25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yay ın Yönetmenı. Orhan Erinç 0 Genel Ya\ın Koordınatorü. Hikmet Çetinkaya • Yazıışlerı Müdürlerı Ibrahim Vıldız. Dinç Ta> anç (Sorumlu) 0 Haber Merkezı Müdurü. Hakan Kara 0 Görsel Yönetmen. Fikret Eser Dış Haberler Şinasi Danışoğlu 9 İMihbarar Cengiz Yıldırım •Ekonomı. Bülent Kı/anlık • Kültür. Handan Şenköken 9 Spor Abdüjkadir Yücelman 9 Makalclcr Sami Karaören 9 Duzeltme. Abdullah Ya/ıcı • Fotüğraf. Erdoğan Kiiseoğlu # Bılgı-Belge Edibe Buğra • Yurt Haberlerı Mehmet Faraç N a\ın kurulu. İlhan Selçuk ı Ba^kan ı. Orhan Erinç, Okta> Kurtböke Hikmet Çetînka\ a. ŞükranSoner. ErgunBalcı. DinçTa\aırç. İbrahim Vıldız. Orhan Bursalı. Mustafa Balha\. Hakan Kara. AnkaraTeniMİciM Ylustafa Balba) 0 Haber Muıiuru Doğan \kın Ataturk Bu]\an No 125. Kat 4. Bakanlıklar-AnkaraTel. 4H5U20 r hatı. Faks 419502 7 0 İzmır Temsılcısı. Serdar Kızık. H Zı\a Bi\. 1352 S. 2 3 Tel 4411220. Faks 441911" 0 -\dana Temsılcısı Çetin Yiğenoğlu, Inönıi Cd 119 S. No 1 Kat 1. Tel- 3522550, Faks: 3522570 Müessese Müdürü Erol Erkut 9 K.oordmatör Ahmet Korulsan 9 Muhasebe Bülent Yener 9 Idare Hüseyin Gürer 9 Işletme- Onder Çelik 9 Bılgı-Işlem Nail İnal 9 Bılgısayar Sıstem. Mürövet Çiler MEDVA C: • Yonetım kurulu Baskanı - Cıenel Mudur Gülbîn Erduran 0 Koordınaîor Reha Işıtman # Genel Mudur Yardımcısi Mine \kdağ Tel 514 0 " 53 - 51395S0-5138460-61.Fak- % avımla\aa \e Basan: Yenı Gun Haber Ajansı, Baâın \e Va\ıncıhk A S TiL-kocaiı C i d 3<> 41 Cağaioğiu 34334 tst PK 246 Islanbul f el (U 212ı 512 05 05 (20 hat) Faks (0 2121513 85 95 5EYLÜL1996 İmsak: 4.59 Güneş: 6 28 Öğle: 13.10 İkindi: 16.46 Akşam: 19.38 Yatsı: 21.01 Boğaz köprüleri para basıyor • İstanbul Haber Servisi - Avrupa ıle Asya'yı brleştiren. geçiş ücretleri ile önemlı bir gelir kapısı olan İstanbul Boğaziçi ile Fatih Suitan Mehmet köprülerinden, bu yılın ocak-temmuz döneminde 2 tnlyon 929 milyar 732 mılyon liralık gelir sağlandı. Bayındırlık ve İskân Bakanlığı yeıkililerinden alınan bilgiye göre. bu dönemde Bcğaziçi Köprüsü'nden 1 trilyon 480 milyar 263 milyon lıra, Fatih Suitan Mehmet Köprüsü'nden ise 1 trilyon 449 milyar 469 milyon lira gelir elde edıl'di. Dinar'da haffif şiddette deprem • İSTANBIL(AA)- Dinar'da dün sabaha karşı. hafif şiddette bir deprem meydana geldi. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesı \e Deprem Araştırma Enstitüsü'nden alınan bılgiye göre saat 03.15 sıralannda, tzmir Deprem tstasyonu'na yaklaşık 218 kilometre uzaklıkta bulunan Afyon'un Dinar ilçesi ci\annda. Rıchter ölçegine göre 3.8 şiddetinde deprem oldu. ülsepde yeni tedavi yöntemi • FRANKFURT(ANKA) - Frankfurt N'ordvvest Hastanesi'nde denenen yeni ülser tedavisinde yüzde 90 başan elde edıldıği bildirildı. Nordvvest Hastanesi öğretim üyelerınden Gastroenterolog Prof. Dr. \Vblfgang Rosch, yenı yöntemın bir asit önley ıcıyle ıkı antıbıyotığın bireş.iminden oluştugunu belirttı. Berlin tlaç ve Tıp Criinlen Enstıtüsü tarafından verilen izin sonrasında tedav inin denendiğini belirten Dr. Rosch. bir hafta süren tedav ınin klinık testler sonucunda başan oranının yüzde 90 olarak hesaplandığını ifade etti. Alışverişe karşılık Tatilya • Haber Merkezi - Türkiye'nin tek eglence parkı olan Tatilya, Cnotinent Market'ten alışveriş yapan tüm konuklanna park alanına serbestçe gınş ve Tatilya ekspresinden yararlanma olanağı tanıdı. Yapılan açıklamada. eylül ayından itibaren Continent Market'ten 2 milyon liralık alışveren yapan herkes. Tatilya'nın bu fırsatından yararlanabilecek. Vestel'den ASTEO serisi • Haber Merkezi - Vestel Şirketler Grubu bünyesinde yer alan \'estel Bilişim teknolojileri Tic. ve San. A.Ş . Vestel ASTEO adı altında ilk kışısel bilgisayan üretti. 3 yıl garanti süresi ile pıyasaya çıkarılan Vestel ASTEO kullanıcısına 5 ayn seçenek sunuyor. Kızlık soyadı • ANKARA (ANKA)- Adalet Bakanı Şevket Kazan. kadınlann e\liliklerinde kızlık soyadlannı da kullanabılmelerine olanak sağlanmasıyla ılgili önenlerin. yenı Medeni Yasa çahşmaları sırasında tartışılacağını bildirdi. Kazan. RP Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay ve ANAP Manisa Milletvekili Abdullah Akarsu'nun konuyla ilgilı bilgi almak için kendısine vönelttıkleri yazılı soru önergelerini yanıtladı. klazan, önerilerin, yeni Medeni Yasa çalışmalan sırasında tartışılacağını bildirdi. İzmir Fuarı • İZMİR(AA)-lzmir Büyükşehır Belediye Başkanı Burhan Özfatura, Izmir Enternasyonal Fuan'nakatılan firma lemsilcilerine anket uygulayacaklarını, gereklı şörülürse fuarı n ulusal bölümünün üzatılabıleceğıni söyledi. Özfatura >aptığı açıklamada. geçen yıl fuara ıatılan firmaların 1 milyar Jolar cıvarında bağlantı vaptığını kaydettı. 'Çocuk Haklan, Çocuk İstisman ve İhmali' seminerinde son zamanlarda artan intihar olaylan üzerinde duruldu Şiddet filmleri çocıığu suça itiyorİstanbul Haber Servisi -Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Rehberlık ve Danışmanlık Hızmetleri Genel Müdü- rü BirdalÖzbaykaL telev izyonların "şid- det filmleriyle çocuklan suça v önelttiği- ni" söyledi. Özbaykal. son zamanlarda artan çocuk intiharlannda bu filmlerin etkisi olduğunu belirrti. tstanbul Milli Eğitim Müdürü ÖmerBahbeyde son yıl- larda suça itilen ve istismar edilen ço- cuk sayısının arttığını söyledi. İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü ve İstanbul Barosu Çocuk Haklan Komis- yonu işbırkğıyle düzenlenen "Çocuk Haklan Çocuk İstisman ve İhmaİT ko- nulu hizmet içi eğitim semineri Eminö- nü Halk Eğitim Merkezı'ndebaşladı. Se- minerin açılışında konuşan İstanbul Mil- li Eğitim Müdürü Ömer Balıbev. "Top- lumsal gerginlikler ve kurumsal eksik- likler içine girdiğimiz bu dönemde, ço- cuklanmıza bir sevgi ve huzur ortamı içinde gereği gibi sahip çıkabilmemiz ve eğitim verebilmemiz için kişisel gay ret- lere \e dayanışmaya her zamankinden çok ihtiyacımız var" dedi. Çağımızın. tüm ülkelerin eğitime ola- ğanüstü önem verdikleri bir çağ oldu- ğunu belirten Balıbey bılimin hızla iler- ledığı bir çağda toplumun. kişilikleri dengelı yetişen gençlere avak uydur- mak zorunda olduğunu söyledi. Balıbey. çağdaş eğitimin amacının. çocuklann bı- rey olarak sahip olduklan özellikleri. zı- hinsel, sosyal, duygusal yönden peda- goji ve psikoloji bilimlen kurallanna uygun şekilde geliştirmek olduğunu kaydettı. Türkiye'nin 1994'tekabulederekbir iç hukuk normuna dönüştürdüğü Birleş- miş Milletler Çocuk Haklan Sözleşme- si'nin, çocuğun yüksek yarannı sağla- mayavönelikuluslararası kurallariçer- digini v urgulayan Balıbev. bu sözleşme- • YÖRET Vakfı Başkanı Nüket Atalay rehberlik ve psikolojik danışmanlığın çocuk eğitimindeki önemine işaret etti. Atalay. eğitimcilerin, dayağı dışlayan, demokratik ve katılımcı bir eğilimi benimsemesini istedi. ninmesleklerarası işbirliğiniöngördü- ğünü belirttı. Sözleşmeye taraf ülkele- re verilen izleme görev inın Sosv al Hız- metler veÇocuk Esirgeme Kurumu'nca yürütüldüğünü anlatan Balıbev. Mtlh Eğitim Bakanlığı'nın Adalet Bakanlı- ğı ve Ankara Üniversitesi ıle işbırlıği için- de suça itilen çocuklara ılışkın bir ça- lışma vaptığını söyledi. Son yıllarda suça itilen çocuk sayisi- nınarttığınadikkatçeken İstanbul Mil- li Eğitim Müdürü Ömer Balıbev, "Bu- nu önlemek hepimizin görevi. Ailcve. okula. topluma düşen roller var" dedi. Çağda> toplum olabılmenin. ülke so- runlarına bir hukuk devietinın yapma- sı gerektiği gibı bilimsel bir yaklaşım- la çözümler üretmekle mümkün oldu- ğunu kaydeden Balıbey. bu çözümlenn ulu^al ve uluslararası hukuk kurallan- na uvgunluğunun önemine işaret etti. Seminerde konuşan Milli Eğitim Ba- kanlığı Özel Eğitim Rehberlik ve Da- nışmanlık Hızmetleri Genel Müdürü Birdal Özbavkal ıse eğıtimde kaybedi- lecek hiçbir fert olamavacagını söyle- di. Dünvaya gelen her çocuğun beyaz \e tenıız bir savfa olduğunu belirten Özbaykal. suça veterörebulaşan çocuk- lann, terörü bilmeden eylem yaptıkla- nnı ve onlann karanhktan kurtanlabi- leceğini belirtti. Televizyonun, şiddet filmieriyle çocuklan suça yönelttiğine dikkat çeken Özbaykal, son zamanlar- da artan çocuk intiharlannda bu film- lerin etkisine değindi. Toplantıda konuşan Yüksek Öğre- timde Rehberliği Tanıtma ve Rehber Yetiştirme (YÖRET) Vakfı Başkanı Nü- ket Atalay da rehberlik ve psikolojik danışmanlığın çocuk eğitimindeki öne- mine işaret ederek hiçbir çocuğun dün- yaya geldiğine pişman olmaması ge- rektiğini söyledi. Eğitimcilerin, dayağı dışlayan, demokratik ve katılımcı bir eğilimi benimsemesini isteyen Atalay. bunun "çocuk dostu eğitim" yaklaşımı olduğunu anlartı."Çocukdostu aile" or- tamında çocuğa güvenili bir bannak, oynama ve öğrenme hakkı tanındığını belirten Atalay, bu ortamda çocuk istis- man ve suçlannın önlendiğıni söyledi. Atalay. bu ortamda sivil toplum kuru- luşlan ve devlet kurumlarının işbirlı- ğiy le "çocuk dostu toplum" \ aratılabı- leceğini kaydetti. Eğitimde kalitenin. her aşamada v e her eğitim görev lisinin sorumluluğunda olduğunu belirten Ata- lay, "Müstahdemden öğretmene, rehber- lik danışmanından yöneticive herkes eği- tim kalitesinde önemli bir halkadır" de- di. Nüket Atalay. içekapanık çocuklann da en az saldırgan çocuklar kadar dik- katle ızlenmesi gerektiğını belırterek "Suç işle>en saldırgan çocuk nasıl baş- kalanna zarar veriyorsa içe kapanık ço- cuk da kendisine zarar verici da> rana- bilijor" di>e konuştu. 250 öğretmen ve vöneticı ile 35 mü- fettişin katıldıgı seminer, cuma günü sona erecek. Çevrecilere "akılsız" diyen Yalım Erez, aslmda mahkemeye hakaret ediyor Yatağan Santrah'nda karar günleri • Yatağan. Yeniköy ve Ören (Gökova) tetmik santrallannda üretimin durdurulmasını öngören mahkeme karan "toplumun çev re sağlığının tehdit edilmesi" gerekçesini taşıyor. OKTAV EKİNCİ Sanav ı ve Tıcaret Bakanı Yalım Erez. avnı anda DYP'nin Muğla VliUetvekilL \e var ki bu •vekillik" aslın- da Mugla'yla ilgili değil. Ken- disi "geneî başkan kontenja- nı" ile bu güzel ve uygar ılı- mizden miîletvekılı oldu. Bel- ki de bu nedenle son termık santral tartışmalarında da v ı- ne Muğla'vı degil. "başka beklentifcri" korumaya çalı- şıyor. Nıtekim, Aydın Idare Mahkemeşi'nin Yatağan. Ye- niköy ve Ören (Gökova-Ke- merköy) santrallanyla ilgili kapatma kararının uygulan- masını isteyen çev recılerede şunları söylü>or: "Böyle çevrecilik olmaz. Ben de çevreciyim, ama akıl- sız çevTeci değilim. Çevre ko- runurken sanav inin de düşii- nülmesi gerekir..." (Cumhu- riyet-3 Eylül 1996) tlginçtir. REFAHYOL hü- kümetinde kimi sivasetçiler ikide bir 'akırüzenne görüş bildirmeyebaşladılar. Butür degerlendırmenın önderlığı- ni Başbakan Erbakanyaptı ve dünyanın öbür ucundaki hal- kı Müslüman olan ülkelere yaptıgı gezısinde, Türkiye'de teknolojinin olmasına rağ- men yeterli "beynin" bulun- madığını sövledi. Şimdi de Yalım Erez. baş- Kirleticietk.-.i,, . ı -,, v,, ,,,,, ,, ,,,.,.. v .•,, - ,:,.,,• ,„.„, ,. ,,K Saııtralı. sadeceçe\re>f degil, \ars41 kararına y re demokrasiye, insan haklanııa ve sosyal hukuk de\leti ilkeierine karşı da şuç işliyor. (Fotoğraf: OK.TAY EKİNCİ) bakanının ızınden gıderek "mahkeme karanna uyulma- sından" başka bir ıstekleri ol- mavan Türkıve'nın avdın ve duyarlı insanlanna "akılsız" dıyor. Ne var ki Yalım Erez aslmda bu sözünü sadece çev - recilere değil. onlarla birlik- te 'mahkeme he>etine" de söylemiş oluyor. Çünkü Ay- dın Idare Mahkemesi. örne- gin Yatağan Termik Santra- lı'yla ilgili almış olduâu 20.6.1996 gün ve 1993/781 Esas No'lu kapatma karann- da "Yalım Erez'edevanıtola- bilecek bir vurgulamayla" ba- kın ne diyor "Ülkemizin elektrik ener- ji gereksiniminin önemi \e vazgeçilmezliği gerçeği hiçbir zaman göz ardı edilmemelidir. Ancak. tüm kesimlerin önce- den belirli kurallar biitiinüne uymasını sağlamak sureth le elde ediiecek refahın kalkin- maya katkısı bir anlam ifade eder..." (Karar Sayfa 4) Aynı mahkeme karannda. vine Yalım Erez'in "aklının" yukarıdakı v urgulamav 1 "kav- rayamaması" gıbı bir olası- lığa karşı da şu açıklamalar yer alıyor: "Görülmektedir ki termik santralı kurmak ve işletmek konusunda gerekli hukuki ve teknik önlemler he- nüz alınnıamıştır. İdarece bi- linen önlemlerin (desülfüri- zasyon tesislennin yaptınl- ması) alınmasının yarataca- ğı yaşamsal faydanın sadece parasal ölçüsünii tartışmak. sosyal devletin amacına ters düşer." (Karar Sav fa 4) Acaba Yalım Erez veonun gibi politikacılar. ülke yöne- timinde her şey in "para" de- mek olmadığını ve temel ıl- ke olarak "sosyalde\letanla- y ışına uy gun" dav ranmak ge- rektiğini vıne "akıl" edebı- lirler mi° Termik santral tartışması bir vana. REFAHYOL'un "yağmadan pay kapmaya" dayalı son ekonomik kurtuluş paketleri de zaten bu soru- nun y anıtını yeterınce ortaya serivor. Her nasılsa Türkı- Santrallar için Avrupa'da hukuk savaşı ASUMAN ABACIOĞLL RASGELE / RAÎFERTEM İZMİR- Hukukçular, Muğla'dakı 3 termik sant- ralın mahkeme karanna karşın çalıştınlması yönün- de hazırlık yapan hükümetin "fdli durum" yarat- tıgını belirtirken. davacı avukatlar. iç hukuk yol- lannın tükenmesi durumunda Avrupa İnsan Hak- lan Mahkemesi'ne başvurabileceklerini söyledi- ler. Aydm Idare Mahkemesi'nin Muğla'daki üç ter- mik santralın kapatılması yönündeki karan. "çev- re knrumacılığr içeriğinden çok. artık "Hukuk dev- leti var mı yok mu" tartışmasına dönüştü. Anava- sanın 138. maddesindeki "Yasamaveyüriitmeor- ganlan ile idare. mahkeme kararlarına uy mak zo- rundadır. Bu organlar ve idare, mahkeme karar- lannı hiçbir surette degiştiremez ve bunlann yeri- ne getirUmesi geciktirilemez" açık hükmüne kar- şın, Aydın Idare Mahkemesi'nin karan, Bakanlar Kurulu kararıylaaşılmayaçalışılıyor. Bilindiği gi- bi. daha önce de Yatağan'ın kapatılması yönünde- ki mahkeme karan yıne Bakanlar Kurulu'nun "prensip karanyla" uygulanmamıştı. Mahkeme kararlannın. "Bakanlar Kurulu" ka- ranyla aşılması örneklerınin çoğaldığına dikkat çeken İzmır Çevre Hareketi Avukatian'ndan Ah- met Okyay. bunun alışkanlık haline getinldiğıni ve giderek "bir yololuşturacağınr söyledi. "Budu- rumda Türkiye'de bir hukuk faciası yaratılmış olur" diyen avukat Okyay. Anayasa Mahkemesi. Yargıtay ve Danıştay başkanlannı "Bu hukuk \e demokrasi skandahna" müdahale etmeye çağırdı. Türkiye Barolar Birliği 'nin suskunluğuna son v er- mesini istedi. Gumhurbaşkanı Süleyman Demirel'ın onay ını al- maya gerek duymadan Bakanlar Kurulu'ndan "prensip karan" çıkarılabileceği uyarısında da bulunan avukat Okyay. sözlerini şöyle sürdürdü: "Bunu yapan Bakanlar Kurulu üyeleri, kanuna karşı hile yoluna başvurmuş oluıiar. hukuken bu suçtur \e konusu suç teşkil eden bir emir uy gulan- maz. Hukukta. mahkeme kararlannınaşılması için Bakanlar Kurulu karan alınması diye bir uy gula- ma yoktur. Böyle bir şey hukuken olamaz, anaya- saya aykındır. Bakanlar Kurulu. bu uygulamayla fiili durum yaratnıaktadır. Böy lece yıırttaşlar da fi- ili durum yaratma hakkı kazanırtar." Mahkeme karannın uy gulanmamasıy la iç hukuk yollannın tüketilmiş sayılacağını da belirten avu- kat Oky ay. bu durumda konunun uluslararası plat- formataşınabileceğini,"sağhklıvedengelibirçe\- rede yaşama hakkının devlet tarafından ihlal edil- digj" gerekçesıy le Lluslararası İnsan Haklan Mah- kemesi'ne başvurulabileceğıni sözlerıne ekledi. ye'yi yönetmeye başlayan bu politikacılar. aslmda Turgut Özal'ın şu ünlü "sosyal dev- let öldü" formülünü uygula- maktan başka hiçbir akla hiz- met etmiyorlar. Böyle olun- ca Türkiye'nin "yüzakı"sa- yılması gereken böyiesine kapsamlı bir mahkeme kara- nna 'akılsızlık' diyorlar... \atağan halkı ^direnmeü" Hükümetin ve Yalım Erez'in yargı karanna uyul- masını isteyenlere karşı ta- kındıklan tutum biryana, as- lında y ine bu mahkeme kara- rının yaşama geçebilmesi için enbüyük desteğin"yörehal- kından" gelmesı gerekiyor. Çünkü söz konusu durdur- ma kararının temel gerekçe- sini "halk sağuğT oluşturu- yor ve mahkeme bu nedenle "desülfürizasyon tesisinin ge- rekliliğinin tartışması olmaz" karanna v anyor. Halkın zehır- lenmesi pahasına santrallan çalıştırmakta direten yöneti- ciler ise yine "toplumun eko- nomikaçmazlannı" kendile- rine politik destek olarak kul- lanmay 1 yeğliyorlar. Örneğin. yargı kararının daha ilk günlerinde Yatağan'a gittiğimızde, kısa bir görüş- me yaptıgımız Belediye Baş- kanı SadiÖzcan,TEK vehü- kümet temsilcilerinin bu tav- nnı şöy le özetliyordu: "Santralın güvencesi işsiz- lik ve para. Eğer santral ka- panırsa. zaten ekonomik zor- luk içinde olan Yatağan hal- kı. tümüyle işsiz ve parasız kalmaktân korkuyor. Onlar da (TEK yetkilileri) bunu so- nuna kadar kullanıyoıiar ve sadece işçilerin değiL biitün kasaba halkının yoksullaşa- cağını söyliiyorlar.-" Evet. Öyle görünüyor ki Muğla'daki termik santralla- nn "önkmahnıncayadekka- patılmasını" öngören mah- keme karan. Türkiye'de sade- ce çevrecileri değil. tüm de- mokrasi. insan haklan ve sos- y al dev let savunuculannı da y akından ilgilendiren bir tar- tışma ortamına neden oluyor. Bu tartışmada eger "Yata- ğan halkı" tavnnı gerçekten kendi uzun vadeli toplumsal çıkarlanndan yana koyabilir- se. Mugla'nın bu kahrâman il- çesinde "tarihyazılınış'*ola- cak. Elbette, ülkenin tüm du- yarlı kesimlerinin de Yatağan halkını bu yönde "yalnız bı- rakmaması" koşuluyla... Balık çiftlikleri bakanlıklan karşı karşıya getirdi ÖZCANÖZGÜR MUĞLA - Muğla kıyı- lanndaki balık üretme çift- likleri, Turizm Bakanlığı ile Tanm ve Köyişleri Bakan- lığı'nı karşı karşıya getirdi. Muğla Valilıği'nin "Tu- rizm Bakanlığı oluru bu- lunmayan" balık çiftikle- ri için verdigi yıkım kara- n, Tanm ve Köyişleri Ba- kanlığı'ncaengellendi. Yı- kım karannı 1997 nisan ayı- na kadar erteleyen ve Mug- la Valiligi'ne gönderilen ba- kanlık yazısında. "Turizm Bakanlığı oluru olmasa da kaçakçiftliklerin 1380 sayılı y asaya göre yasal ol- duklan" bildirildı. Muğla Valilıği'nin Bod- rum ve Milas bölgesindeki 200'e yakın kaçak balık çıft- lıği için aldıgı yıkım kara- n süresi 26 ağustosta dol- du. Geçen sürede valilik ka- rannı uygulamayan çiftlik sahipleri, soluğu Ankara'da aldılar ve Tanm ve Köyiş- leri Bakanlığı'ndan yıkım- lar için kendilerine ek süre verilmesini istediler. Çiftlik sahiplerinin istemleri olum- lu bulundu ve kaçak çift- liklerin yıkım işlemleri ba- kanlık emriyle nisan 1997'yeertelendi. Su ürünleri çiftliği kur- mak isteyenlerin 1380 sayı- lı yasanın 13. maddesine göre. önce bakanlığa baş- vurmalan gerekiyor. Ba- kanlığın izin vermesi du- rumunda üretici üretim ya- pacağı alanı kiralamak için Maliye Bakanlığı'na baş- v uruyor. Maliye Bakanlığı da. ki- ralama öncesi Turizm. Kül- tür. Orman ve Çevre Ba- kanlıklan'nın "olur"unu istiyor. Olurlardanbin alın- mayınca kiralama işlemi gerçekleşmiyor. Tunzmcilerin y oğun tep- kileri karşısında Turizm Bakanlığı iki yıl önce bir genelge yay ınlay arak. Çev - re Düzeni Planlan hazırla- nıncaya kadar. il müdürlük- lerinden balık çiftliklenne 'olur' verilmemesini iste- di. Turizm Bakanlığı genel- gesi. Muğla kıyılarında plansız su ürünleri çiftlik- lerinin kurulmasına engel olamadı v e kaçak balık çift- liği sayısı kısa sürede arttı. 'Atatürk Barajı'nda yatla gezi' projesi ÖZCAN GÜNEŞ ŞANLIURFA - Cumhu- riyet tarihinin en büyük pro- jesi olarak kabul edilen GAP'ta kıyı turizminin ge- liştirilmesi için yerel yöne- ticilerkollan sıvadılar. Bo- zova Belediyesi, turistlerin Atatürk Barajı'nda yatla ge- zebilmesi için valilikten des- tek isterken Sanlıurfa Vali- liği de "Nemrut'a yatla gi- düebflmesi için proje" hazır- lığı yapıyor. GAP kapsamındaki Ata- türk Barajı, sulama ve ener- ji üretimi amacının dışında kıyı turizminin başlaması- na olanak sağladı. Göl ke- nannda birbiri ardına turis- tik işletmeler faaliyete ge- çerken Sanlıurfa Valisi Şa- habettin Harput, gelecek sezon Bozova-Nemrut ara- sında tekne turlan yapılaca- ğını bildirdi. Turizmin böl- ge için büyük önem taşıdı- ğıru ve güçlü birpotansiyel bulunduğunu belirten Vali Harput, bugüne kadar böl- gede din turizmı yapıldığı- nı kaydederek şunlan söy - ledı:' "GAP, yerli y abancı her- kesin ilgisi çeken entegre bir proje. Su da turizm için baş- İıbaşına bir olgu. Tarih, çev - re, teknoloji var. Öyle bir organizasyon yapılmalı ki GAP'ı görmeye gelen insan- lar manevi yerleri gezmeli. Atatürk Barajı'nda konak- lanıaİL buradan su yoluy la Nemrut'a gidip güneşin do- ğuşunu izleyebilmelidir." Bozova Belediye Başka- nı Sıtkı L'raL Atatürk Bara- jı'nı görmek için ilçeye ge- len turistlerin kıyıda konak- lamak ve yatla dolaşmak is- tediklerini belirterek "Bu- raya gelen turistler şaşkın- lıklarını gizleyemiyorlar. GAP, her yönüyle muhte- şem proje. tekne turlan için vaiüğin desteğine ihtiyacımız var" diye konuştu. Uygarlıklar kavşağı Anadolu'da teneke uygarlığına mı kalacaktık? Kaldık. Yıllardır yazıyoruz. Otobüs minibüsle yolcu, kamyonla yük taşımacılığı. Teneke uygarlığı. Yurtlanndan kovanlar. Getirip ülkemize attılar. Ekim alanlarını. ormanlarımızı yok ediyor. Doğayı kirietiyor. Hepsinden önemlisi. Her gün ortalama 25 can alıyor. Kitabını yayımladık. "Doğal Yaşamdan Teneke Uygarlığına." Rasgele yazıyoruz diye ciddiye alınmadı. Önceki gun bir yolcu otobusü. Bağcılar'da. Kamyonetle çarpıştı. 14 kişi öldü, 35 kişi yaralandı. Cenazeler toprağa verilirken. Evvelki gün. 32 kişi öldü. 69 kişi yaralandı. Trafik canavarı can aldı deyip geçiyoruz. Trafik canavannı yaratan büyüten kim? Bizlerden. Teneke uygarlığının patronları, yandaşları. Trenleri, gemileri durdurduk, kaldırdık. Karayolu politikasına hız verdık. Otobüsler, minibüsler. kamyonlar, otomobiller satılsın diye. Yalnız karayolu kalsın. Çok satılsın. Otobüs, kamyon görüyor musunuz yabancı plakalı. Kaç tane. TIR'lar var diyeceksiniz. Onlar da tren yolu. denizyolu olmayan ülkelerde. Bizler gibi. Ankara'ya 4 saarte ulaşacak hızlı tren yolu Bolu'da bekliyor. Tünel yapılacak. Bıraktık. Karayolu için tünel yapmaya hazırlanıyoruz. Acı değil mi? Bir milyon lirayı bulmayan Türkiye Cumhuriyeti bütçesiyle Erzurum'a demiryolu döşedik. "Demırağlarla ördük I Anayurdu dört baştan" marşlarıyla övündük. Yürüdük. Gururluyduk. Demirağları söktük. Tren yapım fabrikalarını kapattık. En Büyük Teröp Teneke Uygarlığı Karayolculuğu. Boynumuz eğik. Izmir'e gemiyle gidip geliyorduk. Trabzon'a. Iskenderun'a. Gemileri kaldırdık. Tersanelerı dağıttık. Istanbul'dan Izmir'e otobüsle gıdıyoruz. Yüklenmızı kamyonlar taşıyor. Bir gemi kaldıramıyoruz. Ne yol ister ne de yol bakımı. Üç yanımız denizlerle çevrili. En güvenli, en ucuz taşımacılık denizyolu. Ancak arabalanmızla birlikte olursa kaldırıyoruz gemiyi. Adını feribot koyduk. Karaları yarıp suyolu yapıyor eloğlu. Biz boğazlan dolduruyoruz karayolu yapıyoruz. Ne demeli? Teneke uygarlığı! Artık canımızı da almaya başladı. Günde 20-30 kişi ölüyor. Yılda on-on beş binkişı. Bütün Kurtuluş Savaşımızda ölenlerin sayısından fazla. Bundan buyük terör olur mu? Niye karşı çıkmıyoruz bu teröre. Trafik canavarı aldı deyip geçiyoruz. Trafik canavarının aldığı can değil mi? Canımız teneke uygarlığına mı feda?.. Meclis çalışmalarını izliyorum. Tek kelime yok. MiMetvekillerimiz arabalannın tutsağı. Yazarlarımıza bakıyorum. Tek satır yok. Söyleyeceğim ama dilim varmıyor. Devletin ilk görevi can güvenliği değil mi? Devlet nerde, kimlerin yanında diye sorasım geliyor. Teneke uygarhğıyla kalkınmak hayal bile değil. Fabrikaları. tüm tanm alanlarımızı yok ediyor. Dışarıdan buğday alıyoruz. Kendi olanaklarıyla doyunan yedi ülkeden biriydik. Şimdi dışarıya el açıyoruz. Petrol. diğer gıderleri kaynaklarımızı sömürüyor. Dışarıdan borç arıyoruz. Tarlalar bıtıyor. Ormanlar yitiyor. Yakında yağmurlar yağmaz olur. Irmaklar akmaz. Göller, ırmaklar kurur. Göçgöç... Göç edecek yer kalmadı. Yurt edınmek zorundayız Anadolu'yu. Sahi bızim doğacılar çevreciler nerde? Rasgele... e-posta : tan (Q vol. com. tr
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear