18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
13NÎSAN1991 CUMHURİYET/17 HAVA DURUMU TÜRKIYE'DE BUGÜN Devlet Meteoroloji İşleri Ge- nel Mûdûriüğü'nden alınan bilgiye göre yurdun kuzeyba- tı kesimleri çokbulutlu, Mar- mara'nın batısı ve Kuzey Ege yer yer sağanak yağışlı, diğer yerler parçalı ve az bulutiu ge- çecek. HAVA SIÇAKLIĞI: Biraz artacak. RÜZGÂR: Kuzey ve batı yönlerden hafıf, arasıra orta kuyvette esecek. DENİZ- LERİMİZDE: Günbatısı ve lo- dostan 3-5 kuvvetinde saatte 10-21 deniz mili hızla esecek. Deniz mutedil dalgalı olacak, görüş uzaklığı 1 km. dolayında bulunacak. Van Gölü açık geçecek. . Behı Buısa Çaıattole ÇÇ DerazS A 23° 10° Dıyartakır A 14° 3° Manısa 8 21" 6° B 14° 6" Edırne V 20° 5° K Maraş A 19» 10° A 15° S°Eranean B 12° 5°Meran A 20° 12° Y 13° 6° Eraınıra B 8° 1° MuJU B 18° 7° B 10° 3°Esl<İ!etw A 11° 2°Mu5 B 13° 4° A 16° 4°Gaaar*p A 16° 6°NıJ<kı A 16° 4° A 20° 12° Gıresun A 11° 8° Orftı A 11° B° A 23° 10° Gumûstune A 12° 3° Ftae A 11° 9° A 11° 5°H*l4i B 13° 2°Samam A 12° 8° B 22° 8°bp«ti A 15° 2°Sıırt A 12» 5° Y 21° f i s M M B 13" 7°S«1O0 B 11° 7° Y 17° «°brar B 21° 8°Sıvas A 11° 1° B 9° 3°Kaıs B 11° O°lelortlaj Y 18° 6° B 9° Pösömonu B 11° 4°*ata>n A 12° 8° B 12° ftoflm A 15° 3°lmcelı B 8° 3° B 17° 4°KııWarei Y 18° S°U$a!< Y 15° 3° Y 19° 7°Konya A 14° 2°Van B 15° 0° A 12° 4° Kütahya Y 14° 3° Yozsat A 13° 2° 8 17° 6°Malatya B 15° 6°Zonguldak B 10° 6° k yajmurlu fkartı A-jpk BMuttı ûfljneş* K-urt S-aslı "V^aCmurtu BULMACA 9 SOLDAN SAĞA: 1/ Tknn ile evreni bir kılan, her şeyi Tann olarak gören öğreti- lertn genel adı. 2/ Tehlike işareti... tliş- kin, değgin. 3/ Üstü toprakla örtülü sa- man yığını... Kalın bükulmüş sicim. 4/ Kapalı bir yerde ses- lerin dağıhm biçimi. 5/ Su düzeyindeki sıra kayalar... Üstü kapalı olarak anlat- ma. 6/ Jskambilde bir kâğıt... Çinko. 7/ Dizi, sıra... Bir göz rengi. 8/ Köpek- lerde yaş... "—! im sanata düşer usta/ Dilim küfre, yüreğim acıya" (Refîk Durbaş). 9/ Çabuk kurumasını sağ- lamak için boyaya katılan madde. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Güreşle boksun kanşımı olan sert bir spor. 2/ Telefon sözü... İsimler. 3/ Tarlayı sürerek dinlenmeye bırak- ma... Ayırma, açma. 4/ Yanardağ ka- yalıkları arasında bulunan bir fel- dispat türu... Lantan elementinin simgesi. 5/ llaç... Pis koku. 6/ Duman lekesi... Bir nota. 7/ Osmanlı devletinde toplum gü- venliğini sağlamakla görevli askeri polis örgütü. 8/ Bir nota... Aruz ölçüsünde kısa okunması gereken bir heceyi kalıba uy- durmak için uzatma. 9/ Doğu Karadeniz bölgesine özgü yel- kenli bir kıyı teknesi... Yiğit, kahraman. 60 YIL ONCE Cumhuriyet BOlfln şık Kadınlann kemerl Türk iktisatı 13 NtSAN 1931 Türk Iküsatçılan cemiyeti ikinci içtimaını dün Ticaret Odası salonunda aktetmiştir. Içtimaa memleketin tarunmış bfltün iktisatçılan iştirak etmişlerdi. Darülfünundan coğrafya müderjisi Sadi ve Ticaret Borsası umumî kâtibi Nizamettin Âli Beyler birer tez okumuşlardır. Sadi Beyin Türkiye ticaret tarihinin devrelere taksimine dair bir tecrübe mevzulu konferansı alâka ile dinlenilmiştir. Sadi Be>' Ticaret tarihini dört devre taksim etmiş ve Türkiye iktisat tarihinde ticaret ve nakliyeciliğjn rolû, ilk ve orta zamanlarda Akdeniz ticaret alemi ve TürkiyeMe başlıca ticari devreler ve Süveyşkanaü açılmazdan evvel ve sonraki ticarî vaziyetler hakkında mufassal izahat vermiştir. Nizamettin Âli Bey, cihan buhrarunın tahlili mevzulu konferansında buhran nazariyeleri ve seciyeleri ile cihan buhramnın Türkiye'ye tesirlerini izah etmiş, müteaddit grafıkler göstermiştir. Her iki konferans ta alkışlanmıştır. Müteakiben idarî bazı mesail mevzuu bahsedilmiş, aidatın muntazam bir şekilde tahsili ve verilen konferanslann tabettirilerek tevzi edilmesi takarrür etmiştir. 30 YIL ONCE Cumhuriyet V.A.Gagarin Fezada ilk insan 13 NtSAN 1961 I Ruslar, fezaya insan gönderme ve ' geri getirme yarışını, Amerikayı geride bırakarak, bugün kazanmışlardır. Haber, bir sürpriz teşkil etmemekle beraber, heyecan yaratmış ve bütün dünyada, "beseriyetin kaydettiği en muazzam ilmi gelişmelerden biri" olarak alkışlanmıştır. Başarı hakkındaki ilk haber, dün gece Sovyet resmi Tass Ajansı'nın Londra Bürosu tarafından Ingiliz gazetecilerine verilmiş, bir sözcü, "Yarın sabah fezaya uçuş hakkında bir açıklama yapacağız" demiştir. Mütaakıben bu sabah, Sovyetler'in ilk insam fezaya gönderdiği Moskova Radyosu tarafından bütün dünyaya ilan edilmiştir. Dünya etrafmdaki mahrekine sokulan 4,5 tonluk feza gemisindeki Rus, Sovyet Hava Kuvvetlerine mensup 27 yaşındaki Binbaşı Yuri Alekseviç Gagarin'dir; evlidir ve iki kızı \r ardır. Feza gemisi mahrekine otunır oturmaz, 9.019 ve 20.006 megaherts üzerinde çalışan radyo vericileri vasıtasiyle yeryüzüyle irtibat sağlamıştır. Moskova Radyosuna göre, ilk insan feza yolcusu, Türkiye saatiyle 8,22'de Güney Amerika üzerinde bulunmaktaydı. Feza gemisinin ucuna raptedilmiş olduğu roket, saat 6 yı 7 geçe açıklanmıyan bir yerden ateşlenmiştir. Gagarin ilk rnesajı da 8.22'de göndermiş ve şöyle demiştir. — "Uçuş normal devam ediyor. Ben iyiyim:' Feza gemisi, ateşlendikten bir saat sonra, Afrika kıtası üzerinde bulunmaktaydı. Feza gemisinin mahreki asgari 175, azami 320 mil arasmda değişmekteydi. [14725 kilo sıkletindeki Vostok feza gemisini atmosfer dışına sevkeden son kısmının ağırlığı bu yekûna dahil değildir.] ilk feza adamı Gagarin, ikinci mesajını saat 09.15'te Afrika üzerinden göndermiş ve şunları söylemiştir: — "Uçuş normal devam etmektedir. Yerçekiminden kurtularak ağırhğımı tamamen kaybetmiş olmamdan müteessir değilim." Feza gemisinin yolculuğu 108 dakika devam etmiştir. Dolayısiyle Gagarin dünya etrafında bir defadan fazla dönmüş olmaktadır. Zira "Vostok"un dünya etrafındaki bir ruru 89 dakikada yapacağı açıklanmıştı. Gene Moskova Radyosunun bildirdiğine göre, feza adamı evvelce tesbit edilen şartlar dahilinde muayyen bölgeye inmiştir. Muayyen bölge denen yer, Batı Rusya'dır. GEÇEN YIL BUGUN CumhuriY et Kararname sıkıntısı 13 NİSAN 1990 ANAP'ın Doğulu dört milletvekili Nurettüı Yılmaz, Kemal Birlik, Nurettin Dilek ve Mehdin Işık Doğu ve Güneydogu'daki terörle ilgili son düzenlemelere karşı, parti ayrımı gözetmeksizin tüm Doğulu milletvekilleriyle ortak, "kulis faaliyeti yürüteceklerini" açıkladılar. Dört milletvekili, dün yaptıkları ortak açıklamayla, "Kararname Meclisten düzeltilmeden geçerse, bizler de vekâlet işlemini yerine getiremememizden dolayı istifayı şerefli bir görev olarak kabul edebiliriz" görüşünü ifade etti. ( Helsıtıkı •tİÜaLeningrad Moskova Kahtre» DÜNYA'DA BUGÜN Amstertam B 15° Amman A 25° AHna Bagdat Barcetona Basel Btlgrad Baftn Bopn Brûloal Budapeşfc Cennre Ceayır CkWe Dute Ftankftı^ Grne Hetsnüo Kahıre Kooentug KMn Leflmşa B 18° A 25° p B 19° B 16° B 15° B 13° B 15° B 15» B 20° B 18° A 32° A 35° B 16° A 24° Y 9° A 21° Y 9° B t3° A 23° Leningrad Londra Madnd Mîteno Momreai Moston Münih N6w Vorit Osk> Pans Prag S.^Rona Şam felA B 14° Y 11° B 20° B 18° B 16° B 14° Y 8° B W> B 13° A 34° B 10° B 13° A 27° B w» B 15° viyana B W° B 16°Zûnh TARTIŞMA Köy Enstîtülü Ozanlar, Y azarlar Dadal'ların, Fakir'lerin, Başaran'lann, Apaydm'ların ve daha nicelerinin yaratılmasında kuşkusuz en büyük pay Köy Enstitüleri hamurunda yoğrulmuş olmalarında yatmaİctadır. "50. Yjlıoda Köy Enstitüleri" adlı destan- lanyla ozan Nebi Dadaloğlu, bizlere yarım yüzyıl öncesinin coşkulu anılanndan sesler getiriyor. Yanm yüzyıh aşkın bir zaman di- liminin ötesine taşıyor. Karşımızda bir kale gibi dimdik duran Tonguç Baba, hemen yanı başmda eğitim tarihimizin yüce anıtı Hasan Âli Yiicel... Cüavuz Köy Enstitüsü. 1943 yılı. Karşı yamaçlarda kirizma yapan, ağaç dikenler. Telii Pınar'da çapa yapanlar. Büyük Korû- Ink'ta ders yapanlar. Dinlence saatinde el- lerinde eski Yunan ve Roma klasiklerinin en güzel çevirilerini okuyan kızlı-erkekli ens- titülü gençler... Hasan Âli, Tonguç Baba ya- nımızda, aramızda... Birlikte yemek yiyo- ruz. Sonra ceşitli sazTar eşliğinde 25 kişilik bir müzik topluluğu konser veriyoruz: "Sürer, eker, biçeriz, güvenip ötesine Milletin, öz kazancına, milletin kesesine Biz nlusal variığın, temeliyiz köküyüz Biz yurdun öz sahibi efendisi köylüyüz." Ve Dadaloğlu, yıllar sonra aynı coşkuy- la, sanki Pazarören'de değilmiş de Cıiavuz- daymışçasına sesleniyor: "Bu yerlerde güller biter, Gözağnm gözümde tuter, Kula kullnk artık yeter, Yürii Cılavuz'nm yürti." Dadal'ların, Fakir'lerin, Başaran'lann, Apaydın'lann ve daha nicelerinin yaratılma- sında kuşkusuz en büyük pay Köy Enstitü- leri hamurunda yoğrulmuş olmalarında yat- maktadır. Enstitülü ozanlar, enstitülü ya- zarlar, yüzyıllarm terk edilmişliğinin, unu- tuhnuşluğunun seslerini dile getirirler. Yüz- yülarca tahsildarla jandarmadan başka dev- let görevlisi göndermediğimiz bu uçsuz bu- caksız Anadolu köylerinin öz benliğinde yatan cevher, Köy Enstitülerle ışığa kavuş- tu. Ve de çevresine ışık saçmaya başladı. Ne yazık ki ışıktan rahatsız olanlar, altı yılda bu dünyaya örnek eğitim kurumlannın kök- lerine kibrit suyu döktüler. Ama bu ocak- lardan yetişmiş yirmi bin insan, ilerlemiş yaşlanna karşın ellerindeki meşaleyi taşıyıp dunıyorlar. tBRAHİM ADtLOGLU tstanbol YÖK*ün -Sullanahntet Arsası' Anlaşüan, ABD'nin bu projesini "konuşlandırmak" için YÖK Başkanlığı bilimi ve hukuku da bir yana bırakmaktan çekinmiyor; tarihi meydanlarımızı, resmi yazışmalara "arsa" olarak geçirebiliyor. ABD ve müttefiklerinin "Çöl Fırtınası"- na haarlandıklan günlerdeyiz. Şikago Baş- konsolosluğumuzdan çıkan bir yazı, önce MDli Efeiüm Bakanlığı'na, oradan YÖK'e ve derken ITÜ Rektörlüğu'ne ulaşır. Yazıda is- tenilen, ABD Mimarük Eğitimi Enstitüsü'n- ce (NIAE) mimarhk öğrencileri arasında açılan uluslararası bir yanşmamn "duyurul- ması"dır. Bakanlık bu isteği "uygun" bul- muş ve YÖK Başkanlığı da üniversiteden ge- reği "rica" etmiştir... Acaba devletin ve bilim kurumlarımızın, yurtdışı ve yurtiçi en üst organlarından "hızla" geçerek, onların "bilgisi" ve de "Ugisi" içinde öğrencilerimize dek ulaştın- lan bu "nhısiararası" yanşmamn konusu nedir? YÖK'ün 15 Ocak 1991 tarih ve 0593 sa- yıü yazısmdan okuyalım; "(NIAE'nin)... düzenlediği yanşmada, konunun Istanbul olarak beliriendigi; ve mi- mari projenin Sultanahmet Camii ile Aya- sofya arasında kalan arsada, Batı ile Doğu- nun birleştigi noktada, antropoloji konn- sunda bir merkezin proje çizimini konu al- dıgı... bildirilmektedir." Evet. Yanhş okumuyoruz. Amerikalılar "Batı ile Doğn'nnn birleştiği nokta" olarak Sultanabmet ve Ayasof>'a'nın "arasını" seç- mişler ve dünyadaki tum mimarhk öğren- cilerini bu tarihi meydana bir ">apı projesi" taşarlamaları için ">«n?t«nnajn" karar ver- mişlerdir. "Şikago-Ankara-VÖK" üçgenini kuranlar da bu "talihsiz" yer seçimine hiç karşı çıkmadan, tstanbullu öğrencilere "Haydi siı de yanşın!_" diyebilmişlerdir... Tarihe ve kültüre karşı, böylesine bir "duyarsızlıgın" önde gelen "sorumlnsu" kimdir?.. Konsolosluk diyebilir ki; "Bizden hep Türkiye'yi umtmamız istenmiyor mu? Bu yanşma ile tüm diinj'anın tstanbul'u öğre- necegini düşündük; bemen Ankara'ja ilet- tik..." Ne söylenir? "Umanz bir giin, say- gınlığımızı koruyarak da tanıtırsınız..." der, geçebiliriz. Bakanhk da diyebilir ki; "Birim işimiz egkimin "miUi olmasını" saglamaktır. Adamlar, milli degerlerimizin ortasında bir bina düşünmıiş olabilirler. Yakışır mı, ya- kışmaz mı? Bunu "milli" üniversitelerimiz bilir..." Buna da denecek bir şey ohnaz. "Uzmanlığa saygı gösteriyorlar..." diye avu- nup Metin Milli'den şarkılar dinlemeye de- vam ederiz... Yanşmayı okullannda duyuran rektörlük de diyebilir ki: "Biz artık özerk değiliz, yu- kanya baglıyız. YÖK istedi, biz de duyur- dak..." Eh... belki buna da "er»aüah" çe- kebiliriz. Ne de olsa "657" sonınu. Kimse- nin canı yanmasın. Istanbul ne olursa ol- sun... "Yazışma sırası içinde" geriye kalıyor YÖK... Acaba bu "anayasal" kurumumuz ne söy- leyebüir? Salt ülkemizin değil, dünyanın bu en önemli SÎT alanlanndan birine, bin- lerce yıllık Osmanlı ve Bizans uygarlığı ile çevrelenmiş bir alana, elinoğlu bir bina yap- mayı "tasarüyor" bile olsa, onu böyle bir düşünceden "men etmek", "mflli 1 ' bir bilim kurumunun görevi değil midir? YÖK Baş- kam üniversiteye yazı yazacağına, alıp eli- ne kâğıdı kalemi, "Ey ABD'li hocalar, si- zin tarihiniz daha yüz elli yıllık, bizünki ise beş bin yıllık. Aklınızı başınıza toplaym" di- ye bir uyan gönderse, "antropoloji"ye (in- sanhk bilimi) daha iyi hizmet etmiş olmaz mı? Görülüyor ki böyle bir çağda tutumu YÖK'ten de beklemek boşunadu-. Dahası, bu yanşma için "seçflen alanın" YÖK yazısmdaki "tanımı" bile ürkütücu ve kaygı vericidir. "Sultanahmet Camii iie Aya- sofya arasındaki arsada..." Şehircilik kurallan ve imar yasasına gö- re "arsa", imar planlarında "üzerine bina vapılması için aynlan yer" demektir. Anla- şılan, ABD'nin bu projesini "konuşlan- dırmak" için YÖK Başkanlığı bilimi ve hu- kuku da bir yana bırakmaktan çekinmiyor; tarihi meydanlarımızı, resmi yazışmalara "arsa" olarak geçirebiliyor. Üstelik, ABD- nin W harton Ekonomi Okulu'ndan "fahri hukuk doktoru" payesini alan Özal'a bile sormadan... TBMM'de nisan başlannda kabul edilen yeni yasayla, üniversitelerimiz artık "4 tip" olacakmış. Başlannda YÖK varken hangi- si "ulusal" ve bilimsel" bir eğitim verecek dersiniz? OKTAY EKİNCİ Yük. Mimar/Muğla SINAVtLANI MALİYE VE GÜMRÜK BAKANLIĞrNDAN STAJYER GÜMRÜK MUHAFAZA KONTROLÖRLÜCÜ GtRİŞSINAVI Maliye ve Gümrük Bakanlığı Gümrukler Muhafaza Genel Müdür- lüğü tarafından 21, 22, 23 Mayıs 1991 Salı, Çarşamba, Perşembe gün- leri saat 9.00'da Ankara'da Stajyer Gümnik Muhafaza Kontrolörlüğü Giriş Suıavı yazılı kısmı yapılacakür. Sınava kaülabılmek için; a) 657 sayılı Devlet Memurlan-Kanunu'nun 48. maddesinde belir- tilen niteliklere sahip olmak, b) Sınavın başlayacağı tarihte otuz yaşını doldunnamış bulunmak, c) Üniversitelerin en az dört yıllık öğrenim veren siyasal bilgiler, hukuk, iktisat, işletme ve iktisadi ve idari bilimler fakültelerinden veya bunlara eşitlıği Yüksek Öğrenim Kurulu tarafından kabul edilen yer- li ve yabana öğretim kurumlarından birini bitirmis olmak, Gerekmektedir. Istekliler; diğer katılma şartlarını, sınava başvunı için gerekli bel- geler ile sınav konulannı ve açıklayıcı diğer bilgileri kapsar broşürü Şehit Teğmen Kalmaz caddesi, Susam sokak, Kocaman Han, No: 22, Kat; 5 Ulus/ANKARA adresinde bulunan Gttmrük Muhafaza Kont- rolörler Birim Baskanlığı'ndan temin edebilirler. Sınava girmek isteyenlerin en geç 3 M&yıs 1991 Cuma günü saat 17.30"a kadar hangi yabancı dilden sınava girmek istediklerini belirt- mek suretiyle bir dilekçe ve diğer gerekli belgelerle birlikte yukarıda belirtüen adresteki Gümrükleı Muhafaza Genel Mudürlüğü Gümrük Muhafaza Kontrolörler Birim Başkanüğı'na bizzat veya posta yoluy- la başvurmalan gerekmektedir. Postadaki gecikıneler kabul edilme- yecektir. Basın: 23651 İLAN ÇUBUK ASLtYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Dosya No: 1989/392 Davacılar Mehmet Kuşçu ve arkadaşlan vekili Av. Fikret Kande- mir tarafından davaklar Adem Erdem ve arkadaşlan aleyhlerine açılan tapu iptali ve tescil davasının yapılan açık yargılaması sonunda veri- len karar gereğince: Davalüardan Adem Erdem ve Fatma Küci'nin adresleri meçhul ol- duğundan dava dilekçelennın ilanen tebliğ edildiği, duruşmamn gı- yaplarında karara bağlanmış olduğundan bu kerre mahkememizce verilen 12.7.1985 tarih ve 1980/392 esas ve 1985/210 karar sayı ile Çubuk Çatokçular köyu Çorlu mevkünde 1009 parselin müstakilen davacılann murisi halk arasmda Sadık Nufusta ise Sadullah oğlu Meh- met Kuşçu adına 3/12, Yusuf Kuşçu adına 3/12, Ismail Kuşçu adına 3/12 hisse ve Feyzullah kızı Satıa Kuşçu adına 1/1, Feyzullah oğlu lbrahim Kuşçu adına 1/12, Feyzullah kızı Ümmühan Kuşçu adına 1/12 hisse olarak tapuya tesciline ve yine aynı köy Yamaç mevkiin- de 1437 parselin 1/2 hissesinin Sadullah Kuşçu mirasçüarı Mehmet, Yusuf ve Ismail ile Sadullah oğlu ölü Feyzullah mirasçıları Satıa, lb- rahim ve Ümmuhan Kuşçu adlarına verasette hisseleri oramnda, ge- ri kalan 1/2 hissenin Seyit Ali mirasçıları tapuda isiraleri bulunan Hacı Uğuz (Oğuz), Kamile Uğuz, Akkuz Ganirae vereseleri ve Ha- nım vereseleri adlarına eşit olarak tapuya tesciline karar verilmiş ol- duğundan ve bu karann ilanen tebliği yapılması gerektiğinden davalıların ilan tarihinden itibaren kanuni suresi zarfında temyiz et- rneleri aksi halde hükmün kanuni suresi sonunda kesinleşeceği ila- nen karar yerine kaim olmak üzere ilan olunur. Basın: 23625 İLAN T.C. BULDAN KADASTRO MAHKEMESİ Esas No: 1989/65 Davacı Hasibe özçetin, davaülar Buldan Çaybaşı mahallesinden, Meryem Adıman ile aynı yerden tbrahim kızı Ayşe aleyhine açılan yine aynca Hazine aleyhine açılan komisyon karannın iptali ve tescil davasının mahkememizde yapılan açık duruşması sırasuıda verilen ara karan geregince: Davacı vekili tarafından taraflar arasında niza konusu olan Bul- dan Helvaalar mahallesi 497 ada 8 No'lu parselin ve aynca aynı yer 9 No'lu parselin davalılar ile davacı adına tespit gördüğünü, belirti- len her iki parsel için davalüann hiçbir haklannm bulunmadığını id- dia ederek bu parsellerdeki davalılar adına yapılan hisselerinin ipta- line ve davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini dava etmiştir. Davaulann yapılan tüm araştınnalara rağmen tebligata yarar açık adresleri zabıtaca tespit edilemediğinden davalüann adına raahkemece ilan yolu ile dava dilekçesinin tebliğine karar verilmiştir. lşbu dava dilekçesi yerine kaim olmak uzere davahlara dava dilek- çesinin bu şekilde tebliğine, davaulann duruşmamn atüı bulundugu 26.4.1991 günü saat 9'da Buldan Kadastro Mahkemesi'nde hazır bu- lnnmalan veya kendilerini bir vekille temsil ettirmeleri, ettirmedikle- ri takdirde duruşmaya yokluklannda devam edip mahkemece resen karar verüeceği hususu davetiye yerine gecerli olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 46543 İLAN KARS SULH HUKUK MAHKEMESİNDEN Sayı: 1990/406 Davacı Hazine tarafından davalı Karabey Oztürk aleyhine açtığı Kars merkez Istasyon Mahallesi 154 ada 99 parsel nolu taşınmazın Askeri Yasak ve Gtıvenlik bölgesi içinde kaldığından bahisle tapunun iptali ile hazine adına tapuya tescilini talep etmiş, aramalara rağmen davalı Karabey öztürk'e dava dilekçesi ve duruşma günu tebliğ edilemedi- ğinden, dava dilekçesinin tebliği ile duruşmamn atılı olduğu 14.5.1991 günü saat 9'a kadar tüm delilleriniz ile birlikte duruşmaya katılma- nız, katılmadığınız takdirde duruşmaya gıyabınızda devam edileceği ilanen tebliğ olunur. B3ısm. İLAN T.C AFYON C SAVCILIĞI 1991/1318 Ilam Afyon Çavuşbaş Mahallesi nüfusuna kayıtb olup, aynı yerde su- cuk imalatcılığı ve satıcılığı yapan Osman ve Şukniye oğlu 1955 D.lu Mustafa ERÇOBAN hakkında 9.1.1990 tarihinde sağlığa az veya çok zarar verecek derecede bozuk sucuk imal edip satmak suçundan do- layı kamu davası açümı; olup, yapılan yargılama sonunda. Afyon Sulh Ceza Mahkemesinin 25.2.1991 tarih ve 1990/588-1991/112 Esas karar sayılı ilamı ile T.C.K.nun 396, 3506 Sk. TCK. 647/4-T.C.K.72-402/1-2 maddeleti gereğince 490.000r LİRA AĞIR PARA CEZAS1, 3 ay süre ile meslekten men ve 7 gün iş yeri- nin kapatılmasına karar verilmiştir. T.C.K.nun 396-402/1-2 maddeleri gereğince ilan olunur. 29.3.1991 Basın: 23819 POLTTIKA VE OTESI MEHMED KEMAL Enver İçin Dört Yazı Enver Gökçe için Acılı kuşaktan dört yazım var. (Sayfa: 46, 212, 214, 322). Daha dergilerde, gazetelerde yazdık- larım da vardır, elimin altındadeğil. Sürgün Alayı'nda tip- lerden birinde de az çok Enver Gökçe vardır. Enver Gök- çe için daha adı duyulmazken 1971'lerde Akşam gazete- sinde ilk yazıyı yazanlardan biri de bendim. Adı öylesine duyulmamıştı ki bana, "Kim bu Enver Gökçe" diye sorar- lardı. İşin güzel yanı adı çok sonra duyuldu ama unutul- madı. Bir de adı duyulur duyulmaz unutulanlar vardır. Enver Gökçe ile çocukluk arkadaşıyız. Aynı mahallede büyüdük, aynı okullarda okuduk, aynı hapisanede yattık. Ağzından özyaşamını anlatırken şunları söyler: "O zamanlar Ankara'da bulunan Arif Damar (Arrf Bari- kat) ve bugün edebiyatımızın silinen kişilerinden Mehmed Kemal benim ilk edebiyat arkadaşlarımdır. Mehmed Ke- mal'le aynı mahallede otururduk. Benim ilk arkadaşlarım- dan birisidir." Enver Gökçe, 1980 yıHarına doğru merak edildi, tanın- dı, şiirlerinden türküler yapıldı, kitaplarının birkaç basımı oldu. Değeri gün geçtikçe bilindi. 1980'lerde bir mektup almıştım, "Kâmuran Bozkar'a şiirler vermiştim, acaba ne- rede bulabilirim, sen de adresi var mı" diye soruyordu. Bana yazdığı mektupta da isim ve adres yoktu. Kâmuran Bozkır'ın bulunabileceği yerleri saptadım, bir mektupla hu- zur evine bildirdim. O yıliarda huzur evinde kalıyordu. Enver için bilinmeyen ne varsa hepsi derlenip toparla- nıyor sanırım. Son günlerde Damar dergisinde bir soyle- şi, bir de Damar Yayınları'ndan 'Enver Gökçe Üzerine Eleştiri, Tanrtma, İnceleme' kitabı çıktı. Dergideki Nevval Sevindi (Çizgen) ile söyleşiyi İsmail Gençtürk yapmış. Enver'i tanıyan Nevval gerçekten itginç şeyler söylemiş. Şair, yazar Nevval'i ben de tanıdım. Nevval, şairle ta- nışmasını anlatıyor, şöyle: "Enver Gökçe ile yeğeninin bir arkadaşı kanalıyla ta- nıştım. Bir gün yeğeninin evine gittik ve onu ilk kez ora- da gördüm. Birbirimize çok yakınlık duyduk. Yaşamında ona yakın bir kadın yoktu. Savaşımla geçmiş çileli bir ya- şamı vardı. Benim gençliğim, neşem, sıcak davranışla- rım onu utangaçlık kabuğundan oldukça çıkarmıştı. Çün- kü yeğeninin evinde sığıntı gibi hissederdi kendini, onunla gerçekten ilgilenen yoktu. Politikadan, derneklerden, şi- irden, dergilerden konuşurduk. Özel yaşamından çok az söz ederdi... Bende fotoğrafları var. Özel olarak bir res- mimi istedi. Vasikalık bir fotoğrafımın arkasına yazıp ver- dim. Birlikte fotoğrafımız yok. Onun en acı anısı şuydu: Yeğeninin babası, yani kız kardeşinin kocası (eniştesi), katı ve onu hk? sevmeyen birisiydi. Gençliğinde bir dönem ge- ne onlarda kalıyormuş. 'Arama olacak' diye bir haber ge- lince adam, Gökçe'nin odasına girmiş ve bulduğu tüm kâ- ğıtları toplayıp yakmış. En güzel şiirlerini, belki de bir ki- taptan fazla olacak çalışmalarının kül olduğunu hiç unut- mazdı. Ben de bu olaydan onun kadar acı duyuyorum." Enver'le Cebeci damamın kule dibinde birlikte yattık. Bugün elimizde olan şiirierin çoğunu kule dibinde yazdı. Yani üçte ikisi kule dibi ürünüdür. Bu şiirler var da yeni yazdıkları neden yok diye şaşıyorum. Enver şiirlerinin ço- ğunu da ezbere b'lirdi. Unü duyuldukça şiirteri şurdan bur- dan derlenerek bir araya getirildi. Adının ilk duyulduğu, şiirlerinin dergilerde yayımlanmaya başladığı günlerde, JF.nver Gökçe'yi yeniden keşfeden Günel Altıntaş, Cemal Süreya'nın Papirüs dergisinde şöyle diyordu (Sayı 43, Ocak 1972): "Enver Gökçe'nin şiirlerini okuyorum. Müthiş bir şair Enver Gökçe. Nasıl olup da bugüne kadar gizlemişler onu? Akıl alacak şey değil." Enver Gökçe unutulma kuyusundan çıkarılmıştır; bir da- ha kolay kolay bu kuyuya atamazlar. Tesellimiz kuyudan öteki şairlerin de çıkmasıdır. ÇAU$ANLAR1N SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞtPAL ''Sağhk Karnesi Değiştirilinceye Kadar" SORU: Emekli Sandıgı'ndan emekü bir memurum. 1973 doğumlu kızımın sağlık karnesine, '...Tarihine kadar geçerlidir" kaşesi vuruldugundan, başvuruda bulun- dum. Yeniden sağlık karnesi düzenlenebilmesi için ögrenci belgesi istendi. 1) Sağlık karnesi değiştirilinceye kadar gecen süre içinde hastalanraası halinde muayene ve tedavisi na- sıl yapüacaktır? 2) Kızım üniversiteyi terk ettiği takdirde sağlık hiz- metlerinden yararlanması mümkün miidür? Ölümüm halinde kızıma maaş baglanacağına gö- re ve bona bağlı olarak her tiirlii sağlık yardımından yararlanacağına göre evlenmediği ve çalışmadığı sii- rece yaşı ne olursa olsun sağlık karnesi verilmesi ge- rekmez mi? MJS. YANIT: 1) "Emekli, Adi Malullük veya Vazife Malullüğü Ay- hğı Bağlanmış Olanlarla, Bunlann Kanunen Bakmakla Yüküm- lü Aile Fertleri, Dul ve Yetim Aybğı Alanlann Muayene ve Tedavileri Hakkında Tüzük" uyannca, muayene ve tedavi hak- kım kazanrruş olup da sağlık karnesi ellerine geçmemiş olan "kimseler, sağlık karneleri verilinceye kadar, muayene ve teda- vi giderlerini kendileri öderler" Tüzüğün 31. maddesine göre de "Sağük karneleri verilince- ye kadar, muayene ve tedavi gideTİerini kendileri ödeyenler, res- mi sağlık kurullannca yapılan muayene ve tadavilere Uişkin usulüne uygun düzenlenmiş gider belgeleriyle fiyat kupürleri yapıştırılmış reçeteleri (...) TC Emekli Sandığı'na vermek veya göndermek suretiyle kar- şılıklanmn ödenmesini isterler!' 2) TC Emekli Sandığı Yasası Madde 75'e göre "Kendisinden aybk bağlanacak olanlann ölümü tarihinde evli bulunmayan kız çocuklanna aylık bağlanu-î' Kız çocuklara yetim ayhğı bağlanabilmesi için kız çocukla- nn evli olmaması yeterlidir. Bunun yarunda bir başka koşul aranmamaktadır. Ancak kız çocuklann sağlık yardımlanndan yararlanabilmesi için "evli bulunmaması" yeterli değildir. Tflzüğün 2. maddesine göre sağlık yardımlanndan: "B- Emekli, adi malullük veya vazife malullüğü ayhğı alan- lann yaşını doldunnamış ve evli olmayan erkek ve kız çocuk- lan, c) Evli ohnayan ve yardım edilmediği takdirde muhtaç du- ruma düşecek olan kız çocuklan ile yaşlan ne olursa olsun malul ve muhtaç erkek çocuklan, d) Kanunen bakmakla yükümlü bulunduklan ve yardım et- medikleri takdirde muhtaç duruma düşecek olan ana ve baba- lan, yararlanırlar!' Kız çocuklann sağlık yardımlanndan yararlanabilmesi, evli bulunmamasının yanı sıra "yardım edihnediği takdirde, muh- taç duruma düşecek" olmasına da bağhdır. İLAN İZMİR 3. İCRA TETKİK MERCÜ HÂKİMLİĞİ'NDEN Dosya No: 1991/271 DİLEKÇİ: Kurak dayamkh tüketim mallan tekstil ve gıda sanayü üretim ve pazarlara Ltd. Şti. 1710 sokak No: 42/A Karşıyaka-tZMİR Yukanda ismi ve adresi yazüı bulunan dilekçinin, alacaklılan ile konkordato akdetmek uzere hâkimliğimize 8.4.1991 tarihinde mü- racaat etmiş olduğu ilan olunur. 9.4.1991 Basın: t-8253
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear