21 Eylül 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet İratiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yaym Yönetmenı Orhan F.rin<; • Dış Haberler Ergun Balcı • Istıhbarat. Yalçın YayınlCurulu ÜhaııSelçııklBaşkan), Genel Yavın Koordinatörü Hikmet Çakır • Ekonomr Bileot Kızanlık • Kültür Orban Erioç, Oktay Kırtböke, Ç c t i n k a y a # Yaziişlerı Müdürlen HandıınŞenköken • Spor Abdâlkadir Yücelman Özgm Acar, Hikmet Çeünkaya, fbrahim Ylldiz (Sorumlu), Dinç Tayanç • Makaleler SamiKara5ren #Çe\ın Se\fettin Şökran Soner. Ergun Bala. Diırç • Haber Merkezi MüdÛIÜ: Hakan Kara Turhan • Düzeltme Abdullah Yazıcı • Bılgı-Ekl- Tayuıç, İbrahim YıMız, Orban • Görsel Yönetmen Fikret Eser ge Edibe Buğra • Fotograf- Erdoğan Köseoğlu Bursao, Mustafa Balbay. Ankara Temsılcısı. Mustafa Balbay • Haber Müdürii MüesseseMüdürü.ErolErkut#Ko- MEDYA C: • Yönetım MEDYA G: • Doğan Akın Atatürk Bulvan No- 125, Kat'4, Bakanlıklar- ordmatör Ahmet Konıkan # Kuralu Başkanı-Genel Yöneum Kurulu .-\nkaraTel 4195020(7hat). Faks-4195027»lzmırTem- Muhasebe Bülent Yener • ldare Müdûr Gilbin Erdunn Başkanı - Genel sılcısı Serd»rKızık,H.ZıyaBl\.1352S.2/3Tel 4411220. Hüseyin Gürer • Ljletme Önder • Koordınalör Reha Mudür Cstin Ak- Faks-4419117•AdanaTemsücısüÇednYigeııoğlu.lnöııü Çelik• Bılgı-lşlem Nafllnal#Bıl- Iptman • Genel Müdûr men • Murahhas Cd 119 S.No:l Katl.Tel: 3522550, Faks: 3522570 gısayar Sıstem Mnrivet Çüer Yardımcısı MineAkdağ üye BoraGönenç ^dyımlavan »e Basan: Ycnı Gûn Haber Ajansı Basın \e Yavıncıhk A Ş Türkocag'ı Cad 3941 Cağaloglu 34334 la PK. 246 Istanbul Tel. (0 212) 512 05 05 (20haU Faks (02121513 85 95 2EYLÜL1995 lmsak: 4.54 Güneş: 6.24 Öğle: 13.11 İkindi: 16.49 Akşam 19.43 Yatsı: 21.08 M E D Y A C T e l 51407 53 - 513 95 80-513 8460-61, Faks 5118466 YÖK Genel Kurulu • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - YÖK Genel Kurulu, Osmangazi Üniversitesi rektör adaylan ile bazı fakültelerin bazı dekanlannı belirledi. YÖK Başkanı Prof. Dr. Mehmet Sağlam, genel kurul toplantısından sonra >aptığı açıklamada, Osmangazi Üniversitesi'nde öğretim üyelerinin belirlediği 6 aday adayından en çok oy alan 3 adayın seçilerek Cumhurbaşkanlığı 'na sunulduğunu söyledi. Çemberlitaş'ta 'okırt 1 protestosu • İstanbul Haber Servisi - Çemberlitaş Kız Lisesi'nekayıt yaptıramadıklan gerekçesiyle 100 kadar öğrenci ve veli, Çemberlitaş'ta tramvay yolunu trafığe kapatarâk eylem yaptılar. 25 ağustos tarihinde 240 öğrencinin okula kayıt yaptıracağının açıklandığını söyleyen öğrencıler, bu sayının daha sonra 120'ye ındirildiğini belirttıler. Aynı progTamı uygulayan süper liselerden yalnız bir tanesine yaptınlabilecek ön kayıt şanslannı bu okul ıçin kullandıklannı söyleyen öğrencıler, bundan sonra da başka okula kayıt yaptıramayacaklannı ifade ettiler. İstanbul'a vize uygulaması • İstanbul Haber Servisi - istanbul Büyûkşehir Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan, istanbul'a gelecek olanlara vize uygulanmasını yenıden gündeme getirdi. Tayyip Erdoğan, dûn Baltalimanı On Antma Tesisi'nin temel atma törenine katıldı. Erdoğan, İstanbul'un bir göç istasyonu olmaktan çıkanlması gerektiğinı belirttı Demirerin ağustos faaliyetleri • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in, ağustos ayı içinde 15 bin kilometre yol kat ettiği bildirildi. Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi'nden dün yapılan açıklamada. Cumhurbaşkanı Demirel'in ağustos ayı faaliyetleri kapsamında, yurtiçi ve yurtdışı gezilerinde 15 bin 62 kilometre yol kat ettiği belirtildi. Demirel'in, aynı dönem içerisinde bir kez Milli Güvenlik Kurulu'na (MGK) başkanlık ettiği ifade edilen açıklamada, Cumhurbaşkanı'nın, Genelkurmay Başkanı Orgeneral tsmail Hakkı Karadayı ile 3 kez, Başbakan Tansu Çiller'le 4 kez, TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk'la da 1 kez bir araya geldiği kaydedildi. TÜBAÖdÜIÜ Prof. Eyice'nin • ANKARA (ANKA) - Türkiye Bilimler Akademisı'nin (TÜBA) ilk kez verdiği hizmet ödülünü İstanbul Universitei Edebiyet Fakültesi emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Semavi Eyice aldı. Bilım ve teşvik ödülü ise uygun aday çıkmadığı için verilmedi. Barış Günü'nde 'savaşlarm, açlığın, göçlerin olmadığı bir dünya' istendi Barışa sahip çıkmalıyızHaber Merkezi - 1 Eylül Dünya Banş Günü nedeniyle demokratik kitle örgütle- ri, sendikalar, meslek odalan ve sıyasetçi- ler, dünya kamuoyuna "banş" çağnsında bulundu. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Banş Günü nedeniyle yayımladığı mesa- jında, soğuk savaş dönemınin sona erme- siyle tüm dünyada iyimserliğin yaygınlaş- tığını belirtirken Bosna-Hersek ve Azer- baycan'da yaşanan olaylann, banşı koru- mak için "yeterli önleyicilikte bir ku- rumlaşma" gereksinimini arttırdığını vur- guladı. Demirel, evrensel banşm sağlan- masının, tüm toplumlann görevi olduğu- nu vurguladı. Başbakan Tansu Çilier de mesajında şunlan söyledi: "'Yurtta sulh, cihanda sulh' sözüyle ülkemizde olduğu kadar bütün dünyada da banş isteğimi- zin en güzel örneğini veren biiyük önder Atatürk'ü anlamlı günde bir kez daha saygı ve minnetle anıyor, tüm dünya uluslarının banş, sevgi ve dostluk için- de yaşaması gerektiği konusundaki inancımı tekrarlıyorum." ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, mesajında, sonraki nesiller için hakla- ra ve inançlara saygının esas, hoşgörü- nün temel yaklaşım olacağı huzurlu ve gerçek banşı yakalamış bir dünya dile- ğini vurguladı. CHP Genel Başkanı ve Başbakan Yar- dımcısı Hikmet Çetin, Dünya Banş Gü- nü nedeniyle yayımladığı mesajda, dün- yanın pek çok yerinde, din ve ırk temeline dayanan savaşlann sürdüğünü belirterek "Barış Günü'nün, tüm insanlığa savaş- lann, katliamların, açlığın. göçlerin ol- madığı bir dünya getirmesini diliyo- rum"dedi Devlet Bakanı Algan Haca- • Cumhurbaşkanı Demirel, evrensel banşın sağlanmasınm tüm toplumlann görevi olduğunu söylerken Başbakan Çilier, tüm dünya uluslannın banş içinde yaşaması gerektiğini söyledi. loğlu da "Sevgi, barış ve hoşgörü, aydın- lanmadan geçer"mesajını verdi. Meslek odalan, 1 Eylül Dünya Banş Günü nedeniyle ortak bir açıklama yapa- rak Banş Günü'nü kutladılar. Savaşın, hal- kı sömürmek, ekonomik gücü ve egemen- liği elinde bulundurmaya devam etmek is- teyenlerin istemi olduğu belirtilen ortak açıklamada, "tnsani degerleri ve umut- ları tükctmeden, daha fazla kan akıt- madan, ülkemizde yaşamın her alanın- da duyulacak topyekûn bir banş, hepi- mizin tek şanşıdır" denildi Türk Mühendis ve Mimar Odalan Bir- liği (TMMOB) Başkanı Yavuz Önen, me- sajında, Türkiye'de insan haklannın, de- mokrasinin, özgürlüğün zorunlu koşulu olan banşın süreklı ve sistemh bir tehdit al- tında olduğunu söyledi. Bem-Sen Genel Merkezi tarafından ya- pılan açıklamada, "Bu sömürü ve zulürn düzeni yıkılmadan banş sağlanamaya- caktır. Bugün istenen barış değil, uzlaş- madır" sözlenne yer verildi. Genel Sağlık-lş Yönetim Kurulu adına Genel Başkan Kâzım Yıldırımimzasıyla yapılan yazılı açıklamada. "Banş Gü- nü'nde yaşayamadığımız tek şey, banş" denildi. Halkın Demokrasi Partisi (HADEP), mesajında, "Akan kanın durması ve si- lahların susması için barışçıl siyasi çö- züm" çağnsında bulundu. lşçi Partisi Ge- nel Sekreten Mehmet Bedri Gültekin de banşın ancak sömürüye karşı mücadele ile elde edilebileceği görüşünü savunarak in- sanhğı, Amerika'nın sömürüsüne karşı mücadeleye çağırdı. Ankara'da HADEP ile Birleşik Sosyalist Parti üyeleri "Sava- şa hayır" sloganlan eşiiğinde gökyüzüne güvercin bıraktılar. Divriği Kültür Derneği Başkanı Müs- lüm Doğan, Dünya Banş Günü nedeniy- le yayımladığı mesajda, "Balkanlar'ı. Ortadoğu'y u yeniden keşfeden ve kuşa- tan ABD emperyalizmi, Ortadoğu ve Balkan halklarını birbirine düşürerek y üzyıllarca kardeşçe barış içerisinde ya- şayan halkları köleleştirmek ve onlan kendilerine bağımlı kıldırmak istemek- tedirler" dedi. Nükleer Tehlikeye Karşı Banş ve Çev- re İçin Sağlıkçılar Derneği (NÜSED), An- kara Tabip Odası, Genel Sağlık tş Sendi- kası Ankara Şubesi, Tüketici Haklan Der- neği, Toplumcu Yeşiller ve Mamak Bele- diyesi'nin yayımladıklan ortak açıklama- da, banşın, sağlıkh insan olmanın ürünü olduğuna dikkat çekilerek çelişkilerin in- sancıl, adil ve akılcı yöntemlerle aşılması gerektiği bildirildi. İstanbuTdaki etkinlikler Istanbul'da 1 Eylül Dünya Banş Günü etkınlikleri, İnsan Haklan Demeğfnin Sultanahmet Meydanı'nda "Barış için" i- ki saatlik oturma eylemiyle başladı. İHD'nin dün saat 11 OO'de Sultanahmet Meydanı'nda gerçekleştirdiği ve yaklaşık 200 kişinin katıldığı oturma eyleminde po- lis, yoğun güvenlik önlemleri aldı. Alan, eylemden önce kontrolden geçirildi ve bomba araması yapıldı. Arslan Başer Kafaoğlu, Orhan Aydın, Şanar Yurdatapan, Münir Ceylanve Er- can Kanar'ın da aralannda bulunduğu oturma eylemi, saat 13.00'e kadar sürdü. Eylem sırasında konuşma yapan İHD Başkanı Akın Birdal, bütün dünyada ya- şanan etnik savaşlar nedeniyle halklann bir arada yaşamalannın tehlikeye düştü- ğünü, "yeni dünya düzeni"nin ise etnik savaşlan kışkırttığını söyledi. Diyarbakır'da örgütlü bulunan oda tem- silcileri, banş çağnsı yaparak "Şiddet po- litikalarının son bulmasını ve göç etmek zorunda kalan milyonlarca insanın köy- lerine dönmelerini istivoruz" dediler. Kapatılan Yenı Pohrika gazetesı muhabin Seyfettin Tepe'nin şüpheli ölümünü kına- yan temsilciîer, gözaltına alınan Batman Belediye-lş Sendikası Şube Başkanı Os- man Künteş'in akıbeti konusundaki endi- şelerini de dile getirdiler. İzmir CHP İzmir ll Başkanı Osman Özgü- ven, yaptığı açıklamada savaşlann tarih boyunca insanlığa acılar çektirdığini belir- terek "Tüm insanlıgı savaşsız sömürü- süz bir dünya varatma mücadelesine ça- ğırıyoruz" dedi. BSP İzmir ll Başkanı Şennur Akkaya, düzenlediğı basın toplantısında, eskı Sov- yet Cumhuriyetleri'nde ve Bosna'da savaş- lann sürdüğünü belirterek "Ülkemizde de Kürt sorununda barışa bir şans tanın- mamakta direniliyor" dedi. Sabahattin Ali'nin "Iki Gözüm Ayşe"si, bir cumhuriyet kızı, öğretmeni Ayşe Sıtkı tlhan Inanca, sevgiye bagb yaşamak• Ayşe Sıtkı llhan'ı önce Filiz Ali ve Atilla Özsever'in Sabahattin Ali'ye ilişkin kitabında, Sabahattin Ali'nin saklamış olduğu özel mektuplannın yayımlanması ile tanıdık. Oktay Akbal'ın, ortaya çıkması ve duruyorsa Sabahattin Ali'nin ona gönderdiği mektuplan topluma kazandırması çağnsına ses verdi. • Arkadaşımız Doğan Akın'ın yardımı ile aylar süren titiz bir çalışma sonunda, uzun yılllar saklanmış, eski Türkçe yazılmış, çoğu cezaevinden gönderilmiş 67 mektup, "Nikâhma talibim. Hele bir mınn İcınn et, vallahi kaçınnm" diyen yeşil mürekkepli kalemden çıkmış yazılar, kimi şiir ve öykü ile birlikte "Iki Gözüm Ayşe" kitabında toplandı. ŞÜKR4N SONER Ayşe Sıtkı tlhan'la ilk telefon konuşma- mızda, Ankara Büromuzdaki ilk buluşma- mızda, kırk yıllık dost, akraba gibiyiz. Ga- zeteyi virgülü, noktasına kadar okuyan ve yönlendirenlerden. Her olayda düşüncesi- ni, tepkisini dile getiren okur olarak An- kara Büro'da herkesin yakından tanıdığı, sık sık yüzünü görmeye alıştığı, uzun za- man uğramazsa, meraklandığı bir insan. 1928"lerde Erenköy Kız Lisesi'nde Re- şat Nuri Güntekin'in öğrencisi, 1931-35 yıllan arasmda, Sabahattin Ali'nin can dostu, sırdaşı olmuş, cezavinden, başka şe- hırlerden "Nikâhma talibim. Hele bir mınn kınn et, vallahi kaçınnm" diye yeşil mürekkepli mektuplar yazdığı Ayşe Sıtkı llhan. Bolu kadısı allâme Mehmet Sıtkı Efendi'nin kızı, yükseköğrenim gör- müş, birkaç dil öğrenmiş, önce öğretmen- lik, sonra kütüphanecihk yapmış tutkulu bir cumhuriyet aydını. Yaşama dair her şey, sosyal, siyasal, ekonomik gelişmelerle öy- lesine ilgili, haberli, tepkili kı yaşını düşü- nemiyorsunuz. Özel. genel, çok eskiye. bugüne ilişkin, sevgi, inanç, değerlerle yoğrulmuş, coş- kuyla anlattıklan içinizi ısıtıyor. Babasının Arapça, Fransızca, Osmanlı- ca kıtaplan sedirlerde, yerlerde. Yemeğın hazır olduğunu haber vermek üzere baba- sının yanına çıkmış, sıskacık kız çocuğu. Sevgiyle sırta bindirilmiş, güle oynaya merdivenlerden inmeye hazırlanıyorlar. Cumhuriyet kızı Ayşe Sıtkı tlhan, cumhuriyet aydını olarak ülkenin gidişin- den hiç memnun değil. "Her şey küçiik tavizlerle başladı" diyor. Ülkeyi geriye götüren her gelişmeye çok öfkeli. Daha etkili bir kavganın içinde olmak için yeterince genç olmadığına hayıflanıyor. (Fotograf: RIZA EZER) Küçük kızın kulağinı yalayarak geçen bir kör kurşun. Bolu içinde Çerkezler, dağlar- da Kuvayı Milliyecilerçarpışıyorlar. Sonunda ailenin can güvenliği için Kon- ya-Aksaray'a göç ediliyor. Bütün aile tifo mu, tifus mü olduğu bilinemiyen bir has- talığa yakalanıyor. Antibiyotik yok. Önce baba, sonra anne ölüyor. Kurtulan çocuk- lan nineleri büyütüyor. Zenginken fakir oluyorlar. Ancak ninesinin "Oku" öğüdü ile yaşama hazırlanıyor. Yüksek Muallim Mektebi'nde öğrenciy- ken Sabahattin Ali, Pertev Boratav, En- ver Necati ile arkadaş olur. Lise yıllann- dan Nâzım Hikmet'in hayranıdır. Saba- hattin Ali'nin onu Nâzım Hikmet'in evine götürüp tanıştırmasmı hiç unutamaz. Sa- bahattin Ali ile özel keyifli bir günde, Sa- bahattin Ali'nin bir akrabasını ziyarete gi- derlerken. polisin peşlerine takılması ile günlerinin zehir olmasını da. Sabahattin Ali ile Nihal Atsız gruplan arasmda yaşa- nan büyük ırkçı ve solcu çatışmalan da.. Birlikte bir şeyleri paylaşmaktan çok, uzaktan, cezaevinden çoğunlukla mektup- laşarak yaşanmış çok büyük bir dostluk, sırdaşlık, yaşanamamış bir sevgidir arala- nndakı büyük bağ. Karşılıklı özenle sak- lanmış, çoİc uzun yılar sonra ortaya çıkmış mektuplarda gizli kalmış bu birlıktelık için bugün birkaç buruk sözcük dökülüyor. "Çok istediği halde evlenemedik. Ce- zaevlerinde, orada burada çok çile çek- ti. 41 yaşında öldürüldü. Yaşasaydı bu ülkeye daha ne güzel ürünler verecek- ti.."' Aralannda yaşanmış güzellikleri, yaşa- namamışlan düşünürken, mektuplar için- den, düşüncesı alınmak üzere gönderilmiş, Sabahattin Ali'nin "Son Mektup" şiirin- den bir bölümü aktarmak ıstiyor. "Onu, yaşamını bana göre çok iyi yansıtan bu dizelerle anmak istivorum" diyor.. "Yıldız olur sana ışık tutarım, Bülbül olur, penceremde öterim, Yer altında belki rahat yatanm Yer üstünde çektiklerim dindi mi.." Ayşe Sıtkı llhan ilk evlilığinde, Saba- hattin Ali'nin mektuplannı dost evine tes- lim etmiş. Yıllar sonra, geri alabilmiş. Fi- liz Ali ile Atilla Özkırımlı'nın kitabında kendi gönderdiği mektuplann yayımlan- masının ardmdan, Oktay Akbal'ın Cum- huriyet gazetesinde yaptığı çağn üzerine, elindeki mektuplan topluma ulaştınna dü- şüncesine varmış. Arkadaşımız Doğan Akın'la aylar süren titiz bir çalışma so- nunda mektuplar, eski Türkçeden çevrile- rek, virgülü, noktasına sadık kalınarak ya- yınahazırdurumagetinlmiş. "IkiGözüm Ayşe" başlıklı mektuplar, aynı adı taşıyan kitapta, saklanmış 67 mektupla yollanmış şiir ve öykülerle birlikte toplanmış. Ayşe Sıtkı llhan, 33 yılını paylaştığı, ya- bancı asıllı ikmci eşi Emin llhan'ı özlem- le anmak gereğini duyuyor. "33 yıl, onun olgunluğuna ulaşmak için uğraştım, ül- kemizdeki insan zaaflarının hiçbiri on- da yoktu"diyor. Her yaşta yaşama sıkı sıkı bağlı bir in- san olarak, anılardan bugüne atlıyor. Ge- nellikle anılannı kaydettiği bir defteri ol- duğundan, içinde yaşama olup bitene dair bütün düşüncelerini yazdığından söz edi- yor. Bugünlere ait notlarda olumsuz geliş- melere ilişkin kaygılar ağır basıyor. Ozel- likle gelişen şeriatçı, ırkçı akımlardan bü- yük kaygı duyuyor. "Her şey küçük taviz- lerle başladı" diyor. Özellikle çok partili dönemin ilk demokratik havasının arka- sından gelen küçük, küçük ama sonuçlan büyük tavizlerden çeşitli örnekler veriyor. Cumhuriyeti, ülkenin geleceğini kurtar- mak üzere sivil toplum örgütlerine, cum- huriyete inanmış aydmlara büyük görevler düşütüğüne ınanıyor. Yaşı, sağlığı elverse, Çağdaş Yaşam, Atatürkçü Düşünce Derneğı gibi örgütler- de aktif görev almak isteyeceğini vurgulu- yor. Çok kızdığı çirkin politikacılar için "İşportacılık yapıyorlar" diyor. Günlük tepkiler olarak kaydettiği notlar arasmda, işi gücü bırakıp günlerin gösterişli tören- lerle öldürülmesine duyduğu kızgınlık var. PoUtikacılann inançsız, anlamsız işler için, gürültülü nutuk atmalanna çok kızıyor. Atatürk'ün 10.yıl nutkunu canlı olarak dinlemiş. anlamını yaşamış biri olarak, gü- nün politikacılannın kuru gürültülerine katlanamadığını söylüyor. Hızlı nüfus ar- tışı, kirletılen çevre, bozulan Türkçemiz a- ma hepsinden öncelıkli, şeriatın duyulan ayak sesleri onu çok ama çok fazla ilgilen- diriyor. MESELA DEDİK ERDAL ATABEK Ege'de banş kulaçları • Adana Çevre Tüketici Koruma Derneği Başkanı Hilmi Çamurdan, sırtında rakı ve şalgam suyuyla, komşuya doğru kulaç attı. ÜMİT OTAN İZMİR- "Banş" dün Çeşme'den Ege'ye taştı. "Komşu" zeytinyağlıyı hazırladı mı bılemiyoruz ama Adana Çevre Tüke- tici Koruma Derneği Baş- kanı Hilmi Çamurdan, sırtına bağladığı bir şışe şalgam suyu ve rakıyla "komşu"ya doğru kulaç attı... Çeşme'deki hareketli- lik bu kez turizmden kay- naklanmıyordu. Önceki gece kalabalık ıyice arttı. Kalede Haluk Levent'in banş şarkılan dinlene- cekti sabaha dek. Ancak ne olduysa konser yeri son anda tiyatroya alındı. Sevecen kalabalık, yıl- madı. Ses, ışık düzenleri alelacele tiyatroya taşm- dı. Konser biraz geç baş- ladı, hepsi o kadar. Haluk Levent, yetkililerin ilgi- sizliğinden yakınıp, onla- ra biraz çattıktan sonra konserine başladı. Yaşlı, genç, çocuk alkışlarla ba- nş şarkılanna katıldılar. Kimse yorulmak bilmi- yordu. Sabaha karşı kon- ser bitmek zorunda kaldı. Çünkü "yolcu yolunda gerek"ti. Hilmi Çamur- dan, Ege'de "komşu"ya en yakın yerden karşıya yüzecekti. "Banşa kulaçlar" et- kinliği için altı ay önce- sinden çalışmalara başla- mıştı Çamurdan. Kondis- yonu kazanmak kolay ol- muştu da bürokrasiyi aş- mak zordu. Bır de banş- tan yana olduğunu öne süren birçok dernek de olaya ılgisız kalınca bü- tün yük Çamurdan'a kal- mıştı. "Komşu"ya faks- lar çekilmiş, "Rakı, şal- gam benden, zeytinyağ- lıyı hazırla, öğlen yeme- ğine oradayım"diye fakslar geçilmiş, afişler bastınlmış. işte sona ge- linmişti. Sabaha karşı saat 05.00. Hilmi Çamurdan kıyıda ısınmaya başlıyor. Birleşik Sosyalist Par- ti'nin Çeşme örgütünden gençler son eksiklıkler için koşuşturuyor. Ça- murdan yüzerken yanın- da gidecek küçük bir mo- tor temin ediliyor. Bir şi- şe Adana'nın meşhur şal- gam suyu ile bir küçük şi- şe rakıyı taşıyabilmesi için özel olarak yaptınl- mış kayışlar Hilmi Ça- murdan'rabedenine takı- lıyor. Sahil Koruma Botu da hazır. Onlar da Hilmi Çamurdan'ı uzaktan izle- yecek. Bot yetkilisi, kara- sulann dışına çıkmak üzereyken anons yapaca- ğını, uymazsa tutuklaya- cağını söylüyor. Hilmi Çamurdan'ın pasaportu yok. Almaya da niyeti yok. "Bu sınırlar kimin için? Bak kuşlar her iki tarafa özgürce girip çı- kıyor" diyor. B ayılıyorum şu VİP sözcüğüne. Havaalanlannda 'VİP salo- nu\ uçaklarda '\ r İP bölümü', toplum içinde 'VİP standardı' 'Oncelikli', 'ayncalıklı', 'özel ilgi görmesi gereken' kişi anlamında kullanılıyor. Işin tuhafi. sözcük Ingi- lizce. 'Very Important Person' de- yiminin kısaltması olarak ıçimize girdi, seve seve kullanılıyor. Oysa Türkçesini kullanmak doğru değil mi? 'Çok Önemli Kişi'nin kısaltıl- ması olan ÇÖK kullanılmah. 'ÇÖK salonu', 'ÇÖK bölümü' olmalı ki meraklılan fazla heveslenmesin. 'ÇÖK'ü beğenmeyenler de vatanda- şın uymak zorunda olduğu kurallara uysunlar, ayncalık istemesinler. VİP nasfl oJunup? gerekir. Gözünüzün içine bakan, bir dediğinizi iki etmeyen, 'Şimdi ne yapacak?' diye peşinizden gelen- ler varsa siz de 'VİP' oluyorsunuz dernektir. Orda burda yürürken sizi tanıyanlar çıkarsa arhk 'VİP' sayıla- bilırsmız. Yok tanımıyorlarsa, o za- man da sızin 'Benim kim olduğumu biliyor musun?' diye kendinizi tanıt- manız yerinde olur. Ama siz kendi- nizi tanıtmak zorunda kalırsanız dik- VİP olmak mı? Tip olmak mı? Şimdi bu 'VİP olmak' meselesi çok önemlidır. Bir kere kendi kendine VİP olunmaz. Birileri- nin sıze 'VİP' muamelesi yapması kat edin, 'VİP' olayım derken 'tip' olmayabaşlamışsınızdemektir. Yanı- nızda yörenizde böyle 'tip' olmuş ki- şileri görebilirsiniz. İnsanın içindeki 'önemli olmak' dürtüsü böyle tuzak- lar da kurar. VİP olayım derken tip ol- mak için insanda bolca kompleks bu- lunmalıdır. BukomplekslılerVlPol- makla tip ohnayı birbirine kanştınr. Farkına varmadan 'tip'olanlan ger- çek 'VİP' olanlardan ayırabilırsınız. Bu 'tip'ler hazımsızlıktan rahatsız- dır. Para kazanmış, ama hazmetme- mişlerdir. Yetki sahibi olmuş, ama hazmetmemışlerdir. Bellerine silah takmış, ama hazmetmemişlerdir. Gerçek 'VİP'lerağırbaşlıdır, aynca- lık istemezler, sıradan vatandaş gibı davranmak onlan hiç rahatsız etmez. Ama 'tip'ler böyle şeylere çok dık- katlidir. Hep ayncalık isterler. Hep önemli görülmeye bayılırlar. Onun için de 'tip'lere dikkat etmek gerekir. VİP otan pslıolopsi B u 'VİP olma' sorununa ruhbi- lım çok kafa yormuştur. Ünlü Alfred Adler insanlann ha- yattaki bütün çabalannın temelinde 'aşağılık duygusundan kurtul- ma'çabasının yattığını söylemiştir. Onun teorisinden de en çok pazarla- ma uzmanlan yararlanmıştır. Satıcı- nın bütün hüneri malını satacağı ki- şinin 'özel bir kişi' olduğuna inan- dırmasıdır. Reklamlann başansı da satılan malın ya da hızmetin 'sizin için özel hazırlanmış' olduğu duy- gusunu uyandınnaya bağlıdır. 'Tam sizin için' sloganı bu işın ruhudur. tnsancıklar da bir şeyi alırken, yer- ken, ıçerken, gezmeye gıderken bu duyguyu tadarlarsa aşağılık duygula- nndan kurtulduklannı sanırlar. İşte bu sanı büyük pazarekonomisini ya- ratmıştır. 'Önemli olmak' uğruna saç şampuanlan alınır, giysiler giyi- lir, takılartakılır, gezilere gidilir, ara- balar alınır, içecekler içilir. Kadmlar güzel olmaya çalışır, erkekler güçlü olma yanşına gireT. Çocuklar baba- lannın başka çocukjann babalannı döveceğine inanır. 'Önemli olmak' da böylece bütün hayatı yönetir. İBİerin tedavtsi var mdr?.. £ "V XİP' olacağım derken \ / 'tip'olanlara ne yapmalı? V Onlann pek tedavisi yok- tur. ÇevTeleri de bunu anladığından tedavi yerine 'rehabilite etme' yolu- na başvururlar. Bu yöntemin başın- da 'okkalama' denen işlem vardır. Onun her yaptığına marifetmiş gibi davranmak pek uygun düşer. Söyle- dikleri birer zekâ ıncisiymış gibi dav- ranılır. Sık sık methedilir. 'Okkala- ma' eski modadır, ama çok işe yarar. 'Saçına göre tarak' kullanmak da denenmiş bir yoldur. Bu yöntem, o- nun hoşlanmadığı şeylerin adını an- mamak. hoşlandıklannı sık sık dile getiraıekle uygulanır. Saçı olmasa da sanki varmış gibı taranır. Böyle böy- le 'tip' de gıderek 'VİP' olduğuna inanır. Ama içindeki aşağılık duygu- su hiç yatışmadığı için bu 'okkala- ma' ve 'saçını tarama' yöntemleri- nin sık sık uygulanması gerekir. 'Tip'in tipliğini ortadan kaldırmak ıçin sizin zahmet etmenize pek gerek yoktur. Hayat onlara bunu pek güzel öğretir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear