Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 23 ŞUBAT 1995 PERŞEMBE
12 DtZtYAZI
Musul eksenli Kürttezleri
Düşük yoğunlukta çatışma
(low intensity conflict) kavramı.
geçen 40 yıl Sovyetler'ce bes-
lendiğine inanılan aynlıkçı baş-
kaldınlan tanımlamak için kul-
lanıldı. Çevreleme polınkasının
ana unsuru. Ortadoğu'daki ülke-
leri Sovyet etkisi altında olan
gruplann ayaklanmalanndan
korumaktı. Düşük yoğunluklu
çatışma, ABD stratejısinde res-
mi olarak şöyle tanımlanmakta-
dır:
"Konvansiyonel savaşın altın-
da, devletler arasındaki banşçıl
rekabetin ötesinde, devletlerin
veva gruplann askeri-sivasi ça-
üşmasıdır. Sık sık yarışan ilke ve
ideolojilerin çatışmasını da içe-
rir. Ölçeği. ayaklanına> a kışkırt-
maktan, silah kuUanunına ka-
dar değjşebilir."
tşte ABD'nin Kürtlerı unut-
masına neden olan ortam buydu.
Doğu Anadolu"da Irak'ta veya
başka yerlerde ICürtlerin bağım-
sızhğa yönelik hareketlerinin
Sovyetler Birliği'nın işine gele-
ceğıne inanılıyordu. Henze,
RAND için yazdığı Türkiye ra-
porunda bu durumu şöyle açık-
lıyor:
"Sovyeder, 1946'dan sonra
hem İran'da hem de Kafkas-
lar'daki Kürtlen av nlıkçılık yay-
makiçin kullanmak istediler. Bu
propagandalann Türkive'deki
Kürtler üzerinde ctkili olduğu
konusunda pek az kanıt vardır.
Bununla birlikte bu durum,
Türkiye'nin KüıUere karşı kısıt-
lamalarını sürdürmesine yar-
duncı oldu. Her yumuşamanın
Sovyetler tarafindan kullanüa-
bileceği kavgısı vardı. Kürtçenin
serbest bırakılması, Sovyet pro-
pagandasının artması demekti.
Sovyet parası Kürt eylemcileri-
ne akardı. Bütün bu ka\gılar te-
melsiz sayılama/dı. Elde kanıt
olmamakla birlikte. Sovverlerin
1980 askeri müdahalesinden
sonra terorizmin bitmesi sonra-
sında Kürt avnlıkçısı harekete
destek olduğu kanısı bulunmak-
tadır."
Blr başka CIA raporu
1993 yılı sonunda ortaya çı-
kan bir başka RAND raporu da
ABD'nin Ortadoğu \e Türkiye
konusundaki en etkili uzmanla-
nndan Graham Fuller tarafin-
dan kaleme alınmış. "Gelecek
On V ılda Irak: 20O2'ye Kadar
Yaşavacak mı?" başlıklı çahş-
masıdır(*). Rapordanönce Ful-
ler'ı tanıtalım. Fuller, CIA yöne-
tim kademelerinde en üst düzey-
deki 10 uzman arasında görev
yaptıktan sonra. RAND firma-
sına katılmıştır. Türkiye'de lsla-
mi akımlar konusunda incele-
meler yaptıktan sonra. 1989 yı-
hnda yayımlanan "Türldye'de
tslami Köktendinciliğiu Getece-
ği" başlıklı çalışmaya öncülük
etmiştir (**). Fuller, eski çalıs-
masmda yeni dünya düzenı or-
taya çıkmadan hemen önce "her
fani gü>r Atatürk'ün fikirlen-
nin de bedeni öldükten sonra sı-
lineceğini, oysa dinlerin hep var
olacağını vurgulayarak ABD çı-
karlan açısından "Kemalist laik-
terle aşın İslamcüararasmda net
turum alınmamasr gerektiğini
önermiştır.
ırak ve Kürtler
Yeni çalışmasında, Irak'ın
üniter bir devlet olarak ve önü-
müzdeki on yılda "değişnıeden''
yaşamayacağına inanan Fuller,
Kürt sorununun uluslararası öl-
çekte genişleyen aynlıkçılık eği-
limleri ile daha da şiddetlendi-
ğinı vurgulayarak: Kürt aynltk-
çılığına karşı Batı politikaları-
nm, dünyanın başka yerlerinde-
ki etnik aynlıkçılık konusunda
büyük etkilerde bulunacağına
işaret ediyor. Irak'ın Kuzey
Irak'taki Künleri sonsuza kadar
güç kullanarak elinde tutamaya-
cağına inanan Fuller, Bağdat'ın
özerklik veya federasyonu ka-
bul ermemesi nedeniyle. "Irak,
Irak Kürdistanı'm kendi elinde
tutabilirse şanslı sayılmalıdır"
sonucuna yarmaktadır.
ABD'nin Irak politikası, ku-
zeyde Kürtlerin, güneyde Şiile-
rin çoğunlukta olduğu bir fede-
rasyonu desteklemektedir.
ABD'nin Kürt politikası ile ts-
lam politikası iç içe geçmiştir.
Yaklaşımın dayandığı noktalar-
dan bıri, Irak'ın toplum yapısın-
da Şii ve Kürtlerin ağırlığıdır.
Bilindiği gibi. Irak'taki Şii ço-
ğunluğuna karşın. yönetım Sün-
nilenn elindedir.Fuller'a göre
Şiilerin iktidara yükselmesinin
ARI
BALÜK
«ERAY
• ABD'nin Irak politikası, kuzeyde Kürtlerin, güneyde Şiilerin
çoğunlukta olduğu bir federasyonu desteklemektedir. Irak'ta
ABD baskısıyla sağlanabilecek bir uzlaşma, Şii çoğunluğu
iktidara getirmekle birlikte, Sünnilere ve Kürtlere de yönetime
katılma fırsatı sunacaktır. Böylece, Şii iktidarın zararlı sonuçları
törpülenmiş olacaktır.
• Irak'la ilgili bir diğertez de Türkiye'nin Kürtlere özerklik tanıması
üzerine kurulu. Fullerin tezine göre, Irak, Kürtler üzerinde baskıyı
devam ettirirveTürkiye de birtür siyasal çözüm sonucu Kürtlere
özerklik verirse, Türkiye, Kuzey Irak'ı alıverir. Böylece hem Musul
petrolleri Türkiye'nin olur hem de Kürtler Türkiye ile birleşir.
siyasi temelde" kabul eden tüm
siyasal hareketlerin içinde özel-
liİde Şii kökenliler oldukça et-
kin. ABD'nin asıl çekindiğinin.
Irak'taki Sünnilerden de önem-
li destek görebilecek bu tür öz-
gürlükçü ulusalcı hareketler ol-
duğu anlaşılıyor.
'Kürtlere özerklik ver
Musul u al'
Eskı CIA yöneticisi Fuller,
Türkiye deki Kürtlerin kaderi-
nin, Irak ve lran'daki Kürtler
üzerine doğrudan etkide bulu-
nacağını söyleyerek Türkiye'de
Kürt diline izin verilmesi gibi li-
beral politikalann izlenmesine
başlandığına dikkat çekmekte
ve bunlann devamını istemekte-
dir. Bu eğilimin sürmesı duru-
munda Türkiye senaryosunda
siyasal özerkliğin gündeme ge-
leceğini söyleyen Fuller. "Irak-
lı Kürtlerin. \rap Bağdat'la bir-
leşmektense. T ürkiv e'nin büyük
Kürt nuftmıyla biıieşmesi daha
uygun v« iyi olabilir" demekte-
dir. Fuller. "Birzamanlardüşü-
nülmeyen. -Türkiye'nin Kuzey
Irak'ı alması- o kadar hayal
mahsulü sayılmamabdır arük"
dıyor. Fuller son derece açıksöz-
lü. ABD'nin çıkannın Irak'ta fe-
derasyon olduğunu düşünüyor.
\ma Irak. Kürtler üzennde bas-
kıyı devam ettirir ve Türkiye'de
bir tür siyasal çözüm sonucu
Kürtlere özerklik verirse, Tür-
kiye, Kuzey Irak'ı ahverir. Böy-
lece hem Musul petrolleri Tür-
kiye'nin olur hem de Kürtler
Türkiye ile birleşir.
Senaryonun sonu...
Eski CIA yöneticisi Fuller, Türkiye'deki Kürtlerin kaderinin, Irak ve lran'daki Kürtler üzerine doğrudan etkide bu-
lunacağını söyleyerek Türkiye'nin Kürtlere özerklik vermesini istiyor ve senaryosunu şöyle tamamlıyor "Iraklı Kürt-
lerin, Arap Bağdat'la birieşmektense, Türkiye'nin büyük Kürt nüfusuyla birleşmesi daha uygun olabilir."
Körfez için bazı olumsuz sonuç-
lari \ardır:
1- Şiiler. Saddam'a karşı ol-
makla birlikte, iktidara geldikle-
rinde Kürtlere karşı Saddam'dan
daha farklı davranacakları kesin
değildir..
2- Şii bir Irak, Şii lran'la ya-
kınlaşmaya girebilir.ABD.
Irak'taki ılımlı Şii güçlerle yakın
bir ilişki kurmuş ve bu kesimi
dikkatle izlemektedir. Şiilerin
içinde de Amerika karşıtı olan-
lar (Iran yanlılan) bulunmakta-
dır.
3- Suudi Arabistan gibi ABD
dostu Körfez rejimleri. Sünni
karakterleri nedeniyle ve kendi
içlerindeki Şii azınlıklar nede-
niyle Irak'ta Şiilerin iktidara
gelmesinden rahatsız olacaktır.
Tek seçenek
federasyon
Ancak. ABD'ye göre. farklı
kesimleri federasyon altında bir
araya getirecek demokratik bir
yapı oluşturulması dışında, Irak
için başka bir seçenek bulunma-
maktadır. Saddam'm yerini da-
ha ılımlı bir kişinin almasu or-
dunun duruma el koyarak Baas
Partisi ile toplumu demokrasiye
yönlendirmesi gibi seçeneklerin
gerçekleşmesi zor gözükmekte-
dir. Ordu ve Baas, Bağdat reji-
mi ile iç içe olduğu için demok-
ratıkleşmeyi gerçekleştiremez.
Aynca Kürtlere karşı Sad-
dam'dan daha iyi davranmalan
beklenemez. Geriye Saddam'ın
devamı seçeneği kalmaktadırki,
yeni dünya düzeninin disiplin
altına almaya çalıştığı ilk reji-
min "tam anbmıyla yola getirü-
memiş" olması demektir.
Türkiye. lran ve Suriye gibi
bölge devletlerinin Irak'ın üni-
ğunlugu iktidara getirmekle bir-.
likte, Sünnilere ve Kürtlere de
yönetime katılma fırsatı suna-
caktır. Böylece, Şiilerin iktida-
ra gelmesinin zararlı sonuçlan
törpülenmiş olacaktır. Bu mo-
del altındaki Irak rejimi, elinde-
ki kaynaklan silahlanmaya ve
kısa dönemde güçlenmeye de-
ğil, ülkenin yeniden iman için
harcayacaktır. Böylece, Irak'ın
• Kuzey Irak'ı da içine alan Kürt senaryosu
bir adım daha ilerletilince ortaya çıkan
şudur: Türkiye'nin ve İran'ın Kürtleri
birleşir, Türkiye ve iran parçalanır. Ortaya,
İran'ın anti-Amerikan politikalarını
dengeleyecek ABD'ye her zaman
muhtaç bir Kürdistan çıkar! Ancak
ABD'nin bu işi yapması için Türkiye'de
"aktif dış politikayı" seven, "risk alacak,
vizyon sahibi" kişilerin olması gerekir.
ter yapısını savunduklanna dik-
kat çeken Fuller, üniter bir
Irak'ın yaşamasının Amerikan
çıkarlanna uymadığını söyle-
mektedir. Federatif yapının
ABD için en yararlı yanlanndan
biri. Kürt, Arap, Sünni ve Şii
gruplann uzlaşmasını gerektir-
mesidir. ABD baskısıyla sağla-
nabilecek bir uzlaşma. bütün ke-
simleri ılımlaştıracak; Şii ço-
petrol fiyatlandırma politikası
da uzun dönemde kâr çoğaltma-
yı hedefleyeceği için, ABD dos-
tu "Körfez rejimlerinin petrol fi-
yatlandırma politikalan ile
uyumlu olacaktır.
Fuller'ın senaryolarındaki sıs
perdesi biraz aralandığmda, ar-
kasında köktendincılikle uzlaş-
manın olduğu sezilmektedir.
Irak'ta halk sandık başına gider-
se, Şiiler iktidara gelir! Kim
söylüyor bunu? Fuller. Demek
ki, Irak'ta «lemokrasi ve kişi
haklanna saygılı bir düzende,
ABD çıkarları gerçekleşmez.
Neden? Çünkü, Şiiler de Sad-
dam gibi Irak'ın bütünlüğünü
korumak isteyebilirler (Fuller
terminolojisinde, Kürtleri ezer-
ler!). tşte o zaman devreye şu
meşhur '"ernik/ dinsel cemaatle-
rin çoğukruluğu", "inançlanna
göre yaşayan cemaatler", veya
"cemaat haklan" konusu giri-
yor. Daha önceki bölümlerde,
cemaat haklanıun, kişi hak ve
özgürlüklerinden daha "ak bir
derece"anlamına gelebileceğini
vurgulamıştık. Irak ömeğinde
bu kanıtlanıyor. ABD, cemaat
temsilcilerini bir araya getire-
cek, masaya oturtacak; kendine
uygun bir "çerçeve uzlaşmayı"
sağlayacak. Sonra bazı ABD ay-
dınlan. u
Zaten kişi hakları, Irak
halkında titreşim \aratmıy ordu.
Bunlar cemaat haklanndan an-
larlar" diye yazabilecekler. Ful-
ler'ın yaklaşımını, ABD resmi
tutumu olarak sunmak istemi-
yorum. Ancak. bu türhesaplann
yapıldığının bilinmesinde yarar
\ar. Iraklı Şiilerin bir bölümü
köktendinci olsa bile, Irak'taki
Şiiler. toplumun en ilerici ke-
simleri arasındalar. Üstelik, top-
lumu cemaatlere göre değil.
ulus-devletinyurttaşlan "laikve
Bu senaryoyu bir adım daha
biz ilerletelim. Türkiye'nin ve
İran'ın Kürtleri birleşir, Türkiye
ve lran parçalanır. Ortaya,
Iran'ın anti-Amerikan politika-
larını dengeleyecek ABD'ye her
zaman muhtaç bir Kürdistan çı-
kar! ABD'nin bu işi yapması
için Türkiye'de "aktif dış potiti-
kayı"seven. "risk alacak viz-
yon" sahibi kişilerin olması ge-
rekir. Yok muydu?
CIA'in Türkiye ve Ortadoğu
eski masa şefi Fuller'ın senar-
yolan arasında bir başkası da
Türkiye ile Irak'ın yakınlaşma-
sı üzennedir. Fuller. bu olumsuz
senaryosunun Türkiye için "yok
ounak" anlamına geleceği uya-
nsında bulunmaktadır. Fşin il-
ginç yanı, raporun yazılmasın-
dan hemen sonra Türkiye, Ful-
ler'ın sözünü ettiği "olumsuz
polıtikalara" yönelmiştir.
'Parçalanmak
iç savaştan iyidlr'
Ortadoğu ve Türkiye'yle ilgi-
li konularda ABD yönetimi nez-
dinde en etkili kişi olan Fuller,
ABD'nin Türkiye'nin toprak
bütünlüğünü savunma politika-
sını terk etmesini senaryolanna
katmıştır. Raporda, bu konuda
şunlar yer alıyor: "tlke olarak
kabul etmeliyi/ ki, bazen aynlık-
çılık, avnlıkçüığa direnmekten
daha az kötüdür. Irak'taki Kürt
konusuna ilişkin kaygdar, özel-
likle yakın. uzun dönemli. so-
rumlu ve demokratik müttefiki-
miz Türkiye üzerindeki zarartı
etkisinden kaynaklanmaktadır.
Ama, Kürt mUlivetçiliğinin gcle-
cekteki yoluna, yani isteklerine,
karakterine, stratejisine, taktik-
lerine ve etkinliğine bağlı olarak
Kürt milliyctçiliğinin isteklerini
geri çevirmek mümkün olmaya-
bilir. Eğer Kürt hareketi büyük
bir uluslararası momentum ka-
zanırsa Irak-Türkiye ve İran'da-
ki uzamış iç savaş olasılığı -Tür-
kiye için bile- özerklikten ve ay-
nlıktan daha kötü görülebilir."
(*) Graham Fuller, lraq in the Sext
Decade: Will lraq Sunive Until
2002?, (Washington: Rand Note)-
1995 (**) Vfuk Güldemir, Texas -
Malatya, (lstanbub Tekin Yavmlan,
2 Baskıı, 1992 ss 373-377 '
Yarın: senaryolar
uygulanıyor
TARİŞ
ELASTİK POLİÜRETAN İPLİK
SATIN ALINACAKTIR
1. Tariş Iplik Fabrikası Müdürlüğümüzun ıhtıyacı olanı
- 500 kg. ELASTİK POLİÜRETAN İPLİK (LYCRA İPLİK)
kapalı zarf teklıf almak suretıyte satın alınacaktır.
2. Bu işe ait ihale 1.3.1995 günü saat 14.00'te yapılacak olup,
şartnamesi Tariş Genel Müdürlüğü, Satınalma Müdürlüğü, AL-
SANCAK/ İZMİR (Te\: 421 00 56 Fax: 421 00 66) adresınden te-
mın edilebilir.
3.Birliğımiz 2886 sayılı kanuna tabi değildir. Ihaleyi yapıp yapma-
makta, kısmen yapmakta veya kısmen dılediğine vermekte ser-
bcsttir. Pcsstadaki gecikmeler kabul edılmez.
DUYURULUR.
ŞİŞLİ 2. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞl'NDEN
DosyaNo: 1993/295
Davacı Karayollan Genel Müdürlüğü vekıli tarafindan davalılar Ömer Çiğdem ve Erdal Cengız aleyhine ikame olunan tazminat
davasının yapılan yargılaması sonunda;
Imam Kullu Köyü Develi'Kayseri adresınde ikamet eden davalılar Ömer Çiğdem ve Erdal Cengiz adına ilanen tebligat yapılmasına
karar verilmiş olduğundan:
Mahkememizin 1993295 esas sayılı dosyasında \ erılen 17.11.1994 tanhlı karar gereğınce subut bulan 99.438.000.- TL. hasarbedelinin
3.9.1992 olay tarihinden itibaren % 30 yasal faızı ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine.
fazlaya ilişkin istemin reddine, hükmedılen miktar üzerinden hesaplanan 3.580.350.-TL. ılam harcından peşın alınan 250.650.- TL. harcın
mahsubu ile bakiye 3.329.350.- TL. ilam harcının davalılardan tahsili ile Hazine'ye gelir kaydına, davacı taraftan yapılan 1.073.350.-
TL. yargılama gideri ile 822.000.- TL. tespit gideri ki toplam 1.895.350.- TL. yargılama gideri ile davacı vekili için takdir edilen
3.338.760.-TL. vekalet ücretınin davalılardan alınarak davacıya verilmesine Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar, davacı vekilinin
yüzüne karşı alenen ve usulen tefhim kıhndığı karar tebliğ yerine geçerli olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 3.2.1995
Basm: 8145
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇI
Yıldız Yargılanması...
Taşlama ustası Mustafa Eşref, bu kez başkalarını taşladı:
"Ekonomik sorunlar şaha kalkmış gidiyor./Şimdi o başta
olsa biranda bastmrdı/'Bunca işsiz güçsüzü besleyelim mi?'
deyip/Darağaçlan kurup tümünü astırırdı."
Abdülhamit, Mithat Paşa'yı astırmadı, "Taif Zindanı "nda
boğdurdu. Önceki akşam Izmir'de izmir Devlet Tiyatrosu'nda,
Orhan Asenarnn "Yıldız Yargılanması" oyununu izledik.
"Yıldız Yargılanması"nm yazarı Orhan Asena, dergide çıkan
yazısında şöyle diyor
"1982'de, bir gün, büyük dostum Uğur Mumcu, ansızın
muayenehaneme geldi... Elinde, Prof. Ismail Hakkı
Uzunçarşılı 'nın 'Mithat Paşa ve Yıldız Mahkemesi' adlı kitabı.
Bu kıtaptan bir oyun çıkarmamı istedi.
'Yıldız Yargılanması 'nda, tarihsel gerçekler ardında, bir
başka gerçeği daha sergilemek olası. O da şu: Zorba bir
yönetimde, işlenmemiş bir cinayet bahane kılınarak adalet
mekanizmasına nasıl cinayet işletilir? öyle sanıyorum ki, beni
bir oyun yazmaya iten, asıl bu özel ve tüzel haksızlık oldu.
Beni, Abdülaziz intihar mı etti, yoksa öldürüldü
müTtartışmasına çekmek isteyenler çıkacaktır.
Kuşkusuz bu itiraflar, işkenceyle alınmıştır. Sanıklann
kafaları, kızgın sobaya sokularak, maddi işkencelerin en
korkuncu uygulanarak.
Yazıkki, tarihimizde, böylebiryüzkarasıdönemyaşanmıştır.
Memleketin kana bulandığı Kızıl Sultan Abdülhamit çağı,
elbette bir trajik çağdır.
Peki, bugün, 'devri dilarayı demokrasi'cfe, böyle güme
giden aydınlanmız, yazarlanmız, düşünürlerimiz yok mu?
Bunlann failleri nerde peki?
Sevgili dostum Uğur Mumcu! Acaba, bu oyunu yazmamı,
bunun için mi istedin benden ?"
(Sultan Abdülaziz, 29 Mayıs 1876'da, bir darbeyie tahtından
indirilir, yerine yeğeni Suttan Murat tahta çıkarılır. Abdülaziz,
adamlanyla gönderildiği Feriye Sarayı'nda, beş gün sonra, -
4 Mayıs 1876'da- intihar eder. Murat'tan sonra tahta çıkan 2.
Abdülhamit, amcası Abdülaziz'in intihar etmeyip öldürüldüğu
yolunda ortaya atılan iddialan soruşturmak için Yıldız'da bir
mahkeme kurdurur; Mithat Paşa'yı da tutuklatıp Abdülaziz'in
ölümünde rol oynadığı iddiasıyla yargılatır. -1881-
Mahkeme Mithat Paşa'nın ıdamına karar verirse de, ceza,
Abdülhamit tarafindan sürgüne çevrilir.
1881'de Tarf Zindanı'na gönderilen Mithat Paşa, 8 Mayıs
1884'de zindanda boğularak öldürülür.)
Oyunu Haldun Martalı sahneye koymuş. Mithat Paşa'yı da
Haldun Marlalı oynuyor. Orhan Asena'ya gore, Mithat Paşa
çok yakışıklı olmuş! Izmir Devlet Tıyatrosu yöneticisi Cengiz
Yılmaz, oyunla ilgili bir basm açıklaması yaptı. Buna göre,
oyunda başlıca.rolleri; Şener Ünal, Zeliha Güney, Melek
Tartan, Vedat Özkök, Ekrem Kocaçal, Mehmet Gürkan,
Levent Ulukut, Sedat Demir, Yavuz Imsel, Erol Aksoy,
Zafer Önal, Ebru Unurtan, Fatih Kahraman, Sedat
Şenoğlu, Can Kahraman ile Haldun Marlalı paylaşıyorlar.
Dekor-giysi tasanmı Yıldız Ipekçioğlu, ışık tasanmı. ise
Osman Kaya'nın. Oyunun müzıklerini Yaşar Ürük
düzenlemiş.
Oyunun ilk temsilinde bulunmak için Ankara'dan Orhan
Asena ile Kültür Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Gülşen
Karakadıoğlugelmişlerdi. Tahir Ozçelikile eşi Sevda
Özçelik Istanbul'dan gelmişti. Oyunu ızleyenler arasında Dr.
Hidayet Sayın, Izmir Devlet Opera ve Balesi Sanat Yönetmeni
Selmin Günöz. tiyatro yazarı Cahit Atay, Erkan Yücel'ın eşi
yazar Şükran Yücel, Ozdemir Nutku, Selçuk Göksayar,
Profesör Süheyla-Kemal Moralı, Dikıli'den Öğretmen Ali
Durgun ile eşi Suna Durgun, Ahmet Delikçi, Güralp Basım
da vardılar.
(Opera sanatçısı Yıldız Tezgel, operada oyun sırasında,
tepeden düşen demir parçası yüzünden ağır yaralanmış,
evinde yatıyordu. Gülşen Karakadıoğlu sanatçıyı evinden
arayarak "Geçmiş olsun"dedi).
Orhan Asena, "Yıldız Yargılanması" adlı yapıtının
önsözünde, "Niçin Mithat Paşa" sorusuna şu yanıtı verir.
"Yakın tarihimizin en önemli kişiterinden biridir Mithat Paşa.
Sanki gerektiğince üstünde durulmamış, biraz hakkı yenmiş
birgerçek devrimci. Tanzimat hareketinin en yeni, en yenilikçi
ürünü. Aslında Tanzimat hareketıni çok aşmış ve Cumhunyet
fikrinikendinden sonrakikuşaklara, Atatürk kuşağına taşımış
bir öncü.
Abdülhamit anılannda derki; 'Sevmezdim Mithat Paşa'yı.
Hatta biraz da ürkerdim. Namık Kemal de sevmezdi beni,
ama Osmanlı Hanedanı'na bağhlığı ve saygısı vardı. Oysa
Mithat Paşa ya kendısiyie başlayan bir hanedan, ya da
Cumhuriyet getirmek isterdi.'
Abdülhamit'in yergi için söylediği bu sözlerde kuşkusuz bir
gerçek payı vardır. Zaten trajedısi de burada yatar.
Aslında tasarladığı devrim Cumhuriyet iken, o zamanki
ortamda ancak Meşrutiyet Anayasası fikrini ortaya atabilmiş,
ama hiçbirzaman bu fıkre kendisi kadariçtenlikie inanmamış,
Abdülaziz'i yalnızca kendi kişisel hınçlan, nefretleri ya da
çıkarlan için tahttan indirmek ısteyen bir kadroyla işbirtiği
yapmak zorunda kalmış ve bu kadroyla suçlanmış, giderek
Abdülaziz'in öldürülmesi suçuyla Taif'e sürülmüş ve orada
boğdurulmuştur..."
Orhan Asena, "Ben Yıldız Yargılanması adlı oyunumu
Mithat Paşa'nın yüzüncü ölüm yılında yazarken yine
olağanüstü bir dönemden geçiyorduk. Işkence yine
gündemdeydi. Hapishaneler tıklım tıklım, sanki yüzyıl
geçmemişti aradan..." der.
Yazar Orhan Asena ile Güngör Dilmen, çok iyi iki arkadaştır.
BunlaraTahsin Saraç'ı da eklemeli. Güngör Dilmen de Orhan
Asena gibi, Mithat Paşa'yı yazdı. Ancak o, daha çok Taif'teki
serüvene ağırlık verdi. İki arkadaş, Mithat Paşa'yı,
birbirlennden habersiz. ancak birbirlerinin alanına gırmeden
yazdılar. Orhan Asena'yı da, Güngör Dilmen'ın "DeWef ve
/nsan"ını da okudum. Ikisi de bu denli güzel olabilir.
Orhan Asena, oyunu yazıp bitirdikten sonra, o dönemde
sahneye koyduramadı. Oyun tehlikeli görülmüş olmalıydı. O
dönem, "Asmayalım da besleyelim m/?"dönemiydi.
Çok ilginç, bilmem ne Hocaefendi'nin katılıp gösteriler
yaptığı "iftar" günü. Ulu Hakan Abdülhamit Han'ın ölüm
yıldönümüne rastlamıyor muymuş? Olsa olsa bu denli olur!
BULMACA
1 2 3 4 5 6 7 8
SOLDAN SAĞA:
1/Evlerde oda kapıla-
rının açıldığı aralık.
2/HaIk dilinde soğuk
algınlığına verilen ad...
Tann. 3/ Sıcak bölge-
lerde yetişen bir ağaç.
4/ Derinliğin bıttiği
yer... Kalın bükülmüş
sicim.... Çinkonun sim-
gesi. 5/ Merkez... Süt
ve yoğurt çalkalamaya
yarar küçük yayık. 6/
Niyobyum elementinin
simgesi... Tann bağış-
lamasından yoksun
kalma. 7/ Tolstoy'un tanınmış bir
romanı. 8/Ürenin kanda birikmesi
sonucu ortaya çıkan hastalık...
"Can feda ederim şöyle suna-
ya/Bin türlü ile saİınışlmın"
(Karacaoğlan). 9/tnce dantel... Bir
yetkinin, yasanın ya da karann
yürürlüSe girmesine karşı çıkma
hakkı. "
YUKAREDAN AŞAĞIYA:
1/ Ayçiçeği. 2/Hayat arkadaşı...
Çeşitli yükleri yukan çekmek için halattan yapılmış sapan. 3/
Ko nuşması, davranışlan, giyinişi yapmacık ve gülünç olan
kimse... tran'da tanhi bir kent. 4/ Yapma, etme... Kapalı bir ye-
rin ısısını ayarlayan aygıt. 5/ Adlan sıfat yapmakta kullanılan
bir yapım eki... Orhan Hançerlioglu'nun bir romanı. 6/ Bakır-
dan yapılan, küre biçiminde bir tür davul. 7/ Asya'da bir ır-
mak... Çok istekli. 8/ Eskı Türkler'de doğum tannsı... Satranç-.
ta bir taş. 9AJyum... Yunan rakısı.