19 Mayıs 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 17 KASIM 1997 PAZARTEi 10 HABERLERIN DEVAMI Zonguldak Butun bolgeler parçalı çok, bulutlu, Marrnara, Ege, Akdenız, Iç Anado- lu, Batı ve Orta Karade- nız, Doğu ve Güneydo- Helsinkı AVIII Oslo K 0 K 1 ğu Anadolu'nun bateı Stockholm K 4 yağmuryeryersağanak [öndrâ Y lar Akdenizde etkili ve ^msteraam Y 15 sureklı ofacak. Hava sı- Brüksel caklığı yağış alan yerter- Pans de bnraz azaiacak, dığer Bonn yederde değışmeyecek. PB 10 PB 14 PB 11 Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atına PB Y PB Y Y Y PB Y 7 7 15 7 7 5 15 18 9 Milano PB 14 Moskova Aşkabat Almatı Ta^kent Bakü Bışkek Tiflis Kahıre K PB PB Y PB PB PB PB 1İ c 1£ U 13 16 24 Şam Y 22 Parçalı buluttu i Sısfı BuMlu t Çok buluttu - Yağmuriu SkA> k a f GoK gurülftjlu Bomba eylemînde şerîatçı kuşkusu I Baştarafı 1. Sayfada sisonunda farklı birşevçıkacağını san- nuyorum" diye konuştu. Bılican, la- boratuvar sonucunun bugün alınabile- ceğini belirtti. Bilican, Başbakan Mesut Yılmazin etkin bir korumaya sahip oldugunu vurgulayarak. şunlan söyledi: "Sayın Başbakanınuz çok güçtü bir koruma ağına sahip bulunuyor. Bu tiir basit olaylara bakıp da sayın Başbakanımı- za bir şey olacağuu sanmayın. Devleti- mizin görevi onu en iyi şekilde koru- makür. Biz de bu konuda röm gücü- müzü seferberetmişdurumdayız. En- dis^edilmesin,onakiinsebirşeyyapa~ maz. Onu koruyan ekip gerek teknik, gerekseeğitim bakımındançok büvük doaanıma sahip. Aynca bakın bugün pazar olmasuıa karşın, ben de görevi- min başındavım." Bılican. "Yılmaz'abombalısuikast gjrişimi, sizce kirnin işi olabiiir?" so- rusuna da şu karşılıgı verdi: "Bu ote- yı herkes farklı yorumlayıp, kendisine göre sonuç almaya çahşıyor. Karade- niz'deki terör örgütlerinjn işidir, şu ya da buşeriatçı terörörgütünün işidir ya da bir çetenin işidir, diyemeyiz. CMayın arkasında kJmlervar, bulup çıkaraca- ğız. Olayı Karadeniz'deki birkaç kü- çük terör örgütüne maJ ermek çok yanlış. Çünkü. orada örgütierin böyte birgirişimde bulunması mümkün ola- mavacağı gibi. olayın meydana geidiği yerde terörüo esamesi blle wktur." Emniyet Genel Müdüriüğü Terörle Mücadele Daire Başkanlığı 'nda gö- revli terör uzmanlan, olayın basit bir eylem olduğuna dikkat çekerek "Su- suriuk çetesiya da PKK eyiemierinde butür basit patiayıcılar kuflaoraaz. G j- riseceği eylemlerden kesin sonuç aJ- mak isterler. Bomba siisü verilmiş maytap benzeri paüayıcılan daha çok DHKP-C ve radikal İsiamcı örgütler kuUaıuyor" göriişünü savundular. Ay- nı uzmanJar. "Biz bu eyJemin, 8 vdlik kesintisiz eğitime karşı çıkan ve Baş- bakan'a gözdağı vermek isteyen, şeri- atçı terörörgütlerûıden birintn işi ola- bileceğiüzeriiKİeduruyonız'' dediler. Cumhurbaşkanı Demirel, dün Nec- det Ayaz Kız Meslek Lisesi'nin açılış töreninden aynlırken bir gazetecinin "Başbakan 'a dün suikast gnişimi ya- pıldı, bir değeriendinnenjz olacak mı" sorusuna, w Kmıyorum,çirkindir" ya- rutıru verdi. DYP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Cöthan da. dün yapttğı ba- sın toplantısı sırasındaolayı değerlen- dirirken "CMavın arkasmda çeteofanuş, teroristier oünuş fark etmez. Biz şid- detin her türiüsünekarşmz. Terör es- tirilivor. Ne çeşit bomba oiursa oisun, sindirmenin wlu tedhişolmamaJL Şid- âeti kınıyoruz. Bunlar hukuk devieti- ne yaJaşmayan şeyterdir" dedı. Başbakan Yılmaz'ın eşi Bema Yıl- maz da dün V'an'da gazetecilerin so- ruiannı yanıtlarken Başbakanlığa ait "ATA" uçağınm sık sık anzalanma- sının kendisini ve çocuklanru çok et- kilediğinı söyledi. Anzalann kasti oldugunu sanma- dığıru belirten Bema Yılmaz. "üışal- lah bir daha ofanaz. l çağın bakıma aünması lazun. Çocuklar \v ben bu durumdan pstkokıjik olarak çok etk>- lendik" dive konuştu. tST.\NBUL (AA) - Geçen 10 Ka- sım'da bazi televizyon kanallannda i!k kez yayımlanan Atatürk'ün "4. Devre MeclisAçıhş>utku"nun Topkapı sem- tınde bir manavda tesadüfen buJundu- ğu ortaya çıktı. Türkiye'nin tek sinema arşivi sahi- bi. MimarSinan Üniversitesi Güzel Sa- natlar Fakültesi Sinema-TV Enstitüsü Başkanı. 40 yıllık sinemacı ve arşivcı Prof. Dr. SamiŞekeroğlu'nun belgcsel toplama serüvenının en ılginç bölüm- îennden bıri. Topkapı"da tesadüfen bul- dugu Atatürk belgeselı oidu. 'Bizde daha çok var' Topkapfdaki bitpazanna sık sık git- tiğini belirten Prof. DT. Sami Şekeroğ- lu. yıllarönce bir manav çırağının elin- de bıçakla birtakım filmlerin üzerini kazıyıp sıvı dolu bir kaba attığını gör- düğümi söyledı. "Hemen kendisini uyarmak zorun- dajdım" diyen Şekeroğlu sözlerini şöyle sürdürdü: "Çünkü birinrisi vap- fıgı iş çok tehlikeli idi. Eskiden asetat \e nitrat tabanli filmier kuüanılırtiı. Bun- lann en önemli özelliği de38 derecede. kendi kendûie dinamit gibi patjamast- dır. Yani çocuk bomba ile (jvnuyordu. İkincisL üzeri kaztiarak vok edilen bel- e önem veriltniyor 9 kibir tarihidi l van amacına ulaşn. ço- cuktan fîlmJer alındı. hatta babası ar- kamdan koşarak "Bızde bunlardan da- ha çok var. Onlan da alın' diye seslen- di. Buradan 10-12kutu film topladım." Şekeroğlu. Smema TV Enstıtü- sü'nde işlenen filmierin sonuçta. "Ata- türk'ün 4. Devre Nutku" olduğunun anlaşıldığını kaydettı. Atatürk'ün filme, çekimlere mera- kı oldugunu, bu nedenle döneminde çok sayıda belgesel çekildiğini anlatan Prof. Dr. Şekeroğlu'nun inceledigi bel- gesellerden edindiği izJenim ise Ata- türk'ün kameraya yatkın olması. Prof. Dr. Şekeroğlu. "Fıfmlere dikkat edin. AdetaaktörgibL Heryandançok ivigö- riintii veriyor. Kamerayı çok iyi kulia- nnor. Hatta bir filmde karoeramana dönerek'kes'dediğidegörülüyor" di- ye konuştu. Şekeroğlu, Atatürk'ün se- sinın Nutuk'ta ince vetizoldugunu, an- cak son yayımlanan belgesellerde da- vudı bir sesınin bulunduğunun ortaya çıktığını söyledi. 12 Eylül sonrasında. Cihad Baban Kültür Bakanı iken yapılan ortak çalış- ma ıle çeşitli devlet kurulu^lanndan 300 bm metrelik film toplandiğını kay- deden Prof. Dr. Şekeroğlu, 1950'ler- den sonra Türkiye'de belgeselciliğin yok olmaya basladığındanyakındı. Öğ- retim üyesi, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun, televızyonlara belgesel yayımlama zorunluluğu getirilmesi için çok uğraştığını. ancak başanlı ola- madığını ıfade ederek belgesellerin ve belgeselciliğimizin kurtanlması gerek- tigini belirtti. 'Çok para lazun' Türkiye'de ilk sinema kulübü, ilk film arşivi, ilk sinema müzesi kurucu- su olan Prof. Dr. Şekeroğlu, yeterli pa- ra bulamamaktan da derth. Arşn lennde 6 bin kutu uzun metraj- lı. dahada fazla parçâ film bulunduğu- nuanlatan ögretim üyesi, "Bize çokpa- ra laam. 300 bin metrelik film kurta- nlmakiçin beklivor. Özelsektör mü ve- rir, deviet mi verir büenıem ama. Aci- len 7-8 mih ar, daha sonra da betki yüz- lwte miljar laatn" dedi. r* Prof. Dr. Sami'Şelteroğlu, KfonarSi- nan Oniversitesi Güzel SanatlarFakül- tesi Sinema-TV Enstitüsü'nün Gayret- tepe'deki binasının bodrum katlannda oluşturulan son model aletlerle dona- tılmış laboratuvarlarda. öğretım üyele- ri ile öğrencilerin "öğreöm içiode üre- tim, üretim içiode egftim" sloganı ile çalıştığını söyledi. YÖK'ten 3 sınav önerisiANKARA (AA) - YÖK, üm'versıte- lerde okuyacak öğrencilerin lıse 1. 2 ve 3. sınıflarda yapılacak sınavlardan sonra alınması önerisinde bulundu. YÖK tarafmdan hazırlanan "Türk Yükseköğretiminin Bugünkü Duru- mu" konulu raporda. eğitim sistemin- de istenılen hedefe ulaşılabilmesi için ortaöğretimde köklü düzenlemeler ya- pılmasının kaçınılmaz olduğu bildiril- di. Türkiye'de halen 40 tür lise bulundu- ğuna işaret edilen raporda, buralarda öğrenim gören öğrencilerin "ortaöğre- tündeki başanlannı ortak bir temei üzerinde ve amaca hizmet edebüecek şekilde ifade etmelerinin zor olduğu" görüşü savunuldu. "İTkemizdeetkin birrehberük veyö- neitme sistemi maaiesef henüz kurula- mamısor" denılen raporda, ilke oJarak sınav sayısının artmasında bir sakınca görülmediği ifade edildi. Raporda, eğitimde istenilen sonucun alınabılmesi için. ortaöğretime yönelik şu önenler dile getirildi: # Coğrafi olarak birbirine vakın. degişiktürdeki Ytsekrtek biryönetim ai- bnda toplanarak çok programlı lise ni- teliğindekj ortaöğretim böl^leri olustu- ruünalidır. # Lisenin l.yılı sonunda yapılacak sınav la bilgi. beceri, yetenek ve bilinç düzeylerine göre, özeliikte Iisans düze- yindeki vükseköğretûn prognuniarına ada> olma>a haar olan veoluşturan kit- k tespit edilmt'lidir. # Bunun dışında kalan genel liseöğ- rencilerinin, derslerinin bir kısmını ay- nı ortaöğretim bölgesi içindeki mesJeki veteknik liselerden almalannın özendi- rümesi suretiyle, bu öğreneilere müm- kfln olan en kısa süre içinde bir mesle- ki beceri kazandınlmalıdır. Bu amaçJa özettMegenelliselerde etkin bir rehber- lik ve yöneJtroe birimi kurulmaiıdır. Raporda, lise 2. sınıfin sonunda ilk iki )r ılın. üçüncü yılın sonunda da tüm yı1ların müfredatuıı kapsayan sınavlar japılması önerisinde de bulunularak, her üç sınavın sonuçlannm ortaöğretim başan puanlanyla birlikte değerlendi- rilmesi \e öğrencilerin üniversiteye bu- na göre yerleştirilmeleri ıstendi. Ra- porda, şöyle denildi: "Mesteki ve teknik eğitim veren lise- ler en yakuılanndaki meslek yükseko- kullan ile irtibatlandjnimalı, hatta bir- leştirümeli, 8 yıiük kesintisiztemelegi- tim sonunda mesteki ve teknik eğitim kulvamn seçen öğrencilerie. Hsenin bi- rinci vılı sonunda kısmen veya tama- mcn bu alana yöncltilcn öğreneilere, ir- tibaûandırudıklan meslek yüksekoku- lunun iJgili programına sınavsız giriş hakkı tanınmaüdır." Raporda, böylece isteyen öğreneile- re. "en geç lisenin birinci >ilı sonunda, ilgili mesleki ve teknik alanda ogrenim- ierini başan>1a sürdürmeleri haünde, bir üni versitedipk>masının garantiedil- miş olacagı'" görüşüne yer verildi. Şilkan, 4 katrilyonluk açığın iç borçlanmayla karşılanacağını söyledi '98 bütçesi emekçi halka karşı' İstanbuJ Haber Servisi - KESK GYK üyesi Tahir Şü- kan. I998bütçesindebelirti- len rakamların 3 yıllık bir ekonomik istıkrar programı- nın göstergesi olduğunu sa- vunarak "1998 bütçesi, ser- majenui emeğe saklın butçe- sidir. bu bütçe emekçi halka karşKnr" dedi. Gazetemizya- zan Şükran Soner, 1980'den sonra üretımde emeğin yarat- tığı payın sermayeye aktanl- dığını. "Bu durum, insanlık adına korkunç bir gelişme- dir" diye konuştu. KESK tarafindan düzenle- nen " 1998 Bütçesi veEmekçi- KESK tarafindan düzenlenen "1998 Bütçesi \e Emekçüer'' konulu panelde konuşan ga- zetemiz yazan Şükran Soner, 1980'den sonra üretimde emeğin yaratağj pavm sermaye- ye aktanJdığınj söyledi. (Fotoğraf: UĞUR GLfNYÜZ) ler" konulu panelde konuşan KESK GYK üyesi Tahir Şilkan, 1998 bütçe- sinırı "emperyalist uiuslararası sernıa- yenin bt-klentileri doğrultusunda dü- zenlendiğini" savundu. Bütçedeki 4 katrilyonluk bütçe açığının iç borçlan- mayla karşılanacağını belirten Şilkan. bunun ülke geleceğini ipotek altma ala- cak faiz ve borç yükü getirdiğinı kay- detti. Şilkan, özelleştirmeden elde edi- lecek 4 trilyon lira için halkın mallan- nın yerlı veyabancı sermaveye "peşkeş çeldleceğini"' söyledi. Istanbul Üniver- sitesi İktisat Fakültesi Ögretim Oyesi Hayri Kozanoğiu, 1998 bütçesındekı faiz giderleriylebilinçli bir sermayebı- rikim mekanizması olusturuJduğunu savundu. Kozanoğiu, demokratik bir planla- mayla bütçede emek lehine mekaniz- malaroluşturulması gerektıgini söyle- di. Şükran Soner ise küreselleşmeyle çokuluslu tekellerin üretımde çalışanı sömürerek elde ettigi kânn, o firmala- nn rüşvet ve rantla elde ettigi kânn çok altında kaldığını belirtti. 1998 bütçesi- mn üretim mekanızmasındaki ınsan ye- rine rant mekanizmasına görehazırlan- dığını söyleyen Soner, ranta karşı yeni bir örgütlenmenin gerektiğini bildırdi. Şükran Soner, * Ekonomide kuralı be- ürleyen mafvalar, tabanı temsil etme- yen siyasi partiler, işlemeyen bir klasik demokrasi ve hukuk düzeni \ar. Bu du- rumda yeni bir mücadele söylemi gerekiyor" dedı. TÜGSAŞ'ta ttilyonluk yolsuzluk • Baştarafi 1. Sayfada kerlere yüklenen fueloil- lin Satnsun'a getirilme- den Kınkkale'deki 2 ayn petrol istasyonuna boşâl- tılıp yerine su doldurul- duğunun telefonia ihbar edilmesi üzerine polis harekete geçti. Emniyet Müdürû Re- fık Yıldınm'ın yöneti- mindeki Ağır Suçlar Bü- rosu ve TÜGSAŞ müfet- tişleri, 10 Kasun'da bir- likte başlattıklan soruş- turma kapsanunda Kmk- kale'deki Hidayet Petrol ve As Petroi işletmeleri- nin sahibi Hidayet Vur- gan ile TÜGSAŞ'ta pompa görevlisi olarak çalışan Hacıbey Ak- çay'ın vurgun olayınm elebaşısı olduğunu belir- leyerek harekete geçti. Polis, Kınkkale-Sam- sun bağJantılı çalışan yolsuzluk çetesüü takibe aldı. TÜGSAS'm Sam- sun'dakı fabrikasına ya- pılan ani baskında kayıt- İarda fueloille dolu gözü- ken 4 tankerden ikisinin içinde su olduğu belır- lendi. Emniyet Müdûrlüğü ekipleri gelen tankerler- den sorumlu Ziya Uçar, pompagörevlisi Hacıbey Akçay ve Durmus Te- Idn'Ie tanker sürücüleri Ati Rıza Gfinay, Sütey- man Cengiz, Savg? Acun ve Dıtrsun Yıldıinm'ı su- çüstü yakaJadı. Emniyet Müdûrlüğü, Ktnkkale Emniyet Mü- düriüğü iledetemasa ge- çerek şebekenin Kınkka- le'dekı elebaşılan olan akaryakıi istasyonlan sa- hibi Hidayet Vurgun ile adamJan Kimfl Musiu, Mahmut Çeliş, Hayati Koçdogna,SeMm Doğan. YusufAkdeniz,Zafer Tu- tuk ve Sadık Uymaz'ın da yakalanmaJannı sağ- ladı. TÜGSAŞ"a fueloil ta- şınması ihalesini alan Hi- dayet Petrol ve As Petrol işletmelerinin sahibi Hi- dayet Vurgun 'un fııeioil yerine su taşıyan tanker sürücüterinemaaşlan ha- ricinde seferbaşma 10'ar milyon lira, gelaı suyun kayıtlara fueloil olarak geçmesini sağlayan pompa görevlisi Hacıbey Akçay ile Durmuş Te- kin 'e de tankerbaşına 80 milyon lira verdiği kay- dedildi. Emniyet Müdürü Re- fık Yıldınm, Samsun'a 333 tankerdolusu su ge- tiren şebekenin 4 trilyon liraük haksız kazanç ekte etriğinin saptandığun söyledi. TÜGSAŞ'tatrih/onJuk vurgun olayına adı kan- şan 15 kişi çıkanldıklan mahkemaje ilk sorgula- n sonucu tutuklanarak cezaevine gönderildi. OralÇelik'in ulkucu dugunu İstanbul Haber Servisi - Emine Avcu'yla geçen hafta evlenen Oral Çefik, dün akşam Ataköy'deki Mavi Marmara'da dügün yaptı. Ülkücü katliam sanığı Abdullah Çatb'nın eşi Meral Çatiı, BBP Genel Başkan Yardımcısı Berat Yılmaz, MHP istanbul 11 Başkanı Mehjnet Gül, Ûlkü Ocaklan Genel Başkanı AtiJla Kava. Ülkü Ocaklan İstanbul 1İ Başkanı Bülent Karataş. sanatçı ÎVuri Sesigüzd ve Şahin Alpay'ın da katıldığı düğüne çiçek gönderenler arasında BBP Genel Başkanı Vluhsin Yazıcıoğlu, Idris Ozbir, An' Yasak, Sıtkı-Ahmet Özbey, İbrahinı Cici, Hasan Süzer, Fevzi Öz, Kürsat Yılmaz, Şahin Özer de yer aldı. Türk denizalbsı Asya'da görücüye çıkıyor • Baştarafi 1. Sayfada 24 Kasım tarihJeri arasmda Türkiye'yi ziyaret edecek. Milli Savıjnma Bakanlığı (MSB), temmuz ayında meydana gelen patlama ve yangın sonucu Kınkkale'deki Makına Kimya Endüstrisi Kunîmu'nda(MKEK) bazı tesislerin kullanılamaz hale geimesi üzenne bomba ve mühimmat gereksinimini karşılamak üzere ihale açtı. Yangın sonucu özellıkle 500 poundluk bombalara patlayıcı maddelerin yerleştirildigi imha atölyesi kullanılamaz hale gelmişti. Türkiye, bomba üretiminin yanı sıra 20 degişik tipte mühimmat alımı için de ihale açtı. Bomba üretimi ihalesine Israil, Romanya ve Ispanya'nın katıldığı belirtildi. Düşük fiyat verdiği belirtilen Romanya'nın ihaleyi alma şansmın yüksek olduğu belirtiliyor. Askeri kaynaklar, ihaleyi kazanan ülkenin, Türkiye'nin verecegi bombalara kendi tesislerinde patlayıcı madde koyma işlemini gerçekleştireceğini söylediler. Türkiye'nin, aci) gereksinimini karşılamak amacıyla Pakistan ile de hazır bomba alımı ve mühimmat üretimi konusunda görüşmeler yaptığı belirtildi. Başak Sigorta ise MKEK'de 3 Temmuz'da meydana gelen yangınla ilgili hasar tespit çafışmalannı tamamladı vetoplam hasan 1.8 trilyon lira (yaklaşık 10 milyon dolar) olarak belirledi. MKEK'de yangın sonucu hasar gören birimlerden yalnızca bir bölümünün 1.5 yıl içinde yeniden kullanılır hale geimesi bekleniyor. Bu süre içinde Türkiye, acil gereksinimlerini ihaleyi kazanan fırmadan ve dogrudan alımlar yoluyla karşılayacak. CD'lerde Türk düşmanlığı • Baştarafi I. Sayfada (dazlak) müzik grubunun tanıtımlannın yapıldığı kataloglann ihbar ediün£siyüe başlatılan baskınlarda f 30 bin kadar da aynı türde LP bulundu. Yabancı ve özellıkle Türk düşmanlığını kışkırtan CD'lerin satılmalannın yasak oJduğu için bir şirket aracılığiyla ve posta yoluyla satın alındığı da belirlendi. 'Ötanaa,ya şündi ,va hiç\ 'Türk domu/ian, ya gidin ya ölün', "Kan akmah, Bonn \ahudi dev teti vıkılmair gibi sloganlarla dolu olan şarkı ve görüntüler, Alman siyasi çevrelerini de dehşete düşürdü. Radıkal sağ basın tarafindan da zaman zaman desteklenen bu müzik gruplannın son yılda. izin aldıkJan 35 konser yerine 70 konser organize ettikleri ve konserlerin her birine 1500 kadar Neonazi ve dazlağın katıldığı biliniyor. Bu konserlerde en büyük coşku, Yahudi katliamının hanrlandığı ve aynı öfkeyı şimdı Almanya'da yaşayan yabancılara yöneltmek için yemin edildiği anlarda yaşanıyor. Hayali öyküler "Zillertalli Türk Avcılan'" gibi isimJere sahip ve sadece Türldere yönelik düşmanlıklann diie getirildıği CD'lerde, Türklerin nasıl yakalanıp yok edıldiğini anlatan hayali öyküler de kurgulanmış. Aynca Alman olmayan üreticilerin mallanna karşı da cıddi bir anri kampanya yoirütülüyor. Bu CD'lerin dış ülkelerde 3 marka imal edilip Almanya'da 25 ile 100 mark arasında satıldığını belirten yetkililer, Neonazi CD'îerin ciddi birpazar oluşturduğunu söylüyorlar. G U N D E M MUSTAFA BALBAY B Baştarafi 1. Sayfada Azerbaycan'a giderken uçağın camı çatlayınca da, "Demekki, Yılmaz'ın kendisine yöneltilen so- ruiara yanıt veriş hızına uçak camı da dayanama- dı" dedik. Ama önceki gün yaşananlar artık espri kaldıra- cak cinsten değil. Gerçi, Araklı'da bulunan çanta- nın içindeki bomba mı değil mi derken Yılmaz'ın, "Hay/r maytapmış " sözü, "Birileri bizimle maytap mı geçiyor?" dedirtiyor ama... Susurluk olayından beri Yılmaz'ın başı hep be- lada. Biz, Susurluk olayının gizli-kapaklı kalmama- sını, deyim yerindeyse çorap söküğü gibi tüm id- dialann aydınlığa kavuşmasını isterken, bununla uğraşanlann başına çorap örülüyor. Bu işte bir terslik var. Yılmaz'ın Susurluk grafiği hep zikzaklı gitfi. "Elimde müthiş belgeler var"dan "Bu iş zor çö- zülür"e... "İki ay içinde hallederim "den "Işimiz daha çok"a... "15 gün sonra bomba patlar"dan "Istihbarat gelmiyor, bu çok zor çözülecek"e... Her şeye karşın hakkını vermeliyiz ki, Yılmaz za- man zaman belge destekli olmasa da, devlet için- de yuvalanmış çetelerin varlığını, etkinlığinı açıkla- maktan geri durmadı... Ama açıklamak, iddia etmek yetmez. Artık çöz- mek gerekir. Susurluk başladığında Yılmaz muha- lefetti, şimdi iktidar. Yetki onun elinde. Yani yasa- lara göre... Yılmaz'ın başına gelenlerle, yapması gerekenler arasında dogrudan bağlantı kurmamızı sağlayacak somut deliller yok. Ancak hukuk devletlerinde te- mel bir ilke vardır: "Eğer bir olay aydınlatılamamışsa, sorumlusu devlettir." Bunun ötesı yok. Içışleri Bakanı Murat Başesgioğfu'ndan Emni- yet Genel Müdürü Necati Bilican a kadar sorum- lu noktalarda olanlar kamuoyunu aydınlatıcı bilgi vermek zorunda. Dün akşam saatlerine dek yapa- bildikleri tek açıklama şu oldu: "Çeteışi değil..." Nereden anladılar bilemiyoruz tabii... Prof. Ortıan Kural... Yılmaz'ın yaşadıkları, devletin yüksek tepelerin- dekı karmaşıklığı, hukukun acizliğini anlatıyor. Pe- ki toplum nasıl?Acaba toplumsal yaşamda hukuk ne âlemde? Bunu da Prof. Orhan Kural ın başına gelenler gösteriyor. Yılmaz'ın uçağınm kabin basıncının düşmesi nedeniyle içindekilenn fenalaştığı, kulak- lannın, çenelennin ağrıdığı sabaliın öncesinde Is- tanbul'da bir olay yaşandı. Kamuoyunun yakından tanıdığı, dünyanın dört bucağını dolaşan Prof. Kural, Istanbul'da insan gi- bi dolaşamıyor. Kural, takside bira içip kutulannı sokağa atan dört genci uyarıyor. Onlar da Kural'ın aracını izliyor. Önünü kesiyor. Sen misin, bizi uya- ran... Başına 20 dikiş atılan, üç parmağı kınlan Ku- ral'ın hastaneden çıkış görüntüsü, Türkiye'nin gö- rüntüsüdür. Kural'ın görünümü çağdaş yaşamın neresinde olduğumuzu anlatıyor. Bir devlet yapısı düşünün ki, ne Başbakan'ın bindiğı uçağa güven var, ne en büyük kentinın so- kaklanna... Burada iğneyi de hükümete batıralım. Sorunlardan en çok onlar yakınıyor. Hayat pa- halılığı mı? Bakan feryadı basıyor: "Bu koşullarda yaşanmaz..." Devlerteki çeteler mi? İlk yakınan adaletten so- runlu Bakan oluyor: "Galiba hâlâ devletin içindeler..." Dokunulmazlıklarsorun mu oldu? Bakan önden gidiyor: "Oyle şey mi olur, hemen kaldınlmalı..." Bu gidişle Bakanlar Kurulu'nun adını değiştirmek gerekecek: Izleme Kurulu... Bazen de başına "g" koyarak. 6 Incîrlîk'te kota dışında uçak ANKARA (Cunıhuri- yetBûrosu)-Milli Savun- ma Bakanı İsmet Sezgin. încirlik Üssü'ne inen tüm Amerikan savaş uçaklan- nın Kuzey Irak'ı havadan denetlemek üzere kurulan KeşifGüç kapsammda ol- duğunu bildirdi. Sezgin, Türkiye'nin, olası bir Irak- ABD çatışması durumun- da neler yapılacağına ı'Jiş- kin tüm askeri ve siyasi öniemJeri aldıgını kaydet- ti. Irak ile ABD arasında- ki gerginliğin giderek tır- manması ve sıcak bir ça- tışma olasıhğının daha da artması, Türkiye'yi de kaygılandınyor. Milli Savunma Bakanı Sezgin, dün Batı Avrupa Birliği (BAB) Bakanlar Konseyi toplantısınakatıl- mak üzere AJmanya'ya gitmeden önce düzenledı- ği basın toplantısında. în- cirlik Üssü'ndeki hareket- lilik ile ilgili sorulan da yanıtladı. Încirlik Üssü'ne keşif uçaklan için aynlan kota dışında hiçbir Ameri- kan uçağının inmediğini belirten Sezgin, söz konu- su uçakJann TBMM kara- n ile Türkiye toprakJannı kullandığını anımsattı. Sezgin, üssün hangi amaç- la kullanılacağının TB- MM karan ile belirlendi- ğini belirterek olası birça- tışmanın senaryodan iba- ret olduğunu bildirdi. Türkiye'nin gerekli ön- lemleri aldığını anlatan Sezgin, "Türkiye olası bir olav karşısuıda neler yapı- labtleceğini neler yapılma- sıgerekh'olduğunu araştır- mış, bu konuda çahşma yapmış ve bu önlemler ge- rek askeri, gerek siyasal, gerek ekonomikdiğcr vön- terden devam etmektedir. Önlem almmaya devam editecektir" diye konuştu. Sezgin, ABD'nin lojistik amaçla Încirlik Üssü'nü kullanmak yönünde bir is- temi olmadığını da söyle- di. ABD Genelkurmay Başkanlığı, ay başında yaptığı açıklamalarda, în- cirlik Üssü'ne ek savaş uçaklan gönderileceğini açıklamıştı. Buna göre, 4 adetF-16. 1 adetKC-135 tanker uçağı 1 Kasım'da; geçen hafta içinde de 5 tanker uçağı üsse iniş yap- tı. Türkiye. söz konusu sa- vaş uçaklannın Keşif Güç kapsammda görev yapa- cakJannı, görev yönerge- lerine göre 36. paralelin kuzeyini silahsız denetle- menin dışına çıkamaya- caklanm kaydediyor. Demirel: Geçmişte yaşanmaz ANKARA (Curahuriyet BÜTOSH) - Tunceli Kültür ve Dayanışma Vakfi ve GAMA Anonim Şirketi tarafindan yaptınlan Tunceli Kız Ögrenci Yur- du'nun açılış töreninde, devletin Tun- celi politikasmın eleştirilmesi gergin- Hğe yol açtı. Tunceli Kültür ve Daya- nışma Vakfi Başkanı Gürsel Erol " 1938 Dersimhareketiniyaşay^n Tun- ceU'de insaniann dönecek köyiernıin olnıadığuıı, kövlerin harita üzerinde kaldığmı" söyledi. Cumhurbaşkanı Süteyman Demirel, bu sözlere. "Ko- nuşmanızdan üzüntü duydum. Geç- mişte değil gelecekte yaşanır. Tarihi sorgulamanm bir anlamı yok. Türki- ye'deiçbanş içinbütün şartkr mevcut- tur" karşılığını verdi. Cumhurbaşkanj Demirel, dün Tun- celi Kız Öğrenci Yurdu'nun açılış tö- renine katıldı. Tunceli Kültür ve Da- yanışma Vakfi Başkanı Gürsel Erol, terörlemücadelenedeniyle köy boşai- tılmasının anlaşılabilir olduğunu, an- cak boşaltılan köylerde yaşayan yurt- taşlann sosyal gereksinimlerinin kar- şılanmacüğıni vurguladı. Balkan ülke- lerinden gelen soydaşlar ile Iraklı peş- mergelerin ülkenin en güzel yerîerine yerleştirildiği; ev, bağ bahçe ve iş ve- rildiğine dikkat çeken Erol, "Yüzyıl- tardn*yaşadıkian topraJdardan,köyle- rinden insanlan göç ettireceksiniz ve insanian kendi kaderierine terk ede- ceksiniz. Biz bu aniayısa karşıra'" di- ye konuştu. Tunceli'de gıda ambargosunun da uygulandığma dikkat çeken Erol, bu- nun insanlan huzursuz etraeye başla- dığını belirtti. Daha sonrakürsüye ge- len Cumhurbaşkanı Demirel, Erol'un konuşmasından son derece üzüntü duyduğunu kaydederek, Türk ulusu- nun bir bütün olduğunu söyledi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear