25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 3 EYLUL1995 RAZAR PAZAR KONUGU Politikaya, CHP ve kadına, medyatik olmaktan uzak, ilkeli bir bakış; Aysel Baykal Alışılmadık birpolitikacıAJ LJPV C/y Aysel Baykal, 25 yıllık aktif politik yaşamında, halen görev yaptığı bakanlık dışında her kademede seçilerek sorumluluk almış, ağırlığını, kimliğini koymuş; ama kamuoyu önünde hiç konuşmadığı için bilinmeyen, tanınmayan bir kişi. Aysel Baykal'a göre kadının sadece politik yaşamda değil; iş yaşamında ve bütün alanlarda, kadın kimliğini yok ederek "erkek kadın" olarak ya da dişiliğini kullanarak yükselmesi sıkça görülen bir durum. Kadın kimliğini yok etmeden, kadınhğmı kullanmadan var olmak çok zor. Sıradan bir erkek her yere gelirken, kadının bir yerlere gelebilmesi büyük bir başanyı zorunlu kılıyor. Bu nedenle kadınlann toplumda, siyasette yerlerini almalan için özel çaba, önlemler, koruma, kotalar zorunluluk oluyor. SÖYLEŞİ ŞÜKRAN SONER Kadın sonınlanndan sorumlu Devlet Bakanı Aysel Baykal, bakanlığına ilişkin işler dışında ka- muoyunun önüne çıkan, parti içi tartışmalar, sos- yal, siyasal gelişme ûzerine demeçler veren biri degil. Oysa tstanbul'dan siyası gelişmeleri izleyenler Baykal'ın parti içinde çok aktif ve etkili, kelime- nin tam anlamı ile örgütten gelmiş bir politikacı olduğunu, her konuda da kesin görüş sahibi ve ta- vırlı ancak görüşlerini kamuoyu önünde değil, parti içinde. parti organlannda tartışmayı yeğle- diğini bilirler. Baykal'la kadın, politika, politika- cı, kimlik, gefişmeler. üzerinde bir söyleşi yap- mak, polemiklere kanşmadığı için medyanın il- gisini çekmeyen, ancak çok deneyli bir politika- cının görüşlerini size yansıtmak istedik. MBBHİ Sayın Baykal, önce kadın ve politika- cı olmak konusuna girelim. Bilebildiğimiz ka- darı ile uzun yıllar örgütte, tabanda politika yapabilmek, barınmak için,ya kadın kimliğin- den sıyrılmak ya da kadınhğmı kullanmak ge- rekir. Siz ne "erkek kadın " imajı verdiniz nede kadın olarak ilgiyi çektiniz. !\asıl oldu? BAYKAL - Dedikleriniz hâlâ geçerli. Yüksel- mek için, kadın kimliğinden sıynlmaya çalışarak "erkek kadın" imajı ile çıkanlar ya da yükselmek için dişiliğini kullanan kadınlar var. Bu sadece si- yaset için değil, çalışma yaşamı, bütün alanlar için geçerli. Bilim insanı Mübeccel Kıray'ın bu konuda 1970'li yıllarda yaprruş olduğu önemli bir araştırma var. "Bizde kadınlar seksJeri yokmuş gi- bi davranırlar. Bu onlara korucuyu muhafaza oluşturur" saptaması önemli ölçüde doğnı. Siya- sette de seksi, cinsiyetinizi ön plana koymazsa- nız son derece iyi arkadaşlıklar kurabiliyorsu- rtuz. Kadın oiduğunuzu düşünmeyıp size kendi- lerinden biri gibi davranıyorlar, politikacı olarak kabul ediyorlar. Bu bir rahatlık sağhyor. Her kadının dişiliğini sadece hoşlandığı, sev- diği erkek için kullanmasını düşünürüm. Diğer ilişkilerde cinsiyeti öne çıkarmadan yapılan ar- kadaşlıklar güzeldir. Bunu bütün yaşamımda uygulamaya çalıştım ve sanınm başardım da. Bu, "erkek kadın" ol- ma tipine uymuyor. Politikada, iş yaşamında ba- şanya ulaşmak için erkek gibi davranmaya çalış- mak, geçerli olsa bile doğru değil. Kadın oldu- ğunu unutmadan, ancak her zaman öne çıkarma- dan, pek çok şeyi başarmak mümkün. • • • • • Siyasette bir yerlere gelebilmiş kadın zaten çok az- Gelenler de daha çok biraz tepe- den oluyor. Örgütte politika yapmak ve uzun yıllar kalabilmek çok zor değil mi? BAYKAL - Evet çok fazla kadın yok. Çağla- yan Ege, Solmaz BelüL, 1980 sonrası için Önay Al- pago, diğer partilerde belki daha da az. 1980 ön- cesi örgütte politika yapıyorsanız, kadın-erkek herkes için hem amatör hem de çok ağır işçilik- ti. Pankartlan dikmek, yerleri süpürmek, afış as- mak.. yüksünmeden yapılırdı. Partiye giren her- kes kendisi için birhedef düşünmeden, inanarak bu işe girerdi. Partide bir yerlere ulaşmak kolay değildi. Üst kurul yöneticilerinin ağırlığı vardı. Hayal edilmeyecek yerler olarak görülürdü. Once ilçede, sonra ilde partinin çeşitli kademe- lerinde görev alırken kendi kendime aday ofma- yı hiç düşünmedim. Parti büyüklenmin iteleme- si ile aday oldum. O günlerde politika yapan in- sanlar takdır ettikleri gençleri rakip olur kuşku- su ile geriletmek yerine öne sürmek gibi haslet- lere sahiptiler. Politikanın çok zevkli, çok düzey- li yapıldığı günlerdi. Parti çıkannı herkesin ken- di çıkannın önünde tuttuğu, haksızlığa uğradığı- nı düşünse bile basına yansıtmayıp partiyi yıprat- mama kaygısının geçerli olduğu bir dönemdi. •••••Şimdi durum çok mufarklı? BAYKAL - Eskiden bakanlar sağlık nedeni ile istifa ederlerdi. Şimdi herkes partiyi rezil etme- ye çalışıyor. Ecevit, Turan Güneş'i Dışişleri Ba- kanı yerine Başbakan Yardımcısı yapmak iste- mişti. O da bunu kendine uygun görmemişti. Bu- nu ortaya çıkıp bir yerde tartışmadı. Partimiz açısından yaratılmış tabloya bir baka- lım. Hükümetin bütün prim yapan işleri Doğru Yol'aihaleediliyor. Bizimparti iseyapılamayan- larla öne çıkanlıyor. Yapılanlara sahip çıkmadı- ğımız için biz sonuçta sadece olumsuzluklan yüklenmiş oluyoruz. Gümrük birliği İsmet Paşa döneminde başla- yan birleşme sürecinin bir adımı iken biz sahip- lenmiyoruz. Anayasa değişiklikleri eksik de ol- sa. gerçekleşmesinde payınuz önde iken, biz ek- siklikleri öne çıkardığimız için, tersi bir imaj do- ğuyor. Terörle mücadele yasasında aynı şey ol- du. ı Sağda aynı şey yok mu? BAYKAL - Bir ölçüde. Ancak sağ partilerde es- kiden beri bir aşamada susturuluyor, en azından dışanya taşmlmıyor. Parti disiplinını daha iyi tu- tuyorlar. Biz parti içi demokrasi ile disiplinsizli- ği birbirine kanştınyoruz. Parti meclisindeki ko- nuşmalar, üstelik çarpırılarak basına yansıyor. Partide birbirimizle mücadelede öne çıkalım di- ye, bütün tartışmalan ortalıkta yaparak partiyi yıprattığımızın farkına varmıyoruz. Parti içi demokrasi, içinde bulunduğun kurul- da görüşünü koymaktır. Dışanya çıktığında, alı- nan karar senin görüşüne aykın düşse bile savun- maktır. Hiç kimsenin kendıni parti üzerinde gör- mesini kabul edemiyomm. Herkesin yeri doldu- rulabilir. Biz bir yerlere ulaşıyorsak. partinin bi- ze verdiği her zaman bizim partiye verebildiği- mizden fazladır. Partinin önünde olduğu görüşü- nü hiç kimse için kabul etmiyorum. Benimle çalışanlar bilirler ki içinde bulundu- ğum kurullarda, kendi dogrulanmı sonuna kadar, bazen çok da sert savunurum. Hiç kimse benim kapıdan çıktıktan sonra bunlan aktardığımı gör- memiştir. Belki onun için de çok şöhretli bir po- litikacı olamadım. Bugünkü olumsuz durum için yoru- munuz nedir? PAZAR KONUGU AYSEL BAYKAL 1938 doğumlu. Istanbul Kız Lisesi mezunu. Hukuk Fakültesi 'nde öğrenimini tamamladıktan sonra Ticaret Bakanlığı sigortacılık bursu ile Isviçre 'ye gittı. 1964 'lü yıllarda kadınlann ağıriıklı olarak sekreterlik türii işler yaptığı Isviçre 'de ilk kadın kursiyer oldu. Dönüsünde Ticaret Bakanlığı Sigorta Murakabe Kurulu nda raportör uzmanı oldu. Hepsı de seçimle göreve geldiği 25 yıllık aktif siyasal yaşamında ilk atamalı görevi halen vüriitmekte olduğu Devlet Bakanlığı. Eski CHP sonrası, SODEPin kurulusuna destek oldu. SHP'de aktif üye olmadı. CHP 'nin yeniden açılış çalışmalannın içinde yer aldı. Genel yönetim kurulu üyeliği yaptı. Şu anda parti meclisi üyesi. O nedenle çok güçlü olan bu ayınmcıhk orta- dan kalkana kadar kotalar ve özel politikalar, teş- viklerle kadının yolunun açılması zorunluluğu vardır. 1992 tüzüğünde CHP'de geliştirdiğimiz bir başka kota var. Her sandık başında bir kadın vegenç görevli olacak. En küçük birimden en yu- kanya kadar kadın ve genç örgütlenmesini ger- çekleştirmemiz gerekiyor. Yöneticinin erkek ola- cağına ilişkin egemen bakış açısının değiştırile- bilmesi için çok sayıda kadının aktif politikaya katılmasını sağlamak durumundayız. 1980'li yıllar beklenen sonucu ver- medigibL BAYKAL- 1980'li yıllarda kadın hareketinde yaşanan canlılık, partimizde kotalan, diğer par- tilerde büyük bir dinamizmi, Kadın Statüsü So- runlan Genel Müdürlüğü ve görevde olduğum henüz oluşumu tamamlanmamış bakanlığı getir- di. Belki de kadınla ilgili kurumsallaşma olunca kadın hareketlerinde bir gevşeme, rahatlama ol- du. Aynca >erel yönetimlerde sosyal demokrat- lann kaybedip Refah'ın kazanmasınınönemli bir taban dınamiğini gerilettiğini düşünüyorum. Bi- rinde teşvik varken, diğerinde büyük bir bir top- lumsal baskı yaşanıyor. Ancak diğer partilerden arkadaşlanmla katıldığım en son Pakistan'daki Is- lam-kadın toplanüsındaki izlenimime de dayana- rak söyleyebilirimki,baskılarne kadar etkili olur- sa olsun, dünyada kadınlann haklan doğrultu- sunda bilinçlenmesinde, çok olumlu bir gelişme var. Müslüman kadınlar da haklarda adalet de- ğil, eşitlik ilkesini savunacak düzeydeler. Eşıtlik için yola çıkmışlardır. Biraz da özelyaşamımzdan söz etsek. Politika, koşulları, sonuçta sizi yalnız olmaya zorlamadt mı? Yoksa bu bir seçim mi? BAYKAL - Bir noktada seçim yapıyorsunuz. Daha doğrusu kimi dönemeçlerde seçimi siz ya- pıyorsunuz, kimi dönemeçlerde doğal seçenek oluyor. Evlenmiş, çocuk sahibi olsaydım, ne da- ha önceki aktif, yoğunluktaki politikayı sürdüre- bilirdim.. ne de aynı yoğun devam etmem olana- ğı bulunurdu. ••••• Politikayı mı seçtiniz? BAYKAL - Çok katı bir seçim noktasma gel- meden oluşuyor. Yaşam biçıminiz sizi o sonuca götürüyor. Yaşam bıçimi insanın kişiliğinj oluş- BAYKAL-Bencebirdeformasyon ya:>ı>oruz. Politikacının doğasında siyasi hırs olması son de- rece doğaldır. Bu hırs partiyi yıpratacak ölçüle- re varmamahdır. Aynca ne politikada ne de top- lumsal yaşamda insanlarboş değildir. Yapılan iyi işleri eninde sonunda takdir ederler. Birilerinin gözüne sokmak için, partiyi yıpratmak pahasına birey sellik gösterisi, kendini öne çıkarmak uğru- na partiyi yıpratmak sonuçta kimseye yarar ge- tirmez. El birliği ile partiyi yıprattığımız için de sonuçta kimseye bir şey kalmıyor. Aynı ilkeyi hükümet için de geçerli sayıyorum. Bu bir siyasi ahlak sorunudur. Bakanlar Kuru- lu'nda. hükümet içinde hertartışma yapılmalıdır. Ama önyargısız her şeyi tartıştıktan sonra, Ba- kanlar Kurulu toplantısı için gerekli gizliliğe de saygı gösterilmelidir. Dilckat edersen fazla konu- şan bir bakan değilim; çünkü hükümetin konuş- maktan çok, iş yapma yeri oldugunu düşünüyo- rum. Elbette gereken kurulda, gereken konuşma- lar yapılır. Bir hükümet üyesine yaraşır ciddiyet . iorumluluk içinde olmalıdır. Yine ilk konumuza, kadın ve siyasete geri dönelim mi? Kadın bakanlığı, kotalar pek de bir şeyleri değiştirmedi gibi. BAYKAL - Kadın kollannda belki de bugüne göre daha az kadın vardı. Ama ayn kol çahşma- sı hem kadınlann partiye girişinı kolaylaştınyor hem de kadın sorunlannın, kadın kolundan yö- netime giren kadınlar aracılığı ile gündeme geti- rilmesinde etkili oluyordu. Tabanda çok ciddi ça- lışmalanmız, aylık konferanslanmız olurdu. 1977 Taksim mitingınde Beyoğlu'nun 'AdaletAMa'sı- nın 4 gün evine gitmeden çalışfığını hatırlıyo- rum. Seçimlerde, evlere yönelik kadın çalışma- lannda çok büyük bir heyecan vardı. Şimdi deko- talann önemli ve yararlı oldugunu düşünüyorum. Politikada aynmcılık var. Vasat erkek her yere se- çilir. Vasat kadının hiçbir yere seçilmesi mümkün değildir. turuyor. Kişilik bir bütün. Mesleğıniz, çalışma, yaşam biçiminiz, mali gücünüz, kültürünüz, ka- rakteriniz... • • • • i Açıkçası, kimlikli bir kadından erkek- ler korkuyor ve kaçıyorlar ya da arkadaş ola- rak benimsiyorlar; ancak, eş ve sevgili olarak ürküyorlar diyebüir miyiz? BAYKAL-Genelde kendilerini üstün, iyi his- settikleri, bu duyguyu veren kadınlardan daha çok hoşlandıklannı söyleyebiliriz. Üstünlük his- si son derece önemli. Kimlikli, güçlü kadın ol- mak arkadaşlıkta avantajlı, özel ilişkide ise deza- vantaj. wmm^tm Kimlik savaşı, iş yaşamında, siyasette deyokmu? BAYKAL - Kadın-erkek kimlik savaşı işi zor- laştınyor. Kadın olarak başanlı olmak için çok daha dikkatli ve etkili olmak zorundasınız. Her konuda daha çok ilgi çektiğıniz için hata yapma lüksünüz olmuyor. Pek çok alışkanlığınızı değiş- tirmek, giyim kuşamda belli kalıplara girmek zo- runda kalıyorsunuz. Özel yaşamınızdaki pek çok davranışı bırakmak veya dengelemek zorunda kalıyorsunuz. Politikada özellikle gerçekten önemli fedakârlıklar gerekiyor. Ama benim gibi polıtikayı çok fazla sev lyorsanız, her şeyin bir be- deli olduğuna inanıyorsanız fazla da yüksünme- den bu bedeli ödemeye razı oluyorsunuz. Aslında bır politikacı, ister kadın, ıster erkek olsun çok fazla fedakârlık yapmak zorunda. El- bette politikacı, iddiası. ideaali olan bir kişidir. Onun için politikacı, değişik bir tür yaratık ola- rak da değerlendirilir. wmm^m Politikanın bugün yakındığınız kirlen- mesindeki nedenlere geçebilir miyiz? BAYKAL-Ihtilallenn. 12Ey)ül'ünçokbüyük katkısı var elbette. Partılerin geleneklen kalktı, birikimlerdağıldı. Partıcilığın kolektif, dayanış- ma yanı bir kenara itildi. Bireysel yanı öne çıktı. Belki insanlann bugün politıkadan kaçmasında bu olumsuz görüntünün büyük payı var. Bu bir tek seçimle değişecek bir durum değil. Gelecekte siyaset, partiler için önemli değerlere hızla dönüşüm yapabı len partiler ayakta kalacak- tır. •HB^Bi Partilerin bu anlamda bir değerlen- dirmesini yapar mısınız? BAYKAL - Refah ve Milliyetçi Hareket Partı- si son derece disiplinli, particiliğin özü olan ko- lektif dayanışmayı en iyi sürdüren partiler konu- mundalar. ANAP'ın durumu çok iyi görülmüyor. DYP ise içindeki tartışmalan hâlâ sürdüren bir parti. Bu nedenle seçimlerde Meclis arirmetiğin- de büyük bir değişim beklemiyorum. DSP'nin tam bir partileşme sürecini tamamladığına inan- mıyorum. Çok disiplinli bir görünüm altında, an- cak parti içinde yaşanması gereken canlı tartış- ma içinde değil. Ecevit'in şahsı ile lcaim olan bir hareket. Bizde tartışma. kişısellikten uzaklaşıp prog- ram ve düşünce. politika üretme aşamasına dö- nüştürülebilirse ileriye doğru büyük bir atılım yapabilecek kapasıte var. Şurası muhakkak ki, Atatürkçülük, laıklik ve sosyal demokrasınin en güçlü savunucusu CHP'dir. Ve Türkiye'deki bu konuda en duyarlı kesimlerin temsilcisidir. Ken- disini disıpline edebildiğı ölçüde, Türkiye'nin bi- rinci partisi olmaya adaydır. Anketler aksini söylüyor. BAYKAL - Yüzde beşlere dayanan anketlere itibar etmiyorum. Önümüzdeki seçimlerde en az bugünkü konumunu koruyacaktır. Bütünleşme sürecini tamamlıyor. Parti içindeki yanşma, ha- reketliliğin, dinamiğin göstergesidir. Kurultayda da nasıl bir yanşma olursa olsun, bütünleşme ta- mamlanmış ve noktalanmış olacaktır. Yine biraz özele dönmeye, Aysel Bay- kal'ı dahayakından tanımaya ne dersiniz? BAYKAL-Çok çeşitli konulara ilgi duyan, in- san yaşamında bütün alanlann yeri olması gerek- tiğıne inanan ve bunu gerçekleştırmeye çalışan bir insan. Arkeoloji, müzik, uzay fıziği, çevre, su- altı arkeolojisi özel ilgi alanlanm. Mümkün ol- saydı bu alanlarda basit kitaplar yerine. derinle- mesine incelemeler yapmak isterdim. Bulabildi- ğim bütün zaman dilimlennde müzik dinler. bü- tün hayvanlarla, çiçeklerle ve çocuklarla uğraşı- nm. 12 Eylül ile senatörlükten kopup boş zaman bulunca briç oynamaya başlamıştım. Politikaya yoğunlaşınca yanm kaldı. Bu yıl tekrar başlama şansını yakalamıştım ki araya bakanlık işi girdi. Bol bol yüzme, tatil. Boğaz'a inip yürüyüşler yapmak, yazlığın bahçesinin çiçeklerini bakmak. 4 yeğenimle uğraşmak gibi bütün güzel keyifler yok oldu. Şu anda hiçbir şeye vakit yok. Yurtiçi, yurtdışı geziler, bakanlığın ağır sorunlan hiçbir şeye firsat vermiyor. Şikâyetçi değilim. Hepsini büyük zevkle yapıyorum. Bir siyasetçinin eriş- mek istediği çok değerli, çok önemli, o ölçüde de sorumlu bir görevde oiduğumu düşünüyorum. Bakanlık. süreli bir iştir. Onun gerekJerini yeri- ne getirmeye çalışıyorum. Bakanlar çok hızlı değişiyor. Yapılan- lar, yazboz tahtası ile ortada kalıyor. BAYKAL-Çok hızlı bakan değişiminin iyi bir olay olarakdeğerlendinlmesi mümİdin değil. Ba- kanlar kısa sürelerde yapmak istedıkleri işleri ta- mamlayamıyorlar. Zaten işleri öğrenmek önem- li bir zamanı istiyor. Bakanlann iz bırakacak iş- ler yapabılmesi gerçekten zaman ıster. Ancak hü- kümet ve seçim, CHP'nin koalisyonda kalması tartışmalan üzerinde de kimi düşüncelerimi söy- lemek isterim. Öncelıkle 1950'den bu yana CHP'nin sadece koalisyonlarla ve kjsa süreli iktidarda kaldığı ger- çeğini görmek lazım. Son 45 yıl içinde olumsuz yaşananlarda CHP'nin iktidar olarak kimi so- rumluluklan olsa da, en bunalımlı dönemlerde görev yaptığını unutmamak lazimdır. İktidar ol- mak tek parti için de zordur. Koahsyonlarda da- ha da zordur. Ama koalisyonun küçük ortağı ola- rak iktidar olmak hepsinden zordur. Bunlan göz ardı etmeden, en bunalımlı dönemlerde büyük sorumluluk duyularak iktidarda görev alındığının bilincinde olunması, buna göre durum değerlen- dirmesi yapmak gereklidir. VEFAT ve BAŞSAĞLIĞI Bankamız müdürlerinden arkadaşımız OKTAY ŞEN'in babası İSMAİL ŞEN'in vefatını üzûntüyle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhuma Allah'tan rahmet, kederli aiiesine ve yakınlanna başsağlığı dileriz. EUROTURK BA3VK ÇALIŞANLARI TEŞEKKÜR Eşimin doğumunda bizlerden yakın ilgisini esirgemeyen Dr. HASAN SEZGİN ve ameliyat ekibi Dr. CEMALETTİN AYAN, Anestezist Dr. ÜMİT AYSALAR'a ve tüm Yaşam Hastanesi personeline, aynca Dr. Yr. GÜLİSTAN ÇELİK'e teşekkür ederiz. ORHAN ÇANKAYA SATILIK AGFA KAMERA - Repromaster 2200 II - Agffa Copyproof CP 530 E Tel: (0.212) 212 34 40 Eylül, Ege'de bir başka güzel ÇAĞIN MOTEL Her öğün balık, akvaryum gibi deniz, Kalabalıklardan ve kabalıklardan uzak SESSİZ TATİL T.R: 800.000.- TL 2 kişi 1 hafta: 9.800.000 - TL Assos Bektaş Köyü Sütlüce Koyu Tel: 0 286 723 40 42/43 Cumhuriyet Gazetesı kımlıf imi kaybettim. Hükümsûzdür. ZEYNEL KARA Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsûzdür. ŞENEL ÇAKIR Romanlarınız ve ansiklopedileriniz yerinizden alınır. Tel: 554 08 04
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear