Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
29 NİSAN 1995 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Bakanlar Kurulu'nun imzalayarak gönderdiği yasa tasansına Meclis'te sahip çıkan olmadı
Geç emeldüik ortada kaldı• Muhalefet partileri şiddetle karşı çıkarak tasanyı
engelleyeceklerini belirtirken, iktidar ortakJan DYP ve CHP
gruplan da tasannın bu haliyle Meclis'ten geçmeyeceğini
bildirdiler. DYP'li Grup Başkanvekili Ahmet Küçükel, tasanyı
henüz tam olarak incelemediğini söyledi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Muhalefet partilerinin şiddetle karşı çı-
karak engelleyecekJerini ilan ettikleri geç
emeklilik öngören SSK yasa tasansı,
Meclis'e sevkedileli iki hafta olmasına
ragmen hâlâ komisyon gûndemine alın-
madı. Komisyonun DYP'li Başkanı Ab-
met Küçükel tasannın ne zaman komis-
yonun gûndemine alınacağı yolundaki
sorulara karşılık, "henüz tasanyı incete-
me ftrsaö bulamadığuu" belirterek gün
vermekten kaçındı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Aydın Güven Gürkan, kamuoyunda tep-
ki yaratan geç emekliliğe ilişkin yasa ta-
sansınm parlamentonun gündeminden
geri çekilmesine "koalisvon oıtağuıın ra-
a olmayabileceğini'' söyledi. DYP Grup
Başkanvekili TurhanTayan ise tasannın
komisyonda ve genel kurulda görüşül-
mesi sırasında "dövüleceğini" kaydettı.
ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz,
işçinin, emeklinin ve tasanya karşı mü-
cadele başlatan sendikalann yanında ol-
duklannı belirterek, vicdanı olan herke-
sin bu tasanya karşı çıkması gerektiğıni
söyledi. DSP Genel Başkanı BükntEce-
vit de, SSK Yasası'nda yapılan düzenle-
melerle yalnızca emeklilik yaşının yük-
seltilmediğini, diğer tüm haldann da ge-
riye götürüldüğünü söyledi. Ecevit. hak
mücadelesinde sendikalann yanında ol-
duğunu kaydetti.
RP'li yönetıciler de. bugüne kadar
yaptıklan tüm açıklamalarda "Mezarda
emeklitiğeevetdemeyeceğiz'"dcd!İer Mu-
halefet partilerinden gelen bu açıklama-
lara karşın, tasanya iktidar ortaklannın
da sahip çıkmaması dikkat çekti. CHP ve
DYP grup başkanvekilleri, geç emeklili-
ği protesto amacıyla Istanbul'dan Anka-
ra'ya yürüyerek Meclis'te siyasi parti
temsilcilen ile göriişen DİSK yöneticile-
rine, tasannın bu şekilde geçmeyeceği
sözünü verdiler.
CHP Grup Başkanvekili Mehmet Ke-
rimoğlu. SSK yasa tasansının CHP gnı-
bundan "vize" almasının mümkün olma-
dığını bildirdi. Tayan da, tasanya tepki
gösteren sendikacılan haklı bulduğunu
söyledi.
Gürkan. Türkiye'de sosyal güvenlik
sısteminin "zaaf göstenne" aşamasmda
olduğuna dikkat çekerek "Güvensidik
hunahmının eşiğindeyiz. Bir ûlkede sos-
yal güvenlik sisteminin zaaf göstermesi.
insanı toplumdan koparnr" dedi. Gür-
kan, kamuoyunda tepki yaratan geç
emekliliğe ilişkin yasa tasansının parla-
mentonun gündeminden geri çekilmesi-
ne "koatisyon ortağnun razı olmayabile-
ceğini'" söyledi. Gürkan. tasannın geri
alınmasını kendisinin de doğnı bulmadı-
ğmı ifade etti.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nu 2
mayıs salı günü ilk toplantıya çağıran
Gürkan, yeni asgari ücretin 1 eylülden
önce yürürlüğe girmesi gerektiğini söy-
ledi. Çalışma Bakanı Gürkan, asgari üc-
retin enflasyon karşısmda "erkenyjpran-
dığnu" da kaydetti.
İffetsizlik' yargı
görüşü bekliyor• Ayaz, yönetmeliğin tartışmah hükümlerinin yeniden
oluşturulması için ilgili kurum ve kuruluşlann görüşlerinin alındığını
belirterek "Alelacele bir şey yapıp bırakmak istemiyoruz. Zaten
yönetmeliğin ifFetsizliği içeren maddesinin uygulamasını
EMtNEKAPLAN
ANKARA - Milli Eğitim
Bakanı NevzatAyaz'ın, okul
yöneticilerine, kız öğrenci-
leri bekâret kontrolüne gön-
derme yetkisi verdiği gerek-
çesiyle ağır eleştiriler yö-
neltilmesi üzerine "değişti-
ffleceğini" açıkladığı Odül
ve Disiplin Yönetmeliği,
yargı organlannın vereceği
görüşü bekliyor.
Bakan Ayaz, yeni sorun-
lann çıkmaması açısından
bütün kuruluşlann görüşle-
rinin alındığını belirtti. Mil-
li Eğitim Bakanlığı Müste-
şan BenerCordan, "iffetsiz-
Kk" sözcüğünün tüm ceza
yasalannda bulunduğuna
dikkat çekerek bu hükmun
yok sayılamayacağını söy-
ledi.
Okul yöneticilerine, kız
öğrencileri bekâret kontro-
lüne gönderme yetkisi ver-
diği gerekçesiyle uzun süre
tartışılan Odül ve Disiplin
Yönetmeliği'nin "disiplin
cezalan" bölümlerinin ye-
niden düzenlenmesi için
Milli Eğitim Bakanlığı
Müsteşan Bener Cordan-
başkanlığında oluşturulan
komisyonun çalışmalannı
sürdürdüğü belirtildi.
Nevzat Ayaz
Yönetmeliğin, Milli Eği-
tim Bakanlığı'nın Resmi
Gazetesi olarak adlandınlan
Tebliğler Dergisi'nin mart
sayısında yayımlanması,
"Bakannk, yönetmeliği de-
ğiştirmekten vazgeçti" söy-
lentilerine neden olurken
yetkililer, yönetmeliğin der-
gide yanlışlıkla yayımlandı-
ğını belirttiler.
Milli Eğitim Bakanı Nev-
zat Ayaz, Cumhuriyet'e
yaptıği açıklamada, yönet-
meliğin tartışmalı hükümle-
rinin yeniden gözden geçi-
rildiğini kaydederek yeni
sorunlann çıkmaması açı-
sından ilgili kurum ve ku-
ruluşlann görüşlerinin alın-
dığını kaydetti.
Ayaz. yönetmeliğin "if-
fetsjztik" hükmünü içeren
maddesinin de illere gönde-
rilen genelgeyle yürürlük-
ten kaldınldığını ifade ede-
rek şu görüşleri dile getirdi:
"Yasal olarak böyle bir
kontrolü yaptırmaya okul
yöneriminin yetkisi yok. Bu
yetki, mahkeme ve savcıla-
nndır. Alelacele bir şey ya-
pıp bırakmak istemiyoruz.
Konuya büyük bir titizlikle
yaklaşılıyor. İlgili kuruluşla-
nn görüşleri ahndıktan son-
ra yeni yönetmeliğe son şek-
li verilecek."
"İffetsizlikyok
sayılamaz
Milli Eğitim Bakanlığı
Müsteşan Bener Cordan,
"iffetsizük" hükmünün bü-
tün ceza yasalannda yer al-
dığını belirterek "Bunuyok
sayamayız. Belki kusurlu
hareketier içinde yer alabi-
lir" diye konuştu.
Yönetmeliğin yeniden
düzenlenmesi yönünde bir-
çok kurum ve kuruluşun gö-
rüşü alınırken "üTetsizlik"
1
hükmünün değerlendiril-
mesinde yargı organlann-
dan almacak görüşlerin ağır
basacağı belirtildi
Taşucu lisesTnde şeriatçı
baskıya soruşturma
• Derslerde Atatürkçülük
karşıtı, şeriat yanlısı propaganda
yaptığı, öğrencileri harçlıkjanyla
Kuran-ı Kerim almalan için
zorladığı öne sürülen okul
müdürü Talip Onur, müdür
.yardımcılan Mustafa Özipek ve
'Ismail Demirel hakkında
soruşturma başlatıldı.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - tçel
Taşucu Lisesi öğrenci velilerinin, Okul
Müdürü Talip Onur. Müdür Yardımcılan
Mustafa Özipek ve Ismail Demirel'm öğ-
rencilere şeriatçı baskı yaptıklan yönünde-
ki savlan üzerine, lçel Valiliği, yöneticiler
hakkında soruşturma başlattı. lçel Milli
Eğitim Müdürü Metin Memiş, iddialann
soruşturulması için iki müfetrişin görev-
lendirildiğini söyledi.
lçel Taşucu Lisesi'nde derslerde Ata-
türkçülük karşıtı, şeriat yanlısı propagan-
da yapıldığı, öğrencilerin harçlıklanyla
Kur'anı Kerim almalan için zorlandığı yo-
lunda Cumhuriyet'te yayınlanan haber
üzerine, lçel Valiliği'nce okul yöneticileri
hakkında soruşturma başlatıldı.
] tçel Milli Eğitim Müdürü Metin Memiş,
;iddialann geniş çaplı olarak araştmlması
için iki müfettiş görevlendirildiğini söyle-
;<Ü.
' Taşucu Lisesi öğrenci velileri, bir süre
önce yaptıklan yazılı açıklamada, okulda
Atatürk rozeti taşıyan öğrencilere Atatürk-
çülük karşıtı propaganda yapmalan yönün-
de baskı yapıldığı ve dırenen rozetli öğren-
cilerin okula alınmadığı vurgulandı.
Havalann ısınmasıyla beraber açık renk
çorap giyen ve okula ceketsiz giden öğren-
cilere, "Böylegiyinmeklevesoyunmaklane
yapmaya çahşıyorsunuz? Sizierin amaci ne-
dir? Yoksa erkeklere vücut mu gösteriyor-
sunuz? Sizler erkek delisi misüıiz?'' yönün-
de sorular sorulduğuna dikkat çekilen
açıklamada, öğrencilerin okuldan atılmak-
la tehdit edildiği vurgulandı.
Açıklamada. okul yöneticilerinin baskı-
lan şöyle sıralandı:
"Okul yöneticileri, 20 bin bra karsıhğın-
da Bosna-Hersek kardannı almayan öğ-
rencilere,gerektiği durumlarda inn ve has-
ta olanlara da rapor verümiyor. Öğrencile-
re, harçlıkları ile Kuranı Kerim almalan
yönünde baskı yapılıvor.
Beşeri Coğrafya ve tnkılap Tarihi ders-
lerinde öğrencilere yapılan baskılar ar-
tınlarak, şeriat propagandası yapılıvor.
Atatörk'fi ve Atatürkçülüğü aşağılayan ve
kötüleyen konuşmalar yapılıyor.
Okul yöneticileri, elİerinden geldiği öl-
çüde derslerde kız ve erkek öğrencileri ay-
n orurtmaya çalışıyorlar. Öğrencilere,
otobüste, yolculuk sırasında ve e\ de oturur-
ken de, bu koşula uymalan yönünde baskı
yapılıyor."
Hekimbaşı Çöphığü'nün çevresinde oturanlann aalan hâlâ silinnıedL
erideyalnız gözyaşı var
İBRAHİMGÜNEL
tki yıl önce Türkiye, bir çöplük fa-
ciası yaşamıştı. 28 Nisan 1993 günü
Ümraniye Hekimbaşı Çöplüğü'nde.
çöp dağlannın kayması sonucunda,
çöplügün içinde yıllardır oluşan me-
tan gazı patladı. Patlamanın etkisi ve
çöplerin gecekondulann üstünü ka-
patması sonucu 39 kişi ölmüştü. Ço-
ğu çocuk onlarca insan diri diri çöp yı-
ğınlannın altına gömülmüş ve o her
gün kokladıklan çöpler, doğal mezar-
lan oluvermişti. Yetkililer demeç ver-
diler. Herkes birbirjni suçladı. Ve va-
atler vaatleri izledi. Ancak 'her za-
man olduğu gibi" hiçbir şey değişme-
di. Istanbul'un tüm çöplükleri bugün
de 'patlamaya hazır bomba' olarak
bekliyor.
Facianın ardından yörede inceleme-
lerde bulunan BM Dünya Sağlık Ör-
gütü (WH0) uzmanı Colin J. Macfar-
lane, Çevre Bakanlığı'na sunduğu ra-
porda, kazanın 'metan gazı patiama-
suıdan' değil, 'egimin stabil ounama-
sıadan' kaynaklandığını belirtti. Mac-
farlane, verdiği raporda lstanbul'da o
gün için kuilanılan Ümraniye, Aydın-
lı, Halkalı ve Yakacık çöplüklerinin
tatmin edici olmadıgını söyledi. Ra-
porda, yaklaşık 1 milyon metreküplük
çöp yığınının yanlış döküm sonucun-
da tepeden kaydığı açıklandı.
Kazanın hemen ardından bugünün
başbakanı. zamanın devlet bakanı
Tansu Çilkr, yörede incelemelerde
bulunup çöplügün ıslahı ve yeni çağ-
daş çöp depolama alanlan için söz
vermesine karşın, faciadan dolayı es-
ki lstanbul Büyükşehir Belediye Baş-
kanı Nurettin Sözen ve eski Ümrani-
ye Belediye Başkanı Şüıasi Öktem
yargılanıyor. Devlet yöneticilerinin
verdiği sözlere karşın bugün gelinen
nokta ise Hekimbaşı Çöplüğu'nün ıs-
lahı için hiçbir çalışma yapılmaması.
Hatta Çiller, 27 Mart yerel seçimleri
öncesi partisinin büyükşehir belediye
başkan adayı Bedrettin Dalan'ı da ya-
nına alıp seçim kampanyasını bura-
dan başlatmıştı.
lstanbul açısından bakıldığında.
kentte günde yaklaşık 9 bin ton çöp
üretiliyor. Kentin 1993 yılından bu ya-
na süren "kaü aük projesi'inşaatı ise
sürüyor. Ne zaman biteceği belli de-
ğil. 2.2 trilyon liraya mal olacak pro-
jenin içerisinde yer alan 14 aktarma
istasyonundan bugüne kadar üçü bi-
tirilebildi.
Kentin iki yakasında yer alan çöp
depolama alanlanndan ise sadece Ke-
merburgaz'a döküm işlemi başlaya-
bildi.
Aslında bu noktaya neden gelindi-
ği ortada idi. Türkiye'de yaklaşık 2
bin çöplük, Ümraniye'de olduğu gibi
gelişigüzel atılma ile oluşmuş durum-
da. Rasgele atılan çöplerin drenaj sis-
temi olmadığından, üst üste yığılma
sonucunda (anerobik) ortamda bo-
zunma (dekompozizasyon) oluşuyor.
Bu bozunma sonucunda oluşan metan
gazı (bataklık gazı), kendi kendine tu-
tuşabilen bir özelliğe sahip. Belli bir
yoğunluğa ulaştığında ise her an pat-
lama özelliğine sahip. Patlama sonu-
cunda neler olabileceğini sık sık ma-
denlerde yaşanan facialardan biliyo-
ruz.
Ptetrol Ofisi'nde yolsıızlııldara prim
iYolsuzlukla suçlanan ve ceza alması istenen Erdal Gülderen, İstanbul'a bölge müdürü olarak atandı
ESR4YENER
ANKARA-PetrolOfısi'ndeortayaçı-
kan yolsuzluklann ardından görevden
alınması istenen yöneticilere, ceza yeri-
ne makam veriliyoj. Ofıs Denetleme Ku-
rulu üyesi Yıldır Ozen tarafından, 1991
yıltnda kurumun Hopa deposunun kira-
lanmasında yapılan yolsuzlukta sorum-
lulugu bulunduğu gerekçesiyle "en ağır
cezanın" verilmesi ve "klari-nıali'' hiç-
bir görevegetirilmemesi istemindebulu-
nulan dönemin Teftiş Kurulu Başkanı
Erdal Gülderen, Petrol Ofisi Genel Mü-
dürü Korel Aytaç tarafindan ocal^ayında
lstanbul Bölge Müdürlüğü görevine
atandı.
Türkiye Denızcilik Işletmeleri'nin Isı-
kurt şirketine 1991 yılında 65 bin dolara
kiraya verdiği Hopa deposu, ofıs tarafın-
dan aynı ay ilgili şirketten 500 bin dola-
ra kiralandı. Kurumun kiralama işlemin-
de zarara sokulmasının ardından, ofis
müfettişlerintn raporlanna dayanılarak,
Başbakao Tansu Çiller'in talimatıyla dö-
nemin Petrol Ofisi Genel Müdürü, RP
Gümüşhane Milletvekili Lütfî Doğan'm
oğlu Uğur Doğan hakkında ocak ayında
savcılığa suç duyurusunda bulunuldu.
Petrol Ofisi Teftiş Kurulu Müfettişi
Nurî Ardıç tarafından Hopa deposunun
kiralanmasında yolsuzluk yapıldığı savı
üzerine başlatılan incelemenin sonuçla-
n, zararda, dönemin Genel Müdürü Uğur
Doğan'ın da sorumluluğunun saptanma-
smuı ardından 5 Ocak 1995 'te Başbakan
Çiller'e gönderildi. Çiller tarafından
onaylanan rapora göre; Isıkurt tarafindan
65 bin dolara kiralanan Türkiye Deniz-
cilik Işletmelerine ait Hopa deposu, Pet-
rol Ofısi'nce 12 Kasım 1991'de, yıllık
500 bin dolarbedelle kiralanarak, kurum
zarara sokuldu.
Raporda aynca, halen Petrol Ofisi Ge-
nel Müdür Yardımcılığı görevini yürüt-
mekte olan Ergun Akın hakkında da ken-
disine konuyla ilgili olarak yazılan yazı-
lara yanıt vermediği gerekçesiyle İcına-
ma cezası verilmesi önerildi.
Hopa deposunda yolsuzluğun yapıldı-
ğı yönündeki savlar üzerine kurumun de-
netleme kurulu da 1994 yılında bir çalış-
ma başlattı. Yapılan bu ilk çalışma sonu-
cunda Denetleme Kurulu üyesi Yıldır
Özen tarafından hazırlanan raporda, di-
ğer yönetıcilerin yanı sıra dönemin Tef-
tiş Kurulu Başkanı Erdal Gülderen hak-
kında, şu istemde bulunuldu:
"Hopa deposu ile alakalı tahkikabn yfi-
riitühnesini gerçekleşriren ve neticeleri
hakkında genel nıüdüriük makamını
yanlış y önlendirmeye gayret eden ve tah-
kikatin seyrini degişrirmck için mevcut
evraklan görmezlikten gelen zamanın
Teftiş Kurulu Başkanı Erdal Güideren'in
idari yönden en ağır ceza ile cezalandınl-
ması ve bundan sonra kendisine idari ve
mali hiçbir görev verilmemesL"
Özen tarafından 1994 yılında kurumun
yönetim kurulu başkanlığı görevini de
yürüten, Özelleştirme ldaresi Başkanve-
kili Can Yeşilada'ya gönderilen raporun
ardından Gülderen hakkında hiçbir ida-
ri işlem yapılmadı.
Rapora karşın, Gülderen, geçen yıl ka-
sım ayında lstanbul Bölge Müdürlü-
ğü'nde ortaya çıkan yolsuzluğun ardın-
dan görevden alınan NecdetOzgen'in ye-
rine ocak ayında bölge müdürlüğü göre-
vine atandı.
ARAYIS
TOKTAMIŞ ATEŞ
Gençlik, Gençlik•••
Bizim kuşak 28 Nisan'ı hafif bir nostalji ile hatırlar.
1960'tan günümüze 35 yıl geçmiş. Ne çabuk geç-
miş bu zaman, ne zaman geçmiş. Bir kuş olmuş uç-
muş gitmiş... 28 Nisan 1960'ta 16 yaşında bir lise öğ-
rencisiydim. O gün yaşadıklanmı bir kez daha yaz-
mak istemiyorum. Çünkü artık her "yıldönümünde"
aynı şeyleri yazma durumunda kalacağız. Öğretmen-
ler gününde aynı yazı, cumhuriyet bayramında aynı
yazı, 19 Mayıs'ta aynı yazı, 28 Nisan'da aynı yazı...
Ama insan böylesine önemli günleri "pas geçmek"
de istemiyor. Anımsamak istiyor, anımsatmak istiyor.
Aradan bunca yıl geçtikten sonra başını geriye çe-
virerek, bir kez daha değerlendirmek istiyor.
28 Nisan 1960'ta üniversite gençliğinın Menderes
yönetimine karşı çıkması ve demokrasi taleplerini di-
le getirmesi, Cumhuriyet dönemimizdeki ilk ciddi
gençlik hareketi idi. Üniversite öğrencilerine karşı
polisin silahlı müdahalede bulunması ise, ilk polis
öğrenci çatışması.
Bir gün sonra Ankara'ya sıçrayacak olan bu ög-
renci hareketleri, bir ay boyunca değişik düzeylerde
sürecek ve bu hareketli süreç, sonunda, 27 Mayıs
Devrimi ile noktalanacaktı.
Bugün (29 Nisan 1995), aradan 35 yıl geçtikten
sonra 28 Nisan'ı düşünmem, beni biraz da günümüz
gençlerinin yapı ve beklentileri üzerinde düşünme-
ye itti. Zira geçen hafta Akşehir, Konya, Iskenderun,
Adana ve Mersin'i kapsayan ve Ankara'da noktala-
dığım bir "ülke turunda" gençlerte ilgili çok güzel ve
duygulandıncı gözlemlerim oldu. (Âinkara'dan son-
ra ızmir'e geçecek ve İstanbul'a Izmir'den dönecek-
tim. Ama öznel ve nesnel kimi nedenlerden ötürü bu-
nu gerçekleştıremedim. Izmirli dostlan çok kızdırmı-
şım, ama en kısa zamanda telafi edeceğim.)
TUYAP'ın istanbul'daki kıtapfuanndaÇınarYayın-
lan bir ödül vermişti bana. Ankara'daki kitap fuann-
da da Ümit Yayınlan tarafından ödüllendirildim. Son
derece duygusal bir toplantıyla verdiler odülümü. A-
ma bu toplantının en güzel yönü, verilen odül değil,
gençlerin yaptıklan konuşmalar oldu. Bu konuşma-
lan bir başka yazımda özetleyeceğtm.
Bizim Cumhuriyet Ankara Bürosu'ndan sevgili
Mehmet Açtktan'ın oğlu "Ayşeabla Lisesi" öğren-
cisiymiş ve bu okulda öğrenci konseyi üyesiymiş.
Okullannda bir konuşma yapmamı ve kitap imzala-
mamı istemişler. Arada Mehmet olur da, rtiraz etmek
olur mu? "He" dedim elbette.
ryi ki "He" demişim. Hem okulun konum ve yöne-
timini ve hem de öğrencilerini çok sevdim. Toplantı
sonrasında öğrenci konseyi adına bir mektup verdi-
ler. Bu mektup da yaşamımda aldığım en degerli ar-
mağanlardan biri oldu.
Bu mektubu, siz değerii okurlanmla paylaşmak is-
tiyorum. Ama lütfen yapılan övgülerden başımın dün-
düğünü sanmayın. Ben, bana verilen bu mektubu;
aynı yolun yolcusu ve aynı mücadelenin neferi oldu-
ğum tüm öğretmen arkadaşlanma verilmiş olarak
kabul ediyor ve bunun gurur ve umudunu paylaşmak
istiyorum. Mektup şöyle:
"Bugün (buyazı elinize geçtiğinde dün olmuş ola-
cak) kitap fuannda sizi dinledikten sonra, biz de si-
ze bir hediye sunmak istedik. Hepimizde aynı coş-
ku ve heyecan olmasına karşın biraz benim kelime-
leri uyumlu yeheştirmem ve bizi iyi ifade edebilece-
ğim inancıyla, biraz da okul başkanı olmanın verdir
ği sorumlulukla yazıya geçirmek bana düştü.
İnsan her zaman bulunduğu yolda kendinden ön-
de olan ve geriye ışık tutan rehberierine tam olarak
teşekkür edememenin verdiği bir duyguyla hediye
vermek ister. Çoğu zaman bu kişiler öğretmenleri-
mizdir. Ve inanıyorum ki, insanlann öğretmenleri yal-
nız sınıflarda olmaz. Sevgili ve değerii hocam, ina-
nın size en derin teşekkürierimizi sunmak için vere-
bileceğjmiz hediyeyi öyle çok düşündük ki...
Bugün fuardaki 'ufak' hediye tartışmasından son-
ra bizler kütüphanenizde tozlanmayacak ve verece-
ğimiz her şeyden çok bizi anlatacak bir hediye sun-
mak istedik ve aradığımızın, en çok biz olan 'düşün-
celerimiz' olduğuna karar verdik. İnanıyorum ki, ina-
nıyoruz ki; bu, bir insanın paylaşabileceği en güzel
iki şeyden biridir. Öbürü ise, tüm coşkumuzla ve bu
sohbetlerden bir şeyler almaya çalışmamızla verdi-
ğimiz sevgimiz.
Biz ne mutluyuz ki; devralacağımız bir bayrak hâ-
lâ var ve sağlam. Sizler rahat olun, çünkü bayrağı-
nızı sımsıkı taşıyacak gençler, biz vanz. Bizler; oku-
yan, araştıran, soru soran, dûşünen ve bu düşünce-
leri bizle öldürmeyen, onlan ortaya koyan bir nesiliz.
Sanınm bu bizim için iyi ve kara/iı ve hedef; yorvl-
mak bilmeyen siz ve sizin nesliniz için meyvalan top-
lamanın verdiği tatlı bir yorgunluktur. Sizin de belirt-
tiğiniz gibi, düşüncelerimiz asla tamamen aynı ola-
maz. Çünkü hepimizin yaşayış ve yetiştiriliş tarzı
bambaşka. En basitinden ikiz bile olsak düşün-
celerimiz öylesine farklı olabilir ki... Ama aradaki son-
suz uyum; sizin o bitmek tükenmek bilmeyen hoş-
görünüz ve insan olmayı öğrenen bu genç beden-
lerimizden kaynaklanıyor. Sizden okuduğumuz ve
duyduğumuz ana gerçeklerden biri de budur. Son
olarak da; bundan ve birikimlerinizden yararlanarak
çıktığımız bu yolda, düşüncelerimize sınır tanımay-
acağız ve değişik düşüncelere açık olacağız. Haya-
ta başka gözlüklerden de bakarken, aldığımız bay-
rağı yeni nesillere taşıyacağız...
Çam sakızı çoban armağanı..."
TEŞEKKÜR
Ailemizm kıymetli varlığı
SELMA
PEKELMEN.
aramızdan ayrılışı dolayısı ile bizzat cenazesine
gelen ve taziyetlerını bıldırerek büyük acımızı
paylaşan, tüm akraba, dost ve yakınlarımıza
teşekkürierimizi sunarız.
Ailesi adına
NEYLAN BALİ
Aılemızın değerii büyüğü
Emeklı Büyükelçi
Cahit Süleyman Hayta'yı
26.4.1995 günü kaybettık Cenazesi
30.4.1995 Pazar gunü oğle namazını müteakıp
Teşvikiye Camıi'nden kaldınlarak Zıncirlıkuyu
Mezarlığı'nda toprağa verilecektir. Ruhu şad olsun.
AİLESİ