Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 13TEMMUZ 1995PERŞEMBE
14 KULTUR
Eıı yeııi yapıtlarla ABT
N. RANA EVCtM
23.Uluslararası Istanbul Müzik
Festivali'nin bale ve dans bölûmûnün bu
yılki tek topluluğu olan Amenkan Bale
Tiyatrosu, bize ikı farklı programla beş
koreografin toplam yedi eserini izleme
firsahnı sağladı.
Birinci programın ilk eseri "modern"
olarak tanınmasına rağmen, artık
Amerikan dans sanatının klasıkleri
arasında sayılan Paul Taylor'a aitti.
Koreograf olmadan önce Martha
Graham'ın yanı sıra George Balanchine
ile de çalışmış olan bu sanatçı, hareketlen
bedeninden kendine özgü bir tarzda
aktarmasıyla dikkatı çekmiştir. O derece
ki, Balanchine'nin "Episodes" adlı
eserinde Taylor'ın dans ettığı soloyu,
başka hiç kimse dans edememış. Taylor
aynldıktan sonra da solosu eserden
çıkanlmrştır.
Taylor'ın "Airs" (AryaJar) adh
koreografısi, Balanchine'ye bir gönderme
olarak değerlendinlebilir. ÖzellikJe
ABT'nin klasik bale sanatçılan tarafından
icra edildığinde, koreografınin içindeki
klasik öğeler ister istemez daha çok
belırginJeşiyordu.
Balanchine stili ve tekniği
Kırov geleneğinden Dıaghilev'ın
topluluğuna, oradan da 1933'te Lincoln
Kirstein'ın daveti üzerine ABD'ye geçmiş
olan George Balanchine'nin iki eseri de
seyirciden en çok alkış alan yapıtlardı.
Balanchine, Amerikan Bale Okulu'nun
lcurucusudur.
Amerikan bale sanatının ve yalın hareket
üzerine kurulmuş konusuz, soyut
balelerinin büyük ustası olarak kabul
edilir. Balanchine'nin eserlerini
sergilemek. onun adıyla kurulmuş bir
vakfın ıznine bağlıdır. "Çaykovsld Pas de
Deın" adlı bınnci eserde dans eden
Arjantin asılh balerin Paloma Herrera,
kusursuz teknığinin yanı sıra. müzigi
bedeniyle dile getirmekteki özel
yeteneğiyle dünyanın önde gelen
balerinlerinden biri olacağını müjdeler
gibiydi.
Yalnızca on dokuz yaşında olan
Herrera'nın nesli tükenmekte olan
"balerin" tûrünû, önümüzdeki yıllarda
yaşatacaği kuşkusuz. Onunla birhkte dans
eden Julio Bocca ıse kusursuz adımlanna
rağmen, ruhsuzluğuyla sanatçıdan daha
çok, başanlı bir sporcuyu andınyordu.
Zorlu bir eser olan "Tema ve
Çeşitlemeler", yoğun turne ve provalarla
boğusan ABT dansçılanna soğuk terler
döktürür gibiydi; yine de başanlı
olmadıklannı söylemek ukalalık olur.
Başrollerdeki Amanda McKerrovv ve Wes
Chapman, temiz ve gûçlü dansçılıklanna
rağrnen Herrera kadar olağanüstü
değillerdi. "Tema ve ÇeşMemder",
Balanchine stilini ve tekniğini tanıtıcı
ilginç bir belgesel olarak görülmeye
değerdı
Kudelka'dan özgün bir
hareket dili
ABT'nin programlannda iki koreografiyle
yeralan ikinci isim, Balanchine'nin
A
merikan Bale Tiyatrosu, festival kapsamında bize iki farklı programla beş
koreografın toplam yedi eserini sundu. ABT'nin repertuvanndaki en yeni
yapıtlardan oluşan programa genel olarak baktığımız zaman, koreograflann
müzik ve dans arasındaki ilişkiyi kurcalamayı hâlâ sûrdürdüklerini görüyoruz.
edilen bu yapıtta bedenler, teker teker
düşünülmek yerine, birkaç bedenden
oluşan daha karmaşık birimleri
oluşturuyorlardı.
Bütûn sahnenin doldurulduğu kalabalık
bölümlerde oluşturulan çizgiler işlek,
aralanndaki geçişler son derece akıcı ve
çarpıcıydı.
ABT'nin repertuvanndaki yeni eserlerden
biri de 1970'lerin başında Amerikalı
koreograf Robert Jeoffirey'in desteklemiş
olduğu "avant-garde" sanatçılardan Twyla
Tharp'ın son yapıtı "Cennet Ne Kadar
\akın"dı (How Near Heaven). Giysileri
ünlü modacı Gianni Versace tarafından
gerçekleştinlmış bu eserde Tharp,
ABT'nin yetenekJi dansçılanm kullanarak
vazgeçemediğı deneyselliğini
sürdürüyordu.
Müzik bilgisi en az dansçılığı kadar ileri
düzeyde olan bu sanatçı, Britten'in
bestesini en ince aynntılanna kadar
incelemiştı. Müzığe yer yer, Tharp'ın
koreografîsine kattığı el çırpmalarla
müdahale edilmişti. "Cennet Ne Kadar
Yakın," Britten ve Tharp arasında geçen
estetik bir düelloyu andınyordu.
Dansta ışığm önemini vurgulayan
Lut ^^
B J
aksine çok yeni bir koreograf olan Kanada
asıllı James Kudeika'ydı. Topluluğun
artıstik yönetmeni Kevûı McKenzie'nin
seçtiği bu sanatçının iki eserinde de halk
danslannın içinde ustalıkla öğühlldüğü
özgün bir hareket dili yaratılrruştı. Birinci
programdaki eser "Acunasız Dünya'\ daha
çok ikili danslar üzerine kurulmuştu. Dans
ettiğı her koreografıde olduğu gibi, bu
eserde de ön plana çıkan Herrera'nın yanı
sıra, Christine Dunam da anlamlı yüzü ve
koreografınin çekişmelerine rağmen
korudugu yumuşaklığıyla oldukça
etkıleyiciydi. Ikili danslann aralanndaki
bağlantılarda (belki de ÖzellikJe) bazı
kopukluklar vardı. ama "Acunasız
Dünya"nın fınal sahnesı gerçekten
etkileyici bir zengınlik taşıyordu. Her
çiftin kendine özgü ritmi, farklı psıkolojik
yapılan yansıtan hareketlen, sahneyi
kalabalık ve kanşık dünyamızı
doldururcasına kaplamıştı. Çaykovski'nin
gitrikçe yoğunlaşan temposuna rağmen,
bütün dansçılar, müziği kendi
benmerkezlerinden kaynaklanan bir
çeşitlilikJe algılıyor gibiydiler. Ayru
müziği paylaşmanın dayattığı uyum,
çağdaş insanın yaşadığı acırnasızhğın
karmaşık bir resmini andınyordu.
Kudelka'nın ikinci programdaki eseri
"States of Grace" (Zerafet BicimJeri) daha
çok üçlü-dörtlü gruplar üzenne
kurulmuştu. Hindemith'ın müzjği ile dans
ABT'nin sunduğu programlar
kapsamındaki beşincı koreograf da Lar
Lubovitch'tı. Istanbul seyircisi bu
koreografin kendi topluluğunu daha önce
ikı kez izleme fırsatını bulmuştu.
Sanatçının ABT dansçılanndan
ızledığımiz koreografisinin adı "Bir
Brahms Senfonisi"ydi.
Dansta ışığın önemini vurgulayan ilk
koreografiardan biri olan Lubovitch, bu
son çalışmasıyla dikkatleri ışık ve kostüm
arasındaki ilışkiye doğnı yönlendiriyordu
Sırasıyla koyu pembe, mor, kırmızı ve
mavi kostümler giymiş olan Sandra
Brown, Keith Roberts, Kathieen Moore ve
Johan Renvall, tamamen sıyahJar içindeki
diğer dansçılann arasında, sololannın yanı
sıra kostümleriyle de koreografinın
vurgulannı tamamlıyorlardı. Lubovıtch'in
eserlerinde, hareketlere zorlama anlamlar
yükJenmeye çalışılmadığı halde,
kendilığınden ortaya çıkan birlik, uyum ve
dayanışma temalan egemendir.
"Bir Brahms Senfonisi>
'nde de sürekli
yücelen bir enerjı, dans ve devinimle
kutsanan bir yaşama sevinci, izleyenleri
ister istemez umuda ve mutluluğa
götürüyordu.
Modern ve postmodern
koreograflar
ABT"nin repertuvanndaki en yeni
yapıtlardan oluşan bu progTama genel
olarak baktığımız zaman, koreograflann
müzik ve dans arasındaki ilişkiyi
kurcalamaya hâlâ devam ettiklerini
görüyoruz.
Onceleri müziğe oldukça hoyrat yaklaşan
Amerikalı "modern" (veya en yenılerin
sınıflandığı gibi 'postmodern')
koreograflar, müzığın doğasından gelen
harekeüerle bedenin boşluktakı
devinimleri arasında gittikçe daha
zenginleştirilmeye çalışılan bir uyum-tezat
ilişkisini geliştıriyorlar.
2.Uluslararası Istanbul Caz Festivali'nde Kronos
Dörtlüsü sürpriz bir programla Aya Irini'de
Cazseverler, çağdaş
miizikle tanısın
SERHAN KAMtL
tstanbul Caz Festivali'nin bu akşamkı ko-
nuğu Amenka'dan. Kronos, klasik yayh çal-
'gılardörtlülerine benzemeyen bir grup. Yak-
laşık 20 yıldır yenıükçi tavırla çalışmalannı
sûrdürüyor. 1980'lerde Şostakoviç ve Bartok
yorumlanyla adını duyurdu. Bu arada Ron
Carter'la Tbelonious Monk'un. Eddie Go-
mez-JiınHalukjlısıyleBiUEvans'ınstandart-
lannı kaydetti. Kronos bir süredir repertuvan-
m günümüz bestecilerinin topluluk için yaz-
dığı yapıtlardan oluşturuyor. Topluluğun ku-
rucusu DavidHarrington 'denenmemisoiamn
peşindeyiz' diyor.
HARRİNGTON- Müzığımızi hiçbir za-
man klasik olarak adlandırmadık. Aynı şekil-
de caz olarak da adlandırmadık. Geçmışte
Şostakoviç, Bartok, Webern, Ivesgıbı bestecı-
lerin eserlerini yorumladık. Şimdi bizim ıçin
yazan birçok ilginç besteci var. Bu eserleri yo-
rumluyoruz. Şu anda sanınm dünyanın deği-
şık ülkelerinden 40 besteci bizım içın yapıt-
lar ürehyor.
-Ne kadar şanshsınız_ PoJonvalı besteci G o
rcckrnin sizin için bir dörtlü yazdığını oku-
muşrum. Diğer bestecOer arasında tamdığunız
isimler var mı?
HARRİNGTON- Evet, bız de şanslı oldu-
ğumuzu düşünüyoruz. Amerikan besteci
CharyVVvley,John Zorn, Astor Piazzola, Rus-
ya'dan Gubaibulima— Gorecki bızim ıçın ikı
dörtlü yazdı. Şu anda üçüncüsü üzerine çalı-
şıyor. Şu ana kadar yaklaşık bızım için dört
yüz kadar beste yazıldı. Tabii bir de şu anda
bestelenenler var.
- Müziğin üretimi aşamasında bestedleıie
yakın ilişki icindesiniz. Muhtemeienyapıtiann
oluşum sürecine de etkiniz oluyordur.
HARRİNGTON- Evet, kesinlikle... Grup-
ta yeteneklen, yeni yapıtlan keşfetme ışini
ben üstlendim. Bestecılenn herbiriyle iletişim
ıçindeyim.
Yapıtlannın ne zaman, nerade, hangi ko-
şullarda seslendırileceğıni saptamak için ça-
lışıyorum. Ne zaman bizim içın bır eser yazı-
lacak olsa, besteciyle yakın ilişki içinde çalı-
şınz. Birçok bestecıyle yıllarboyubırlıkte ça-
lışmarun getirdiği dostluklar söz konusu.
Sonuçta karşılıklı iletişim müziği etkıliyor.
Çalışmanın bütünü açısından bakıldığında,
farklı bır üretım süreci söz konusu. Müzıkte
yenilikçı, heyecan verici deneyunlerin peşin-
deyiz. Duyulmamış sesler, ahşılmışa meydan
okuyan yeni yaklaşımlar bize ilginç geliyor.
- Bir zamanlar Astor Piazola, Thelonious
Monk, Bıll Evans'ın bestete-
rini çaiıyordunuz. Yani caz ya-
pıyordunuz. Klasik çalarken,
cazcüaruı doğaçjama özgüriü-
ğünü kıskandığınız oldu mu
nlç?
HARRİNGTON- Mükem-
mel bestecileren güzel eserle-
rini bizım içın yazıyorlar. Bu
bize mutiuluk veriyor. Anlık
düşünceler, yüzeysel buluşlar
beni ılgilendirmiyor. Bazen
anlık buluşlar mükemmel ola-
bilır. Ama her zaman değil.
Parlak fıkirlergelıştirebılmek
için bazen çok çahşmak gere-
kir Sanınm müzıkte iyıye
ulaşmak ıçin birçok yol var...
Bizım de zaman zaman do-
ğaçlama çaldığımız oluyor. Tabiı doğaçlama-
nın çok farklı kullamm bıçımlen, yöntemleri
var. Genelde yazılı partısyonlan çalanz.
- Konser progranunızdan söz edebflir mi-
HARRİNGTON- Mükemmel akustiğe sa-
hip, tanhi bır kılısede çalacağımızı biliyoruz.
Bu nedenle, Avrupa müzığinın ilk örneİderin-
den Perotin'in bır eserini seslendireceğız. Aya
tnm'nin ınşaa edıldiğı çağda, 12'inci yüzyıl-
da yazılmış; dört bölümden oluşuyor.
İlk kez bır erken çağ bestecisini repertuvan-
mıza alıyoruz. Programda muhtemeien Aze-
rı besteci Sranchiz Ali Zadeh'in dörtlüsü,
John Adams, Herry Partch ve PhiKp Glass'ın
bestelen de olacak. Konser turu ıçin yaklaşık
40 eserlık bir repertuvanmız var. Koşullara
göre bu listeye başka yapıtlar da ekleyebiliriz.
JVorjnsenn
ağırlığı, satışı
160 bine ulaşan
'Fahir Atakoğlu'
adlı albümde
olacak. Aynı
konser programını
nisan ayında
Houston'da çalan
Fahir Atakoğlu'nun
yanında, herbiri
kendi dalında çok
başanlı 12
müzisyen de
sahneye çıkacak.
Açıkhava'da 'Türkiye'nin Yakın Tarihi'
CUMHUR CANBAZOĞLU
Fahir Atakoğlu'nun pop müzik serüvenı
bir- iki besteyle zirveye oturanlannkine
hiç mi hiç benzemiyor.
Daha ortaokula giderken piyano dersleri
almış Atakoğlu (1963). Cemal Reşit
Rey'in kompozisyon derslenyle
geliştirmiş müzik bilgisini. 20 yaşma
kadar tngiltere'de müzik eğıtimi görmüş,
stüdyo müzisyenliği yapmış...
1983'te tanıdı yerli piyasa Atakoğlu'nu.
tstanbul Gelişim OrkestTası'na gelir
gelmez sivrilmeye başladı.
ÖzellikJe elektriklı klavyede ıyi bir
birikimi vardı. Onno Tunç'tan çok şeyler
öğrendi, Sezen Aksu ve diğer yıldızlarla
çalıştı.
Ancak her orkestra elemanı gibi perde
arkasında kalmıştı, taa ki Mehmet Ali
Birand'la tanışıncaya dek. "Kıbns
Belgeseli"ne özgün müzik arayan Birand,
.Amenkalı bır dostunun önerdıği
Atakoğlu'nun kompozisyonlannı çok
beğenmişti "Demirkırat", "12 Mart"
belgeselleri derken Türkiye'nin yakın
tarihini bestelemeye soyunan Atakoğlu,
Türk insanının kulağına yatkın sentetik
müzikler üretmeye başlamıştı.
"Demirlorat" ve "Kıbns''belgesellerinin
müziklerini türlü zorluklaria bir kasette
topladı bu arada. Ancak TRT'nin katı
tutumu sonucu hayli geciken ve
duyurulamayan kâset ılgi görmedi.
Müzik çevreleri de bizde fazla
üretilmeyen bu türe isim bulma uğraşına
gırmişti. "Asansör müziği" diyenler oldu,
"newage"e benzetenler de. Atakoğlu'nun
Klasik batı müziğinin az bilinen
örneklerinden yararlandığı, özgün bir
sanatçı olmadığı savunuldu.
Bu eleştirilerin ağır olduğunu söylemek
mümkün. Sürekli reklam müzikleriyle
uğraşan. belgesellere müzik hazırlayan
sanatçının zaman zaman bilinç altına
yerleşen melodileri kullanması bizce
normal.
Atakoğlu elektronik müzığın sımrlannı
iyi tanıyan, Batılı altyapı üzenne Dogu
ritmlerinı başanyla oturtabilen bir
kompozitör. Para kazanabilmek için asıl
işi reklam müziği üretmek oldu bir ara;
ama olanak buldukça düzenlemeler de
yapıyor.
Pop müziğe ısmarlama şarkı
bestelemiyor; bazı kompozisyonlan daha
sonra popçular tarafından sözler yazılarak
kullanılıyor. Öyle fazla bestesi de yok
popun geçmişinde. MFÖ'nün
"Gektiler"i. Levent Yüksel'in
"Istanburu. Sertab Erener'in "L'al" ve
"Dargın Değüim"i sayılabilir; bir de
Sezen AksıTnun yeni albümünde yer
alacak "Alaturka" ve "Çingene"...
Adını verdiği ikinci albümden sonra Can
Dündarın hazırladığı "San Zeybek"ve
"Gölgedekfler" dizisiyle öne çıkan
Atakoğlu, bu geceki konserde içinden
dört parçayı seslendireceği yeni albümün
üzerinde çalışıyor uzun süredir.
Konserin ağırlığı ise satışı 160 bine
ulaşan ve sözsüz müziğin pek sevilmediği
bir piyasada önemli işler yapan "Fahir
Atakoğlu" adlı albümde olacak.
Aynı konser programını nisan ayında
Houston'da çalan Atakoğlu'nun yanında,
herbiri kendi dalında çok başanlı 12
müzisyen de çalacak.
Açıkhava Tıyatrosu'nda 21,30'da
Biilent Ortacgü (akustik gitar), Erkan
Oğur (perdesız gitar),
Ercan Irmak (ney), Erdinç Şcnyayiar
(akustik gıtar^uzuİu), Ükin Deniz (bas
gitar), Murat Yeter (davul), Mustafa
Süder (keman), Görsel Kardal (kanun),
Aşkın Arsunan(tuşlu çalgılar). Aycan
Tezer (tuşlu çalgılar),
Hakan Beşer (vurmalı çalgılar) ve Aslı
Omağ (soprano) Atakoğlu'yla birlikte
sahne alacaklar.
Madeleine
Meeham'm pesimteri
• Kültür Servisi - The Marmara
tstanbul Opera Salonu'nda resim
sergisi açıldı. Sergide ressam
Madeleine Meeham'ın festivale
katılan caz sanatçılannın yağhboya
resimJeri sergilenecek. Sergi 18
Temmuz'a kadar açık kalacak.
Uluslararası
Heykeltraşlar
Sempozyumu
• Kültür Servisi - Bursa'da. Uludağ
Üniversitesı tarafindan 23 Ağustos -
30 Eylül tarihleri arasında,
Uluslararası Heykeltıraşlar
Sempozyumu düzenlenecek. Bu
sempozyuma 6'si yabancı 2'si Türk,
toplam 8 sanatçı katılacak.
Sempozyum dahilınde kurumsal
boyutta yuvarlak masa toplantılan ve
paneller de yer alacak. Aynca
sempozyumun düzenleneceği
tarihlerde Türk sanatını tanıtıcı
sergıler, Karagöz ve Halk oyunlan
gösterileri, Klasik Türk Müziği ve
Türk Halk Müziği dinletileri,
Belgesel ve Konulu Türk Filmleri
gösterileri yapılacak. Sempozyumun
içinde "Türk Heykel Sanatının Dünü
- Bugünü ve Yannı" adh ulusal bir
sempozyum da düzenlenecek.
Kocaeli Fuan'nda
ücretsiz tiyatro
• KOCAELİ(AA) - Kocaeli Bölge
Tiyatrosu (KBT), 45 kişiden oluşan
sanatçı kadrosuyla, Kocaeli Fuan'nı
gezen zıyaretçilere ücretsiz oyun
sergıliyor. KBT her akşam saat
21.30'da Açık Tiyatro Sahnesi'nde
büyükler için "Tavuk Vakasının Epik
Komedyası" adlı oyunu, Orman
Parkı Sahnesi'nde ise küçükler için
"Kül Kedisi" adlı oyunu sergiliyor.
Aynca Gezginci Çocuk Tiyatrosu da
her akşam fuann değişik yerlerinde
"Keloğlan" adlı tiyatro oyununu
sergiliyor.
Uluslararası
Nasreddin Hoca
Karikatür Yarışmaları
• Kültür Servisi - Karikatürcüler
Derneğı tarafından her yıl
düzenlenen "Uluslararası Nasreddin
Hoca Karikatür Yanşmalan"nın 15'si -
buyıl 14Temmuz'dasonuçlanıyor. ,'
Bu yıl kırkı aşkın ülkeden 1000'e
yakın karikatür yanşmaya katıldı.
Karikatürcüler Derneği karikatür
yanşmasının uluslararası niteliğine
uygun olarak bu yıl seçiciler
kuruluna 3 değişik ülkeden 3 yabancı
ve usta karikatür Çizeri davet etti. ;
Çek Cumhuriyeti'nden Miroslav
Bartak. tngiltere'den Bryan Reading
ve ltalya'dan Toti Buratti bugün
seçiciler kuruluna katılmak üzere
tstanbul'a geliyorlar. Türkiye'den de
Bedri Koraman, Mengü Ertel, Metin
Peker ve Orhan Doğu'nun katılımı ile
oluşacak olan seçıcileT kurulu, yann
Karikatür ve Mizah Müzesi'nde
toplanarak yanşmayı
sonuçlandıracak. Karikatürcüler
Derneği bu yıl yanşmaket ödülleri
verecek. Aynca özel bir Nehar
Tüblek ödülü ile Türkiye'den
katılanlar arasından en genç bir
çizere özel bir ödül verilecek.
Saltabaş'ın resim
• BURSA (AA) - Ressam Bayro
Saltabaş, "Güzel Dünyamıza ve J
tnsanına Yapılan Haksızlıklan
Protesto" isimli resim sergisüıi 15
Temmuz'da Bursa'da açacak.
Ressamlar Sokağı'nda açılacak
sergide, Saltabaş'ın 1990-94 yıllan
arasında sürrealist tarzda yaptığı 25
eseri sergilenecek. Saltabaş, serginin
dünyamıza, insanlara ve hayvanlara
yapılan haksızlıklara karşı İcamuoyu
oluşturmak amacıyla düzenlendiğıni
ifade etti
Antalya'da
sergiler
• ANTALYA (AA) - Antalya'da
Güzel Sanatlar Galerisi, Falez Oteli,
Ansan, Kalkınma Bankası, Orkun
Ozan Sanat Galerisi, Müze
Müdürlüğü, Aspendos Antik
Tiyatrosu'nda devam ediyor. Devlet
Güzel Sanatlar Galerisi'nde, Ressam
Mustafa Köseoğlu'nun resim sergisi
açıldı. Köseoğlu'nun sergisi, 20
Temmuz'a kadar açık kalacak. Selma
Gürbüz'ün yapıtlan da turistik Falez
Oteli Salonu'nda sergilenmeye
başlandı. Sergi, 6 Ağustos'a kadar
gezilebilecek.
Antalya Sanatçılar Demeği'nde
(ANSAN) ise Mustafa Ayaz'ın resim
sergisi açıhyor. Sergi 13 Ağustos'a
kadar açık kalacak. Kalkınma
Bankası'nda 27 Haziran tarihinde
açılan çeşıtli sanatçılann oluşturduğu
"Yaz Boyu Resim Sergisi" de 27
Ağustos'a kadar sanatseverler
tarafindan izlenebilecek.
Fikret Öztürk, Hasan Horasan,
Nazım Hacıyev, Saim Dursun,
Selahattin Kara ve Yüksel Aydın
tarafından ortaklaşa açılan karma
resim sergisi de Orkun
Ozan Sanat Galerisi'nde gösterime
sunuluyor. Sergi bir hafta açık
kalacak. Antalya Müze
Müdürlüğü'nde de Ressam Ali
Cıvıl'ın resim sergisi açıldı.
Sergi 24 Temmuz'a kadar açık
kalacak. Öte yandan Sanatçı Orhan
Coplugil'ın Aspendos Antik
Tiyatrosu'nda bu ay başında açılan
"Türkiye" konulu karikatür sergisi
de 20 Temmuz'a kadar izlenebilecek.