18 Mayıs 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
20 KASIM 1997 PERŞEMBE • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 17 Istanbul Edime Kocaeli Çanakkale Izmir Manisa Aydın Denizli Y Y Y Y Y Y Y Y 12 9 11 11 15 14 16 13 Sinop 14 Adana 21 Zongufdak Y 12 Antalya Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskışehır Konya Sıvas Y PB Y Y Y Y Y 19 16 16 10 10 10 11 19 Kars Mersin Dıyarbakır Şanlıurfa Mardın Sıırt Hakkâri Van Y Y Y Y Y B B 21 15 19 15 15 22 12 B 13 Butun bolgelenmız par- çalı yer yer çok bulutlu, Doğu Karadenız ıle Doğu Anadofunun doğusu dı- şında tum yurt yağışlı ge- çecek Yağışlar, Akde- nız'de etkılı olmak Ü2ere genelhkle yağmur yer yer sağanak, Trakya ıle Batı Karadenız'ın ıç ke- sımlerınde yukseklerde karia kanşık yağmur şek- lınde dacak. Hava sıcak- ığında onemlı bır değı- şıklik olmayacak Oslo Helsinkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Y PB B Y B B Y B 1 0 2 13 4 7 12 6 Münih PB 2 Mılano Berlın Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina PB PB Y PB Y K Y Y b 3 9 4 12 2 12 15 Y 10 r —\ r^-^^ J* ^ ^ / ^ — < Kahıre» •Moskova Ankara y> laşkerit •Tahran Moskova Aşkabat Almatı Taşkent Bakü Bişkek Tiflis Kahire A PB PB PB PB PB A 18 16 11 12 7 11 6 Şam B 21 Parçak bulutlu i SıSII ç~~~\ Buütiu k Çok bulutlu Kartı Sulu kar Gok gurûltulu G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada da şarkıcilara eşlik eden vokalist mi? Siyasal top- lantılardaçıkıp parti adına sağa sola selam vermek- le görevli figüran mı? fakkeli Erbakan, Islam konusunda pek çok şeyi iyi okumuş, sindırmış olabilir. Ama, çağdaş yaşama sı- ra geldi mi Takkelı'yi koydunsa bul. O zekâ, o sağa sola raks ederek fıldır fıldır dönen gözler uçup gidi- yor. Pekı ama, sözleri partiyı bağlamıyorsa, o partide hangi görevde bulunuyor? Evrak muduriı mü aca- ba? Hoca'ntn sözleri partiyı bağlamıyorsa, onca yıldır Milli Nizam'dan RP'ye kadar her dönemde halka va- atlerinin hemen hepsı, demek ki yalan. Kıymet-i har- biyesi olmayan palavralar! Demek ki halka verdiği sözlerin beş paralık değe- riyok. RP lideri, belki bilerek ya da bilmeyerek düpedüz parti sistemini baştan sona yadsıyor. llçelerden başlayarak büyük kongrelere kadar uza- nan sistematik siyasal düzen, bir genel başkan se- çerek sonuçlanıyor. Genel başkân partinin dili, gö- zü, kulağı. Ne kı Takkeli Erbakan'a göre bütün bunlar, bu öğe- ler beş paralık değeri olmayan göstermelik süreçler. Çünküüü: Genel başkanının söyledikleri, partısini bağlamıyor! Bu hesaba göre genel başkanlık ayakkabı bağı bi- le değıl. Söyledikleri (partiyı) bağlamıyor. Anayasa Mahkemesı Başkanı Yekta Güngör Öz- den, Takkeli'nin saptamasına önce inanamamış, sonradan hatasını anlayarak söylediğini yadsıyaca- ğını düşünmüş olmalı ki yineletmek gereğini duyu- yor. Garip olan şu ki RP savunmasındaki türlü çeşit öğelerin içinde, "genel başkanının partiyi bağlaya- mayacağı" ifadesi, hemen ilk sırada, başı çekiyor. Şa- şırtıcı olan bir başka nokta; Takkeli, tarihe geçece- ğinden kuşku duymadığımız saptamasına dayana- rak : kapatma davasının "usul yönünden reddedil- mesini" istiyor. Buyurunuz, çıkınız işin içinden. Iki konu Yanıltıcı olmak, kamuoyunu doğrudan yanlışa sap- tırmak sadece Takkeli Erbakan'la kadrosunun göre- vi değıl. Iki sorun var ki gündeme bir giriyor, bir çıkıyor: Do- kunulmazlıklaria parti kapatma. Dokunulmazlıkların sınırlandınlması ıçin tek yol; DYP'nin onca olumlu vaadine karşın TBMM'deki ka- palı hücrede olumsuz oy kullanmasını önlemek. DYP'nin verdiği sözü yerine getirmesinın tek ko- şulu var: Şaibe Hanım'ın dokunulmazlık zırhının da- ^a/f)|pçıas(pqlan sor\ra,k£r)dinı pat diye bağımşız yaşr- gının önünde bulmayacağı güvericesini alHiasi!..'' Sonucu hep birlikte göreceğiz. Parti kapatmaya hemen bütün genel başkanlar karşı. Bu ortak yargı bir temel ilkeyi dile getiriyor. Bir parti, devletin anayasasında yazılı temel ilkeleri, yer- leşik siyasal ve sosyal sistemi değiştirmeye çalışır- sa, o partinin kapatılmasına -bir genel başkan dışın- da- karşı çıkan yok. Karşı çıkan tek genel başkan: Şaibe Hanım! Ana- yasa, yasa, laik düzen, islam cumhuriyeti özlemleri falan filan... Şaibe'ye hepsi vız geliyor. Bilgi dağarcı- ğında sadece "partiler kapatılmamair yazılı bir not var. Çıkanp çıkarıp onu okuyor. "Bu konjonktür içinde parti kapatılmamalı" diyor. Ne demekse? Peki ama, ya kimi gazeteler ne yapıyor? Genel başkanlann irdelemelerini alıyor. alt alta diziyor ve ha- beri "Lideherparti kapatılmasına karşı" başlığı altın- da kamuoyuna sunuyor. Maşallah! Oysa, metni okuduğunuzda siyasetçi- nin genel ilkeyi söylediğine, ancak anayasaya ve ya- salara aykın hareket ettiklerinde parti kapatmanın geçeriiliğıni vurguladıklanna tanık olunuyor. Kimı gazeteleri yönetenlerin "temennilerini" bu yollardan açığa vurduklannı sanıyorsanız, inanın ki o da yanıltıcı. Kimileri Türkıye'nin rejimi sarsan ne türden olay- lardan, günlerden geçtiğini acaba, unutmak mı isti- yor? Yok; hayır, unutmuyor. O günleri unutturmak istiyor! BarzanFye tstanbulHaber Sen isi-1 ş- çi Partisi (tP) Genel Başkanı Doğu Perinçek, daha önce Guam Adası'na gönderilen peşmergelerin Hakkâri'ye geririldikten sonra Irak Kür- dıstan Demokrat Partisi Ge- nel Başkanı Mesut Barza- ni'ye suikast yapacaklannı öne sürdü. Perinçek. "güve- nilirkaynaklardan" kendısı- ne ulaşan bu bılgıyi Barza- ni'ye ulaştırdığını da söyle- di. Doğu Pennçek diin dü- zentediğı basın toplannsında Pasifik'te bulunan Guam Adası'na yerleştirilen peş- mergelerden 80'inin üç ta- kım halinde Hakkâri'ye ge- tirildiğını belirterek birkaç gün içinde Şemdinli'den Ku- zey Irak'a geçecekJerini be- lirttı. suikast plam CIA'nın K. Irak'ta geniş çaplı bir örtûlü eylem yapa- cak olanak ve personelden yoksun kaldığı için Barza- nı'ye suikast yapmasınj MÖSSAD'tan istediğıni be- lirten Perinçek, "İsrailli yet- kililerin bu planı 'ilişkileri- miz bozulur' gerekçesiyle reddetngi Oeri sürülüyor. Gu- am "dan peşmergelerin geti- rilmesi bunun üzerine gün- deme geüyor" diye konuştu. Orgeneral Eşref Bitiis'ın, K. Irak'taki çıkarlanna ters düş- tüğii ıçin ABD tarafından öl- dürüldüğünü vurgulayan Pe- rinçek. "Savaş Ba>Tağı '90 kodhı plan uyannca ABD"nin 7 bin 500peşmerge- >i özei savaş eğjtiminden ge- çirdiğini Bitlis ortaya çıkar- nuşü" dedı. 'Zorunlu kâğıt üstünde' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Çalışma ve Sosyal Gü- venlık Bakanı Nami Çağan, çalışanlar ve işverenden kesilen zorunlu tasarruf fonu bırikımının u kâgıt üstünde kaidığuu" itiraf etti. Çağan. "Fonda bu para fıktif (kâğıt üstünde) ola- rak var. Kendisi zannedersem yok. O nedenle paradan da de- ğerlihissesenetleriyieödemekistiyonız" dedi. Çağan, bu tas- fiye modelinin Konut Edindırme Yardımı Fonu (KEY) için de kullanılabıleceğıni söyledı. Nami Çağan. önceki gece TBMM Plan ve Bütçe Komis- yonu'nda. dün de DSP grubunda çalışmalan konusunda bil- gi verdi. Çağan "Emeklilik yaşu geçiş süresinin 5 yıla indiril- mesL zorunlu tasarruffonunun Tclekom hisselcriy lc devri ve fon kesinti paylannın işsiziik sigortasına dönüştürülmesi" ko- nusxaıda Ekonomik ve Sosyal Konsey'e gidilmeden karar alınunasına yönelik eleştırileri yanıtladı. Polis taraflı davrandı• Baştarafı 1. Sayfada dana gelirken, bıri komiser yardım- cısı olmak üzere 14 kişi yaralandı. 12'si sağ görüşlü olmak üzere 20 ki- şi de gözaltına alındı. Bu arada tramvaydan inen Yavuz Gönençar adlı sol görüşlü bir öğrenci. ÎÜ Mer- kez Kütüphanesı önünde faşistler tarafından bıçaklandı. Üniversitedeki ikinci olay, Mer- kez Kampus'takj Siyasal Bilimler Fakültesi'nde ilk saldınnın hemen ardından meydana geldi. 50'şer ki- şilik sağ ve sol gruplar arasında çı- kan kavgada 2 öğrenci hafif yara- landı. Daha sonra kampustan çıkan yaklaşık 100 ülkücü. Öğrenci Kül- tür Merkezi'nden çıkan sol görüşlü 15-20 öğrenciyi kovalamaya başla- dı. Veznecilerotobüs durağında ça- tışan öğrenciler polisin gelmesiyle dağıldılar. Vezneciler'deki olaylar sırasında görüntü almak isteyen Show TV kameramanı Bayram Ali Yalgın. UBA kameramanı Tuncay Subaşı saldınya uğrarken Akşam gazetesi muhabiri Sefer Danca kalp krizi geçirdi. Polis memuru Meh- met Eroğlu. 2 kameraman, 2 ülkü- cü ve 2 sol görüşlü öğrencinin yara- landığı çatışmada yaralı ülkücüler polis arabasıyla. sol görüşlü öğren- ciler de arkadaşlan tarafından Es- naf, Çapa ve Haseki hastanelerine kaldınldı. Çatışmalar sonunda po- lis, Fen-Edebiyat Fakültesi'ni ablu- ka altına alırken fakülteye giriş ve çıkışlar da durduruldu. Olaylarda yaralanan Ceyhan Gû- neL Kemal Sansözen. Dkleın Tanye- li, Ejder \blkan. Ömer Ozkardeş. Ccvahir Dcmiryakan, Halil Alban, Ozgür Yurtsever. Stdıka Yeşiiçûrük ve Emine Koç tstanbul Tıp Fakülte- si Hastanesi'ne. yaralı komiser yar- dımcısı Bahadır Sakjn ve polis me- muru Mehmet Eroğlu. Esnaf Hasta- nesi'ne, bıçakla yaralanan Yavuz Gönençar Haseki Hastanesi'ne kal- dınldı. Hafif şekilde yaralanan ba- zı öğrencilerin hastaneye gitmediği belırtildi. Bıçakla yaralanan Günel ile kafasına satır ile vurulan Sansö- zen'in durumunun ciddi olduğu bil- dirildi. Yayıncı RagıpZarakolu'nun yeğeni olan Sansözen'in bugün ameliyat olacağı belirtıldi. Bu arada. Istanbul Valisi Kutiu Aktaş. akşam saatlerinde Istanbul Üniversitesi'ne gelerek Rektör Bü- lent Berkarda'yla göriiştü ve olay- lar hakkında bilgi aldı. Olaylann ar- dından çeşitli üniversıtelerden Is- tanbul Tıp Fakültesi'ne gelen yak- laşık 300 öğrenci ise oturma eylemi yaptı. Öğrenciler, arkadaşlannak eti kanh çete uzantüan tarafından sanr ve bıçaklarta saldınldığınr belirte- rek. "Üıu'versitelerdeki olaylan sol görüşlü öğrencilerin provoke ettiği- nisöyieyen İçişleri Bakanı Murat Ba- şesgioğlu'nun bu olaylar karşısında ne diy cceğini merak ediyoruz" dedi- ler. Olaylar sırasında Edebiyat Fa- kültesi'nden dışan çıkartılan ülkü- cü grubun polislerin gözü önünde bir öğrenciyi bıçakladığını savunan sol görüşlü öğrenciler, "Biz bu sal- dıniann devletin emniyet güçleri ve beslemeleri eliyle organize bir şekil- de planlandığına inanıyoruz" diye konuştu. MU Göztepe Kampu- su'nda, 'Türidyem' adlı dernek ku- ran ülkücü öğrencilerin, fakülte du- varlanna afiş yapıştırmasıyla baş- layan gerginlik, dün solcu öğrenci- lerin 'Türk bayTağı siyasete bulaşb- nlmasuı' başlıklı bildiri dağıtması üzerine tırmandı. Faşistler, kampusu toplu olarak terk etmek isteyen sol görüşlü öğ- rencilere MÜ Atatürk Eğitim Fakül- tesı'nin önünde taşlar ve sopalarla saldırdı. Saldın sonucu sol görüşlü 2 öğrenci yaralanırken 10 öğrenci gözaltına alındı. Muhalefet direrıiyor• Baştarafı 1. Sayfada fire olduğunu gösterdi. DTP'li Devlet Bakanı Rıfat Serdaroğiu ile DTP'li Mustafa Zeydan'ın da "hayır" oyu kullandıkJan, kulislerde dıle ge- tirildı. İlk oylama sonuçlan, referandum olasılığını devre dışı bırakacak 367 rakamına ulaşılması- nın olanaksızlığını ortaya koydu. Anayasa de- ğişikliğinin referandum olasıiığı göze alınarak sağlanması için gerekli olan 330 rakamına bile ulaşılmasımn da kolay olmadığı görüldü. Baş- bakan Mesut Yılmaz ilk tur sonuçlannı, "Biri- leri ikili oy nuyor. Bizim grupta olmadığuıı bildi- ğim için k;im rahat Milletin mesajını tam alama- mışlar" diye değerlendırdı. Iktidar kanadı ıle CHP; dokunulmazlıkların kaldınlmasına ihş- kin fezlekelerin hızla genel kurula ındırihp oy- lanması için harekete geçme karan aldılar Anayasanın 176. maddesine göre, anayasanın değiştirilmesine ilişkin öneriler TBMM'de iki kez göriişülüyor ve üye tamsayısının beşte üçü filO) veya üçte ikisinden (367) aztîyla kabHif edilen anayasa değişikliği Hakkında yasa, Cum- hurbaşkanı tarafindan Meclis'e iade edilmedi- ği takdirde, halkoyuna sunulmak üzere Resmi Gazete'de yayımlanıyor. TBMM Genel Kurulu'nda dün yapılan öne- rinin tümü üzenndeki görüşmelerin tamamlan- masının ardından. milletvekılleri maddelere ge- çilmesi için Meclis kürsüsü önüne konulan pa- ravanda oy kullandılar. O>- kullanma işleminin tamamlanmasından sonra 330 rakamına ulaşı- lamayacağı anlaşılıncaiktıdar kanadı veCHP'li- ler, maddelere geçilmesi için gerekJi oy sayısı- nın 330 değil, salt çoğunluk olduğunu savuna- rak usul tartışması açmak istedıler. Birleşimi yöneten TBMM Başkanvekili KamerGenç ise, 1995 yılında yapılan anayasa değişiklikJerinde Meclis üye tamsayısının 5'te 3 çoğunluğunun arandığını. bu rakamın da 330 olduğunu belir- terek usul tartışmasına izin vermedi. Genç, oy hakkı bulunmayan TBMM RP'den aralannda genel başkan Necmettin Erbakan'ın da bulunduğu 16. DYP'den 7. ANAP'tan 3, BBP ve bağımsızlardan da birer milletvekili oylama- ya katılmadılar. RP'den oylamaya katılmayan isimler şunlar: Necmettin Erbakan, Yasin Hatipoğlu, Se>it Haşün Haşinü, Mehmet Emin Ay dınbaş, Süley- man .\rif Emre, Geksal Küçükali, Aydın Men- deres, Ali Oğuz, Mehmet Ali Şahin, Abdullah Ozbev. Osman Pepe. Şev ket Kazan, Fehim Adak, M.Hasan Öz, Kemalettin Göktaş v e Şeref Mal- koç. DYP'den Saffet Ankan Bedük, Zeki Ertu- gay, Abdülhaluk AkgöL Yahya Uslu. Necati Çe- tinkaya, Yusuf Bahadır, Namık Kemal Zeybek ANAP'tan Adil Aşırun BBP'den İsmail Durak Ünlü ve Bağımşız Milletvekili Hasan Peker oy- lamada hazır bulunmadılar. Usültartışması Sonuçlann açıklanmasından sonra birleşimi yöneten TBMM Başkanvekili Genç, bu sonu- cun ne anlama geldiğini değerlendirmek ama- cıyla grup başkanvekilleriyle toplantı yapılma- sı için birleşime yarım saat ara verileceğini du- yurdu. ANAP Grup Başkanvekili Uğur Aksöz, ara vermek yerine usul tartışmasının hemen açılmasını istedi. RP Grup Başkanvekili Salih Kapusuz ise, oylama sonucunun çok açık oldu- ğunu belirterek usul tartışmasına itiraz etti. Uz- laşma sağlanamayınca, birleşime yanm saat ara verilerek grup başkanvekilleri ile TBMM Baş- kanı Hikmet Çetin toplantı yaptılar. Toplantının ardından toplanan genel kurul- da RP'lilerin itirazlanna karşın Genç, usul tar- ITIMA ORU HILIPS AÛ5150 Seti tışması açtı. ANAP Grup Başkanvekili Uğur Aksöz ile CHP Grup Başkanvekili Oya Araslı 1993 ve 1995'teki anayasa değişikJığinden son- ra içtüzüğün değiştirildiğine dikkat çektiler. Araslı ve Aksöz, içtüzüğün 94. maddesinde, anayasa değişikliğinin maddelerine geçilmesi konusunda 5'te 3 çoğunluğu arama koşulu ol- madığını ve salt çoğunluğun oyunun yeterli ola- cağını belirterek maddelere geçilmesi gerekti- ğini belirttiler. Aksöz'ün, usul tartışmasına kar- şı çıkması nedeniyle kınadığı RP'liler kürsüye yürüyerek ve sıra kapaklanna vıırarak protesto ettiler. Usul üzerinde söz alan Kapusuz, hükü- met ortaklannı, anayasayı çiğneyerek 'istedigi sonuçlan çıkarmaya çahşmakla' suçladı. Usul tartışmasından sonra yapılan oylamada. anaya- sa değişikliği önerisinin maddelerine geçilme- si kabul edilerek 1. maddenin görüşülmesine başlandı. TBMM'deki tarüşmalar "~ GeneTfcüruidaki görüşmeler sırasmda. DSP'" Zonguldak Milletvekili Mümtaz SoysaL TB- MM'nin anlamlı bir gün yaşadığını belirterek "Bu yasayı şovalyece değiştireceğiz. Dokunul- mazlık zırhı pis mideleri, kirli cepleri korumak için eunamaudır. Beynimizd ve kalbinüzi koru- mak için verilmistir" dedi. CHP Grup Başkan- vekili Oya Araslı da, Susurluk ve benzeri olay- lann çözübmesi için bu değişikliğin zorunlu ol- duguna dikkat çekti. Öneriye açıkça karşı çıkan tek grup olan RP adına konuşan Kahramanmaraş Milletvekili Mustafa kamalak ise sınırlandırma yerine do- kunulmazlıklann Meclis'te kaldınlmasını ister- ken. anayasanın 12 Eylül darbecilerinin yargı- lanmalannın önünü kesen geçici 15. maddesi- nin değiştirilmesini istedi. Kamalak, "Eğer sa- mimiyseniz. gelin hakkında iddialar bulunan millerve- • - ' killcrinin dokunulma/Jıkla- nnı kaldıralım, gelin ana- yasanın geçici IS.maddcsi- ni kaklırahm" diye konuş- tu. ANAP Grubu adına söz alan Aydın Milletvekili Yüksel Yalova. -Kutadgu Bilig'de bile vardır. Hü- kümdar. yetldlerini kanun- la sınırlamıştır. Siz kendini- n hükümdardan daha mı üstün görüyorsunuz" dedi. G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada deki insanlar... Mağaralardaki ilkel yaşam... Gör- düğü her turistten para koparmak için koşuşturan- lar... Böylesine bereketli bir nehrin kıyısındaki in- sanlar nasıl bu kadar acınası hale düşebilir?" Mısırlı bugün sadece yaşam savaşı vermiyor, aynı zamanda yaşama savaşı veriyor. Son olay üzerine yapılan yorumlar şu başlıklarda birleşiyor: "En büyük şeriatçı eylem..." "Islami terör..." "Allah Allah deyip kafalara kurşun sıktılar..." Türkiye'de bir kesim hemen, "Olmaz öyle şey" deyip karşı çıksa da ne yazık ki zaman zaman 7s- lam"\a "terör" sözcüğü yan yana kullanılıyor. Bunu inkâretmenin, tersini kanıtlamaya çalışma- nın yaşanan olumsuzlukları örtmeye faydası yok. Mezopotamya'daki Sümer uygarlığından Nil'deki eski Mısır'a kadar uzanan, bugün "Islam coğraf- yası" olarak anılan bölgede günümüzle binlerce yıl öncesinin yaşam biçimi karşılaştınldığında or- taya ürkütücü bir tablo çıkıyor. Luksor'da bunu görmek, yaşamak beni ayrıca etkilemişti. Yönetim izin verse, insanlar binlerce yıl önce kayalara oyulmuş mezarlarda yaşamaya, bu- ralan mesken tutmaya çoktan ısteklı. Buna izin ve- rilmeyince kimileri kayalara yenı oyuklar açıp yer- leşmiş. Birine girdim. S çizen dar bir koridorun ucunda üç-dört kişinin güçlükle uzanabileceği alan, bir köşede tüp, yanında birkaç tencere-ta- bak... Kokuya fazla dayanamadım. Fotoğraf çekip çı- karken, "resim çektiparası" istediler. Elbette bölgede binlerce yıl önce de sefalet var- dı. Ama Herodot'un Mısır'ı adım adım dolaştıktan sonra yazdıkları, oturmuş bir sistemin, genel ka- bul görecek bir toplumsal yapının da olduğunu gösteriyor. Bir örnek; Nil kıyısındaki üreticilerden vergi şöy- le alınıyordu: Nil'in kıyısında belli aralıklarla kuyular açılıyordu. Nil'in ne kadar yükselip alçaldığı bu kuyulardaki su düzeyiyle anlaşılıyordu. Su yüksekse, tarlalann da- ha iyi sulanmış olduğu düşünülüp yüksek vergi alı- nıyordu, düşükse düşük... Luksor'da kimi evlerin duvarlarında uçak, gemi, deve resimleri dikkati çeker. Bunlar o evdeki kişi- nin hacca hangi araçla gittiğini gösterir. Kimileri bu araçların yanında namaz kılan bir kadın resmi yap- tırır. Bu da, evin reisinin hacca eşini de götürdüğü anlamındadır. Mısırlı kendi anlayışı içinde firavun döneminin duvar resimleriyle Islamın gereklerinden birini bütünleştirmiş. Gündemdeki dava... Eski Mısır'da ölümden sonra yaşama inanılıyor- du. Bu yüzderi firavunlar kenditerîhe her türîü ya- şam olanakları sunacak mezarlar yaptırdılar. En güzel mezar en çok firavunluk yapanındı. Çünkü tahta oturduğu gün mezannın inşası başlıyordu. Hafta on gündü. Dokuz gün çalışma bir gün izin. Firavun mezarlannın yapımında çalişanlar izin gün- lerinde de kendi mezarlarını inşa ediyordu. Luk- sor'un uzak bir bölgesinde işçi mezarlarının izine rastlanmış ama, görünecek bir şey kalmamış... Bugün Mısır'da dehşet saçanlar ise, kendilerini ölümden sonra yaşama değil, yaşamı yok etme- ye adamışlar. Cezayir'in yaşadığı acının bu ülkeye özel sorun olmadığı Mısır'daki katliamla bir kez daha kanıtlan- mış oldu. Yaşamını yitirenlerin çoğunun Avrupalı ve Japon olması da terör acısının evrensellığini ortaya koyu- yor. Avrupa ülkelerinin ilk tepkisi, Mısır'a turist gön- dermemek oldu. Yanlış bir tutum. Bu, komşu ma- halle yanarken herkesin evinin kapısını penceresi- ni sıkıca örtmesine benziyor. Peki biz Anadolu olarak neredeyiz? Mısır'dan Kızıldeniz üzerinden ayrılıp Amman'a doğru yol alırken, günlüğüme yeni notlar eklemiş- tim: "Ortadoğu'daki Islam ülkeleriAnadolu 'nun Ata- türk devrimleri görmemişi..." Bu devrimleri ikibinin eşiğinden atlatabilecek miyiz, yoksa beşiğe dönüş mü var? Gündemdeki "dava'Yıın özü bu... Adamlarıyla Diyarbakır büromuzu basmıştı M. Ali Altmdağ yargı önünde OKURLARIMIZIN DİKKATİNE: f»HtLMf>S A€* S 1SO kampanyasının üretiminde yaşanan ve istenmeyen aksakiıklar nedeniyle geciken ürün dağıtımına 24.11.1997 tarihinde başlaaataktır. Söz konusu sürede, siz hak sahiplerinin olası adres değişikliğini göz önüne alarak istenmeden geçen süreye bir de ürün teslim problemi yaşanma- ması gerektiği inancındayız. Bu sizıı ı'ıze < HfE IN HAfTAl DİYARBAKIR(CumhumetBürosu)- Gazetemiz Diyarbakır Bürosu'na geçen eylül ayında adamlanyla birlikte baskın düzenleyerek temsilcimiz Ziya Aksoy'u tartaklayan ve ölümle tehdit eden Diyar- bakır Söz gazetesi ve Söz TV'nin sahibi M. Ali Altmdağ'ın yargılanmasına baş- landı. Diyarbakır 1. Asliye Ceza Mahke- mesi'nde dün yapılan duruşmada, tutuk- suz olarak yargılanan M. Ali Altındağ ha- zır bulundu. Iddianameyi okuyan 1. Asliye Ceza Mahkemesi Hâkimı. sanık M. Ali Altm- dağ'ın "mesken masuniyetini ihlal" ve "tehdit" suçlanndan 1 ile 3 yıl arasında değişen hapis cezalanyla cezalandınlma- sının istendiğini bıldirerek savxınmasını sordu. Sanık M. Ali Altındağ savunmasında "işadamı ve gazeteci" olduğunu anlata- rak, üzerine atılı bulunan suçlamalann hiçbirini kabul etmediğini söyledi. Altın- dağ, olaym bir komplo olduğunu öne sü- rerek "Cumhuriyet gazetesi ve yazarlan PKK'den şifre alarak bu haberi yayunla- mrslardır. Ben devlet yanhsı bir insanım ve gazetemle PKK'ye karşı mücadele ediyo- rum. Kimseyi tehdit etmedim ve sövme- dim" dedi. Müşteki Ziya Aksoy ise baskın günü yaşadığı olaylan bır kez daha anlattı ve •*Olay günü gazetede otururken telefon çaldı. Arayan M. Ali Altındağ idi. Telefon- da ağza alınmayacak küfiirkr ederek bü- royageleceğmi söyledi vebendenbüroad- resini istedi. Ben de verdim" diye konuş- tu. Kısa bir süre sonra M. Ali Altındağ ve adamlannın büroya geldiklerinı belirten Aksoy şöyle devam etti: "İçeri girer girınez tehdit ve küfürlere yine devam etti. İstanbul'daki müdürü- müzle konuşmak istediğini söyledi. Ben de İstanbulu arayarak M. ,\H Altındağ'la Yurt Haberleri Şefı Mehmet Faraç'ı gö- rüştûrdüm. Bu kez Faraç'ı tehdit etmeye başladL O sıra yine küfürlere devam edi- yordu. Telefonu kapatüktan sonra bana elle v urmaya çahştL Geri çekildim. Bu kez etini beline attı. Ancak yanımda misafîr bulunanlar araya girerek ola>ı y atıştırdL Bürodan yine tehditler savurup küfiir ede ede çıktı. Kendisinden davacıyım." Daha sonra müdahil ve gazetemiz avu- katı Fikret Ilkiz söz aldı. Ilkiz savunma- sında, "Sanık sorgusunda Cumhuriyet gazetesi ve yazarlan için PKK'den şifre alarak sanık aleyhine yayım yapbklannı söylüyor. Sanık Cumhuriyet gazetesini hiç okumadığını belirtti. Cumhuriyet gazete- si ve yazarlan PKK yanlısı haberyazmaz- lar. Sanığın kendi deyimiyle söylüyorum, kendisinin 'devlet yanlısı' olduğunu söy- lüyor. O zaman bu konuda bir bilgisi var- sa şikâyet hakkını kullanabilir. Sanığın bu sözlerini kendisine iade ediyonım" dedi. Mahkeme daha sonra olayla ilgili ta- nıklann dinlenebılmesı içm duruşmayı ileri bir tarihe erteledi. Bu arada M. Ali Altındağ, geçen hafta Diyarbakır 2. AğırCeza Mahkemesi'nde hakkında açılan kamu davasında "adli- yenin manevi şahsiyetine" hakaret ettiği gerekçesiyle 1 ay hapis cezasına çarptı- nldı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear