13 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 EYLÜL 1995 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Veni asgari ücrot yupurlukte • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafuıdan 10 agustosta belirlenen yeni asgari ücret, dün yürürlüğe girdi. Buna göre asgari ücret, 16 yaşından büyük işçiler için 5 milyon 547 bin 135, 16 yaşından küçük işçiler için de 4 milyon 656 bin 105 liraya yükseldi. SSK Genel Müdürlüğü'nün dünkü Resmi Gazete'de yayımlanan tebliğine göre, sigorta primine esas ücret, dünden geçerli olmak üzere, 16 yaşından büyük işçiler için alt ve üst sınır aynmı yapılmaksızın günlük 271 bin 542. aylık 8 milyon 146 bin 260 lira oldu. MKH saüşları kurala uygun • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKJEK) Genel Müdürlüğü'nün tüm yurtdışı satışlarda, uluslararası kurallara ve ihracat mevzuatma her yönden uygun hareket ettiği bildırildi. MKEK'den yapılan yazılı açıklamada, kunımun dış satışlannın, son dönemde abartılı şekilde gündeme geldiği ifade edildi. 'Doğu raporu' tartışriıyor • Ekonomi Servisi - Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfi (TESEV), 5 Eylül 1995 Sali günü saat 16.00'da The Marmara Oteli toplantı salonunda, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği için Prof. Dr. Doğu Ergil tarafından hazırlanan ve kamuoyunda, medyada büyük tartışmalara neden olan " Doğu Sorunu: Teşhisler ve Tespitler" başlıkh raporun bilimsel olarak tartışılacağı bir toplantı düzenledi. Ankara'da ekmek 9binira • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara'da ekmeğe zam yapıldı. Daha önce 250 gramı 7 bin 500 liraya satılan ekmeğin gramajı değişmezken fıyatı 9 bin liraya çıkanldı. Zamlı fiyattan ekmek satışlanna bu sabahtan itibaren başlandı. Ankara Fınncılar Odası Başkanı Yusuf Ekşi, ekmeğe yapılan zammın, 1 ay önce kararlaştınldığızu söyledi. Ekşi, "Un fiyatlan bir istikrara kavuşur düşüncesiyle bekledik. Ancak, bir gelişme olmadı ve istikrarsızhk devarn etti" dedi. Özelleştipme konferansı • ANKARA (ANKA)- Avrupa Birliği, gümrük birliği açısından büyük önem verilen Türkiye'deki özelleştirme programını tanıtmak üzere ekimde büyük bir konferans düzenleyecek. 3-4 ekim günlerinde Brüksel'de yapılacak konferansın açılışına Başbakan Tansu Çillerdekatılacak. Türkiye'deki özelleştirme programınm yabancı fîrmalara tanıtımının amaçlanması nedeniyle Avrupa'da 4 bin şirkete davetiye gönderiîdiği öğrenildi. Köytaş'm satışı tamam • AıNKARA (ANKA) - Köytaş Köy Tanm ve Sanayi Makinalan'nın yüzde 85.59'unun 150 bin dolara ABG ortak girişimine satışını öngören Özelleştirme Yüksek Kurulu karan. Resmi Gazete'de yayımlandı. Karara göre Köytaş 'taki Özelleştirme Idaresi'ne ait 18.7 milyar lira nominal değerindeki hisse. ABG ortak girişimine 150 bin dolara satıldı. SSK ödemeleri tavandan otacak • ANKARA (AA) - Asgari ücretin. sigorta prim tavanının üzerine çıkanlması nedeniyle bugünden itibaren 16 yaşından büyük tüm SSK'liler tavandan prim ödeyecek. Sigorta prim tavanı halen 8 milyon 146 bin 260 lira düzeyinde bulunuyor ve ücretlerin bu tutan aşan kısmından prim kesilmiyor. Geçerli oJan yeni asgari ücret ise brüt 8 milyon 460 bin lira düzeyinde bulunuyor. İşverenler, Çalışma Bakanı'nın karşısmda sosyal demokratlara çatınca ipler koptu Yeni bakanla bahar kısa sürdü• Çalışma Bakanı Ziya Halis'ten ılımlı bir yakJaşım gören işverenler, TİSK Başkanı Refik Baydur'un "Sosyal demokratlar çağın gerisinde" sözleriyle, yeni bir tartışmaya neden oldu. Bakan Halis de liberaller ve muhafazakârlan aynı biçimde suçladı. Ekonomi Servisi - Çalışma Ba- kanı ile işveren kesimi arasındaki "bahar havası'* kısa sürdü. Aydın Güven Gürkan'ın bakanlıktan ay- nlmasını memnuniyetie karşılayan ve yeni bakandan, daha ılımlı bir yaklaşım gören işverenler, Türk- Henkel ve Türkiye işveren Sendika- lan Konfederasyonu'nun (TİSK) ortaklaşa düzenledıklen "Dünyada ve Tûrkiye'de Endüstri flişkiterinin Yeni Bovunan" konulu toplantıda. sosyal demokratlara çatınca ıpler yi- ne koptu. lşçi sendıkalannın temsil edilmediği "Sendikacılık" konulu toplantı, hükümet ve işveren temsil- cileri arasında sen tartışmalara sah- ne oldu. Türkiye'de ve dünyada sen- dikacılığın tartışıldığı toplantıya, hiçbir işçi sendikasının çagnlmamış TİSK Başkanı Refik Ba\dur Çalışma Bakanı Ziya Halis Devlet Bakanı Bekir Sami Daçe olması da oldukça dıkkat çekıcıydı. TİSK Genel Başkanı Refik Baydur yaptığı konuşmada, 1994 yıb için- de lngıliz lşçi Partisi'nın sosyal de- mokrat ideolojiden sıynlıp kendini yeniledığini hatırlattıktan sonra, Tûrkiye'deki sosyal demokrat anla- yışı eleştırdi. Türkiye'de üretımden gelen gücün sokağa salınmasının bir nevi çarpık demokrasi anlayışı olduğunu savunan Baydur. "Sosyal demokrasi anlayısının kah yasa hü- kümleriyle işyerinin vok olması pa- nasına. çalışandan yana olmak ha- masi nutkuyla gecinen parti ve par- rjlerimizin ve yasalann gölgesinde yaşamaya hevesli sendikalanmızın çakşan ve iş bekleyen in&ammıza kö- tülükettikleri gerçeğini görmemete- ri çok dikkat edilecek bir davranış tarzKhr"dedi. TİSK Başkanı Refik Baydur, aynca toplusözleşme ve sı- nıf sendikacılığımn tüm dünyada devrini tamamladığını ve bu tip sen- dikalann süratle kan kaybetmeye başladığını iddia etti. Baydur sözle- rim şöyle sürdürdü: "Bugün ülke- mizde çalışanlan işverenin ödediği- ni devlede yan yanya paylaşır hale geunişlerdir. Dünyada sosyal güven- lik ve vergi uğruna Tflrk işvereni ve Türk işçisi kadar devlet tarafından acunasızca soyulan bir başka mem- leket yoktur." Refik Baydur'un konuşmasının ardından kürsüye gelen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ziya Halis, Türkiye'de işçinin iş güvencesının zayıfolduğunu, işsizliksigortasının bulunmadığını ve yönetime katılma mekanizmalannın kurulmadığmı belirterek, Bakanlık olarak bu so- runlann çözümü için gerekli yasal düzenlemeleri hazırladıklanm ifade etti. Halis, İş ve lşçi Bulma Kuru- mu'nun, Iş-Kur adı altında yenıden örgütleneceğini de kaydetti. Bakan Ziya Halis konuşmasının sonunda, TİSK Genel Başkanı Baydur'un eleştirilerine yanıt verdi. Türkiye'de sosyal demokratlan "değjşınediler'' diye eleştirmenin haksızlık olacağı- nı vurgulayan Halis, özelleştirme ile ilgilı kanunlann Meclıs'ten gecme- sinde hükümet ortağı olarak kendi- lerinın de pay sahibi olduğunu ve bütün bunlann gözardı edilmesınin üzücü olduğunu belırttı. Halis, söz- lerini şöyle sürdürdü: "tşcieylemle- rini sokağa dökülme şeklinde kü- çültemezsiniz. Türkiye'nin şu anda içinde bulunduğu ekonomik ve sos- yal skınulann sorumlulan bizler de- giliz. Bütün bunlann tek sorumlu- su liberal ve muhafazakâriardır. Bu ülkede değişmesi gereken birileri varsa, bunlar bizler değil, liberal ve muhafazakâriardır. fğneyikendini- ze batırmadan, çuvaldızı başkasına baurmaya kalkmayın." Son olarak kürsüye çıkan Devlet Bakanı Bekir Sami Daçe hak arar- ken kullanılan haksız araçlann kar- şısında olduğunu belirterek bütün bu hak arama yollannın kanunlar için- de yapılması gerektiğini ifade etti. Promosyon şirketlerine göre de gazetelerin yaptığı promosyon değil, satış 6 Bu çılgınbk er geç soııa erecek' • Uluslararası Promosyon ve Armağan Ürünleri için Ortaklık (IPPAG) adlı kuruluşun toplantısına evsahipliği yapan TEKPAR'ın Genel Müdürü Sedat Cengiz, gazetelerin bu maliyeti karşılamasının olanaksız olduğunu söyledi. ÖZGÜRULUSOY Promosyon şırketleri, ga- zetelenn promosyon çılgınlı- ğından rahatsız. Uluslararası Promosyon ve Armağan Ürünleri için Ortaklık (IP- PAG) adlı kuruluşun toplan- tısına tstanbul'da evsahipliği yapan Türkiye'nin en büyük promosyon şirketlennden TEKPAR AŞ.'nın Genei Mü- dürü Sedat Cengiz, gazetele- rin kuponla "taediye" dağıt- masını "iş çığnndaıı cık- ü"sözleriyle eleştirirken. "Bir milyon televizyon ver- mek promosyon dtgildir. Bu- nun adı artık saüştır. Düırya- nın hiçbiryerindegazctelertle bovlc bir pn>mosvon çılgınb- gı yok, dünyada insanlar ga- zete okuyor" dıyor. Çengız bu çılgınlığm ergeç biteceği- ne inandığını da söylüyor. Çengız, gazete promos- yonlannın Türk sanayıini baltalamakla kalmayıp. dek- lare edilen abartılı rakamlar- la halkın kandınldığını, hak- sız rekabet ortamı yaratıldığı- nı ya da gazetelerin bütçele- rinın kaldıramayacağı yükle- rin altına girdiğinı kaydetti. Gazetelerin bir süredir pro- mosyon şırketlerini aradan çıkardığını belirten Gengiz, "Çin'den, Hong Kong'tan kulağınuza geliyor. gazeteler. kendfleri ithalata başlamış- lar" diye konustu. Bir milyon televızyon da- ğıtılmasının, arz talep denge- lenni bozacağını ılen süren Cengiz. "Kaldı ki, Çin'den bi- le ithal etseniz. bunun fiyatı 200 dolardır, Gazeteler bu yükü nasıl kaldıracak?"diye sordu.. Yaklaşık ıkı yıl önce promosyon için bir gazete- nin, günlük satış fıyatının yüzde 15'ı kadar bir rakam verdiklerini belirten Cengiz, şunlan söyledi: u Bu makııl birorandır. Şimdi bu manük- la rakamlan topluyonım. he- saplan 365 güne sığdıramı- yorum" diyor. Çengız'e göre. TEKPAR Gend Müdürü Cengiz ve IPPAG Başkam Veidhoen Promosyon uzmanlık işi Bütün dünyadan hediyelık eşya ve promosyon şirket- lerınin oluşturduğu IPPAG (Uluslararası Promosyon ve Armağan Orünleri İçin Or- taklık). 26 Ağustos-1 Eylül tanhlen arasında Istanbul'da toplandı. 28 ülkeden oluşan IPPAG'ın Türkiye'deki tek üyesı TEKPAR AŞ. IPPAG'a her ülkeden tek bir kuruluş üye olabiliyor, çünkü IPPAG ıçerisinde sır saklanmıyor ve bütün üyelenn yararlandığı bir bılgı bankası oluşturu- luyor. Türkiye'de genellikle çok uluslu firmalar promosyon yapıyor. Promosyon şirket- lerinin, hediye seçımınde dikkate aldığı beş unsur var: Crün, hedef kitle, aynlan bütçe, adet ve zaman. Bundan sonra, firma bünyesındeki proje grubu, bır arşıv çalışmasıyla, ürün yanında venlecek armağını belirliyor. Promosyon ürün- lerinin reklamlardan farkı, kalıcı olmalan ve ürünü alan kişi tarafından süreklı kul- lanılabılmelen. dağıtıma kısa bir süre kala, tirajın bırden bire ikı yüz bi- ne düşürülmesi ve pek çok "okurun" kuponlannı ta- mamlayamaması ışten bile değil. Bir başka nokta da, deklare edilen fiyatlann ger- çek flyatlann çok üstünde ol- ması. Cengiz, sözgelimi Hong Kong'ta 8 dolara satı- lan bırporselen takım için 42 milyon değerbiçildığin belir- tirken, bunun adını da koyu- yor: "Halkı kandırmak." Uluslararası Promosyon ve Armağan Ürünlen için Ortaklık (IPPAG)'ın başka- nı Heino Aron VÛdhoen Al- manya'da kupon birıktirme esasına dayalı promosyonun olmadığını ancak bazı dergi- lerın ya da gazetelerin. abo- nelenne. yeni aboneler ka- zandırdıklan takdırde arma- ğan verdığını kaydediyor. Bu okur kazanmaya yönelik ol- duğundan. promosyon hiz- metlennın kökenınde yatan müştenyi ürüne teşvik etme ılkesıne aykırı düşmüyor. Faralyalı:Tüketici korumasız IZMtR (Cumhuriyet Ege Bürosu)- Enerji ve Tabıi Kaynaklareskı Bakanı Ersan Faralyalı. promosyon yapan gazetelenn "saoş mağazası- na" döndüğünü belirterek. "Birçok gazete tüketkri köse- siyletüketicinin korunmasın- da çok duyariı davranıyor. Tükcticik'ri bu gazetelerden kün koruyacak" diye sordu. Faralyalı. gazetelenn bu yol- la vergı kaçağına yol açtıkla- nnı da dikkat çekti. Ege Böl- gesı Sanayi Odası Meclisi toplantısına katılan Faralyalı, promosyon yapan gazeteleri yaylım ateşıne tuttu. Faralya- İı gazetelerin kendı araları- daki rekabetten, promosyon rekabetınden çok ciddi endi- şeler yaşadığını belirtti. Elektrikte ilk özelleştirme denemesi 5 yılını doldurdu, ancak hâlâ yasallaşamadı Âktaş, Danıştay'ın onayını bekliyor• Daha önceki iptalin sadece sözleşme konusunda Danıştay'dan görüş ahnmamasından kaynaklandığını belirten Aktaş Elektrik Genel Müdür Yardımcısı Faruk Acuner, yeni sözleşmenin onaylanmamasının söz konusu olmadığını söyledi. Ekonomi Servisi- Bakanlar Kurulu tara- findans onaylanarak TEAŞ'la yenilenen Ak- taş'ın sözleşmesi. Danıştay tarafından ince- lendikten sonra yürürlüğe girecek. Daha ön- ceki iptalin sadece sözleşme konusunda Da- nıştay'dan görüş ahnmamasından kaynak- landığını belirten Aktaş Elektrik Genel Mü- dür Yardımcısı Faruk Acuner. yeni sözleş- menin onaylanmamasının söz konusu olma- dığını söyledi. 1990 yılında olaylı bir şekilde Istanbul Anadolu yakasının elektirk dağıtımını alan Aktaş, beşinci yılını doldururken, yasal ze- mine oturtulmaya çalışılıyor. 5 yıldan bu ya- na gerek TEK ile imzalanan sözleşmenin bozukluğu, gerek haksız alınan elektrik fa- turalan, sayaç kiralan ve gerekse çıkanlan işçilerle kamuoyunun gündeminden düşme- yen şirket, TEAŞ'la olan tüm hukuki ve ida- ri sorunlannı çözüyor. Yıldönümü nedeniy- le dün düzenlenen toplantıda konuşan Faruk Acuner. "Sözleşme hükümlerinin uygulan- ması konusunda 5 yıldır süren çaiış,maiar so- nuç aşamasına gelmiş ve Ağustos ayı içinde TEAŞ'la şirketimiz arasında mahsuplaşma tutanağı imzalanmısTjr" dcdi. Acuner, bu çerçevede 1994 yıh için şirketlerinin TE- AŞ'a 71 milyar lira borcu olduğunu söyle- di. Mahsuplaşma sayesinde 5 yıldan bu ya- na artık kâra geçmeye başlayacaklannı sa- vunan Acuner. hedeflerinın ıse Istanbul'un Anadolu yakasını Türkiye'nin en aydınlık yöresi haline getirmek olduğunu söyledi. Aktaş Elektrik örneklerinin artmasını is- teyen Acuner. şöyle konuştu: "TEAŞ, ödenmeyen faturalardan kay- naklanan kredilerle karşılaşıvor. Fakat. elektrik dağınmı özel şirketlere verildiğinde kurum sadece, toplu olarak fatura bedenni alryor. Tahsilatı, görev li şirket yapıyor. Tem- muz 1992rtibariyle,610 bin oian Anadolu ya- kasındaki ödenmeyen fatura sayısı 110 bine düşmüştür. Dolayısıy la devlctin zaran azal- mıştır. Görev şirketieri arttığında bu zarar daha da azalacak ve elektrik maliyetleri dü- şecektir.'" Anadolu yakasında yüzde 16.3 'lük elekt- rik kaybı yaşandığını da kaydeden Faruk Acuner. "Bunun makul seviyeye indirflme- si yafjnmla olur. Bu amaçla Anadolu yaka- sıran yılda 15 milyon dolarlık yaünma ihti- yaa var. Fakat, devletin yatırun programm- da yer almadığı için bu gerçekleşmiyor. Do- layısıyla enerji kaybı bedeli de vatandaşın cebinden çıkıyor" dedı. TEAŞ'tan elektriğin kilovat saatini 2070 liradan alarak 3100 liraya sattıklannı belir- ten Acuner, işletme gıderlerinın 1600 lira- ya ulaştığıni ve bu yüzden de zarar ettikle- rini kaydetti Acuner. elektriği en az 3100 lı- radan satmalan gerektiğini belirterek, bu yı- lın ilk aln ayındakı faalıyet zararlannı 158 milyar lira olan faalıyet dışı gelirleri ile ka- pattıklannı ifade etti. EBSO'da enflasyon ve ithalata dikkat çekildi Egeli sanayiciler büyiimeye Hemkinlî' fZMİR (Cumhuriyet Ege Büro- su)- Egeli sanayiciler. son aylarda "ıyileşme gösteren"ekonomik duru- matemkinliyaklaşılıyor. Sanayiciler, ekonominin rayında tutulması için her türlü çabanın gösterilmesini isti- yor veyapısal değişikiiklerin alınma- sı istiyorlar. Ege Bölgesi Sanayi Oda- sı'nın (EBSO) olağan meclis toplantısında son ekonomik gelişme- lerdeğerlendirildi. EB- SO Yönetim Kurulu Başkanı SeJim Yaşar, Devlet Istatistik Ensri- tüsü (DİE) rakkamlan- na göre ikinci, üç aylık büyümenin yüzde 12.4 olarak açıklandığını belirterek. şöyle dedi: "Bu yd sonunda yüzde 6 büyüme ola- cağını gösteriyor. Mayıs ayında yaşa- nan sıfır büyümenin ardından hazi- randa başlayan dönüş ekonomiyi can- landırdı. Büyüme hızıyla birlikte sa- tış ve üretimde de artış oldu. Bu da ekonominin iyi yola girmesine neden oldu. Buna karşın enflasyon ve itha- lattaki arüş dikkat çekicL Döviz kur- • EBSO Meclis toplantısında. yılın ikinci çeyreğindeki büyümeyi değerlendiren sanayiciler. ekonomideki gelişmelerin anormal olduğunu ve beklenmeyen sonuçlara karşı hazırlıklı olunması gerektiğini savundular. lanndaki ayarlama da enflasyon ar- tışı gözönüne aunarak yapılmalı." EBSO Meclis Üyesı Murat Demi- rer, DİE'nin rakamlanna göre, eko- nomide bir büyümenin gerçekleştiğı- ne dikkat çekerek. •'Türkiye'de her- şey nasıl bir anda güllük gülüstanlık oWu" diye sordu. EBSO Meclis Üye- si Ali Nail Kubalı da ekonomide iyiye doğ- ru bır gıdiş yaşandığı- nı belirterek, "Ama nasıl olsa herşeyin yo- lunagireceğini biliyör- duk"denilmemesi ge- rektiğini söyledi. Tür- kiye'nin 1994 yılının son aylannda yüzde 120'yi bulan aylık enf- lasyon yaşadığını, bunun acısını da herkesin çektiğini anımsatan Kuba- lı. "Ekonomiyi rayında tutmak için hertüriü çabayı harcamalıyız. Ekono- mik krizden çıkılması alınan tedbirie- re rağmen oldu. İlave tedbirkr alın- mak zorunda kalınıldı. Kimse kendi döneminde oluşan krizden kurtulduk diye madaha bek)emesin n dedi. 5 yıl suçlamalarla geçti - Anadolu yakasındakı elektrik hizmetlen- nı TEK'ten devralırken sözleşmeye göre TEK'e ait mallann fıyatlandınlıp AKTAŞ'la hesaplaşılması gerekiyordu. Bu mallann TEK'e devredılmedıği ve bunlar üzenne he- saplaşılmadığı ıddalan öne sürülüyor. -Bakanlık Aktaş'a 1991 yatinm programı ıçın 140 milyar lira ödedı. Ekım 1991 'de yapılan ya- tınm mıktannın 67 milyar olduğu saptandı. -Aktaş'ın abonelerden topladığı ancak "kompanzasyon tesısi kuracağım" dıyerek TEK'e ödemedıği trilypn liralarla ifade edilen reaktif enerji bedelleri bulunduğu söyleniyor. -Aktaş hızmetı devraldığı ilk ıkı yıl sayaç sa- hibi olan vatandaşlardan sayaç kirası aldı. -Sözlesemede" bağlantı gücü 6 kilovata ka- dar olan abonelerden reaktif enerjı bedeli alın- maz" denildiğı halde, Aktaş bağlantı gücü 3 kılovatı aşmayan abonelennden bile bu bede- li aldı. -Vatandaşın faturasını elektnğı tükettiğı dö- neme ait fiyattan değil. faturayı düzenledığı günkü en son fiyattan hesapladı. Beyaz eşya ihracatı ilk 7 ayda yüzde 51.5 arttı Beyaz eşya dış pazara yöneldi CANAN SOYSAL Beyaz eşya pazan tersine dön- dü. Geçen yıl yaşanan knz orta- mma rağmen. iç piyasada fazla bir düşüş yaşamayan sektör, bu yıhn başından itibaren cıddı bır pazar kaybına sahne oldu. An- cak üretimdeki artış hızını devam ettiren beyaz eşya sektörü, iç pi- yasada yaşadığı düşüşe rağmen ağırlığını tamamen ıhracata ver- di. Bu yılın ilk 7 ayında 2 milyon 853 bin 620 adetlık üretim ya- pan sektör, geçtığimiz yılın aynı dönemine oranla üretimde yüzde 17"lık bir artış yaşadı. Beyaz eş- ya ıç satışlan ise 1994 yılının i!k 7 ayına oranla yüzde 0.7 oranın- da azalarak, 1 milyon 914 bin 217 adet gerçekleşti. Söz konu- su dönemde iç satışta bu düşüşü yaşayan sektörün yüzü ihracatta güldü. Geçen yılın Ocak-Tem- muz döneminde 624 bin 411 adetlik ihracat gerçekleştiren be- yaz eşyacılar, bu yılın aynı döne- minde yüzde 51.5'lik bir artışia 945 bin 514 adetlik bir ihracat rakamına ulaştılar. Bu arada itha- lat ise yine eş dönemde, yüzde 40 azalarak 33 bin 864 olarak ger- çekleşti. Yaz aylannda sektörün en çok • Geçen yılki döviz krizinin satışlara olan etkisi bu yıl hissedilırken, ihracata yönelerek üretimi arttınp 7 ayda 3 milyon adetin üzerine çıkaran beyaz eşya üreticileri sıkıntılı dönemi kazançh olarak atlatıyorlar. güvendiği ürünlerin başında ge- len buzdolabında, bu yılın ilk 7 ayı itibarıyla yüzde 39'luk bir üretim artışı yaşandı. Ocak-Tem- muz döneminde buzdolabı üreti- mi 980 bin 942 olarak gerçekleş- ti. Bugüne kadar özellıkle yaz aylannda en fazla satışı gerçek- leşen ürünlerin başında gelen buzdolabının bu yılın ilk 7 ayın- dakı ıç satışı, geçen yılın aynı dö- nemine oranla yüzde 4 artarak 484 bin 183 adete ulaştı. Bu ara- da buzdolabı ihracatı ise yüzde 64'lük bir artışa sahne oldu. KJasik çamaşır makmesi üre- timi 1994 yılının ilk 7 ayına oran- la yüzde 82 azalarak 4 bin 123 olarak gerçekleşırken. ıç satış ise yüzde 77.5 oranında azalarak 4 bin 642'ye indi. Üretimde ve ıç satışta yüksek oranda düşüş ya- şayan bir başka ürün ise minı ça- maşır makınesı. Üretimi yüzde 96 oranında azalan mini çamaşır makinesi, ıç satışta ise yüzde 88.3'lük düşüş yaşadı. Bulaşık makinesi üretimi yüzde 20, iç sa- tışı ise yüzde 32 oranında azaldı. Auer Genel Müdürü Rıfât Öz- taşkın. geçen sene yapılan kam- panyalar ve yeni ürün çeşitlennin piyasaya sunulmasına rağmen iç sanşlann 1993 yılına oranladüşüş gösterdiğini ıfade etti. Ardem A.Ş. Pazarlama Müdürü Ali Sü- merval ıse beyaz eşya sektörünün geçen yıl yaşanan knz nedeniyle yüzde 30'lara varan oranlarda kü- çüldüğünü belirterek, kriz döne- minde süratle ve büyük ölçüde darafan iç pazann ve döviz kurla- nndakı artışın, özellikle ihracatta fiyat rekabetinde yerlı firmalara avantaj getırdığını söyledi. İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞUKRAN SONER Eniştem Beni Niye Öptü? Medya haber ve yorumlan şu günlerde, dönüp do- laşıp ABD'nin Türkiye'ye nasıl sahip çıktığını ballan- dırmakla noktalanıyor. Petrol boru hattında, ABD bizden yana ağırlığını ko- yuyor. Bosna olayında Türkiye öne çıkanlarak, Türkiye'nin beklentileri doğrultusunda çözümler üretiliyor. Çiller, NATO harekâtından önce bilgilendirilerek, dünyaya harekete geçilmesi için önceden çağn, birtür ürtimatom(!) vermesi olanağı sağlanıyor. Kuzey Irak Kürtlerinden, Türkiye ile uzlaşma içinde olmalan istenryor. Arada bir Türkiye'nin çıkarlan ile ta- ban tabana zıt bir Irak Kürdıstanı olgusu yaratılsa da Türkiye'nin baş belası PKK dışlanıyor. Türkiye'yi dışlamak eğilimindeki Avrupalılara, Türki- ye'den vazgeçemeyecekleri, vazgeçmemeleri gerek- tiği uygun dillerle anlatılıyor. Türkiye'ye de Avrupalılarla dost olabilmeleri için yap- malan gerekenler konusunda yol gösteriliyor. Amerika'nın; Türkiye ile ticaret yapma, tıcareti ge- liştirme arzusu kabarmış bulunuyor. Önemli kapıların açılmasından söz ediliyor. Kendisini Türkiye'nin başansı için adamış, kariyeri- ni buna bağlamış bir Türk dostu büyükelçi var ki sor- mayın grtsin. Gerçi anayasa değişiklikleri konusunda Cindoruk'a teşekkür mektubu yollanırken, Türkiye ile özdeşlemiş buyükelçimiz kimi yanlışlar yapıp anayasa değişiklik- lerini Çiller'e mal etmekle, DYP muhalefeti ve ANAP'ı kızdırmak gibı bir küçük hata da işlemiş. Ama ABD'nin Türkıye'yi Ortadoğu'da güvenilir bir güçlü müttefık, radikal dinci ve ırkçı akımlara karşı çı- karlannın güvencesi gördüğü de asla unutulmamalı. Bu sınırlar içinde Çiller'in ıktidanna koltuk çıkması yad- sınmamalı.. Medyanın en ünlü televizyon ve gazete ha- ber-yorumculanndan, son haftanın içinden özetle alın- tı yaptığım, kamuoyunun beynini yıkamayı hedefle- yen görüşlere, şöyle bir daha göz gezdirir misiniz? Tarih kitaplanmızda, Osmanlı'nın çoküş yıllannda, Kurtuluş Savaşı destanı yazılırken, bu türden görüş- len savunmuş aydınlara,"ma/idac/, vatan hainı.." fa- lan denmiyor muydu? Bu turden görüş sahipleri 196O'lı, 70'li yıllarda bal gibi "Amerikan uşağı" diye kovalanıyoriardı. Hem de o günlerin solcu aydınlan arasında yer alan, bugünler- de bu görüşleri savunanlar tarafından. Gençliğinde devrimci, solcu olanların, örneğin 68 kuşağının bugünün köşe dönmüşlerinin, o zamanki düşünceleri ile 180 derece ters görüşleri savunmala- n, Amerikan karşıtlığından, Amerikanofile dönüşme- leri yeni bir şey, surpriz değil. Kendi adıma asıl "Bayram değil, seyran değil, eniş- tem beni niye öptü" sorusuna yanıt bulmak durumun- dayım. Amerikalılann bize olan aşklan durup dururken niye kabardı böyle? Belleğim beni yıllar öncesine götürüyor. Amerikalı- lann arkasında durduğu 12 Eylül darbesinin ardından, Amerikalılann pek sevdikleri Ozal'ın iktidar yıllan. Özal, ABD'de ihracat olanakları bulmak, tekstil kotalannı açmak için uğraşıyor. ABD'nin Türkiye masasında en sorumlu kışilerden biri, biz gazetecilere perde arkası bilgi veriyor.. "özal'ın gezisi, Türkiye'nin ne yapabıleceğıni, da- ha doğrusu yapamayacağını görmesi açısından yarar- //"diye söze giriyor. Sonra ustaca sözü Türkiye'nin de- mokrasi sorununa, Avrupalılann bu konudaki duyarlı- lığına getiriyor. "Biz Avrupalı dostlanmızr duyarNŞ: na kulak tıkayamayız. Sonra bizim sendikalanmızın yönetim üzen'ndekı ağıriığı var. Sendikal haklarda kı- sıtlama yapılmışken, Türkıye'yi ithalatta korunmaya mazhar ülkeler listesine alamayız.." türünden önemli satır aralan çiziyor. Türkiye'de sendikal haklar gasp edilirken, 12 Eylül bütün ağıriığı ile yaşanırken, 1980'in ilk yansında kılı- nı kıpırdatmamış ABD'nin; sendikacılık hareketinin, demokrasi, insan haklan ve Batılı dostlann görüşleri doğrultusunda 1984-85 sonrası niye duyariı hale gel- meye başladığını pek anlayamamış, sadece ciddi bir politika değişikliğini, Türkiye'nin Batılılann sorumlulu- ğuna bırakılışını gözlemlemiştik. Beyaz Saray'la dost- luğu, özel telefonlan, desteği ile övünen Özal'ın Tür- kiye çıkarlan doğrultusunda hiçbir iş kotaramadığını görmüştük. ABD'ye ihracata heveslenen tekstilciteri- mızin hevesleri kursaklannda kalmıştı. Evet, medyamızın mandacı kafayla övgüler dizdiği bu yeni Amerika aşkı ne anlama geliyor? Eniştem be- ni niye öptü? Tabıi bu soru ABD politikasında gerçek- ten bir değişiklik söz konusu ise ancak sorulabilir. Ne- denınin "Türkiye'nin önem/"nin anlaşılması gibi ma- sum bir çerçeve ile açıklanamayacağından hıç şüp- hemiz yok. Aslını ararsanız bu bir görüntü. Eniştem gerçekten beni öptü mü, öpmedi mi? O bile belli değil. Özal ör- neğinde olduğu gibi, eniştenin öptüğü görüntüsü ya- ratılıp tam aksı de gerçekleştiriliyor olabilir. Ne de ol- sa Tansu Çiller de izinden gittığı Özal gibi Beyaz Sa- ray'ın çok özel dostu ve özel müttefikı. O da destek- lenip desteklenıp, ne yapabilecekleri değil, ne yapa- mayacaklan öğretilenlerden olabilir. İhracatyasaklandı, dünya fıyatı yükseldi AB, buğday stokuna Türkiye'den duyarh LONDRA/PARİS (AA) - Avrupa Birliği'nin (AB), tahıl stoklannın düşmesi nedeniyle, daha önce koy- duğu tahıl ihracatı yasağını 12 Ekim'e kadar uzatması nedeniyle. dünya buğday fi- yatlan yükselişe geçti. Şıkago Ticaret Borsa- sı'nda buğday fiyatlannın vadeli satışı yükseldi ve sa- tışlarda ölçü olarak kabul edilen 36 kiloluk balyalar 7 cent yükselerek 4.45 dolara çıktı. •AB. tahıl stoklan- nın düşmesi nede- niyle Temmuz aymda tahıl ihra- catını dondurmuş ve Eylül ayının ba- şında tahıl ihracatına yeni- den izin vereceğini açıkla- mıştı. A\Tupa Birliği'nin ta- hıl stoklan, hasatm iyi ol- masına rağmen, geçen yıla oranla üçte iki oranında azaldı. Avrupa Birliği (AB) ülkeleri, buğday fazlası ol- maması nedeniyle bu yıl 3. Dünya'nın kalkınmakta olan ülkelerine buğday ih- raç edemeyecek. AB'li tanm uzmanlan ve yetkililennin verdiği bilgıye göre, AB ülkelerinde buğ- day üretimi toplam olarak artacak. Ancak stoklann tü- kenmesi nedeniyle üretim ancak AB'deki tüketime ye- tebılecek. Kuzey Avrupa'nın tanm kuşağında sıcak geçen ya- zın ardından, buğday hasa- tı bu yıl süratle yapıldı. Özellikle lspanya başta ol- mak üzere güneyde yaşa- nan kuraklık ise buğday üretımini azalttı. Bu durum- da AB ülkelerinde toplam buğday üre- timi bu yıl yaklaşık 1 milyon ton artış- ia 86 milyon tona çıkacak. Ancak, bu üretim miktanyla AB'nin buğday stoklannda üçte iki azalma telafı edilemezken, AB pi- yasalannda buğday ve buğ- day mamülü ürünlerin fi- yatlan yükselecek. Yetkili- ler. AB kontrolündeki buğ- day stoklannın 10 günlük tüketime eşdeğer olan 2 miîyon ton civanna düştü- ğünedikkati çekıyorlar. AB Komisyonu'nun kontrolün- deki buğday stoklanndaki azalma. Brüksel'deki yetki- lilen tahıl polıtikasını yeni- den belirlemeye zorluyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear