18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/4 HABERLER 10 EYLÜL 1991 SECIM '91 Tayfur Ün'den tepki • ANKARA (ANKA) — Bilecik Milletvekili Tayfur Un, DYP'ye geçeceği yolundaki haberleri yalanladı. Tayfur Ün, bir haftalık dergjde çıkan habere ilişkin yaptığı açıklamada yirmi yıh aşkın bir süredir antifaşist, antiemperyalist ve sol siyasal mücadele verdiğini belirterek önseçim öncesi bu tür haberkrin çıkmasının kasıtlı olduğunu bildirdi. Benzeri bir olayın 1987 erken genel seçimlerinde de yaşadığını bildiren Ün, "Sanınm bazı aday adaylarına iJgili yaayı fotokopi yaparak dağıtma ve telefonla aleyhte propaganda yapma zevki verenlere yasalar önünde hesap sorma zevki de bana çok görülmeyecektir" dedi. Festivale geçim engeli • DtYARBAKIR (AA) — Diyarbakır Belediyesi'nce 5-9 ekim tarihleri arasında düzenlenmesi planlanan "3. Kültür ve Sanat Festivaü"nin 20 ekimde yapılacak erken genel seçimler nedeniyle iptal edildigi bildirildi. Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Emin özdemir, festivale davet etmeyi düşundükleri bazı sanatçılann milletvekili aday adayı olmalannın propagandaya yol açacağını belirtti. Festival programı içinde yer alan "karpuz yarışmasının" önümüzdeki hafta Sumaklı köyünde yapılacağını belirten özdemir, programda yer alan "Dünden Bugüne Ahmed Arif" sohbeti ve şiir dinletisinin de gerçekleştirileceğini kaydetti. Eski APTiden DemirePe • ANKARA (UBA) — Adalet Partisi TBMM Grup Başkanvekillerinden Oğuz Aygün, Doğru Yol Partisi lideri Süleyman Demirel'in eski Demirel olmadığını söyledi. Aygün, DYP'nin bir "kokteyl parti" olduğunu öne sürdu. Seçimlerde ANAP'tan milletvekili adayı olması beklenen Oğuz Aygün, 12 EyHil'den beri fıkren politikanın içinde, fıilen dışında olduğunu ifade ederek Turkiye'nin içinde bulunduğu durumun kendisini aktif olarak politikaya katılmaya mecbur bıraktığını belirtti. Adalet Partisi'ndeki kaydının devam ettiğini kaydeden Oğuz Aygün, "DYP Adalet Partisi'nin devamı değildir. DYP'nin oturduğu zemin Demokrat Parti ve Adalet Partisi'nin oturduğu zemin olmaktan çıkmıştır" dedi. TRT için suç duyurusu • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — DSP, TRT'nin seçim öncesi yayınlannda taraf tuttuğunu öne sürerek dün Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunda, TRT'nin seçim tarihinin başlangıcı olan 26 ağustostan bu yana, siyasi partilerden sadece üçunün propagandasını yapmak suretiyle "seçim suçu" işlediği öne sürüldü. Başvuruda, "suçun bilinerek ve istenerek yapıldığı" da kaydedildi. DSP Genel Sekreteri Selçuk Sönmez, Yüksek Seçim Kurulu'nun harekete geçmesini istedi. Sönmez, SHP Genel Sekreter Yardımcısı Ertuğrul Günay'ın, "Bazı çıkar çevreleri DSP'yi destekliyor" sözlerine de değinerek "SHP gibi çelişküi, tutarsızlık, inançsızlık yumağı bir parti varken, çıkar çevreleri niçin DSP'yi desteklesinler" diye sordu. Gençler DYFye kırgm • ANKARA (UBA) — DYP gençlik komisyonlan il ve ilçe başkanları Ankara'da yaptıkları toplantıdan buruk ayrıldı. Ankara'ya gelirken Demirel'le gençlerin de adaykğı konusunu görüşecekleri umudunu taşıyan il ve ilçe başkanları, Demirel'den sadece nutuk dinlediler. DYP gençleri 'Slogan atar, afış asarız, ama gerektiğinde aday da oluruz. Biz bunu söylemeye geldik, ama bunu anlatamadık" derken yakın bir tarihte genel başkan Demirel'le tekrar görüşebileceklerini belirttiler. ÖzaPdan icraatın içîndenCumhurbaşkanı: Türkiye 70 sente muhtaç bırakıldı. Bunlann kim olduğunu biliyoruz. TUNCAY ÖZKAN KAYSERİ/YENİFAKILI — Cumhurbaşkanı Targut Özal, Kayseri'de yurttaşlara hitaben yaptığı konusmada 80 öncesini kötüledi, 1980 sonrasında orta- ya çıkan ANAP dışındaki par- tileri eleştirdi ve "O dönemde ıs- tırap w , yanıimgyın" diye ko- nuştu. Gezilerinin ve yaptığı ko- nuşmaların "seçim propagandas" olarak değerlen- dırilmemesi gerektiğini iddia eden özal, "Benim gezilerimin amacı, dünyadaki degisiklikler ve Türkiye'niıı gelecegj iizerinde sizlerie sohbet etraektir" dedi. özal'ın Demirel'i "12 eylül ön- cesi ülkeyi 70 sente mnhtac etmekJe" suçlarken, DYP lide- rinin büytik bölümünde tek ba- şına iktidar olduğu 1960-73 yıl- lanndan övgüyle söz etmesi dik- kat cekti. özal'ın, Kayseri gezisine va- tandaşlann fazla ilgi göstenne- diği gözlendi. özal, Kayseri Cumhuriyet Meydanı'nda coş- kusuz bir topluluğa hitap etti. Konuşmasının başında "Bu- raya gelişimizin nedeni, bir se- çim gezisi degildir. Kimse böyle düşunmesin. Dünyada çok bü- ytik degişiklikler meydana gel- di. Bunlar uzerine, Turkiye'nin gelecegi üzerine sizlerie sohbet etmek istedim" dedi. Cumhurbaşkanı, konuşmasına şöyle devam etti: "Çok iyi bilmeUyiz. Nereden nereve geldik? Rahmetii Mende- res'in bir sözii var. Hafızai be- şer nisyân Ue maluldür. tnsan unutur. Unutmasa yaşayamaz. Bazı seyleri unutmamak lazım ama. Unutmamak lazım ki, yanlış yapılmasın. Yannşlara bir daha düşülmesin. 1%0'ta bas- layan bir şeyier yapma istegi, 1973e gelindiginde noktalandı. 73-80 arası bir koalisyonlar dö- nemi var. Türkiye durakladı. Kaj seri'de konuşan Özal, halktan fazla ilgi gönnedi. (Fotoğra: AA) 77'ye geiindiginde deniz bitti, döviz bitti. Kaynaklar tükendi. 70-80 armsı çok iyidir diyeniere sakın inanmayın. 70-80 arası Başbakanlık'ta palto Ue çalıştım. Fud-oil yoktu. 70 sente muhtaç hale geldik. Açıkça ifade edüdi bu. Çok sıkıntılı dönemler ya- şandı. ProMemleri iyi bflmek la- zım. BUmezseniz, sizi şaşırta- cakJar vardır. 1980-83'te ortaya çıkbk, açık açık bu iilkenin kal- lunmasının serbest piyasa eko- nomisiyie olacagını soyledik. O zaman ortaya çıkaniar, bazı par- tiler, 'Bunlar Latin Amerika modelidir' diye bize karsı çıktı- lar. Şimdi meydanlarda seçim konuşmalannı dinliyor musu- naz? Hepsi, serbest piyasa eko- nomisinden yana oldular." özal, DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel'i adını ver- meden eleştirerek, "Bunlan ya- panlann kim oidugunu da bili- yoruz. Ancak adlannı söyfemek istemiyonım" diye konuştu. Türkiye'nın borç aJdığı ülkelere kredi verdiğini, Körfez krizi sı- rasında uyguladığı politikalarla üzerindeki pasifliği attığıru, bu sayede Türkiye'nin karşısında Avrupa'mn cüce kaldığını öne süren özal, 83'ten sonra Türk insanının üzerindeki ezikliği afr tığını ve Türkiye Ue Avrupa ara- sındaki gelişmişlik farkımn pek- çok alanda ortadan kalktığını söyledi. özal, Türkiye gelişirken diğer ülkelerin gerilediğini de anlattığı konuşmasında, şunlan söyledi: "Geçmişte ıstırap var. tleride gelişen bir Türkiye var. Bu Turki- >e'nin geleceğinde her şey var. 80 öncesini hatırla>ın. Cenab-ı Al- lah Türkiye yi bir daha 1980'e döndürmesin." Cumhurbaşkanı özal'ın ko- nuşması sırasmda vatandaşların tezahürat yapmamaları dikkat çekti. özal, konuşmasının son bölümünde 20 ekimde yapılacak genel seçimi kastederek "Bu millet, akıllı millettir. Yanlışlık yapmaz. Tam zamanında doğru karar verir" diye konuştu. özal, vatandaşlardan, konuş- masının son sözlerini kendisiy- le beraber tekrarlamalannı iste- di. özal'ın vatandaşlara tekrar- lattığı son sözleri şöyle oldu: "Ey benim sevgili milletim, nep beraber d de, gönüi gönü- le 2000ü yıflara gklelim. 21. asır, Türkiye'nin ve TürkJerin as- n olacak." Ozal, Kayseri'ye gitmeden önce Uluslararası Atatürk Sempoz- yumu'nun açılışını yaptı. Ata- türk ve Atatürkçuluğün incelen- mesinin, Türk milletinin var ol- ma mücadelesi verdiği dönemin araştınlması olduğunu vurgula- yan özal, "Bu dönemin bütiin veçheleriyle başanlan, başansu- lıklan, doğruları. yanlışları ile o dönemin kendi koşulları çerçeve- sinde derinlemesine incelenmesi- nin ve bugunun orta>3 çıkardığı ihtiyaçlarla objektif bir değeıien- dirme>e tabi tutulmasının sayısız yararları vardır" dedi. Demirel seçim gezileri öncesi 60fötrşapka stokladı 'Baba' bu şapkanın altında HAKKl ERDEM ANKARA — Ustü açık otomobil, ka- labalıgtn arasında yavaş yavaş miting ala- nına flerliyor. Otomobilin çevresini ko- rumalar sarmış, "Kurtar bizi baba" slo- ganlanna DYP lideri Süleyman Demi- rel şapkasını sallayarak karşılık veriyor. Kalabalığın içinden sıynlan bir vatandaş, korumaları da gafil avlayarak, istediği fırsatı yakahyor, Demirerin elinden şap- kasını kapıyor. Otomobilin çevresinde bir telaş, şap- kası elinden alınan Demirel, çıplak kal- mış duygusu içinde bağınyor: "Ver kardeşim şu şapkayı ver." Korumalar şapkayı geri almaya uğra- şıyorlar. Bu arada arkadan yedek şapka çıkanlarak Demirel'in eline tutuşturulu- yor. Siyasal yaşamının ayrdmaz parçası durumuna gelen fötrüne kavuşan Demi- rel, yine kalabalıklan selambyor, ama bir gözü Borsalinosu'nu kapan vatandaşta. Demirel hemen her gezisinde yaşanan bu gibi "tatsız" durumlann önune geç- mek için seçim kampanyasına hazırlıklı giriyor. Yakın çevresinin belirttiğine gö- re Demirel kampanya öncesi 60 fötr şap- ka stoğu yapmış. DemireFin her askeri müdahalede "alıp gitmekle" suçlandığı şapkası, seçim kampanyasının da önemli bir öğesini oluşturuyor. Muhalefetin "alıp kaçtı" suçlamasına karşı DYP'liler arasında ko- nuşulan slogan şu: "İktidar bu şapkanın ahındadır." DYP'lilerin espriyle ortaya attığı bu sözler, seçim kampanyasını yurüten rek- lam şirketi yöneticilerinin daha önce ha- zırladığı bir reklamın sloganı. DYP'nin reklam şirketi AX Ajans'ın yöneticisi ZaferAtavlan, daha önce kamu- oyunda etkili olan bir bira reklamırun fî- kir babası: "Bira bu kapağın altındadır." Bu sloganın yaratıcısı Atavlan ve ar- kadaşlan, DYP kampanyasında kapak yerine şapkayı koymak konusunda ka- muoyundan gelen tepkileri değerlendi- riyor. Reklam şirketi yoneticileri, "Bu konuda bir önyargımız yok. Kamuoyu öyle gelişir ki şapka unsurunu kullan- mak gerekebilir, ama bazı durumlarda da kullanmak aleyhte hava yaratabilir, gelişmeleri değerlendiriyoruz" düşünce- sinde. Reklam şirketi kullansa da kullanma- sa da Demirerin şapkası, seçim kampan- yasında sık sık sözu edilecek bir unsur olarak ortaya çıkıyor. Seçimler, Demi- rel'in kaderi ile birlikte fötrünün yerini de belirleyecek. Demirel, 21 ekim günü şapkasını ya 11 Eylül 1980 akşamı alıp gittiği Başbakanük'taki askıya asacak ya da evindeki gardroba kaldıracak. Demirel, şapkasını siyasete atıldığı 1960*tı yıllardan beri taşıyor. DSl Genel Müdurluğu sırasmda da şapka giydiği belirtilen Demirel'in fötru, siyasette ilk kez "unutulup gidilmesı" ile konuşulma- ya başlandı. Yıl 1962. 27 mayıs ihtilalinin üzerin- den kısa bir süre geçtikten sonra eski DP'Ulerin affı gündeme geliyor. Ama ih- tilalin mimarları Milli Birlikçiler affa karşı. Üniversite gençliği bu hava içinde protesto için o zaman Kmlay'da bulu- nan AP Genel Merkezi önunde toplanı- yor. Gençler, bir sure sonra AP binasını taşlamaya başlıyor. Içeride toplantı ya- pan partinin kurmaylan, protestoların şiddete dönuşmesi üzerine sessizce genel :r t ı. ı.. Vatandaşın biri Demirel'in şapkasını kapıyor ve kaçıyor. Otomobilin çevresinde bir telaş, şapkası elinden alınan Demirel çıplak kalmış duygusu içinde bağınyor: 'Ver kardeşim, şu şapkayı ver.' Korumalar şapkayı aJamıyor, yedek bir şapka getiriliyor. merkezi terk ediyorlar. Ama portman- toda bir fotr şapka kalıyor. Yapılan araş- tırma sonucu Borsalino marka fötrün Demirel'e ait olduğu belirleniyor. Fotr şapka; Demirel'e kısa bir süre sonra şans getiriyor. AP'nin başına ge- çen Demirel, 1965 seçimlerinde kampan- yayı, elinden şapkayı bırakmadan yüru- tüyor ve AP büyük çoğunlukla iktidara geliyor, Demirel Başbakan oluyor. El yordamıyla Demirel'in Başbakanlıği sırasında da başından eksik etmediği fötrü, 12 mart ve 12 Eylul'den sonra iyice ün kazanıyor. 12 eylülden sonra yasakh olduğu dönem- de de birçok yerde Demirel'i fötrü tem- sil ediyor. Şapka, partililerin düzenledi- ği çeşitli toplantılarda açık arttırmaya da konuyor ve '1yi para" ediyor. Demirel, fötrünü hafif geriye ve sağa doğru yana atarak giyiyor. Tercih ettiği marka ise Borsalino. 60 numara şapka- sı yurtdışından getiriliyor. Kendisi aldı- ğı gibi "yakın dostlan" ve partililer de yurtdışı gezilerden dönerken hediye ola- rak getiriyor. Demirel, kendi şapkasını hiç bakma-. dan eliyle yokla>r arak bile arüıyor. 12 E>- lül'den sonra bir olayla bunu çevresin- dekilere kanıtlıyor. Ola>ın tanıklanndan biri, şöyle anlatıyor: "12 Eylul'den sonra trenle Izmir'e, Os- man Kibar'ın cenazesine gidivoruz. Ba- lıkesir yakınlannda tren durduğunda, bir gnıp partili geldi ve beyefendi ile görüş- mek istediklerini söyledi. Kompartıma- na giderek dunımu kendisine ilettik. Bi- raz sonra geldi, ama elinde şapkası yok. Korumalardan biri şapkayı almaya git- ti. Ama bulamamış, korapartımanlarda dolaşırken, buldugu bir başka fotrü ge- tirdi ve beyefendinin eline verdi. Beyefen- di aldı, hiç bakmadan eliyle bir yokla- dı, sonra şapkayı sallayarak partilileri se- lamiadı. Daha sonra yine bakmadan, 'Ai götür, sahibine ver' diyerek konımaya uzath." DYP'de hemen herkesin Demirel'in şapkası ile ilgili bir anısı var. DYP'nin eski Genel Başkanı Yıldınm Avcı da De- mirel'in yasaklı olduğu döntmde miting- lerde şapkasını salladığını anlatıyor. "1984 yerel seçimleri oncesinde Ege*de bir mitingde 'beyefendinin' diye elime bir şapka tutuşturdular. Baktım, şapka kü- çük, Sülevman Bey'in kafasına olmaz. Demirel'den Ozal'a Gene rni aynı hakarat? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — DYP Genel Başka- nı Süleyman Demirel, Kayse- ri'de düzenlediği mitingde 12 Eylül öncesini eleştiren Cum- hurbaşkanı Turgut Özal'a, "Gene mi aynı nakarat" diye karşılık verdi. Demirel, güle- rek, "Neyse, 40 günü kaldı" dedi. DYP Genel Idare Kurulu, dün TBMM'de Genel Başkan Demirel'in başkanhğında top- landı. Demirel, toplantıya gi- rerken Cumhurbaşkam Özal'- ın Kayseri'de miting düzenle- yerek halka hitap etmesine iliş- kin değerlendirmesini soran gazetecüere, "Deveye sormuş- lar, 'Neren eğri' diye. 'Nerem doğru' demiş. Anayasa ihlali içerisindedir. Yemininin ihla- li içindedir. 40 gün de ömrii kalmıstır" dedi. DYP'den aday adaylığı baş- vurusu yapan ANAP Bith's Milletvekili Muhyettin Mutlu, saat 16.00'da başlayan GİK toplantısından önce gelerek Demirel ile görüşmeye çahştı. Mutlu, Demirel'i beklerken gazetecilere, Demirel ile henüz görüşemediğini, ancak aday adaylığı için başvurusunu yap- tığını ve sonucu beklediğini bildirdi. Demirel gelmeden birkaç dakika önce odasının önünde bekleyen Mutlu, De- mirel içeri girince arkasından diğer DYP yöneticileriyle bir- likte girdi. Mutlu gıttikten hemen son- ra odasından çıkan Demirel, gazetecilerin bu konudaki so- rusunu yanıtlarken "3 dakika oturdu gitti. Diğer arkadaşlar- la oturdu, gitti" diye konuştu. Ama anlaşıldı ki, şapka gerçekten beye- fendinin. Çünkü, kendisi tarafından bir partiliye hediye edilmiş. Tabii, hediye et- tiği kişinin kafa numarasına göre." Şapkası, Demirel'in konuşmasını da belirleyen onemli bir gösterge, Demirel, konuşmasına başlamadan önce, şapka- sıyla halkı selamlıyor. Sonra şapkayı ko- rumalara teslim ediyor. Demirel, konuş- manın sonuna doğru elini arkaya doğru uzatıyor. Konuşmanın sona ereceğini an- layan koruma, şapka>T "beyefendi"nin ehne tutuşturuyor. Demirel, konuşmasını yine şapka sallayıp, halkı selamlayarak noktalıyor. Demirel, bugune kadar mitinglerde elinden kaptırarak ya da hediye olarak yüzlerce şapka dağıtmış. Yedeği olmadığı zaman, elindekini kaptırdığında ise sı- kıntıya düşmuş. Kendi deyimiyle, "şap- ka konuşmasmın da bir parçası". Demi- rel, bu kez sıkıntı çekmemek için hazır- lıklı. Seçime giderken, meydanlarda sık sık şapka konuşulacak. Demirel de, stok- ladığı şapkalardan cömençe dağıtacak. Şapka gidecek, seçimin sembolü olacak. Asıl soru, 21 ekim sabahı şapka nereye asılacak? POLİTİKA GÜNLUĞÜ HİKMETÇETİNKAYA Sosyal Demokratların Alacağı Ders... DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit görkemli Kartal mitin- ginde şöyle diyor: — Solcu olacağız diye bolücülere kucak mı açacağız... Demokratik Sol Parti lideri Ecevit, 1986 yılından beri sol- culuktan nefret ediyor etmesine de bir türlü 'Demokratik Sol' sözcüğünden vazgeçemiyor. Biz bu soruyu, 1986 yılında, Sayın Murtaza Çelikel'e sor- muştuk. O yıllar Sayın Çelikel, Ecevit'e yürekten bağlıydı, ona salt inanmıyor, sanki tapıyordu. Murtaza Çelikel, artık Ecevit'lerle birlikte değil. belki politikaya da küstü. Şimdi, bir kez daha 5 yıl sonra Murtaza Çelikel'e soralım: — DSP, gerçekten sol bir partı midir? DSP'nin Kartal mitingi elbet görkemli geçecek. Sosyal de- mokratların kalesı olan bu yörede 1989 II Genel Meclisi se- çimleri sonucunda SHP + DSP oyları Kartal'da yüzde 53.9'du. Onun için her zaman SHP'yi aşağılayan DSP lideri Ecevit, gidip bir başka yerde miting yapacak değil. Nerede sosyal demokrat oylar fazlaysa Ecevit oraya koşuyor ve ses- leniyor: — SHP solculuğun çocukluk dönemini yaşıyor. Bunlar sol- cu değil bölücülerie işbirliği yapıyor... 1970'li yıllarda CHP'ye aynı biçemle saldıran Süleyman Demirel'di, şimdi Ecevit, Demokratik Sol Parti kimliğiyle, artı oklu SHP'ye çatıyor: — Demokratik sol kavramını Türkiye'ye getirenlerden bi- ri olarak ben, demokratik solculuğun ne olduğunu, solcu- luğun çocukluk dönemini aşamamış olanlardan öğrenecek değilim... Ecevit'e şunu sormak gerekir: — Demokratik sol kavramını Türkiye'ye getirenlerden bi- risiniz, ama o dönemdeki arkadaşlarınız şu anda sizinle ne- den birlikte değil? DSP, bu gecikmış erken seçimde ANAP için bulunmaz bir fırsattır. Onun için de ANAP, SHP ile DSP'yi birbirine vur- durarak aradan sıyrıl- _ ^ ^ ^ _ ^ _ ^ — mak istemektedir. Kartal wo PonH'tk DSP lideri Ecevit, r } ° r ı a ı v e r B n a i K ' bunca siyasal deneyi- Istsnbul ÜÇÜnCÜ miyle bu gerçeği gör- n ^ , w fi milloh/akili mektedir. Ancak SHP OOigeae O milieiveKIII birieşmesi SÖZ ko- çıkaracakîır. Iki ilçede O ST ğ S altında sosyal demok- yjrmidl'r. SOSVal rat oylara bir kez daha J , , ., . . . göz dikmiştir. demokratların ıkıye SX££S& bölünmesi, DSPnin 6 miiietvekıii çıka- SHPden oy alarak racaktır. İkı ilçede çev- riüSİPdİÖİ hf>df»fi re barajı yüzde yirmi- UUŞieuiyi neaen dir. Sosyal demokrat- bUİUiaSl, ANAP'lP seçim yöntemidir. alarak düşlediği hede- fi bulması ANAP'ın seçim yöntemidir. Çünkü, Kartal ve Pendik'te ANAP'ın 1989 il Genel Mecli- si sonuçlanna göre aldığı oy (yüzde 193-20.4) bugünkü yüz- de 20'lik çevre barajı içindedir. ANAP Kartal'da 35 bin 593 (yüzde 19.3), SHP 75 bin 285 (yüzde 38.7), DYP 24 bin 46 (yüzde 12.4), DSP 29 bin 681 (yüzde 15.2), RP 24 bin 925 (yüzde 12.8) oy almıştır 1989'da. Pendik'te ise oy durumu şöyledir: ANAP 14 bin 575 (yüzde 20.4), SHP 22 bin 512 (yüz- de 31.6), DYP 14 bin 514 (yüzde 20.3), DSP 9 bin 842 (yüz- de 13.8), RP 8 bin 822 (yüzde 12.4). ANAP'lılar, DSP'nin Kartal mitingini izledikten sonra et- lerini ovuşturuyorlar: — DSP, Kartal ve Pendik'te SHP'yi bölerse, barajı biz ve DSP geçer... Dört milletvekilliğini biz, ikisini DSP alır... Kartal ve Pendik'te yapılan hesap işte budur... DYP'nin Kartal'da yüzde 12.4'lük oyu vardır. DSP ile RP bile DYP'nin önündedir. Büyük olasılıkla RP oylarını arttıra- caktır. Eğer DSP de oyunu Kartal ve Pendik'te iki buçuk misli arttırırsa, ANAP 1989 İl Genel Meclisi seçiminde aldığı oyu bile alsa bugünkü seçim sistemıyle yine sandıktan çıkacak, altı milletvekillığinden dördünü kazanacaktır. Bunun için ışçilerin, memurtann kısaca Kartal ve Pendik'te yaşayan tüm emekçilerin dikkat edeceği bir olgu vardır: Eğer ANAP'ın Kartal ve Pendik'te altı milletvekilinden dör- dünü almasını, hatta sol oyların daha da bölünerek ANAP : ın sandıktan 6-0 çıkmastnı istiyorlarsa SHP ile DSP iyice bir- birine girsin. DSP'liler diyor kı: — Biz Kartal ve Pendik'te iki milletvekili çıkaracağız... Ama ya diğer yörelerde nasıl sonuç alınacak? Şimdiden söyleyelim. Sol oylar 1987'de olduğu gibi çöp sepetine gidecek. 1987 genel seçimlerinde SHP'nin 1 milyon 777 bin oyu, DYP'nin 2 milyon 200 bin oyu. ANAP'ın ise sadece 149 bin oyu çöp sepetine gitmişti. Yüzde 10'luk barajı geçemeyen DSP, RP, MÇP ve diğerlerinin 45 milyon oyu da çöp sepeti- ne atılmıştı... Bilmem sosyal demokrat seçmen, 1987 genel seçimlerin- de aldığı dersten yararlanacak mı 20 ekimde? Göreceğiz. Kimi can derdinde.•• ANAP Burdur il binasında tam bir kargaşa yaşamyor. Her aday adayınm başında onlarca kişi... Insanlar binanm dışına taşıyor. Her kafadan bir ses... Kimi işsiz oğluna, kızına bir iş bultna umudunda. Kimi sulama suyu peşinde, kiminin derdi tayin. Kimilerının de devlet dairelerinde çözülmeyen işleri var. Aday adaylan anlatılanlan dinlemeye, duymaya çalışıyorlar. Sonra telefona sarıhyorlar: Milli Eğitim Müdürlüğü aramyor, DSİ, Köy Hizmetleri... Iki ayak değil, onlarca ayak bir pabuçta... ANAP ıl binası, devlet dairelerinın "evrah servisleri" gibi "Işçi ve îşçi Bulma Kurumu" gibi çalışıyor. Işi telefonla ilgili yere ulaştınlan "dertli" vatandaş, biraz rahatlamış soruyor: "Şimdi ne yapacağız? Bize ne görev düşüyor?" Sormaya ne hacet, duşen gorev bellt Oy pusulasında arınm bulunduğu daireye mühür basmak ve dahi yakınlarına bastırmak. Önce "alış", sonra "veriş" yanı önce "alışveriş"sonra "fış." Aday adaylanna bu sözlerle takılıyoruz. Güluyorlar. Biri, "ifte böyle" diyor, "Vatandaş derdini çözmeye gelmiş. Oy da garanti değiL"
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear