25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 3 AĞUSTOS1994 ÇARŞAMBA 10 DtZtYAZI Amerikalı yazar Nat Hentoff, 2000'li yıllarla ilgili görüşlerini Cumhuriyet için yazdı Yeni binyılın koşulu özgürlükBirçok kişi için, belki de dünyadaki çoğu insan için özgürlük yalnızca bir düş. Özgürlüğü güvenceye alan yazıh anayasalara karşın, özgürlük her zaman kişisel değil - kişisel olmayan bir özgürlük de bir yarulsamadan öteye geçemez-. Amerikan Yüksek Mahkeme eski yargıcı Hugo Black, özgürlüğün gerçek olabileceği ulus türünün bir tannnlamasını yapnuştı: "Eski çağlardan beri düşünürler, insan us ve tininin özgür olduğu, soru sormanın kısıtlanmadığL, kadın-erkek herkesin büinmeyeni araşttrabileceği ve köklü inanç ve ilkelere karşı çıkabtteceği bir ülke düşlemiştir." Böylesı bir ulusta, en can alıcı haklar kuşkusuz, düşünceyi dile getiren, basın ve insan ilişkileri özgürlüğüdür. ABD'de bu temel özgürlükler, anayasamn değiştirilmiş olan insan haklan bölümünde yer almaktadır. Bir başka yüksek mahkeme yargıcı olan WilBam Brennan'a, bir zamanlar, Amerikan Anayasası'nın en önemli bulduğu bölümünü sormuştum. Hiç duraksamadan, "tnsan haklan böhunü" diye yanıtladı \e ekledi: "Anlatim özgürlüğü olmadan adil olmayan şeylere karşı çıkamayız. Vatandaşlan banş içinde eğhmek ve toplumda yapdması gereken değişüdikler konusunda başkalannı örgütieyemezsiniz." ABD Anayasası'nın insan haklan bölümü, bireyin duygulannı dile getirmek özgürlüğüne her zaman sahip çıkamamıştır. Bu özgürlüğe ket vuran çok ciddi engeller yaşanmıştır. Iç savaş sırasında Abraham Lincoln kendi görüşlerine karşı çıkanlan tutuklattı. I. Dünya Savaşı'nda kadın-erkek birçok kişi, savaşla ilgili "söz söytedüderi" için cezaevine atıldı. Ancak, insan haklan temeline dayanan bir özgür konuşma geleneği olduğundan, mahkemeler eninde sonunda konuşma ve basın özgürlüklerini kısıtlayan eyaletlerarası ve eyaletiçi yasalannı altüst etti. /zalkın demokratik gücü, insanlann özgürce konuşup görüşlerini belirtmekten yoksun olduğu bir uygulamada geçersiz kalır. îşte bu nedenle düşünceyi dile getirme ve basın özgürlüğü, üçüncü binyıla tam olarak katılmak isteyen her ulus için vazgeçilmez bir koşuldur. Böylece, siyasal ve ekonomik açıdan güçlü olanlann tümüyle egemen olmayacağı bir üçüncü "bin yıhn" gerçekleşebilmesi için bu döneme damgasını vuracak her ulusun söz söyleme özgürlüğü vazgeçilmez bir öğe olacaktır. Elektronik yollar gibi bilgiyi dünyanın herbir köşesine ulaştıran çeşitli kitle iletişim araçlanyla özgür soruşturmaya ket vuracak uluslar, üçüncü binyıldan soyutlanmaya mahkumdur. Ancak, özgür soruşturma güvencesi elde edilse bile, bunu besleyip gelişrirmek gerekli olacaktır GeorgeOnvefl'in belirttiği gibi, "Eğer çok sayıda insan anladm özgürlüğüne inanryorsa, yasalar engeflese de anlatim özgürlüğü var otacakar. Ama kamu bu konuda aymazhk gösterirse, onlan konıyan yasalar oîmasına karşın, uygunsuz görüİen azmlıklar hüküm gjyecektir." Size, Amerikan tarihinin çok da eski olmayan, McCarthy ve benzerlerinin komünist olarak adlandırdıklan, onlann daha solundaki kişilerin peşine düştükleri dönemi öraek verebilirim. O dönemde özel bir kitaphktan satın aldığım bir kitabım var. Ülke çapında öğrencilerle yaptığım konuşmalar sırasında, onlara bu kitabı göstererek yasa koyucular Amerikan demokrasisinin özünde düşünce özgürlüğü olduğunu unuttuklannda neler olabileceği konusuna ışık tutmaya çalıştım. Kitabın kapak ve yanı, yazar ve yayıncının adları okunmasın diye örtülmüştü. Kapakta Siyasal ve ekonomik açıdan güçlü olanlann tümüyle egemen olmayacağı bir üçüncü 'bin yılın' gerçekleşebilmesi için bu döneme damgasını vuracak her ulusun söz söyleme özgürlüğü vazgeçilmez bir öğe olacaktır. Özgür soruşturmaya ket vuracak uluslar, üçüncü bin yıldan soyutlanmaya mahkumdur. Portre AteşB insan haklan savunucusu Nat Hentoff 1925'te ABD'nin Boston kentinde dogdu. Northeas- tem Üniversitesi'ni yüksek bir dere- ceyle tamamladıktan sonra Harvard Üni- versitesi'nde yüksek lisansını yaptı. 1950 yılında Sorbonne'da Fulbright öğrencisi oldu. 1953-1957 yıllan arasında "Dovnı Beafder- • gisinde yazıişleri müdürlüğü yaptı. 1980 yılında eğitimde Guggenheim Bursu ve köşe yazılannda hukuk ve ceza hukuku konusundaki savunmala- nndan ötürü Amerikan Barolar Birliği'nin "Gü- müşTokmakÖdülü''nükazandı. 1985'teNorthe- astern Ünıversitesi Onursal Hukuk Doktoru ödü- lü verildi. Caz üzerine kitaplan, biyografi ve birçoğu ço- cuklar için olmak üzere roman türündekı yapıtla- n şunlardır: "Does Anyfoody Give a Damn: Nat Hentoff on Education" (Kimsenin Umunında mı: Eğitim Uzerine Nat Henthoff), "Our Child- ren Are Dying"(Çocuklanmız Ölüyor), "A Doctor Among Addicts" (Uyuşturucu Bağımlılan Arasında Bir Doktor), "Peace Agftator" (Banş Kışkırtıcısı), "The Story^ ofAJJVIustie''(A.J.Mustie'nin öyküsü), "TbeNew Equatity" (Yeni Eşitlik), "TheFîrst' Freedom" (Ilk özgürlük), "The Tumultious History of Free Speech in America"(Ame- rika'da Konuşma Ozgürlüğünün Fırtınalı Tarihçesi), "The Day They Came To Arrest The Book" (Kitabı Tutuklamaya Geldikleri Gün), "The Man From Internal Affairs" (îç Işle- rindeki Adam), "Boston Boy"(Boston Çocuğu) ve "John Cardinal O'Connor: At The' Storm Center ofa Changing Amerkan Cathotic Church" (John Cardinal O'Connor: Deği- şen Amerikan Katolik Kjlisesinin Fırtına Merkezinde). New York'ta yayımlanan "VUlageVoice''dergisindekihaftalık yazılannın yanı sıra Hentoff, Washington Post gazetesi ve The New Yorker dergisinde yazılar yazıyor. New York Times, The News Republic, Commonweal ve The Atlantik gibi yayın organlannda da makaleleri yayımla- nan Henthoff, gazetecilik sorumluluğu, Amerikahlann düşünce, yazı ve konuşma özgüriükle- ri ile ilgili görüşlerini haftahk yazılannda yansıtmaktadır. ABD'deki insan haklannın en ateşli savunuculanndan biri sayılmaktadır. Geçen yıl "Free Speech For Me - But Not For Thee: How The Amerkan Left And Right Re- lentiessly Censor Each Other" (Konuşma Özgürlüğü Benim için - Senin için Değil: Amerikan Sol ve Sağı Birbirlerini Nasıl Acımasızca Sansür Ediyor) adlı kitabım yayımladı. Nat Hentoff görebildiginiz tek şey, "iç savaş" yazısı idi. Kapağı açıp başlığın olduğu sayfaya bakmca kitabın sahibinin neden bu denli külfete katlamp kitabı örttüğünü anlamak olanağını elde edebilirdiniz. Kızıl avının olduğu dönemde polise haber verihnesinden korktuğu için kitabm üstü kapatıhnıştı. Kitabın başlık sayfası şöyle der: "ABD'de İç Savaş" Kari Man ve Friedrich Engek. Bu kitabı öğrencilere gösterdiğimde Amerika'da bu kitabı elde bulundurmanın bir düşünce suçu sayılması, sahibinin polisle başı derde girmesin diye kitabı örtmüş ohnası karşısında şaşkınlıklannı gizleyemediler. O zaman onlara ABD'de özgürlüğün -ki bu düşünce özgürlüğüdür- tarihçesini anlattım. Ve oy verme yaşma geldiklerinde de insan haklan tasansına bilinçli ve anlayışh yaklaşan adaylara destek vermeleri gerektiğini dile getirdim. Sürekli bir eğitim olmadan özgürlük mücadelesi sürdürülemez. Amerikan Anayasası'nın insan haklan tasansını kaleme alan James Madison, "Sansür gücünün, hükümetin içindeki kişilerde değil de dışındakflerde olduğunu" dile getirir. NatHentoff,özgürülkevi tanunlarken, Hugo Black'in şu sözlerini aktanyor: İnsan usve tininin özgüroldu- ğu, soru sormanın kısıüanmadığı. kadın-erkek her- kesin bilinmeyeni araştırabileceği ve köklü inanç ve ilkeiere karşı çıkabiieceği bir ülke. Ancak halkın bu demokratik gücü, insanlann özgürce konuşup görüşlerini belirtmekten yoksun olduğu bir uygulamada geçersiz kalır. Işte bu nedenle düşünceyi dile getirme ve basın özgürlüğü, üçüncü binyıla tam olarak katılmak isteyen her ulus için vazgeçilmez bir koşuldur. Yarın: Hindistan Federal Çalışma Enstitüsü Başkanı Rasheeduddin Khan Y A Y I N H A K K I C u m h U r İ y e t ' E A Î T T Î R . İ Z İ N S İ Z Y A Y I N L A N A M A Z ÎLAN T.C. BOĞAZLIYAN SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN 1994'42 Davaa Sabrjye Özalp vekili Av. A. Aydın Akpınar tarafmdan davahlar Şükrü Özalp, Fatiş Özalp, Kemal Özalp, Yasemin Özalp, Hüseyin Özalp ve Sevim Özalp aleyhlerine açılan Boğazhyan Ilçesi. Çarşı Mahallesi Pafta:2, Ada: 34, Parsel: 9, Boğazhyan Ilçesi Kemali- ye Mahallesi Pafta: 65, Ada: 334, Parsel: 14 ve Boğazlıyan Ilçesi Çarşı Mahallesi Pafta. 29 Ada: 253, Parsel: 22 sayıh taşınmazlar hakkında- ki ortakhğın giderilmesi davası nedeniyle; Davahlar Şükrü Özalp varisleri Hüseyin Özalp, Fatiş Özalp ve Şükrü özalp'a çıkartılan duruşma gününü bidirir davetiyenin tebhğ edilmediğı, zabıta manfetivle de yapılan araştırma sonucunda da ad- reslerinın tespıt edilemediği davahlar adına ilanen dava dilekçesi özeti duruşma gün ve saatının tebliğine karar verihniş ve duruşma 25 8. 1994 saat 09.00"a aülmıştır. Yukanda yazıh gün ve saatte adı geçen davahlann veya temsilcile- rinin belirtilen gün ve saatte hazır bulunmalan, aksi takdirde yargıla- maıun yoklukiannda yapıhpdevam edileceği HUMK'nin 509 ve 510. maddeleri gereğince duruşma gün vesaati iledava dilekçesi özeti yeri- ne geçerli olmak üzere ilanen tebüğ olunur. Basın: 32403 FETHİYE1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Davacı Adana ili Kozan ilçesi Tufanpaşa Mahallesi. Cilt No: 007 02, Sahife No: 65. Kütük Sıra No: 123'te nüfusa kayıth Fethiye K.ral Caddesi No: 13"te Kuaför Ayten Kahraman vekili Av. Hasan Aydın tzmir tarafmdan davalı aynı hanede nüfusa kayıth Feneryolu Bahçeler Sokak, Er Apt. No: 47 Dük. 1. Kadıköy, lstanbul adesinde Mustafa ve Zehha'dan otaıa 1950 doğumlu Selim Kahraman aleyhi- ne açılan boşanma davasının yapılan yargılama sonunda mahkeme- mizden verilen 1988 954 Esas 1988/1148 karar sayıh 29.12-1988 tarih- h kararla taraflann Medeni Yasa'nın 134-150. maddeleri gereğince şiddetli geçimsizhk sebebiyle boşanmalanna karar verihniş, müşterek çocuklan Kaan ile Kayahan'm velayetleri davacı anaya verilmiş. ta- raflann aynı yerde oturmalan halinde velayeti anaya verilen çocuk- larla davahnın dini ve milli bayramlann ikinci günleri sabah saat 08.00"den akşam saat 20.00'ye kadar, ayn yerlerde oturmalan halin- de her yıl 1 temmuz sabah saat 08.00'den 30 temmuz akşamı saat 20. OO'ye kadar davahnın çocuklarla görüşmesine karar verilmiştir. Davah Selim Kahraman'a behrülen adresinde karar tebhğ edilme- diği. yaptınlan zabıta tahkikatında adres tespit edihnediğinden dava- cı ilanen tebhğini dilekçe ile talep etmiştir. Davalı Sehm Kahraman işbu ilanımıan yayın tarihinden itibaren yukanda esas ve karar sayısı yaalı bulunan kararınuzı 15 gün içinde temyiz etme hakkmız bulunduğuna bu süre içerisinde temyiz etmedi- ğiniz takdirde işbu ilammızın mahkememız yönünden kesinleşeceği hususu yani sizin yönünüzden kesinleşeceği nedeniyle işbu ilanımız mahkememız karan tebliğ yerine geçerh olmak üzere ilanen tebliğ olunur Basın: 32381 İLAN T.C. BURHANİYE ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN DosyaNo: 1993 183 Davacı Mihriban Şat tarafından davalı Bahn Şat aleyhine ika- me ettığı boşanma davasmda; Davacı mahkememize ıkame ettiği 17.5.1993 tarihli dava dilekçe- sinde eşi ile 10 senelik evli olup evliliklerinden iki kız çocuklannın dünyaya geldiğini, üç sene kadar evvel davahnın evi terk edip gittiği- ni, bir daha dönmediğini Manisa Merkez Dilsikar Mahallesi kütük sıra no: 442 6'da nüfusa kayıth davah ile boşanmalanna karar veril- mesini. çocuklan Serap ile Asuman'm velayetinin tarafma verihnesini istemiş olup tüm aramalara rağmen dava dilekçesi davalıya tebliğ edılemediğınden ış bu ılanm boşanma davasının duruşmasının 18.10. 1994 günü ve dava dilekçesinin tebliğine kaım ohnak üzere ilanen teb- liğ olunur. 15.7.1994 Basın: 32388 ILKMECLIS Hıfzı Veldet Veüdedeolu 80.000(KDVİgnde) Çağdaş Yayınları Türkocağı Cad 39-41 Cağaloğlu-İstanbul Ödemeli gönderilmez POLTTIKA VE OTESI MEHMED KEMAL Kentten Köye Doğru... Adatepe'de mimar Argun Dündar'ın bir köy evi yaptı- ğını ve burada oturduğunu işitmiştim. Görmek istiyor- dum. Geçende birlikte gittik. Eski Yunan'dan kalma antik taşlarla oluşturulmuş, duvarları korunmuş bir köy evi... Evin dışı antik malzemelerle donatılmış; içi, çağdaş eş- yalarla donatılmış. Radyo, televizyon var. Son günlere kadar bir telefon eksikmiş, birkaç hafta oluyor telefon da bağlanmış. Telefonsuzluktan yakınırken, ''Öyle günleroldu ki, köyden kasabaya 5-6 kez inip çık- tığım olurdu." Mimar Argun Dündar'ın köydeki evine gitmeden önce 'Zeus A/tar/'nı ziyaret ettik. Koca Zeus'un avuçlarına doldurduğu yıldırımlarla dağları, taşları nasjl yerle bir ettiğini gördük. Her yanda baba Zeus'un izleri vardı. Ko- caman bir kayayı ikiye bölmüştü. Bir parçası o yanda, bir parçası bu yanda... Zeus'un ermişliğine karşılık bi- zim çağdaş köylüler kendilerine göre arabesk bir öykü uydurmuşlar. Bir yatır (dede) var; bir arzusu ya da niyeti olan gelip buradaki ağaçlara bir çaput bağlıyor, dilegi- nin gerçekleşmesini istiyor. 'Zeus Altan'run (sunağının) dört bir yanındaki ağaçlar çaputlarla bezenmiş. Zeus'un desturtanımayan sunağı bütün heybetiyleyerindeduru- yordu. Kesme taşların içinde lö'den önce olanları bile varmış. Kimi taşlar da eriyip gitmiş. Köyün suları ida Dağlan'ndan (Kaz Dağları) geliyor. Öyle bir teknikle yapılmış ki künkler yerli yerinde. Suyu havadan değil, künk içinde yerden taşıyorlar. Mimar Argun Dündar köydeki yaşamını şöyle anlatı- yor: "Biz, eşirnle birlikte bu köy evini çok seviyoruz. Bura- da yaşamaktan zevk alıyoruz. Heyecanlanıyoruz. Dost- larımızı da çağırıyor, partiler, şölenler veriyoruz, yaşa- mımıza dostlarımızı da katıyoruz. Sade yazın değil, kışın bile birlikte oluyoruz. 11 yaşındaki oğlum da seviyor." Köyde antik taş ve duvariarla yapılmış 37 hane var. Bunların kimi yapılmış, kimi yapım halinde. Zeytin ve çamlarla örtülü yörenin koruması yok. Gecti- ğimiz yerlerde bir korucuya olsun raslamadık. O günler- de yurdun çeşitli bölgelerinde orman yangınları vardı. Korucusuz bu ormanlar, bizi dehşete düşürdü. Argun Dündar, eliyle çevreyi kuşatarak, "Iştegörüyorsunuz, her şey Allah'a kalmış." dedi. Bü- tün çevre söndürücüleri bir araya gelseler bir kıvılcımı önleyemezler. Halkın yapacağı bir şey yok. Çok değil, bundan birkaç yıl önce, bu evler 3-4 milyon liraya alınır, satılırmış. Bugün alım satım konusunda söylenen rakamlar milyarları buluyor. Gerçi iş, gerçek- ten alım satıma gelince, ortada para pek görünmüyor, ama rakamlar böyle söyleniyor. Son yıllarda sanatçılar arasında burada ev alma me- rakı oldukça artmış. Gelip kıyısına, köşesine ev yaptı- ranlar da az değil.. Sanatçı Ayla Algan, eski bir yapıyı onarttırıyor, uzaktan gösterdiler. Çok güzel bir tepe üzerinde köyün bir okulu var. öğ- renci sayısı 10'u geçmediği için okul boş duruyor. Eldeki 8 öğrenci bir minibüsle kasabadaki okula taşınıyor. Bazı açıkgözlerin okula göz koydukları söyleniyor. Burayı Milli Eğitim'in elinden alıp görkemli bir gazino yapmak istiyorlarmış... Evlerin milyarlar etmesi karşı- sında köyün kasabaya, kasabanın da köye taşınmasın- dan söz ediliyor. BULMACA SOLDAN SAĞA: 1 _ 2_3_ 4 1/ Başı küçük, kuyruğu kalın ve kısa, zararsız ve zehirsiz bir yılan. 2/ Muğla'run bir ilçesi... Yurdumuzun batısında bir körfez. 3/ Coşkun, esinle dolu... Arapçada "ben." 4/ Gümüşün sim- gesL.Tüm, bütün... Nazi 6 partisinin askeri polis ör- -, gütü. 5/ İcranın ılımh bir tempoda ohnası gerekti- 8 ğini belirten müzik teri- g mi. 6/ Konya ilinde bir baraj... Bir rekoru yineleme anla- mında kullanılan spor terimi. 7/ Doğal vç tarihsel özelliklerinden dolayı koruma aluna alınan alan... Afrika'run güney ucundaki bur- nun adı. 8/ Sık gözlü ağ... Kalayın simgesi... Bir nota. 9/ Kansızlıİc... Dağ sırtlannda geçit veren çukur YTfKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Üzüm şırasından yapılan ağar- tılmış ve koyulaşünhnış pekmez... Uzakhk işareti. 2/ Çok sayıda saücıya karşı az sayıda akcının yer aldığı piyasa sistemi. 3/ İnce deri ya da ince kabuk... Bir çemberin içinde kalan düzlem parçası. 4/ ABD Başkanı Eisen- hower'ın takma adı. 5/ Ağız kısrru yayvan bakır tas... Bir nota. 6/ Radyumun simgesi... Dar ve basık bir kıyı kordonuyla deniz- den aynlmış sığ ve durgun kıyı gölü. 7/ Tanmda kullanılan azotlu gübre... Eksiği olmayan. 8/ Vadesi uzaülan borç. 9/ Sa- bahattin Ali'nin bir öykü kitabı.,. Uzun omuz atkısı. İLAN T.C. BURHANİYE ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN 1992 241 Davacı belediye başkanhğı vekili tarafından davah Haüme Sa- raçoğlu ve arkadaşlan aleyhine ikame ettiği acele el koyma sebebiyle tescil davasmda verilen karar uyannca; Burhaniye Mahkeme Mahallesi Sanayı Sokak"ta bulunan 106 ada 1. parselde kayıth taşınmazın tapu kaydında malik hanesinin iptali ile Mahkeme Mahallesi 106 ada 1 parselin Burhaniye Belediye Başkan- hğı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verihniş olup iş bu verilen karar davahlardan Naciye Erim, Cavit Saraçoğlu, Yıldınm Saraçoğ- lu, Yıldıray Saraçoğlu, Kazım Saraçoğlu, Gülper Saraçoğlu, Muhit- tın Saraçoğlu. Perihan Saraçoğlu, Ayşa Saraçoğlu iş bu mahkeme- mizden verilen 14 4.1994 tarihli karann tebliğine kaim ohnak üzere ilanan tebliğ olunur. Basın: 32389 T.C. KADIKÖY1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ BAŞKANLIĞFNDAN Esas No: 1994'119 Davacı: Merdol Meünipek ve Emre Tongo Vekiü: Av. Ünal Dündar Davah: Hasan Sönmez Vahde Cami Sokak. no: 75 Aksaray Dava: Tescile icbar Cevapsüresi: lOgündür Davaa Merdol Meünipek ve Emre Tongo vekili tarafından davah Hasan Sönmez aleyhine açılan tescile icbar davasının yapılan yargıla- ması nedeniyle, Davahya belirtilen adresinde dava dilekçesinin tebhğ edilemediği, adres araştırmasında tebligata elverişh adresinin bulunamadığı anla- şıhnakla 7201 sayıh kanunun 28/29. maddeleri gereğince dava dilek- çesinin ilan yolu ile duyurulmasına karar verihniştir. Mahkemede 11.10.1994günü saat: 13.50'dehazırolmanızveyabir vekil ile temsil ettirmeniz, duruşmaya gehnediğiniz mazeret bildınne- dığıniz ve delil sunmadığınız takdirde yargüamanın yokluğunuzda yapılacağı ve karar verileceği ilanen tebüğ olunur. İşbu ilan yayımlandığı tarihten itibaren 15 gün sonra karar tebüğ edilmiş sayılacakür. 28.6.1994 Basın: 8730
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear