19 Mayıs 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
13 KASIM 1997 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMI KISA KISA I "FEDAKARLIK" tartışma- ları bitmiyor. Sabancı Holding Başkanı Sakıp Sabanu, hüküme- tin. ülke şartlannda oluşturulmuş "en iyi hükümet" olduğunu belirterek "Buna destek vermeliyiz* dedL Sabancı. işadamı Rahmi Koç'un "fedakârlık" çağnsına yanıünı önümüzdeki günlerde vereceğini söyledi. Bu arada Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan Yekili Suna Kıraç, Rahmi Koç'un sözlerinin çarpıtüdığını söyledi. Kıraç "Enflasyonun ekonomjyi daralücı şok tedbirier yerine, iiç yıla yayılanbir program çerçevesinde düşünülmesi daha gerçekçidir" dedi. İzmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş, işadamı Rahmi Koç'un, kamuoyuna "fedakâruk" çağnsı yaptığını ve bunun topluma güven verdiğini söyterken, Türk-tŞ Genel Sekreteri. Genel Maden- tş Sendikası Genel Başkanı Şetnsi Denizer, işadamlan ve rantçılann kâr yerine, devletten alacakları 5.9 katrilyon liralık faiz gelirinden vazgeçmelerini istedL • VERGI uyuşmazlıldannda mahkemelerin büyük oranda vatandaş lehine karar verdiğı belirlendi Danıştay 4. Dairesi, geçen yıl gelen bin 981 gelir vergisi, 804 de kurumlar vergisi davasını sonuçlandırdı • BOĞAZİÇİ ve Fatih Sultan Mehmet köprüJerinden bu yılın ilk 9 ayında. 7,5 trilyon lira gelir e4de edikli. Evlül ayı sonu itihanyla. her iki köprüden çift yönde geçiş yapan araç sayısı 87 milyon 689 bin adedi buldu. İki köprüden yd sonunda lOtrilyonun üzerinde gelir bekleniyor. T C K A L S T H O M • GEC Alsthom tarafından satın alındıktan sonra "AEG ETl" olan adını değıştıren GEC Alsthom Elektrik AŞ,. 30. kuruluş yıldönümünü Gebze'deki tesislerinde Başbakan Yılmaz'ın da katılımıyla kutluyor. Devlet Bakanı Taner başkanlığındaki Türk heyeti görüşmeler yapmak üzere ABD'ye gitti IMF'yle pazarlık başhyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -Dev let Bakanı Gü- neş Taner başkanlığındaki heyet Uluslararası Para Fo- nu'yla (IMF) görüşmeler yapmak üzere dün ABD'ye gitti. Türk heyetinüı. 3 yıllık orta vadeli istikrarprogramı çerçevesinde aldıgı önlemle- ri anlatarak destek istemesi- ne karşın. "şoktedbirter"de ısrar eden IMF'nin anlaşma yapmak için çeşitli koşullar öne sürmesi bekleniyor. IMF'yle yapılan görüş- melenn anlaşma yapma nok- tasına gelmesinin ise 1-2 ay süreceği kaydedildi. Washington'a giden he- yette Dev let Bakanı Taner'in yanı sıra Hazine Müsteşan Mahü EğOmez. Vlerkez Ban- kası Başkanı Gazi Erçd, Ma- liye Bakanlığı Müsteşan Er- doğanÖner. Hazine Müste- şar Yardımcısı Cüneyt SeL DPT Müsteşar Yardımcısı Faik Oztrak. Merkez Ban- kası Başkan Yardımcısı Şük- rü Binay ile Kamu Finansma- nı Genel Müdürü Emin De- deoğlu da bulunuyor. ABD'lıyetkılilerledegö- rüşmesi beklenen heyet. 13 Kasım'da IMF'yle teknik top- lantı. 15 Kasım'dadurum tes- piti toplantısı, 17 Kasım'da da değerlendirme toplantı- sına katılacak. Taner, aynı gün IMF Başkanı Mkhael Comdessus'la da görüşecek. Heyet. fınans çevreleriyle de biraraya gelerek Türkiye'de- ki yatınm olanaklan hakkın- dabilgı \erecek. Hükümet, 1998'degerek- sinımduynlan 12 milyar do- lar dış kredi ıçin IMF'nin VYashington'agide- cek heyette Güneş Taner, Mahfı Eğil- mez ve Gazi Erçel var. Hükümettefarklı sesler Sert önlemlerden oluşan bir yıllık programı uygulamaktan kaçınan hükümetin, Meclis'te azınlıkta oluşu ve CHP'nin desteğinın sırurlı olması nedeniyle sert önlemlerle siyasi risk almak istemediği kaydedildi. Stand-by anlaşması yaparak ekonominin denetimini IMF'ye vermek konusunda da hükümette görüş aynlıklan bulunuyor. Ekonomı bürokratlan, hükümetin ekonomik pakehn oy kaybettirmesinden korkarak önlemlerden ödün vermesınden çekinerek, stand-by anlaşması yapılmasıra savunuyor. Ekonomi Maliye Bakanı Temizei. bürokrasisıne hükümetten en önemli desteği Devlet Bakanı Güneş Taner venyor. Hükümetin DSP kanadmdan Maliye Bakanı Zekeriya Temizei ise "Biz gerekli önlemleri zaten alıyoruz. IMF desteklerse destekler" görüşünü savunuyor. IMF'den ne isteniyor? • Hükümet, borçlann I998'in ilk 3 ayına yığılması nedeniyle sıkışırken, dış kredi musluklannın açılması için IMF'nın desteğini istiyor. # Gelecek yıl yaklaşık 22 milyar do- larlık kaynağa ihtiyacı olan Türkiye'nin I988'de 7.5 milyar dolar dış borç ana para ödemesi bulunuyor. • 1988'esarkan yaklaşık 14.5 mil- yar dolarlık iç borcun dış borçla tasfi- ye edilmesi planlanıyor. 9 Önlemleri 3 yıla yaymak isteyen hükümet iktidara geldiği temmuz ayın- dan bu yana alınan önlemlerle I998'e yönelik ekonomik programı anlatarak IMF'den desteğini almaya çalışacak. desteğini sağlamak istiyor. IMF, eylül ayında Hong Kong'da ve ekim ayında Tür- kiye'de yapılan görüşmeler- de, gereksinim duyulan yük- lü kredi için stand-by koşu- lu getirmiş. stand-by ımza- IMF ne istiyor? # IMF ekonomiyi da- raltıp enflasyonu kısa sü- rede düşürecek sert bir "is- tikrar paketi"nin uygulan- masında ısrarcı. # Özelleştirme, sosyal güvenlik. mali sistem, ta- nmsal destekleme gıbi *ya- pısal reformlar"ın bir an önce tamamlanması birin- ci öncelik olarak belirtiliyor. # IMF'nin yapılacak an- laşma ve verilecek destek için gerekli önlemlerin han- gi ölçüde alındığına baka- cağı belirtiliyor. İŞÇENİN EVREJNİNDEN Ü SONER lanmaması durumunda ve- rilecek kredinin sınırlı kala- cağı mesajını vermişti. Türkiye'de incelemelerde bulunan Dünya Bankası yet- kilıleri de IMF ile anlaşıl- ması durumunda l .5 milyar dolarlık kredinin 4.5-5 mil- yar dolara çıkanlabileceğini söylemişti. Stand-by imzalamadan destek almanın yollannı an- yan hükümetin, IMF'yi ikna etmek ıçın "yapısal re- form"lan hızlandırma sözü vermesı bekleniyor. Bu arada IMF ile teknik görüşmelerin yapılacağı ve ekonomik programın anla- tılacağı görüşmelerin ardın- dan, aralık ayında ABD'ye gıderek Başkan Bill Clinton ile görüşecek olan Başbakan Mesut Yılmaz da programa destek isteyecek. IMF'yle anlaşma yapma noktasına ise ancak ocak- şubat aylannda gelinebileceği belirtiliyor. Erez çıkışlannı sürdürüyor Ekonomi Servisi- Sana- yi ve Ticaret Bakanı Ya- lım Erez, "Bugünkü devlet yapısıyla Türkiye'yi idare etmekte ısrar etmek Tür- Idye'ye ihanettir" dedi. Erez. bakanlıkta "rüş- veti ve bürokrasiyv" önle- mek için "toplaın kaliteyö- netimi" uygulamay a başla- diklannı belirtti. Yalım Erez dün Istanbul Ticaret Odası'nda Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nda başlatılan u Yeni Yönetim Anlayışı: Toplam Kalite Yönetimi" konusunda bir bnfıngverdi. Genel amaç- lannın sıstemdekı bürokra- sıyi yok etmek ve "depo- Ihize" etmek olduğunu söy- leyen Erez. "Torpiliverüş- veti kaldırmanın yolu on- lan ortaya çıkaran neden- lerikaldırnıaknr"dedi. Bakan Erez. bu doğrul- tuda ımzayetkılenmn yak- laşık yüzde 30'unubakan- lık içensınde devrettikleri- ni belirterek nıhai hedefle- rinin 98 sonunda ISO 9000 belgesini almak olduğunu söyledi. Yalım Erez, Maliye Ba- kanlığı'nda yürütülen ye- nı vergi düzenlemeleriyle ilgili olarak da "Türkiyeide verginin toplanamaması- nın tek nedeni kanunlann yetersiz olması değildir 1 " ifadesim yıneledi. Erez bu konuda, "Tür- kiye'deki tek somn >-ergi oranlarının yüksekliğidir. Reformdiyebirşeyyok" di- ye konuştu. TÜSIAD: Bizi değil dünyayı ikna edin Ekonomi Servisi -Türk Sana- yicileri ve Işadamlan Derneği (TÜSİAD) Başkanı Muharrem Kayhan, Türkiye'nin sorunlan- nı çözebilmesi ıçin dünya piya- salannı ikna edebilecek reform- lar konusunda somut adımlar at- masının şart olduğunu söyledi. Kayhan, reformlann yapılabil- mesi için teknik yeterliliğin po- litik kararlılıkla örtüşmesi ge- rektiğini bildirdi. TÜSİAD ve Kal-Der tarafindan dü- zenlenen 6. Ulusal Kalite Kongresi, çalışmalanna başladı. Kayhan, açılışta yaptığı konuşma- da, Türkiye'nin bazı dönemler ulaş- tığı çok yüksek büyüme hızmın erte- sinde ciddi knzler yaşadığına dikkat çekerek "Ekonominin mevcut yapısı korundukça. büviimc hızını artfjracak şeldlde musluklan açmanın sorunla- • TÜSİAD Başkanı Muharrem Kayhan, reformlann yapılabilmesi için teknik yeterliliğin politik kararülılda örtüşmesi' gerektiğini bildirdi. n ağııiaşürdığını görüyoruz. Artık is- tikrarlı bir ekonomik yapı içinde bugünkünden daha yüksek bir bü- yüme hızını tutturmamız ve sağlık- lı kaynaklarla fînanse etmemiz gc- rekiyor" dedi. Türkiye'nin sorunlannı çözebilme- si için gerekli olan sağlıklı kaynakla- ra ulaşmasınm dış piyasalan ikna et- mesine bağlı olduğunu ifade eden Kayhan, bu konuda somut adımlar atılması gerektiğini bildirdi. Bu noktada ekonomi yöneti- mınin. teknik becerisinin yeter- li olmadığını vurgulayan Kay- han. politik kararlılık gerekti- ğini söyledi. Alcatel Alsthom Başkanı Ser- geTchuruk,Gümriik Birliği'mn Türkiye için çok iyi olduğunu söyledi. Tchuruk, Türkiye'nin AB'ye katılması gerektiğini dü- şündüğünü kaydederek "Siyasi engel- lervar ama siz A\ rupa ile bütünleşme- ye çalışmalısınız. Bunun için üretim- de sadece Türk pazannı göz önünde bulundurmayın. İş alanındaki geliş- me AB ile entegrasyonda baz oluştu- racaknr" dıye konuştu. Kal-Der Başkanı Yılmaz Argüden ise Toplam Kalite Yönetımi'nin tüm kurumlarda uygulanması gerektiğini belirtti. Ne Anlama Geliyor?Eğer ABD'nin eski Kıbnsözel koordinatörü, ABD Dışişlerı'nde çok uzun yıllar önemli görevlerde bu- lunmuş, bakan danışmanlığı yapmış, şımdi de baş- ka ülkelere yönelik çalışmaları ile de önemli Ulusal Demokrasi Enstitüsü Başkanı ve de sık sık Türki- ye'ye gelip siyasi partiler ve sivil toplum örgütleriy- le görüşen bir kişi, bir grup gazeteciyi özel olarak karşısına alıp birşeyler söylüyorsa, satır aralannı dikkatle okumak gerekir. Türkiye'deki pek çok sivıl toplum örgütü ile de sıkı ilişkiler içinde olan, Ulusal Demokrasi Enstitü- sü'nün 1992'den bu yana başkanı olan Büyükelçi Nelson C. Ledsky, Türkiye'yi en güncel gelişme- lerle yakından izlediğı ortaya çıkan söyleminde, sü- rek\\"laik, çoğulcu demokratikleşme" amacından kendisini ve örgütünü de adeta bir mısyoner gibi içine katarak söz ediyor. Toplantıya çağrılı gazete- cilerin, bu amaçlar için ınançlı savaşıma hazır ol- duklannı bir gerçeklik olarak kabul ediyor ve gaze- tecilere, sivil toplum örgütlerınin bu amaçlara yö- nelik çalışmalarını, örgütlenmelerini destekleme misyonunu yüklüyor. Bu söylemde yemek çağrısında arabuluculuğu yapan TUSES Vakfı'nın ya da seçilmiş gazetecile- rin kımliklerinin, Ulusal Demokrasi Enstitüsü'nün özel yaklaşımının paylan ne bılemiyorum. Ama ABD dış politika stratejilenne yönelik yeni bir mesaj ve- rilmek istenıyorsa, daha önce aynı örgütün çok ya- kından ilgili olduğunu bildığim "Kürt"sözcüğünün hiç geçmemesinden Kuzey Irak Kürdistan projesi fiyaskosundan sonra bu konunun bir süre için gün- dem dışında tutulması eğilimini yansıtıyor olabile- ceğini düşünüyorum. ABD'Iİ elçinin doğrudan mesajı ise, ABD'nin Tür- kiye'de Suudi'lere benzer, ABD'nin yanında bir şe- riatçı parti ve iktidann yanında olabilecegi izlenimi- ni silmek. Ağzından "laik" sözcüğü düşmüyor. Yi- neliyorum, sivil örgütün bağımsız kimliğinin, çağn- lı konuklara göre yaklaşımın ve ABD resmi ideolo- jısi ve Türkiye'ye yönelik stratejileri ile bağlantısının boyutlarını bilemem, yine de Türkiye'deki son ge- lişmelerden "laiklik cephesinin güçlendiği" mesa- jının alınıp, bunagöre bir strateji çizildiği iyimserso- nucu çıkarılabılir. Yoksa bağımsız sivil toplum örgütü kimliği ile de olsa, bir ABD elçisınin Refah'ı apaçık karşı cephe- ye koyan ve onun başarılı bulduğu taban örgütlen- mesine karşı laik bütün partiler için başanlı örgüt- lenme taktikleri geliştiren ve gazetecilerden de ışık söndürme başta, tabandan gelen temiz toplum arayışlanna, bütün sivil örgütlenme çalışmalanna mı- litanca destek isteyen söylemi ne anlama gelebi- lir? Kendisini Türkiye'nin yanında, Türkiye'yi destek- leyen bir yabancı olarak tanımlayan Ledsky, uz- manlık alanı Kıbrıs'a yönelik bızleri daha da okşa- yacak büyük bir ödün venyor Güney Kıbns ıçin AB'de tanınan öncelikteri, Avrupalılann politik bir büyük yan- lışı olarak yorumluyor. ABD'nin bugünkü resmı te- zini, banşın en geç gelecek yıl sağlanacağını yine- lerken, AB'nın yanlış kararlannı banşı zorlayan fak- törler olarak değerlendırip, bir yolunun bulunup bunlardan dönülmesi ile, eşit koşullarda banşçı çö- zümlere ulaşılacağını savunuyor. Ledsky'nin Türkiye'nin geleceğine ilişkin çizdiği pembe tabloyu politik bir iyimserlik olarak görmek- le bırlikte, Türkiye için daha olumlu bu söylemi, ki- mi Türkiye gerçeklerini ABD dünyasına kabul ettir- me başansı olarak görmek, kendimizi aldatmak ol- sa da hoşumuza gidiyor. Tabii sonuç olarak bu sıcak görünen, militanca işbirliğı çağrısında." Türkiye'nin kurtuluşu gibi bir büyük kavganın sınırtannı, gazetecilerin destekle- diği, sivil toplum örgütlerinin, laik, çoğulcu, de- mokratik çızgide, lobicılık çalışmalan ile gerçek- leşebileceği" çerçevesinde çizilmesi aynca düşün- dürüyor. dahaJazlası varken... Opel Astra'yı sınıfındakı diğer otomobillerle kıyaslaytn. çok daha fazlasını taşıdığını göreceksiniz. Güçlendirılmiş yolcu kabini. buyiık boy hava yastıkları. aktif gergili emniyet kemerleri, kaymayı ve tekerlek kilitlenmesini önleyen ABS fren sistemi ile daha fazla güvenlik. katalitik konvertörlu Ecotec motoru. geri dönuşümlü malzemelerden uretilen gövdesiyle daha fazla çevreye saygı, l.-tı. 1.6i ve 2.0i * motor seçenekleriyle daha fazla seçme şansı: hidrolik dıreksiyonu. yukseklıği ve sırt açısı ayarlanabilen koltuklan ile daha fazla konfor. Size, "hepsi bu kadar değıl. dahası da var" dersek, "bu kadarı da fazla" dıye duşünebilırsınız. Evet Opel Astra ^>k daha fazla: zaten size daha azını sunmak aklımızdan bile geçmez. o û / 1 û n r\f~\ V^O yetinesiniz? OPEL ASTRA 20ı mutor seçentgi sjdett- spom m< NJcIındc nı«-\ı."uttt.r >pei ıi<>rrK>hLİennm TI< «.le-] r eivnık i'zeliık \e rcrklenndc dejii>ık'ık -,2Din3 îıakkını ^ k ! tutar
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear