19 Mayıs 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 28 KASIM 1997 CUMA OLAYLAR VE GORUŞLER Köye Dönük Tarım Politikası Prof. Dr. REŞIT SONMEZ E konomide ve toplumsal kal- kınmada başanlı adımlar ata- bilmenin temel ilkesi "doğru politikalar" uygulamaktır. Bir ülkede degişik kesünlerde ya- şayan insanlara emdderinin gerçek karşılıgı verilemiyorsa; birkesimin alınteri, haksız biçimde başkalannı mutlu ediyorsa "izknen yol yanhş" demektir, Kaynaklann paylaşımında adaletsizlik varsa, toplum sancılı vehuzursuzdur. Böy- le bir ortamda örgütlenmek, yasal yoldan hak arama savaşı vermek, uygar toplum ol- manın gereğidir. Osmanlı döneminde hep ezilen, horlanan "TûrkKö.v1üsü",Cumhu- riyet'in vefalı kollannda yaralannı sanyor ve mutlu bir geleceğe koşuyordu. Büyük önder, eşsiz devlet adamı Atatürk, yüzyıl- lar boyu birikmiş bir borcu Türk köylüsü- ne ödetnek için "köye dönük bir tanm po- litikası'' düşûnüyordu. Kurtuluş Sava- şı'nda "canını ve malmT Türk ordusunun emrine veren, dünyada eşi görülmemiş bir özveri ile vatan savunmasına koşan böyle bir köylü, Atatürk'ün deyimi ile "efendi- miz" olmalıydı. Ancak bu düşünce, sade- ce sözde kalrnamalı ve "gerçekçi bir tanm potitikasına" dayanmalıydı. Cumhuri- yet'in öncü kadrosu bu politikayı şu temel ilkelere dayandırmayı düşündü: "Toprak sahibi oJan ve üretimden hakkı olan payı alan örgüttenmiş bir çiftçi topluluğu." Cumhunyet" ın ılk yıllannda af ırlık ka- zanan "devtetçffik" görüşûne göre, köylü- nün ürettiğıru satın alıp değerlendirmek ve ona gerekli alet ve malzemeyı sağlamak üzere "Toprak Mahsulleri Ofisir , "Zirai Donaüm Kurumu". "Et ve Bahk Kııru- mu", "Süt F.ndüstrisi Kurumu" gibi orga- nizasyonlar düşünüldü. Bunlann kurulma- sında temel düşünce, köylüyü "tüccara ve aracıva ezdirmeraek" idi. Bu kuruluşlar Tüm Ziraatçılar Dayanışma Dern. Baş. çiftçiye verdikleri destelde tarihsel bir gö- rev yerine getirmişlerdir. Ilerleyen zaman içinde "serbest piyasa ekonomisinijı gere- ği olan koşullan" doğal karşüamak ve ye- ni yöntemlere gitmek gerekiyordu. Yeni koşullarda hıç değişmeyen önemli nokta "köylünün korunmasr idi. Ama ne yazık ki güçlü kesımler kendi çıkarlanru korur- ken köylü hep ezildi. Atatûrk, "sanayi ile tanmın dengeli biçimde getiştirilmesini" temel görüş olarak benimsemiş: tüten fab- rika bacalannın yanında, "Gazi Orman ÇüUiği''rıi kurarak Türk milletine "toprsı- ğı kucaklamanın" ve "modem zJraatuT müjdesinı vermıştir. Çocukluğunda ço- barüık yapan Mustafa Kemal, ziraatı çok seviyordu. Atatürk'ün başlattığı "köye dönük ta- nm potitikasj"nın özlenen amaca ulaşma- yıp yozlaştınlması ve son elli yılda tanm- da sağlanan gelişme ve özelliİde "tanma dayab sanayideki patiamaya karşu" ger- çek üreticı çiftçilerin bu gelişmelerden ya- rarlanamayıp zorluklarla dolu bir yaşam sürmeleri konusundaki görüşlerimi bu ya- zıda özetlemek istiyorum. Devleti yöne- tenler, siyasal partilerin sorumlulan, tüm aydınlar, herkes kendi ölçüsünde bu konu üzerinde düşünmeli ve doğruyu bulunca- ya kadar "bu tarüşma sürdürülmelidir*'. Seçim yatınmı olarak "taban fıyadan art- ürmak" ve kimin cebine girdiği belli ol- mayan "kredi yağmasT köylüyü kurtara- maz. Ve bunun adına "tanm politikası*' denemez. Demokrasinin gereği değışen iktidarlar kısa sürede "yeni tanm politika- lan" gündeme getirirken, parlak tablolar çizerler. Ve çoğunlukla kısa süreli ve ko laycı yollan benimserler. tktidar değişin- ce her şey biter, sil baştan yeni nutuklar çe- kilir. Artık bu aldatmacalan bırakalım; "miDi bir uzlaşma noktasında buluşalım". Ve hiç unutmayahm: "Tanmdaçabşan nü- fiısu azahmak.veterti toprağı olantanm iş- letmeierinde çahşan ve emeğinin karşıhğı- nı alan bir üretidtopluluğu yaratmak, Tür- kiye'nin yüzünü güldürecektir." Ama bu zor ve uzun bir yoldur. Bunu göze almak zorundayız. Bu konudakendini görevli sa- yan ve düşünmek isteyenlere şu ana nok- talarda görüşlerimi sunmak istiyorum: Türkiye'de tarihin derinliklerinden ge- len ve tartışmalan hiç bitmeyen bir toprak adaletsizliği vardır. Bazı bölgelenmızde köylünün yanya yakın bir kısmı ya kira- cıdır ya da ağanın emrinde köledir. Feoda- hte kalınnsı toprak ağalığı bir utanç tablo- su gibi önümüzde durmaktadır. Bugûn "toprak retMmu" konusu her kesimden gelen başka bir sesle dile getirilmekte, çar- pıtılmakta ve yozlaştınlmaktadır. GAP bölgesinde akan sular, her birimizin ce- binden çıkan paralarla yapılan tesisler, ta- nmda sağladığı venm artışı ile "ldme ne ölçüdeyarar sağlamaktadır" bunu tam an- lamı ile düşünebilmekte miyiz? Sesini du- yurabilenin "hakh sanıkiığr bu ülkede, toprak sahıbi olmadığı içın "acılar içinde krvranan'' o insanlann iniltilerini duyabi- liyormuyuz? Hiç sanmıyorum!.. Bildiğim birşeyvar: 1945'teçıkartılan"ToprakKa- nunıT orasından burasından çekilerek yozlaştınldı; atılan adımJardan geri dönül- dü ve bugün "toprak adaletsizliği ayıbınT alnımızda taşımaya de\am ediyoruz. Bir de buna "miras yohı ile topraklann parça- tanmaa" konusunu eklersenız, Türkiye'de tarunın sorunlan arasmda "toprak" konu- sunun ne denlı ağırlık kazandığını kabul edersinız Ama neye yarar? Bu sorunu bi- liyorsunuz, ama sadece "karşjsına geçip sejTediyorsunuz" ve zor diye yan çizip er- teliyorsunuz. Herbölgemizin doğal koşul- lanna uygun bir "iştetme büyüklüğü" var- dır. Bunun altına düşecek parçalanmalan önlemek ve 4 milyon kabul edilen işletme sayısuun artmasını önlemek çok önemli bir yarar getirecektır. "Uygar toplum örgüttü topiumdur" sö- zü en çok tanmda geçerlidir. Çünkü kar- da, çamurda, kırda bayırda tüm yaşamını toprağa veren, ürettiği her malı "ahnteriile sulayan" ama emeğinin karşılığını alama- yan ve "başkakn tarafindan sömürülen köylü" kadar ezilen başka bir topluluk dü- şünülemez. Tanmda bilinen birtakım ör- gütler var elbette. Ama asıl önemli olan "ürettiği mal bazmdaörgütlenme'dir. Ya- ni çiftçiyi temsil eden "Ziraat Odalan" gibi örgütler, işi sadece "sözlü sa\ıınma Be geçiştinnekte" ve "köytünün yok pahası- na sat&ğı" ürünü için çare bulmaktan yok- sun bulunmaktadır. Kurtuluş yolu. köylü- nün yaptığı çahşma konusunda "üretim birüği'' kurması ve "kooperatitkşmesi"dır Birlik içinde yetiştirme ile ilgili bılimsel ve teknık konular ele alınır, kooperatifler de alım, satım ve değerlendırme işlerinı düzene sokar. Böyle mutlu bir sonuca ula- şabilmek görevi çiftçinin kendisine düş- mekle birlikte devletin de sorumluluğu vardır. Devlet bu sorumluluğun gereğinı yerine getirmelidir, duyarsızlık asla affe- dilmez. Tüm dünya ülkelerinde tanm destekle- nir. Topraklann işlenmesi, üretim yapıl- ması ve halkın beslenmesi için zor bir ça- lışma olan tanmı "çekkri ve kazançh" ha- le getırmek, böyle bir desteği gerekli kı- lar. Yuvarlak bir ifade söylemek gerekirse Avrupa'da devletin tanma sağladığı deste- ğin ancak "onda biri" Türk çiftçisine sağ- lanmaktadır. Ve çok kere bu destek tam ye- rini bulamamakta, başka kesimlerin işine yaramaktadır. Çünkü "kontrolsistenıi*' za- yıftır Hele "kredi dağrtunıoda" yaşanan başıbozuk ve "yozbşnuş" durum tarif edi- lemez bir "boziık düzen"dir. Krediden en iyi yararlanan "örgütlü çiftçi"dir. Bu du- rumda kontrol sistemi de aksaksız yürür. Türkiye'de kredi konusunda "medyadaiz- lediğimiz olaylardan" tanm da nasibini al- maktadır. Köylünün dertli olduğunu bil- mek yetmez, çarelerini bulmak gerekir. Hızlı nüfus aruşının yarattığı sorunla- nn üstesinden gelmek içın düşünülen ön- lemleri asla küçümsemeden konuya eğil- mek ve tanmda çalışan nüftısun azalma- sını sağlamak, Türkiye'nin gündeminden hiç inmeyen konulardır. Tanmda makine- leşerek el emeğinin azaltılması ve böyle- ce "tanmda çalışan nüfusun oran olarak düşürülmesi" verimliliğın \e kazancın önkoşuludur. Ancak, "sancılı göç" şeklin- de köyden kente akın biçiminde değil, köyle kent arasında "tanma dayalı sana- yi" agırlıkh yerleşim merkezleri kurmak- la soruna çözüm aranmalıdır. Bu konuda Türkiye koşullannın en uygun örnekleri- ni bulmak zorundayız. Köye dönük tanm politikalannı gerçek- leştirmek için "geniş kanlımlj toplannlar- da" esaslan belirlenen "yeniyasalarçıkar- ma" zorunludur. Bu konuda, "shil toplum örgütterinin" ve "meslek kuruluşlaruun" seslerini duymak zorundayız. Türkiye Bü- yük Millet Meclisi'nin sayın üyeleri, par- ti farkı gözetmeksizin "niilli cıkarlannuz ve vatanın selameti yönünde" ortak çaba gösteıme görevlenni unutmamalıdır. Bir ömek verelim. "Mer3 a Kanonu". Bu ko- nu nasıl oluyor da "Türkiye hayvancıhğın- da yaşamsal bir önem taşıdığı halde gere- kenflgryigörmüyor ve sonuca \-anlmivor? SONUÇ: Vatan topraklannın yüzünü güldüren köylülerimiz, yüzyıllar boyu benzeri görüunemiş özveriler göstererek bağımsızlığımız uğruna canlannı feda et- mişlerdir. Ne yazık ki Türk köylüsünün üçte biri bugün yoksulluk sınınnda yaşa- maktadır. Köye dönük. "sağbm ve gerçek- çi bir tanm politikası" yaşama geçirmek. Atatürk'ün vasıyetıdir ve hepunize düşen namus borcudur. PENCERE Türkiye'deki bazı kuruluşlar çağdaşlaşma yarışında öne geçecek. r w Kuruluşlara Hattınternet devi Superonline, küçük, büyük, isteyen her kuruluşa 'Özel İnternet Hattı' tahsis edecek. Konuyla ilgili bir açıklama yapan Superonline yetkilileri, KİEP adını verdikleri Kurumsal İnternet Erişim Paketi sayesinde, isteyen her kuruluşun yalnız kendisine ait bir hattan intemete bağlı olacağını; bu sayede, ekonomik, hızlı ve güvenli bir şekilde, en önemlisi sürekli serbest bir hattan internet üzerinde çalışabileceğini belirtiyorlar. Yetkililer, KİEP kullanıcısı kuruluşların en büyük kazancının, Superonline'ın büyük teknik gücü, yüksek hız kapasitesi ve geniş hizmet desteğinden yararlanmak, zaman ve işgücü kaybından kurtulmak olduğunu ekliyorlar. Okyanuslar Kapsamında Gambot Politikası... Çoğu kurum ve kuruluş, adını oluşturan sözcük- lerin baş harfleriyle anılıyor PTT.. UNESCO.. YDD.. Gazete okuyan herkes YDD'nin 'Yeni Dünya Dü- zeni'ni vurguladığını biliyor. Nedir bu YDD'nin özü?.. • Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra ABD 'tek sü- pergüç' olarak kaldı... Ve YDD'yi ilan etti. Tarihin sonu gelmişti... Insanlık için 'son düzen' saptanmıştı... Yeryüzüne serpilmiş bütün ülkelerin ortaklaşa ekonomik yaşam biçimi keşfedilmişti... Oysa YDD eski bir marifetti; gerçekte 19'uncu yüzyıl liberalizmi hortlatıldı: "Bırakınız yapsınlar Bırakınız geçsinler..." • Siyasada liberalizm 'Aydınlanma Felsefesi'nin bir ayağıdır; demokrasi oluşumunda sosyalizme gi- den yolun bir aşamasıdır; ama, ekonomide libera- lizm için ne söylenebilir?.. Ekonomide liberalizm 'vahşi kapitalizm'ın can- gılında mı yaşanacak?.. Yoksa kişinin sosyal güvencelerini sağlayan bir toplumsal düzen mi kurulacak?.. Okullarda 19'uncu yüzyıl liberalizmi anlatılırken sakıncalannın da attı çizilir; liberalizmin temeli sa- yılan serbest piyasada güçlüler güçsüzlerin canı- na okurtar; insan yaşamında güvence yoktur; met- ropollerde bu orman yasası geçerlıyken, sömürge- ler emperyalist devletlerin pençesi altında kıvranır- lar. Ekonomik liberalizm, 19'uncu yüzyılda Os- manlı Devleti'ni yan sö- mürgeye çevirdi. Sonuçta yıkıldık. • 19'uncu yüzyıl ekono- mik liberalizmine ege- men ideoloji, bugünkü dünyada yaygın iletişim devriminin sağladığı bo- yutlarda yeryüzüne da- yatılıyor. Nedir bu?.. Yeni bir "Gambot Po- litikası"... Gambot, silah ve top- la donatılmış, buharlı ve- ya yelkenli hafrf gemidir; sömürge ülkelerinde ne- hir polisince kullanılırdı. Daha sonralan, ABD, iç pazarını korumak iste- yen Latin Amerika ülKşr lerine müdahale için sa- vaş gemilerini kullanınca siyasal sözlüğe 'Gambfti politikası' deyimi yazifdT Gambot politikası, ar- tık nehirlerde kullanılmı- yor, Okyanuslan aşıyor. Gambot politikasırun yeni adı YDD'dir. • YDD'yi tartışırken soru üstüne soru yağmuru- nun beyin fırtınasına ge- rek var: Serbest piyasa her derde deva mıdır?.. Pi- yasa ekonomisi demok- rasiyle özdeş midir?.. Planlı ekonomiye düş- manlık nereden kaynak- lanıyor?.. İletişim devri- miyle bütünleşen dünya pazannda yoksullar so- luk alabilecekler midir?.. Sovyetler yıkılmca Batı- Doğu çatışması ortadan kalktı, ama, gün geçtik- çe derinleşen Kuzey- Güney çelişkisi ne ola- caktır?.. Tarihsel zaman için 'göz açıp kapayıncaya kadar' denebilecek bir sürede, bu sorulann ya- nıtlan elle tutulurcasına ortaya çıktı. • 1990'lıyıllarda, yeryü- zündeki adaletsizlik da- ha da uçurumlaştı.. Takke düştü, kel gö- ründü. Insanlık tarihinde hiç- bir zaman 'son' yoktur öyle görünüyor ki 'tarihin sonu geldi' diyenler, kendi sonlarını hazırla- maktan gayn bir iş yap- mıyorlar. P" TI!TI5nBi Superonline, KİEP, yani Kurumsal İnternet Erişim Paketi'ni, Superonline'a özgü mükemmel bir altyapı, hızlı yurtdışı bağlantıları, yaygın coğrafi kaplama alanı, uzman ekip güvencesiyle ve ancak Superonline gücünün sağlayabileceği uygun fiyatlarla sunuyor. KİEP'le, kuruluşlar, netvvork'leri üzerinden intemete hiç beklemeden bağlanarak, pek çok işlemi çok kısa zamanda gerçekleştirebiliyorlar: • Yurtiçi ve yurtdışındaki bölge müdürlükleriyle, şubeleriyle, müşterileriyle ve istedikleri kuruluşlarla yazışabiliyorlar. • Ürün ve hizmetlerinin tanıtım ve satışını yapabiliyorlar. • işbirliği içinde oldukları kuruluşlarla yazılı, sesli ve görüntülü bilgi alışverişinde bulunabiliyorlar. • Web sayfalarını kendi server'larından yayınlayabiliyor, dünyada ve Türkiye'de aynı anda yüz binlerce kişiye ulaşabiliyorlar. • Çalışanları için istedikleri sayıda elektronik posta adresi sahibi olabiliyorlar. • Ve ihtiyaç duydukları an Superonline'ı arayarak, en doğru ve yerinde çözümleri alıyorlar. Unutmayın, KİEP'le, her kuruluşun emrinde, yalnızca kendisinin kullanacağı özel bir internet hattı oluyor. Superonline'ı hemen aroyın, KİEP'le gelen olağanüstü imkânlardan yararlanmaya başlayın. Kuruluşunuzun ihtiyaçlarına en uygun seçenekler ve fiyatlarla, işte KİEP. Hız 64 Kb l28Kb 256 Kb 5l2Kb I024 Kb 2048 Kb I Yıllık Sözleşme 2 Yıllık Sözleşme Fiyatı Fiyatı 4.000 dolar + KDV , 7.000 dolar + KDV 8.000 dolar + KDV • 13.000 dolar + KDV 16.000 dolar + KDV j 26.000 dolar + KDV 31000 dolar + KDV j 52.000 dolar + KDV 64.000 dolar + KDV ; 104.000 dolar + KDV 128.000 dolar + KDV , 208.000 dolar + KDV 3 Yıllık Sözleşme Fiyatı 9.000 dolar + KDV 18.000 dolar + KDV 36.000 dolar + KDV 72.000 dolar + KDV 144.000 dolar + KDV 288.000 dolar + KDV • Fıyadar 1, 2 ve 3 yıllık olup, ayiık odeme yoktur • Bu fryatlar, Kurumsa! İnternet Enşımı bagianttsının yalnızca Superonlıne'dan saglanması durumunda geçeritdır. • Türk Telekom'a odenmesı gereken kıra, tahsıs vb. ucretler bu fıyarJara dahtl degıldır. • Turk Telekom'da hattın ve gerekli evrak ışlemlennin ukıbinı Superonline yapar. Superonline Kurumsal Hizmet Hattı: (0212) 284 04 44 http://www.superonline.net E-Posta: [email protected] * ı c w ORDUl.ASLÎYE MAHKEMESt'NDEN 1996/47 Da\acı Tükez Özcan tarafından davalılar Os- man Demirkaya mirasçı- lan Fatma Demirkaya, Aydın Demirkaya, Ahmet Demirkaya ve Gülseren Çiçekli aleyhine mahke- memızde açılan tescil da- vasında, Ordu merkez Ortaköy köjünde bulu- nan Taflanlı Yatak mevki- lı taşınmazın 1318 do- ğumlu Ordu merkez Orta- köy köyünden ömer De- mırhan adma tapuya tes- ciline karar verilmiş olup, Davalılar Fatma Demir- kaya, Aydın Demirkaya - ahmet Demirkaya, Ahmet Demirkaya ve Gülseren Çiçekli *ye ilanen tebliğ olunur. Basın: 52328
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear