25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3 AĞUSTOS1994 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 Sanatçıhep \eııilikpeşinde EVtNtLYASOĞLU Müzik dünyasının konser dinleyicileri yaz tatiline girse de sanatçılar mesleklerini canlı tutmak için hep yenilik peşinde, hep çalışmak, ileriye yöneh'k bır şeyler yapmak zorunda. Hani orkestra şeflerinin ne- den uzun yaşadıklan soruldu- ğunda. her zarnan ileriye yöne- lik sözler verdiklerinden, en aa- ndan üç-beş yıl ötesini plan- lamak zorunda olduklanndan diye rivayet olunur ya! Yalnız orkestra şefleri değil. en gencinden en olgununa ka- dar, her sanatçı gündemde ka- labilmek için kendini yenile- mek, konserler peşinde koşmak ve yaşam biçimini sanatının yö- nüne göre şekillendirmek duru- munda. Gençler yanşmalara hazırla- nıyor. olgunlar yeni dağarak yapıyor. plak dolduruyor. Yet- miş milyonluk ülkemize göre çok az şayıda sanatçı yetiştiri- yoruz. Üstelik yetişenlerden de kaç tanesi dünya ölçütlerinin niteliklerini taşıyor? Şu sıcak yaz günlerinde bazı sanatçılan- mızın son etkinliklerine ait bize ulaşan haberlerden bir derleme yapahm dedik. Gürer Aykal ve 4 CD Şef Gürer Aykal'ın yönettigi 4 compact disc birden geçti eli- mize. Uçü UPR Production di- zisinden. Hiçbir yabancı plak fırmasının kalitesinden ayırt edemeyeceğiniz yapımlar. Ses dengesi, ses dolgunluğu, pınl pınl kaydıyla artık bizim de dünya piyasalanna sunabilecek CD'lerimiz olması kıvanç veri- ci. Gürer AykaJ yönetimindeki bu CD'lerde solistler Suna Kan ile Ruşen Güneş Ve Mozartın yapıtlanndan oluşuyor: l'den 5'e kadar keman konçertolan. Mi be- mol Majör Senfoni Konsertant; Sol Majör ve Si bemol Majör keman- viyoladuo'su. Bu CD'lerin bir özelliği de Ankara Oda Orkestrası'nın yeniden sanat ya- şamımıza dönüşünü müjdelemesi. "UPR Classks DüasTnin daha önce Ayşegül Sanca solistliğindeki Mozart konçertolannı da sayarsak, Mozart külliyatı ile plak kütüphanenizi zen- ginleştirebilirsiniz. Gürer Aykal yönetimindeki bır baş- ka CD de GülsinOnay'ın solistliğinde, Schwann-Koch Company prodüksi- yonu olarak piyasaya çıkan Saygun'- Güher ve Süher Pekinerin (üstte) yaşamöyküsü filme alınıyor. Howard Griffiths. (solda)Türk bestecilerinden oluşanbirdiziCD çalışması yaptı. Bu CD'lerden birinin solistleri arasında Şefıka Kutluer (sağda)de var. un 2. piyano konçertosu. Aykal. İstan- bul Festivali'nin kapanış konserini yö- nettikten sonra New York'ta Suna Kan ile yaz festivaline katıhyor. Ardı- ndan Bloomington, Indiana'da bir konser yönetip, sürekü sanat yönet- menliğini yaptığı Teksas eyaletinin El Paso kentindeki orkestrasına gidiyor. OrkestraJar yaz aylannda kendilerini yenilediklerinden. iç sınavlar ve dış sı- navlarla üyeleri gözden geçirecek.. PekineUer iki yıl kadar aktif sanat yaşamlanna ara verdiler. Yani iki yıl konser sahnelerinden kendilerini çe- kip dinlenmeye alıyorlar. Yirmi yıl hiç durmadan çalan sanatçılar için da- ğarcık yenileme, stresten kurtulma ve daha güçlü bir döneme girebilmck için gerekli bir aralık. Şu sıralarda yaşam öyküleri Alman WDR ve Fransız- Alman ortak kanalı olan ARTE"nin işbirliği ile filme alınmakta. Sanatçılann çocukluğunun geçtiği, eğitimlerini yaptıklan ve konser kari- yerlerini sürdürdükleri kentlerde çe- kimler yapıldı. Böylece dinlenceye aynlan zamanın birkaç ayı yine çalışa- rak geçti. Howard Griffiths, Zürich Oda Or- kestrası'na birinci konuk şef olarak atanmış. Ülkemizdeki orkestralann da başlıca konuk şeflerinden biri olan Griffiths, Northern Sinfonia ile Türk bestecilerinden oluşan bir dizi com- pact disc çalışmasını henüz tamam- ladı. Saygun, Rey, Kodallı, Erkin ve Tanç"ın yapıtlanrdan oluşan CD. sonbaharda Schvvann Koch firma- şından piyasaya çıkacak. Griffiths. İngiliz Oda Orİcestrası. Kraliyet Filar- moni, Varşova Filarmoni, Basel Sen- foni ve Zürich Tonhalle Orkestrdsı'nın da konuk şeflığini yapmakta. Howard Griffitlîs'in >önetımindekı "Pan Classics"ten piyasaya çıkan yenı bir CD'nin solistleri arasında flütçü- müz Şefika Kutluer dc var. Franz Vin- cenz Krommer'in (1831-1959) hiç tanı- nmamış bir yapıtını, Op. 70 Konsertant Senfonisi'ni gün >üzüne çıkarmışlar. Dimitri Ashkenazy'nin klarneti; Kamil- la Schatz'ın kemanı ve Şefıka Kutluer'in flütü bu yapıtın so- listleri. İngiliz Northern Sinfo- nia topluluğunun eşliğindekı CD'nin diğeryapıtı iseyine Ho- ward Griffiths yönetimindeki Krommer'in Op. 36 Klarnel Konçertosu. Solist ise ünlü piyanist Vladi- mir Ashkenazy'nin oğlu Dimitri Ashkenazy. Krommer, Mozart döneminden klasik karakterde bir besteci. Ve Brahms gıbi ken- dinden sonra pek çok besteciyi etkilemiş bir gizli kahraman. Ritmik, neşeli. coşkulu ve iyi sanatçılardan örülmüş sıcacık bir dcmet. Baştan sona lezzetle dinlenen bir CD. İki genç piyanist İki genç piyanistten söz et- mek istiyorum: Özgûr Ayduı ve Ilgın Aka. Özgür Aydm (1972) GPA Dublın Uluslararası Piyano yanşmasında 200 kişi arasından ilk 12'ye seçilerek yan finale gjrme şansını elde et- miş. Irish Times'da çıkan yazı- larda Özgür'ün "bilge yonımu" ö%ülüyor. Daha önce Peter Ka- tin ile çalışan genç sanatpmız, halen Almanya'da ünlü eğitim- ci Karl-Heinz Kammerling ile bir başka yanşmaya hazırlan- makta; Ekim ayında VVeimar'- da yapılacak Liszt yanşmasına katılacak. Ilgın Aka (1969). Fllbright burslusu olarak 1993'ten beri New York'ta, The Juilliard School master programında Prof. Kapünsky ile çalışıyor. Daha önce 1990'da Salzburg Mozarteum Yaz Kurslan'nda Avusturya hükümetinin burs- lusu olarak Prof. Kontarsky- njn öğrencisi olmuş; 1992-93 yılında İngiliz hükümetinin bursu ile Londra'da Guildhall School of Music and Drama'nın İleri Solo Çalışmalan programında Prof. Berkowitz ile çalışmıştı. Müzik dalında Fullbright bursu kazanmak için sanatçının ger- çekten parlak bir kariyer vaat etmesi gerek. Şu sıralarda Ilgın Aka, Nisan 1995'te vereceği halka açık mezuniyet resitali için yoğun bir hazırlık içinde. Gerek Ozgür Aydın, gerekse Ilgın Aka. yannlarda adlanndan çok söz et- tirecek yeteneklı Türk piyanistlerin- den. Umanz yenı kuşaklar. sınırlanmızın ötesinde daha çok sesi- mizi vükseltirler. Ozdemir'inkaçınabahan? NİLGÜNTOPTAŞ "Londra Filarmoni Orkestrası Ravi Şankar'ın si- tar koncertosunu çalıyor. Bu eser Münir Nurettin'in 'Dönülmez Akşanun Uflvundayım'ının yanuıda be- şinci sınıf bir müziktir. Ama onlar çaldınyor biz çaldıramıyoruz" Türk müziğjnin 35 yıllık emektan Özdemir Erdoğan isyanını boyle dile getinyor ve en büyük idealinin Türk müziğini bir gün New York Filarmoni Orkestrasf na caldırmak olduğunu söy- lüy;or. Özdemir Erdoğan'm Türk müziğine dair büyük iddialan da var. Batı müziğinin artık bittiğini tıkandığını belirten sanatçı "Dünya müziğini Türk musikisi kurtaracak" diyor. Özdemir Erdoğan'la Türk müziğinin bugünkü durumu, geleceği ve yeni kaseti üzerine konuştuk. - Yeni kasetinizin kapağmda Türk müziğini cağ- daş piatformlara taşuna idealinden sözediyorsumız. Bunu açar mısuuz? Türkıye Cumhuriyeti kurulurken Türk müziği alanında baa yanlışlar yapılmış. Bu yanhşlardan biri de kendi kültürümüzü kenara iterek Baü'yla kültürel angajmana giril- mesi. Dünyada köklerini ve kültürünü inkar ederek uluslararası platformda saygın bir yer edinen ülke yok. Bu büyük yanlışlık ve içinde bulunduğumuz kargaşanın temelleri o gün aülmış. Evrim kesilmiş. Türk müziği normal geliş- me süreci birdenbire otuz senelik kesintiye uğramış. Bundan sonra tekrar toparlanmak, 50'lerden itibaren, TRT'de Türk müziğine konan yasaklar kaldınlmış. Bunun dı- şında başka olumsuz et- kenJer de var. Batı Türki- ye'yi kendine çekmek isti- yor. Doğuyla ve Müslü- manlıkla ilgili bir sürü geleneksel bağlanulanmız var. Bütün bunlan yıkıp da yeni bir senteze ulaşa- bilmek öyle kolay bir iş değil. Demokratik ve cağ- daş ülke olma yolundâ ilerlerken herkes gibi sa- natçı da kendi üzerine düşen görevi iyi yapmalı. Sadece halkının güncel ve zayıf yanlann bulup bu yönleri akıllıca ve zekice veya kumazca bir ara- ya getirerek popülizm yapmak gerçek sanatçılıkla bağdaşır bir şey değil. - Peki Türk müziği denince neyi anlamalıyız ? Bizde de dünyada olduğu gibi halk ozanlannın bağlamalanyla, gitarlanyla yaptıklan müzik var. bır de Türk sanat müziği denen saray müziği. Ne- reden gelmişür Bizans'tan. Fatih'le gelmiştir. Os- rnanlı tebası içindeki Rum, Yahudi, Ermeni sa- natcılarca da oturtulmuş. Zaten şöyle bir kökenine baktığınızda bunlann belirtisini çokça görürsünüz. Mesela kanundaki komalı mandailan çakan usta Ermeni, bu çok ilginç bir durum. Asya'dan Anado- lu'ya gelen bağlama iki tellidir. Daha sonra Mezopotamya, Doğu Anadolu ve Kafkasya'daki kültürlerle etkileşerek bugünkü ha- üne ahnıştır. Bu tarihi çok iyi bilmemiz ve hiç kork- madan da itiraf etmemiz lazım. Biz bu kültürlerin tnirasçısıyız ve bundan da gurur duymalıyız. Ame- rikan kültürü de dışandan gelen insanlann getirdi- Yeni kasetim 'Türk Müziği Yorumlan'nda yapmak istediğim, Türk musikisi dinleyenlere, meraklılara bu bas kulağını ve koymuş olduğum gizli akorlan önce yedirmek. Batı müziği sevenler arkadaki gizli akorlardan etkilenecektir. ği kültürdür ama bundan gocunmuyorlar. 'Bimen Şen niye Yahudi asıllıdır, Yorgo Bacanos niye Rum asıllıdır, Udi Hırant niye Ermeni asıllıdır?' gibi kompleks duymuyorlar. Bundan korkma- malıyız. - Yeni kasetiniz Türk müziğini cağdaş platforma taşıma ideah'ne nasıi katkıda bulunacak? Yapmak istediğim, Türk musikisi dinleyenlere, meraklılara bu bas kulağını ve koymuş olduğum gizli akorlan önce yedirmek. Batı müziği sevenler arkadaki gizli akorlardan etkilenecektir. Türk mu- sikisi çevrelerinden onay almam lazımdı.Yaptığım işin mutlaka birçok eksiği. yanlışı vardır ama önce bu müziği en güzel yorumlayan birini, mesela Mü- nir Nurettin'i koyun dinlevin sonra da benim kase- timi dinlevin "Özdemir Erdoğan iyi bir iş yapmış' di- yeceksiniz. Benim en büyük idealim New York Fi- larmoni Orkestrası'na bu müziği caldırmak. Dün- yada birçok sanatçı modal (makamsal, oryantal) müzığe yaklaşacak, bundan kaçış yoktur. Dünya müziğini Türk musikisi kurtaracak. - Hedeflerüıize ulaşmak için neter yapacaksınız? Bu kasetin ardından Türk halk müziği çalışması gelecek. O kasette de Ege türkülen, 'Drama Köprü- sü', Malatya. Sıvas türküle- ri yer alacak. Halk müziği yorumlanmdan sonra be- nim kendi bestelerim gele- cek. Ben otuz beş yıldır mü- ziğin içindeyim ve Türki- ye'deki melodi zenginlikle- rini gördükçe hayretler içinde kalıyorum. - 701erde aranjmanlar yapıldı, bir kargaşa yaşandı ama iyi sanatçılar çıktı. Gü- niimüzdeki kargaşadan da iyi şeyler çıkabilir mi? Tabii ancak bizde her şey enflasyonist. Şimdi ortalık Tarkan'dan geçilmiyor. Herkes üstüne saldırdı ço- cuğun. Bu çocuklann ken- dilerini ve performanslannı korumalan laam. Geri kalmış ülkelerin gerçeği bu. Ya ilahlaştınrlar ya da yerin dibine batınr öldürüler. İkisinin ortası yok. - Türk popunun son çıkışını nasıl yonımluyorsu- mız? Türk popu patladı diyorlar. Ekonomik açıdan doğru olabilir bu. Ama 'Gipsy Kings' melodilerini ya da Rum, Ermeni folklörünü, Rembetiko mü- ziğini, Arap müziğini. Romen. Bulgar gibi komşu etnik müzikleri çıkanrsak geriye özgün yüzde yirmi ya kahr ya kalmaz. Geçen gün Zülfu Ljvancli'nin çok güzel bir yazısı vardı. 'Dağ Başını Duman Almış'tan başlayarak, 'Bir Başkadır Benim Memleketim'e dış kökenli mü- zikleri yazıyor. Bir iddiaya göre ülkücülerin kendi- lerine şiar edindikleri 'Çırpuurdı Karadeniz' Ermeni folkloründen alınmış. Acaba şimdi Mehmet Ali Yılmaz silahını hangi müzik eşliğinde patlatacak... - Sizin dönemini/den mü/isyenlerin çoğu köşesüıe çekildi. Siz ise ilginç bir çizgi izle>erek bugüne geldi- niz. Çok önemli iddialarla işe koyuluyorsunuz.. Ben iyi bır satrancçıyım, sadece günü kurtarma çabasında değilim. Uzun vadeli oynayan biriyim. Bazı karizmatik yerlerden geçmiş olmalıyım, ma- kamsal müziği tanımalıyım. Müzisyen adam dev- rimci, ufku geniş insandır ve inançlan uğruna her- şeye razıdır. Ben herşeyimi kaybetmeye raayım. Özdemir Erdoğan 'ın en büyük ideali Türk müziğini bir gün New York Filarmoni Orkestrası'na caldırmak. Batı müziğinin artık bittiğini belirten sanatçı, 'Dünya müziğini Türk musikisi kurtaracak' diyor. (Fotoğraf: "DEVRIM BARAN) 'Nibelungen luzügu Bayreuth Festivalinde Kültür Senisi - Bayreuth Festivali bu yıl Richard VVagner'in "Parcifar operası ile açıldı. VVagner'in "Der Ring des Nibelungen-Nibelungen Yüzüğü" operasının festival çerçevesinde bu yıl bir kez daha sahnelenecek olması nedeniyle bütün dikkatler Bayreuth Festivali'ne çev rildi. Daha önceki üç prodüksiyondan ikisi (biri 70'li yıllarda Patrice Chereau, diğeri 80'li yıllarda Harry Kupfer tarafından sahneye konmuştu) öncü niteliğinde. çok başanlı prodüksi- yonlardı. Bu nedenle kentin kuruluşunun 800. yıldönümünde Bayreuth Festivali'nin geçmişteki başanlannı yineleyip yineleyemeyeceği merakla bekleniyor. "Nibehıngen Yüzüğü"nü sahneye koyma görevini bu kez Alman yönetmen Alfred Kirchner ile Ne\\ York MetropolKan Operası'nın şefi James Levine üstlendi. Operamn dekor ve kostümleri ise Gudnın Müller (sahneadı Rosalie) tarafından hazırlanıyor. Rosalie. daha önce Kirchner ile iki kezçalıştı. Geçen yıl Berlin Senatosu ta- rafından kapatılana kadar SchillerTiyatrosu'nun yöneticiliğini yürüten Kirchner, daha çok sözlü tiyatroyla ilgilendi. Ancak daha önce 16 opera yönetti. Bu prodüksiyonlar, içer- dikleri güçlü. bazen gerçeküstücü dekor öğeleri ve keskin psikolojik gözlemlerle dikkatçekti. Levine ise "geleneksellikten yana" olarak tanınıyor. Birkaç yıl önce Bayreuth'ta geleneksel olmayan "Parcifal"i yüzünden Götz Friedrich ile ilişkişini kesmişti. Bu nedenle Kirchner-Le\ine işbirliğine "her an patlamaya hazır bir ortaklık" gözüyle bakıhyor. Ancak Kirchner, Levine'le uyumlu bir işbirliği içinde olduklannı belirtiyor. VVagner'in "Rheingoid-Ren Altuu" operası da festival çerçevesinde sergilenecek. DÜŞtNCEYE SAYGI MEMET FUAT Çocuklar İçin Felsefe Felsefenin ortaöğretim kurumlarından dışarı itilmeye çalışıldığı bir dönemde, çocuklar için felsefeden söz edilmesi ne güzel... Türkiye Felsefe Kurumu'nda felsefeyi yedi yaşındaki çocuklara kadar indirmek amacıyla kurulan 'Çocuklar İçin Felsefe Birimi' olumlu bir etkinlik içinde görünüyor. Demek ki, yalnız ortaöğretim kurumlarında değil, ilköğ- retim kurumlarında bile çocuklara düşünme alışkanlığı kazandırma yolunda çaba gösterilecek. Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu'na bağlı çocuk yuvalarının öğretmenlerine de 'Çocuklar için fel- sefe' kursları açılacağı söylendiğine göre, soru sorma- nın en büyük ustalarma, 'merak böceği' ufaklıklara ka- dar gidecek bu iş... Umutlanıyor insan: Eğitimin üstüne kara bir duman gi- bi çöken ezbercilik aşılıp aklını kullanan, bilgi edinmeyi, yaşamı eleştirip değerlendirmeyi bilen çocuklar, genç- ler, büyükler yetişirse... Düşünen insanlar... Aslında bu herşeyin çözümüdür... Uyruklarını karanlığa doğru iten, yolundan saptırılmış bir devlete karşı sivil toplum kurumlarının böyle diren- mesi bir gereksinimin sonucu... Ne diyor şair: "Bütün karanlığı versem size giden geceyi durdura- mazsınız." Kurslar, yaz okulları, felsefe kulüpleri, felsefe olimpi- yatları... Düşünceye engel olunabileceğini hiç sanmıyorum. Düşünmeden. sorular sormadan yaşayamaz insanoğlu. Bir kapı kapatılırsa, başka bir kapı açılır... Atalardan kalma hazır yanıtlarla yıllar yılı işi götüre- mezsiniz. özgür düşünceyi bastırma yolunda, 'beyinyı- kama' yöntemi, çıkarlara denk düştüğünde bile, uzun süre başanlı olamaz... Nedir felsefe? Bir ansiklopedi tanımını okuyalım: "Varhk,anlam ve nelik sorunlarının eleştirelbir yakla- şımla araştınlmasına ve varılan sonuçlarm dizgeli bir biçimde ortaya konmasına yönelik düşünsel etkinlik." Aslında felsefe yaşamın eşiğindeki çocuğun bitmez tükenmez sorularına başlamasıyla filizleniyor... Kısacası, felsefe soru sorma sanatı... Ama tanımın içinde 'eleştirel' gibi 'dizgeli' gibi söz- cükler de var. 'Eleştirel', yani kuşkucu, araştırıcı, açıklayıcı, yargıla- yıcı, değerlendirici... 'Dizgeli', yani belli ilkelere, kurallara uyan, tutarlı, dü- zenli... Felsefeye ancak insanları kendilerine kul etmek iste- yenler karşı olabilir. Başka bir söyleyişle: Insanagüven- meyenler, insanı aşağılayanlar... Felsefe önceleri bilimsel düşüncenin de yol açıcısı ol- muş. Sonra uzun bir süre dinlerle el ele yürümüş. Röne- sans'tan buyana ise bağımsızlığı seçip çok çeşitli alan- lara yayılmış... Felsefe, bilimler gibi, kesinsonuçlar, kanıtlanabilirbil- giler vermiyor, ama düşüncenin ulaşabileceği herşeyi sorguluyor. Aklın süzgecinden geçirmeden hiçbir inan- ca boyun eğmiyor. Felsefe insan oluşun saygınltğı... Devletin lise son sınıflarıyla, kimi üniversitelerde bu- lunan, kimilerınde bulunmayan felsefe bölümlerıne sı- kıştırmak istediği felsefe eğitiminin, kanımca. başköşe- ye oturtulması gerekir. Çağdaş dünyada uygarca yaşamak isteyen bir ulu- sun, demokrasiye, insan haklarına ulaşması, uluslara- rası barışa katkıda bulunabilmesi özgür düşünme alış- kanlığı edinmesine bağlıdır. Türkiye Felsefe Kurumu'nun bu son derece önemli gi- rişimi çağdaşlığı savunan bütün kuruluşlarca desteklen- melidir... Doruk Yayınlan'ndan iki şîir kitabı • Kültür Senisi - Doruk Yayınlan. Zerrin Taşpınar'ın " Anılarda Şimdi" ile Vey sel Çolak'ın " Buz ve Ateş" adlı şiir kitaplannı yayımladı. "Bir Ardıç Kuşuyum Ben" adlı ilk şıir kitabı 1992'deyayımlanan Zerrin Taşpınar'ın "Anılarda Şimdi" adh yeni kitabında 29 şıiri yer alıy or. Taşpınar. şiirlerinde, kadın duyarlığı ve zaman zaman çoksesli söy lemiy le. çocukluğu. gençliği. aşklan ve aynlıklan. sevinçleri ve hüzünleri ile yaşamın kaybolmayan sesini duyurmaya çabalıyor. 1978'den bu yana "Terin Yaktığı Bir Yaradan". "Sen Balık mısın?", "Günlerin Yağmurunda". "Aşkolsun". "Fotoğraf Arkalıklan". "Ötesi Var". "Ölüler Diyaloğu" ve "Umut Aşktadır" adlı 8 şiir kitabı yayımlanan Çolak'ın yeni yapıtı "Buz ve Ateş"te, yalnızlık-aşk-aynlık üçgeni içinde kendisini sorguladığı dizeler yer alıyor. Belçika'dan Türkiye'ye ithal festival Kültür Senisi - Belçika'da iki ve üçer yıllık dönemlerle düzenlenen Europalia Festivali'nin 1996 yılında Türkiye'de düzcnlcnjnesi için y ürütülen çahşmalar sonuçlanma aşamasına geldi. Europalia Festivali ile ilgili sergiler, etkinlikler ve yapılacak hazırlıklann hız kazandığı. bu konuda Belçika'da bulunan Europalia Vakfı yöneticileriyle görüşmelerin son aşamaya geldiği bildirildi. Festivalin 1996 yılında Türkiye'de gerçekİeşmesiyle. Türk kültür ve sanatının başta Belçika olmak üzere. Batı Av rupa ülkelerindeetkili tanıtımı yapılacak. Festival etkinlikleri Belçika vediğer ülkelerin radyo \e televizyonlan araalığıyla tüm Avrupa'ya ulaşacak. Türkiye'nin her türlü tanıtımının gerçekleşeceği festivalin toplam maliyetinin 50milyondolarolacağı hesaplandı. Maliyetinin yüzde 60"ı Belçika hükümeti. Avrupa Konseyi ve AT tarafından karşılanacak. Türkiye. organizasyonu kabul ederse20milyondo!arödeyecek. Kültür Bakanlığıbu tutann" ödenmesi için ilk etapta özel sektörden yardım istedi. Sanatçılardan SSK'ye çağn ANKARA (AA) - M üzik ve sahne sanatçılan, birçok işyerinde sigortasızçalıştınldıklannı belirterek. SSK'ye bu konuda denctlemeyapması çağnsında bulundu. Müzik ve Sahne Sanatçılan Sendikası'nca SSK Genel Müdürlüğü'ne gönderilen yazıda, örgütlerinin Ankara'da faaliyet gösteren eğlence işyerlerinde çalışan çok sayıda sanatçıyı bünyesindc topladığı belirtilerek. Üyelerin sosyal güvenlik sorunlannın çözümü için çaba gösterdikleri vurgulandı. Ancak işverenlcr • nezdinde yapılan tüm girişimlere karşın. Ankara'daki işyerlerinin tamamına yakın bölümünde sendika üyelerinin sigortasızçalıştınlmasının sürdüğü ifadeedilen yazıda. bunun gerek SSK ve gerekse üyeleri açısından büyük kayıplara yol açtığına dikkat çekildi. Yazıda. Ankara'da faaliyet gösteren gazino. pavyon. bar. restoran ve gece klübü gibi eğlence işyerlerinin SSK tarafından denetlenmesi istendi. Halençemi Höyüğö'ndeki kazılap • BATM AN (AA) - Batman'ın Kozluk İlçesi Kaletepe Köyü yakınlannda bulunan Halençemi Höyüğü'ndeki kazılann bu yılki bölümüekipteçalışanlann tifovesıtmayayakalanmalan nedeniyle erken sona erdi. Alman bilgiyegöre, Batman Baraj'ınm göl sulan altında kalacak olan MÖ 12 bin yıllanna ait Halençemi Höyüğü'ndeki kaalaryaklaşık birbuçuk ay sürdü. Halençemi Höyüğü'nde 4 yıldan beri kazı çalışmalannı yürüten A BD'Ii Prof. Dr. Michael Meir Rosenberg. Batman Baraj Gölü altında kalacak olan Kaletepe Köyü'ndeki Halençemi Höyüğü'ndeki kazı çahşmalannın bu yılki bölümünde. MÖ 12 bin yıl öncesine ait tarihi süs taşlan ile kemikten yapılan yılan figürleri bulunduğunu. 20'ye yakın eseri de Diyarbakır Müzesi'ne teslim ettiklerini söyiedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear