkücü mafya bundan ya- rahanmak istemektedir. Bu da bir tehdit unsuru oluşturmaktadır." İrtica... Irkçı milliyetçilik... Ülkücü mafya... Bunun anlamı açıktır. 12 Eylül'de resmi ideoloji olan "Türk-lslam sentezj"ni ordu artık kabul etme- mektedir... Hatta daha da öte, "tehlike" saymakta- dır. Cetelerin üzerine gıdilmesinı istemektedir. "llımlı Islam "ı da, "Türk-lslam senfez/ "ni de 12 Ey- lül'cülere telkin eden ABD servisleri idi... Askerler gitti, Özal geldi. Aynı servisler bu kez de "ikinci cumhuriyet" ıdeolojisini, "globalleşme" ile bütünleş- miş olarak Türkiye'nin gündemine sokmaya çalış- tılar. Ama oyun tutmadı. Ve sağ basın, yeni Milli Güvenlik Siyaset Belge- si'ni, çok özlü bir biçimde -ve de doğru olarak- yo- rumladı: "Sağ ile devlet arasında radikal bir kopuşun ha- bercisi..." ••• 31 Aralık karaıianndaki ikinci önemli ekleme ise şöyle: "Kamusal alana kaymamak koşuluyla, mahalli ve kültürel özelliklenn geliştirilmesine yönelik düzen- lemeler yapılmalıdır." Bunun anlamı da çok açıktır. Resmi dilden ve ulusal eğitimden ödün venrne- mek... Ama, yerel kültürel özelliklere ve dolayısıyla etnik kimliklere özgüriük tanımak. Yani kamusal alanda "ortak özellikleri" vurgula- mak ve kurumsallaştırmak... Ama özel alanda insan- lan serbest bırakmak, rahatlamaJannı sağlamak... Ve bir.korıuyu içte ve dışta "istismar" edilir olmaktan çıkarmak. Asker giderek kendini daha iyi yetiştiriyor. Çağı- nı, dünyayı ve toplumunu daha iyi anlıyor. Daha de- mokratik düşünüyor. Çözüm araştınyor. Gerçekçi, açık bir tutum takınıyor... Ve sivillerden de -haklı olarak- aynı şeyi bekliyor. ••• Silahlı eğitim yapılan ülkücü "komando kampla- n" Demirej'in başbakanlığı döneminde kurulmuş- tu... Devletin gözetiminde ve desteğinde. Türkiye'nin geleceğini imam okullannda yetiştiri- len gençlere emanet etmeyi savunan Cumhurbaş- kanı Cevdet Sunay asker kökenliydi. Tıpkı "Türk- lslam sentezi"n\ resmi ideoloji yapan General Ev- ren gibi... Ama şimdi o asker-sivil karması aymazlık çiz- gisinin çok ötesinde bir ordu var önümüzde... Tür- kiye'yi çıkmaza sürükleyen sivillerden hızla fark- lılaşan bir ordu... Bugünün askeri acaba niçin 12 Mart'ın, 12 Ey- lül'ün askeri değil? Hem o acı geçmişlerden yeterince ders aldıklan için... Hem de dünyanın ve Türkiye'nin koşullan değiştiği için... Türkiye 1980'in Türkiyesi mi ki, asker 1980'in as- keri olsun!? Asker değişti... Ve değişmemekte direnen, kişilik- lerini aşamamış siyaset adamlarımız yüzünden, sivillerie arayı açtı... Şimdi sıra sivillerde! Umut köyü için bir tugla da sizden tstanbul Haber Servisi - Onların adı Pınar, Osman, Canan. Kımi doğduğu günden beri böbrek hasta- sı, kirninın abisi-ablası da aynı nedenle ölmüş. Imkâ- m olan haftada üç gün di- yalız makinesıne giriyor ve tek umutlan böbrek bulu- nup nakil yapılması. Teda- vileri yüzünden eğitimleri- ni yapamıyorlar. Çocukla- nn eğitimine yardımcı ol- mak, daha iyi bir gelecek sağiamak içm kurulacak "Umut Köyü"ne bir tuğla da siz bağışlayabilirsiniz. Çocuk Böbrek Vakfi ta- rafindan yapılması planla- nan Umut Köyü ile ilgili basın toplantısı dün lstan- bul Tıp Fakültesi'nde ya- pıldı. Böbrek hastası ço- cuklar, haftada üç gün be- şer saat diyaliz makınesi- ne giriyorlar. Bu nedenle okula gidemıyor, yaşıtla- nyla iletişim kuramıyorlar. Amacı, "böbrek hastası ço- cuklann fiziksel tedavileri- nin yanı sıra eğitinıleri ile iş imkânı sağlamak ve aileJe- redeyardımaohnak" olan Çocuk Böbrek Vakfi, U- mut Köyü projesınj başlat- tı. Vakıf Başkanı Prof. Dr. Faik Tanman, Umut Kö- yü'nde çocuklann 8 yıllık temel eğitimlennin yanj sı- ra bilgisayar, müzik, resim derslen ve mesleki eğitim alacaklannı söyledi. Çatalca Kestanelı Kö- yü'nde kurulması planla- nan köyün toplam maliye- tinin 10 milyon dolar ola- cağını belirten Faık Tan- man, "Parayı sağlamak için 1 milyon ruğia kampanyası başlattık. Yardun vapmak isteyen firmalar 1 milyon H- radan 100 mihar lira>a ka- dar tuğla alarak bize yar- dımcı olabilirler. Bütün yardımseverleri, yüreğinde sevgi olan herkesi bize o- muz verme>e çağuıyonız. Bir Puıar'unız öldü. Kalan Pınar'lanmıa kurtarafam" diye konuştu. Kadıköy'den arayan Ü- nal Santaan adlı okurumuz da diyaliz tedavisi gördüğü lstanbul SSK Göztepe Eği- tim Hastanesi'nin imkân- lannın arttmlması gerektı- ğini belirtti. Diyaliz bölü- münün şu anda karmakan- şık ve temiz olmadığını be- lirten Sanhan, buranın di- ğerbölümlerinin yansı ka- dar fiziksel imkânlara ka- vuşturulması gerektiğini ifade etti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear