18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyel Sahıbı Cumhun>et Matbaacılık ^e Gazeteulık Turk \nonım Şırkttı adına Nadır N«lı 0 Gene) Yay r Muduru Hasın Crmal Mues^ese Muduru Emıne L>akligıl \azı I^ler Muduru Oka> Gonens» 0 Haber Merkezı Muduru Yalçın Bavr Savfa Duzcnı Yöneımen Ah * o r 0 Temskier AbaıctTan IZMİR HıtmK Çttinkra AD-\NA Çtlın Yıjtnoilu Is Polıtıka Cd«l B^bAgK D15 Habcrlcr Efgaa .talcı Ekonom Oftgiı Tvfcuı Iş Scndıka Şakıu bta*n. Kulıuf Cctat Ltin lı'in,-.! HiM» KcnalKKık Ejıiım 0«>ca> Jaylaa lur Habtt erı \«*HM Do|u Spof D»n sman •.Mnlkalır Y •«*»>•. Dtı Yanla- k n a t.lıjlı. \r»tıriu Şak» Upn Duztllm* IMıUI l n n 0 Koordınaıor Mtmn KOTISUI 9 Mal I hc Lrol trk* 0 Muh**b« Buleal Vcwf 0 Bu t PıanlaTl* Srtfı CHauıbcfCOtİB % Rek ajn Vfc Toran 0 Ek Ya\ n ar Hlfeı Myol # Idart HucMn G«rrf 0 ble r-e Oadtf tdlk 0 Bılgı U em Nıri laal 0 Pt -i ne Scvgı )av n kun* u Ba4kan NadlrNadı Basan tp Ttavon. Cumhunyet Malbaacilık ve Guciecılık TA ^ Turkoca|ı Cjd 99 411 Oktvt Akhvl. \^ÇM fcytr H u u U^M n PK 246 tstanbul Tel *12 03 05 (20 lut) Telex 22246 Fax (1) S26 60 -2 0 Ccml HikM Çelııkm Otl; Sun^r A l l n /- ya Gokalp Blv Inkıkp S. No 19 4 Tcl 133 II 41-47 Tdcı 42344 F u 14) 133 l(.r MaıKiı llfcu 05 65 0 Izalr H Zı>n Blv 1352 S. 2/3 Td 1] 12 30 Tekx. ^2359 F.x (51) 19 53 60 , Alı v c n o \ a a « Tu 0 U ı u lnanıı Cad 119 S No I kJi 1 Td 19 3"1 52 14 İU[> Tdo- 62155 Fıı TD 19 25 71 TAKVIM 6 NİSAN 1991 tmsak 5 04 Guneş 6 33 öğle 13 11 Ikındı 16 48 Akşanv 19 40 Yatsı 21 03 Istanbul Belediyesi'nin düzenleyeceği 'ŞürForumu'(Poesium), Türkşairleri arasında tartışmayarattı Şiirbelediyelik olclııLALE FİLOĞLU Bu yıl ılk kez duzenlenecek olan 1 Uluslararası Istanbul Şı- ir Forumu Türk şaırlerının ayrı kutuplarda toplanmasına neden oldu "Seçilmişler ve seçihne- mişler." Istanbul Büyukşehır Beledıyesı Kultur Işlen Daıre Başkanhğı'nm 6-12 mayıs tanh- len arasında düzenleyeceği 'Po- esium'a 24 Turk şaırı ıle 24 ya- bancı şaır davet edddı Yundı- şından davet alanlann 21 'ı, >-ur- tıçınden davet alanlann ıse 18'ı olumlu yanıt venrken çağrılı ozan Fazıl Husnu Daglarca, "Belki katılacağım" dedı Bu arada Melih Cevdet Anday da bıldırısını göndermekle bırlıkte toplantılarda bulunmayacağmı açıkladı Ozdemır Ince'ye göre bunun nedenı "Gcnç kuşagın kendi temsilcilerıni seçememiş olmasından" kaynaklanıyordu tnce, "50 genç şairden beşini seçmek çok zordu. Zaten bu se- çimi genç şairier de kendi ara- lannda yapamazdı..." dıyordu Ancak bu yanıt Şıır Forumu'na çağnlı ya da çağrısız şaırler ıçın yeterlı değıldı Ayrıca, Turk şı- irıne 20-30 yıl emeğı geçmış kı- mı şaırlerın "yaştan kurtardıgı halde" forum dışı bırakılması da ayrı bır eleştırı konusuydu Bu arada, göruştüğumuz şa- irlerın bır bolumu, seçım şeklı- nı eleştırmekle bırhkte ulkemız- de ılk kez uluslararası alanda bır şur etkınlığının gerçekleşmesını oldukça olumlu ve yararlı bulu- yordu Onlara göre şıır, kuytu köşesınden çıkıp, daha çok ko- nuşulur, okunur, dınlenır ola- caktı Ve belkı de yurtdışında Turk şunne olan ılgı artacaktı Beledıyenın hazırladığı basın bülterunde "Dunyanın onde ge- len şairleri ile Turk şiirinin >a- şa>an ve onde gelen şaırierini bir •rava getırecek" dıye açıklanan 'Poesıum'a, kımı ozanlar da- vetlı olduklan halde neden ka- tılmıyorlardı 9 74 yaşındakı "delikanlı" Ca- hil Kulebi neden katılmadığı so- rusuna "Canım istemediği için katılmadım" vanıtını verıyor ve eklıyordu "Bize gelen çagrı tnektupları çok alaturka idi. Koşullan nedir, tstanbul dışın- İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin 6-12 mayıs Foruma davet edümeyen veya davet edildiği halde tarihleri arasında düzenleyeceği Toesium'a 24 katılmayacaklarını açıklayan şairler, seçimin Türk şairi ile 24 yabancı şair davet edildi. Şiir hangi ölçütlere göre yapıldığının belli olmadığını forumuna 47 yaşından küçük şair davet edilmedi. söylerlerken organizasyon sorumlusu Özdemir İsmet Özel, Ece Ayhan gibi önemli şairler de İnce,"Forumungeniş ufku ve büyük amaçlarıyla davet edilmeyenler arasında. kimse ilgilenmiyor" dedi. ı KÜLEBİ: Gcnçleri çngırmadı- lar. Kumpanya bunlar. TA.NYOL: 1970-1990 arasında yazdmış şür yok. ANDAY: Şairler için sn.ir.ama var. Turk ^iiri boyie tanıülmaz. ARtF: Dunyvuun her yerinde ki- şisel kayırmalar rol o\nar. OZEL: Demek ki bu seçım sa- nat olçutleri dışında yapıldı. POESİUM^A KATILACAK YABANCI ŞAİRLER POESİUM^A KAT1LACAK TÜRK ŞAİRLERİ Alain Bosquet (Fransa), Jean Orizel (Fransa). Abdellatıf Laâbi (Fas), Adonis Ali Ahmed Saıt (Lubnan), Jean-Claude Renard (Fransa), Gyorgy Somlyo (Macaris- tan), Caj VVesterberg (FinJandiya), Egıto Gonçalvez (Portekız), Clara Janes (tspan- ya), Johannes Poethen (Almanya), Gavın Ewart (Ingiltere), Henrık Nordbrandt (Danımarka), Judıth Herzberg (Hollanda), Miroslav Holub (Çekoslovak>a), Frans de Haes (Belçika), Lasse Soderberg (İsveç), Maurizıo Cucchi (ttalya), Richard Murphy (trlanda), Spiros Tsaknıas (Yunanistan), Victor Sosnora (Sovyetler Bir- ligi), Vlada Uroseviç (Yugoslav)n). tlhan Berk, Salâh Birsel, Sabahattin Kudret Aksal, Necati Cumalı, Arif Damar, Can Yucel, Gulten Alun, Ahmet Oktay, Cevat Çapan, Kemal Ozer, Hilmi Yavuz, Ozdemir tnce, Ulkn Tamer, Ataol Bebramoglu, Refik Durbaş, Guven Turan, T.S. Halman, Şukran Kurdakul, Melih Cevdet Anday (bildiri sunacak. toplantılara katılmayacak). DAVET ALIP DA KATILMAYAIVLAR Cahit Kulebi, Ahmed \rii, Attıla llhan, Sezai Karakoç. dan gelenler nerede kalacaklar belli degil. Gerek belediye sanal- çısı Hilmi Yavuz gerekse onun >ardımcısı Ozdemir İnce boyle işlere ginşirken >ontemlerini og- renmeleri gerekir. A>nca birçok yetenekli genç şair var. Şu an aklıma gelen \hmet F.rhan, Y a- şar Mıraç gibı. \ma gençleri ça- ğırmadüar. \ynca dışandan ge- lenler de o kadar onemli degil. Yurtdışında çok toplantıya ka- tıldım, bir kısmını tanıyorum. Ben SHP'nin onur uyesiyim. Boşuna para harcıyorlar. Kum- panya bunlar. Şıır yazamayan adamları çıkartıp tartışacaklar. Şiir yazamayanlar şiir uzenne konuşamazlar. Ben bu yaşa ka- dar birçok toplantıya katıldım, ama Hilmi'nin (\avuz) ıpıvle cennete bıle ınmem". Çağrılı olup da katılmavacak- lar arasında yer alan Attilâ ll- han, "Ben kalabalıktan hoşlan- madığım ıçın katılmıyorum" derken vaşamını Ankara'da sur duren ozan Ahmed Arif, sağhk nedenlerıjle şur forumuna ka- tılmadığını bıldırdı Ahmed Arif, öncehkle bu etkınhğı geı çekleştırenlerı kutladığını belır- terek "Bir sanat olayıdır, çok iyı olmuştur. Sık sık >apılmalıdır" dedı Ahmed Arif de her >aştan şa- ınn bu foruma seçılmesı goru- şunu pavlaşıyor Bu yapılmadığı ıçın de forumun demokratık ol- madığını söyluyor ve devam edı- >or "Bana sorarsanız, benım de onereceğim isımler, kişisel olur. Ancak her kuşaktan şair seçılebilirdi. Dışandan çagnlan- lar da buyuk ozan falan degil. Turkiye'de 20. sınıf şaır olama- yacak şairler var aralannda. Dunyanın neresinde olursa ol- sun, kişisel dostluklar, kajırma- lar rol oynar." îşlerı >oğun olduğu ıçın top- lantılarda >er almayacağım, an- cak bıldırısını gonderdığinı be- lırten 'Yenı Şıır'ın kurucuların- dan Melih Cİvdet Anday'ın ak- lına takılan sorular ıse şunlar "Beledıye neden boyle bir işe kalktı? Şairler için sınırlamalar konulmuş, bunun neye dayan- dıgı belli degil. Turk şıirini tem- sil edecek bo\le bir toplantının sorumlulugunu kım ustleniyor? Ve ne hakla! Turk şiiri boyle ta- nıtılmaz." 'Yaşı tutmasına rağmen' bu 'poesıum'a da\et almayan şair- ler arasında Ece Ayhan ve tsmet Ozel de var Ece Ayhan 1931 doğumlu ve 1954 yılından bu yana şıırlen yayımlanıyor İsmet Ozel ıse yaş açısından tam sınır- da olan bır ozan 1944'lu Poe- sıum'a katılanlar ya da katılma- >anlar en çok bu ıkı şaınn ne- den davet edılmedıklennı soru- yorlar ismet Özel, "Benim, bu işin içinde ya da dtşında olmam ola- >ı buyutmez ya da kuçultmez" dıyor ve konuşmasını surduru- >or "Fransa'da basılan bir an- tolojıde, teknik nedenlerle Ce- mal Sureya yer almamıştı. LNESCO'ya yayın haklarını devreden mektubu gonderme- mişti. Cemal Sureya, 'Bu ben- den bır şey göturmez Ancak bu antolojı noksandır Çunku ıçın- de Cemal Sureya yok' demişti. Şimdi bu işin ne kadar degerli olduğunu ben bılmıvorum. Ba- sından okudugum kadarıyla AT'ye katılmak gibi polıtik bir yonu de varmış. Demek ki şiiri bırinci planda ılgılendırmıyor... Aslında bunları soylemekten de tedirgin oluyorum, katılmaya can atıyormuşum gibi. Bu hava- nın yaratılmasını ıstemiyorum. Ben şiinmi yazmışım. olay oku- yucuyla benim aramdadır. Şa- irleri, okuyucuları bir yere da- vet etsınler ya da etmesinler." ismet Ozel'e gore seçım, sa- nat olçutlerının dışın-ia yapıldı Soyledıklerı şunlar "Ne kadar duşuncesine ve yaptığına karşı olursak olalım Turk şiiri soz konusu olduğunda Ahmet Ha- şim'i dışanda bırakamayız. Son 30 yılhk Turk şiirinde'de Ece Ayhan'ı gozden uzak tutup da şiirden soz etmek, o soz edeni vetersiz kılar. Ece Ayhan, tar- tışılamavacak >eri olan bir adam Turk şiirınde. Demek ki bu seçim biraz sanat olçuleri dı- şında yapıldı." 1953 doğumlu olan Tugrul Tanyol ısellhamı Soysal'ın 20 yıl once yazdığı antolojının ha- len aşılamadığını söyluyor "Antoloji 1944'lulerie bitmişti. Derenin altindan çok sular ak- tı. Ama biz hâlâ oradayız." Bu şur forumunun duzenlenmesını çok olumlu bulan Tanyol, "Se- çim yapılırken Turk şiirinin do- nemlen yansılılabılirdi. Forum- da 1970-1990 arasında yazılma- ya başlanmış şiir yok. Bu buyuk bır eksiklik" dıyor 1934 doğumlu olan şaır, mı- mar Cengız Bektaş ıse sınırlann ve seçımlerıp tamamen karşısın- da "Ben Âşık Veysel tadında duşunuyorum" dıyor ve şuor- neğı ven>or. "Bır tarıhte Âşık Veysel'e bir dostum sordu: 'Genç ozanlar ıçın ne duşunu- vorsun 9 ' Aşık Veysel 'Elmaya gıdıp armutun tadı sorulmaz' demişti. Şimdi seçıcilik yapan kişiler, hem elma olduklannı kabul edıyor hem de diger mey- veler hakkında ahkâm kesiyor. Y anı bu şairler (Ozdemir İnce, Hılmı Yavuz) nasıl oluyor da kendilerinı 'onde gelen şaırler' arasına sokabiliyor. Bana gore, bu bir şolen olmalıvdı. Herkes gelir, dağareıgında ne varsa onu ortaya koyar. Bana gore her gu- zel tumce hoş geldı sefa geldi. Yuregımın uzerinde yen var. Bu tur ayırımlarla nereye varılabi- lir ki. Tabii ki onemli şiir var- dır. Ama her şeyden once şiirin sıcaklığı vardır." Şur Forumu'nun sekreterlığı- nı yapan Ozdemir tnce ıse ılke- len açıklanmış bır seçım uzerin- de yararsız bır tartışma açıldığı kanısında İnce, "Uluslararası Şur Forumu'nun geniş ufku ve buyuk amaçlarıyla hiç kimse ilgilenmiyor" dıyor Özdemir ince, ıkıncı 'poesıum'a gençle- rın de ahnacağını, ayrıca önu- muzdekı yıllarda Uluslararası İstanbul Buvuk Şıır Ödulu'nun de verıleceğını söyluyor. 1944 doğumlu şaır Refik Dur- baş'a gore ıse uluslararası bır şı- ır forumu şaır ve şıır adına onemli Genç şaırle r ıçın alter- natıf şıır forumunu onerenler arasında bulunan Durbaş'ın gö- ruşlerı şunlar "Gerçi katılan şa- ifier ve sunulacak bildiriler bel- li bir sınırlama ıçınde, ama onu- muzdekı yıllarda sanıvorum, bu sınırlar genişleyecektir." MAX FRISCH'İN ARDINDAN Once sonra yalnızlık Nazizm, evlilik, yaşlıhk, aydın sorunsalı, kimlik gibi problemler, onun yaratıcıhk evrelerini belirleyen eserlerinin odakları olmuştur; kendini tekrarlamamak, Max Frisch'in vurgulanacak bir özelliğidir. Prof. GL RSEL AYTAÇ~ "tnsan Nedir ki" başlığıvla dihmıze çevırdığım eserı dolayı- sıyla Zunh'te bızzat tanışrtuştım Max Frisch'le Olum haberını alınca, hakkında uzmanlık ala- n»m gereğı kuru bır tanıtma ya- zısı yazama>acağımı fark ettım Onu, başka bır vesıleyle kaleme aldığım ızlenımlenmı hatırlaya- rak anlatmak ısterım Yaşını gostermeyen, ılk bakış- ta Aziz Nesm'e benzettığım bır insandı Max Frısch Konuşma- mız sırasında yıne Azız NeMn'e gıttı akhm Çunku edebı çevırı üzerıne Max Frısch onun tam karşı kutbu savılacak tutumu ortaya koyuyordu Başka dıller- de çok çok ıyı çevırılerle, doğru tanıtılma konusunda aşırı bır tı- tizlık Kıtaplarının dızgı, baskı özellıklerı bıle tam olarak yan- sımalıydı çevırıye. Cumlelerı bö- lünmemeh, "biz böyle demeyiz" uğruna, orıjınalın "başkalıgı" yok edılmemelıydı Edebıyat çe- virisınıtı nankörluğunden söz et- mıştı "İyı ve guzel çevnlen cum- leler, pasajlar, sa>falar değıl de koca çevırıde yapılan bırkaç yanlış göze batar ve ınsanın he- vesını kırar" dıyordu Turkı>e'den bır bayan profe- sörun, onun eserlerı arasından "tnsan Nedir ki" gıbı son dere- ce soyut-duşunsel bır kıtabı çe- vırmesı onu galıba şaşırtmıştı Bu kıtabının olumlu-olumsuz eleştırıleri çoktu, ama "yankı" uyandırmış olması yalnızca >a- zarımn bır Max Fnsch olmasın- dan değıldı kesınlıkle Yazarlık kanyennde ılgmç bır deîışım, gelışım çızgısı vardır Max Frisch'in Konu seçımı, ıl- Frisch.uzmanlık alanının ınımari oluşunu,'kurgu' ilkesine gosterdigi ozende algılatır okuyucuya. gılendığı problemler çeşıtlılık gosterır Bır Heinrich Boll'den çok farklıdır bu bakımdan Işte> "tnsan Nedir ki"de, toplumsal konulardan, toplumdan uzak, "ben"ını sorgulavan bır Max Frısch çıkar karşımıza "Valnız- lık"tır artık bu yaşlı duşunur va- zarın ırdeledığı konu Nazızm, evlılık, vaşlılık, a>dın sorunsalı, kımlık v b problemler, onun va- ratıcılık evrelerini belırleven eserlerinin odakları olmuştur, kendını tekrarlamamak, Max Frisch'in vurgulanacak bır ozel- lığıdır çunku Ilk uzmanlık alanının mıına rı oluşunu, yazarlığında "kurgu" ıV.sıne gosterdığı ozende algılatır okuyucuya ^>- dın ınsan, kafa adamı, âdeta ça- ğımızın temsıkısıdır onun eser- lerınde Avustur>alı şaır-yazar Ingeborg Bachmann'la bırlıkte- lığı, sanırım bır uçuncu yazar ıçın çekıcı bır roman konusu olacak nıtelıktedır Eserlerinin otobıvografık arka planını kur- calama\a meraklı araştırıcılara ofkelendığını çeşıtlı yaalarından okumuştum Yaratıcıhk surecın de yaşantıların ham gerçeklıkle sınırlı olmadığını, vaşantıdan edebıvata gıden >olun karmaşık bır sureç anlamına geldığını ın- san, Ma\ Frısch'ı tanıyınea da- ha ıv ı anlıyor Onun butun eserlerinin bır an once, ama kendısının edebı çe- vırıve gos'erdığı ozene savgı du- >ularak dılımıze kazandırılma- sı gerek Türkçede Max Frisch Phılıppe Hotz'un Buyuk Ofke- M (1964) Bav Bıedermann'Ia Kundak^ılar (196S) Ctvaevı Gunlen (1968) Çarpık Sevda (1972) Gunce (1990) Insan Nedır kı (1989) GRAHAM GREENE'İN ARDINDAN 'Eğlencelik' yazdı, bir sohıkta okunduGraham Greene doktora gider gibi Tann'ya gitme yararcılığına hep alayla baktı. İyiyle kötünün savaşında işin kolayına kaçmayanlar, kotüluğe yenik düşseler de gerçek annmışlar ve 'gunahtutmazlar'dır ona göre. JALE PARLA Dostoyevsk>'nın "Yeraltından Notlar"ımn kahramanı monolo- ğuna ne kadar "ters" bır adam olduğunu kannlamaya gırışerek başlar Dıvelım kı dışı ağrımak- tadır Bu durumda en mantıklı ış bu ağnlardan kurtulmak ola- cakken o bu tur "akılcı" tavsı- yelere alaylı alaylı sırıtır Çunku belkı de bu ağrı ona zevk ver- mektedır Zevk oyle olçulur, bı- çılır, paylaşılır, anlaşıhr bır şev mıdır kı hemen onların aklına uyup da ağrısını durdursun 1 Herkesın zevkı kendi seçımıvle belırlenmelıdır ona gore, herke- sın şeytanının, cennetının, ce- hennemının kendi seçımıyle be- lırleneceğı gıbı Ingılız roman geleneğınde Graham Greene, Bentham'ın ya- rarcı ve akılcı formullerıne kar- şı çıkmış vazarların sonuncula- rındandır Yetışmesıne Jeremy Bentham'ın bızzat katkıda bu- lunduğu John Stuart MUI'den başlayarak John Henry Nevv- man, Thomas Carlyle, Chaıies Dickens, Matthevv Arnold, Ge- orge Eliot, Thomas Hardy ve T.S. Diot'ın olu^turduğu bır çız- gıde durur. Bu yazarlara gore vararcı ve akılcı formullerle ne yaşamın gızemı tutulabılır ne de toplumun duzenı sağlanabılır Insin zevk ve acıya ındırgene- meyecek karmaşıklıkta bır var- lıktır, aanın verdığı zevkı yaşan- tısal bır gerçeklığe çevırebılme- nın volu da onlara gore dın ya da sanattır Çok kuçuk vaştan ben ınsan doğasındakı şıddet, acımasızhk, ıyılık ve kötuluğun bırlıktelığı gıbı sorularla cebel- leşıp bunlarla psıkanalızle de başedemeyeceğını anlayan Gra- ham Greene, vanıtı Katohk sa- natta aradı Yırmıncı >uz>ılda adının Evelyn VVaııgh, Françoıs Mauriac gıbı romancılarla bır GREENE — Romancı Katolik. lıkte anılması bundandır. Goethe'nın Faust'unun bırıncı kısmının, Aydmlanma'nın bu "ilahi komedisi"nın yayımlan- masından kısa bır sure sonra 1825 yılında İngıltere'de James Hogg dıye bır vazar tarafından çok şaşırtıcı bır roman vayım- landı Bu roman sonradan And- re Gide'ın sunuşuyla Fransa'da da yayımlanacak olan Gunah- tutmaz Bir Gunahkânn Mah- rem Anı ve İüraflan (The Private Memoırs and Confessi- ons of a Justified Sinner) adlı romandı Romanın kahramanı, Robert Wrınghım, babası Papaz Wrınghım'ın Tann'ya uzun ya- karışları sonunda, Tann'nın seç- tığı gunahsızlar, daha doğrusu ne yaparlarsa yapsınlar "gunah tutmayacaklar" saflarına kabulv edılır Gel gor kı daha bu buyuk nımetın ılahı ışaretının geldığı gun Robert NVrınghım'ın benze- rı, ıkızı, şeytanı, bın bır yuzlu Gil-Martin onun karşısına çıkar ve onunla butunleşerek gunah- tan gunaha surukler "Gunah tutmaz" Robert \Ynnghım son- suza dek lanetlenınceye kadar Ister kendısının "eglencelik" dıve nıtelendırdığı "hafif" ro- manları, ıster "roman" dı>e nı- telendırdığı "agır" romanlan ol- sun, Istanbul Treni'nden The Power and The Glory've (Kud- ret ve Ihtışam), The Heart of the Matter'dan (Meselenın Ozu) Onuncu Adam'a, Graham Greene'm butun yapıtları ınsa- nın gunah ve masumıyet arasın- da yaptığı ve yapamadığı seçım- lerın ıronık sonuçları uzenne kuruludur Yaşam, aynı Robert VVrınghım'ın yaşamı gıbı bır ka- çıp kovalamaca, ıhanet, ıtıraf dongusunde surup gıder Bu dongude ınsanın en amansız duşmanı, karşıtı, kendısı, ıkızı \a da "içındekı ben"dır Türkçede Greene Satılmış Adam, Uçuncu Adam, Kaybeden Kazanıyor, Casuslar ve İnsanlar, Yıkıhş, Havana'daki Adamımız, Yıizbası ve Duşman, tstanbul Treni. Yeraltındakı adam, nasıl dış ağrısını geçırmek ıçın doktora gıtmeyı tenezzul edılmeyecek bır yararcılık olarak göruyorsa, Graham Greene de doktora gı- der gıbı Tann'ya gıtme yararcı- lığına hep alavla baktı İyiyle kotunun savaşında, ışın kolayı- na kaçmavanlar, kötuluğe yenık düşseler de gerçek arınmışlar ve "gunahtutmazlar"dır ona gore Dıkkate değer olan, dınsel ve va- roluşçu bır temel uzenne kurul- muş bu alegonk romanlann ba- zıları basıt polısıye romanlar olarak nıtelendırılmış olsalar bı- le gerçekten ne denlı zevk ve eğ- lenceyle bır solukta okundukla- ndır Kendını "eglendirici", ba- zı romanlarını da "eglencelik" dıye nıtelendırmış olan Graham Greene, çok usta bır hıkâyecı ve anlatıcıvdı Trafige bayram önlemi • Haber Merkezi — Emnıyet Genel Mudurlüğü, bayramdakı trafık yoğunluğu göz önune alınarak bazı karayoUarından ağır taşıtların geçışıne kısıtlamalar getırdı. Buna göre 13-14 rusan ıle 20-21 nısan tarihleri arasında 07.00-23.00 saatlen arasında ağır tasıtlara kapatılacak yollar şunlar: Edırne - İstanbul - tzmır, Istanbul - Adapazan - Bılecık - Eskışehır - Afyon karayolu, İzmıt - Yalova - Bursa - Balıkesır - Manısa - İzmır karayolu, Edremıt - Ayvalık - Dıkılı - tzmır - Selçuk - Kuşadası - Aydın karayolu, Ankara - Sıvnhısar - Afyon - Denızlı - Aydın - Muğla - Marmarıs, Muğla - Bodrum - Datça, Muğla - Köyceğız - Fethıye karayolları. TCDD, Ramazan Bayramı dolayısıyla 12 ve 13 nısan tanhlerınde Ankara, tstanbul ve tzmır arasında ek tren seferlen koyarken dığer hatlardakı mevcut trenlere de 60-200 yolcu kapasıteb vagon takvıyesı yaptı. 1. Çocuk Kurultayı • Haber Merkezi — Doğan Kardeş dergısının duzenledığı 1 Uluslararası Çocuk Kurultayı, Yapı Kredı Bankası'nın Bayramoğlu tesıslennde 4 nısanda bashyor Kurultaya her üden, bın ılkokul, dığen ortaokul öğrencısı ıkışer delege katılacak Kurultayda, ıllerın delegesı olan çocuklar çevre, banş, oyun-spor-sağlık, çalışan çocuk-ozurlu çocuk, eğıtım ve aüe konularında oluşturulan komısyonlarda cahşacaklar. Kurultayın sonuç toplantısı ıse 11 nısan gunu yapılacak Trabzon'da Tlf. 6 rakanıb • TRABZON (Cumhuriyet) — Trabzon'da telefon numaraları bugun gece yarısından sonra 6 rakamlı olacak Trabzon merkezi ıle Akçaabat ve Yomra ılçelerını de kapsavan uygulamaya göre telefon numaralarının başına " 1 " rakamı eklenecek Telefon numaralarının 6 rakamlı olmasıyla bırlıkte Trabzon ve Yomra'da daha önce 031 olan şehırlerarası otomatık telefon kodu (03), \kçaabat'ın (041) olan kodu da (04) olarak değıştı Ozon tabakası • VVASHINGTON (AA) — Amerıkalı bılım adamları, dunyayı guneşın zararlı ışıklanndan koruyan ozon tabakasındakı ıncelmenın şımdıye kadar tahmın edılenden ıkı kat daha hızlı artuğım açıkladılar ABD Çevre Koruma Daıresı Başkanı Wılham K Reılly, bu beklenmedık artışın, gelecek 50 >ıl ıçmde Amerıka'da 200 000 kışının daha den kanserınden ölmesıne yol açacağını soyledı Reılly, ozon tabakasını ıncelten, havalandırma cıhazlannda ve buzdolaplarında kullanılan "kloroflorokarbonların (CFC)" kullanılmaması ıçın daha fazla çaba göstenlmesı gerektığını bıldırdı Reıll>, şımdıye kadar elde edılen bılgılerın, ABD uzerinde ozon tabakasının yuzde 4-5 oranında ınceldığını, eskı tahmınlere gore bu oranın yuzde 2 cıvarında olduğunu söyledı
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear