18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
9NİSAN1991 KÜLTÜR-SANAT CUMHURÎYET/7 ANMA Rifafııı yaşamı "şiirdi" • Kultiır Servisi — Şair Oktay Rifat ölumunun 3. yılında Beyoğlu Karaca Tiyatrosu'nda dun duzenlenen bir gece ile anıldı. TYS'nin etkinlikleri çerçevesınde yapılan anma gecesini açan ve şairin eşi Sabiha Rifat'a TYS'nin "Bakır Çanağı"m sunan Demirtaş Ceyhun, "Oktay Rifat 'şiir dili' kurmuş şairlerimızdendi" dedi. Gecede şairin şiirleri üzerine duzenlenen, Faruk Şüyun'un yonettiği söyleşiye, Gıiven Turan, Cevat Çapan ve Tuğrul Tanyol katıldı. Guven Turan, Rıfat'm dunyayı kavramlar olarak değıl, nesneler olarak gorduğunu aktararak, "Oktay Rifat'ın şiirini yazdı. Onun şiırlerinde ortak izlek, zamandır" dedi. Cevat Çapan, şairin, şiir yönunun oyun yazarlığım golgelediğıni beiirterek, "Oktay Rifat'ın şiırlerinde 'zaman izleri' yanında, hayatm niteliği de ortaya çıkar, oyurriarında, 'şiirsellik' vardır, 'şaıranelık' yoktur" dedi. Tuğrul Tanyol ise, kendi başına keşfettiği şairi, Türk şiir geleneği içinde ele aldı. Gece kapsamında tiyatro sanatçısı Tijen Par, Oktay Rifat'ın bazı şiirlerinden ornekler sundu. Isa Çelik'in, Oktay Rifat'ın yasamından göruntülere yer verdiğı saydam gosterısmden sonra şairin şiirlerinden derlenen şarkılar yorumlandı. (Fotoğraf: Ibrahim Gunel) SERST Ebıızziya'nın toprakla savaşı • PARİS (Cumhuri>et) — Tanınmış seramikçimiz Ale\ Ebuzziya Syesbie, Paris'in Beaubourg semtinde Epona Galerisi'nde son yapıtlarını sergiliyor. Yaklaşık 20 parçadan oluşan sergı, Alev Ebuzziya'nın 1989-1990 yıllan arasındaki çalışmaları. Sanatçı, toprakla olan ilişkisini "Toprak canlı bir madde. Ellerimin altında onu yoğururken bir çeşit savaş verıyoruz ikimiz. Çalışırken kızıyorum, soyleniyorum. Toprakla kavga edıyorum. Ve onu, bir harale sonra kınlacağı noktaya doğru ınceltirken büyük bir heyecan yaşamaktayım. Ürünvi, ancak fınna koyduğumda rahatlıyorum. Ama toprakla savaşı her zaman kazanan ben değılim" diye anlatıyor. EDEBİYAT Poesiıım için açıklama • Kultür Servisi — tstanbul Uluslararası Şiir Forumu Genel Sekreterı Ozdemir Jnce, son günlerde forum üzerıne yapılan eleştiriler üzenne bir açıklama yaptı. tnce, Turkiye Yazarlar Sendıkası'na, PEN Yazarlar Derneği'ne, Turkiye Yazarlar Bırlıği'ne forumla ilgili girişimlerini bildirdiklerini, bu kuruluşların da girişımi sevinçle karşıladıklarını bıldirdikten sonra sozlenni şöyle surdürdu: "POEStUM" Turk şiirini temsil etmek savında değildır. Bunun zamansal açıdan da olanağı yoktur!' tnce, Türkiye'den 24 şaıre çağrı mektubu gonderdıklerını, yirmi şairin POESlUM'a katılmayı kabul ettığinı, bır şairin 6-12 mayıs tarıhlerinde yolculuğa çıkacağından POESlUM'a ancak şiir ve bildiriyle katılabileceğini, bir şairin ıse şiir ve bildirisıyle destek verdiğini, ancak sağlık durumu nedenıyle katılamayacağını bildirdığini ifade ederek şair sayısının 18'e duştüğunu belirtti. tnce, çağnlı yabancı şairlerın onemli şairler olmadığını ileri sürenleri de "gerçek dışı ve bır şaire yaraşmayacak haksızhk" olarak niteledı. "tstanbul dışından gelecek sairlerin ulaşımı ve konuk edilmesi elbette forum tarafından karşılanacaktır" diyen lnce, bu yonde butun hazırhklann şairlerle iletişım kurularak yapıldığını belirtip sozlenni şöyle tamamladı: "Henuz hazırlık aşamasında bulunan ve bir ay sonra gerçekleşecek olan forum çalışmalarını daha şımdiden karalamaya çalışanların bu davranışlarının nasıl yorumianması gereictiğini kamuoyuna bırakıyoruz." DERGI Antik-Dekor'da yeni sayı • Kültıir Servisi — Antik-Dekor dergısınin son sayısında Faruk Şahin "Kütahya'da Bir Keramik Fırını", Mehtap Ulkücü "Selimiye Camisi Kalem tşleri"ni yazmışlar. Dergide Pamir Bezmen "Tanhte Bir Otomobil Gezintisi", Sabiha Tansuğ "Tttrk Hamamının Oykusu", Prof. Dr. önder Küçükerman "Isveç'te Cam Tasarımı", Sezer Tansuğ "Batıda Yaşayanlar", Yrd. Doç. Dr. Feryal trez "Avrupa Mobilyası" başlıklı yazılarıyla yer ahyorlar. Dergidekı otekı yazılar arasında Doç. Dr. Nevın Enez Kızıltuğ'un "Dobag Halıları ve Doğal Boyamacılık", Jean SoustıePnin "Islam Sanatı", Ari tstanbulluoğlu'nun cam sanatının uniü ustası Rena Lalique'i konu alan bir incelemesı de var. Chester Beatty Kutuphanesi Islam Koleksiyonu, Çinli Av Köşkü gibi konular, Darussaadet Ağası Nattat Beşir Ağa, Süheyl Ünver, dergı tarafından duzenlenen "Eski Eser Kaçakçılığının Önlenmesinde Muzayedeler, Koleksiyonculuk ve Yasalar" sempozyumunun bir özeti de derginin sayfaları arasında. TİYATRO 'Kafesten Bir Kuş Uçtu' • Kültür Servisi— Devlet Tiyatroları'nın 1990-1991 sezonu oyunları arasında yer alan ve 6 Kasım 1990 tarihinden bu yana Ankara Buyuk Tiyatro'da sahnelenen "Kafesten Bir Kuş Uçtu" adlı oyun, 9-10-11-12-13-14 nisan tarıhlerinde Taksim Sahnesi'nde tstanbullu sanatseverlere sunulacak. Ken Kessey'in romanından Dale VVasserman'ın oyunlaştırdığı ve Bilge Koloğlu'nun Turkçeleştirdiğı "Kafesten Bir Kuş Uçtu"yu konuk rejisör Basıl Coleman yönetti. Dekoru Roger Andrevvs, kostumu Gul Emre, ışık düzenlemesi Fahrettin Özen, muzik duzenlemesi Kemal Günüç tarafından hazırlanan oyunda McMurphy'yi Bozkurt Kunıç canlandırıyor. Woody Allen'ın yenifilmi Alice'teMia Farrow yine başrolde Woody'den s.hirli feminizmWoody Allen'ın "Alice" adh filminde "Örümcek Kadının Öpücüğü"nün ünlü oyuncusu William Hurt, "Baba 3"te oynayan Joe Mantegna ve "Mavi Ay" dizisinin yıldızı Cybill Shepard da rol ahyorlar. ŞEBNEM ATİYAS ~ NEW YORK — 'Alice', Wo- ody Allen'in son birkaç yıldır çevırdiği 'riddi/komik' Nevv York filmlerının en yenisi. Al- len'in ahşılmış Musevı hikâye- lerinden birı değil 'Alice.' Ha- ntm hammcık zengin bir Kato- lik Nevv Yorklunun, yarı gerçek yarı sihirli bır dünyada, aşk ile uyaruşı ve kendini buluşunun al- çakgönullu hikâyesi. Mia Farrow'un canlandırdığı 'Alice' her şeye sahip bir 'Do- fu Manhattan' hanımefendisi: ki güzel çocuk, aşçı, uşak, hiz- metçı, modern ve zengin bir apartman dairesi, bir yazlık, 16 yıldır evli olduğu yakışıklı bir koca (VVUIiam Hurt), şoförlü bir Limousıne, atletik siyah bir masaj uzmanı ve dolaplar dolu- su giyeceğe sahip. Alice, günle- rini bir butikten ötekine girerek, berberde, guzellik salonlannda geçırir. Böylesine 'dolu' bir hayatı yaşarken Alice'in başına bekle- mediği bir şey gelir. Dadıları izinde olduğu için çocuklan okula bırakmak Alice'e diişer. Okul merdivenlerinde kitabını DİLEDtGİ GİBİ YAŞAYARAK KURTULUYOR — VVoodj Allenın son filminde Mia Famm'un canlandırdığı Alice, kurtuluşu dilediği gibi yaşamakta bulu>or. Bugune kadar daha çok karakter rollerinde izlediğimiz Alec Baldwin de "Alice"in oyuncuları arasında. düşuren Alice, esmer, pek çarpı- cı olmayan, ama sevimii Joe (Joe Magtegna) ile göz göze ge- lir. tşte o andan itibaren Joe'- yu aklından atamaz. Joe, ara- sıra saksofon çaldığını bildiği bir yabancıdır. Alice duygulan- nı anlamakta zorluk çeker. Bu arada bir bel ağrısına tutulur. Bel ağnsını tedavi için tavsi- ye uzerine Alice, her derde çe-. şitli bitki ozleriyle deva bulan, mucizeler, yaratan Dr. Yang'a (Keye Luke) gider. Nevv York'- un ünlü Çin mahallesinde, hâlâ Çin'deymişçesine yaşayan Dr. Yang, bütun bılgeliği ve maha- retiyle AJice'in önünde yepyeni, sihirli bir dünya açar, onu ken- dini bulacagı harikalar diyanna getirir. Dr. Yang, nadir bıtki kanşımlan ile Alice'in utangaç- lığını giderir. Dili açılan Alice, Joe ile yeniden karşılaştığmda her ifadesinin altında gizli bir sevişme imajı olan 'vamp' ka- dına dönüşür. Başka bitkiler Alice'i görün- mez yapar, böylece 'gözlenme- den gözleme' olanağmı bulan Alice göremediği gerçekleri öğ- renir. Görünmez halde şehirde dolaşırken, New York'un çılgın- lıgında her şeye bağışıklık kaza- nan taksi şoforlerinin görünmez yolculara da son derece alışkın olduklannı fark eder. Dr. Yang bitkileriyle Alice'- in, ilk aşkı olan ve serserıliği ne- deniyle bir otomobil kazasında ölen Eddie'nin hayaletini geti- rir. Eddie, duygulannı çözmesi için Alice'e yardım eder. Bitki özleri sayesipde Alice hiçbir za- man yakınlaşamadığı kız karde- şi Dorothy (Blythe Danner) ile dost olmayı basarır. Alkolik an- nesi ile denizci babasını hatırlar. Annesi ile benzerliklerini keşfe- der. Böylece Alice, Dr. Yang'- ın bitki özleri sayesinde sihirli bir dunyadan gerçeğe bakar, ya- vaş yavaş uyanır ve kendi hari- kalar diyannı bulur. Alice'in bulduğu harikalar di- yanrun en önemli özelh'ği, genel- likle 'kurtulmuş' kadınlara ya- kıştınlan 'kurumsal bir mevld' olmaması. Örneğın Alice, genç kızlık arkadaşı Nancy (Cybill Shepard) gibi tanınmış bir yazar olmayı başararak kurtulmuyor. Alice entelektuel olmayı seçerek değil, kendi istediği gibi yaşa- maya başlayarak kurtuluyor. Filmin metin yazan da Wo- ody Allen olmasına rağmen, hicvedilen din teması Mia Far- row'a dayanıyor. Şimdiye dek filmlerinde genellikle kendi ko- keni olan Nevv York Musevi ya- şantısını hicveden Allen, bu se- fer Mia Farrovv'un kökeni olan Katolikhği işliyor. Böylece Far- row, filmin kahramanı Alice'e kendi hayatından katkılarda bu- lunuyor. Katolik ahlakın 'ilerici' diye bilinen yanını irde- liyor film. 'Alice', VVoody Allen'ın ön- ceki yıl çevirdiği 'Bir Başka Kadın' filminin bır başka yönü sanki. Bir Başka Kadın'da Ge- na Rotvlands'ın canlandırdığı akademik kadının yerini 'Ali- ce'te zengin ve boş kadın almış. Manhattan'ın entelektuel ve ciddi Batt Yakası'nın yerinde, 'Alke'te tümüyle paraya ve şa- şaaya ağırlık veren gayrı ciddi Doğu Yakası var. Göruntülerde Allen'in eski filmlerinden esinler izleniyor. Filmin her karesinde 'Kahire'- nin Mor GiUü', 'Eylül', 'Jç Dünyalar' ve 'Radyo Günleri'nden bir şeyler bulmak mümkün. SANATGALERİLERİNDEBİR GEZİNTİ Zaman ve tuval içiçe tbrahtna Çlftçtogla R«ıta S e r g i s l / Sanfa Sanat Galerisi (159 72 55) / 7 mayısa dek açık. Belli bvr tema çevresinde, genellikle "seriler" üreten bir ressam Ibrahim Çiftçioglu. Bu son sergisinde de "Espas, Sarkac ve Tik" serisini sunuyor izleyi- ciye. Serginin adından hareketle tek tek tlerliyoruz: "Espas'', sanatçının tuvalin espasıtu farklı bir yorumla değerlendir- mesini simgeliyor. "Renkten, boya do- kusundan sonra pek çok denemeterim oldo ama sonunda anladım ki ben bir tnval ressanuyım" diyor tbrahim Çift- çioglu. "Yüzeydeki espaa tnval boyat- lan içerisinde nasıl dcferlendirebilirim derken tuvaMn yanlarmı, kenariannı knl- lanmayı diişöadam. Bunn espası çıkar- tıp ucıincü boynta tasımanın bir yönte- mi olarak degeriendirdim." "Sarkac" bir Damokles kılıcı gibi te- pemizde sallanıp duran zaman ibresini temsil ediyor bu resimlerde. Sanatçı "ramanın" sürekli gündeminde olduğu- nu, ölümle yanş ettiğirıi, ona meydan okuduğunu söylüyor. "Tlk" aynı temanın işlenişini, yine- lenmeleri simgeliyor. tbrahim Çiftçi- oğlu'nun çalışmaJarında yaptığı gibi... Şimdilerde bir "erotik di/i"nin hazır- lıkları içinde olan sanatçı, "Benim sa- natım, yaşamımın ya da yaşamıntCTi bi- linerek yeniden yazdmasıdır" diyor. "Resmimin bir yanının otobiyografik olduğu BU döşiinüyonım. Onlann, ya- sanümdan damıülmış özter icerdigini soyteyebüirinı. Öznemden hareketim ge- nelleşir, yersel ve evrensel, toplıımsal, gitncek yaşanmışlık resmimin temel ya- nuu olaştunır." tLK SERGİ — Perdahçı'nın sergisi Yonca'da. (Fotofraf: tbrahim Gunel) X biünmeyenü birdenklem !\arean Perdahçı Resin Sergisi / Yonca Sanat Galerisi (130 39 80) / 29 nisana dek açık. Kttalararası 'renkahenk' yolculuk Tmtmm M e r a l H o r a e El S a n a l l a n S e r g i s i / Ayşe Takı Galerisi (159 19 11) / 26 nisana dek açık. Fatma Meral Horne, Endonezya'nın Java Adası'nda öğrendiği el sanatlannı bugüne dek binlerce değişik ürune uy- gulamış. Bu sergisinde de Turkiye ve dunyadan türlü dokuma, işleme, ikat, baskı, yazma, batik ve özgün desenlerle giysi tasarımlan, cam boncuklar kanş- tırılmış kolaj takılar, kumaşlar ve kese- kr yer alıyor. Fatma Meral Horne, bu "çok renkli" derlemeye "Halk Sanatianyla El Ele: Renkterle lasanmlar" adını vermiş. ts- tanbul Bebek doğumlu sanatçının ilginç bir yaşam çizgisi var. Sosyoloji eğitimi aldıktan ve 10 yıl süreyle sekiz yıL As- ya'da olmak üzere 40*a yakın değişik ül- kede yaşamını surdüren Fatma Meral Horne, bugün Muğla'da üretkenliğini surdürüyor. "Sanat bir yolculnktur, yolo tükenmez" diyor Horne. "Öyle bir kut- lamadır ki katılabilir berkes." Nurcan Perdahçı'nın çalışmalarında iki yaklaşım göze çarpıyor. Konstrüksi- yon ve konstrüksiyonun mekâna uyar- lanması. "Amacun uzayı sınırlamak, denge ve striıktürii vurgulamak" diyor. Nurcan Perdahçı bir Adnaa Çoker atölyesi mezunu. 1983 yılında mezun ol- muş ve ilk kişisel sergisi. tnsanoğlunun bilinmeyene olan tutkusu, Nurcan Per- dahçı'da da onun biçimine karşı bir ilgi uyandırmış. Bilinmeyenin simgesi x ca- kşmalannın ekseni aynı zamanda. "X'e gerek zemin, tavao ve duvar ara- sında yer vererek gerek salt bir mekânın ortasmda, >a da duvar zemin, pano ola- rak kullanarak mekânı ortaya çıkan iş- le birlikte degerlendirdim. \'i vuzeyle- rarası hareketi, ilişkileri kolayca sagladığı için kullandım." Ayasofya'nın nasıl korunacağı uzmanlar tarafından tartışıldı Kubbe ve kubbealtı sorunları Pref.Dr. Seaıavi Eylee: Kubbede saptanan rutubet ve dökuntuler pek çok camiyi de tehdit ediyor. Doe.Dr. thsan Tunay: Kubbeye dokununca avucunuza mozayik doluyor. Alpasian Koyıınlu: En büyük döküntu batı yarı kubbesinde. ASLI KAYABAL Doğu Roma Imparatorluğu döneminde bir Bizans Kilisesi'- ydi. 1453'te Fatih Sultan Meh- met'in lstanbul'u almasıyla bir- likte camiye dönüşturüldü. 24 Ekim 1934'ten bu yana ise Ata- türk'ün ısteğiyle muze olarak kullanılıyor. Ozellikle yaz ve bahar ayla- rında çok sayıda yabancı tunst tarafından gezilen Ayasofya, zaman zaman konser salonu iş- levi de gormeye başladı. Ama yıllardır çevresinde dönen poli- tık ve ideolojik tartışmalar bır yana Ayasofya'nın kubbe ve kubbealtı sonınlan var. Geçenlerde Ayasofya Müze- si Mudurluğu'nce ilk kez "Aya- sofya'nın Koruma Probkmle- ri" konulu bir toplantı duzen- lendi. Ayasofya Müzesi'nde ya- pılan toplantıda yapıyı kuşatan temel sorunlar uzmanlarca tar- tışıldı, çeşitlı öneriler getırildı. İhtıyar Ayasofya'yı 1990'lar fstanbulu'nda neler bekliyor? Yuksek Mımar Alpaslan Ko- yunlu'ya gore, Ayasofya'da "gıincel sorunlar" on planda. Guncel sorunlar dosyasında kı- rık camlar, ıvedi onarım bekle- yen kubbeyi örten kurşun taba- ka, yetersiz gece bekçileri, da- ha ziyarete açılmamış bazı bo- lumler gizli. Ama Koyunlu'ya bakılırsa, butün bunlar gelece- ğin "büyük boyutlu sorunlar"- ını oluşturabilir. Ayasofya'da kurşunlu ortulu kubbede, sızan rujtubetin kesin- likle onlenmesi gerektiği belirtı- liyor. Sanat Tarihçisi Prof. Dr. Semavl Eyice, "Ayasofya'nın kubbesinde saptanan rutubet ve dökuntuler pek çok camiyi de tehdit ediyor" diyor. "Kurşun olumsüz bir madde değil. Bir süre sonra hassaslıgını yitiri- yor." Istanbul Universitesı Edebi- yat Fakultesi Sanat Tarihi Bo- lumü'nde görevli Doç. Dr. M. Ihsan Tunay'a gore de Ayasof- ya'nın kubbesi içindeki durum urkütücu: "Ana kubbe ve altın- daki sıvadan mozayikler kop- muş durumda. Kubbeye elinizi değdirdiğinizde avucunuzun için mozayik doluyor." Yuksek Mimar Koyunlu da en buyuk dokuntunun batı yarı kubbesinde gozlemledığını belir- tiyor. "Belli zamanlarda kendi kendini tasıyan sıvalar havanın yuksdmesi ya da degişen ısı ko- şullan yüzünden yapışkanlığını yitiriyor ve dökülüyor. En bü- yük dökuntu batı yan kubbesin- de gozlemleniyor. Kubbe 1894 depremine direnç göstermiş. Kubbe attında çakılı iri başlı bir çivinin paslanmış olduğunu gor- dük. Kubbenin saglamlaştınl- ması sürecinde bu çivinin süratle alınması gerekir." Ayasofya'nm kubbe sorunla- nmn yanı sıra "kubbe altı" so- runları da söz konusu. En önemlisi de zeminden gelen su sorunu. Alpaslan Koyunlu'ya göre, 10 yıl öncesine kadar ku- zey kapıdan gelen ve büyük bir birikintiye yol açan su bezlerle toplanırmış. Yapırun altında Bi- zans ve Osmanlı'dan kalma su kanalları bulunuyor. Koyunlu, girişın altındaki sarnıcın da ha- va dolaşımının etkisiyle bahar aylarında yoğun bir ıslakbğa yol açtığını belirtiyor. "Ancak bu rutubet gereken temizlik çalış- maları ve havalandtrma delikle- riyle çözümlendi" diyor. Önumuzdeki turizm mevsimi- ne hazırlanan Ayasofya Müze- si'nde bugunlerde Rölöve ve Anıtlar Mudurluğu'nun teknık elemanları ana kubbe altında kurulu 65 metrelik bır tahta ıs- keleyle kubbeye ulaşmaya çalı- şıyorlar. Doç. Dr. Tunay, Ayasofya'- nın mozayiklennin de tehlike al- tında olduğu göruşunde. Kienç \azann Portresr • Kültür Servfarf — II. Edebiyat Şenliği kapsamında bugün saat 12.00'de "BabıâÜ'de Gtnç Yazann Portresi" başlıklı bir açıkoturum yapılacak. Berna Durmaz'ın yöneteceği oturuma konuşmacı olarak Mustafa Suphi Yesilyurt, Nur Bulum, Akgün Akova, Nuh ömer Çetinay, Cemile Çakır, Berrin Kınmboğlu katılacaklar. Adres: öğrenci Kültür Merkezi, Bozdoğan Kemerı Cad. Vazneciler. Gülhane şenleniyor • Kültür Servisi — Istanbul Büyukşehir Belediye Başkanlığı adına duzenlenen geleneksel Gülhane etkinliklerinin dördüncüsü 13 nisanda Bayram Şenliği ile baslıyor. Bayram Şenliği'nde kukla, orta oyunu, kanto gösterilerinin yanı sıra çeşitli topluluklar da konserler verecekler. 22 nisanda ise Çocuk ve Gençlik Festivali başlayacak. Çocuk gösterileri bölumunde ilkokullar arası bilgi, yetenek beceri yarışmalan, çocuk tiyatrolan, halk oyunları yer alacak. 13 mayıstan itibaren yer alan gençlik gösterileri ise gençlik tiyatroları, Türk hafif müziğı dalında duzenlenen "Altın Çınar" müzik yarışması da bu yıl tekrarlanacak. Afişlerde • tSTANBUL (AA) — TMMOB Kimya Mühendisleri Odası Jstanbul Şubesi'nce "çevre" konulu afiş yarışması düzenlendi. Grafıkerler Meslek Kuruluşu Derneği'nin katkısıyla duzenlenen ve seçici kurulunu Yurdaer Altıntıs, Emre Senan, Cemalettin Mutver, Seza Baştuğ ve Fatma Uzman'ın oluşturduğu yarışmaya son katılım tarihi 7 Mayıs 1991. 3,5 milyon liralık büyük ödülun yanı sıra 500 bin lira tutannda iki mansiyonun verileceği yarışmanın ödul töreni 5 Haziran Dunya Çevre Gunü'nde yapılacak. Manizade'nin ' turneşi • Kültür Servisi — îstanbul Devlet Operası sanatçılarından Attila Manizade (bas), 1991 Mozart ve Yunus Emre*yi Anma Yüı nedeniyle Avusturya, Belçika, Danimarka ve Almanya'da resitaller vermek üzere yurtdışına gidecek. UGUN • Çlzgen'ln gösterisi Gültekin Çizgen'in multivızyon gösterisi ve multivizyon üzerine söyleşisi saat 19.00'da Ruhi Su Kültür Salonu'nda (Kırtasiyeci sok. No. 21 Kadıköy, Tel: 345 47 03) izlenebilir. • Ceyhun okuyor Demirtaş Ceyhun, "Entelektüelden Entele" adlı kitaptan bölümleri saat 16.00'da Atatürk KitaphğYnda okuyacak. • Oda Mûztği Vıyana Teknik Üniversitesi Oda Müziği Topluluğu saat 17.00'de MSÜ Oditoryumu'nda bir konser verecek. (152 16 24) • Piyano resitali Eser Bilgeman'ın piyano resitali saat 19.00'da Atatürk Kultür Merkezi'nde. (151 56 00) • Primltif Caz Erol Pekcan'ın "Pirimitif Caz" başlıklı söyleşisi saat 19.00'da Büsak'ta yer alıyor. (143 28 79) bugün bilsak 9NİSAN SALI: 18.00 Göstcn:"Banşİçin Dizeler" Cüneyt UZUNUR, Hakan PİŞKİN 19.00 "PrimitifJazz" Erol PEKCAN TaiChi Chu'anHarekeÜi Meditasyon îlhan GÜNGOREN (Her Sa. 14.00-20.00) Cafe-Foyer-Bar(Giriş) 12.00-00.30 Rock Cafe-Bar(5.Kai) 15.00-18.00 HcavyMcial 18.00-24.00 Rock HtÇBİR YERDE TAHTA tSKELE KALMADI — Ayasofya Mü- zesi'nde 65 metrelik bir tahta iskeleyle kubbenin onanmı sağlan- maya çalışılıyor. Doç.Dr. İhsan Tuna>, dunvanın hiçbir yerinde tahta iskele kalmadığını, bu iskelenin gıivenlik açısından lehli- keli oMuğunu soylüyor. bilsak, sırasclvilcr cad., soğancı sok. 7 cihangir 143 28 79-99
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear