23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
28 KASIM 1997 CUMA CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 Sancılı çekim öncesi ve sonrasıyla yıllardır gündemdeki 'Ağır Roman' gösteriliyor Kolera Sokağı'nm güzel insanlarıSenaryosu defalarca yeniden yazı- lan. aylardır. hatta yıllardırçekildi, çe- kiliyor. bıtti, bitiyor teraneleriyle adın- dan söz ettiren ve merakla beklenen 'Ağır Roman', nihayet bugün gösteri- me giriyor sinemalarda. Metin Kaçan'ın çok satan romanın- dan Mustafa Altjoklar'ın yönetmenli- ğinde sinemaya uyarlanan 'Ağır Ro- man', son dönemde 'Amerikalı'yla başlayıp 'İstanbul Kanatlanmın Al- tuıda'yla yükselişe geçen ve 'Esja- ya'yla tavana vuran, 'Hamam'la süre- gelen gişe-hasılat bereketiy le belirgin bir canlılık kazanan, 'Tabutta Rövaşa- ta' ya da 'Masumiyet' gibi, yaratıcı yönetmen elinden çıkma, çeşitli yur- tiçi ve dışı festivallerden habire irili ufaklı ödüllertoplayan sıradışı, sami- mi ve başanh fılmlerle artık ufak u- fak kabuk değiştirmeye soyunan sine- mamızdan çıkan ve kanımızca hem eleştirmenlerle aydınlann, hem de ge- niş seyirci kitlesinin ilgisini toplaya- rak bir hayli ses getirmeye aday, en yeni yerlı film şimdilik. Müjde Ar'ın sinemaya dönûşü '\blcu'dan bu yana nicedir oyuncu- luğa ara verip kendini bütünüyle 'Ağır Roman' filminin gerçekleştirilmesi- ne veren Müjde Ar'ın, aslında hep 'uçuştaki' semt sakinlerine cuk otu- ran resmi adıyla Tayyare sokağına (halkın ağzında Kolera sokağı) yeni taşınan hayat kadını Tina roliinü üst- iendiği "Ağır Roman', romanın yoğun- luğunu oldukça basite indirgeyip. alımlı. işveli Tina'ya körkütük sevda- lanarak oto tamirciliğinden mahalle- nin en delikanh bitirimliğine soyunan, kara kuru, çelimsız Salih'in (Okan Bayülgen) öyküsünü anlatıyor, baştan çok kabaca özetlemek gerekirse. Çingene, Türk, Rum, Süryani, vb. gibi çokuluslu, çok renkli ve çoksesli bir insan yelpazesinden oluşan, büyük kentin içinde, uyuşturucudan silah, hap, kadın vb. satişına kadar her çeşit 'yeraltı' faaliyetinin yapıldığı, karan- lık işlerin sürdürüldügü, kentin nezih, kibar semtlerinden tecrit edilmiş bir adaya dönûşmüş mahallenin saygın sakinlerinden biri de, Yıkıkköprü göç- meni 'temiz yüzlü' berber Aleko- Ali'dir (Savaş Dinçel). Yeme içme adabına vâkıf, gelenek- Ağır Roman Yönetmen: Mustafa Aftıoklar Senaryo: Metin Kaçan, M.Attıoklar/ Kamera: Ertunç Şenkay / Müzik: Atılla Özdemiroğlu / Oyuncular: Okan Bayülgen, Müjde Ar, Mustafa Uğuriu, Savaş Dinçel, Burak Sergen, küçük iskender, Zafer Algöz, Sevda Ferdağ, Nilüfer Aydan, Aysel Gürel, Emrah Kolukısa, Levent Erim, Balık Ayhan/1997 Belge Film, Özen Film, Söz Film (Dağıtım Özen Film) sel ahlaki değcrlere sahip çıkan, ha- raççıya, beleşçiye metelik vermeyen, bitirimlerin ağız kokusunu çekmeyen, narnusuyla çalışan, onuruna düşkün, müşfık aile babası, berber Ali'nin or- tanca oglu kaportacı Salih, genelde şamata, şiddet ve kanla çevrelenmiş, yannlannı pek umursamadan bugün- lerini doludizgin yaşayan, mahallede babasının sürekli meyhane arkadaşı olan, racona sadık, sustahsını dogru zamanda ve doğru yerde kullanması- nı bilen, babayiğit bitirim Arap Sa- do'yu (Burak Sergen) kendine örnek alır. Her baba gibi, oğullannı karmaşık Kolera sokagının kargaşasından kur- tanp altın bilezik (meslek) sahibi yap- mak isteyen berber Ali'yle sûrekli zıt- laşan, ahlaki, geleneksel degerleri fi- lan iplemeyen, mahallenin gözü kara, haraççı, girişken, nevzuhur bitirimi Reis'in (Mustafa Uğuriu), dersini ve- rir çok geçmeden Arap Sado, bir on kasım sabahında. Arap Sado, mahallenin gûvendiği tek dayanak noktasıdır. eskinin mira- sını taşıyan, kabadayılığın tüm racon- lannı yerine getircn Arap Sado'nun yerine göz diken, firlama Reis. zayıf naif, devraldığı Sado'nun sustalısmın yûkünü taşıyamayan, yeniyetme ka- portacı Safih'in büyük aşkı Tina'ya da epeyce askıntı olur. 1970'li yıllarda geçen filme, ana ka- rakterlerin dtşında, Salih'in yanmak- tan kurtardığı. 'tekerlek' kan kardeşi tilki Orhan (şair küçük iskender), Sa- lih'in çizer ağabeyi Reco'nun (Em- rah Kolukısa) da resimlcdiği. 'Oğlu- nuzu eşcinsel olmaktan nasıl kurtanr- sınız" adlı kaynak kitaplar(!) yazıp pa- zarlayan hırstz Fethi (Okan Bayül- gen'in televizyona yaptığı program- larda dikkati çeken Zafer Algöz), Ko- lera Sokağı canavan poğaçacı (Meta- met Kartal), Salih'in çalıştığı oto ta- mirhanesi patronu Fil Hamıt (Levent Erim), Puma Zehra ( Aysel Gürel) gi- bi yan tipler de renk ve çeşni katıyor. Onünü kesen Arap Sado'yu vur- durtup mahalleye bir de bilardo, tilt, kumar salonu açan Reis'in yoluna bu kez de Arap Sado ağabeyinin mirası- na sahip çıkarak kabadayılığa soyu- nan Salihimiz çıkar. Tina'dan da aş- kına karşılık alan ve itiban iyice artan Saîih'in yükselişi çok sürmeyecek, si- lah satıcısı yerel polisle de arası çok şekerli olan Reis'le çetesi yine devre- ye girerek melodramatik bir fınale dogruyol alan Salih'in düşüşünü hız- landıracaktır... Gırgır, şamata gırla gidiyor Doğrusu yönetmeni adına 'İstanbul Kanatlarunın Altında'dan daha başa- nh bir iş saydığımız, iki saate yayıl- mış 'Ağır Roman', alaycı karakterle- rinden, naif, masalsı öyküsüne, dekor- mekân kullanımından görüntülerine, müziginden oyunculuğuna kadar epeyce özenilmiş. gırgır şamata, ke- yifle izlenen, baştan sona matrak, renkli bir seyirlik. Yer yer kurgusun- daki belirsizliklere, atlayıp sıçrama- sına ve mekânı değerlendirmesinde uzaktan uzağa 'Eşkıya'yı çağnştırma- sına karşın giderek seyirciyi enikonu ele geçiren, teknık özellikleri ve oyun- culuğuyla da son tahlilde geçer notu alan 'Ağnr Roman'da, 'egemen shasal ideolojinin genelde >asal olmayan bir- takun karanlık işleri kitabına uydu- nıp yasadışı çetelere yapordığı, gjtgj- de yoriaşünlan geleneksei ahlaki de- ğerlerin, sakız gibi çiğnendiği, dogru- yu, erdemi, onunı savunanlann sü- rekli yenik düştüğü' gıbısinden güncel mesajlar da içeriyor. Fahişelere. eşcinsellere hoşgörülü Kolera Sokağı'nda 1970'li yıllarda yaşayan bir ailenin parçalanışını çok renkli, çağdaş bir masal gibi yansıtan 'Ağır Roman', sanınz kitabıyla, çe- kim öncesiyle ve çekim serüveniyle uzun süre çokça tartışılıp gündeme yerleşmesi gibi gösterime girdikten sonra da epeyce tartışmalara yol aça- cak. En azından oyunculuk bakımından başanlı sayılacak 'Ağır Roman'. şair küçük Iskender'in yakıştırmasıyla 'bütün kadronun ayn ayn birer mısra olduğu, ancak sonuçta tüm kafîyelerin tuttuğu', adı gıbı agır, dolu dolu, şen- likli bir uyarlama olarak izlenmeyi hak ediyor. IÎX, İKSJî A Yüksekgerüimübir aksiyon: Yüzyüze Dürbünlü'tüfegin hedefinde, küçük oğluyla bir lunaparkta at- hkanncaya binen FBI ajanı Se- an Archer (John Travolta) var. Tüfegi ona yöneltense, parmagı tetikteki azılı terörist Castor Troy (Nicolas Cage). Ateşlenen tüfeğin namlusundan fırlayıp havayı roket gibi yara yara (ağır çekim) gelen kurşun Archer'm bedenine ginp çıktıktan sonra çocuga saplanıyor ve öldürü- yor... Son yıllarda, şiddetle gerili- min atbaşı gittiği, sürükleyici, kavga dövüş kıyamet, gişesine bereket aksiyon filmleriyle ün- lendigi Hong-Kong'dan aparto- par Hollywood'a transfer olan yönetmen John VVbo'nun, "Hard Target - Zor UedeV ve "Broken Arrow - Kınk Ok"tan sonra, Hollyvvood'un iki büyük starını bir araya getirerek ABD'de yaptığı üçüncü filmi Ta- ce/Off-Yûzyüze", bu diyalogsuz, tek renk, 6 yılöncesin- deki acı aru sekan- sıyla başlıyor. Evlat acısmın göçerttiği, aile ba- bası, sevecen koca, Los Angeles poli- sindekiözelbiran- ti-terör ekibinin baş.ı olan Archer, yıllardır kovaladı- ğı, sürekli bir suç- cinayet makinesi gibi çahşmış, ço- cugunu da öldür- müş, kadın-seks-yatak tiryakisi, acımasız sapık, kiralık terörist Troy'u sonunda enseliyor koma- ya sokarak... Ancak habis Troy, Los Angeles'ın önemli bir mer- kezine 6 gün içinde patlayacak olan birbomba yerleşrirmiştir ve yerini de sadece Troy'un hapse tıkılmış, bilgisayar manyagı kar- deşi Pollux (Alessandro Nivoli) bilmektedir. Pollux'den bomba- nın yerini ögrenmek için öneri- len inanılmaz bir hileyi kabulle- nen kahraman polisımize geçici bir yüz transplantasyonu operas- yonu yapılıyor derken. Estetik cerrahi harikası bir ameliyat sonucunda ezeli düş- manı, komadaki Troy'un yüzü- nü maske gibi takınıp Pollux'ün yanına, hapishaneye giren Arc- her, komadan çıkan Troy'un da onun yüzünü başına geçirip 0- nun kimliğiyle işine, evine, ha- yaöna gireceğini ve polis Archer rolünü oynayacağını nerden bil- sin? Birbirlerinin soluğunu her an ensede hisseden, iyi'yle kö- tü'nün temsilcisi bu iki düşma- nın, yüzlerini değiş tokuş ederek ve birbirlerinin kimliğine bürü- nerek sürdürdükleri ölümüne mücadele. dur durak tanımaz bir hareketljlikte sey- rederek, tempo- nun hiç kopmadığı 2 saati aşkın bir süreye yayılan ve tabii beylik bir mutlu sona bagla- nan inanılmaz bir fantastik serüvene dönüşüyor baştan sona. Aslında çizgiro- man esprisinde, iyi'yle kötü'nün biidik mücadelesi halinde, basit bir entrikaya dayanan, kaçmaca-kovala- maca, vur-kır, şid- det şamatası, silah fetişizmi ve ra-ta- tata-tat tarakala- rtndan, ortalığın altını üstüne geti- Yüzyuze Face/Off Yönetmen: John Woo / Senaryo: Mike Werb, Michael Colteary / Kamera: Oliver Wood / Müzik: John Poweil / Oyuncular John Travolta, Nicolas Cage, Joan Allen, Alessandro Nivola, Gina Gershon, Dominique Swain, Nick Cassavetes, Harve Presnel / 1997ABD(UIP). ren patlamalardan geçilmeyen filmde, kimilerince "şiddetin ozanı" Sam Peckinpah'ın mira- sını devraldığı ileri süriilen John Woo sinemasuıın tüm karakte- ristikleri karşımıza çıkıyor, uçak hangannda arbede, deniz orta- sındaki dehşetengiz, yüksek tek- noloji eseri hapishaneden inanıl- maz kaçış, otomobil, helikopter, deniz motoru, vb. araçlann akıl almaz akrobasileri ve Los Ange- les körfezindeki final takip sah- nelerinde. Atılan kurşunlar, sav- rulan yumruklar, akan kaniar, dizginlerinden boşanmış şiddet gösterileri, sadizm sahnelen ve cehennemi infilaklar filan gırla gidiyor yine. Birbirlerinin yü- zünü takıp bırbir- lerinin hayatını ya- şayan, birbirlerinin kadınlanyla yatan, her firsatta birbir- lerinin suranna ta- bancalannı daya- yan, iyi-kötü 2 kahramanın odağı- na yerleştirildigi, yığınla vurdulu kırdılı, patırtılı gü- riiltülü, takipli kav- galı sahnenin peş peşe birbirini izle- digi, yüksek vol- tajlıbirgerilimya- yan "Yüzyüze", görkemli bir aksi- yon katarı gibi ge- lip geçiverdi üstü- müzden. Nefret ve intikamla birbrrle- rine baglanmış, >-üzlerini değiş- miş 2 kahramanı izlemek, bir- birlerinin rollerini oynayan polis Travolta 'yı terörist Cage olarak, Cage'ı de baş düşmanı Tra\olta olarak seyretmek doğrusu bir hayli ilginç ve eğlenceli Yeniden doğuşun metaforu gi- bi algılanacak yüz değişimi nu- marasını, Georges Franju'nün fantastik sinema klasigi''LesYeux SansVTsage-Yü- zü Ounayan Göz- ler"den, aynalı düello sahnesini Orson VVelles'in "Şangayh Ka- dın'' başyapıtın- dan esinienen, gerilimi yükselt- meyi de Hitch amcadan ögre- nen John Woo, o- nun gibi aynı kul- varda iş tutup ABD'de çalışan. Ringo Lam, Tsui Hark gibi öteki Hong-Konglu yönetmenleri epeyce solluyor "YÜ2yÜ2e"yle. Farİdı kamera açılanndan çekil- miş, koreografik düzenlenmiş kavga ve takip sahnelerine, sti- lize şiddet gösterilerine, ağırçe- kimlere dayanan kişisel üslu- buyla kendini, hayranı Quentin Tarantino'lann Hollywood'una da kabul ettiren John VVoo'nun, inanılmaz bir öyküyü soluk so- luğa izlenen, zıpkın gibi spekta- küler biraksiyona dönüştürdügü "Face/OfT'un girdabına kapıl- mamak elde değil. Akıp geçen sahnenin soluğu- nu tıkadığı seyircinin, bir sonra- ki sahnenin şaşırtmacalanna ka- pılıp adrenalini yükselterek iki saatin sonunda adeta bitap düş- tüğü "Yüzyüze", son yıllann en özgün aksiyon-macera filmle- rinden biri. Nicolas Cage ve John Travolta gibi doruktakı 2 stann varlıgı da fihnin gışe ga- rantisi zaten, genelde akstyon tü- rü filmlerden bizim gibi pek hazzetmeyenleri bile, 135 daki- ka süresince avucuna kıstınve- ren "Yüzyüze - Face/Off", san rrktan namlı yönetmen John Woo'nun ciddiye alınması. aksi- yon, gerilım, şiddet ustası bir si- nemacı olduğunu kanıthyor. Polisüı domestik kansında Jo- an Allen, sinir şımank kızında yeni Lolita Dominique Swain, Nicolas Cage'den doğurduğu çocuğu büyüten, dazlak gangs- ter Dietrich'in (müteveffa John Cassa>"etes'in aktör-yönetmen oğlu Nick Cassavetes) baasında Gina Gershon ve bomba uzma- nı, üşütük kardeşte Alessandro Nivola'nın da göz doldurdukla- n "Yüzyüze", bu tür filmlerin meraklısını mest edecekbesbel- YENİ BASLAYANLAR... YENİ BAŞLAYANLAR... YENİ BAŞLAYANLAR.. Spawn Yönetmenliğini Mark Dippe'nin yaptığı 'Spawn' isimli filmde Michael Jai White, John Leguizamo, Martin Sheen, D.B.Sweeney, Theresa Randle ve Nicol Williamson rol ahyor. Gizli bir görev sırasında, hain iş arkadaşlan tarafından öldürüldükten sonra, Al Simmons (Michael Jai White) kansını son bir kez görebilmek amacıyla şeytanla bir anlaşma yapar. Simmons dünyaya dönmesi karşılığında, insanlıgın yok edilmesinde cehennem ordulannı komuta etmeyi kabul eder. Her şey bu aşamadan sonra başlar. Bilimkurgunun özel efektleri içinde kâbusa doğru bir yolculuk. Filmde çok sayıda özel efekt yer ahyor. Müzigi de çeşitli gruplann şarkılanndan derlenmiş olan 'Spawn'ın gerekli dijital efektleri içinse dünya çapında 21 şirket bir araya gelmiş. Klssed / Öpülmü; Molly Parker ve Peter Outerbridge'in başrolleri paylaştıklan filmin yönetmenliğini Kanadalı Lynne Stopkevvich yapıyor. Barbara Gowdy'nin 'We So Seldom Look On Love' adh kıtabından uyarlanan filmde Molly Parker, ölüme ve ölülere olan tutkusu yüzünden bir cenazeevinde çalışmaya başlayan Sandra Larson'u oynuyor. Peter Outerbridge ise Sandra'ya âşık olan bir tıp ögrencisi Matt'i canlandınyor. Bu film, aşk, seks ve ölüme değişik bir bakış açısıyla yaklaşan bir çalışma. Taşm Izi Bin Gözü Var' • KultürServisi- 5 yıllık bir aradan sonra Mehmet Aksoy, heykellerini 3 Aralık-6 Ocak tarihleri arasmda Ankara Galeri Nev'de sergileyecek. 'Taşın Izi Elin Gözü Var' isimli sergide sanatçının Kibele, Idoller ve Şahmeran dizilerinden çeşitli taşlardan yonttuğu yeni yapıtlan ile bronz heykelleri yer alacak. Sanatçı, Türkiye'de ve Almanya'da gerçekleştirdiği açık hava projelerinin yanı sıra yurtiçinde ve yurtdışında birçok kişisel ve karma sergiye de katıldı. Aksoy, Devlet Resim ve Heykel Sergisi Birincilik Ödülü, Sedat Simavi Vakfı Odülü, 3. Uluslararası Asya-Avrupa Sanat Bienali Büyük Ödülü, Sanat Kurumu Yılm Sanatçısı ödüllerinin de sahibi. ;u Avrupa Rlmleri Festivafi • KüJtürServisi- 3. Avrupa Fitmleri Festivali bugün Ankara"da başlıyor. 4 Aralık tarihine dek sürecek olan festivalde fılmler Kavaklıdere Sineması, Fransız Kültür Merkezi ve Alman Kültür Merkezi'nde gösterilecek. Kavaklıdere Sinemasfnda bugün 12.30'da "Gece Vakti' (kısa), 'Sürü', 15.00'te 'Gerçekliğin Temeli" (Kısa). 'Güzel Köy, Güzel Alev', 21.30'da 'Traüinspotter' (Kısa), 'Farklı Bir Kahraman', 24.00'te Salon l'de 'Teneke Trampet', Salon 2'de 'Zevk Komploculan'. 'Tatlı Hayat' isimli filmler gösteriliyor. Fransız Kültür Merkezi'nde ise bugün 18.30'da Avrupa Panoraması'nda "Deniz Kızı, Aziz Müfettiş, O Gün, Astral, Yavaşlayan Rüzgâr ve Son Dövüşçü" isimli filmler izlenebilecek. Alman Kültür Merkezi'nde de 2 Aralık'ta 'Hayat Bir Inşaat Alanıdır' isimli film gösterilecek. BülentOr AKM'de • Kültür Servisi - Bülent Ortaçgil, 1 Aralık Dünya AIDS Günü'nde AIDS Savaşım Derneği yaranna AKM'de bir konser veriyor. AKM Büyük Salon'da saat 20.30'da başlayacak olan konserde Bülent Ortaçgil'e perdesiz gitarda Erkan Oğur, basta Gürol Agırbaş, davulda Cem Aksel ve perküsyonda Hakan Beşer eşlik edecek. Konserden elde edilen gelirin tümü AIDS Savaşım Derneği'ne kalacak. Davetiyeler, AKM ve Beyoğlu Aikazar sineması gişelerinden alınabilir. CKK'tfe söyteşili imza günleni süpüyop • Kültür Servisi - Cumhuriyet Kitap Kulübü'nün Taksim Sergi Salonu'nda düzenlediği söyleşili imza günleri aralık ayında da devam ediyor. 2 Aralık'ta 16.00-18.00 saatleri arasında Mücap Ofluoğlu ve Oktay Akbal, 4 Aralık'ta 17.00-19.00 saatleri arasında Erdal Öz, 5 Aralık'ta 17.00-19.00 saatleri arasmda Oraf Çalışlar, 6 Aralık'ta da 14.00-19.00 saatleri arasında Demirtaş Ceyhun ve Aydın Boysan okurlanyla buluşacak. Ahmet Naci Fırarm afflşi M Kültür Servisi - Bu yıl yedincisi duzenlenen Uluslararası Politik Afış Trienali'nde, Manajans/Thompson'da sanat yönetmenliği yapan grafık tasanmcısı Ahmet Naci Fırat'ın yapmış olduğu 'Çevre' konulu afiş, trienalin seçici kurulu tarafından sergilenmek üzere kabul edilen diğer afişler arasında yer aldı. Trienaldeki tek Türk grafik tasanmcısı olan .Ahmet Naci Fırat'ın katıldığı sergi, politik ve sosyal içerikli olup, 3 Nisan-31 Mayıs 1998 tarihlerinde Belçika'nın Mons şehrinde düzenlenecek. Hc-Mekân sergisi BM Çağdaş Sanat Merkezi'nde • Kültür Servisi - Mischa Kubali'nin ilki İstanbul'da gerçekleştirilecek olan Proje Odalan Speed/Space (Hız/Mekân) başlıklı sergisi Ahnan Kültür Merkezi işbüiiğiyle BM Çağdaş Sanat Merkezi'nde 2-31 Aralık tarihleri arasında izlenebilecek. Speed/Space sözcügünden oluşan sergi galeri mekânı içinde ışık saçan bir hıza dönüşerek çözülecck ve izleyiciye kozmik bir ilişki yaşatacak. Proje Odalan 1998-99 arasında Almanya'da Bremerhafen Kabinett für Aktuelle Kunst, Köln'de Enstalasyon Müzesi, Londra'da Yeni Çağdaş Sanat Galerisi, Leipzig'de Saarbrücken Kent Galeri, Chicago'da Kültür Merkezi ve Massmoca, Norhadams'da düzenlenecek. Durucan'ın yedinci kitabı çıktı • Kükür Servisi - Şair, yazar, eğitimci Muhsin Durucan'ın 'Canca Şiirler' isimli yedinci kitabı çıktı. Bahçe, Yeni Adem, Gülpınar, Varlık, Çağdaş Eğitim, Türk Dili dergilerinde ve çeşitli gazetelerde yazılan yayımlanan Durucan. Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenliğinin yanı sıra yöneticilik de yaprı. VVajahat Khan CRR'de • Kültür Servisi- Ingiltere'nin önde gelen topluluklanndan ve klasik barı müziğinin yetkin ismi Medici Yaylı Sazlar Dörtlusü ve Hindu müziğin ustası Wajahat Khan, 1 Aralık pazartesi akşamı saat 19.30'da Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda müzikseverlerle buluşuyor. Beethoven dörtlülerinin tamamuu kaydeden dünyadaki tek dörtlü olan Medici Yaylı Sazlar Dörtlusü, Hindistan'ın ünlü müzisyenlerinden olan ve Real World hayranlannın yakından taıudığı Wajahat Khan'la birlikte doğaçlamanın geniş kapsamı içinde geleneksel unsurlara da dayanan bir konser verecek. Antik Palace'ta iki yeni sergi • KüKür Servisi - Rober Baruh'un eski Istanbul'u dile getırdiği yağlıboya çalışmalanndan oluşan beşinci kişisel sergisi 1-9 Aralık tarihleri arasında Antik Palace'ta sergilenecek. Antik Palace'ta 10-25 aralık tarihleri arasında ise toz pastel denildiğinde akla ilk gelen sanatçılardan Suzan Gökçek'in son dönem çalışmalan yer alacak. Yurtiçi ve yurtdışında birçok kişisel sergi açan Gökçek'in 97 yılı çalışmalan. 1001 Gece Masallan'nın toz pastelin masalsı havasıyla boyanmış.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear