18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/16 TERÖRLE MÜCADELE YASATASARISITAMMETNİ 6NÎSAN1991 'Yıkıcı faaliyetler'e 200-500 milyon arası ağır para cezasıANKARA (Cumburiyet Bürosu) — Cumhurbaşkanı Turgnt Özal'ın istemi üzerine hazırJanan terörle mücadele yasa tasansı, dün toplanan Milli Güvenlik Ku- rulu ve Bakanlar Kunılu'nca benimsendi. Tasarımn, Bakanlar Kunılu tarafından hükümet tasansı olarak pazartesi günü Meclis'e sevk edilmesi kararlaştınldı. Ba- kanlar Kunılu, Kurtçe yasağına ilişkin 2932 sayıh yasanın yürürlükten kaldınl- masına ilişkin hükmü ise tasandan çıkar- dı 3 bölüm ve 22 maddcden olusan tasa- ndan ile 'yıkıcı faaliyeüer'de bulunmak amacıyla örgüt kuranlara 200-500 milyon lira arasında ağır para cezası verilmesi ön- görülüyor. Bu örgüûere girenlere ise 50-200 milyon lira arasında ağır para ce- zası verilmesini hedefleyen tasan, bu tür faaliyette bulunan mevkutelere de bir ön- ceki ay ortalama satıs miktarlannm yüz- de 9O'ı oranında para cezası öngörüyor. Yayın hayatına yeni başlayan mevkuteler icin verilecek ceza miktannda ise en yük- sek tirajlı mevkutenin bir önceki ay orta- lama satış oranının göz önüne alınmasuıı öngören tasan, bu cezalann 100 milyon liradan az olamayacağmı da belirtiyor. Örgüt bildiri ve açıklamalannı yayım- layan basın organlanmn 10 milyon lira- ya kadar cezalandınlmasım da hedefleyen tasan, 2 sayüı hıyanet-i vataniye, 6187 sa- yıh vicdan ve toplanma hürnyetlennın ko- nınması hakkında kanun, 2932 sayüı Türkçeden başka dillerle yapılacak yayın- lar hakkında kanun, TCK'nın 141, 142 ve 163. maddelen, Dcrnekler Yasası'nın 5. maddesinin 7 ve 8. bentleri ile 6. madde- sinin 2. bendinin de yürürrükten kaldırıl- masını öngörüyor. TCK'mn devlete karşı işlenen suçlara ilişkin düzenlemelehn yer aldığı madde- lerini 'terör sırçtan' olarak niteleyen ta- san, bu eylemlere TCK'da öngörüienden yarı oranında daha fazla ceza verilmesini ve bu cezalarda herhangi bir sekilde indi- rim yapümamasmı da hedefliyor. Bu suç- lardan yargılananlann en çok üç avukat tutabileceklerini de öngören tasan, belir- tilen suçlanR soruşturması sırasmda suç işleyen güvenlik görevlilerinin DGM'ler- de, tutuksuz olarak yargılanabilmelerine olanak sağlıyor. ANKA'nın haberine göre terörle müca- dele yasa tasansının tam metni şöyle: Terör tanımı Madde 1. Terör, baskı, cebir ve şiddet, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemleriyle devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, TOrk devletinin ve cumhuriyetinin varlığını teh- likcye düşürmek, mevcut ana>i asa düzenini değiştirmek, devlet otoritesini zaafa uğrat- mak veya yıkmak veya ele geçirmek, te- mel hak ve hürriyetleri yok etmek, devle- tin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini ve- ya genel sağlığı bozmak amacıyla bir ör- güte mensup kişi veya kişiler tarafından girişilecek her türlü eylemlerdir. Bu kanunda yazılı olan örgüt, iki veya daha fazla kimsenin ayru arnaç etrafında birleşmesiyle meydana gelmiş sayılır. örgüt terimi, Türk Ceza Kanunu ile ce- za hükumlerini içeren özel kanunlarda ge- çen teşekkul, cemiyet, silahlı cemiyet, çe- te veya silahlı çeteyi de kapsar. Terör suçlusu Madde 2. Birinci maddede belirlenen amaçlara ulaşmak için meydana getirilmis örgütlenn mensubu olup da bu amaçlar doğnıltusunda diğerleri ile beraber veya tek başına suç işleyen veya amaçlanan su- çu işlemese dahi örgütlenn mensubu olan kişi terör suçlusudur. örgüte mensup olmasa dahi terör örgü- tü adına suç işleyen kişi de terör suçlusu sayılır ve haklannda bu kanun hükümle- ri uygulanır. Terör suçları Madde 3. Türk Ceza Kanunu'nun 125, 131, 146, 147, 148, 149, 156, 168, 171 ve 172. maddeleriode yazüı suçlar, terör suç- landır. Terör amacı ile işlenilen soçlar Madde 4. Bu kanunun uygulanmasın- da: a) Türk Ceza Kanunu'nun 145, 150, 151, 152, 153, 154, 155, 157 ve 169. maddelen ile 499. maddesinin ikinci fıkrasında ya- zılı suçlar. b) 2845 sayıh devlet güvenlik mahkeme- lerinın kunıluş ve vargılama usullen hak- kında kanunun 9. maddesinin (b), (c), (e) bentlerinde yazüı suçlar. 1. maddede belirtilen terör amaa ile iş- lendiği takdirde terör suçu sayılır. Cezalann arttınlması Madde 5. 3 ve 4. maddelerde yazılı suç- lan işieyenler hakkında ilgili kanunlara gö- re tayin edüecek şahsi hürriyeti bağlayıcı cezalar veya para cezalan yan oranında arttınlarak hükmolunur. Bu surette tayin olunacak cezalarda gerek o fiil için gerek her nevi ceza için muayyen olan cezamn yukan sının aşılabilir, ancak şahsi hürri- yeti bağlayıcı cezalarda bu sınır ağır ha- piste 36, hapiste 25, hafıf hapiste 10 yüı geçemez. Açıklama ve yayınlama Madde 6. tsim ve kimlik belirterek ve- ya belirtilmese de kime ilişkin bulunduğu- nun anlaşılmasını sağlayacak surette kişi- lere karşı örgütler tarafından suç işlene- ceğini alenen açıklayanlar veya yayımla- yanlar beş milyon liradan on milyon lira- ya kadar ağır para cezası ile cezalandın- hr. Terör örgütlerinin bildiri veya açıklama- lannı basanlara veya yayımlayanlara beş milyon liradan on milyon liraya kadar ağır para cezası verilir. Bu kanunun 14. maddesine aykırı ola- rak muhbirlerin hüviyetlerini açıklayanlar veya yayımlayanlar beş milyon liradan on milyon liraya kadar ağır para cezası ile oe- zalandınlır. Bu kanun kapsamına giren suçların ha- zırlık tahkikatının seyrinin olumsuz yön- de değişmesine sebep olabilecek bilgileri açıklayanlar veya yayımlayahlar beş mil- yon liradan on milyon liraya kadar ağır pa- ra cezası ile cezalandırılır. Yukandaki fıkralarda belirtilen Hi1lerin 5680 sayıh Basın Kanunu'nun 3. madde- sindeki mevkuteler vasıtasıyla işlenmesi halinde aynca sahiplerine de mevkute bir aydan az süreli ise bir önceki ay ortalama fiili satış miktarının aylık veya bir aydan fazla süreli ise bir önceki fiili satış mikta- nnın mevkute niteliğinde bulunmayan ba- sılı eserler ile yeni yayına giren mevkute- ler hakkında ise en yüksek tirajlı günlük mevkutenin bir önceki ay ortalama satış tutannın yüzde doksanı kadar ağır para cezası verilir. Ancak bu ceza elli milyon liradan az olamaz. Bu mevkutelerin so- rumlu müdürlerine, sahiplerine verilecek cezamn yarısı uygulanır. Yıkicı faaliyetler Madde 7. Devletin anayasada belirtilen siyasi, hukuki, sosyal, ekonomik düzeni- ni veya cumhuriyetin niteliklerini zor kul- lanmak suretiyk yıkmayı veya değistirmeyi amaçlayan örgütleri her ne şekil ve nam altında olursa olsun kuranlar veya bunla- nn faaliyetlerini düzenleyenler veya yöne- tenler veya bu hususta yol gösterenler, iki yüz milyon liradan beş yüz milyon liraya kadar ağır para cezası, bu örgütlere giren- ler elü milyon liradan iki yüz milyon lira- ya kadar ağır para cezası ile cezalandın- ürlar. Birinci fıkrada belirtilen amaçlarla her ne suretle olursa olsun propaganda yapan kimseye yüz milyon liradan üç yüz milyon liraya kadar ağır para cezası verilir. Bu fi- ilin 5680 sayılı Basın Kanunu'nun 3. mad- desinde belirtilen mevkuteler vasıtasıyla iş- lenmesi halinde aynca sahiplerine de mev- kute bir aydan az süreli ise bir ötaceki ay ortalama fiili satış miktarının mevkute ni- teliğinde bulunmayan basılı eserler ile ye- ni yayına giren mevkuteler hakkında ise en yüksek tirajlı günlük mevkutenin bir önceki ay ortalama satış tutannın yüzde doksanı kadar ağır para cezası verilir. An- cak bu cezalar yüz milyon liradan az ola- maz. Bu mevkutelerin sonımlu müdürle- rine, sahiplerine verilecek cezamn yarısı uygulanır. tkinci bölüm yargılama usulleri Görevli mahkeme Madde 8. Bu kanun kapsamına giren suçlarla ilgili davalara devlet güvenlik mahkemelerinde bakılır ve bu suçlan iş- leyenler ile bunlann suçlanna iştirak eden- ler hakkında bu kanun ve 2845 sayıh dev- let güvenlik mahkemelerinin kurulus ve yargılama usulleri hakkmda kanun hü- kümleri uygulanır. Tutuklama Madde 9. Bu kanun kapsamına giren suçları işlediğine dair hakkmda kuvvetli emare bulunan sanığın 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun 104. maddesindeki tutuklama sebepleri aran- maksızın turuklanmasına karar verilebOir. Avukat ile göriişttiriilme Madde 10. Bu kanun uygulanmasında: a) Sanık tarafından tutulan avukat ade- di üçü geçemez. b) Tutuklu sanık veya hükümlü avuka- tı ile tutukevi veya cezaevi görevlilerinin nezaretinde görüştürülebilir. Bu görüşme sırasında fiziki engel konulmak suretiyle tutuklu veya hükümlü ile avukatın doğru- dan temasına mani olunur. Görüşme sü- resi ile aünacak diğer kontrol önlemlerini cumhuriyet başsavcısı belirler. Gözetim stiresi Madde 11. Bu kanun hükümlerine tabi suçlar sebebiyle yakalanan kımse, turul- ma yerine en yakın mahkeırSeye gönderil- mesi için gerekli süre hariç en geç 48 saat ve toplu olarak işlenen suçlarda en çok 15 gün içinde hâkim önüne çıkanlır. Tutanak düzenleyenlerin dinlenmeleri Madde 12. Bu kanun kapsamına giren suçlann soruşturması sırasında sanıklann ve tanıklann ifadelerini alıp ifade tutana- ğı düzenleyen zabıta, amir ve memurları, duruşmada tanık olarak dinlenemezler. Olay ve tespit tutanağı düzenleyen za- bıta amir ve memurlan ise zanıret görül- mesi halinde duruşmada tanık olarak din- lenebilirler. Ancak bunlann tanık olarak dinlenmelerine karar verilmesi halinde ifa- deleri yapılacak gizli duruşmada alımr. Erteleme ve paraya çevrilme Madde 13. Bu kanun kapsamına giren suçlardan dolayı verilen cezalar, para ce- zasına veya tedbirlerden birine çevrilemez ve ertelenemez. Sanıklar hakkında duruş- madaki iyi hali sebebine dayanılarak Türk Ceza Kanunu'nun 59. maddesi hükmü uy- gulanamaz. Muhbirlerin hüviyetlerinin açıklanmaması Madde 14. Bu kanun kapsamına giren suçlan ve suçlulan ihbar edenlerin hüvi- yetleri, nzalan olmadıkça veya ihbann ma- hiyeti haklannda suç teşkil etmedikçe acık- lanamaz. Zabıta amir ve memurlann işledikleri suçlar Madde 15. Zabıta amir ve memurlan- mn bu kanun kapsamına giren suçlann so- ruşturma ve kovuşturması sırasında işle- dikleri suçlarla ilgili davalara devlet güven- lik mahkemelerinde bakıhr. Tutuksuz yargılama Madde 16. Terörle mücadelede görev alan zabıta amir ve memurlan ile bu amaç- la görevlendirilmiş diğer personelin bu gö- revlerinin ifası sırasında işledikleri suçlar- dan dolayı haklannda açılan kamu dava- sı sonuçlamncaya kadar tutuksuz yargıla- nırlar. Terörle mücadelede görev alan zabıta amir ve memurlan ile bu amaçla görev- lendirilmiş diğer personelin bu görevleri- nin ifası sırasmda işledikleri suçlardan do- layı aleyhlerine açılan davalarda yeterli sa- yıda avukat bulundurulur ve bunlara avu- katlık ücreti tarifesine bağü olmakszın ya- pılacak ödemeler, ilgili kuruluşlar bütçe- lerine konulacak ödenekten karşılanır.- Ödüllendirme Madde 17. İçişleri Bakanlığı'nca belir- lenecek bu kanun kapsamına giren suç fa- illerinin yakalanabilmesine yardımcı olan- lara veya yerlerini yahut kimliklerini bil- direnlere 1481 sayıh Asayişe Müessir Bazı Fıillerin önlenmesi Hakkında Kanun hü- kümlerine göre para ödülü verilir. İçişleri Bakanlıgı'nca ödül verilenler hakkında koruma tedbirleri alımr. Koruma tedbirleri Madde İS. Terör ve anarşi ile mücade- lede görev veren veya btı görevi ifa eden adli, idari ve askeri görevnler ile zabıta amir ve memurlan ve terör örgütlerinin açık hedefı haline gelen veya getirilenler ile suçlann aydmlaülmasında yardımcı olan tanık ve ihbarcılar hakkında gerekli koruma tedbirleri devlet tarafından alımr. Bu koruma tedbirleri, talep halinde es- tetik cerrahi yoluyla fızyolojik görünümün değiştirilmesi danil nüfus kaydı, ehh'yet, evlenme cüzdanı, diploma ve benzeri bel- gelerin değiştirilmesi, askerlik işleminin düzenlenmesi, menkul ve gayri menkul mal varlıklarıyla ilgili haklan, sosyal gü- venlik ve diğer haklann korunması gibi hususlarda düzenleme yapılır. Bu tedbirlerin uygulanmasında, İçişle- ri Bakanlığı ile ilgili diğer kunım ve ku- ruluşlar gerekli her türlü gizlilik kuralla- nna uymak zorundadırlar. Koruma tedbirleriyle ilgili esas ve usul- ler, Başbakanlıkça çıkanlacak bir yönet- melik ile belirlenir. Malul olanlaria aylığa müstebak dnl ve yetimlere yardım Madde 19. Kamu görevlilerinden yur- tiçinde ve yurtdışmda görevlerini ifade ederlerken veya sıfatlan kalkmış olsa bile bu görevlerini yapmalanndan dolayı, te- rör suçlulan tarafından yaralanan, sakat- lanan veya öldürülenler hakkında, "2330 sayüı Nakdi Tazminat ve Avhk Bagtonmaa Hakkında Kanun" hükümleri uygulanır. Aynca; a) Malul olanlaria ölenlerin aylığa mus- tehak dul ve yetimlerine bağlanacak aylı- ğın toplam tutan, bunlann görevde olan emsallerinin almakta olduklan aylıklar- dan, emekü olanlann öldürülmeleri halin- de ise dul ve yetimlerine bağlanacak aylı- ğm toplam tutan bu kanuna göre kendi- sine bağlanabilecek emekli ayhğından az olamaz. Az olması halinde aradaki fark tazminat olarak ilgili sosyal güvenlik ku- nıluşlannca ödenir ve karşüığı Hazine'den tahsil edilir. b) Yurtiçinde lojmandan yararlanmak- ta iken malul olanlann kendileri, ölenle- rin aylığa müstehak dul ve yetimleri loj-- mandan yararlanmaya devam ederler. Loj- mandan yararlanamayanlara istekleri ha- linde lojman tahsis edilir. Lojman lahsi- sinin mümkün olmadığı durumda kira sözleşmelerine göre odenecek kira bedeli devletce karşılanır. Yurtdışmda lojmandan yararlanmakta iken malul olanlann kendileri, ölenlerin o sırada daimi ikâmet için yanlannda bu- lunan veya aylığa müstehak dul ve yetim- leri görev süresi tamamlanıncaya kadar loj- mandan yararlanmaya devam edebilirler. Ancak bu süre 6 aydan az olamaz. c) Konut kredisinden istifade bakımın- dan 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu'nun ek 9. maddesinin üçüncü fık- rasmdaki hüküm, bunlann dul kalan eşi, eşi hayatta değilse ve>a evlenmiş ise çocuk- ları hakkında da uygulanır. d) Malul olanlar ile ölenlerin, dul ka- lan eşleri ile reşit olmayan çocuklan, Dev- let Demiryollan ve Denizyollan'nda ücret- siz seyahat ederler. Kendilerine aylık bağlanan dul ve yetim- ler, ilgili sosyal güvenlik kurumlan mev- zuatı gereği aylıklarının kesilmesi halinde bu madde ile verilen diğer haklardan da yararlanamazlar. • Yürürlükten kaldınlan hüktimler Madde 20. a) 2 sayılı Hıyaneti Vatani- ye Kanunu, b) 6187 sayılı Vicdan ve Toplanma Hür- riyetlerinin Korunması Hakkında Kanun, c) 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 141, 142 ve 163. maddelen, d) 2908 sayıh Dernekler Kanunu'nun 5. maddesinin 7 ve 8 numaralı bentleri ile 6. maddesinin 2 numaralı bendi, yürürlükten kaldınlmıştır. Geçici madde 1. özel infaz kurumu bi- nalan inşa edilinceye kadar terör suçun- dan tutuklu veya hükümlü olanlar diğer infaz kurumlannda muhafaza edilir. Yürürlük Madde 21. Bu kanun hükümleri yayı- mı tarihinde yürflrlüğe girer. Yürütme Madde 22. Bu kanun hükumlerini Ba- kanlar Kunılu yürütur. HABERLERIN DEVAMI IİBYA BÜYÜKELÇİLİĞriNDEN ATE$ 7 yıl önce benzeri olay Londra'da olmuştu EDtP EMİL ÖYMEN LONDRA — Londra'daki Libya Büyükelçiliği önünde Kaddafi Varşıtlarının yaptıkla- n protesto gösterisi sırasında bi- nadan makineh' tüfekle ateş açıl- rruş, kalabalığı kontrol amaayla meydanda görevli bir kadın rx>- lis vurularak ölmüştü. 17 Nisan 1984'te meydana gelen olay tn- giltere'de çok büyük öfke yarat- tı. Elçilikteki görevliler binadan çıkmayı ve polisin binayı ara- masını reddettiler. Bunun üze- rine 10 gün süren bir kuşatma başladı. Kentin çok merkezi bir meydanında bir kösede yer alan elçüik binasına komşu bütün bi- nalann damlarına keskin nişan- cılar yerleştirildi, meydana giriş çıkış yasaklandı. Meydana açı- lan sokaklar, iki adam boyun- da mavi branda ile kapatıldı, meydan tam anlamıyla tecrit edildi. 10 gün süren görüşmeler ardından Libya BüyTİkelçiliği'- ndeki görevliler haklannda ko- vuşturma açılmamak kaydıyla üjkeden çıkmalanna izin veril- di. Ingiltere, Libya ile diploma- tik ilişkisini kesti. Londra'daki elçüik baskınla- nnın ilki degildi bu. Daha önce de 1980'de silahlı 6 kişi lran Bü- yükelçiligi'ni ele geçirerek 26 ki- şiyi rehin almıştı. Silahlı kişiler Iran'da hapiste bulunan 91 ki- şinin salıverilmesini talep edi- yordu. Elçilik binasının karşı- sında bulunan parkta mevzile- nen güvenlik kuvvetleri ile uzun görüşmeler yapan saldırganlar, istekleri yerine getirilmezse bi- nayı kendileri ile birlikte hava- ya uçurmakla tehdit ediyorlar- dı. Ancak 6 gün sonra seçkin tngiliz komando birlikleri bina- ya baskın yaparak rehineleri kurtardı. Operasyon, BBC tele- vizyonu tarafından naklen ya- yımlandı. Akşam saatlerıne doğru meydana gelen operas- yon, şimdiye kadar en çok se- yirci çeken yayınlardan biri ol- ma özelliğini hâlâ koruyor. SaJ- dın sırasında kısmen yanan el- çilik binası, Ingiltere ile lran arasında diplomatik ilişkinin kesik olduğu dönemde yarı ha- rap durumda kaldı. Libya Büyükelçiliği ise hâlâ kapalı. Ölen kadın polis memu- resi Yvonne Fietcber anısına kü- çük bir taş anıt meydanın köşe- sinde, öldüğü yerde duruyor. Konsolosliıktan ateş (Baştarafı 1. Sayfada) kaldınlaıak ameliyata ahndılar. Sıddıkoğlu kurtanlamayarak öldü. Olayın ardmdan Irak Istan- bul Başkonsolosluğu'nun önü "ana-baba günii"ne döndü. Is- tanbul Emniyet Müdürlüğü'ne bağh görevüler ile Şişli Cumhu- riyet Savcısı Teonutn Alver ve Olcay Seçkin konsolosluk binası önünde uzun süre incelemede bulundu. Polis, çatışmayla ilgili bilgi ve ipuçlannı toplamaya ça- lıştı. Sava Alver'in olayla ilgili olarak görüşme isteğine konso- losluk yetkiüleri önce yanıt ver- mediler. Daha sonra kapı açıl- dı ve Alver yetkililerle görüştü. Irak Başkonsolosluğu yetkilisi- nin Alver'e "Kimseji polise tes- lim etmeyeceklerini" söylediği öğrenildi. Savcı Teoman Alver, görüş- me sonrasında "Şu anda bir şey söylemem mümkün degil. So- rustunna safhasındayız. tnceli- yornz. Konsolosluktan açılan ateşle ilgili bilgi toplamaya calışıyonız" dedi. Çevreyi inceleyen güvenlik görevlileri ise çok sayıda boş mermi kovanı buldular. Konso- losluktan otomatik silahla ateş edildiğinin sanıldığını belirten yetkililer, binanın dışanyla iliş- kisinin kesildiğini kaydettiler. Polisin sorgulama amacıyla, bi- nadan dışarıya çıkacak Iraklı görevlileri gözaltına alacağı öğ- renildi. Irak tstanbul Başkonsoluslu- ğu binasının ikinci katının sağ tarafındaki pencereden açıldığı saptanan ateş sonucu bina önündeki çeşitli yerlere mermi- lerin isabet ettiği gözJendi. 34 APD 89 plakah Ford marka otomobil ve Sekibağ Sokağı yö- nündeki binalara isabet eden mermilerin yerleri savahkça tek tek belirlendi. Polis ve savcılık yetkilileri, ilk bilgi ve ipuçlan- na göre Irak Konsolosluğu'- ndan direkt göstericilere ateş acıldığuıın anlışıldığını, bunu da kurşun yerlerinin açıkça göster- diğini söylediler. Büyükelçi çagnldı Olaylar nedeniyle Irak'ın An- kara Büyükelçiliği EI Tikriti öğ- leden sonra Dışişleri Bakanlıgı- na çağrılarak duyulan infial di- le getirildi. Dışişleri Bakanlığı Enformasyon Dairesi'nden ko- nuyla ilgili olarak yapılan açık- lamada, gösteri sırasında konso- losluktan açılan ateş sonucu iki kişinin öldürüldüğü ve bir kişi- nin de ağır yaralandığı belirtikü. Bu arada, dün 13.30 sırala- rında Cerrahpaşa Hastanesi önünde 30-35 kişilik bir grup, korsan gösteri yaparak caddeye molotof kokteylleri attı. Grup daha sonra ara sokaklara gire- rek dağıldı. Prag'da da ateş Çekoslovakya'nın başkenti Prag'da da, Kürt öğrencilerin Irak Büyükelçiliği önünde yap- tıklan gösteri sırasında, büyü- kelçilikten çıkan bazı silahlı ki- şiler tarafından göstericilere ateş açıldığı, olayda ölen ya da yara- lanan olmadığı bildirildi. Londra'daki Irak Büyükelçi- liği dün sabah saatlerinde 60 ka- dar Iraklı Kürt tarafından işgai edildi. Işgalciler 15.00 sıralann- da tngiliz polistne teslim olarak eylemlerine son verdiler. Hukukçular: Ateşaçan diplomatsa tutuklanamaz ANKARA (Cumhuriyet Bü- rom) — Irak'ın tstanbul Konso- losluğu'ndan dün açılan ateş ile konsolosluk önünde toplanan göstericilerden birisinin öldürül- mesi olayının iki ülke arasındaye- ni bir diplomatik sonuı yarataca- ğı bildiriiyor. Devletler hukuku uzmanlan, ateşaçan kişinin diplomatik pa- saport sahibi olması ve Türkiye^ deçalışıyor olarak kayıtlı bulun- ması dunımunda tutujclanıp göz- altına alınamayacağım belirttiler. Diplomatik ilişkileri düzenleyen 1963 tarihli "Vryana Konvansiyo- nu"na göre bu kişinin ancak "persona non grato" yani "isten- meyen kişi" ilan edilerek kendi- sinden ülkeyi terk etmesinin iste- nebileceğini söylediler. Aynı uzmanlara göre, ateş açan kişi diplomatik statüye sahip de- ğilse bu durumda Türk yasaları- na göre tutuklanabüir. Ancak gü- venlik güçleri söz konusu kişiyi tutuklamak amacıyla konsolos- luk binasına girme yetkisine sa- hip değiller. Bu durumda suçlu- nun, "dokunulmazlığı" olan konsolosluk sınırlanmn dışına çıkmasım beklemek gerekiyor. Viyana Konvansiyonu'na göre "Irak toprağı" sayüan konsolos- luk sınırları dışına çıkması duru- munda ise suçlu kişi Türk toprak- larında, hava sahasında ve deniz sınırları içinde tutuklanabjlir. Gözlemciler ateş açan kişinin diplomatik statüye sahip olma- ması dunımunda Ankara ile Bağ- dat arasında uzun süreli bir diplo- matik sorunun yaşanabileceğini belirtiyorlar. BASKENTTEN AHMETTAN (Baftarafı 1. Sayfada) ne yol acan toplanülara sahne otdu. Silopi'den Ankara'ya, Anka- ra'dan New York'a uzav^n tele- fon ve görüşme trafıği şöyle gelişti: 1- Dışişleri Müsteşan Tugay Özçeri, sabah erkenden "bölge- deki son istihbaratı" ogreumek için Genelkurmay İstihbarat Başkanı Korgeneral Doğan Be- yazıt'ı aradı. Korgeneral Beyazıt, Büyükelçi Özçeri'ye, "Amerikalılarla eşgüdümJü" olarak elde ettikleri bölge bilgilerini aktardı. Buna göre sınıra doğru akın eden top- luluklara karşı askeri bir hare- kât gözlenmiyordu. Göçe zorla- nan halka hoparlor ve radyodan af cagnları yapılıyordu. Iraklı Kürtler ve Türkmenlerin arka- sında ise mevzilenmiş iki zırhlı Irak tiimeni bulunuyordu. Öz- çeri, bu bilgileri Dışişleri Baka- nı Alptemoçin'e sundu. 2- Alptemoçin, saat 09.00 sı- ralannda özel danışmanı Meh- met Ali trtemçelik'ten, Nev* York'u, Birleşmiş Milletler'deki Türkiye'nin Daimi Temsilciliği- ni aramasını istedi. O sırada Nev» York'ta geceyansı 01.00'di. trtemçelik, yatma^ hazırlanan Büyükelçi Mustafa Akşin'den Güvenlik Konseyi'ndeki son bil- gileri aidı. Buna göre, Fransa- run sunduğu karar tasansı "yüz- de 90" kabul edilecekti. Ancak Güvenlik Konseyi'nin iki daimi üyesi Sovyetler ve Çin, soruna "Irak'ın iç meselesi" olarak bak- ma egiliminde ısrarlı idiler. 3- Bakanlıkta bu ilk bilgiler çerçevesinde, Iraklı Kürt göçün- den Türkiye gibi etkilenen tran- la işbirliği >-apılması gündeme geldi. Bunun üzerine Dışişleri Bakam Aiptemoçin'in İran Dı- şişleri Bakanı Velayeti'yi telefon- la araması uygun görüldü. 4-Saat 10.00agelirken Dışiş- leri Müsteşan Özçeri'nin daveti üzerine bakanlıga gelen Güven- lik Konseyi'nin 5 daimi üyesi ABD, Sovyetler, Çin, Ingiltere ve Fransa'nın Ankara'daki bü- yükelçileri ile bir toplantı yapıl- dı. Bu toplantıda, Kuzey Irak- tan kacan ve yüzbinleri aşan in- sanlann sonınlanm Türkiye'nin tek başına çözmesinin beklene- meyecegi belirtildi. Sorunun, Körfez krizinin bir uzantısı ol- duğu ve uluslararası ölçekte ko- nu>-a acil çözüm bulunması ge- rekliği anlatıldı. 5- Daha sonra Özçeri, Anka- ra"da temsilcisi olan tüm ülkele- rin misyon şefleri ile bakanlık- ta bir araya geldi. Özçeri, böl- geden son rakamlan ve bilgileri aktanrken, Irak Büyiikelçisi EI Tikriti, ABD'yi, Kürtleri is>-ana kışkırtmakla suçladı. ABD Bü- yükeiçisi Abramovritz ise aniam- sız polemiğe girmek istemediğini söylemekle yetindi. Bu arada Libya Temsilcisi Ahmet EI At- raş sürpriz bir çıkışla, "Kürt gö- çünün Irak'ın bir iç meselesi" olduğunu söyledi. Açıkça ifade edilmese de, yabancı ülke tem- silcileri, Türkiye'nin bir askeri müdahalede bulunacağı endişesi içindeydiler. Bunda Özal'ın "Gerekirse askeri müdahale yapılabilir" sözlerinin etkisi vardı. 6- Saat 14.00'te Milli Güven- lik Kunılu toplandı. Cumhur- başkanı Özal, ABD gezisinin iz- lenimlerini anlattı. Iraklı Kürt- lerin sürülmesi konusunda Baş- kan Bush ile yaptığı telefon gö- rüşmelerini aktardı. Daha son- ra Genelkurmay ve Dışişleri bri- fing verdi. 7- Başbakan, tsviçre Dışişle- ri Bakanı'nı kabul ettikten son- ra, "Bu mesele dünyanın ortak- laşa ele alması gereken bir meseledir" dedi. 8- Akşam üzeri Çankaya'da Özal başkanlıgındaki Bakanlar Knndu güne nokta koynyor. özal'ın "Her şey benim deuetimimde" rnesajı verdiği bu toplantı geç saatlere dek sürdü. Daha sonra Hükümet Sözcüsü Akkaya "rutin" bir açıklama yapmakla yetindi. Dünün yofun traflği sonun- da ise yannlara uzayacak şu noktalar ortaya çıktı: • Başta ABD ve lngiltere ol- mak üzere "koalisyon ortakla- n", Türkiye ve tran'a yönelik Iraklı Kürt akınını, Körfez kri- zinin bir sonucu olarak degil de ayn bir konn olarak degerlen- dirmekte ısrarblar. • Irak'ı zoria göç politikasın- dan vazgeçirmek üzere, Anka- ra'nın üstü örtülü belirttigi as- keri müdahale olasılıgı hiç taraf- tar bulmuyor. Başta ABD, tüm koalisyon buna karşı. • Ankara, BM'nin aldıgı ka- rann bir yapünmdan çok, uya- n niteliği taşıdığı inancında. Kı- sa vadede sonuç alınacağına inanmıyor. Bakan Alptemoçin, girisimleri ısraria sürdürntek ge- rektigiııi bettrtiyor ve "Savaşa gi- rinceye dek, BM'den tam 12 ayn karar cıkartlması gerekti" diyor. Uznn günün sonunda beüren gerçek şn: Güneydoğu sınınndaki facia- yı, Türkiye orada değil, New York'U ve öteki ülke başkentle- rinde çözmek zorunda. Bush 'ayaklanın 9 dedî, (Baştarafı 1. Sayfada) muayene ediyor ama hiçbirine söz geçiremiyorlar. Çünkü hep- si doktorlann üzerine abanmış- lar, nezleli, öksürüklü çocukla- nnı muayene ettirmek, ilaç al- mak istiyorlar. Bir doktor artık bunahyor, "Dağılm" diye bağı- nyor, ama buna sığınmacılardan kulak asan yok. tdiL Cizre ve Şırnak yörelerin- den toplanan gıda maddelen kamyonlarla getiriliyor. Kam- yonlann bazılan da bozuk yolu aşamadığından Işıkveren'e vara- mryorlar. Binlerce insanın bu gıda mad- delerine hücumunu göreceksi- niz. Dört gündür ekmek bula- mayan var aralarında. Tahin, peynir, yağ ve una hasret kalan insanlar... Güvenlik güçleri uyanyor kendilerini, ama kim dinler? Düzeni sağlamak için havaya ateş açıyor erzak dağmmını ya- pan erler. ' Savaştan kaçtıklan halde aç kalmak daha korkunç bir şey. Yüzlerinden okunuyor sığmrna- cılann bu tablo. Kimse ateş aç- mayı dinlemiyor ve erzak bir an- da tükeniyor. Türk topraklanna ayak bas- tıklanndan mutlular bir yandan. Türkmenlerin daha bir başka se- vinçli olduklan gözleniyor. Ker- kük'te eczacıhk yapan M. Ars- lan, Saddam'dan bezmiş. Bize "Kaçtım ya Türk askerinin kur- şunuyla öleyim artık. Toprağı- mız, mezanmız burada olsun" diyor. Kerkük'ün nüfusu yanya in- miş. Sınıra vanncaya kadar dört gün yürümüş Arslan. Saddam af çıkarsa bile Irak'a dönüleme- yeceğini beürtiyor ve "Güvenil- mez adamdır. Daha önce de af çıkarmıştı, ama dönenleri idam etti" diyor. Arslan'a göre bütün kabahat ABD Başkanı Busb'ta: Bakın onun için ne diyor? "Bush ayaklanın, dedi, ayak- landık. Böyle olunca da sessiz kaldı." Nüfus cttzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. YÜKSEL SİNAN A YYILDIZ Nüfus cüzdanımı kaybettim. Oecersizdir. NURA YKAYA EVET/HAYIR OKT^YAKBAL (Baştarafı 2. Sayfada) Sayın Soydan diyor ki: "7.1.1991 tarihli Cumhuriyet gazetesinin Evet/Hayır köşe- sinde çıkan "Kooperatif Kurbanları" başlıklı yazınızı büyük bir düş kırıklığı içinde okudum. Siz, bir kooperatife duydu- ğunuz öfke nedeniyle böyiesi bir yazıyı kaleme almakla kal- saydınız fazla bir diyeceğim olmazdı. Ama tekil olan böylesi bir olumsuzluğu, tüm kooperatif sektörünün işleviymiş biçi- minde sunmuş olmakla, bu sektörden konut sahibi olma umudunu taşıyan binlerce insanın içine kuşku düşürme ya- rışı içinde olanlann çabalarına da ortak oldunuz. Çünkü son yedi yıldır Türk ekonomisini yönlendiren siya- sal erk, konut pazannda da özel girişimciliği palazlandıra- bilmek için hep kent kooperatifçiliğini karalama kampanya- ları düzenlemiş, devletin verdiği konut kredilerini de hep bu model üzerine oturtmaya çalışmıştır. Ama tüm bu haksız ça- balara karşın bilinen ve yaşanan gerçek şu ki üç yıl askeri, yedi yıl da sivil yönetimin aldığı acımasız ekonomik önlem- lerin cenderesinde inim inim inleyen orta ve alt gelir grubun- dan insanlar son on yıl içinde konut edinebilmişlerse, bun- da kent kooperatiflerinin rolü yüzde seksenlerin üzerine çık- mıştır. Yine bu dönemde, kooperatiflerin genel konut paza- rındaki paylan ise yüzde ellilere ulaşmıştır. Bu gerçekler bilinerek ya da bilinmeyerek ve kim tarafın- dan yapılırsa yapılsın hâlâ kent kooperatifçiliği saldırı hedefi yapılmak isteniyorsa, bundan, bu pazarda kazanç sağlama- yı amaçlayan vurguncular, spekülatörler kârtı çıkacaklardır. Dolayısıyla sizin de bu yazınıza, toplumsal tüm değerleri ve kazanımları özelleştirme adı altında bir avuç yerli ve yaban- cı sermaye gruplarına armağan etmek istevenler alkış tuta- caklardır. Çünkü salt bizde değil, tüm dünyada kooperatifçi- lik devinmesi böylesi liberal ekonomiierin toplumda yarattı- ğı derin uçurumlara bir tepki, bir seçenek olarak doğmuş ve gelişmiştir. Bu bağlamda geniş toplum kesimlerinin hak ve çıkarlarını koruyan her kim oiursa olsun, demokratik halk ko- operatifçiliğinin de yanında olmak, onun işlevlerinin gelişme- sine, ürünlerinin zenginleşmesine katkıda bulunmak gibi bir görevi de üstlenmek durumundadırlar." G O Z L E M U Ğ U R MUMCU (Baştarafı 1. Sayfada) Birleşmiş MilleCler örgütü, 'jenosit sözleşmesi'ni 1948 yı- lında irnzaya açmıştı. Bu sözleşmeye göre şu eytemler ve yöntemler 'jenosrt suçtf ^sayılır: a) Bir topluluğun üyeterini öldûrmek... b) Bir toptuluk ûyete- rinin beden ya da ruh sağlıklarına zarar vermek... c) Bir toplu- luğun tümünü ya da bir bölümünû ortadan kaldırmak sonucu- nu doğuracakyaşam koşutlannı uygulamak... d) Blf topiutük- ta doğumu önleyici yöntemler kullanmak... e) Çocuklan zoria aileierinden alıp başka ülkelere göndermek. Saddam'ın Kuzey Irak'taki ayaklanmaya karşı başvurduğu yöntemler, hem Kürtler hem de Türkmenler için açıkça "soy- kınm'a dönüşüyor. 'Jenosit suçunun önlenmesi ve cezalandınlması hakkındaki sözleşme 1 , soykınm pianlanmasını, soykınm kışkırtmalannı ve soykırım girişimlerini de suç sayıyor. Sözleşmeye göre önce soykınm önlenecek, sonra da bu soykırıma başvuran devletler cezalandınlacaklardır. Sözleşmeye taraf devletler, Birleşmiş Milletler'den duruma el koymasını ve bu suçu işleyen devletlerin cezalandınlmala- rını isteyebiliyorlar. Bu soykınm nasıl önlenecek? Ve Saddam nasıl cezalandı- rılacaktır? Sorun bu noktadan kaynaklanmaktadır. Irak'ın Kürtlere karşı 'jenosit sabıka dosyası', oldukca ka- banktır. 1974 yılında Kuzey Irak'ta ABD desteği ve İran'ın yardımı ile ayaklanan Kürtler, Irak Silahlı Kuvvetleri'nce kuşatılmış ve sayılan yüz bini aşan Kürt, soykınmdan kurtulmak için iran'a sığınmıştı. Bu olay, İran ve Irak arasında imzalanan 6 Mart 1975 tarih- li Cezayir anlaşması ile unutulmuştu. iran-lrak arasında so- run olan 'Şat-UI Arap' nehir sının, bu anlaşma ile çiziimiş ve İran'ın Kürtlere verdiği destek de bu anlaşma ile son bulmuştu. ABD de Molla Mustafa Barzani'ye verdiği desteği geri çek- miş; 1974 yılındaki soykınm girişimi de böylece unutulmuştu. 1988 yılındaki 'Halepçe katiiamı' da bir jenosit suçuydu, bu-' gün Kuzey Irak'ta Kürtlere ve Türkmenlere uygulanan yön- temler de jenosit suçudur. Bunlann birbirınden hiç farkı yok- tur. 1974 ve 1988 yıllarında Birleşmiş Milletler, soykırımı önleyi- ci ve Irak'ı cezalandırıcı karar almış mıdır? Hayır; tersine... Aralannda, Birleşmiş MHIetler Güvenlik Konseyi'nin beş sü- rekli üyesi bulunan sanayileşmiş ülkeler, Irak'a kimyasal si- lahlar başta olmak üzere her türlü silahı satmışlardır. Bugün, hem 1974 hem 1988 yılından çok değişik koşullar içindeyiz: Irak'ın Kuveyt'i işgalinden sonra başlayan süreç, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin olaya el koyması ve ardından da ABD öncüluğündeki 'koalisyon güçleri'n'm Irak'a askeri mû- dahâlesi iie sürmüş; sıcak savaşın bittiği günlerde, irak'ın gü- neyinde Şiiler, kuzeyinde de Kürtler ayaklanmışlardı. Hiç kuşkunuz olmasın; Körfez savaşına karar verenler, Şii ve Kürt ayaklanmalannı da önceden planlamışlardır. Kürt ayak- lanmasının doğuracağı olası sonuçlar da hesaplanmıştır. Pentagon için Kürt ayakjanmasının başarı şansı olup olma- dığı da elbette bilinir. Ayaklanan Kürtlerin, hangi aşamaya ka- dar desteklenip hangi aşamadan sonra bu desteğin çekile- ceği de -yine hiç kuşkunuz olmasın- Pentagon tarafından uzun uzun görüşülüp önceden saptanır. Saptanan bu plan adım adım da uygulanır. Gelişmeler, böyle bir planın uygulandığı izlenimini veriyor. Birleşmiş Milletler kararı ile Irak'a karşı Kürtlere uygulanan soykınm nedeniyle yeni bir 'askeri harekât' düzenlenebilir. Kürtlere ve Türkmenlere karşı işlenen bu 'jenosit suçu' na- sıl önlenecektir? Ve Saddam nasıl cezalandırılacaktır? ABD'den yeşil ışık alan Kürt ayaklanması ve doğurduğu so- nuçlar, bölgede önceden hesaplanmış ve planlanmış yeni as- keri harekâtın nedeni de olabilir. Kürt ayaklanması ve doğurduğu sonuçlar Birleşmiş Millet- ler için 'jenosit nedeniyle askeri müdahale' ortamı yaratmıştır. Bu ortamın ABD tarafından, bilinerek ve istenerek yaratıl- madığını kim söyleyebilir? SULH CEZA MAHKEMESİ Ş. URFA Esas No: 1989/552 Karar No: 1991/31 Gıda Maddelen Tüzügü'ne aykınhk suçundan sanık Müslüm ve Aynızeliha'dan olma 1971 dogumlu Şanlıurfa Şehitlik Mahallesi Alay Sokak No: 43'te otunır Ali Yönlem hakkında verilen ve hakkında tatbik olunan 470.000 TL ağır para cezası ve hapis cezası müddeti 3 ay moddetle sanığın cürüme vasıta kıldığı meslek va sanaunın tati- line, 7 gün süre ile işyerinin kapatılmasına, karar verilmiş olup ve hüküm özetinin büyük harflerle yanlmak suretiyle kapatma süresi kadar kalmak kaydı ile kapatılan işyerinin göze çarpan bir yerine ya- pıştırılmasına dair işbu ilamn yapılması rica olunur. Basın: 23227
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear