23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
6 NİSAN 1995 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER ANAP lideri Yılmaz, 5 Nisan önlemlerinin faşist Pinochet'ninkinden ağır olduğunu söyledi Çifler'e faşist diktatör benzetmesiANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - 5 Nisan ekonomık önlemleri, birinci yıidö- nûmûnde, DYP dışındaki tüm siyasi par- tiler ve kitle örgütlerince eleştiri bom- bardımanma tutuldu. ANAP Genel Baş- kanı MestıtYılmaz. Başbakan Tansu Çil- ler'ın, Uluslararası Para Fonu'nun (EMF) istemlerini de dikkate alarak uygulama- ya koyduğu önlemlerin "Şflili diktatör faşist Pinochet'ninkinden bile ağır oldu- ğunu" söyledi. Yılmaz, dünya ûzennde uygulanan hiçbir ekonomik programın çalışanlara 5 Nisan Kararlan kadar ağır fatura getirmedığini belirterek, "Çataşan- larm bugünkü kadar ezildiği, rantgelirry- le geçinenlerin de bugünkü kadar rahat ettiği bir dönem hiçbir zaman yaşanma- nuşnr. Bu kadar büyük haksıdık ve so- rumsuzluk ömeğini Türkiye hiçbir za- man vaşamamıştır'' dedi. CHP Genel Başkânı Hikmet Çetin de, 1995 yılında yeni ekonomık politikalann uyguİamaya konulması, ekonominın, üretım, sanayi ve teknolojık gelişmeye yönelmesi ge- rektiğini söyledi. ANAP liden Yılmaz, Türk-Iş tarafin- dan ekonomık önlemlerin binnci yıldö- nümü nedenıyle düzenlenen "5 Nisan Ekonomik Istikrar Tedbirleri ve Sonuç- ton" konulu sempozyumda yaptığı ko- nuşmada, hükümete ağır eleştınler yö- • Türk-Iş tarafindan ekonomik önlemlerin birinci yıldönümü nedeniyle düzenlenen "5 Nisan Ekonomik Istikrar Tedbirleri ve Sonuçlan" konulu sempozyumda konuşan ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, 5 Nisan Kararlan'run tarihin en büyük Fiyaskosu olduğunu söyleyerek, "Türkiye böyle sorumsuzluk görmedi" dedi. CHP lideri Çetin ise ekonominin rotasının üretimle çevirilmesi gerektiğini söyledi. neltti. Başbakan Tansu Çfller'in, bir yıl önce 24 Ocak Kararlan'nın yıldönümü nedeniy le düzenlenen toplantıda, "Me- murun cnflasyon attmda erimesi dönemi sona ermiştir. Çiftçiyi, işçiyi memuru enf- lasyon karşısında ezmemeye kararlı bir hfiidimet var" dediğini anımsatan Yıl- maz. Başbakan'ın 5 Nisan Kararlan'yla dûnyada örneği görülmeyen bir uygula- maya sahip olduğunu söyledi. Dünyanın hiçbir yerinde 5 Nisan önlemleri kadar çalışana ağır yük getiren istikrar progra- mı bulunmadığını vurgulayan Yılmaz, Şili'dekj faşist diktatör yönetimin uygu- ladığı önlemlerde bile çalışanlann ücret- lerinin reel olarak yüzde 25 düzeyinde kayba uğradığını, bu oranın Türkiye'de bir yıl içinde yüzde 45 olarak gerçekleş- tiğıni kaydetti. Yılmaz, hükümetin ekonomıyi IMF'ye teslim ettiğinı ileri sürerek. "BVfF ne isterse onu yapmak zorundalar. HükümetLMF'yegösterdiğihassasiyetin yansını millete verdiği söz için yapsaydı Türkiye'nin durumu çok daha iyi olur- du" görüşünü dile getirdi. Yılmaz, sa- londa bulunanlara yönelttiği, "5 Nisan Kararian'ndan memnun musıuiuz" so- rusuna aldıgı "Hayır* yanıtlan üzerine, "Bu işin ölçüsü budur. Başbakan ne ma- sal anlatırsa anlatsın" dedi. Çetin: Politikalar değişecek CHP Genel Başkanı ve Başbakan Yar- dımcısı Hikmet Çetin de, "selefi" eski SHP Genel Başkanı MuratKarayalçın'ın da savunduğu ekonomik önlemlere tam destek vermedi. 5 Nisan'ın bazı yararla- nnın yanı sıra, özellikle çalışan kesim için zararlan da bulunduğunu söyleyen Çetin, şöyle devam etti: "Kararlann oiumiu yanianna karşın, ekonomi küçüldü. işsizlik arttı, enflasyon rekor düzevdegerçekleşti. Bunlan kabul etmek zonındayız. Ekonomi küçültüle- rek, yanranlardan vazgeçilerek sağhklı bir istikrar gerçekleştirilemez. 1995'ten itibaren yeni ekonomik politikalan uygu- İamaya koymak durumundayız. Türki- ye, ekonomik rotaanı, üretime, sanayiye. teknoktjiye çevirmek zorundadjr." RP Genel Başkanı Erbakan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, önlemlerin, "facia kararlan" olduğunun bir kez daha ortaya çıktığını söyledi. 5 Nisan Kararlan ile vatandaşın sırtına 100 trilyon liralık vergi yüklendiğini kayde- den Erbakan, yatınmlann durdugunu, bir milyon insanjn işinden çıkanldığını, yüz- de 300 devalüasyon yapıldığını, halkın alım gücü düşerken bir yandan da enflas- yonun yüzde 150'ye yükseldigini, herke- sin fakirleştiğinı bildırdi. Meral: EMF memnun oldu Türk-tş Başkanı Bayram Meral, IMF patentli, kısa vadeli yüzeysel önlemlerin sonuç vermeyeceğini vurgulayarak, şu görüşlen dile getırdı: "Türk-İş, bu dönemde, halkımıza ve vatanımıza yarar sağlayacağı umuduyla birçok fedakârhğı kabtillendi. Son bir yıl içinde işçiler birçok konuda fedakârîık yaptuar. Işçi fedakâriık yapınca işsize iş bulundu mu? Memurun ayuğı arttı mı? Emeklinin sıkıntısı azaltıldı mı? Tüm hal- kınıızuı fedakârhğı sayesinde Türkrye'nin iç ve dış borçlan aksamadan ödendi. Kı- sa vadeli ve çok yüksek faizli Hazüıe bo- nalany la küçük bir kesime. halkın sırün- dan trih/onlarca lira aktanldı." Türkiye İşveren Sendıkalan Konfede- rasyonu Başkanı Refik Baydur. "Korka- nz üretimL yatınmı ve ihracatı merkez alan poütika ve tedbirler hızJa yürüriüğe konmadığı, 5 Nisan ile vaat edilen yapısal düzenlemeler geçrekleşmedigi, Türki- ye'nin büyüme stratejisi ihracata bağlı olarak yenilenmediği takdirde, krizler ve pakctler birbirin izleyecektir*' dedi DSP Genel Sekreteri ZekiSezer. Yeni Parti Genel Başkan Yardımcısı Yurdusev Anğ, ekonomık göstergelen sıralayarak, uygulamalann başansızlıkJa sonuçlan- dığını belirttiler. Oğretim Elemanlan Sendikası Genel Başkanı Yardımcı Doç. Dr. Ufuk Uras, açıldamasında, "Emeği üegeeinen ve üc- retierinden başka hiçbir geliri olmayan bütün smıf ve katmanlaria biriiklc. öğre- tim elemanlan olarak, kamu hizmetleri- nin tasfıye edilmesine. sağhk ve eğitimin piyasaya teslim edilmesine. ünrversitekrin adım adım çökertilip sonra da özellesti- rilmesine \e yeni 5 N'isan'lara şiddetle karşı çıkıyoruz" görüşünü kaydetti Notlar Yurttaşlar: Vicdanınız rahat mı? • Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Aykon Doğan, 5 Nisan sempozyumunda, izleyici sıralanndan gelen tepkiler nedeniyle konuşmasını güçlükJe sürdürdü. Aykon Doğan, "Inananlar ve umudu olanlar umutsuzluğa ve inanmayaniara karşı galip gelmiştir. tnançsızlara hiçbir zaman istikbal yoktur" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk-Iş'in 5 Nisan önlemlerinin birinci yıl- dönümü nedeniyle düzenlediği sempozyu- ma katılan ekonomiden sorumiu Devlet Ba- kanı Aykon Doğan. salonda bulunan çalı- şanlann yoğun tepkilen üzerine konuşması- nı kısa kesti. Yurttaşlann, "Yicdanmız rahat ediyor mu? Evde tüpgaz yok. Asgari ücretle kaç kilo et ahnıyor? < 'şeklındekı sözleri kar- şısında soğuk terier dökerken heyecanlanan, ancak ses tonunu jükselterek konuşmasına devam eden Aykon Doğan, "tnançsızlara hiçbir zaman istikbal yoktur"dedı. Türk-lş tarafindan dün düzenlenen "5 Ni- san Ekonomik tstirar Tedbirleri ve Sonuçla- n"adlı sempozyuma Başbakan Tansu Çil- ler'ın katılmaması dıkkat çekti. CHP ve ANAP'ın genel başkanlan ile Türk-Iş ve TİSK liderlerinin ardından 22 sayfalık bir kitapçık halinde bastınlan ko- nuşma metniyle kürsüye çıkan Aykon Do- ğan, son konuşmacı olmanın verdiğı avan- tajı kullanarak bıraz uzun kalacağını belirt- mesine karşın, gergin atmosfer nedeniyle kürsüden erken ındı. llk olarak ANAP Ge- nel Başkanı Mesut Yümaz. yönelttiği eleş- tirileri yanıtlayan Doğan'ın verdıği göster- gelere, "Yanitş rakamlar. Dogru değfl T> diye itiraz ettı. "Rakamlar doğru" diyerek söze devam eden Aykon Doğan, salondan geien eleştirilere aldırmadan metnı okumayı sür- dürdü. 5 Nisan kararlannın ardından "umut firetenlerle umutsuzlar" olmak üzere iki ke- simın çarpıştığını savunan Doğan, ekono- mik önlemlerin Dünya Bankası ve Ulusla- rarası Para Fonu'nun (IMF) etkisıylealındı- ğı yönündekı eleştirileri, "Türk halkına ya- pümış bir hakaret" olarak niteledi. Doğan. Yılmaz'm. ıktıdarda yapacaklanna ilişkin vaatlerini, "8 senedir aklınız neredeydi? tk- tidarda yapamadığmızı muhalefette söyle- mekinandıncı olmamaktadır"dıye eleştıre- rek. şu fıkrayı örnek gösterdi- "Şair Eşref bir gün meyhaneden çıkmış. Kendismden önce meyhaneden çıkan arka- daşına 'Ne haber' diyesormuş. Arkadaşıya- nrt vermiş: 'Senden ne haber, benden beter." iHD'den cağri: Hasan Ocak'ı sağ istiyoruz . tstanbul Haber Servisi- Gazi MahaJlesi ve Omraniye'deki olaylar nedeniyle gözaltı- na alınanlann serbest bırakılması için önce- ki gün tstanbul Valiliği önünde eylem yapan ancak. güvenlik güçlerince dövülerek gözal- tına alınan ailelerin Terörle Mücadele Şube- si'nde tutulduğu bildirildi. Terörle Mücade- le Şubesi'nde tutulanlardan ismi belirlenen 37 kişinin arasında. Gazi Mahallesi ve Üm- raniye'de meydana gelen olaylara kanştığı gerekçesiyle gözaltına ahnarak kaybedildi- ği ileri sürûlen Hasan Ocak'ın annesı Emi- ne Ocak ile kızkardeşı Maşide Ocak da bu- iunuyor. tHD lstanbul Şubesi, 21 Mart 1995 tan- hinde Aksaray-Yenikapı'da polis tarafindan gözaltına alındığı öne sürülen ve o günden beri kendisinden haber alınamayan Hasan Ocak için, başta TBMM olmak üzere Içişle- ri Bakanı, lstanbul Valisi ile Emniyet Genel Müdürü'nü göreve çağırdı. İHD yetkilileri, "Biliyoruz Hasan Ocak'ısağyakaladılar,sağ istiyoruz" dediler. İHD ile Halkın Hukuk Bürosu yetkilileri, dün lstanbul Tabip Odası'nda yaptıklan açıklamada, Hasan Ocak'ın polis tarafindan gözaitmda kaybedilmek ıstendigini öne sür- düler. Ocak'ın gözaltında tutulduğuna ilışkın tanık ve belgelerin bulunduğunu belirten yetkıliler, Ocak'ın da kayıplar listesine ek- lenmesine ızın vermeyeceklerinı söylediler. Tüm Sağlık Çalışanlan Sendikası, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde eylem yaptı Sağlıkçılardan 5 Nisan'a tepkitstanbul Haber Servisi - Tüm Sağlık Çalışanlan Sendikası (Tüm-Sağlık _ Sen) Aksaray Şubesi üyeleri dün, 1Ü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi bahçesinde toplanarak "5 Nisan kararlan ve uygulamalanm" protesto eylemi gerçekleştırdı. Tüm-Sağlık Şen Aksaray Şube Başkanı Dr. Özer Güvenç, 5 Nisan kararlannın zengini daha çok zengin, halkj ise ilaç ve hastane kuyruklannda sürünme amacını taşıdığını belirterek. "Sendika olarak insanca bir ortamda yaşayabilecek ücret. toplusözleşmeli ve grev haklı yasal bir kuruhış olmak istiyonız" dedi. Hastanelenn özelleştirilmesini ve "SözfcsmeB PersoneT uygulaması istemediklenni açıklayan Güvenç, "Kendi geleceğinuzi kendimiz beürlemek istiyorsak, 5 Nisan paketini istemiyorsak, uzun süreli iş bırakmalara hazuianaum. tktidar bizim sesimizi duymak istemijorsa, tstanbul Ürûversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi çalışanlan 5 Nisan Kararlan 'nı düzenledikleri eylemle protesto ettiler. bundan sonra daha güçlü eylemlere hazırhkiı olsun" şeklinde konuştu. Protesto eylemi sırasında "Kahrolsun ücretti köklik düzeni". -Kahrolsun 5 nisan ekonomik paketi"şeklınde slogan atan sağlık çalışanlan, daha sonra üzerinde "5 Nisan Sömürfi Paketi" yazan kutuyu yaktı. Esnafı da vurdu 84bin kepenk kapandı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - 5 Nisaq Kararlan. ücretlilerin yanı sıra küçük esnaf ve sanatkârlara da ağır darbe vurdu. 1994 yılında 84 bin 325 esnafın kepenk kapattığı bildirildi. Türkiye Esnaf ve Sanatkârlan Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Derviş Günday, küçük esnaf ve sanatkânn sorunlanyla ilgili olarak Meclis araştırma komisyonuna bilgi verdi Esnaf ve sanatkânn, vergi mevzuah ve çok kalemde vergi ödemesi dolayısıyla büyük bir sıkıntı içinde olduğunu belirten Derviş Günday, esnafın kendi işinı yapmaktan çok, vergi dairelerinde uğraştığını bildirdı Günday, esnaf ve sanatkânn Bağ-Kurla da ciddi sorunlan bulunduğunu kaydetti. Bağ-Kurlunun düşük maaş almasının yanında sağlık sorunlannın büyük bir yara aldığını kaydeden Derviş Günday, 5 Nisan Kararlan'ndan sonra kepenk kapatan esnaf sayısmın hızla arttığına dikkat çekti. 1994 yılında 84 bin 325 esnafın kepenk kapattığını kaydeden Günday, kapatmalann büyük bölümünün iflastan kaynaklandığinı vurguladı. m Işçi 1 Mayıs bayramına hazırlamyortstanbul Haber Servisi- Demokrasi Platformu, 1 Mayıs'ı u Bağunsızuk, Banş ve Demokrasi için Buiik, Dayanışma ve Mücadele Günü" olarak ilan ettı. İşçi ve meslek örgütlennin oluşturduğu Demokrasi Platformu, 1 Mayıs'ı nisan ayı ortalanndan itibaren kutlamaya hazırlamyor. Aralannda Türk-Iş, DtSK, Kamu Çalışanlan Sendikalan Konfederasyonlaşma Kurulu'nun ve çok sayıda meslek örgütünün bulunduğu Demokrasi Platformu, 1 Mayıs'ın işçi sınıfının uluslararası birlik. dayanışma ve mücadele günü olduğunun yasal düzlemde de kabul edilmesini istedi. 1995 yılında 1 Mayıs'ın yalnızca bir gün olarak değil, tüm çalışanlann ekmek, banş, özgürlük, bağımsızlık ve demokrasi talebinin tüm topluma iletileceği ve ülkenin her yerinde özellikle de yerel demokrasi platformlan girişimlerinin bulunduğu kentlerde nisan ayı boyunca gerçekleştırilecek birdızi ctkinlikle kutlanacağını bildiren Demokrasi Platformu'nun açıkJadığı kutlama programı şöyle: •*- Llkemizin içinde bulunduğu koşuüann değerlendirilmesi sonucu, 1 Mayıs'ın bu yılki içertği Bağımsızlık, • DÎSK, Türk-Iş ve kamu çahşanlan sendikalanyla çok sayıda meslek örgütünün bulunduğu Demokrasi Platformu, 1 Mayıs İşçi Bayrarnı'nı nisan ayı ortasından başlatacaklan türlü etkinliklerle kutlama karan aldı. Banş ve Demokrasi için Birlik, Mücadele, Dayanışma' olarak benimsenmiştir. -Bu içeriğe uygun olarak tüm ülke çapında Demokrasi Platformu'na katılan tüm örgütlerle birlikte nisan ayı ortalannda başlamak üzere bir kampanya yürütülecektir. - Bu kampanya kapsamında ülke çapında afişler, bildiriler ve broşürier çıkanlacaknr. - Hazırlanan 'Bağımsızlık, Banş ve Demokrasi Bildirgesi'ülkeçapında imzaya açuacaknr. - Nisan ayı ortalanndan itibaren işyerlerinde, bölgelerde \e illerde, gerek merke^i Demokrasi Platformu, gerekse yerel Demokrasi Platformlan tarafindan paneller, toplanOlar düzenlenecektir. - 1 Mayıs pazartesi günü başta lstanbul olmak üzere Ankara, Izmir, Adana, Bursa ve Samsun ıllerinde Demokrasi Platformu'nca toplantılar düzenlenecektır. Dığer bölgelerdekı yerel Demokrasi Platformlan da kendi koşullanndan harekelle etkjrüiklerde bulunacaklardır. - Hazırlanan 'Bağımsızlık, Banş ve Demokrasi' biklirgesL, 1 Mayıs günü alanlarda. toplantılarda, işyerlerinde okunacaktır.'* Tüm bu çalışmalan yürütmek üzere bir komite oluşturan Demokrasi Platformu, başta ışçi sınıfı olmak üzere tüm çalışanlan daha çok birlik, dayanışma ve mücadele içinde olmaya, üretım, tüketim ve siyaset alanlanndaki güçlerini daha etkin kullanmaya çağırdı. Toplumsal banşın ancak demokrasinın eksiksiz var olduğu koşullarda yaşabıleceğinı belirten Platform, açıldamasında şu görüşlere yer verdi: "Ancak, bugüne kadar demokratikleşme konusunda verilen sözler yerine getirilmemiştir. Demokrasi Platformu, ülkemizde toplumsal banşın büyük tehditlerle karş 1 karşıya bulunduğu giinümüzde, banşın önşartı olarak başta 12 Eylül Ana>asas/ olmak üzere, tüm mevzuat ve uygulamalarda demokratikleşmeniıı sağlanması için paıiamentoyu göreve ve tüm halkımızı meşru ve demokratik mücadeleye çağırmaktadır. 1 Mayıs konusunda 12 Eylül askeri darbosi sonrasında gasp edilen hakkımız geri \erilmelL" IMF ve Dünya Bankası gıbı kuruluşlann dayatmasıyla gündeme getirilen ekonomik politikalarla krizden çıkışin farurasının emekçilere çıkartıldığını belirten Platform Başkanlar Kurulu. sosyal refah devleti anlayışını ve uygulamalannı ortadan kaldırmak isteyen sennayenin işçiyi koruyucu mevzuatı da ortadan kaldırma çabası içinde olduğunu savundu. 5 Nisan İstikrar Programı'nı da eleştiren Platform, enflasyonun cunıhuriyet döneminin rekor düzeyine çıktığını anımsattı. Kamu emekçilerinin ve işçilerin yoğun saldınlara manız kaldığını kaydedilen açıklamada, şöyle devam edıldi "Ozcllestirme, taşernnlaştırnıa. kaçak işçi çalıştımna, işten çıkarma. işcileri sendikalanndan zorla istifa ettirme, sendikacılara baskı yapma. toplu iş sözleşmelerini uygulamama. sıfır zam ve grev erteleme gihi uygulamalarla ülkemizde demokrasinin güvencesi sendikacılık hareketi çökertilmek istenmektedir." ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Gene Kaşındılar... Doğrusu bu sütunu polemikle doldurmak, kısır çe- kişmelerin arenası yapmak istemiyonjm. Ama birile- ri durup durup kaşınıyoriar. Kaşınanı da kaşımak ge- rek. Yoksa meydan bunlara kalacak. Okurlanm anımsayacaklardır. Çok satan boyalı bir gazetenin, aynı zamanda bizim I.Ü. iktisat Fakülte- si'nde öğretim üyesi olan bir köşeyazan vardır. Kim- bilir nasil bir psikolojinin esiridir bilinmez. Ama kötü giden her şeyin sorumlusu olarak, Mustafa Kemal'i ve kendi deyışiyle, Türkiye Cumhuriyetı'nın militarist bir temel üzerinde kurulmuş olmasını görür. Kemalizmin getirdiği "aydınlık" ve "aydınlanma"; âlemin gözlerini kamaştınr, ama bu muhterem bunu görmez. (Oysa ki babasının eski kitaplarını bir kanş- tırsa, sayısız örnek ve övgü bulacak...) Sömürge ko- numundan kurtularak, kendi ulus-devletlerini kurma- ya çalışan az gelişmiş ülke aydınlannın gözlerini ka- maştıran görkemli "Türk Devrimi", bu genç arkada- şın gözünde. askeri bir rejimden başka bir şey değil- dir. Çağdaş uygarlık yolunda gerçek "aydınlatıcı"' (mür- şid) olarak bilimi gören ve genç nesillere miras ola- rak sadece "özgürdüşûnceyı" bıraktığını dile getiren Mustafa Kemal, bunlann gözünde "geçmişte kalan" bir önderdir. Ne diyelim, ÂJIah ıslah etsin... Fakat işi AJIah'a bırakmak yetmiyor. Bu tür görüş- ler, özgürlük ve demkorasi maskesi altında ve "su- ret-i hak'tan" görünerek diie getirildiği zaman, bazı gençlenn de kafası kanşıyor. Işte bu nedenle "teşhir edilmeleri" gerekıyor. Bu ve bunun gibileri tam bir çe- te... Daha önceieri de yazdım. Birkaç gazetede köşe- leri tutan bu çetenin üyelerinin sayısı yirmiyi geçmez. Ama doğrusu bir ölçüde kamuoyunu da etkiliyorlar. Bazen sosyal demokrat oluyorlar, bazen liberal; ama sosyal demokrat da olsalar, liberal de olsalar aynı şeyleri yazıyor ve söylüyorlar. Bazen Özal'cı olurlar, bazen "kırafa binerler, bazen Marksist geçinirler. A- ma laflan hep aynıdır. Bazen aralarından biri "uçar" ve dayanaksız bir görüş ortaya atar. Diğerleri bunu "referans"göstenp kendilerince "bilimsel" açıklama- lara girişir. Tam atalanmızın söylediği gibi: "Bozacı- nın şahidi şıracı..." Yukarıda sörünü ettiğim "muhterem", bundan bir süre önce bir açıkoturumda, cumhuriyeti kuran kad- ronun "sanayileşme" niyeti olmadığını ileri sünmüş- tü. Bu kadro militarist olduğu için sanayileşmeye kar- şıymış... Kanıt olarak da; ilk on bir hükümet programında sa- nayileşmeden hiç söz edilmediğini ve bütçe gelirle- rinin yüzde 25'ini oluşturan "aşar"\n kaldırılmasını göstenmişti. Bu arkadaşa göre; tanm kesiminden alı- nan aşarın kaldınlması, Türkiye'de sermaye birikimi- ni engellemiş ve bu nedenle sanayileşememişiz. As- lında onun bu konularda bir "ağababası" var, ama o daha akıllı olduğu için şimdilerde pek kalem oynat- mıyor... Okurlanm belki anımsarlar. Bu görüşlerin yanlışlı- ğını sütunumda açıklamaya çalıştım. llk on bir hükü- met programından ahntılar aktardım. Fukara Türki- ye'nın sanayıleşme konusunda nasıl bir heyecan için- de olduğunu gösterdim. Bunun aksini ileri sürenlerin; ya kara cahil, ya da yalancı olduğunu ileri sürdüm. Ar- kadaştan "çıt çıkmadı." Adeta clilıni yuttu... Aşann kaldınlmasının da sermaye birikimine engel otmayacağını; tam tersine, sanayileşmek için gerö 1 ken sermaye birikiminın ancak böyle sağlanabilece- ğini anlattım. Bu "muhterem", 4 nisanda yazdığı yâ- zıda aynı konuyu tekrar ele almış ve önce benden doğru bir alıntı yapmış: "Kaldı ki kapitalizm için sermaye birikiminin tanm kesiminde olması gerekir. Devletin tanm kesimini ver- gilendirmesi, birikimi engeller ve kapitalistleşmeyi ve dolayısıyla uzun dönemde sanayileşmeyı gecıktıhr." Bu görüşlerimi şöyle yanıtlamıştı: "Sermaye biriki- mi, eğer sömürgelerinız yoksa, ya tanmı vergılendir- mekya da iç tıcaret hadlerinı yanı tanmın sanayi kar- şısında göreli fiyatlannı gerileterek yapılır." Bu görüşü de şöyle değerlendirmiştim: "Yukarda söylediği şey doğru. Sermaye birikimi tanmı vergi- lendirme ya da tanmın sanayi karşısındaki fiyatlannı genleterek yapılır. Ama bu ancak sanayisini kurmuş ûlkeierde olur... Oysa ki ben, sanayinin ilk kez kurul- masından söz ediyordum. Ne benim yazdığımı an- lamış; ne kendi yazdığının, daha doğrusu yaptığı alın- tının ne anlama geldiğinden haberi var." Bu "muhterem" 4 Nisan 1995 tarihli yazısında bu alıntılara yer yerdikten sonra, (aynen) şunlan yazıyor "Kapitalizm için sermaye birikiminin tanm kesimin- de olması gerekir cümlesinin -sanayini ilk kez kuran- bir ülke için söylendiği kabul edilince, bu konudaki cehaiet -müstehcen- hale geliyor... Çünkü Manc'ın -ilkel birıkim dönemi- olarak adlan- dınlacağı bu sürecın temelı, -tanmsal üreticinin (köy- lünün) topraktan kopanlıp alınmasıdır." Buyrun bakalım... Vallahı aynen aldım. Artık, kim anlar ve ne anlar bılemiyorum. Umanm dızgide bir ha- ta olsun. Ve sevgili Demir Demirgilden ansiklopedik bir alıntı yapıyor: "İlkel bırikim, bir yandan özgür prole- teryayı, dığer yandan kapıtalisti yaratmaktadır. llk proleterier ve ilk kapitalist işverenler böylelikle orta- ya çıkmıştır. Bütün bu sürecin temeli, tanmsal üreti- cinin (köylünün) topraktan kopanp alınmasıdır." Pes yahu... Demirgil burada beni mi doğruluyor, onu mu? Eğer tanmı vergilendirirseniz; ilkel birikim daha mı hızlı olur, yoksa daha mı yavaş? Ve ilkel bi- rikım olmadan özgür proletarya ve ilk kapitalist işve- renler nereden geîir?.. önceki yazımda da vurgulamıştım. Bu "muhte- rem"(nasılsa) doğru bir şeyter buluyor ve okuyor, a- ma okuduğunu anlamıyor. Ve bu yüzden de ne oku- duğunun ve ne yazdığının farkında değil. Batı'da yüzyıllarca süren "ilkel birikim", Osmanlı Imparatorluğu'nda gerçekleşmedi. Zira topraktaki düzen buna izin vermiyordu. Bu birikim cumhuriyet döneminde başladı ve ancak 1970'lerde, 1980'lerde sonuçlan görülmeye başlandı. Proleterieşme ve ka- pitalistleşmenın Osmanlı döneminde olmamasının sebebineolaki?.. Menderes neden "Hermahalledebirmilyonerya- ratacağım" demişti acaba? Nâzım Hikmet'in deyışiyle "birkaç ansiklopedinin ırzına geçerek" öğrenemez ınsan bunlan. Hele baş- kalannı cehaletle suçfayabilmek için, insanın ya ger- çekten bilgisinin olması ya da körcehaletten kaynak- lanan bir utanmazlığı olması gerekir. MALATYA ASLİYE 1. HUKUK HÂKİMLİĞl'NDEN DosyaNo: 1993/287 Davacı Nadıye Tutar tarafindan eşi Malatya Merkez Çarmuzu Mahallesi 015/01 cilt, 80 sayfa, 48 kütük sıra numarasında nüfusa kayıtlı Cumalı oğlu Zeynep'ten ol- ma, 1929 doğumlu davalı Ahseydı Tutar'ın 8 seneden beri Malatya'yı terk ettığı bütün arama ve soruşturma- lara rağmen izıne rastlanılmadığından bahısle gaip ka- ran verilmesi talebı ile açılan davada verilen ara karan uyannca; Adı geçen da\r alı Aliseydi Tutar'ın kendısını veyago- renleri veya bılenleri veya nerede olduğundan haberdar olanlann duruşma tanhı olan 13.6.1995 günü saat 09 20'ye kadar mahkememıze bılgı vermeleri veya ken- dısının duruşmada hazır olması hususu ilan olunur. Basın: 890
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear