25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
13 KASIM 1997 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER HDF genel kurulu • DORTMUND (Cumhuriyet) - Merkezi Duisburg'da bulunan Sosyaldemokrat Halk Dernekleri Federasyonu'nun (HDF) Dortmund kentinde yapılan 20. genel kurulunda 6 yıldır HDF Genel Başkanlığı'nı yürüten Ahmet lyidirli'nin yerine Alman Sosyal Demokrat Parti (SPD) llçe Başkanı Yüksek Mühendis Ahmet Temel seçildi. F-4 savaş uçağı düştü • DİYARBAKIR (Cumhuriyet) - Malatya Erhaç Hava Üssü'nden havalanan F-4 savaş uçağı Adıyaman'ın Besni ilçesi yakınlannda teknik bir anza nedenıyle düştü. Paraşütle atlayan uçağın pilotlanndan üsteğmen Hakan Şıkoğlu'nun ayağı kınlırken üsteğmen Ergün Eskici de çeşıtlı yerlerinden yaralandı. 13PKKIİ•••••• •••••• (riduruldu • Yurt Haberieri Servisi - Şırnak'ın Beytüşşebap ilçesinde sürdürülen operasyonlarda 13 PKK'li öİdürüldü, bir güvenlik görevlısı şehıt oldu. Irak Kürdistan Demokratik Partisi'nin (IKDP) Sesi Rodyosu, Kuzey Irak'ta son birhaftadal50Irak Kürdistan Yurtseverler Birhği (IKYB) peşmeTgesinin öldürüldüğünü, 500'e yakınının da yaralandığını duyurdu. Beykoz'da olaylı yıkım • İstanbul Haber Servisi - Beykoz'a bağlı Çavuşbaşı beldesinde Hazine arazisi üzennde yapılan ve Elmalı Havzası Mutlak Koruma alanı içinde kalan inşaat halindekj binalann yıkımı sırasında inşaat sahıplen, güveniiği sağlayan jandahnaya ve olaylan ^leyen gazetecilere saldırdı. Yıkıma karşı çıkan inşaat sahipleri. UBA muhabiri Arslan Ariç'i yanm saat süreyle rehin aldıktan sonra bırakırken jandarma kendisine taş, kalas ve demir çubuklarla karşı koyan yakJaşık 30 kişiyi gözaltına aldı. TGC'den seminer • İstanbul Haber Servisi - Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin (TGC) Konrad Adenaur Vakfi ile birlikte Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki gazetecilere yönelik düzenlediği '"Olağanüstü Hallerde Yerel Basın ve Gazetecilik" konulu seminer. yann Diyarbakır'da TGC Başkanı Naıl Güreli'nin konuşmasıyla başlayacak. Kısa..Kısa.. • Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na ait bazı belgelerin sızdınldığı iddiasıyla açılan davada, Emniyet Cenel Müdüıiüğü Istihbarat Dairesi eski Başkamekili Bütent Orakoğlu'nun da aralannda bulunduğu 6 sanığın yarguanmasına bugün devam edilecek. • Kamu-Sen, Beyazıt Meydanı'nda düzenlediği eylemle hükümeti istifaya çağırdı. • Araşormacı-yazar Erdoğan Aydın, "Kuran ve Din-İslamiyet GerçeğP isimü kftabında "halkın dini duygulanna hakaret ettiği" gerekçesiy le yargılandL • Tüm-Maliye Sen istanbul Şube Başkanı Abidin Sırma. sendikal faaliyetler nedeniyle 4 ay hapis cezasına çarptınldı. • Türkiye Oğrenci Gençük Dernekleri Federasyonu (TÖDEF) Amasy a Eğitim Faküttesi öğrencisi Muharrem Suner'in önceki gün Amasya'da gözaltına aiındığını bildirdi. •'"İnsan HakJan" adlı kasedinde "Aşık daimi" olarak tanınan Ismail Aydın'a ait "Ne Ağlarsın" adlı parçayı telif ödemeden söyleyen sanatçi Mahsun Kırmızıgül, 900 bin lira ağır para cezasına çarptınldı. Demirel, Türkiye'deki enerji tüketiminin gereğinden fazla olduğunu söyledi 4 Nüldeer santraL zorunlu'ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Cumhur- başkanı Süleyman De- mirel, Türkiye'de nükle- er santral kurulmasının zorunlu hale geleceğını belirterek "Fransızhalkı nükleer santraldan korkmuyorsa, Türk hal- kı niye korksun ki" dedi. Demirel, hiç kimsenin, "enflasyondan memnun oMuğunu" düşünmeme- si gerektiğinı kaydede- rek "Arük, bu enflasyo- na dayanmamız müm- kün değü" diye konuş- tu. Demirel. Ankara Hılton Oteli'nde, Ya- bancı Sermaye Koordinasyon Derneği (YASED), The Economist \e Shell firma- sı tarafından ortaklaşa düzenlenen u Tür- kiye Enerji KonferansTnın kapanış oruru- muna katıldı. Enerji üretimi konusunda Türkiye'nin çok yol kat ettiğini anlatan C u m h u r b a ş k a n ı ' n d a n R P ' y e ö r t ü l ü e l e ş t i r i 'Demokrasi sorumluluk ister'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - RP, Anayasa Mahkemesi'ndeki ka- patma davası konusunda "demokra- siyedarbevurukhığu" propagandası- nı sürdürürken Cumhurbaşkanı Sü- leyman Demirel. "Partinin demokra- sinin ay rılmaz bir parçaa olnıası için o sorumluluğu yüklenmiş olması la- am. Yani aynlmaz bir parça olabil- mek bir sorumluluk gerektirir" de- di. Demirel, TBMM Başkanı Hikmet Çetin ve Başkanlık Divanı üyelerini kabul etti. Türkiye'nin çokpartili de- mokratik yaşamının inişli çıkışlı ol- ması nedeniyle yaşanan tahribatın tam olarak silinemediğini kaydeden Demirel şöyle devam etti: "Amaeğer cumhuriyet diyorsak soyadı lazuıı. O da demokratik cıunburiyettir. Cum- huriyetin demokratikcumburiyetola- bflmesi için de çok parti kaçınılmaz- dır. Zaten anayasamız da siyasi parti- yi demokrasinin ay nlmaz parçası sa- yar. Partinin. demokrasinin ay nlmaz bir parçası olması için o sorumluluğu yüidenmiş ohnası iaznn." Demirel, 1993 yılında 700 kilovat saat olan kışı başına tüketimin, 1996"da 1200 kilovat saate çıktığını kaydetti. Enerji ya- tınmlanna ilişkin projelerin devam ettiği- ni. bunlann sonuçlandınlması durumun- da enerji üretiminde yüzde 50 oranında bir artış sağlanacağını belirten Demirel şunlan söyledi: "Yeni termik santrallar, güneş enerjisi, hidroük ve nükleer santraJ- lar yapılması gündemde. Fakat enerji kay- naklannın naklinde birtakım sorunlar var. Yüzde 20'lik bir enerji kaybı sözkonusu. Bu kabul edilemez. Türkrvc'nuı gelecek 10 yıl içinde enerji sektöründe 3040 müyar ÇİZMEDEN YLKARI MUSA KART dolarlık yaünm yapması ge- rekiyor." Enerjidemalıyetın değıl, enerji varlıgının esas kriter olması gerektiğini be- lirten Demirel, "enerji sektö- riine yapdacak olan yatırun, insanoğlunun geleceğine ya- pılan yaünmdır" diye ko- nuştu. Orta Asya ve Hazar Denizi'ndeki petrol ve gaz kaynaklanndan söz ederken de Demirel. bölgenin dünya- nın en büyük petrol \e gaz rezerv lerinden birine sahip olduğuna işaret ederek bura- daki kaynaklann, bölgenin refahının paylaşımı için bir firsat olduğuna işaret etti. Demirel, kon- feransa katılan üyelerin enerjinin dağıtım ve iletimiyle ilgili bir sorusu üzerine, da- ğıtım ve iletımde çok büyük kayıplar ol- duğunu belirtti ve şöyle dedi: "Enerji da- ğıümırıda yüzde 13, iktimdede yüzde 6'hk bir kayıp söz konusu. Ülkedeki her şeyi özeüeştireceğiz. Ozelleştir- me kolay dcgiL bir manta- lite söz konusu. Halk kar- ma ekonomi konusunda şartlanmışsa o zaman özel- leştirme süreci kolay olma- yacaktır. En azından doğ- ru yokla Ueıüyoruz. Bu ko- nuda ilerlemeye devam ede- ceğiz.' Demirel. enflasyonun üç yıl içinde yüzde 10'laraçe- kilip çekilmeyeceğine iliş- kin bir soruya karşılık da "Öylc olmak zonında" dı- yerek şunlan söyledi: "Hiç kimse, bizim bu fe- laket enflasyondan mem- nun olduğumuzu düşün- mesin. Biz, bu enflasyon oranını arük taşıyamayız. Türkiye'deki hükümetin birinci görevi enflasyonun düşürülmesidir. 4_yılda 6 hükümet değiştL Once si- yasi istikran sağlamamız gerekir." Demirel, bölücüörgütle mücadelede asken güçten çok müzakereye önem ve- rilmesinin daha ıyi olup ol- mayacagma ilişkin bir baş- ka soruyu yanıtlarken "Bö- lücü örgüt, bir terör örgü- tüdür, katillerdir. 5 bin as- ker, 5 bin sivilöMürmüşler- dir. Türkiye Devleti katil- lerle müzakere masasına oturamaz" dedi. Bakırköy'de öldürülen Süleyman Sadık Öge törenle toprağa verildi CinayettepoUs uıfazjt iddiasıİstanbul Haber Servisi - Bakır- köy Japon Cafe'de uğradığı sılah- lı saldın sonucu öldürülen Mark- sist Leninist Silahlı Propaganda Birliği (MLSPB) kuruculanndan SüJeyman Sadık Öge (43), arka- daşlan ve ailesı tarafından düzen- lenen cenaze töreninın ardından "Çetelerden hcsapsoracağız" slo- ganları altında toprağa verildi. Katili yakalamak üzereyken gö- zaltına alınan Öge'nin arkadaşla- n, cinayette'^polis parmağı'' bu- lunduğunu savundular. Ataköy 5. ICısım Camii'ne ka- ranfillerle süslenmiş kızıl bayra- ğa sanlı olarak getinlen Süley- man Sadık Öge, ailesi ve arkadaş- lan tarafından karşılandı. Öge'nin arkadaşlanndan cinayet tanığı MehmetSönmez ve Süleyman Bi- ber, cinayette bazı karanhk nok- talar bulunduğunu ileri sürerek "Katili uzun bir takipten sonra bir sokakta sıkışürdık. Bizimle birlik- te katili kovaİayan si\il polisier gös- terdiğimiz apartmanlan aramak yerine bin gözaltına aldı. Cinayet- te kullanılan silah, bir saat sonra aranması için ısrar ettiğimiz apartmanlardan birinin boşlu- ğiında bulundu. Saklandığı yer- den çıkarak kaçan katili gören mahallenin gençleri tanıklık yap- mak istediler. Ancak polis bu genç- lerin ifadelerine basvurmak yeri- ne, ekibe bindirip iki sokak ileri- de bırakü. Cinayet sırasında cafe- de oturan shil polisier, inceleme eldbini beklemeden cinayet silahı- nı ellerine alarak parmak izini sil- diler 1 " diye konuştular. Ataköy Camifnden alınan Öge'nin tabutu arkadaşlan tara- fından öldürüldüğü çay bahçesi- ne götürüldü. Dostlan, "Öge ve devrim şehhieri için" saygı duru- şunda bulunduktan sonra "Unut- mayacağız" ve "Yaşatacağız'' ya- zılı pankart açtı. Öge'nincenaze- si daha sonra "Çetelerden hesap soracağız", "Sadıklar ölroez" ve "Sadık yaşıyor, yaşayacak" slo- ganlan arasında Usküdar Bülbül- deresi Mezarlığı'na doğru yola çıktı. Yaklaşık 300 araçlık kon- voy ile mezarlığa gelen Öge'nin ailesi ve arkadaşlan. Süleyman Sadık Öge'yı alkışlar arasında toprağa verdi. Öge'nin dostlan adına mezannın başında yapılan konuşmalarda da polis bülteniyle kamuoyuna yansıtılan "Öge'yi ör- güt arkadaşlan vurdu" iddiası ya- lanlandı. Öge'nin cenaze törenine çok sayıda kişi kabldı. Cinayete tanık olan Öge'nin arkadaşlan saldırganı ya- kalamak isterken polis tarafından gözalnna alındıklannı söylediler. (Fotoğraf: KUBtLAY TLfNTÜL) Jffi ANAP Yılmaz'dan atama uyansı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Başbakan Mesut Ydmaz, partili bakan ve milletvekillerini atama ve nakillerle uğraşmamalan ve proje üretmeleri konu- sunda uyardı. Yılmaz par- tililere, "Atama vetayinler durdunılacak. Sınav İar dı- şında memur alımı yapıl- mayacak. Laf üreteceğinize proje üretin" dedi. Yılmaz. önceki gece partili Bakan ve Başkanlık Divanı üyelerine Başba- kanlık Konutu'nda yemek verdi. Toplantıda milletve- killerinin eleştiri ve öneri- lerini dinleyen Yılmaz, yaklaşık 2.5 saat süren bir konuşma yaptı. Yılmaz'ın milletvekillerini atama ve tayinler konusunda uyardı- ğı öğrenildi. Koalisyon or- taklannın da görüşü alına- rak atama ve nakillerin durdurulacağını belirten Yılmaz, sınavlar dışinda memur alımı yapılmayaca- ğını belirterek "İş yapmı- yorsunuz, laf üretiyorsu- nuz. Tayinleıie uğraşacağı- nıza proje üretin." dedi. POLflİKA GÜ1NLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Yağma YokL. Takkeli ve takkesiz liboşlar bakın ne diyorlar: "Cumhuriyet Başsavcısı'nın RP'yi kapattırmak için açtığı davada Türkıye'de demokrasi sınav ve- recek; Cumhuriyet ilkelerinin işleyip işlemediği, çok partili yaşama izin verilip verilmediği kanıtlanmış olacak!.." Hepsi de birer demokrasi kahramanı!.. Daha düne dek "Demokrasi bizim için şeriata gi- den araçtır" diyen takkeli liboşlar, numaracı cum- huriyetçilerle birlikte kol kola girip akıllannca 'de- mokrasicilik' oynuyorlar... Sevsinlersizi!.. Dün sabah RP'nin yayın organı 'Milli Gazefe'nin manşetine baktım: "Hak galip gelecek!" Acaba 'hak' nasıl 'galip' gelecek? Galibiyet 'kan- lı' mı yoksa 'kansız' mı olacak? Muhteremler daha düne dek Susuriuk çeteleri için "fasa fiso", 'Sürekli Aydınlıkİçin BirDakika Ka- ranlık' eylemlerine katılanlan "gulu gulu dansı" ve "mum söndü" yakıştırmalanyla aşağılarken akıllan neredeydi? Hele Oğuzhan Asiltürk ün şu açıklamasına ne demeli: "Anayasa Mahkemesi'nde RP'yı değil, demokra- siyi savunacağız!" DEP milletvekilleri TBMM'den polisçe yaka paça gözaltına alınırken siz neredeydiniz, söyler misiniz? Öyle yağma yok, demokrasi sizin babanızın ta- pulu malıdegil!.. işinize geldiğinde demokrasi, gelmediğinde 'gu- lu gulu dansı' öyle mi? Siz Türkiye'yi bir Iran, Afganistan yapamayacak- sınız, demokratik güçler, halkın bilinci buna izin ver- meyecektir... ••• Yargılanan tarihi Refah savunuyormuş; Refah, Ba- tılı birtercih yapmış olan Türkiye'de, demokratikleş- mede ve sosyal hukuk devletinin kanrtlanmasında en müstesna yeri almış!.. Breh! Breh! Takkeli ve takkesiz liboşlann tümü akıllı, halk ise ahmak!.. Bakın neler yazryoıian "Refah Partisi'ne yönelik suçlamalar üç konuda özellikle yoğunlaşıyor. Bunlardan birincisi imam- hatip okullan. RP'nin bu okullara sahip çıktığı vur- gulanıyor. Ve ne gariptirkı Cumhuriyet Türkiyesi'nin doğrudan kendisine ait olan bu okuliar 'terör yuva- sı' olarak gösterilmek isteniyor. Ikinci suçlama ba- şörtüsü konusunda. Suç gösterilmek istenen şey yine RP'nin başörtülü hanımlann okula gitmesini, devlet daırelerinde serbestçe çalışmasını savun- ması. Partiye yönelik diğer bir suçlama da Erba- kan'ın başbakanlığı esnasında Cumhuriyet döne- minde yetişen din adamlanna iftaryemeği verme- si. Dikkat edilirse bunlann tamamıda Türkiye'yi ken- di köklerinden koparmaya yönelik birzihniyetin ya- pabileceği suçlamalardır. Okuyuculanmızın bildb ğinden kuşkumuz yok, ama yine de bu sözde suç isnatlannı geçmişte bir şeref olarak değeriendiren ecdadımızı hatıriatmak istedik." Yukandaki satırlan da 'Milli Gazete'öen aldım... Bu satırtarda bir Osmanlı özlemi, bir şeriat devle- ti kumna tutkusu yok mu? Laik, demokratik Cumhuriyete düşman olan dü- şünce 'tarikat şeyhleri'ne alkış, Cumhuriyet dev- rimlerine kafa tutuyor... Diyorlar ki: "Günümüzün 70 yılında ne oldu? Koskoca 70 yı- la devlet olarak Kocatepe Camii'nden başka sığ- dırdığımız ne var? Bir de inançlara baskı üstüne baskı!... Inanıyoruz ki bugün tarih yargılanıyor. Savunan Refah! Budava 'Yenıden Büyük Türkiye Sevdasryla', 'Uy- du Türkiye' kokuşmuşluğunun karşı karşıya geldi- ği dava!" 1923 Devrimi padişahın egemenliğini, ulusun egemenliğine dönüştürdü; Mustafa Kemal Ata- türk ve arkadaşları canlan ve kanlanyla kurduklan laik, demokratik Cumhuriyetle uygariığın ve çağ- daşlığın yolunu açtı... Şeriatçılar, 70 yıldır çağdaş Cumhuriyete bu yüz- den kin ve öfke duyuyoriaıi.. • • • Camileri RP'nin 'siyasi merkezi' yapanlann; Iran'dan, Afganistan'dan, Pakıstan'dan 'mollalan' Türkiye'ye getirip 'cihat hazıriığı'nöa bulunanlann bugünlerde "Demokrasiyi savunuyonjz" demeleri- nehiçşaşırmıyoruz... Çünkü takke düşmüş kel göriinmüştür!.. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş ne diyor: "Laik demokratik Cumhuriyeti koruyorum!.." Bugüne dek demokrasiyi 'şeriata giden yol' ola- rak gören RP'nin topluma 'demokrasidersi' verme- ye hakkı yoktur... Bir hukuk devletinde domokrasiyi ortadan kaldır- maya çalışanlann numaralan artık ortaya çıkmıştır... E. Posta: Hikmet.Cetinkaya (a raksnet.com Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 IRMIKI AYDIN ENGİN C A G D A S Y A Y I N L A R Nasıl başlık ama? Sorumlusu ben değilim. Bu garip matematikformülünü sıze, dünkü Cumhuriyet'te bizim La- le Sanibrahimoğlu okuttu. Cumhuriyet'ln Ankara Büro- su'nun dış politika komutanı La- le Sanibrahimoğlu... Medya kalemşörlerinin Fran- sa'nın koltuk değneği ile Türki- ye'nin tıkanmış gibi görünen Av- rupa yolunun açıldığı müjdele- riyle pembe dış politika tabloları boyadıklan günlerde, Cumhuri- yef'in habennin başlığı, haberın içinı okumayı bile gereksız kıla- cakaçıklıktaydı: "Türkiye'nin Av- rupa yolu tıkalı." Bizim Lale Sarııbrahımoğ- lu'nun iki önemli kusuru vardır. Birincisi, adı. Yazıişlerine kök söktürür. Düşünün Şili'ye gidıp bir haber yollasa, haberın başı- na "Lale Sanibrahimoğlu Santi- ago de Chili'den bildinyor" di- ye yazacaksınız ve böylece ha- bere aynlan yerın yarısını doldur- muş olacaksınız. Kızcağız kusu- runun farkında. O yüzden Lale- 15 lveGB+ zar olan adını Lale diye kısalttı ama nafile. o soyadı öyle kaldık- ça... Sanıbrahimoğlu'nun ikinci ku- suru bıldığıni ıyi bilmesi; iyi bildi- ğini oturup haberleştireceğine bir kez daha "check" etmekten, doğrulatmaktan bıkıp usanma- ması. • • • Ortak Pazardan başlayıp Av- rupa Topluluğu'na, oradan da Avrvpa Bıriiği'ne kadar uzanan sureci Avrupa Bırleşık Devletle- ri'nden bir önceki adım oiarak ni- telemek hiç de yanlış değil. Uzakdoğu'da Japonya'nın, uzakbatıda Amerika Birleşik Devletlen'nin ekonomik-sıyasal güçlerinin karşısında parça bu- çuk birAvrupa'nın değıl, federa- tif ya da konfederatif bir çatı al- tında tek bir devlete dönüşmüş Avrupa Birleşik Devletleri ile kar- şı konulabıleceğı, rekabetin acı- masız koşullannda ancak böyle ayakta kalınabileceği 2. Dünya Savaşı sonrasından bu yana Av- rupa'nın siyasal ve ekonomik önderlerinin iyi bildikleri bir ger- çek. Türkiye de bu trene binmek is- tedi. Yüzde 100'lere varan bir enflasy<jpun henüz bir gündelik yaşam gerçeğine dönüşmedıği, Batı Avrupa'nın yabancı işgücü açlığını henüz yakıcı duymadığı 6O'lı yıllarda bu isteğe yeşil ışık da yakıldı. 70'li yıllarda ışık "sa- n"ya, 90'larda ise "kırmızı"ya döndürülüverdi. Bugünlerde ise anlaşılan trafik ışığı tümüyle sön- dürüldü. Artık öyle bir kavşak yok. En azından uzunca, ne za- man olduğu bılınemeyecek ka- dar uzun bir süre ıçın öyle bir kavşak yok. Fransa'nın Avrupa öndertiğini Almanya ile en azından paylaş- mak kararlılığının bir yansısı ola- rak icat ettiğı Avrupa Konferan- sı'yla ilgili olarak günlerdir med- yamızda bir dış politika basansı olarak sunulan "Almanya'nın di- rencı kmldı. Türkiye konferansa davetedildi. Avrupa Birliği'ne gi- den tıkanmış yol açılıyor" ha- berieri kendi cebine öksürmek- ten öte ciddı bir anlam taşımryor. Taaa Çiller dönemınden bu yanaAvrupaTopluluğu ile herdi- yalog sonrasında "Girdik, giriyo- ruz" masallananlatmakalışkan- lık oldu. Bu tür (yanıltıcı) haber- lerin UEFA karşılaşmalannda bir Avrupa takımını yenince tribün- lerden yükselen "Avrupa, Avru- pa duy sesimizi, duyduğun Türk- lerin ayak sesleri" nakaratı ka- dar ciddıyeti ve önemi var. Başlığa dönersek: 15 Avrupa ülkesi, 11 aday ülkenin katılaca- ğı Avrupa Konferansı'na Türkiye de davet edilıyor Fransa bunu Almanya'ya rağmen bir iş becer- menin kanrtı olarak tezgâhlama çabasında. Almanya emrivakiye duyduğu öfkeyi saklamaksızın, "Iyi peki, katılsın bakalım. Nasıl olsa bu konferanstan dişe do- kunur bir sonuç çıkmayacak" rahatlığında. Türkiye ise bunu "diplomatik birzafer" kılrfi ile bir ıç politika malzemesi olarak sun- ma hesabında. Sonuçta "15+11 + 1" for- mülünün sonundakı "1" Türki- ye anlamına geliyor. Diplomatik olmayan bir anlatımla, Avrupa Birliği'nde Türkiye dışkapının mandalı mertebesine yakın bir konumlanmayla yetinmek zo- runda. Başlıktaki "GB+"fomnü- lü ise önümüzdeki günlerde kar- şılacağımız oyalamalara işaret etmekte. "gümrük biriiği (GB) ile yetinin, üstüne belki + işaretı ile anlatılan bir iki bahşiş ekleriz" demenin nazikçesinden ibaret. Yıllar önce Avrupa Toplulu- ğu'nun Türkiye'ye bakışını "On- lar ortak, biz pazar" dıyeözetle- yenlen bir kez daha anmak yan- lış mı? ÇAĞINIH TANIĞI ÜÇ YAZAR 2. BASI 250 00011. KUBİIAYOLATIVETABİKAT KAMPIARI 3. BASI 350 000 Tl SANCILI YILLAR KUJATILMIJ SOUKLAR 4. BASI 3O0 00OT1. KUZU POSTUNDA KURT 2. BASI «OOOOTL ZAMBAK SANA DA BULA$T1 KAN 2 BASI «a ooo n. DİN IARONUNUN KAZLARI 450 000 Tl A$IK KADINLAR SOKAĞI «O0O0TI ŞERİAT PAZARI50OOOOTL Cumhunyet Krtap Kulûbü Çağ Pazariama A.Ş Tûrkocağı Cad. No 39/41 (34334)Cağaioğlu-lstanbul Tet:512 05 05 Posta çekı no:666322
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear