19 Mayıs 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
17 KASIM 1997 PAZARTESI CUMHURIYET 15 Kanatepe'ye ne oldu?.RP 7/ Kaysen Belediye Başkanı Şükrü Karatepe, öncelikle geçen yıl 10 Kasım 'da yaptığı konuşma nedeniyle açılan davamn duruşmasında özür diledi. Ardmdan, bu yıl 10 Kasım törenlerine Atatürk rvzeti ile _ geldi. Aynı günlerde bir sanatçıyla dansetti. Enson. kendisine köktendincikesimdenyö- nelen lepkilere yanıt verdi: "Eleştiriler, RP dışından geliyor. Bir erkek, bir bayanla şöyle bir dönüyor diye bunları söyleyenler, yarın ellerine yetki gelsekimbüirneyapar? Bunlardankor- kanlarhaklıymış. Ben de bunlardan kork- maya başladım." Kayseri Belediyesi 'neyakm evlerin cam kenarlannda duran sardunya saksılarında azalma mı varne? Ulvi bir konuşma TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu nda Milli Savunma Bakanlığı bütçesi görüşülü- yordu. RP 'liler, irticaifaaliyetleri tehdit sı- ralamasında ilk sıraya yükselten Türk Si- lahlı Kuvvetleri 'ni eleştiriyorlardı. RP'li Cevat Ayhan, TSK'nin durumdan vazife çıkaramayacağını, bu işin hükümet ve TBMM tarafindan yapılması gerektiği- nisavundu. Milli Savunma Bakanı IsmetSez- gin 'in yanıtı şöyleydi: "Doğru. Geçmiş hükümet durumdan vazife çıkardı, istifa etti TBMM de du- rumdan vazife çıkararak 55. hükümete güvenoyu verdL" RP Adana Milletvekili Ertan Yülek ise, şu "ulvi" konuşmasını gerçekleştirdi: "Dünyada diğer borsaiarla birlikte ay- nı anda açık olan tek borsa İstanbul Men- kul Kıymetier Borsası 'dır. Bakınız Tokyo borsası açıkken İstanbul açık. \ew York, Londra açıkken İstanbulborsası açık. Ama \ew York ya da Londra açıkken Tokyo açık değü Bu coğrafiyapı CenabıAUah 'ın hikmeti." DSP milletvekili Mümtaz Soysal'ın başkanlığımyaptığı Kamu tşletmeciliği- ni Geiiştirme Vakfi mnöncülüğünde açı- lan davalar sonrası kimi özejleştirme uygulamaları iptal ediliyor. Özelleştir- me ihalelerinde baş köşeleri tutmaya ça- lışan medya kuruluşlan, yavgarayı ba- sıyor: "Borsa yandı bitti, kül oldu." tktidarın DSP kanadından Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit, özelleştirme- lerin yeniden gözden geçirileceğini, bu Borsa duşuyormuşamaçla kabinede birkomisyon oluşturul- duğunu açıklıyor, aynı takım avaz ava- za: "Türkiye'nin önüne engel konuyor. Borsa düşüyor. Eyvah!" Yav, bu borsa borsa dedikleri ne me- nem bir olaydır ki, sarsıldı mı Türkiye de onunla batabiliyor? Araştırdık, borsayı yakından bilenle- re, izleyenlere sorduk. Paradan para ka- zanmamn bir türü olan borsada ovna- yanların sayısı 320-350 bin kişi dolay- larındaymış. Birdenfazla hesabı bulu- nanlar da olduğu gözönüne ahnırsa, bu sayı enfazla 150-170 bin kişiye ulaşır- mış. Nüfusu 60 milyonu aşan bir ülkede taş çatlasa 200 bin kişiyi bile bulmayan- lannyüzü suyu hürmetine, değerleri mil- yar dolarlarla ölçülen dev termik sant- rallar, rafineriler, bedavaya verilecek olan milyon tonluk rezervleri ile maden ocaklarımn talan edilmesine gözyumu- lacak öyle mi? Yok öyleyağma... Gökçe için satılan palto Şair Enver Gökçe, ölüm yıldönümü olan 19 kasımda Taranta Babu Kültür Merke- zi 'nde (Mithatpaşa Caddesi 49/13) saat 18.00'de diken- lenecekbir toplantı ile anıla- cak TopktntıyayayıncıRem- Û tnanç, şair Arzu Ayçiçek ile Folklor Edebiyat Dergisi Yönetmeni Metin Turan ka- tılacaklar. tzlenmeler, tutuk- lamalar, yokluhlar, sürgün- lerle geçen bir yaşamı anla- tacak olan Metin Turan 'ın konuşması, amlarla yüklü olacak. Bunlardan birisiŞev- kiAkşit'ten. Akşit, 1968 de Enver Gökçe 'nin İstanbul'a geldiğini ve Sirkeci'de kötü bir otele yerleştiğini duyar. Sonrası özetle şöyle: "Gittim baktım, hani iki gün dahageciksem, gerçek- ten 'geç 'olacak. Hemen az birşeyyiyecekfalan alıpge- tirdim. Getirdim ama, En- ver'deyiyecek mecalde kal- mamış. 'BekleEnver'dedim, 'Beklebirkoşugideyim, has- tane mestane, gereken her- şeyiayariayıpgeleyim...'...De- mir Özlü 'nün yazıhanesine gittik. YaşarKemal'etelefon ettim oradan. Yaşar deliye döndü. 'Hemen geliyorum' dedi. Bak işte Yaşar'ın bu tarafına bayıhrım. Vefakâr- dır ve eski dostiuklara, kara günlerin arkadaslıklanna önem verir. Bu Yaşar, şimdi tee anasının nikâht bir me- safeden gelecek, O gelene kadarbirşeyleryapmalı, boş durmamalı Önceiyibir has- tane ayaıiamaİL Doktorlar falan tanıdık olmalı, gere- ken Ugi gösterUmelL. Ben bunları düşünüyorum ama, sağa sola koşmak için yol parası olarak cebimdeya 235 kuruşya da 250 kuruş mu ne var! Şu benim hapishane pal- tosu var ya! Doğru koştum Kapahçarşı 'ya. Yani karde- şim bizim hapishane paJto- su on beş kağıt etmez mi ya- ni? Etmez! Ne yapmalı öy- leyse? Ahmet Furuncu Ka- pahçarşı'da hurda eşyafalan alıpsatıyor. Yürü' dedimya- nımdakigence, 'Yürüoglum, sen bilmezsin, adını bile bil- mezsin bir Enver Gökçe var- dır, bizim eski hapishaneci. Türkiye nin en büyükşairle- rindendir. Biroteldeperişan, hastayatiyormuş. Çabukdav- runmak çabuk! Hadişu emek- tarpaltoyu okutalım!' AhmetFuruncu 'yagittim. Enver'den falan bahsetme- dim. Söylesem. Furuncu dükkanı satacak. 'Ahmet ağabey, ben acık paraya sı- kıştım, üstümdeki paltoyu komşulara satıverelim; sen götürürsen dahafazla verir- ler. Olur mu ağabey? 'dedim. Furuncu aldt paltoyu, göz- den kayboldu, ikidakka son- ra 25 lira toka etti eüme! Ben okutulan pahomun 25 kağıt edip etmeyeceğini bü- mez miyim? Aİuyor be! tp- likleriakıyor! Adıpaüo! Ya- ni ne demişler?Akşü'inpal- tosu." Eskiden dostluklar, daya- nışma içinpaltolarsatılıyor- du. Şimdi, gelipgeçici "ün " adına Mşilikler ticarileşiyor. Parti kurultayıDSP 'nin gecikmeli kurul- tayı 7Aralık'tayapüacak. tk- tidar ortağı DSP 'nin kurul- tayı, beyliksözle "tazekan" anlamına mı geliyor? Hiç de değil. Dostlaralışveriştegör- sün, Yargıtay Başsavcıhğı da DSP 'nin yasaları yerine ge- tirdiğine inansın diye bira- raya gelinecek o kadar. Buyorumumuzla "haksız- lık"yaptığımız kanısma va- ranlar elbette olabilir. An- cak, bize ulaşan bilgiler şöy- le: DSP kurultayına Türki- ye 'nin 80 ilinden birden de- legelerin katılacağım sanı- yorsanız, yanılıyorsunuz. An- cak 40-45 'e yahn ilden ge- lenler yeni yönetimi belirle- yecek. Bu 40-45 ilin delegeleri de, o illerin tüm ilçelerini temsil etmeyecek. tllere bağ- lı ilçelerin ancak üçte birin- de kongrelergerçekleştirildi. Bir örnek vermek gerehrse, istanbul delegeleri arasında büyük ilçelerden, sözgelimi Kadıköy'den, Tuzla'dan, Pen- dik 'ten DSP üyesigelemeye- cek. Çünkü, bu ilçelerde ya kongreyapılmadı, ya da mu- halefetgibi olur olmaz işler- le uğraşanlar çıktığı gerek- çesiyle kongreler iptal edil- di. DemokratikSol Parti 'nin, yukarıda verilen örnekler- den görüleceği üzere "de- mokratik ", iktidarda da ye- ni sağ" politikalara yenik düşerse de "sol" yanı pek kalmayacağından 7 aralıkta yalnızca "Parti" kongresi yapılacak. AYDINLANMA ATEŞİ : Zeynep Eşiyok Faks: 0.212.513 85 95 'Efendiler, bizyaşamak ve bağımsırfık isteyen bir ulusuz' Bilecik ADD. 8 yıllık eğiti- me katkı amacıyla ilköğretim 4. ve 5. sınıf öğrencilerine üc- retsiz ingilizce kurslar düzenle- mektedir. Yalova ADD "Uğur Mumcu Kültür Merke- zi'nde 22 Kasım saat 15.00'te düzenledığımiz 'Atatürkçülük Üzerine' konulu söyleşiye ko- nuşmacı olarak llhan Selçuk katılıyor." Edirne ADD / Gençlik Kolu "Erzurum Clkü Ocaklan'nda 'Atatürk'ü istismar edenlerin yargılanması için' başlatılan imza kampanyasında hırsızlık, dolandıncılık ve bölücülük için- de gösterilen, ADD'nin de için- de bulunduğu birçok kişi ve ku- ruluş haksız suçlamaya uğratılmıştır. ADD, Ata- türk ilke ve devrimlerine bağlı, sürek- li devrimden yana olan, ilerici bir dernektir. Her türlü ırkçı, şeriatçı söy- lemin karşısındadır. Çünkü ulu önder Mustafa Kemal Atatürk ırkçı, turancı, şeriatçı akımlar karşısında şöyle söylemiştin 'Biz panislamizm yapmadık 'Yapıyoruz'. 'Yapacağız' de- dik, düşmanlar da yaptırma- mak için bir an önce 'Öldüre- lim' dediler. Panturanizm yap- madık. 'Yapanz', 'Yapıyoruz'. 'Yapacağız' dedik 'Öldürelim' dediler. Bütün dava bundan ibarettir. Efendiler, bütün dün- yaya korku ve telaş veren kav- ramlar üzerine koşarak düş- manlarımızın sayısını ve üze- rimize olan baskıları arttır- maya çalışmaktan ise, doğal sı- nıra, meşru sınıra çekilelim. haddimizi bilelim. Demek ki Efendiler, biz yaşamak ve ba- ğımsızlık isteyen bir ulusuz. Yalnız ve ancak bunun için yaşamımızı harcarız.' Atatürk, milliyetçilik anlayı- şını özetlemiştir. 'Gerçi bize milliyetperver derler. Fakat biz öyle milliyetperverleriz ki, bizimle işbirliği eden bütün milletlere hürmet riayet ede- riz... Bizim milliyetperverli- ğimiz herhalde bencilce ve gu- rurluca bir milliyetçilik değil- di.' Bugün. Atatürk'ün karşı çık- tığı siyasi akımlann peşinde ko- şan, adı birçok yolsuzluğa, şid- det olaylanna ve çete bağlantı- lanna kanşmış olan bir örgütün bazı mensuplannın ADD gibi antiemperyalist, tam bağımsız- lıkçı, Kemalist bir örgütü Ata- türk istismarcısı gibi gösterme- si trajikomik bir durumdur. Edirne ADD Gençlik Kolu olarak bu durumu kınıyor, ger- çek Atatürkçülerin adreslerinin ADD oldugunu yineliyoruz." Bilecik ADD "Bir yıl önce kunılan ADD Bilecik Şubesi. 15 Kasım'da ye- ni lokal binasını açmıştır. Bir yıl gibi kısa bir sürede ilımizde aydınlık yüzlü insanlann karan- lığa dur demek için akın akın üyesi olduğu derneğimiz artık dernek binasında bannamaz ha- le geldiğinden yeni lokal bina- sını açma zorunluluğu doğmuş- tu. Derneğimiz 8 yıllık eğitime katkı amacıyla ilimizdeki ingi- lizce eğitmenlerinin özverili kat- kılan ile ücretsiz ilköğretim 4. ve 5. sınıf ögrencilerine kurslar düzenlemektedir. Açılıştan he- men sonra Sağlık taraması ve ilaç toplama kampanyalan ha- yata geçirilmiştir." tÜ Kadın Sorunlan Araştırma ve Lygulama Merkezi "IÜ Kadın Sorunlan Araştır- ma ve Uygulama Merkezi ve Kadın Araştırmalan Derneği 3- 4 Mayıs'ta UNESCO ile birlik- te düzenlediği sonuç bildirgesin- de önemle yer verdikleri, ka- dınlann siyasal katılımı ve de- mokrasiyi güçlendirecek ön- lemlerden bin olan 'Siyasal Par- tilere verilen fonların bir bö- lümü kadın adayların eğiti- mine ve desteklenmesine ay- rılmalıdır' bağlamında 14 Ka- sım'da 'Siyasette Kadınların Toplumsal Siyasal Gündemi Değiştirebilme Yöntemleri ve Kadın Adayları Destekleye- cek Gönüllü Kuruluşların Si- yasal Yaşamdaki Rolü' konu- sunda Kadın Kampanyalan Araştırma Fonu Başkanı Mar- jorie Margolie Mez\insky'nin konuşmacı olarak katıldığı bir konferans düzenlemiştir." Maltepe ÇYDD "Cumhuriyetin 74. yılı onu- runa 28 Ekim'de düzenlediğimiz yemeğe aralannda Prof. Tah- sin Tokmanoğlu ve Füruzan Toprak'ın da bulunduğu 2OO'ü aşkın konuğumuz katıldı. Genel Başkanımız Prof. Türkân Saylan'ın konuş- masıyla başlayan gecede Ata- türk'ün Söylevi'ni alan konuk- lanmız arasında yaptığımız çe- kiliş sonucu 31 kişiye değişik ar- mağanlar sunduk. 9 Kasım'da üyelerimiz ve burslu öğrencilerimizle birlik- te Atatürk Orman Çiftliği'nde bulunan Atatürk Evi'ni ve Anıt- kabir'i ziyaret ettik. Atatürk Haftası nedeniyle 10 Kasım'da Maltepe Belediyesi Sanat Galerisi'nde açtığımız 'Atatürk Fotoğraflan' sergisı 21 Kasım akşamına kadar gezi- lebılır." HAYVANLAR ÎSMAİL GÜLGEÇ KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇ AK HARBİ SEMtH POROY MIRMIRLAR UĞUR DURAK TARİHTE BUGLN MÜMTAZARIKAN 17 Kasım "BAUAR AYİNİ'NE TEPK/! i9fZ'O£ SU&UN, jec/s/4S/i.cı v/NSJCİ, û/VU) SAL£ yt*Ptr/ Mffrs. zo. ü ÇOĞU, ö çcx: KONU, IL - 4 & V ÇALIŞANLARIN/SORULARI SORUNLARI YILIVL4Z ŞİPAL Yükseköğrenimli sağlık personeline yapılan haksızlık SORU: Bizler, Sağlık Eğitim Enstitüsü'nden me- zun olduk. Bu okul, yüksekokul niteliğinde olup liseden sonra 3 yıl eğitim \ermekte ve okula sağ- lık meslek lisesi mezunları sınavla alınmaktadır. Bizler, yüksekokul mezunu kabul edildiğimiz için 1. derece 4. kademeye kadar yükselmekte- yiz. Sorunumuz ek göstergelerle ilgilidir. Yıllar- dır, genel idare, teknik hizmetler, emniyet ve din hizmetleri sınıflarında görev yapan ve 2 yıl öğ- renim görenlere, 2.200 ek gösterge veri'lirken bizler 3 yıl yükseköğrenim gördüğümüz halde bizlere, ortaöğrenimlilere verilen 1.500 ek gös- terge verilmektedir. Bunun nedenini sorduğu- muzda, "2.200 ek göstergenin sağlık bilimleri li- sansiyerlerine verildiği, lisansiyer olmak için de en az 4 yıllık bir yüksekögrenimin gerektiği' yanıtı- nı almaktayız. Diğer hizmet sınıflarında 2 ve 3 yıl yükseköğrenim görenlere ayırım yapılmak- sızın 2.200 ek gösterge verilirken. bize hakkımız olan 2.200 ek gösterge verilmemektedir. Biz sağlık hizmetlerinde çalışan \e emekli olan yük- seköğrenimliler yıllardır haksızlığa uğruyoruz. Sağlık personeli olmak suç mu? • (Ş. F.) YANIT: Çeşitli personel yasalan kapsamında çalı- şan kamu görevlilerine veriîen ek göstergeler 20 Ma- yıs 1994 günlü Resmi Gazete'nin 'Mükerrer' sayısın- da yayımlanan, 527 sayılı Yasa Hükmunde Karanıa- me ile yeniden düzenlenmıştir. Yapılan bu yeni düzenlemede. genel idare hizmet- leri, emniyet hizmetleri ve din hizmetleri sınıfında 1. derecede görev yapanlardan, iki yıllık yükseköğre- nim görenlere, 2.200 ek gösterge verilmiştir. Sağlık hizmetleri sınıfında ise, 1. derecede görev ya- panlardan 2 ve 3 yıl yükseköğrenim görenlere, uygu- lanan ek gösterge 1.500'dür. 1.500 ek gösterge ise ge- nel idare, emniyet ve din hizmetlerinde ilk, orta ve li- se öğrenimi görenlere verilmektedir. Sağlık hizmetleri sınıfında ise. 2.200 ek gösterge. 'diğer sağlık bilimleri lisansiyerleri'ne verilmektedir. 2547 sayılı Yüksek Öğretim Yasasf nın 'Tanımlar'a ilişkin 3. maddesinde lisansın tanımı yapılmaktadır: "a) Lisans: Ortaöğretime dayalı, en az sekiz yan yıl- lık bir programı kapsayan bir yükseköğretimdir." Sağlık hizmetleri sınıfı dışında kalanlara, (genel idare, emniyet, din hizmetleri) ek göstergeler 'yükse- köğrenim görenler" ve 'diğerleri' diye aynlarak veril- miştir. Böylece. sağlık hizmetleri sınıfında 2 ve 3 yıl yükseköğrenim görenler diğer sınıflarda görev yapan ilk, orta ve lise öğrenimi görenlerle aynı ek gösterge- yi, 1.500 ek göstergeyi almaktadır. Siz ve sizin konumunuzda olup 30 yıl çalışhktan son- ra emekli olanlara, bu haksızlığın getirdiği parasal ka- yıp (1 Temmuz - 31 Aralık 1997 dönemi) ayda 11 mil- yon 9 bin, üç ayda 33 milyon 27 bin liradır. Bu rutar bir memur emeklisi için çok önemlidir. 3 ve 2 yıl yükseköğrenim gören sağlık personeline yıllardır yapılan bu haksızlığın, kısa sürede düzeltil- mesi gerektiği görüşündeyiz. BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8SOLDAN SAĞA: 1/ Beyaz, kırmı- zı, pembe renk- te çiçekler açan birsüsbitkısi.2/ "Ayhan " : ' Sinema oyuncu- muz... Halk di- lınde soğuk al- 5 gınhgına verilen ad. 3/ Üstüne kıyma konula- rak pişirilen bir tür pıde. 4/ Şar- kı, türkü... Orta Anadolu'da bir göl. 5/ "— Gündüz'": Yazanmız... Oyunda ce- zalı çocuk. 6/ Kla\-\elı bir çalgı... Boru sesi... Bir görevın > r ürütülebil- mesi için merkez olarak seçilen yer. II Bir kuv- vetin, uygulandığı kütle- yi, bir eksen etrafında döndürme eğilimi... Is- a lamlıktan önceki Türk edebiyatında ağıt anla- ° mında kullanılan sözcük. 8/ Bilgiçlik taslayan kimse... Engel. 9/ Vurguncu. dala\ereci, çıkarcı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Binbirdelikotu da denı- len ve çiçekleri halk hekimlığinde kullanılan bıtkı. 2/ Es- kiden harman ürünlerinden onda bir oranında alınan \ er- gi... Yapraklan salatagibi yenen ıtırlı birbitkı. 3/ Büyük çivi... Kanca, kopça. 4/" Eve — 'le tuz götürmeyi' Böy- le havalarda unuttum" (Orhan Veli)... Güreşte bir oyun. 5/ Bayındır, mamur... Utanç duyma. 6/ "Alı — " : Şain- miz... Duman lekesi. 7/ Bir tür tatlı... Dingıl. 8/ Şöhret... Su birikintisi, gölcük. 9/ Yön göstermek için belli yer- lere konulan işaret... "Olmak istiyorsan dünyada / Hakka, halka yarayacak bir iş tut" (Âşık Vevsel). Eddie Kirkland & The Energy Band Nappy Brown & The Electric City Band Allison B. King İstanbul BluesKumpanyası BLUES...BLUES...BLUES... Sonbaharın, aşkın ve hüznün müziği blues'u doya doya dinlemeye hazır mısınız? 0 halde Efes Pilsen Blues Festivali'nde buluşmak üzere... 21,22 Kasım 1997 Saat: 19.30 ANTALYA SHERATON Biletler 7 Kasım 1997 tarihinde satışa sunulacaktif. Vakkorama Antalya: (0-242) 241 93 67 EFES Pilsen ın kültür ve sanata katkıları artarak surec«k
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear