Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet
İratiyaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yaym Yönetmenı Orhan F.rin<; • Dış Haberler Ergun Balcı • Istıhbarat. Yalçın YayınlCurulu ÜhaııSelçııklBaşkan),
Genel Yavın Koordinatörü Hikmet Çakır • Ekonomr Bileot Kızanlık • Kültür Orban Erioç, Oktay Kırtböke,
Ç c t i n k a y a # Yaziişlerı Müdürlen HandıınŞenköken • Spor Abdâlkadir Yücelman Özgm Acar, Hikmet Çeünkaya,
fbrahim Ylldiz (Sorumlu), Dinç Tayanç • Makaleler SamiKara5ren #Çe\ın Se\fettin Şökran Soner. Ergun Bala. Diırç
• Haber Merkezi MüdÛIÜ: Hakan Kara Turhan • Düzeltme Abdullah Yazıcı • Bılgı-Ekl- Tayuıç, İbrahim YıMız, Orban
• Görsel Yönetmen Fikret Eser ge Edibe Buğra • Fotograf- Erdoğan Köseoğlu Bursao, Mustafa Balbay.
Ankara Temsılcısı. Mustafa Balbay • Haber Müdürii MüesseseMüdürü.ErolErkut#Ko- MEDYA C: • Yönetım MEDYA G: •
Doğan Akın Atatürk Bulvan No-
125, Kat'4, Bakanlıklar- ordmatör Ahmet Konıkan # Kuralu Başkanı-Genel Yöneum Kurulu
.-\nkaraTel 4195020(7hat). Faks-4195027»lzmırTem- Muhasebe Bülent Yener • ldare Müdûr Gilbin Erdunn Başkanı - Genel
sılcısı Serd»rKızık,H.ZıyaBl\.1352S.2/3Tel 4411220. Hüseyin Gürer • Ljletme Önder • Koordınalör Reha Mudür Cstin Ak-
Faks-4419117•AdanaTemsücısüÇednYigeııoğlu.lnöııü Çelik• Bılgı-lşlem Nafllnal#Bıl- Iptman • Genel Müdûr men • Murahhas
Cd 119 S.No:l Katl.Tel: 3522550, Faks: 3522570 gısayar Sıstem Mnrivet Çüer Yardımcısı MineAkdağ üye BoraGönenç
^dyımlavan »e Basan: Ycnı Gûn Haber Ajansı Basın \e Yavıncıhk A Ş
Türkocag'ı Cad 3941 Cağaloglu 34334 la PK. 246 Istanbul Tel. (0 212) 512 05 05 (20haU Faks (02121513 85 95
2EYLÜL1995 lmsak: 4.54 Güneş: 6.24 Öğle: 13.11 İkindi: 16.49 Akşam 19.43 Yatsı: 21.08 M E D Y A C T e l 51407 53 - 513 95 80-513 8460-61, Faks 5118466
YÖK Genel
Kurulu
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
YÖK Genel Kurulu,
Osmangazi Üniversitesi
rektör adaylan ile bazı
fakültelerin bazı
dekanlannı belirledi. YÖK
Başkanı Prof. Dr. Mehmet
Sağlam, genel kurul
toplantısından sonra
>aptığı açıklamada,
Osmangazi
Üniversitesi'nde öğretim
üyelerinin belirlediği 6
aday adayından en çok oy
alan 3 adayın seçilerek
Cumhurbaşkanlığı 'na
sunulduğunu söyledi.
Çemberlitaş'ta
'okırt
1
protestosu
• İstanbul Haber
Servisi - Çemberlitaş Kız
Lisesi'nekayıt
yaptıramadıklan
gerekçesiyle 100 kadar
öğrenci ve veli,
Çemberlitaş'ta tramvay
yolunu trafığe kapatarâk
eylem yaptılar. 25 ağustos
tarihinde 240 öğrencinin
okula kayıt yaptıracağının
açıklandığını söyleyen
öğrencıler, bu sayının daha
sonra 120'ye ındirildiğini
belirttıler. Aynı progTamı
uygulayan süper liselerden
yalnız bir tanesine
yaptınlabilecek ön kayıt
şanslannı bu okul ıçin
kullandıklannı söyleyen
öğrencıler, bundan sonra
da başka okula kayıt
yaptıramayacaklannı ifade
ettiler.
İstanbul'a vize
uygulaması
• İstanbul Haber
Servisi - istanbul
Büyûkşehir Belediye
Başkanı Tayyip Erdoğan,
istanbul'a gelecek olanlara
vize uygulanmasını
yenıden gündeme getirdi.
Tayyip Erdoğan, dûn
Baltalimanı On Antma
Tesisi'nin temel atma
törenine katıldı. Erdoğan,
İstanbul'un bir göç
istasyonu olmaktan
çıkanlması gerektiğinı
belirttı
Demirerin
ağustos
faaliyetleri
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel'in, ağustos ayı
içinde 15 bin kilometre yol
kat ettiği bildirildi.
Cumhurbaşkanlığı Basın
Merkezi'nden dün yapılan
açıklamada.
Cumhurbaşkanı Demirel'in
ağustos ayı faaliyetleri
kapsamında, yurtiçi ve
yurtdışı gezilerinde 15 bin
62 kilometre yol kat ettiği
belirtildi. Demirel'in, aynı
dönem içerisinde bir kez
Milli Güvenlik Kurulu'na
(MGK) başkanlık ettiği
ifade edilen açıklamada,
Cumhurbaşkanı'nın,
Genelkurmay Başkanı
Orgeneral tsmail Hakkı
Karadayı ile 3 kez,
Başbakan Tansu Çiller'le 4
kez, TBMM Başkanı
Hüsamettin Cindoruk'la da
1 kez bir araya geldiği
kaydedildi.
TÜBAÖdÜIÜ
Prof. Eyice'nin
• ANKARA (ANKA) -
Türkiye Bilimler
Akademisı'nin (TÜBA) ilk
kez verdiği hizmet ödülünü
İstanbul Universitei
Edebiyet Fakültesi emekli
öğretim üyesi Prof. Dr.
Semavi Eyice aldı.
Bilım ve teşvik ödülü ise
uygun aday çıkmadığı için
verilmedi.
Barış Günü'nde 'savaşlarm, açlığın, göçlerin olmadığı bir dünya' istendi
Barışa sahip çıkmalıyızHaber Merkezi - 1 Eylül Dünya Banş
Günü nedeniyle demokratik kitle örgütle-
ri, sendikalar, meslek odalan ve sıyasetçi-
ler, dünya kamuoyuna "banş" çağnsında
bulundu.
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel,
Banş Günü nedeniyle yayımladığı mesa-
jında, soğuk savaş dönemınin sona erme-
siyle tüm dünyada iyimserliğin yaygınlaş-
tığını belirtirken Bosna-Hersek ve Azer-
baycan'da yaşanan olaylann, banşı koru-
mak için "yeterli önleyicilikte bir ku-
rumlaşma" gereksinimini arttırdığını vur-
guladı. Demirel, evrensel banşm sağlan-
masının, tüm toplumlann görevi olduğu-
nu vurguladı. Başbakan Tansu Çilier de
mesajında şunlan söyledi: "'Yurtta sulh,
cihanda sulh' sözüyle ülkemizde olduğu
kadar bütün dünyada da banş isteğimi-
zin en güzel örneğini veren biiyük önder
Atatürk'ü anlamlı günde bir kez daha
saygı ve minnetle anıyor, tüm dünya
uluslarının banş, sevgi ve dostluk için-
de yaşaması gerektiği konusundaki
inancımı tekrarlıyorum."
ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz,
mesajında, sonraki nesiller için hakla-
ra ve inançlara saygının esas, hoşgörü-
nün temel yaklaşım olacağı huzurlu ve
gerçek banşı yakalamış bir dünya dile-
ğini vurguladı.
CHP Genel Başkanı ve Başbakan Yar-
dımcısı Hikmet Çetin, Dünya Banş Gü-
nü nedeniyle yayımladığı mesajda, dün-
yanın pek çok yerinde, din ve ırk temeline
dayanan savaşlann sürdüğünü belirterek
"Barış Günü'nün, tüm insanlığa savaş-
lann, katliamların, açlığın. göçlerin ol-
madığı bir dünya getirmesini diliyo-
rum"dedi Devlet Bakanı Algan Haca-
• Cumhurbaşkanı Demirel, evrensel banşın
sağlanmasınm tüm toplumlann görevi olduğunu
söylerken Başbakan Çilier, tüm dünya uluslannın banş
içinde yaşaması gerektiğini söyledi.
loğlu da "Sevgi, barış ve hoşgörü, aydın-
lanmadan geçer"mesajını verdi.
Meslek odalan, 1 Eylül Dünya Banş
Günü nedeniyle ortak bir açıklama yapa-
rak Banş Günü'nü kutladılar. Savaşın, hal-
kı sömürmek, ekonomik gücü ve egemen-
liği elinde bulundurmaya devam etmek is-
teyenlerin istemi olduğu belirtilen ortak
açıklamada, "tnsani degerleri ve umut-
ları tükctmeden, daha fazla kan akıt-
madan, ülkemizde yaşamın her alanın-
da duyulacak topyekûn bir banş, hepi-
mizin tek şanşıdır" denildi
Türk Mühendis ve Mimar Odalan Bir-
liği (TMMOB) Başkanı Yavuz Önen, me-
sajında, Türkiye'de insan haklannın, de-
mokrasinin, özgürlüğün zorunlu koşulu
olan banşın süreklı ve sistemh bir tehdit al-
tında olduğunu söyledi.
Bem-Sen Genel Merkezi tarafından ya-
pılan açıklamada, "Bu sömürü ve zulürn
düzeni yıkılmadan banş sağlanamaya-
caktır. Bugün istenen barış değil, uzlaş-
madır" sözlenne yer verildi.
Genel Sağlık-lş Yönetim Kurulu adına
Genel Başkan Kâzım Yıldırımimzasıyla
yapılan yazılı açıklamada. "Banş Gü-
nü'nde yaşayamadığımız tek şey, banş"
denildi.
Halkın Demokrasi Partisi (HADEP),
mesajında, "Akan kanın durması ve si-
lahların susması için barışçıl siyasi çö-
züm" çağnsında bulundu. lşçi Partisi Ge-
nel Sekreten Mehmet Bedri Gültekin de
banşın ancak sömürüye karşı mücadele ile
elde edilebileceği görüşünü savunarak in-
sanhğı, Amerika'nın sömürüsüne karşı
mücadeleye çağırdı. Ankara'da HADEP
ile Birleşik Sosyalist Parti üyeleri "Sava-
şa hayır" sloganlan eşiiğinde gökyüzüne
güvercin bıraktılar.
Divriği Kültür Derneği Başkanı Müs-
lüm Doğan, Dünya Banş Günü nedeniy-
le yayımladığı mesajda, "Balkanlar'ı.
Ortadoğu'y u yeniden keşfeden ve kuşa-
tan ABD emperyalizmi, Ortadoğu ve
Balkan halklarını birbirine düşürerek
y üzyıllarca kardeşçe barış içerisinde ya-
şayan halkları köleleştirmek ve onlan
kendilerine bağımlı kıldırmak istemek-
tedirler" dedi.
Nükleer Tehlikeye Karşı Banş ve Çev-
re İçin Sağlıkçılar Derneği (NÜSED), An-
kara Tabip Odası, Genel Sağlık tş Sendi-
kası Ankara Şubesi, Tüketici Haklan Der-
neği, Toplumcu Yeşiller ve Mamak Bele-
diyesi'nin yayımladıklan ortak açıklama-
da, banşın, sağlıkh insan olmanın ürünü
olduğuna dikkat çekilerek çelişkilerin in-
sancıl, adil ve akılcı yöntemlerle aşılması
gerektiği bildirildi.
İstanbuTdaki etkinlikler
Istanbul'da 1 Eylül Dünya Banş Günü
etkınlikleri, İnsan Haklan Demeğfnin
Sultanahmet Meydanı'nda "Barış için" i-
ki saatlik oturma eylemiyle başladı.
İHD'nin dün saat 11 OO'de Sultanahmet
Meydanı'nda gerçekleştirdiği ve yaklaşık
200 kişinin katıldığı oturma eyleminde po-
lis, yoğun güvenlik önlemleri aldı. Alan,
eylemden önce kontrolden geçirildi ve
bomba araması yapıldı.
Arslan Başer Kafaoğlu, Orhan Aydın,
Şanar Yurdatapan, Münir Ceylanve Er-
can Kanar'ın da aralannda bulunduğu
oturma eylemi, saat 13.00'e kadar sürdü.
Eylem sırasında konuşma yapan İHD
Başkanı Akın Birdal, bütün dünyada ya-
şanan etnik savaşlar nedeniyle halklann
bir arada yaşamalannın tehlikeye düştü-
ğünü, "yeni dünya düzeni"nin ise etnik
savaşlan kışkırttığını söyledi.
Diyarbakır'da örgütlü bulunan oda tem-
silcileri, banş çağnsı yaparak "Şiddet po-
litikalarının son bulmasını ve göç etmek
zorunda kalan milyonlarca insanın köy-
lerine dönmelerini istivoruz" dediler.
Kapatılan Yenı Pohrika gazetesı muhabin
Seyfettin Tepe'nin şüpheli ölümünü kına-
yan temsilciîer, gözaltına alınan Batman
Belediye-lş Sendikası Şube Başkanı Os-
man Künteş'in akıbeti konusundaki endi-
şelerini de dile getirdiler.
İzmir
CHP İzmir ll Başkanı Osman Özgü-
ven, yaptığı açıklamada savaşlann tarih
boyunca insanlığa acılar çektirdığini belir-
terek "Tüm insanlıgı savaşsız sömürü-
süz bir dünya varatma mücadelesine ça-
ğırıyoruz" dedi.
BSP İzmir ll Başkanı Şennur Akkaya,
düzenlediğı basın toplantısında, eskı Sov-
yet Cumhuriyetleri'nde ve Bosna'da savaş-
lann sürdüğünü belirterek "Ülkemizde de
Kürt sorununda barışa bir şans tanın-
mamakta direniliyor" dedi.
Sabahattin Ali'nin "Iki Gözüm Ayşe"si, bir cumhuriyet kızı, öğretmeni Ayşe Sıtkı tlhan
Inanca, sevgiye bagb yaşamak• Ayşe Sıtkı llhan'ı önce Filiz Ali
ve Atilla Özsever'in Sabahattin
Ali'ye ilişkin kitabında, Sabahattin
Ali'nin saklamış olduğu özel
mektuplannın yayımlanması ile
tanıdık. Oktay Akbal'ın, ortaya
çıkması ve duruyorsa Sabahattin
Ali'nin ona gönderdiği mektuplan
topluma kazandırması çağnsına ses
verdi.
• Arkadaşımız Doğan Akın'ın
yardımı ile aylar süren titiz bir
çalışma sonunda, uzun yılllar
saklanmış, eski Türkçe yazılmış,
çoğu cezaevinden gönderilmiş 67
mektup, "Nikâhma talibim. Hele bir
mınn İcınn et, vallahi kaçınnm"
diyen yeşil mürekkepli kalemden
çıkmış yazılar, kimi şiir ve öykü ile
birlikte "Iki Gözüm Ayşe" kitabında
toplandı.
ŞÜKR4N SONER
Ayşe Sıtkı tlhan'la ilk telefon konuşma-
mızda, Ankara Büromuzdaki ilk buluşma-
mızda, kırk yıllık dost, akraba gibiyiz. Ga-
zeteyi virgülü, noktasına kadar okuyan ve
yönlendirenlerden. Her olayda düşüncesi-
ni, tepkisini dile getiren okur olarak An-
kara Büro'da herkesin yakından tanıdığı,
sık sık yüzünü görmeye alıştığı, uzun za-
man uğramazsa, meraklandığı bir insan.
1928"lerde Erenköy Kız Lisesi'nde Re-
şat Nuri Güntekin'in öğrencisi, 1931-35
yıllan arasmda, Sabahattin Ali'nin can
dostu, sırdaşı olmuş, cezavinden, başka şe-
hırlerden "Nikâhma talibim. Hele bir
mınn kınn et, vallahi kaçınnm" diye
yeşil mürekkepli mektuplar yazdığı Ayşe
Sıtkı llhan. Bolu kadısı allâme Mehmet
Sıtkı Efendi'nin kızı, yükseköğrenim gör-
müş, birkaç dil öğrenmiş, önce öğretmen-
lik, sonra kütüphanecihk yapmış tutkulu
bir cumhuriyet aydını. Yaşama dair her şey,
sosyal, siyasal, ekonomik gelişmelerle öy-
lesine ilgili, haberli, tepkili kı yaşını düşü-
nemiyorsunuz.
Özel. genel, çok eskiye. bugüne ilişkin,
sevgi, inanç, değerlerle yoğrulmuş, coş-
kuyla anlattıklan içinizi ısıtıyor.
Babasının Arapça, Fransızca, Osmanlı-
ca kıtaplan sedirlerde, yerlerde. Yemeğın
hazır olduğunu haber vermek üzere baba-
sının yanına çıkmış, sıskacık kız çocuğu.
Sevgiyle sırta bindirilmiş, güle oynaya
merdivenlerden inmeye hazırlanıyorlar.
Cumhuriyet kızı Ayşe Sıtkı tlhan, cumhuriyet aydını olarak ülkenin gidişin-
den hiç memnun değil. "Her şey küçiik tavizlerle başladı" diyor. Ülkeyi geriye
götüren her gelişmeye çok öfkeli. Daha etkili bir kavganın içinde olmak için
yeterince genç olmadığına hayıflanıyor. (Fotograf: RIZA EZER)
Küçük kızın kulağinı yalayarak geçen bir
kör kurşun. Bolu içinde Çerkezler, dağlar-
da Kuvayı Milliyecilerçarpışıyorlar.
Sonunda ailenin can güvenliği için Kon-
ya-Aksaray'a göç ediliyor. Bütün aile tifo
mu, tifus mü olduğu bilinemiyen bir has-
talığa yakalanıyor. Antibiyotik yok. Önce
baba, sonra anne ölüyor. Kurtulan çocuk-
lan nineleri büyütüyor. Zenginken fakir
oluyorlar. Ancak ninesinin "Oku" öğüdü
ile yaşama hazırlanıyor.
Yüksek Muallim Mektebi'nde öğrenciy-
ken Sabahattin Ali, Pertev Boratav, En-
ver Necati ile arkadaş olur. Lise yıllann-
dan Nâzım Hikmet'in hayranıdır. Saba-
hattin Ali'nin onu Nâzım Hikmet'in evine
götürüp tanıştırmasmı hiç unutamaz. Sa-
bahattin Ali ile özel keyifli bir günde, Sa-
bahattin Ali'nin bir akrabasını ziyarete gi-
derlerken. polisin peşlerine takılması ile
günlerinin zehir olmasını da. Sabahattin
Ali ile Nihal Atsız gruplan arasmda yaşa-
nan büyük ırkçı ve solcu çatışmalan da..
Birlikte bir şeyleri paylaşmaktan çok,
uzaktan, cezaevinden çoğunlukla mektup-
laşarak yaşanmış çok büyük bir dostluk,
sırdaşlık, yaşanamamış bir sevgidir arala-
nndakı büyük bağ. Karşılıklı özenle sak-
lanmış, çoİc uzun yılar sonra ortaya çıkmış
mektuplarda gizli kalmış bu birlıktelık için
bugün birkaç buruk sözcük dökülüyor.
"Çok istediği halde evlenemedik. Ce-
zaevlerinde, orada burada çok çile çek-
ti. 41 yaşında öldürüldü. Yaşasaydı bu
ülkeye daha ne güzel ürünler verecek-
ti.."'
Aralannda yaşanmış güzellikleri, yaşa-
namamışlan düşünürken, mektuplar için-
den, düşüncesı alınmak üzere gönderilmiş,
Sabahattin Ali'nin "Son Mektup" şiirin-
den bir bölümü aktarmak ıstiyor. "Onu,
yaşamını bana göre çok iyi yansıtan bu
dizelerle anmak istivorum" diyor..
"Yıldız olur sana ışık tutarım,
Bülbül olur, penceremde öterim,
Yer altında belki rahat yatanm
Yer üstünde çektiklerim dindi mi.."
Ayşe Sıtkı llhan ilk evlilığinde, Saba-
hattin Ali'nin mektuplannı dost evine tes-
lim etmiş. Yıllar sonra, geri alabilmiş. Fi-
liz Ali ile Atilla Özkırımlı'nın kitabında
kendi gönderdiği mektuplann yayımlan-
masının ardmdan, Oktay Akbal'ın Cum-
huriyet gazetesinde yaptığı çağn üzerine,
elindeki mektuplan topluma ulaştınna dü-
şüncesine varmış. Arkadaşımız Doğan
Akın'la aylar süren titiz bir çalışma so-
nunda mektuplar, eski Türkçeden çevrile-
rek, virgülü, noktasına sadık kalınarak ya-
yınahazırdurumagetinlmiş. "IkiGözüm
Ayşe" başlıklı mektuplar, aynı adı taşıyan
kitapta, saklanmış 67 mektupla yollanmış
şiir ve öykülerle birlikte toplanmış.
Ayşe Sıtkı llhan, 33 yılını paylaştığı, ya-
bancı asıllı ikmci eşi Emin llhan'ı özlem-
le anmak gereğini duyuyor. "33 yıl, onun
olgunluğuna ulaşmak için uğraştım, ül-
kemizdeki insan zaaflarının hiçbiri on-
da yoktu"diyor.
Her yaşta yaşama sıkı sıkı bağlı bir in-
san olarak, anılardan bugüne atlıyor. Ge-
nellikle anılannı kaydettiği bir defteri ol-
duğundan, içinde yaşama olup bitene dair
bütün düşüncelerini yazdığından söz edi-
yor. Bugünlere ait notlarda olumsuz geliş-
melere ilişkin kaygılar ağır basıyor. Ozel-
likle gelişen şeriatçı, ırkçı akımlardan bü-
yük kaygı duyuyor. "Her şey küçük taviz-
lerle başladı" diyor. Özellikle çok partili
dönemin ilk demokratik havasının arka-
sından gelen küçük, küçük ama sonuçlan
büyük tavizlerden çeşitli örnekler veriyor.
Cumhuriyeti, ülkenin geleceğini kurtar-
mak üzere sivil toplum örgütlerine, cum-
huriyete inanmış aydmlara büyük görevler
düşütüğüne ınanıyor.
Yaşı, sağlığı elverse, Çağdaş Yaşam,
Atatürkçü Düşünce Derneğı gibi örgütler-
de aktif görev almak isteyeceğini vurgulu-
yor. Çok kızdığı çirkin politikacılar için
"İşportacılık yapıyorlar" diyor. Günlük
tepkiler olarak kaydettiği notlar arasmda,
işi gücü bırakıp günlerin gösterişli tören-
lerle öldürülmesine duyduğu kızgınlık var.
PoUtikacılann inançsız, anlamsız işler için,
gürültülü nutuk atmalanna çok kızıyor.
Atatürk'ün 10.yıl nutkunu canlı olarak
dinlemiş. anlamını yaşamış biri olarak, gü-
nün politikacılannın kuru gürültülerine
katlanamadığını söylüyor. Hızlı nüfus ar-
tışı, kirletılen çevre, bozulan Türkçemiz a-
ma hepsinden öncelıkli, şeriatın duyulan
ayak sesleri onu çok ama çok fazla ilgilen-
diriyor.
MESELA DEDİK ERDAL ATABEK
Ege'de banş
kulaçları
• Adana Çevre Tüketici Koruma
Derneği Başkanı Hilmi Çamurdan,
sırtında rakı ve şalgam suyuyla, komşuya
doğru kulaç attı.
ÜMİT OTAN
İZMİR- "Banş" dün
Çeşme'den Ege'ye taştı.
"Komşu" zeytinyağlıyı
hazırladı mı bılemiyoruz
ama Adana Çevre Tüke-
tici Koruma Derneği Baş-
kanı Hilmi Çamurdan,
sırtına bağladığı bir şışe
şalgam suyu ve rakıyla
"komşu"ya doğru kulaç
attı...
Çeşme'deki hareketli-
lik bu kez turizmden kay-
naklanmıyordu. Önceki
gece kalabalık ıyice arttı.
Kalede Haluk Levent'in
banş şarkılan dinlene-
cekti sabaha dek. Ancak
ne olduysa konser yeri
son anda tiyatroya alındı.
Sevecen kalabalık, yıl-
madı. Ses, ışık düzenleri
alelacele tiyatroya taşm-
dı. Konser biraz geç baş-
ladı, hepsi o kadar. Haluk
Levent, yetkililerin ilgi-
sizliğinden yakınıp, onla-
ra biraz çattıktan sonra
konserine başladı. Yaşlı,
genç, çocuk alkışlarla ba-
nş şarkılanna katıldılar.
Kimse yorulmak bilmi-
yordu. Sabaha karşı kon-
ser bitmek zorunda kaldı.
Çünkü "yolcu yolunda
gerek"ti. Hilmi Çamur-
dan, Ege'de "komşu"ya
en yakın yerden karşıya
yüzecekti.
"Banşa kulaçlar" et-
kinliği için altı ay önce-
sinden çalışmalara başla-
mıştı Çamurdan. Kondis-
yonu kazanmak kolay ol-
muştu da bürokrasiyi aş-
mak zordu. Bır de banş-
tan yana olduğunu öne
süren birçok dernek de
olaya ılgisız kalınca bü-
tün yük Çamurdan'a kal-
mıştı. "Komşu"ya faks-
lar çekilmiş, "Rakı, şal-
gam benden, zeytinyağ-
lıyı hazırla, öğlen yeme-
ğine oradayım"diye
fakslar geçilmiş, afişler
bastınlmış. işte sona ge-
linmişti.
Sabaha karşı saat
05.00. Hilmi Çamurdan
kıyıda ısınmaya başlıyor.
Birleşik Sosyalist Par-
ti'nin Çeşme örgütünden
gençler son eksiklıkler
için koşuşturuyor. Ça-
murdan yüzerken yanın-
da gidecek küçük bir mo-
tor temin ediliyor. Bir şi-
şe Adana'nın meşhur şal-
gam suyu ile bir küçük şi-
şe rakıyı taşıyabilmesi
için özel olarak yaptınl-
mış kayışlar Hilmi Ça-
murdan'rabedenine takı-
lıyor. Sahil Koruma Botu
da hazır. Onlar da Hilmi
Çamurdan'ı uzaktan izle-
yecek. Bot yetkilisi, kara-
sulann dışına çıkmak
üzereyken anons yapaca-
ğını, uymazsa tutuklaya-
cağını söylüyor. Hilmi
Çamurdan'ın pasaportu
yok. Almaya da niyeti
yok. "Bu sınırlar kimin
için? Bak kuşlar her iki
tarafa özgürce girip çı-
kıyor" diyor.
B
ayılıyorum şu VİP sözcüğüne.
Havaalanlannda 'VİP salo-
nu\ uçaklarda '\
r
İP bölümü',
toplum içinde 'VİP standardı'
'Oncelikli', 'ayncalıklı', 'özel ilgi
görmesi gereken' kişi anlamında
kullanılıyor. Işin tuhafi. sözcük Ingi-
lizce. 'Very Important Person' de-
yiminin kısaltması olarak ıçimize
girdi, seve seve kullanılıyor. Oysa
Türkçesini kullanmak doğru değil
mi? 'Çok Önemli Kişi'nin kısaltıl-
ması olan ÇÖK kullanılmah. 'ÇÖK
salonu', 'ÇÖK bölümü' olmalı ki
meraklılan fazla heveslenmesin.
'ÇÖK'ü beğenmeyenler de vatanda-
şın uymak zorunda olduğu kurallara
uysunlar, ayncalık istemesinler.
VİP nasfl oJunup?
gerekir. Gözünüzün içine bakan,
bir dediğinizi iki etmeyen, 'Şimdi
ne yapacak?' diye peşinizden gelen-
ler varsa siz de 'VİP' oluyorsunuz
dernektir. Orda burda yürürken sizi
tanıyanlar çıkarsa arhk 'VİP' sayıla-
bilırsmız. Yok tanımıyorlarsa, o za-
man da sızin 'Benim kim olduğumu
biliyor musun?' diye kendinizi tanıt-
manız yerinde olur. Ama siz kendi-
nizi tanıtmak zorunda kalırsanız dik-
VİP olmak mı? Tip olmak mı?
Şimdi bu 'VİP olmak' meselesi
çok önemlidır. Bir kere kendi
kendine VİP olunmaz. Birileri-
nin sıze 'VİP' muamelesi yapması
kat edin, 'VİP' olayım derken 'tip'
olmayabaşlamışsınızdemektir. Yanı-
nızda yörenizde böyle 'tip' olmuş ki-
şileri görebilirsiniz. İnsanın içindeki
'önemli olmak' dürtüsü böyle tuzak-
lar da kurar. VİP olayım derken tip ol-
mak için insanda bolca kompleks bu-
lunmalıdır. BukomplekslılerVlPol-
makla tip ohnayı birbirine kanştınr.
Farkına varmadan 'tip'olanlan ger-
çek 'VİP' olanlardan ayırabilırsınız.
Bu 'tip'ler hazımsızlıktan rahatsız-
dır. Para kazanmış, ama hazmetme-
mişlerdir. Yetki sahibi olmuş, ama
hazmetmemışlerdir. Bellerine silah
takmış, ama hazmetmemişlerdir.
Gerçek 'VİP'lerağırbaşlıdır, aynca-
lık istemezler, sıradan vatandaş gibı
davranmak onlan hiç rahatsız etmez.
Ama 'tip'ler böyle şeylere çok dık-
katlidir. Hep ayncalık isterler. Hep
önemli görülmeye bayılırlar. Onun
için de 'tip'lere dikkat etmek gerekir.
VİP otan pslıolopsi
B
u 'VİP olma' sorununa ruhbi-
lım çok kafa yormuştur. Ünlü
Alfred Adler insanlann ha-
yattaki bütün çabalannın temelinde
'aşağılık duygusundan kurtul-
ma'çabasının yattığını söylemiştir.
Onun teorisinden de en çok pazarla-
ma uzmanlan yararlanmıştır. Satıcı-
nın bütün hüneri malını satacağı ki-
şinin 'özel bir kişi' olduğuna inan-
dırmasıdır. Reklamlann başansı da
satılan malın ya da hızmetin 'sizin
için özel hazırlanmış' olduğu duy-
gusunu uyandınnaya bağlıdır. 'Tam
sizin için' sloganı bu işın ruhudur.
tnsancıklar da bir şeyi alırken, yer-
ken, ıçerken, gezmeye gıderken bu
duyguyu tadarlarsa aşağılık duygula-
nndan kurtulduklannı sanırlar. İşte
bu sanı büyük pazarekonomisini ya-
ratmıştır. 'Önemli olmak' uğruna
saç şampuanlan alınır, giysiler giyi-
lir, takılartakılır, gezilere gidilir, ara-
balar alınır, içecekler içilir. Kadmlar
güzel olmaya çalışır, erkekler güçlü
olma yanşına gireT. Çocuklar baba-
lannın başka çocukjann babalannı
döveceğine inanır. 'Önemli olmak'
da böylece bütün hayatı yönetir.
İBİerin tedavtsi var mdr?..
£ "V XİP' olacağım derken
\ / 'tip'olanlara ne yapmalı?
V Onlann pek tedavisi yok-
tur. ÇevTeleri de bunu anladığından
tedavi yerine 'rehabilite etme' yolu-
na başvururlar. Bu yöntemin başın-
da 'okkalama' denen işlem vardır.
Onun her yaptığına marifetmiş gibi
davranmak pek uygun düşer. Söyle-
dikleri birer zekâ ıncisiymış gibi dav-
ranılır. Sık sık methedilir. 'Okkala-
ma' eski modadır, ama çok işe yarar.
'Saçına göre tarak' kullanmak da
denenmiş bir yoldur. Bu yöntem, o-
nun hoşlanmadığı şeylerin adını an-
mamak. hoşlandıklannı sık sık dile
getiraıekle uygulanır. Saçı olmasa da
sanki varmış gibı taranır. Böyle böy-
le 'tip' de gıderek 'VİP' olduğuna
inanır. Ama içindeki aşağılık duygu-
su hiç yatışmadığı için bu 'okkala-
ma' ve 'saçını tarama' yöntemleri-
nin sık sık uygulanması gerekir.
'Tip'in tipliğini ortadan kaldırmak
ıçin sizin zahmet etmenize pek gerek
yoktur. Hayat onlara bunu pek güzel
öğretir.