25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
13 TEMMUZ 1995 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER MGV başta olmak üzere bazı vakıflar, kıraathaneleri kütüphaneye dönüştürüp dini propaganda yapıyor Kahvehanede diııi eğithnERGUNAKSOY ANKARA-Refah Partisi'ne (RP) yakınlığıyla bi- linen Milli Gençlik Vakfı başta olmak üzere, yasal kılıfaltında gerici faaliyetlerde bulunduklan öne sü- rülen bazı vakıflann. kıraathaneleri kütüphaneye dönüştürüp, dini propaganda yaptıklan ortaya çık- tı. Kocaeli Kültür Müdürlüğü'nce Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne gönderilen bir yazıda, MGV ve Ko- caeli Ilme Hizmet Vakfi'nın, standartlara uygun ol- mayan yerleri kütüphaneye dönüştürüp bazı faali- yetlerde bulunduklan belirtilerek, " Kütüphane adı aitında açılan yerier, kıraathanelerden oluşuyor. Standartlara uygun olruayan bu kütüphanelerde, Kurarn Kerim okutuluyor, video aracüığıyla dini eğitinı veriliyor" dendi. Vakıflar Genel Müdürlü- ğü'nce bu vakıflar hakkında soruşturma başlatıldı- ğı kaydedildi. Vakıflar Genel Müdürlüğü'nce siyaset yapma- malan konusunda uyanlan bazı vakıflann, yasal kı- lıf altında gerici faaliyetlerde bulunduklan öne sü- rüldü. MGV başta olmak üzere. bazı vakıflann kül- tür hızmetı adı altında yasadışı çalışmalar yaptık- • Kocaeli Kültür Müdürlüğü'nce Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne gönderilen bir yazıda, MGV ve Kocaeli îlme Hizmet Vakfi'nın, standartlara uygun olmayan yerleri kütüphaneye dönüştürüp bazı faaliyetlerde bulunduklan belirtilerek, "Kütüphane adı altında açılan yerier, kıraathanelerden oluşuyor. Standartlara uygun olmayan bu kütüphanelerde Kuran-ı Kerim okutuluyor, video aracılığıyla dini eğitim veriliyor" denildi. lan kaydedildi. Kocaeli Kültür Müdürlüğü'nce Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne gönderilen bir yazıda, MGV ile Ko- caeli Ilme Hizmet Vakfi tarafindan kentin çeşitli yerlerinde kütüphane ve kültür merkezleri açıldığı belirtilerek. "Kütüphane adı aitında açılan bu yer- ler, standarrlanna uygun değfldir" görüşüne yer ve- rildi. Yazıda şöyle dendi: "Halen faaliyette bulunan. kendilerine kütüphane ve kültür merkezi adını uy- gun gören bu gibi yerier, fiziksel olarak günümüz kahvehanelerinden biraz farkh. eskilerin kıraatha- ne dedikieri yerleri andınyor. Bir sak>n ve çay oca- ğından ibaret 40-50 metrekareük bu sakmlarda kâ- ğıt oyunu oynannuyor. 5-10 masadan ve 35'le 100 arasuıda sandah/eden oluşan bu yerierin çoğunlu- ğunda teievizyon ve video bulunuyor. Sadece dini konularda kitaplan mevcut ve kitap sayılan da 100'ü geçmiyor." Kültür Müdürlüğü yazısında, bu salonlara akşam saatlerinde çok sayıda kişinin geldiği ve dini soh- betlerin yapıldığı kaydedilerek, şu görüşlere yer ve- rildi: "Wnisohbetkrin\anısıra,Akaki(fikıh)ilmiy- le ilgjli konuşmalar yapılıyor. Kuran-ı Kerim oku- tuluyor,video üedini eğitinı kasetleri izlettiriliyor. Bu salonlar, fikir ve sanat eserlerini toplayan, düzenle- yen ve okuyucusunun hizmctine sunan kütüphane- îerden oldukça uzaktıriar. Sadece kütüphane adını kuilanan. aslında kıraathane olarak değerlendirebi- leceğüniz bu gibi yerierin değişik amaçiar için kü- tüphane adını levhalanna yazmalan, kültür yuvası olan kütüphanelerimizin toptumumuzda yanlış an- laşılmasına neden olmaktadır. Bu rutumlannı değiş- tirmeleri gerekir. Gerçek anlamda kütüphane ku- rulması istendiğinde ise müdürtüğümüz her türiü yardımı yapmaya haardır." Kültür Müdürlüğü'nün yazısı üzerine Kocaeli Il- me Hizmet Vakfı ve MGV hakkında soruşturma açıldığı bildirildi. Vakıflar Genel Müdürlüğü yet- kılileri, Türkiye'deki vakıf sayısınm 3 bini aştığını ve bunlan denetlemekte zorlandıklanni belirtiler. Yetkililer, şunlan söylediler: "Ülkemizin bütünlü- ğüne zarar verecek hareketierde bulunan vakaTar var. Bizun vakıflardan tek isteğimiz, ilgiü şartlaruı dışına çıkmamalandır. MGV ve diğer bazı vakıflar gecelcr düzenliyoriar. Vakfi alet ederek birtakun ça- lışmalar yapryoriar. Vakıflar hayır kurumu olarak kuruluyorlar.dahasonra siyasete bulaşryorlar. Siya- si bir düşünceye hizmet etnıekle hem halkı yarab- yoriar hem de yanhş hizmet vermiş ohıyorlar." Yetkililer, mantar gibi türeyen vakıflan denetle- yemez hale geldiklerini, Vakıflar Yasası'nda yapıla- cak düzenleme ile vakıflann denetim altına alın- abileceğine dikkat çektiler. Aziz Nesin'in çocıık cenneti• Büyükler 'ölüm'ün farkındalar. Ancak 'Aziz Amca'lan her zamanki gibi seyahatten dönecekmiş gibi yaşıyorlar ve küçükler duymasın diye fısıltıyla"Onu şimdiden özledik" diyorlar. HÜLYATOPCU Onlar, kendilerine de- ğer veriyor ve güveni- yorlar... Onlar, üretken ... Onlar, ınsanları sevi- yor... Onlar, son günlerde tüm dikkatlerin üzerle- rinde toplandığı çocuk- lar. Onlar, Aziz Nesin'in çocuklan.... Aziz Nesin'in kurduğu vakıfta; kuralın, cezanın olmadığı, herkesin so- rumluluğunu bildiği bir dünyada yaşıyorlar. Ka- pısında 'Çocuk Cenneti' yazan özgür bir dünya- da... Birkaç gün öncesine kadar yoğun güvenlik önlemi ahnan, gazeteci- lerin kapısında adeta nö- bet tuttuğu vakıf, eski günlerine çoktan dönmüş. Vakıftaki tüm yaşam, Aziz Nesin'in belirlediği ilkeier doğrultusunda sürüyor. Tüm çocuklann odalannın duva- nnda asılı ilkeler. İlkeier, "Aziz Nesin diyor ki"' diye başlıyor. "Herkesin şımarma hakkı vardır. Vakıf çocuklan. kendilerini seve- rek değer venneyi oğrenmeiL Bu- rada kural yoktur.»" diye sürü- yor. Büyükler 'ölüm'ün farkında- lar. Ancak 'Aziz Amca'lan her zamanki gibi seyahatten döne- cekmiş gibi yaşıyorlar ve küçük- ler duymasın diye fisıltıyla"Onu jfrndiden özledik'' diyorlar. Yaşam biçimlerini ise "Biz hem fakiriz hem de zengüuz" di- ye özetliyorlar. Onlar 'kazanır- ken çok faldr, harcarken çok zen- gin' oldukJannı söylüyorlar. Vakıfta yaşam ortaklaşa sürü- yor. Günlük görev bölümü çerçe- vesinde kimi çocuklar temizlik 1972'de kurulan Aziz Nesin Vakfi'nda yaşlan 6-24 arasında değişen 32 çocuk bulunuyor. (Fotoğraf: KUBİLAY Vakfın amacı Aziz Nesin Vakfı, 1972 yılında kuruldu. Vakıfta yaşlan 6 ile 24 arasında değişen 32 çocuk ve genç bulunuyor. Vakfın amacı ise her yıl 4 çocuğu daha bünyelerine almak. llkokul çağında vakfa ahnan çocuklarda aranan özellik sadece ekonomik durumunun kötü olması. Vakfa girebilmek için çocuğun kendisi. ailesi veya yakınlannın başvurusu yeterli. Vakfın kurulduğu günden bu yana 100 çocuk yetiştirildi. Vakfın gelirleri ise Aziz Nesin'in kitaplannın satışından ve bağışlardan elde ediliyor. Aziz Nesin'in ölümü üzerine vakfın başkanlığına AB Nesin getirildi. Yönetim kurulu üyeleri ise şu isimlerden oluşuyor: Şinasi Acar. Güften Daytoğlu, tsmail Arman Onaran, Oralp Basım. Fırat Aykırt, Niizhet Ak. Vakıf yöneticileri, bağışlann, Ziraat Bankası Kadıköy Selamiçeşme Şubesi 4566 No'lu hesaba yatınlabileceğini bildirdiler. yapıyor. kimi koyunlan besliyor, kimi gübre topluyor... Herkes iş- bölümüne uymada disiplinli dav- ranıyor. Işler bittiğinde ise bazısı ders çahşıyor, bazısı top, satranç oynuyor, bazısı da bisiklete bin- meyi öğreniyor. kitap okuyor. En çok da Aziz Nesin'in kitaplan okunuyor. Alıştıgımız dışında başlannda onlan yöneten, onlara yasaklar koyan büyükler yok. Vakıfta yö- netici Ruşen Ulusoy'un dışında bir ahçı ve iki genel hizmet gö- revlisi bulunuyor. Ancak bu bü- yükler de çocuklar gibi sadece kendi işleriyle ilgileniyorlar. Kı- sacası vakıfta yaşam. 'kendiliğin- den' akıp gidiyor. Bu yıl lise ikinci sınıfa başla- yacak olan Emine. son yıllarda gözleri rahatsız olduğu için Aziz Nesin'e tüm çocuklann yardımcı olmaya çalıştıklannı anlatıyor. u Her akşam büyük küçük he- pimize şeker verirdL Çok sevinir- dik. Gün Doyu kendisine .vardım ettiğüniz için bize ödül gibi geör- di" Yılbaşı, bayram gibi önemli günlerde ise vakıfta yaşamın çok daha heyecanlı olduğunu anlatı- yor çocuklar. Yurtdışından ço- cuklara bir sürü hediye getiren Aziz Nesin, genellikle bunları özel günlere saklarmış. 2.5 yıl öncesine kadar tüm hediyeleri kendi elleriyle paketlermiş. An- cak son yıllarda paketleme işine TÜNTÜL) büyükler de yardımcı olmaya başlamışlar. Hediyelerin sahiple- ri kurayla belirlenirmiş. Ama her nasılsa, 'herkese istediği hediye' çıkarmış. Çocuklar en çok Aziz Amcala- rının "Okuyun, okuyun, oku- yun" sözlerini hatırlıyorlar. Ve onu hep çahşırken hatırlıyorlar: "Aziz Amca, sürekli çalışırdı. Gözleri rvi görmezdi, ama vine de yazı yazardı. Çok erken kalkaırh. Biz 09.00'da kalkıyorsak o, 06.00'da kalkardı. Hiçbir şey yap- masa sinekleri öldürürdü. Kur- bağa ve bülbül sesini çok severdL Biz bülbülü hiç göremedik, sade- ce sesini duyduk. Bir gün odasına girmiştik. Kendi kendine konuşu- yordu. Bir de bakbk ki kurbağa- lara dönmüş' Yeter artık, susun da çalışayım' diyor. Çok gülmüş- tûk." Onlar, Aziz Nesin'in çocukla- n. Her biri, "Ben Aziz Nesin" diyen çocuklar. Dört aydan fazla süren grevin ardından Türk-Iş Genel Başkanı Bayram Menü'in devreye girme- siyle imzalanan Havaş söz- leşmesine göre Yazeks fir- ması, gerekli gördüğü za- man işçilerin görev yerle- rini değiştirebilecek. Gö- rev yerini değiştirmek ıs- temeyen işçi ise işten çıka- nlacak. Hava-lş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Yağa ımzaladıklan sözleş- meyi yeterli bulmadıklan- nı ve 'Havaş'ta özelleştir- menin olumsuzsonuçlannı yaşadıklannı' söyledi. Hava-lş Sendikası ile grev sırasında Havaş'ın yüzde 59'unu satın alan Yazeks firması arasında Bayram Meral arabulucu- luğuyla imzalanan toplu- sözleşmede. bir önceki sözleşmede bulunmayan hükümler yer aldı. Havaş'ın 2 bin 100 çalı- şanı önceükle 'iş güvence- si' sonra da 'insanca yaşam öcreti' için başlattığı grevi 125 gün sürdürdü. Bütün bu gelişmelerden sonra devreye gıren Ba>Tam Me- ral'in Yazeks yetkilileriyle yaptığı ilk yüz yüze resmi görüşmeden sonra Hava-lş Sendikası masayaçağınldı ve toplusözleşme imzalan- dı. Bayram Meral'in de im- zasını taşıyan ve süresi iki yıldan 30 aya uzatılan top- lu iş sözleşmesinde, bir ön- ceki dönemde bulunmayan maddeler yer aldı. Bu idari maddelere gö- re, işçiler, işveren tarafin- dan ihtiyaç görülen işyer- lerine aktanlabilecek. Yeni işyerlerine gitmek isteme- yenler ise işten çıkanlacak ve tazminatlan ödenecek. Aynca kendi isteğiyle iş- ten aynlmak isteyenlere de aynı tutarda tazminatîan ödenecek. Sözleşmeye gö- re işçiler bu haktan 1995 yılı sonuna kadar yararla- nabilecek. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Kitle Öpgütleri... Fakültedeki odama bundan bir süre önce genç bir arkadaş geldi. Truva Folklor Araştırmalan Demeği'nin yönetim kurulu üyelerinden birisrymiş. Üç yıldan be- ri Bakırköy'de çalışmalar sürdürmekteymişler ve her yıl değişik alanlarda ödüller veriyorlarmış. Bu ödül- lerden biri de "^fafL/rfcçü/ü/f"alanında veriliyormuş ve geçen sene Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'ne verdikleri bu ödüle bu yıl beni layık görmüşler. Doğrusu hem sevindim hem gönendim. Eskiler "marifet iltifata tabidir" derler. Bu tür davranışlar in- sanın mücadele azmini arttınyor, güvenini tazeliyor. "Biz" dedi genç arkadaş, "Halkevlerinin birzaman- larüstlenmiş olduğu işleviyerine getirmeye çalışıyo- ruz. Tiyatro, müzik, halkoyunlan vb. gibi dallarda ça- lışmalar yapıyoruz. Aynca değişik alanlarda kurslar düzenliyoruz." Çok sevindiğimi ve ödül törenine de gelecegırni söyledim. Ödül töreni Kenter Tiyatrosu'nda yapıldı. Değişik alanlarda ödüller dağıtıldı. Bu senenin ödüllerini, ay- nı ödülü geçen yıl alanlar verdi. Tüm ödül alanlan tek tek yazmam mümkün değil. Ancak ben ödülümü Prof. Dr. Türkan Saylan'ın elinden aldım ve ödülü- mün değeri arttı. ödüller kadar güzel olan bir başka şey, tümü ama- tör olan sanatçılann ve folklorcuların gösterileriydi. Gerek seyirlik oyunlarda, gerek halk müziğinde çok başarılıydılar. Ancak Şırnak ve Artvin ekiplerinin folk- lor gösterileri, her türiü övgünün üzerindeydi. Tam bir renk ve müzik cümbüşü yaşattılar. Fakat gecenin en büyük sürprizi ve izleyenlerden çoğunun gözlerini dolduran şey, 6-9 yaş arasındaki "bebelerin" oynadıklan Diyarbakır oyunlan oldu. Ço- ğu, dernek üyelerinin çocuklanydı ve canla başla oy- nadılar. O salonda esen kardeşlik havası içinde Şır- nak'ın, Diyarbakır'ın Türkiye sınırlan dışına alınmak is- tendiğini düşündüm. Yüreğim sızladı. Bu güzel tören ve gösteriden Istanbul basınının he- men hiç söz etmemesı çok ilginç bir nokta. Oysa ki Esin Afşar'dan Neriman Altındağ Tüfekçi'ye kadar bir dizi popüler sanatçı da ödül alanlar arasındaydı. Gazetelere haber verip vermediklerini sordum. Tüm gazetelere hem basın bülteni göndermişeler hem de telefon etmişler. Ama gelen giden olmadı. "Siz" dedim, "Bu gösteriyi seneye Ortaköy mey- danında ya da Sabancı Korusu'nda yapın. O zaman gazeteciler ilgilerini esirgemez/er. "Zira oralarda eşek anırsa gazetelerimizin magazin ya da kültür sayfala- nnda haber oluyor. Arkadaşlar kusura bakmasın a- ma, Istanbul basını kimi faaliyetlere karşı kör, sağır ve dilsiz... Gebze Sendikalar Birliğı temmuzun 14'ünde Fer- hat Tunç'un da katılacağı bir konser ve toplantj dü- zenlemiş. Bir başka yerde konuşmacı olduğum için Polisancılann bu dayanışma gecesine katılamıyorum. Aynı biçimde 14-15 temmuz tarihlerinde Ankara'da- ki toplantıya da katılamayacağım. Oysa ki başta Türk- Iş ve DİSK olmak üzere, Kamu Çalışanları Sendika- lan Konfederaşyonlaşma Kurulu, TMMOB, Türk Ta- bipler Birliği. TÜRMOB, Türk Dişhekimleri Birliği, Ve- teriner Hekimleri Birliği, Insan Haklan Derneği, Hal- kevleri, öğretim Üyeleri Derneği, Çağdaş Hukukçu- lar Derneği, Çağdaş Gazeteciler Derneği ve Türkiye Ziraatçılar Demeği'nin katkı ve katılımlan iletoplana- cak olan "Demokrasi ve Anayasa Forumu "nu çok önemsiyorum. Devlet Su Işleri salonunda toplanacak olan bu fo- ruma, (bence) demokratlığı çok tartışmalı kimi isim- ler de davet edilmiş. Ama olsun. Bu forumun sade- ce sloganı bile, yürekten desteklememiz için yeterli: "Türkiye'nin Aydınhk Geleceğini Kararttırmayaca- ğız"... Kitle örgütleri yavaş yavaş toparlanmaktalar. Bir yandan yeni örgütler kurulurken bir yandan eski ör- gütler şöyle bir silkinip kendilerine gelmeye başladı- lar. örneğin Atatürkçü Düşünce Derneği çığ gibi bü- yümekte. Şube sayısını 200'e, üye sayısını da 50.000'in üzerine çıkarmaya çalışıyoriar. Bu gidişle bir yıla kalmaksızın hedefi tutturacaklar. Atatürkçü Düşünce Derneği sadece Türkiye için- de değil; ülke dışında da, Türklerin olduğu her yerde örgütlenmesini sürdürüyor. Almanya'da da değişik şubeleri var, Ingiltere'de de, Avustralya'da da... Bu demek içinde kimi "bağnazlnsanlara da rastlansa bi- le, gelişme çizgisi son derece umut verici. Gene bu arada değişik üniversrtelerimizde "Ata- türkçü Düşünce Kulüplen" çığ gibi büyüyor. öyle sa- nıyorum ki bu gelişme, önümüzdeki yılda da sürecek. Demokrasi örgütlü insanlann rejimi. Eğer örgüt ol- mazsa, demokrasi de olmuyor. Halkımız ve özellikle gençlerimiz bunun bilincinde. Hızla örgütleniyoriar. Bir yanda demokrasi ayıplan yaşanırken ve bir yan- da ülke kaynaklannın yağmalanması sürerken kitle ör- gütlerindeki bu gelişme, insana umut veriyor. natura ESKt MİLLETVEKİLİ OLMASINA KARŞIN AİLESt ANKAR4 DA TÖREN İSTEMİYOR M. Ali Aybar, bugün toprağa veriliyor DOĞA CENNETÎBAFA GÖLÜ MllLÎ PARKINI StZ DE KEŞFEDÎN!.. \.VHK'\ HAIA ( Bafe Gölü Milli Parkı îçündc, Yörenin Bağ Evierinden Esinlenerek Kurulmuş, Gölc Sıfir Bir Tesis... Ay Tannçası Selene ile Çoban Endymion'un Tutku Dolu Aşklannın Efeanelcşüği Çılgm Ege Doğası... EĞER SİZİN İÇİN DE TATİL YAPMAK DOĞAYI YAŞAMAKSA, BU FIRSATI KAÇUiMAYIN! ( I I H VYirRA ItOCİSAK Silifke - Taşucu yaktnında, Toroslar'ın Akdenizle Kııcaklaştığı, Kiiçûk Korunakh Bir Koy İçinde, Kristal Berraklığındaki Denizle Söyleşen Seviınli Bir Tesis Varmış. ÖYKÜSÜNÛ BİZDEN DİNLEYİN... HER İKİ TESİS İÇİNDE: ODA KAHVALTI KONAKLAMA GÜNLÜK : 800.000.-T1. YARIM PANStYON KONAKLAMA :1.100.000.-Tl. TAM PANStYON KONAKLAMA .-1.300.000.-T1. ÇOCUKLAR 0-6 YAŞ BEDAVA, 6-12 YAŞ % 50 iNDtRÎMLİ AY-SEL TURİZM Olgunlar sokak 2/4 Bakanlıklar-ANKARA Tel:(312) 417 21 35 -417 21 36 Fax: 418 34 69 Haber Merkezi-Türkiye sosyalist hareketinin önderlerinden, bilim adamı. yazar ve politikacı Mehmet Ali Aybar,bugün Bebek Camii'nde kılanacak öğle namazından sonra Aşiyan Mezarlığı'ndaki aile kabristanında toprağa verilecek. Eski milletvekili olmasına karşın ailesinin istemi üzerine Ankara'da Aybar için tören düzenlenmeyecek. Aybar'ın ölümü nedeniyle çeşitli kişi ve kuruluşlarca yayımlanan mesajlar şöyle: Sadun Aren (BSP Genel Başkanı): Dün de ülkemizin diğer önemli bir insanuu, Mehmet Ali Aybar "ı kaybettiğiınizi öğrendim. Bütün sos\aİistlere ve demokratlara başsağlığı diliyonım. M. Ali Aybar, Türkiye'de ilk defa TKP'den bağımsız bir .Marksist-sosyalist hareketi başlatnuşnr. O zamana kadar Türkiye'de gerçekleştirilen bütün sosyalist ya da ilerici hareketler, doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak TKP've bağlı olurlardL Bu bakımdan Aybar'ın önderliğini yapmış olduğu TİP'in yeni bir sosyalist hareket olarak degeriendirilmesi gerekir. Gerçekten Aybar, işçiler tarafindan kurulmuş olan TİP'in sosyalizmle buluşmasını sağlamış ve onun ilk genel başkanı olmuştur. L'ğurCankoçak(Sendikacı): Stefan Zvveig'ın bir kitabını hatırianm; "İnsanlık Taribinde Yddızuı Pariadıği Anlar." Bu isim. sanınm M. Ali Aybar'a çok yakışır. Bildiğim kadanyla Türkiye tarihinde Aybar kadar ilkeli bir politikacı pek yok. Tek başına kalsa da fıkirlerinden hiçbir zaman, hiçbir şekilde taviz vermedi. Bu, Aybar'ın bilim adamı olmasından kaynaklanıyordu sanıyorum. Her zaman bilimsel düşünür ve öyle hareket ederdi. Hem bilim, hem eylem adamıydı. Ali Sirmen (Gazeteci-Yazar): Mehmet AH Aybar, her zaman demokratik ve güler yüzlü sosyalizme inanmış, ilkelerinden sapmaz bir insandı. Sovyetier Birliği'nde uygulanan ve bize sosyaİizm diye sunulan modelin bozukluğunu 1970'li yıllarda Cumhuriyet gazetesinde yazdıgı bir dizi yaoda büyük bir yüreklilikle dile getirmiştL Unutmayalım ki daha o zamanlar, o modelin çökeceğini çok kişi cumhuriyet yapabilmek için bir ömrü feda etmiştir. Türkiye'de sosyalizmin ve sosyalist mücadelenin yaygınlaşması ve kökleşmesinde, Mehmet Ali Aybar'ın, Türkiye Işçi Partisi ve Sosyalist Devrim Partisi Genel Başkanı olarak gösterdiği çabalann büyük katkısı olmuştur. Haydar Özdemir (TBP Genel Sekreteri). Mehmet AH Aybar, Türkiye sosyalist hareketi içinde çok dürüst çizgisinden şaşmayan, demokratik sosyalizmi Türkiye koşullanna uygun bir şekiide savunan bir bilim adamı ve politikacıydı. TBMM çatısı Bilim adamı, yazar ve politikacı Mehmet Ali Aybar, bugün Bebek Camii'nde kıhnacak öğle namazından sonra Aşiyan Mezarlığı'ndaki aile kabristanında toprağa verilecek düşünmüyordu. Çifte standardı yoktu. 1968 Çekoslovakya müdahalesine ilk andan itibaren karşı çıkmıştı. Türk siyasi tarihinde aldığı oy ve siyaset sahnesinde kaldığı süreyle kıyaslanmayacak kadar büyük izier bırakmış olan Türkiye fşçi Partisi, bu olumlu imajını, Aybar çizgisine borçludur." Atilla Aytemur(BSP Sözcüsü):Türkiye sosyalist hareketinin önde gelen isimlerinden Mehmet Ali Aybar'ı kaybetmekten dolayı büyük üzüntü duyuyoruz. O, gerek Meclis içinde gerekse Meclis dışında, Türkiye'nin ezilen ve yoksul insanlannın yaşadığı' gerçekleri dile getirmek ve ülkeyi bağımsız, özgür ve sosyalist bir içinde dört yıl birtikte görev yaptık. 1972 yılının olağanüstü koşuüannda 1961 Anayasası'nı değiştirmeye çalışanlara karşı verdiği mücadele hâlâ hafizalardan silinmedi. Her nıadde için kürsüye çıktı \e demokrasi için olağanüstü çaba gösterdi. Fikri Sağlar (CHP Içel Milletvekili). Sosyalizmin yılmaz savunucusu, Türkiye'de sol siyasetin saygın önderlerinden, eski TİP Genel Başkanı Mehmet Ali Aybar'ı yitirmenin derin üzüntüsü içindeyim. Aybar bilim adamı, yazar ve aydın bir siyasetçi, kışiliğinde akılcıhğı, dürüstfüğü ve tutarhhğı birleştiren bir mücadele adamı olarak gelecek kuşaklara örnek olacaktır. Türkiye emekçilerine ve Türk sosyalistlere başsağlığı diliyonım. Alpaslan Berkta>r : Türldye'ye özgü, insancıl, banşçı bir sosyaüzm istiyordu. TtP'in yapısıyîa ölçülemeyecek oranda büyük ettoleri oldu. Sağcı çevrelerin şimşekierini üzerine çekti hedefî oldu. CHP'nin ortanın solu çizgisine gelmesinde büyük rol oy nadı. Yakın yıllarda solda birîeşme girişimlerine kaüidı. Tutarfa bir çizgi izledi. Anısı önünde büyük saygıyia eğiliyorum. Erşan Sansal (Avukat): Rahmetli Mehmet Ali Aybar, Türkiye sosyalist hareketinde büyük bir yeri olan, önemli kişilikti. Türkiye sosyalist hareketinin yannlara kalacak en ız bırakıcı döneminde en önde gelen kişilerden biriydi. Bize bıraktıği deneyimlerden her zaman için yararlanmasını bilmeliyiz. Türkiye sosyalist hareketinin başı sağolsun. Metin Çulhaoğlu(Eski BSP Genel Başkan Yardimcısı):Kişi olarak, sol hareket içinde Sayın Aybar'la görüşleri farklı olan bir insanım. Araa kendisi Türk sosyalist hareketinin en fazla ileri gittiği 1961-71 döneminde onurlu sosyaüzm mücadelesi verdi. Bütün sosyatistlerin başı sağolsun diyorum. Bizhn insaıumızdı. Atilla Aşut(Gazeteci): Aybar'la TlP'te omuz omuza çalıştık. Ondan çok şey öğrendik. Sosyalizm anlayışımızda daha sonra ortaya çıkan kimi farklılıklara karşın dostluğumuz 35 yıldır hiç gölgelenmedi. Aybar, bir paşazade olmasına karşın sınıfını yadsıyarak tüm yaşamını emekçilerin yazgısıyla birleştirmiştir. Yürekli, onurlu bir aydın, etkin bir sosyalist önderdi. Biz öğrencileri, onu her zaman sevgiyle yaşatacağız.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear