25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET 3 EYLÜL 1995 PAZAR KULTUR ^merikan lüşüncesi, Wrupa leştirisini loğuruyor kültür Servisi- "Amerikalılan şimdiye ka- kültürsüz olduklan için eleştiriyorduk. at şimdi'Forrest GumpYDumb And nber' gibi filmler sayesüıde, kültürsüz de- be>insiz olduklanıu anladık" diyor Avru- lar Avrupa'yı en çok eğlendiren şeyler- binsı, Amenkahlann boş kafalan. K.Uİ- lmayan, boş kafalann ürettıği şeyler Av- a'da alaycı gülümsemelerle karşılaşıyor 'HoUyvvood yapuncılan Amerikan toplu- nu tam anlarrm la \ ansıüyor" türünden y o ılara yol açıyor. lu görüşlerin oluşmasında, Amerika'da ısenin okumadığinı. entelektüel bır hare- liliğin olmadığını söyleyen Amerikalı ay- lann da payı var Fakat v ine de Avrupa'nın lantılarda ve yemeklerde tartıştıklan tez- Amerika'dan ithal ediliyor. Fukuvama ırihinsonugeldrdedıği zaman, Iıberal de- krasi ve komünızm ile ilgıli düşünce sa- lannı başlatıvermışti. Birçok düşünce akı- tartışma, sıyası sözlüğümüzü oluşturan ımler Amerika'dan kaynaklanıyor. ama yıne de entelektüel bir hareketlılık oldu- anlamınagelirmi? lollywood filmlennde göremiyoruz. ama, nda Amenka'da bırtakım dergi ve gaze- •rde sürdürülen entelektüel bır yaşam var ta bu dergiler Avrupa'dakı benzerlennden nk ve derinlik açısından oldukça da zen- ler. tyi de.nasıl oluyordaetkıliyorbu kü- dergiler toplumu'' Fukuyama'mn "Tan- Sonu" makalesı Bush'un doktrinının te- lını oluşturdu. "Tikkun" adlı bır Yahudı gisı Marksizmle mıstısızmı bırleştırdığı yazıdan sonra Clinton'dan "Düşünceteri- ı netieşmesine yardımcı olduğunuz için te- kür ederim" sözlenm ıçeren bir mektup ı. Ingılız lşçi Partısı lıden bazı konularda ışmak içın Ingıliz değıl Amerikan aydın- nı tercıh etti. •anınz bu etkıntn sebebı. Amerikalılann ılist bir şekilde Amenka'da olan her şeyin lyayı değiştıreceğine olan ciddi inançlan. ünyanıiı «.konuiiiik vc politü: olduöu ka- düşünsei olarak da kaderi bizim elimiz- 1 diyorlar ve buna ınanıyorlar. iu düşünsel çabada kafalannın kanşık ol- sının da etkısı var Bütün yenı fikırler on- içın çok etkileyicı ve her şey hakkında n uzun düşünüyorlar. Tabii bu kafa kan- ığı, her konuda çözümler üreten ve iyı pa- .azandıran rehberlenn de ortaya çıkması- ağhyor. Ne de olsa her şey satılabilir. Şım- z kadar bu tür bir çok kıtap. en çok satan- listesıne girmeyi başarmış. Ve böylece. ta akıl fikir dağıtan. halk tipi aydınlar smuş. Her kültürel grubun ve her azınlı- kendi pıri, kendı entellektüeli var. lu durum, belkı de, ünıversitelere kapa- , akademisyen Avrupa aydırundan daha ımli birortam yaratıyor. Avrupa'da kapa- apılar ardında ve dar çevrelerde yapılan ünce üretimi. Amenka'da bunun tam ter- ılarak halka açık ve popüler ortamlarda çekleşıyor. Fakat. Amenka'daki ortamın •upa kadar demokratik oldugu söylene- ı. Avrupa "da insanlar başkalannın düşün- ;rine saygı duymayı öğrendiler. Ameri- la ise herkes kendi fıknnin doğru ve di- lennın yanlış olduğundan emındir. Aslın- belkı de, ikisı birbinnı tamamlayan şey- Amerika'nın tezcanlılıkla her yeni dü- ceye atılma huyu olmasa. düşünce yaşa- bu kadar canlı olmazdı. Ve Avrupa'nın kuyla yaklaşma alışkanlığı da eleştiriyi îelişmeyı sağhyor. '3GANIZASYON HHler ve Statin Bertin'de tekrar buhiştu Kültür Servisi- Nazi dönemine ait re- sımler. "Berlin-Moskova, Moskova- Berlin"sergisı kapsamında Berlin'de sergileniyor. 1945 yılından beri Ame- rika'da bulunan ve görülmesi sakınca- lı olan resımlerbırkaç yıl önce Alman- va'ya getirilmiş, fakat sergilenmesi ya- saklanmıştı Almantarihinınbuönem- lı ve acı dönemine aıt resimler belki iyi niyetle, belkı de kötü olduklan içın şimdiye kadar halkın önüne çıkanlma- mıştı. Şımdi insanlar, "İyi ya da kötü oMuğuna karar verebümemiz için ön- ce görmemiz gerekiyor r ' diyorlar. Berlınlilenn ilk defa göreceği, ikı kent arasındakı sanatsal ilişkileri konu edinen. "Berlin-Moskova, Moskova- Berlin / 1900-1950" ısimli sergi eylül başında açılıyor. Sergilenen 2 bin 200 resim arasında. Nazı dönemine ait olanlar çok az bir yer tutmasına rağ- men. büyük ilgi çekmesi bekleniyor. Bu resimler potansiyel saldırganlardan korunmak için ayn birbölümde sergi- lenecek. Sergiyı düzenleyen Jörn Mer- kert, yüzyılın tanhınin en önemli kıs- mını oluşturan totalitenzm olmadan serginin eksik kalacağını belirtiyor. Moskova'daki Puşkın Müzesi'yleor- taklaşa gerçekteştinlen sergi için Ame- rikalı sanatçı Daniel Libeskind. karan- lığı anlatan siyah ve kanı anlatan kır- mızıdan oluşan, iki totaliter ıdeolojiyı sımgeleyen bir sergileme yen düzenle- di. Burada, Hitter ve Stalin tarafından sürgüne gönderilen sanatçılann eser- leri yer alıyor. Sergi, 1988 yılında, henüz Berlin Duvan yılalmarruşken, Berlin'dekı Rus varhğını anlatmak içın planlandı. Sov- yet Devrimi'ni izleyen yıllarda yanm milyona yakın Rus. Berlin'e kaçmıştı. Aralannda Marc Chagail ve V ladimir Nabokov gibi ünlülenn de bulunduğu bu insanlar, Berlin'de bir Rus sanat ha- reketi yaratmıştı. Aradan geçen zaman karşıhkh etkıleşimler doğurmuş, bes- tecıler Schoenberg\ e Scriabin ya da ti- yatrocular Reinhardt ve Stanislavski arasında oldugu gibi paralellikler yarat- mıştı. 1922 yılında açılan ilk*Ber- li'nde Rus Sanaü" sergisiyle başlayan sanatsal ilişkıler Stalin'in baskısıyla karşılaşmış ve Hitler'in ıktidara gel- mesinin ardından, Almanya'da- ki sanatçılann yurtdışına kaç- masıyla bitme noktasma gelmiş- ti. Berlın'de kalan birkaç Rus sa- natçı ıse stillerinde birtakım de- ğişiklikler yaparak çalışmalan- nı sürdürmüştü. Merkert, bu dönemde yapılan resımlenn çok gûzel olduğunu ve kötü sanat oldugu gerekçe- siyle yasaklanmalannın saçma- lık olduğunu söylüyor. Merkert, bu dönemı ve eserlerin reddet- menin bunu sahiplenmek kadar tehlıkeli olduğuna dikkat çeke- rek. doğru değerlendırebilmek için tartışmaya açık olmak ge- rektiğını belirtiyor. İkı totaliter rejimi karşılaştırmayı amaçladı- ğını ve ikisini hıçbir anlamda bir tutma- mak gerektiğinı anlatan Merkert, Hıt- ler'i etrafında askerlerle gösteren "Hit- ler Cephede", "StaKn Yağmur Sonrası Kremlin'dekken" gıbı resımkrin ken- dısıni ılginç bir şekilde etkilediğini de sözlenne ekliyor. Merkert'ın Sovyet ressamlanna eleştinsi ise propaganda hakkında: "^Sosyalist realizmin propa- ganda sanaü olmadığını öğreıunelâer. Bu gerçeğe bakmanın ve onu yansıtma- nın farklı bir >olu."Merkert yine de Moskovalılann bu resimleri gördükle- ri zaman, eskı güzel günleri anımsaya- caklannı söylüyor. "Çiinkü, bu onla- Erim Gözen Ödülleri verildi Erim Gören ile Uğur Derman adına iki grupta toplanan ödüller verildL Kültür Servisi- Geçen yıl 4 Eylül'de feci bir trafik kazasında Prof. Dr. Uğur Derman ve eşi Gül Derman'la birlikte kaybettiğimiz çizgi fılm ustası Erim Gözen adına iki grupta toplanan ödüller, ögretim üyesi oldugu Eskişehir Anadolu Universitesi'nde yapılan bır törenle sahiplerine verildi. Tan OraU Mine Gözen, Meral Erez, Fethi Kaba M' Kaan Kayımoğlu'ndan oluşan seçici kurul, üniversitede yapılan bir törenle, "tlk Çizgi Film Ödülü"nü Erhan Gezer'in "Çorba" adlı filmine ve "Erim Gözen Mesieğe tlk Adım Ödülü r> nü de, Günay Ercan'ın "Maske" filmine verdi. Erim Gözen'in eşi MineOzen tarafından her yıl verilecek olan ödüller. bu yıl 15 milyon ve "BronzPim"dı. Törende anılan Erim Gözen'in kişilıgi ve sanatı üzerine Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesı Dekanı Prof. Dr. Engin Ataç ve Tan Oral birer konuşma yaptılar. Esma Sultan') da4 Güz Müza Kültür Servisi - Artium Sungur Sanatevi, sezonun ilk müzayedesinı Esma Sultan Yalısı'nda. 5 eylül salı akşamı saat 21.00'de gerçekleştirecek. Rüşrü Sungur'un yöneteceği "Güz Müzayedesi"nde. açılış fiyatlan 2,5 milyon ile 350 milyon arasında değışen yaklaşık 106 sanatçıdan 178 yapıt yer alacak. Müzayedede, 20. yüzyıl Türk resminin klasık ve çağdaş örnekleri ile Azeri, Rus ve Ermeni sanatçılann yapıtlan satışa sunulacak. Güz Müzayedesi'nde yağlıboya, suluboya ve özgün baskılar sunulacak. Sanatseverler, cumhunyet dönemi sanatçılanndan Nazmi Ziya, Hikmet Onat Ali Rıza Hoca, Sami Yetik, HalU Paşa: cumhunyet sonrası dönemden Hamit Görele, İbrahim Safı. Naci Kalmukoglu, Cevat Dereli. Ali Çelebi, Fikret Mualla, Necdet Kalay, Zeki Faik İzer, Fahr-el Nissa Zeid, Alhe Berger, Bedri Rahmi Eyüboğiu ve aynca çağdaş sanatçılardan Burhan l'ygur. Orhan Peker. Adnan Vannca, Nedim Günsur, Abidin Dino, Ömer Uluç, Komet, Gülsün Karamustafa, Erol Akv^vaş, Utku Varlık. Cuma Ocakü, Sefa, Faruk Cim'ok. Hüseyin Cahit Derman ve daha birçok sanatçının yapıtlanyla karşılaşma fırsatı bulacaklar. HalilPaşa nın a MKir'dan r adlı tablosu, 350 milyon TL ile müzayedenin en yüksek açılış fıyatına sahipparçası. Müzayedenin ilgi çekici parçalan olarak ise şu yapıtlan sıralamak mümkün:Çeşitlı devlet kuruluşlan için çızdiği afişlerle tanınan ve Türkiye'de ilk afiş sergisini açan thap Hulusi'nın, başta Almanya'da gerçekleştirdiği bır tütün reklamının afiş resmi olmak üzere, dönemının atmosferinı yansıtan "Burgazada'da Kadın" adlı çalışması ve aynca çeşitlı desenleri, fotoğraf ustası AraGüler'in imzalı bir fotoğraf çalışması, Ermeni ressam Garabet Yazmacıyan'ın eski Türkçe imzalı "Küçüksu" adlı çalışması. Givanian'ın "Gece" adlı tablosu ile Rus ekolünden çeşitlı sanatçılann resimleri. Halil Paşanın Mısır'dan" adlı tablosu GENÇ PAMUKBANK 40. YILINDA DAHA DA COŞKULU! BALLET TEATRO ESPANOL de RAFAEL AGUILAR carmenL A M N • C O Daha fazla coşku... Daha fazla tutku. Ballet Teatro Espanol, Pamukbank'ın 40. yıl etkinlikleri çerçevesinde Eylül'de Istanbul'da. Carmen Flamenco dans gösterisi, 1820'lerin Ispanyası'nda geçen tutkulu bir aşk ve ölüm hikayesinin farkh ve çarpıcı yorumu. Merimee'nin romanından esinlenerek Bizet'nin ünlü müziğiyle sahneye konan bu ölümsüz eserin koreografı, 1991'de Londra'da "Yılın Koreografı" seçilen Rafael Aguilar. Gösterinin başarısı, çağdaş bale, flamenco ve klasik ispanyol dansfigürlerinin mükemmel bileşiminden kaynaklanıyor... Italya, Fransa, Almanya ve Japonya başta olmak üzere dünyanın dört bir yanında büyük beğeni kazanan Ballet Teatro Espanol, istanbul Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'na 45 kişilik geniş kadrosu ve Ispanya'nın eşsiz ortamını yansıtan orijinal dekorlarıyla geliyor. PAMUKBANK \M a BİLETLER TÜKENMİŞTİR GINI KOŞEBENT ENİS BATUR Kimiz Selim lleri'nin "Neden Eski Kültürürnüz" başlık- lı yazısında üzerinde durduğu "yapay aydın" kimli- ğinin etrafında, kendi deyişiyle "nerelere uzanabi- leceği şimdilik bellisız bir tartışma"nın gelişeceği kesin. Yeni bır tartışma konusu değil bu oysa: Odak, "Doğu-Batı" eksenınde durduğuna göre yaklaşık 150 yıllık bir geçmişi var. "Felatun Bey ile Rakım Efendi"der\ Peyami Safa'ya, Ataç'a, Tanpınar ve Cemil Meriç'e, hümanistlere. Kemal Tahir'e, At- tilâ llhan a. Niyazi Berkes'e upuzun bir liste çıka- rılabilir. Denilebilir ki 150 yıllık geçmişimizin kilit tar- tışması Doğu-Batı karşıtlığında bıçimlenmiştir. Bu- günden yanna, geleceğimize bakarken de kopama- yacağımız bir nokta olarak karşımıza çıkıyortartış- manın beslendiği sorular: Kimiz bız, nereye ait sa- yıyoruz kendimizi, hangi uygarlığın parçasıyız, na- sıl yaşamak istiyoruz, seçtiğimiz degerler hangile- ri? Aydının "yapay"lığı konusunda Melih Cevdet Anday a katılıyorum: Aydın kendisıni yapan, yap- ma yolunda olan insandır. Sanıyorum, has ay- dın/düzmece aydın türü bir ayrımdan hareket edi- yor Selim ilen. Kendi payıma, böyle bir aynm ben de yapıyorum öteden beri: Toplumun değişken de- ğerlerine göre ikidebır yer, yön ve degerler sistemi değiştiren; gününün "n/mef"lerinden pay almayı ana ılkesi sayan; düşüncelerıyle egemen gidişatın karşısında yer alıp yapayalnız kalmayı göze almak- tansa, bukalemun benzerlerıyte "durum"a uygun yeni biçimler seçen kişiler aydın olabilirter mi? On- lann "düşünsei görünüşleri bütünüyle iktidar ayar- lıdır. işte yurdumuzda konuk profesör olarak bulu- nan Şerif Mardin, Nilüfer Göle ve benzeri isimler: "Birieşttricı zekanın istısnaî yeri", "muhafazakârtı- ğın manalandırdığı modern" olarak tanımladıklan Fethullah Gülen'i 1995 Türkıyesi'nin Rasputin'i haline sokan bu perspektifi borçlu olduğumuz in- sanlann çift pasaportlu olmaları düpedüz raslantı mıdır acaba? Buraya kadar belki de yollanmız aynlmıyor Selim lleri'yle. "Yapay aydın"'ı tanımlıyor oysa, hem de olanca açıklığıyla: "Batılı ve daha önemlisi, Batıcı, mutlak Batı yanlısı", "doğu kültürünün Türk toplu- mu üzerındeki çok derin, yüzyıllara dayalı etkisini küçümseyen" bir aydın portresinı çizerken, mutlak Batı karşıtı, Doğu kültürünün Türk toplumu üzerin- deki etkisini yücelten bir konuma oturmuyor mu? Batı'yı ne sandığımız, saydığımız çok önemli gö- rünüyor bana, Vandal kapıtalizmin beşiği, emper- yalizmin yüreği, muhafazakâr burjuvadüşüncesinin ve geleneklennın güçlü bekçisi bir kültürel cograf- ya mı? Yoksa; özgür bilimsel düşüncenin köktenci muhalefeti aracılığıyla, devrimci yaratma gücünün direnişi ve gelişmesiyle insanın evrensel düzeyinin yükselmesini sağlayan başka bir kültürel coğrafya mı? Batı'yı anlamdırarak seçmek, ayıklamak, ona öyle yaklaşmak gerekir. Bu yapılmadığı an bir "blok"\a karşılaşır, "değerleri kanştırmaya başla- nz: İki bacağının üzerinde durmaya yeni başlamış bir sık kıllının cep telefonuyla konuşması, Mercedes kullanması, buzlu viski içmesi, teybinden tıs-tat mü- zik dinlemesiyle kadın-erkek eşitliği, günde sekiz saat güvenceli çalışma koşulları, düşünme, inanma ve ifade özgürlüklennın gerçekten hayata geçirilme- si türünden ölçüleri benimsemek nasıl karşılaştın- labilir, kanştınlabılir? Doğu'yu ne sandığımız, saydığımız da bir o ka- dar önemli görünüyor bana. Türkiye'de, dinsel inançlannın ya da ırksal aidıyet duygulannın belir- leyıcilığı ölçüsünde kendilerini Doğulu, Asyalı, Or- ta-Doğulu sayaniarın Karaçi'de, Tahran'da, Şam'da nasıl yaşanıyorsa öyle yaşamak istemelerini anlıyo- rum, bunda garipsenecek biryan görmüyorum. Do- ğu-Batı ıkilemini öne süren aydınlanmıza katılamı- yorum, buna karşılık. Türk aydını genelde Doğu dünyasını hiç tanımıyor. Doğu'yu, Türkiye'ye yan- sıdığı oranda benimsemek istiyor. Yok öyle şey: Do- ğu, apayn bır paradigmadır. Niyazi Berkes'in "As- ya Mektuplan'run bugün yeniden yayımlanmasını, okunmasını dilerdim. Selim İleri, "eski küttürümüz" diyor. Eski kültürü- müz dediği, islam kültürü, Müslümanca yaşama kültürüdür. Türkiye'de eski kültürün yeniden ege- men olmasını gönülden isteyenler, "İslam devleti" kurmak ıstiyorlar. Haklılar. Öyle yaşamak isteyenler böyle yapmalıdırlar. Bunun başka yolu yoktur. Ben, insanlann ve toplumlann yaşama düzenlerini inanış- lanna göre değil, düşünüşlerine göre düzenleme- leri gerektiği kanısını taşıyorum. Inancın evrimi yok- tur, düşüncenin evrimi vardır. Kültürier değişebilir, köklü değişikliklerden geçebilirier, bu onlanfakirleş- tirmez, farklı boyutlar kazanmasını sağlar. Selim ileri bu konuda bilmem ne düşünüyor? Hamiş: Yolunuz Priene'ye düşerse, boşuna reh- ber kitap aramayın, sormayın: "Priene Kılavuzu"nu ola ki Istanbul'da bir sahafta bulabilirsiniz, bulabi- lirseniz. Rüstem Duyuran'm kitabını 1948'de Milli Eğitim Bakanlığı basmış. Seramik sergisi TOKYO / ANKARA (ANKA) - Osmanlt Imparatorluğu döneminde Japonya"dan ithal edilen "ariti seramikleri", sergılenmek üzere Japonya'ya gidecek. Topkapı Sarayı Koleksiyonu'nda yeralan Japon seramıklerinden derlenen ve 107 seramiğin yer alacağı. "Topkapı Sarayı'ndan Hazineter: Sultanlann Sevdiği Seramikler "sergisi 3 ay süreyle Japonya'da sergilenecek. Sergi 8 eylül - 24 aralık günleri arasında Japonya'nın Kyushu, Shigaraki ve Tokyo kentlerinde düzenlenecek. Yetkililer sergide yer alan seramiklerin, 16. ve 17. yüzyılda, Osmanlı Imparatorluğu döneminde, ariti seramikJerinin üretim merkezi olan Kyushu'dan ithal edildiğini belirttiler. Edebiyat dergisi ANKARA (,-VA) - Ankara Üniv ersitesi TÖMER Dil • Merkezi'nin, Türk topluluklannın dil ve kültür bağlannı araşrırmak amacıyla hazırladığı Türk Lehçeleri ve Edebiyatı Dergisi yayımlandı. TÖMER'den yapılan açıklamaya göre üç sayısı art arda çıkan derginin ikı de özel sayısı yayımlandı. Kazak Türklen'nin dil ve edebiyat ustası Abay'ın doğumunun 100. yılı dolayısıyla çıkanlan Abay ve Manas özel sayılannın bu konudaki boşluğu doldurması bekleniyor. Fotoğraf Sergisi ZONGULDAK(AA) - Zonguldak Gazeteciler Cemıyetı, insanlık dramı yaşanan Bosna-Hersek ile ilgili fotoğraf sergisi açtı. Tekel Devlet Güzel Sanatlar Galerisi'nde düzenlenen serginin açılışında konuşan Zonguldak Beledıye Başkanı Zekı Çakan, Avrupa'nın ortasında insanlık dramı yaşanan Bosna-Hersek'te Sırp zulmünün sona p""»-^™ istedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear