Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
13 KASIM 1997 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
BAŞSAVCI SAVAŞ'IN SOZLU AÇIKLAMASININ TAM METNI 11
'AnayasayaaykıneğflnııK parlfüphesiz, en yeni gelişmelerde, hür
demokrasilerin de anayasaya muha-
lif partilerin devlete karşı tehlikeleri
muayyenbirdereceyeeriştiğihaller-
de, siyasi hayattan uzaklas.tınlmalar
ile ilgili fıili siyasi problem üzerine eğilme-
den yapamadıklannı göstermektedir. Hal yo-
lu her yerde aynı şekilde değildir. Bazan ta-
rihi tecrübelerden hür devlet nizamına karşı
düşmanca cephe aldıklan, başka bir araştır-
maya lüzum kalmadan farzedilebilen, muay-
yen bazı siyasi partilere karşı. anayasalann ken-
dilerinde istisnai tanzim tarzlar ile yasakla-
yıcı hükümlerin konduğu vakidir. (İtalya'da
faşist partiler için böyledir.) Daha sık rastla-
nan diğer bir şekilde -aşın hallerde inhisar eden
ceza hukukukun müdahalesi yanında özel ka-
nunlarla veya genel anayasa hukukunun ver-
diği selahiyetler ve idari mercilerin tasarruf-
lanyla, anayasaya muhalif siyasi partilere
müdahale edilmesi yolu açık bırakılmıştır.
1939 ve 1940 yıllannda Fransa'da ve Isviç-
re'de Komünist Partisi bu suretle hükümet
kararnameleriyle yasak edilmiştir. Amerika
Birleşik Devletleri'nde Komünist Partisi, ih-
tilalcı birteşkilat olduğundan, faaliyetleri da-
ha iyi kontrol edilmek için, birtescil mükel-
lefiyetine tabi tutulmuştur. Seçilen kanun tek-
niğinin metoduna göre, bu nevi tedbirlerin ka-
zai kontrolu da birbirinden farklı şekiller ar-
zetmektedir.
...Liberal anayasalar 20. asnn başlanna ka-
dar. hür devlet nızamının esaslanyla müca-
dele eden siyasi partileri hemen hemen hiç
hesap etmemişlerdir. Bunlara göre. bütün
partilere karşı. mutlak bir müsamaha ve ta-
rafsızlık tutumu uygundu. Birincı Dünya
Savaşı'ndan sonra siyasi kuvvetlerin ser-
bestçe hareket edebılmesini yani hür de-
mokrasilerin tabii ıç hareket prensibini red-
deden ve bunun yerine, sabit. parti yöneti-
cileri tarafından tespit edilmiş ve parti üye-
lerinin sıkı bir disiplinle bağlı olduğu dokt-
rinleri ikame eden. "totaliter" partilerin or-
taya çıkmasıyla, budeğişti. Devletin iktidar
mekanizmasını doğru nüfuz edilmesi. herpar-
tinın tabii eğilimi olduğu, "bunun iktidan
ele geçirmek" için bir talep şekünde tecelli
ettiği kabul edildiğinden, buna eriştikten
sonra, meselenin mahiyeti itibarıyla, bütün
diğer siyasi istikametlerin bertaraf edilme-
si gayesi güdülmekle ve şüphesiz bu pren-
sibe göre- diğerlerine, devlete karşı bir ser-
bestı sahası artık bırakılmamaktadır.
Bu nevi partiler için, insanın değerlen-
ni müdafaa eden ve teminat altına almakla
mükellef olan, hür demokrasiye karşı. bi-
taraf bir tutum takınmak artık mümkün de-
ğildir ve onlar için, yani şımdi ortaya çıkan
"hürriyetin düşmanlanna kayıtsız şartsız
hürriyet" verilrnesı ile ilgili problemi çöz-
mek için, hangi hukuki vasıtanın tesıs edi-
leceği bir anayasa politıkası problemi ol-
maktadiT. Weimar Anayasası bir hal tarzm-
dan sarfınazar etmiş, politik birtaraflığını
muhafaza etmişti ve bu sebepten. bu tota-
liter partilerin en mütecavizi tarafından yok
edilmişti.
Anayasalar tarihi noktai nazanndan ana-
yasanın mevkii, totaliter bir sistemin sade-
ce dış kuvvetlerin tesiriyle mümkün olabi-
len yıkılmasından hemen sonra, hür birni-
zamı yeniden tanzim etmek şeklinde ifade
edilebilir. Anayasanın siyasi partilere kar-
şı tutumu -hür demokrasinin tamamıyla
onun vasıtasıyla gerçekleşen özel yapısı-
bu totaliter sisteme karşı mücadelelerin tec-
rübelerinde bulunan sebeplerle ancak anla-
şılabilir. Bu nevi siyasi istikametlerin iler-
de yeniden devlet üzerinde nüfuz kazana-
bilmesine karşı tesirli hukuki teminatlann
tesisi. anayasayı yapanlann düşüncelerine
hakim olmuştur. Şayet anayasa bu suretle
bir taraftan siyasi partilere karşı prensip iti-
banyla müsamahayı isteyen hâlâ ananevi hür
demokrasi istikametini takip etse idi bile.
sadece bitaraf kalma yüzünden kendi değer
sistemini tesis ve konımaktan sarfınazar
edecek kadar ileriye gidemezdi. Siyasi par-
tilerde şekil kazanmış olan pekçok gayeler
ve değerlerden, demokratik usullerle bir
defa tasvip edildikten sonra artık mutlak de-
ğerler olarak kabul edilen ve bu sebepten
bütün hücumlara karşı hassas bir şekilde mü-
dafaa edilen devletin ana teşkilatının mu-
ayyen temel prensipleri çıkarılmaktadır.
Bunlan müdafaa gayesiyle. rakibin siyasi
harektelerinin tahdidi gerekıyorsa bu gö-
ze almmalıdır. Anayasa bu sebepten. kas-
ten, bütün siyasi görüş tarzlanna karşı, mü-
samaha prensibiyle. devlet nizamımn mu-
ayyen dokunulmaz ana değerlerin tanın-
ması prensibiyle bir sentezle birleştirmeye
teşebbüs etmiştir. Anayasanın 21. madde-
sinin 2. fıkrası bu sebepten, anayasanın te-
mel prensipleriyle bir tezat halinde değil-
dir."
Prof. Dr. Bakır Çağlar. "Anayasa Bili-
mi" adlı eserinde
(s.239) sonraki geliş-
meleri şöyle değerlen-
diriyor:
"Alman Anayasa
MahkemesL parti ya-
saklama rejimine ikame
yeni bir dü/en de getir-
miştir: Anayasa termi-
nolojisine yabancı
'Anayasaya aykın eği-
limli parti' kavramı.
225.1975 tarihli kara-
nnda,parti yasakiama-
sı rejimini geruşleterek,
'anayasaya aykın eği-
limli parti' kavramını
anayasaya sokmuş ve
yasaklanmayan bu tip
parti üyelerinin 'ana-
yasa düşmanı' saydma-
sını anayasaya aykın
bulmamıştır."
Gelişmiş demokra-
tik ülkelerde. siyasi par-
tiler genellikle anayasa-
lanna ve yasalanna uy-
gun ve saygılı davran-
dıklanndan parti kapat-
ma olaylan nadiren ol-
maktadır. Türkücülerimizden İbrahim Tat-
lıses "lirfa'da Oksford var mıydı ki okuma-
dık?" demişti. Biz de soruyoruz gelişmiş
demokratik ülkelerde Refah tipi parti var da
kapatılmıyor dıyebiliyor musunuz?
8- RP'n'in kitap haline getirdiği "Ön Sa-
vunmasının 184. sahifesinde, Yargıtay
Başsavcısı'nın usulüne uygun şekilde so-
ruştunna yapmadığının kanıtlanması ama-
cıyla "Haarhktahkikanciddivegenişaraş-
tirmaya dayalı bir safhadır. Bundan dolayı-
dır ki yasayapıcı, diğer da\alardan farİdı
olarak, parti kapatma da\alannda Cumhu-
riyet Başsavcısı'na sorgu hâkimi sorumlu-
luğu da vüklemiştir" deniyor.
2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu 24.4.
1983 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe gir-
miş, daha sonra yürürlüğe giren 21.5.1985
gün ve 3206 sayılı kanunun 82. maddesiy-
le "Sorgu HâkimliğT kaldınldığı gibi, "Sor-
gu Hakimliği" sözcükleri tüm yasalanmız-
dan çıkanldığından. Başsavcılığımızın "Sor-
gu Hâkimi" yetkilerini kullanmasına yasal
olanak bulunmamaktadır.
9- Yine RP'nin kitap haline getirdiği "Ön
Savunma<
"nın 63. sahifesinde, "Bir iktidar
partisi için kapatma mekanizmasının işle-
mesi düşünülemez" denmektedir.
Yani iktidara geçen parti. istediği gibi
anayasayı ihlal edebilecek ve kendisinden
hesap sorulamayacak?
Anayasa dışı eğilimi olan partiler, geniş
taban bulurlarsa ve hele ıktidarda olurlar-
sa, demokrasi için "açıkveyakıntehlikedo-
ğurma" ihtimalleri ar- ^ ^ ^ ^ _ ^ ^ ^ ^
tar.
Almanya'da iktidar
olan Nazi Partisi'nin,
Italya'da iktidar olan
Faşist Parti "nin yaptık-
lannı hatırlayalım. Ge-
rekiyorsa. "hukukun
üstünlüğü"nün asıl bü-
yük partilere karşı gös-
terilmesi gerekir.
Anayasa Mahkeme-
mize parti kapatma gö-
revi yeni kurulmuş ve-
ya taban bulamamış
partilerle uğraşmak için
mi verildi?
Demokrasilerde,
anayasal ve yasal şart-
lar oluşmuşsa, iktidar-
daki bir partinin icabında kapatılmasıyla
yetinilmez ve böyle bir partinin yöneticile-
ri, TCK'nin 146. maddesinde müeyyideye
bağlanmış "anayasayı ihlal" suçunun sanı-
ğı dahi olabilirler.
Parti kapatma nedenlerinin tümünün ana-
yasada yazılı olması şart değildir. Yasa ko-
yucu gerekiyorsa anayasada yazılı olma-
yan parti kapatma nedenleri kabul edilebi-
lir. Yeter ki, "siyasi partilerin demokratik
hayatın vazgeçilmez unsuıian" olduğuna
dair anayasa hükmü ile. "parti kurma veör-
girtienmeözgürlüğü" hakkının özü zedelen-
miş olmasın. Özellikle Cumhuriyetimizin
niteliklenni konımaya yönelik parti kapat-
ma nedenlerinden hiçbirinin, anayasada ya-
zılr olmasa bile anayasaya aykın olduğu
düşünülemez. Başka bir deyişle, parti ka-
patma nedenleri anayasamızda "tahdidi (sı-
nırlayıcr bir biçimde sayılmamıştır.
Bir kısmı anayasamızda, bir kısmı yürür-
lükte olan Siyasi Partiler Kanunu'nda ya-
zılı olup, cumhuriyetiınizin temel nitelik-
lerini konımaya yönelik ve parti kurma ve
örgütlenme hakkının özünü de zedeleme-
diği için anayasamıza aykın olmayan ve
her biri ayn ayn (tek başına) parti kapatma
nedeni olan başlıca hususlar şunlardır:
a) Bir partinin yabancı devletlerden. ulus-
lararası kuruluşlardan ve Türk uyruğundan
olmayan gerçek ve tüzel kişilerden maddı
yardım alması -anayasa m.69- (Bir partinin
aldığı oy ne olursa olsun, yazılı yerlerden
tek biryardım aldığının kanıtlanması yeter-
li.)
Bir kısmı anayasamızda, bir kısmı yürür-
lükte olan Siyasi Partiler Kanunu'nda ya-
zılı olup, cumhuriyetimizin temel nitelik-
lerini konımaya yönelik ve parti kurma ve
örgütlenme hakkının özünü de zedeleme-
diği için anayasamıza aykın olmayan ve
her biri ayn ayn (tek başına) parti kapatma
nedeni olan başlıca hususlar şunlardır:
a) Bir partinin yabancı devletlerden, ulus-
lararası kuruluşlardan ve Türk uyruğunda
olmayan gerçek ve tüzel kişilerden maddi
yardım alması -anayasa m.69-. (Bir parti-
nin aldığı oy ne olursa olsun, yazılı yerler-
den tek bir yardım aldığının kanıtlanması
yeterli).
b) Parti genel başkanı veya genel başkan
yardımcısı veya genel sekreterinin, Siyasi
Partiler Kanunu'nun dördüncü kısmındaki
yasaklara aykın olarak sözlü veya yazılı
beyanda bulunması -Siyasi Partiler Kanu-
nu, m.lOl/b-.^Bır tek beyan yeterlidir.
Esas hakkında mütalaamızda aynntılany-
konuşmanın, Siyasi Partiler Kanunu'nun
dördüncü kısmında yer alan hükümlere ay-
kın düşmesi -Siyasi Partiler Kanunu,
m. 101 /d-. (Bir tek konuşma yeterlidir ve par-
ti kapatma davasının bu nedenle açılması
zamanaşımına tabi değildir).
d) Parti tüzüğünün veya programının ya-
hut partinin faaliyetlerini düzenleyen ve
yetkili parti organlan veyamercilerince yü-
rürlüğe konulmuş olan diğer parti mevzu-
atının Siyasi Partiler Kanunu'nun dördün-
cü kısmında yer alan hükümlere aykın ol-
ması-Siyasi Partiler Kanunu, m.l01a-.(Da-
va açılması zamanaşımına tabi değil).
e) Parti büyük kongresince, merkez ka-
rar ve yönetim kurulunca veya bu kurulun
iki ayn kurul olarak oluşturulduğu haller-
de ilgili kurulca veya TBMM grup yöne-
tim veya grup genel kurullannca Siyasi
Partiler Kanunu'nun dördüncü kısmında
yer alan maddeler hükümlerine aykın ka-
rar alınması veya genelge veya bildiriler
yayınlanması veya karar alınmamış olsa bi-
le bu kurallar tarafından aynı hükümlere
aykın faaliyette bulunması -Siyasi Partiler
Kanunu, m. 101/b-, (Bu nedenle dava açıl-
ması zamanaşımına tabi değil).
f) Bir siyasi partinin, anayasamızın 68.
maddesinin dördüncü ftkrasında yazılı ey-
lemlerin odağı haline geldiğinin Anayasa
Mahkemesi'nce tespit edilmesi -Anayasa-
mızın 69. maddesinin altıncı fıkrası. (Bir-
den çok eylemin kanıtlanması gerekir. Ka-
Tutlama için hükümlülük kararlanna gerek
enel Başkanı Necmettin Erbakan, Genel Başkan
yardımcıları Ahmet Tekdal ve Şevket Kazan, Genel Sekreteri
Oğuzhan Asiltürk için, "Devletin sosyal veya ekonomik veya
siyasi veya hukuki temel düzenini, kısmen de olsa dini esas ve
inançlara uydurmak amacıyla veya siyasi amaçla veya siyasi
menfaat temin ve tesis eylemek maksadıyla dini veya dini
hissiyatı veya dince mukaddes tanınan şeyleri alet ederek her ne
suretle olursa olsun propaganda yapmamıştır, istismar
etmemiştir veya kötüye kullanmamıştır denilebilir mi?"
la açıkladığımız nedenlerle. bu kişilenn
milletvekili olması şahsen cezalandınlma-
lannı engelleyebilirse de, partiyi sorumlu-
luktan kurtarmaz. Bu beyanlara dayanarak
kapatma davası açılabilmesi için, aynca ce-
za kovuşturması sonucu hükümlülük kara-
n elde edilmesi gerekmez ve zamanaşımı-
na da tabi değildir.)
RP'nin sözcülüğünü yapmaya çalışan ba-
zı bilim adamlan, çocuk kandınr gibi. bir
yandan "RP'ye anayasanın dcğişcn nıad-
deleri doğrudan uygulanmasm, Shusi Par-
tiler Kanunu uygulajısın" demekte; diğer
yandan, Siyasi Partiler Kanunu'nun 101/b
maddesinin adı geçen partinin genel başka-
nma. genel başkan yardımcısına ve genel
sekreterine uygulanması söz konusu olun-
ca "Anayasa değişti, artık bu madde uygu-
lanamaz" diyebilmektedirler.
c) Parti merkez karar ve yönetim kuru-
lunca Yüksek Seçim Kurulu'na partiyi tem-
silen konuşma yapacağı bildirilmiş olan
kimsenin, radyo veya televizyonda yaptığı
yoktur. Hükme esas alınacak deliller için za-
manaşımı söz konusu değildir. Anayasa
Mahkemesi tüm delilleri serbestçe takdir
eder. Parti üyelerini partiden ihraç etmek-
le parti sorumluluktan kurtulamaz. Aksinin
kabulü halinde. bir parti yüzlerce kişiye
mütemadiyen eylem yaptınr. her defasın-
da eylemleri kanıtlananlan partiden ihraç
ederek sorumluluktan kurtulur. odak hali-
ne gelme hiçbir zaman kanıtlanamaz).
gl Bir siyasi partinin. Siyasi Partiler Ka-
nunu'nun 78 ile 88 ve 97. maddeleri hüküm-
lerine aykın fiillerin işlendiği bir mihrak ha-
line geldiğinin sübuta ermesi -Siyasi Par-
tiler Kanunu, m. 103/1 -. (LaikJik ilkesinin
korunması bu madde ile de güvence altına
ahnmakla birlikte, bu nedenle, parti kapat-
ma davasının açılması için parti üyeleri hak-
kında kesinleşmiş mahkeme kararlan gerek-
tiğinden ve TCK'nin 163. maddesi yürür-
lükten kaldınldığı için, Siyasi Partiler Ka-
nunu'nun 87. maddesinde yer alan "Siyasi
partiler, devletin sosyal veya ekonomik ve-
ya siyasi veya hukuki
temel düzenini, kıs-
men de olsa dini esas
ve inançlara uydur-
mak amacıyla veya si-
yasi amaçla veya siya-
si menfaat temin vete-
sis eylemek maksadıy-
la dini veya dini hissi-
yanveyadince mukad-
des tanınan şeyleri alet
ederek her ne suretle
olursa olsun propa-
ganda yapamaz, istis-
mar edemez veya kö-
tüye kullanamazlar"
hükmü yürürlükte ol-
masına rağmen mü-
eyyidesız kaldığından.
başka bir deyişle anı-
lan 87. madde hüküm-
lerine aykırı hareket
eden parti üyeleri hak-
kında kesinleşmiş hü-
kümlülük karan elde
etmek imkânı kalma-
dıgından. RP daha ön-
ce açıkladığımız par-
ti kapatma nedenleri
ile, anayasamızın 69.
maddesinin 6.. 68. maddesinin 4. fıkrasını
yok hükmünde sayarak. Siyasi Partiler Ya-
sası'nın yürürlükte olan 87. maddesine ay-
kın propaganda ve eylemlerde bulunmak öz-
gürlüğüne kavuştuğunu iddia etmektedir.
Yorum, anayasanın. yürürlükte olan ya-
salann emredici hükümlerinin hayata geçi-
rilmesi amacıyla yapılır. RP'yi haklı gös-
termeye, başka bir deyişle yorumlanyla
anayasamızı, yasalanmızı fiilen uygulana-
maz hale getirmeye çalışan hukukçulara
buradan soruyorum.
Siz. gerçekten binbir emekle kurulan la-
ik Türkiye Cumhuriyeti'nin yaşamasını is-
tiyor musunuz? Böyle olduğunuza kimi
inandıracaksınız?
Bu bölüm için şunu da söyleyeyim, ke-
sinleşmiş mahkeme karan alanlann parti-
den ihracı, bu kararlann, partinin Siyasi Par-
tiler Kanunu'nun 103 1. maddesinde yazı-
lı eylemlerin "mihrakı" haline geldiğinin
kanıtlanmasında, delil olarak kullanılması-
nı engellemez. Kanun koyucu abesle işti-
gal etmez. Başsavcılığımızın bir tek ihraç
talebine uymamak zaten parti kapatma ne-
denidir. Bu hal gerçekleşmişse. başka hü-
kümlülük kararlannı beklemeye gerek yok.
başsavcılığımız zaten zorunlu olarak dava
açacak. Başsavcılığımızın talebiyle veya
parti tarafından re'sen yapılan ihraçla, hü-
kümlülük kararlannın delil olarak kullanıl-
masını önleyecekse. o zaman Siyasi Parti-
ler Kanunu'nun 103. maddesi hiçbir zaman
uygulanamayacak demektir. Hiçbir zaman
^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ _ uygulanamayacak
olan bir kanun madde-
si de. zaten yasaya
konmaz. Bir kere da-
ha vurguluyorum, ka-
nun koyucu abesle iş-
tigal etmez. Başka bir
deyişle, "hukuk" bir
manhkbilimidir. Yap-
tıklan yorumlarla saç-
masapan sonuçlara
varanlar. yorum yap-
masını bilmeyenler-
dir.
g) Değineceğimiz
son parti kapatma ne-
deni de şudur
"Siyasi Partiler
^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ Kanunu'nun 101.
~™~~~~™~~~^ maddesinin (b) ben-
dinde sayılanlar dışında kalan parti organı,
mercii veya kurulu tarafından bu kanunun
4. kısmında yer alan maddeler hükümleri-
ne aykın fiilin işlenmesi halinde, fiilin işlen-
diği tarihten başlayarak iki > ıl geçmemiş ise
(açıkladığımız tüm parti kapatma nedenle-
ri arasında sadece bu halde zamanaşımı gö-
z önünde tutulur), Cumhuriyet Başsavcılı-
ğı söz konusu organ. merci ve>a kurulun iş-
ten el çektirilmesini yazı ile o partiden ister.
Parti üyeleri 4. kısımda yer alan maddeler
hükümlerine aykın fiil ve konuşmalann-
dan dolayı hüküm giy erler ise. Cumhurhet
Başsavcüığı bu üyelerinin partiden kesin
olarak çıkanunasını o partiden ister.''
Siyasi parti. tebliğ tarihinden itibaren
otuz gün içinde istem yazısında belirtilen
hususu yerine getirmediği takdirde. Cum-
huriyet Başsavcılıği Anayasa Mahkeme-
si'nde o siyasi partinin kapatılması hakkın-
da dava açar. Cumhuriyet Başsavcılığı'nca
düzenlenmiş iddianamenin tebliğinden iti-
baren otuz gün içinde ilgili siyasi parti ta-
rafından söz konusu parti organı, mercii
veya kurulunun işten el çektirilmesi ve par-
ti üyesi veya üyelerinin partiden kesin ola-
rak çıkanlması halinde, o partinin kapatıl-
ması hakkındaki dava düşer -Siyasi Parti-
ler Kanunu, m.lOl d-. (Hemen şu hususu
belirteyim. Birönceki bölümde açıkladığım
nedenlerle, laikliğe aykın propaganda ya-
pan. dın duygulannı istismar edip siyasi
menfaat temin edenler için. bu maddenin
uygulama olanağı kalmamıştır. Parti kapat-
ma nedenleri eksik kalmasın diye değindik).
10) Usul yönünden ileri sürülen iddiala-
nn hiçbiri yerinde değildir. Şöyle ki:
Başsavcılığımızca, "Anayasamızın laik-
lik ilkesine aykın eylemlerin odağı haline
geMiğr gerekçesiyle, RP'nin kapatılması
ıstenmiştir.
Bu çeşit eylemler. anayasamızın 69. mad-
desinin altıncı ftkrası yollamasıyla 68. mad-
desinin dördüncü fıkrası gereğince parti
kapatma nedeni olduğu gibi: Siyasi Parti-
ler Kanunu'nun 103'1. maddesi gereğince
de "laikliğe ay kın fiillerin işlendiği bir mih-
rak halinegekliği sübuta eren partikr" Ana-
yasa Mahkemesi'nce kapatılır.
Günlük konuşmalanmızda ve hukuk di-
linde "mihrak" ve "odak" kelimeleri aynı
anlamda kullanıldığı gibi: sözlüklerde de
(mesela Mustafa NihatÖzön'ün Osmanlı-
ca-Türkçe Sözlüğü, Türk Dil Kurumu'nun
Türkçe Sözlüğü) "mihrak" sözcüğünün
yalnızca "odak" karşılığı kullanılabilece-
ğı vurgulanmıştır.
Mahkemeler, iddia ve bu iddialara daya-
nak gösterilen olaylann dışındaki nedenle-
re dayanarak karar veremezse de; eylemle-
ri nitelemekte ve bu eylemlere uygulanacak
kanun maddelerini belirlemede, iddianame
ile bağlı değillerdir.
İki örnekle konuyu aydınlığa kavuştur-
maya çalışahm:
a) (A)'nın tabancasından çıkan kurşun-
la (B) ölmüş, sa\ cı eylemi "tedbirsizlik ve
dikkatsizlikle ölüme neden olma" şeklinde
nıtelendirerek ve TCK'nin 455. maddesi-
nin uygulanması istemiyle kamu davası aç-
mıştır. Toplanan delillere göre mahkeme
eylemi "kasten adam öldürme" şeklinde
nitelendirerek. sanığın TCK'nin 448. mad-
desi gereğince cezalandınlmasına karar ve-
rebilir.
b) Savcı, bazen de RP'nin kapatılması için
yaptığımız gibi; pekçok eyleme dayanmak-
İa birlikte herbir eyleme ayn ayn müeyyi-
de uygulanmasını istemek yerine, tek bir mü-
eyyide uygulanmasını istemekle yetinir.
Mesela, sanık (A) pek çok adamı öldür-
me ve soygun eyleminin failidir. Savcı, tüm
eylemlerin "anayasayı ihlal" kastıyla ya-
pıldığı inancıyla ve TCK'nin 146' 1. mad-
desinin uygulanması istemiyle kamu dava-
sı açmış olsun. Mahkeme, eylemin "ana-
yasayı ihlal" kastıyla yapılmadığı kanaati-
ne vanrsa. sanığa TCK'nin 1461. madde-
sini uygulamaz, ama sübut bulan eylemle-
nnden her biri için ayn ayn ceza tertip et-
mek zorundadır. Dikkat edilecek olursa id-
dianamemiz "RP'nin açıkla> acağım e>lem-
leri SPK'nin parti kapaülmasına neden ola-
cak pek çok hükmünü ihlal etmekle birlik-
te" sözcükleriylebaşlamaktadır Başsa\cı-
lığımız, adı geçen partinin tüm eylemleriv -
le "anayasamızın laiklik ilkesine aykın ey-
lemlerin odağı haline gekHğj" kanaatine var-
mış ve anayasamızın 68. maddesinin dör-
düncü fıkrasıyla 69. maddesinin altıncı fık-
rasmın uygulanması suretiyle kapatılması-
na karar verilmesi isteminde bulunmuştur.
Şimdi Anayasa Mahkemesi'nce yapıla-
cak iş, dava sonuçlanıncaya kadar iddiayı
doğrulamak için gerek başsavcılığımızca.
gerek re'sen toplanan ve gerekse savunma
için gösterilen delilleri birlikte değerlendi-
rerek, önce doğrudan anayasamn değini-
len hükümleri uygulanarak RP'nin kapatı-
lıp kapatılamıyacağı sorununu karara bağ-
layacak; anayasa doğrudan uygulanamaz
kanaatine vanrsa. iddiamız aynı zamanda
SPK'nin 103. maddesinde yazılı parti ka-
patma nedeni oluşturduğundan bu yönden
inceleme yapacak: odak (mihrak) olma un-
surunun gerçekleştiği kanaatine vanrsa par-
tinin kapatılmasına karar verecek; bu un-
sunın gerçekleşmediği kanaatine vanrsa
ileri sürdüğümüz olaylan tek tek değerlen-
direrek mesela SPK'nin 101 /b maddesi ge-
reğince. parti genel başkanı, genel başkan
yardımcısı veya genel sekreterinin yazılı
veya sözlü beyanlanndan bir tekini dahi
SPK'nin 87. maddesine aykın bulursa. yi-
ne de bu partinin kapatılmasına karar vere-
cektir.
Sürecek
Refahhlar Başsavcı'ya savaş açtı
SEBAHAT KARAKOYUN
ANKAR4-Yargıtay Cumhuriyet Başsav-
cısı Vtoü Savaş' m sözlü açıklaması RP'yi öf-
kelendirdi. RP Genel Başkan Yardımcısı Ab-
duDahGüL Vural Savaş'ı "şovmen,demagog,
Stalin- Hitler döneminin trajik fenomeni"
diye nitelendirirken, hakkında hakaret dava-
sı açacaklannı söyledi.
Anayasa Mahkemesi'nde 18 Kasım'da ya-
pacağı sözlü savunmada Vural Savaş'ı hedef
alacak olan RP Genel Başkanı Necmettin
Erbakan, bir yandan savunma üzerinde ça-
hşırken diğer yandan partüilere moral ver-
meye çalışıyor. Erbakan'ın kurmaylarma
"RP'yi kapatamazlar. Ancak kapatırlarsa
daikisaat içinde bir harf değişiküği >apar,ye-
ni bir partiyk yolumuza dc\am ederiz" de-
diği öğrenıldi.
Savaş'ın açıklamasının ardından Anaya-
sa Mahkemesi"nden bir hafta ek süre alan Er-
bakan, yeniden komisyon üyeleriyle konu-
tuna kapandı.
Erbakan ve komisyon üyeleri dün Savaş'm
konuşma metni ve sözlü savunmasının de-
şifresi üzerinde çahşmaya başladılar. Sa-
vaş'ın açıklamalannın Erbakan'ın daha ön-
ce hazırlanan savunmasının çerçevesinde
kapsamlı bir değişikliğe yol açmayacağı bil-
dirildi. RP'nin "dini veya febefi bir ekolde-
ğD, siyasi bir kuruluş okJuğunu" vurgulaya-
cakolan Erbakan. Başsavcı Savaş'ın "huku-
ku, uluslararası anlaşmalan, anayasa ve ya-
salan >t)k saydığını" öne sürecek. Erbakan,
Savaş'ın sözlü savunmasında yer alan RP'li
bazı belediye başkanlanyla ilgili mahkûmi-
yet kararlannı içercn ek delillerle ilgili ola-
rak da "anayasanın38. maddesi uyanncasu-
çun şahsiüği" ilkesinin esas olduğunu vurgu-
layarak, bu mahkûmiyet kararlannın henüz
kesinleşmediğini, kesinleşse dahi partiyi bağ-
lamayacağını savunacak. Açılandavanm usul
açısından reddini talep edecek olan RP lide-
ri, Anayasa Mahkemesi'nin geçmişteki ba-
zı kararlanndan örnekler vererek bunu ge-
rekçelendirmeye çahşacak.
Kendisinin iddianameye geçen "tktidara
geleceğiz, kanh mı kansız mı, an nu tatiı mı
olacak" şeklindeki sözleriyle ilgili olarak da
yine "doJaınulmaztak" zırhına sığınacak olan
Erbakan,"Yasama sorumsuzhığunun ve kür-
sü masunryetinin mutlak olduğunu" \ urgu-
layacak.
Erbakan, kurmaylanna tabanm moralini
canlı tutacak çalışmalara ağırlık vermeleri ta-
limahnı verdi. Erbakan'ın daha önce MKYK
toplannsında dile getirdiği görüşleri kurmay-
lanna da yineleyerek. "RP'yi kapatamazlar,
ancak kapatırlarsa ikisaatiçindebir harfde-
ğişikliği yapar,yeni bir partiyle yolumuzade-
vam ederiz" dediği öğrenildi. Erbakan'ın ta-
limatlan çerçevesinde parti örgütlerinin ye-
ni birparti örgütlenmesiyle ilgili isimlendir-
me çahşmalannı tamamladıklan ve kapatma
karan verilmesi durumunda düğmeye basıl-
masıyla harekete geçileceği bildirildi.
RP lideri Erbakan, başsavcının açıklama-
sıyla ilgili değerlendırmesinin sorulmasi üze-
rine, "Hiçbir şey söyleyecek değilim. Bunla-
nn hiçbirisi hiçbir şey ifade etmez. Türki-
ye'de demokrasi vardır, RP en büyük parti-
dir. Dolayısıyla bunlar geüp gecki <>laylardır.
Hiçbirinin üzerindedurmaya degmez" dedi.
Erbakan. başsavcının Türk Ceza Yasa-
sı'nın idam hükmünü öngören 146. madde-
sinin RP'lilere uygulanabileceğine ilişkin sa-
vının anımsatılrnası üjerine. "Bunlann kbn-
seye fa>dası yoktur.Türidye'ninhuzuravesü-
kûnete her zamankinden fazla ihtiyacı var-
dff" diye konuştu.
Abdullah Gül, dün düzenlediği basın top-
lantısında Savaş'a yönelik sert eleştirilerde
bulundu. Gül. RP'nin hırsızlann, vurguncu-
lann, rantiyenin değil, "sessiz çoğuniuğun"
partisi olduğunu, dığerleri gibi yan resmi
devlet partisi olmadığını ileri sürerken, Sa-
vaş'ın savunma biçimini "kin ve nefret do-
lu" diye nitelendirdi. Savaş'ın daha önceki
beyanlan ve son savunmasını bu duygular-
la yaptığını ileri süren Gül, "Baş«a\cının ma-
alesef kin ve nefret dolu saldınlaru partiyle
Dgilitahrik,tahkirvetezyifedicisöz]eri Sta-
lin, Hitlerdöneminintrajik bir fenomenktir"
görüşünü savundu. Savaş'ın yargı önünde
hesap vereceğini savunan Gül, önümüzdeki
günlerde hakaret davası açacaklannı söyledi.
10 Kasını sanıklan irtica
masasında sorgulantyor
ÖZCANGÜNEŞ
ŞANLIURFA - Atatürk'ün ölümünün
59. yıldönümü törenleri sırasmda lzmir,
Hatay ve Şanlnırfa'da eylem yapan şeri-
atçılar Ankara'ya gönderilerek Emniyet
Genel Müdürlüğü irtica Masası'nda sor-
gulamaya alındılar. Ankara IX}M*de yar-
gılanacak sanıklardan Mahmut Kaçar,
Urfa'daki sorgulamasmda. "tebliğ memur-
lan" olarak örgütlendiklerini ve "Dûğü-
ne gidivoruz" parolasıyla eyleme çıkük-
lannı itiraf etti.
Şanlıurfa'da 10 Kasım gûnü Atatürk
Anıtı'nda yapılan saygı duruşu sırasında
protokolün önüne fırlayarak "Pnta tap-
mayın. Kuran'a tapın. Sizi Kuran'a davet
edryorum" diye bağırdıktan sonra yaka-
lanan "meczup" Mahmut Kaçar'ın Şan-
lıurfa'daki sorgusu tamamlandı. Anıtka-
bir'deki eyleminden dolayı yargılandığı
sırada "Kuran'ad basbğmı" söyleyen ve
22 avukat tarafından ücretsiz savunuldu-
ğunu kaydeden Kaçar, eylem yapmak
üzere 9 Kasım'da Şanlıurfa'ya geldiğıni
belirtti. Kaçar, sorsusunda, eylemi tzrnir,
Hatay, Şanlıurfa ve Istanbul'dayapmayı ka-
rarlaştırdıklarnu ve bunun için "teba^me-
murlan" olarak örgütlendiklerini de itiraf
etti. Antakya'da eylem yapan Bekir Öz-
bal Izmır'de eylem yapan Bahattin Top-
rak ve Istanbul'daki eylemini gerçekleş-
tiremeden'yakalanan Recai Gökalp ile bir-
likte eylem karan aldıklannı belirten Ka-
çar, sorgusunda 22 ay kadar süren ceza-
evi yaşammda çeşitli dernek, vakıf ve ki-
şilerden yardım aldığını söyledi.
Eşi, Van Emniyet Müdürlüğu'nce sor-
gulanan Mahmut Kaçarve üç arkadaşı, Te-
rörle Mücadele Şubesi'nde tamamlanan
sorgulannın ardından önceki akşam An-
kara'ya gönderildiler. SanıklarDGM Sav-
cısı Nuh Vlete Yüksel'in talimatıyla dün
Emniyet Genel Müdürlüğü İrtica Masa-
sı'nda 3713 sayılı Terörle Mücadele Ya-
sası kapsamında sorgulanmaya alındılar.