Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 17KASIM1995CUMA
14 KULTUR
Nam June Paik İstanbul Bienali'nde sergilediği yapıtını Kore Savaşı'nda ölen Türk askerlerine adadı
TV ekranmdaıı elektronîk tuvale
• Yaşamını ABD'de sürdüren
ünlü Korelı vıdeo sanatçısı
]Nam June Paık. 'elektronîk
dada'nın babasf olarak
nıtelendınlivor 'Yaşamımız
boyunca televızyonun
saldırısına uğradık, artık karşı
saldınya geçmenın zamanıdır!'
dıyen Paık. Uluslararası
İstanbul Bıenah'ne katılmak
üzere Istanbul'daydı
AHL ANTMEN
"Yaşamımız boyunca televiz>onun sal-
dmsına uğradık, artık karşı saklınya geç-
menin zamanıdır!"
1960"lı yıllarda Almanya'da ortalığı
kasıp kavuran Fluxus ruzganna yön ve-
ren sanatçılardan bın de kalkıp kore'den
Avrupa'ya gelmış. elektronîk a>gıtlara
meraklı ufak tefek bır genç adamdı Nam
June Paik. Bugun 63 yaşında olan o ufak
tefek Korelı'nın onderlığınde yepyenı bır
sanat doğdu 1 %0'lı yıllarda \ ıdeoyla ıi-
gılenen tek tuk sanatçıdan bın> dı Paık ve
onun elektronıkle gorsel sanatlan bırleş-
tırme hayallen. bır yandan vıdeosanatı-
nın en ılgınç orneklennı doğururken, bır
yandan da "yaşamımız boyunca saldın-
sına uğradığunız" o TV ekranının ekra-
nın çok dışına taşan gerçeğını sorguladı
Nam June Paık'ın. oturma odasındakı
o 'sihirii kutu'nun gunumuz ınsanı ıçın
anlamını ırdeledıği 1974tanhlı "TVBu-
da"sı televızyonun nasıl 'dinseUeştiği'.
'TV insanlannı* bırdının mensuplan gı-
bı bırbınne bağladığı gerçeğını kendine
ozgu o 'yaramaz çocuk' mızahıy la orta-
ya koyuyordu Paık'ın 197O'lı yıllarda
"TV Buda"sıy la ortaya koyduğu gerçe-
gı. Italyan yonetmen Nanni Moretti nın
*Se\güiGünluk"adlı fllmındekıbırsah-
neyı getırıyor akla Moretti \e sozde
"T\ duşmanı"yazar arkadaşi Italyan
adalanndan bınnde Amerıkan tunstlere
rastladıklarında. en son pembe dızının
ılenkı bolumlennı sorarlar "Falancafa-
lancayla evleniyor mu?" Amenka ıle
Italya arasında anında kurulan şu 'kül-
tür' koprusune bakın1
Vıdeo sanatçılannın aslında televız-
yonla oldukça karmaşik bır ılışkısı var
Bu medyayı eleştırmekle bırlıkte. yapıt-
lannın daha genış bır ızleyıcı kıtlesıne
ulaşabılmesı.y ıne tele\ ızyon aracılığıy-
la olanaklı Öte yandan, televızyon da
vıdeo sanatçılanna çok şey borçlu Mu-
zık klıpien ya da tele\ ızyon reklamlan
vıdeo sanatının teknıklennı kullanıyor
buyuk ölçude Yaptığımız soyleşı s>ıra-
sında. bu duruma gondermede bulunarak
bır espn y apıyor Nam June Paık "MTV
variıgımı tehdit ediyor!"
Paik'in yapıtı Antrepo'da
Uluslararası tstanbul Bıenalı'ne katıl-
mak uzere Istanbul'a gelen Nam June
Paık'ın 1951-52 Kore Savaşı'nda olen
Turk askerlenne adadığı ışı. bıenal me-
kanlanndan Antrepo'da sergılenıyor Iş-
te televızyon bağımlılannı pek hoşnut
bırakacak bır ış1
Onlarca televızyon ek-
ranından bır ımaj bombardımanına tutu-
luyor ızley ıcı. bunlann arasında Paık'ın.
Turkıye'ye ozgu bır ış tasarlamak ama-
cıyla onceden 'ısmarladığı' dansoz go-
runrulen de \ar Paık. Kore Savaşı konu-
sunda son derece duyarlı "Taksiye bin-
diğimde taksi şoförü Koreli olduğumu
öğrenince amcasının orada ölmiış oldu-
ğunu söy ledi bana. Kore'deölen Türk as-
kerlerinin savısı, hiç de azımsanacak öl-
çüde degil."
196O'lı yıllarda mühendıs arkadaşı
Shuya Abe ıle bırlıkte yaptıklan *vide-
os>Tithesizer'la aletı kullanabılen herke-
sın "bir Monet, bir Mondrian" yaratabı-
leceğını ortaya koyan. TV ekranının tu-
valın yennı alacağına (hatta bugun artık
aldığına)ınanan Nam June Paık. "enfor-
masyon sanarhr, sanat enformasyı>ndur,~
dıyor "Ekran"ı olağanustu bır elekrro-
nık-sanatsal sey ırlığe donuşturerek *tele-
vizyonekranı'nın bo\ unduruğundan kur-
taran Paık'ın televızyonla olan ılışkısı
salt haber alma duzeyınde "CNVden
önce hiç televizyon izlemiyordum. Ama
CNVi izliyorum. çünku tam bir enfor-
masvon delisiyim. Akşamlan televizyon
izJemem, çünku ay nı habeıieri ust uste \e-
riyorlar genelde. Bir de tele\iz\on o>le
komikbirşey kı insan ekranınbaşınaya-
pışıyor kalıyor. aynı şevlerı bırkaç kez iz-
liyor. Tele\izyonu değil ama haberleri iz-
lemeyiseviyorum.Bırdeşoyleduşunnıek
gerek: Entelektuel bir aile için, haber al-
ma açısından telev iz>onun oncesi >°ar, ga-
zeteler. Nani bu kişiler. gazete okumakla
televizyon izlemek arasında bir seçim
y apma şansına sahipler, ama diyelim bir
koylii için.dünvanın neresinde olursa ol-
sun, televizyondan önce enformasyon di-
ve bir şe> de yoktu. Tele>iz\on onun için
bu kadar gelişti. Şimdi Internet'in bu den-
li ilgi gormesinin nedeni de. insanlann
enformasyona ilk elden ulaşmak isteme-
si."
1974 yılında ıletışımde mesafe soru-
nunun ortadan kalkması. ABD'de her
kentı bırbınnebağlayacakbıragoluştu-
rulması ıçın "Electronic Super High-
wa> " duşuncesını ortaya atan \ e aynı dü-
şunceyı ABD Başkam Bill Clinton'ın
1992 seçım kampanyası ıçın yürüttuğu-
nu ıddıa edcn Nam june Paık'ın bu ha-
\alı zamanında"L'fakbirKoreli'ninen-
telektuel utopyası" olarak gorulse de go-
numuzde va\aş yavaş gerçekleşıyor ol-
ması\ la bırlıkte kımı yazarlann, "Voksa
Nam June Paik. ulusİararası eJektronik
iletışıminin peygamberi mi?" sorusunu
sormalanııa neden oldu
Şu "ekrantu>alinyerinia]acak~keha-
netıne gelınce. 1965 vılındaettığı bu la-
tı anımsaNarak. "Haklı çıktım," dıyor
Nam June Paık "Bilgisayar ekranlan-
nın içinde de bir tur sanat var. Bugun tu-
\ali kullanan, yalnızca sanatçılar. Oysa
dunyanın dort bir \anında bir surü insan
bilgi$a\aıia resim \apabili\or artık."
"Elektronik dada'nın babası" olarak
nıtelendınlen Paık'ı venıden geçmışe go-
rurelım dıyoruz Kendı geıivlığı. bugu-
nun genç sanatçiMiıın yaşadığı sorunla-
rı gundeme getırıyor. bu arada Paık. al-
çakgonullulukle "Bensanseseri bulun-
duğum konuma geldim." dıyor "Birin-
cisi. >ıl 1959'du \eo sırada bulunduğum
AlmamB'da pek yabancı sanatçı \oktu
ve Almanlar yabancı sanatçılara karşı
daha hoşgorülıh dü. İkincisi. kimsenin vi-
deodan haberi olmadığı bir donemde ben
\ideo sanatı \apı\ordum. ııstelik aletieri
alacak. muhendisleri tutacak param da
vardı. İ'çuncusu. o ortamda John Cage
ile tanıştım ki daha Cage unlü ounamış-
tı \e beni pek çok onemli isimle tanıştır-
dı."
Nam June Paık. Batı sanat sıstemının
katı dışlılen arasına böyle gırmış ama.
bugunun genç sanatçısı ıçın durumun bu
denlı kolay olmayacağını soyluyor Ona
gore. bır şeyı taklıt etmeden eleştırmen-
lenn ılgiMnı çekmek olanaksız oysa bır
ılgı uyandığı zaman da eleitırmenlerın
sanatçıyı taklıtçılıkle suçlayacağı daor-
tada Bu kısırdongu ıçınde. aykın sesle-
rın çıkmamasına ışaret ediyor.
Kore Bıenalı'yle İstanbul Bıenah'nı
kanjilaştıran Nam June Paık. butüretkın-
lıklerın tunzmle bırleşmesı sonucu daha
genış. kıtlelere ulaşabıleceğını soyluyor
Bıenalın uluslararası nıtelığınden ıse ol-
dukça hoşnut "Türkiyebienalioturtana
kadar bu tarz düzeniemeler en dogrusu.
L luslararası anlamda isim olan bir sa-
natçınm işiniTürki>e'>egetirmekkola\-
dır da. o sanatçıyı buraya getirmek kolay
degildir. Doğrusunu isterseniz, bu biena-
lin genel küratorü Rene Block olmasay-
dı. ben İstanbul'a gelmezdını."
Düşle gerçeğîn içinde yalnızbk...
DUYGU DLRGUN
"Yalnızlık çağımızın en utanç verici
hastahklanndan biri. Bundan kaçmak
için insan, hokkaba/lıklara \v hayallere
başMirur. Çocukluktan ergenlik çagına
geçerken. \aralarını kapatmak zayıflık-
lannı saklamak\c içgudulerinı bastırmak
için makyaj \apıp durur \e maskeden
farksız bir gorunum ortay a çıkar. Değil mi
ki. en güzel güller bile pislikten >«şerebi-
lir_." Theatrama Tıvatro Topluluğu yenı
oyunlan "Sırça Kumes/ Laura"yı boyle
tanımlıyor Tennessee \\ illiams ın yapıt-
lanndan bır derleme olan oyunu Fo\ Fun
Kültur Merkezı'nde sahnelıyortopluluk
Oyunu sahneye koyan A\şe Başkut'u.
"genel prova" oncesının heyecanının ya-
şandığı o gerılımlı atmosferde buluyo-
ruz Ba^kut oyunculanyla son derece ya-
kın. bır bakırha alı^ılmadık çızgıde bır
yonetmen Oyunculardan bınnın kostu-
mu uzennde kuçuk bır tamırat y apıyor
ekıbıne "zengin bir akşam yemeği" ıs-
marlayarak morallennı yükseltmeye ça-
lışıyor Oynnunu sahnelendığı mekanı-
nın ınsanın ıçını tıtreten soğuâundan. tek-
njk aksamalann yarattığı moralsızlıkten
eser kalmıyor boyle anlarda
~\\ illiams, riyatronun klasikleşmiş >a-
zarlanndanbiri. Fransa'datiyatrookudu-
ğum zamanlarda bulunduğum her okul-
da \\ illiams üzerine dersler \erilirdL Hâ-
lâdaöyle"dıyor Ba>kut Bugunedektam
anlamıyla hakkı \enlmemi!) bır oyun ya-
zan olarak tanımlıyor Uıllıams'ı Nede-
nınııseşoyleaçıklıyor '"Herşeyiuzaktan
elealan, cinsellik yönü kapalı. naif bir >a-
zar olarak gosterildLZaten kendisi de 'be-
nım oyunlanmı hiç kımse ıstedığımgıbı
sahneleyemedı" demiş zamanında.. lşte,
ben de onun bu ele alınmayan yonlerini
anlatmaya çalışıyorum" İçten ıçe taşıdı-
Theatrama, Tennessee U'illiams'ın yapıtlanndan deriediği "Sırça Kiimes /Laura" adlı ovunu \\şe Baskufun yönet-
menliğinde. Fo\ Fun Kühiir MerkezTndesahneliyor. (Fotoğraflar DE\'RI\1 BARAN)
ğı bır kaygı da var "Bu kadın T. Willi-
anıs'ı ne hale getirmiş diyecekkr biliyo-
rum" Bunarağmen. ıddıasından\azgeç-
meyeyana!;mıvorBaskut "Bizonu.onun
istediği gibi sahnelemeye çauşıyoruz."
Hayallen ve oyuncaklan ıle avunan
kımsesiz Laura. sınema dunyasının ya-
paylığını seçen Tom, yalnızlığını eskı
bevgılılennın hayallen ıle dolduran
Amanda ve aktor Jım'ın yaşamları ha-
yal gerçek kanşımı bır noktada kesışır
"Sırça Kümes" aıle ıçı ıletışımsızlığı.
toplumsal baskılann yol açtığı açlık ve
tatmınsızlığın yarattığı -.apmalan anlatı-
yor Başkut'un dev ışıyle Iletışımsızlık sa-
dece toplumun genelınde değil artık aıle
ıçensındedekendınıgostenyor\emsan-
lar gelışen teknoloıı. yukselen yaşam
standartlanyla bırlıkte yalnızlığıdaoğre-
nıyor Başkut un valnızlık deneyımının
onemli duraklanndan bın Fransa "22 vıl
Fransa'da vasadını. En başta valnızlığı
hissettim. Ilctisimsizlik. vabancıiık- Ama
bunu hissermck için artık o kadar uzağa
Z-1 Çizgi Film Atölyesi açılıyor
Kültûr Senisi - Yavuz Ozkan' ın
açtığı "Z-l Film AtöKesi"
bunyesınde. genç canlandırma
sınemacı adaylanna sağlam meslekj
bılgı aktarmak, bu bılgılen
uygulatmak. bu konuda dunyadakı
gehşmelen ızley ıp tanıtmak,
canlandırma sınemaMnın Turkıye'de
ve dünyada kendisinden soz edılebılır
bır sanat konumuna gelmesi, aynı
zamanda bır sektor oluşturması
savaşımında çağdaş bır bırıkımle yer
alabılmesine yol açabılmek amacıyla
kurulan "Z-l Çızgı Film Atolyesı"
Meral ve Cemal Erez yonetımınde.
haftada 40 saat, tam gun eğıtım
yapacak
Atolye, Her alanda olduğu gıbı kultür
ve sanat alanında da gerçekten
değerlı olanın yerını hızla
değersızlerın aldıgı bır ortamda. genç
canlandırma sınemacı adaylannın.
bır sınemacının sahıp olması gereken
bılgı ve bınkımlennı
sağlayabılmelenne olanak yaratmak
amacıyla kuruldu Atolye'de, çızgı
film ıçın Fransa, Çekoslo\akya,
Polonya ve Macanstan'dan. atölyenın
olanaklan elverdığı olçude ders ve
semıner ıçın elemanlann davet
edıimesı planlanıyor
Zl Çızgı Film Atolyesı ıçın
başvurular 21 Kasım 1995 tanhıne
kadar. Sıraselv ıler Caddesı.
Aslanyatağı Sokak. No 5. Cıhangır
adresıne, bır vesıkalık fotoğrafla
kabul edılecek Başvurular ıçın en az
lıse mezunu olmak tercıh edılecek
Atolye ıçın ogrencı seçımı ıkı
aşamalı bır sınav sonucunda
yapılacak
Adaylar. desen, çızgı ve yazılı olmak
uzere sınemasal anlatım sinavlanna
tabı tutulduktan sonra her ıkı
aşamada en y uksek notu tutturan on
kışı oğrencılığe. daha sonrakı be> kışı
ıse yedek oğrencılığe seçılecek
Desen ve sınemasal anlatım sınavı 22
kasım. mulakat 23 kasım gunu
gerçekleştınlecek. sonuçlar27 kasım
günu açıklanacak Çızgı Film
Atolyesı'nde eğıtım 4 aralık gunu
başlayacak
Haftada beş gun (40 saat) ders
venlecek olan Atolve'de
oğrencılerden ucret alınmayacak
Devam zorunluluğu olan. 5 ders ve
bır semınere katılmayan oğrencılenn
ılışkısının kesıleceğı atolyede
oğrencıler, canlandırma film uretım
aşamalarının her bınnde çalışacaklar.
bu sureç ıçınde canlandırma
sınemasının hangı dalında
uzmanla^acaklan belırlenecek
Canlandırma bolumu oğrencılen.
"Canlandırma Sineması
\tolyesi~derslenni Vahkonağı
Caddesı \kkırmanlı Sok3k, Nayır
Sıtesı No 3ü. Nışantaşı adresınde
Film Atolyesı ıle ortak sınema
derslennı ıse Sıraselv ıler Caddesı
Aslanyatağı Sokak. No 5'tekı film
atolyesınde gorecekler
Canlandırma Sineması Atolyesı'nde
dersler. senarvo-dıyalog. storyboard.
tıp yaratma, backround. layout
canlandırma renklendırme.
bılgısayar maddelenne gore
yapılacak oğrencıler oyunculuk
analızı senaryo yazım teknığı
montaj teknığı kamera, ışık. estetık.
sınema tanhı ->anat tarıhı derslennı
ıse Sınema Atolyesı'nde gorecekler
Oğrencılere ayrıca. ayda bır sanat,
sosyolop ve psikolojı uzerıne
semınerler ve her ay yapılacak
konuvla ılgılı uzmanlardan
semınerler venlecek
gitmeye gerek yok. Kskidcn Turkiye'ye
gelişlenmde. en se\diğim şev. laksive bi-
nıp şoförle sohbet etmekti. Artık bunu
yapmıvonım. Kimsedeyapmıyor" Wıl-
İıams ı sevme nedenlennden belkı de en
onemlısı. yalnızlığı ele alı> bıçımı "Zor
bir yaşamı olnıus. Zamanın değer yargn
lanna, toplum dışı olmay ı goze alarak kar-
şı çıkmış. Bu her sanatçının alması gere-
ken tavır aslında. En azından kendi değer-
lerini korumak için"
Genç bır oyuncu kadrosu ıle çalışan
Başkut. hem v onetıp hem oynamak zor-
layıcı olduğundan sahne gensınde kal-
mayıyeğlıyor Amatorruhtaşıyanınsan-
larla çalışıyor. bu bır bakıma yenı bır tı-
vatro olmanın kaçınılmaz sonucu
"Yorucu bir oyun~ Çunku maddı ve
manevı anlamda Başkut'u yoruyor Ge-
rek. uç yıldır bırlıkte çalıştığı ekıpten
kopmalar gerekse. bu y ıla dek alınama-
yan dev let desteğı. bu yorgunluğun baş-
lıca nedenlen Ama artık onlar da devlet-
ten ve kımı ozel kurumlardan destek alı-
yorlar "Buradadeğişikbirşeyleryapıyo-
ru/. Seyirci komedi beklh or diye komedi
yapmak değil, denenmemiş oİanı dene-
mek istiyoruz*' dıyen Başkut. seyırcının
ılgısını sorunca bıraz kırgın bır gülümse-
meyle seyırcının alıştığı bıldığı oyunla-
n yeğledığını soyluyor "Neyapalun,se-
yirci henüz bizi tanımıvor. İnsan tanıma-
dığı şeyden çekinirelbette" Her ne kadar
geçen yılın sayısını asamazlarsa tıyatro-
yu bırakacağını soy lese de bu karardan
çabuk donuyor Başkut "Bıraz delı bır
yaşam benımkısı Her yıl tıyatroyu bıra-
kacağim dıyorum ama insan tutkusunu
kolay kolay bırakamıyor Hele bu tutku
ınsanın 20 yılını kapsıyorsa"
Başkut un tıyatToya ılışkın en buyuk
hedefı. halka ulaşmak Tıyatroya gıden
kesımın toplumun egıtımlı. sevıyelı, dar
bır kıtle olduğunu soyleyen sanatçı, "Pe-
ki ya halk nerede" dıyor "Tiyatro insa-
nın vaşamının bir parçası olmalı. İlkokul-
dan hatta anaokuldan başlayarak insan-
lara tiyatro anlarjlmalı" Haİk dedıgımız
ve bızım de bırparçası olduğumuz o ge-
nış kıtlenın tıyatroyla bagının guçlendı-
nlmesı ıçın y ığınla projesı var "Tiyatro
elit bir kesim için değiL halk için olmalı.
Halkın anlayacağı bir dil de var ve bu di-
li kullanmak gerek. Bunun için, hastane-
lerde. hapishanelerde de sahneleyeceğim
Laura"yı" İnsan yaşammın bunca ıçın-
dekı tıyatronun dılı daha yalın olmalı
Başkut'a gore Bunu bır olçude başardı-
ğını da anlatıyor "Geçen yıl bir izleyki
aradı. Telefonun öbiır ucundan kızgın bir
ses, 'Ayşe hanım. 100 bın lıramı çope at-
tım' diyor. Oyunculanmdan birini sokak-
ta görmuş. "Sokakta nasıl konuşuyorsa
sahnede de oyle konuşuyor. boyle şey
olur mu" demek için aramış. 'Amacıma
ulaşmişim oyleyse' dedün çiınkü oyun-
culanmın abartılu gerçek dışı bir iıslup
kulanmasına karşıyım" Başkut, tıyatro-
yaşam-ınsanılışkılenndeuzunzamandır
varmak ıstedığı noktaya bır olçude ulaş-
mış Nasıl mı9
Yaşamı boyunca tiyatro
nedır gormemış bır insan. bebeğmın ba-
kıcısı "Laura"nın provalannın en sadık
ızley ıcısı artık
Arıburnu
Odülleri
7 yaşında |
Kültür Senisi - Orhon Murat Anburnu anısına dü-j
zenlenen geleneksel Anbumu Odüllen'nın bu yıl ye^
dıncısı venlecek
Oktav Akbal, AbdülkadirBudak-Turgay FtşekçuKe-
malÖzerve Hilnıi^avuz unseçıcı olduğu şıırkıtabı da-
lında odul 10 Nısan 1995'ten sonra vayımlanan şıır kı-
taplanna venlecek
Oğuzhan Akay. Huseyin Alemdar, Ali Asker Barut.
Gultekin Emre ve En>er Ercan'dan oluşan seçıcı kurul
ıse yayımlanmamış şıır kıtabı dalında kıtap butunluğü
taşıyan dosyalan değerlendırecek
Ilkı bu yıl venlecek olan uzun metrajlı film dalı seçı-
cı kurulu Perihan Sa\aş, Cemal Şan, Meral Oğuz, Zuhal
Olcay ve ZekiOkten seçıcılığınde 1995 yapımı fılmler-
den uçunu "En İyi Lzun Metrajb Film", "\ ümazZafer
En İyi Film Juri Özel Odulu" ve "Kadir Savun En İyi
Film Jüri Özel Ödülu" ıle odullendırecek
Kıse metrajlı film dalının seçıcı kurulu Tank Akan,
Tunç Başaran. Cevat Çapan. Şerif Sezer ve Atıf \ ıl-
maz'dan oluşuvor Odul, 30 dakıkadan uzun olmayaır
fılmlere venlecek SerapAksoy, İbrahim Karaoğlu, Vla-
citKoper.OrhanOğuzve Na^uzÖzkan'dan oluşan uzun
metrajlı fılmoykusu
seçıcı kurulu da sı-
nematografık ozel-
lıkler taşıyan ve beş
sayfadan uzun olma-
yacak oykülen de-
ğerlendırecek
18x24 ölçulenn-
den kuçuk olmyan
sıyah-beyaz baskıla-
nn vanşacağı totoğ-
rafdalının seçıcı ku-
rulu Merih Akoğlu,
Şahin Alparslan. RH
za Baloğlu, Murat
Duzgunoğlu ve Gül
Ezenden oluşuvor
Son katıhm tanhı
lOMart 1996 olarak
belırlenen Anburnu
Ödüllen'ne katıl-
mak ısteyenler ya-
pıtlannı (uzun met-
rajlı film ve kısa
metrajlı film dallan harıç) bır totoğraf ve yaşamoyku-
lem le bırlıkte. 7 nushaolarak "AnburnuÖdüUeri.Âhu-
dudu Sokak, No: 27 Daire: 3. Beyoğlu 80060 İstanbul"
adresıne gondermelen gerekıyor Daha genış bılgı ıçın
(0-212) 251 29 61 nolu telefona başvurulabılır
Yüzyılın son genç
kuşağına adanan sergi
Kultur Senisi - Balkan Naci İslimyeli nın "Suç' adlı ser-T
gısı Yapı Kreçjı l'Çazırrj Tjjkent Sa^jat Galensı'nde ?1Jca4
sımda açılıyor . . . j
Ikı bolumden oluşan sergının bır bölumunü Balkan Na-
cı tslımyeh'nın geçen bahar aylannda Amerıka'dagerçek-
leştırdığı kışısel sergının venıden duzenlenmış urunlerın-
denoluşuyor Dığerbolumse. sanatçının avnı kavramınde-
vamı olan dığer çalışmaları Sanatçının bu sergıler nede-
nıvle hazırladıgı kıtapsa ayn bır sergı nıtelığınde
Suç adını taşıy an bu ıkı verlestırmede. galen mekânı. ya-
şadığımız yüzyılın buvuk ınsanlık suçlarının belgelenvle
saklandığı bırarşıv
aianına donuşturu-
lüyor Suçkavramı-
nın açıldığı, suçlu-
lann \ekurbanlann
bakışıklı konumla-
nnın degıştınldığı
ve derınleştınldıgı
yerleştırme bırey-
sel ve toplumsal bır
sorgulama nıtelı-
ğınde
Busergısınıyuz-
yılın son genç ku-
şağına adayan Bal-
kan Nacı islimyeli.
1947 yılında Âda-
pazan'nda doğdu
1968'de gırdıgı
Devlet Tatbıkı Gü-
zel Sanatlar Yuk-
sek Okulu Resım
B o l u m u ' n d e n
1972'de mezun ol-
du Kuruma. 1973
yılında asıstan ola-
rak kabul edıldı
19^5'te AviKtur-
ya'nın Salzburg kentınde taşbaskı çalışmalan yaptı 1980-
81'de ttalyan hûkumetının bursuvla Floransa Güzel Sanat-
lar Akademısı nde resım çalıştı 1983 te sanafta yeteriılık
dıploması alan sanatçı. I986'da resım bolumu doçentı ol-
du 1989'de Nevv York'ta çağdaş sanat uzerıne araştırma-,
lar yaptı 1991 "de Fullbnght araştınna bursunu kazanarak
Nevv Vork Ünıversitesi Guzel Sanatlar Fakultesı'nde sanat
çalışmalannı surdurdu 1995'teHartfordTnnıty Kolejı'nın
davetıyle bu unıverbitede konuk ^anatçı olarak çalıştı
1991 "den başlayarak otuzun uzennde kışısel sergı gerçek-
leştıren Prof İslimyeli. Marmara L'nıversnesı GüzetSanat-
lar Fakûltesı ndekı öğretım uyelığı gorevını ve sanat çalış-
malann surdurmektedır
mİFSAK
11. ISTAJNBLL FOTOĞR4F GL^LERt
SEYlT ALt AK "USTALARDAN XI"
Benı yurtdışında çalışan Turk fotoğratçılarının
yapıtlannı derlemeye ıten nedenlenn başında. koklen
doğduklan toprakta, kollan goğe yukselmeye çalışan
bu ınsanların ne tur ışler urettıklen. "ınsancıl ve
evrensel" olma duşuncesıne nasıl ulaştıklan sorusuna
bır yanıt bulma duşuncesı gelmektedır
YURTDIŞINDA ÇALIŞAN TLRK
FOTOĞR.AFÇILAR1 SERGİSİ
(Devlet Güzel Sanatlar Galerisi, İstiklal Caddesi.
17-29 Kasım 1995)