17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3 MART 1991 HABERLER CUMHURÎYET/5 'Hükümet yok' 1i ARTVİN-RİZE- JRABZON (Cumburiyet) — SHP Genel Sekreteri Hikmet Çetin, Cumhurbaşkanı Özal'ın bugün yapılacak kongrede Semra Özal'ı Istanbul ll Başkanı yapürmak için uğraş verdiğini belirterek "Hükümet zaten ortada yok. Devlet ve hükümet her îşi bir kenara bırakmış bir haftadır. Semra özal İstanbul tl Başkanı olsun mu diye uğraşıyor. Cumhurbaşkanı, Başbakan bununla uğraşıyor. Devletin genel müdürleri, Istanbul'da otelde kamp kurdular delegelerle masa başında pazarlık yapıyorlar, delegelere vaadlerde bulunuyorlar" dedi. Af sözüne kuşku • ANKARA (UBA) — HEP Mardin MiUetvekili Ahmet Türk, "Af, inşallah Özal'ın yeni bir oyunu değildir" dedi. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın Doğu ve Güneydoğu bölgesinde çeşitli olaylara karışmış olanlar için de af getirileceğıni açıklaması üzerine UBA muhabirine görüşlerini açıklayan HEP Mardin MiUetvekili Ahmet Türk, kendilerinin de aftan yana olduğunu belirtti. Batı iki yüzlti • ANKARA (Cumburiyet Biirosu) — Eski Başbakanlardan Adnan Menderes'in oğlu Aydın Menderes, Körfez savaşını değerlendirirken, "ABD'nin askeri gücünün gölgesi Ortadoğu petrollerinin üstüne düşmüştür. Dünya petrol rezervlerinin üçte ikisinin bulunduğu Ortadoğu'da, ABD'nin askeri varlığı, barutun y&nmda ateş;demektir" dedı, Hak Yolu Vakfı ile tslam Mecmuası tarafından düzenlenen "21. Yüzyıun Eşiğinde Türkiye" konulu panelde konuşan Menderes, TV ekranlarında "Gökyüzünde havai fişek gibi uçan füze, helikopter ve tanklann" izlendiğini belirten Menderes, "Ama kıyılan canlar TV ekranlannda yoktu. Baıı ikiyüzlülüğünü burada da gösterdi" diye konuştu. Ifozar'ın ataması • ANKARA (ANKA) — Devlet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Mehmet Yazar'ın, görevden alınan Hüsnü Doğan'dan boşalan Milli Savunma Bakanlığı'na atanmasına ilişkin karar Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Öte yandan Resmi Gazete'de yayımlanan diğer atama kararlarıyla da Merkez Bankası Başkan Yardımcılığı'na Doç. Dr. Lütfı Hasan Ersel getirildi. Devlet Bakanlığj Tapu ve Kadastro Genel Müdür Yardımcılığı'na Talat Erdoğan, Tarım lşletmeleri Genel Müdürlüğü Yönetim Kurulu üyeliklerine ise Nida Erden, Abdülkadir •Altınsaat, Alpaslan Pehlivantürk ile Nasır Vural atandılar. Gürdere'den övgü • ANKARA (UBA) — Yeni görüşler açıklayan ve hedefler gösteren Deniz Baykal ile Mesut Yılmaz'ı öven Anavatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Metin Gürdere, Yılmaz ve Baykal'm yeni tip politikacıların temsilcileri olduğunu söyledi. Gürdere, Yılmaz'ın da Baykal'm da pınl pınl insanlar olduğunu belirtti. Türkiye'de ekonominin politikaya göre daha ileri bir noktada olduğunu belirten Gürdere, "Şimdi politika ekonomiye yetişmeye çalışıyor. Örneğin SHP eski Genel Sekreteri Deniz Baykal'm sosyal demokrasiyi yorumlayan yeni açıklamaları var. Baykal, 'osyal demokrasinin muhalefet malzemesi olmaktan çıkarılmalı, refaha giden yolda tercüman olmalı' diyor. Ondan önce Mesut Yılmaz da ulke sorunlarıyla ilgili programlarını açıkladı. İki tane pınl pınl insan. Ülke meselelerine yeni çözümler getirmeye çalışıyor" dedi. SHP'li Günay'danparti içi muhalefete tatlı-sert: 'Biz yanılmışız' demelilerj SHP Genel Sekreter Yardımcısı Ertuğrul Günay, İstanbuPda katıldığı "Siyasette Yeni Ufuklar" konulu toplantıda, eski genel sekreter Deniz Baykal ve arkadaşlarının "yenilikçi" fikirleri kabul etmelerinden büyük mutluluk duyduğunu söyledi. tç Politika Servisi —SHP Genel Sekreter Yardımcısı Er- lnğrul Günay, eski Genel Sek- reter Deniz Baykal ve arkadaşlarının "yeni- likçi düşünceyi" savunmaların- dan sevinç duyduğunu belirte- rek, "Ancak 'ayı yeniden keşfetmek' gibi bir tavrı da ga- rip karsılıyorum. Siyasette bir dürusttüge ihtiyaç olduguna ina- nıyonım. Biz yamlmışız' deme- liler" dedi. Günay, siyaseti "Bir- kaç bin kişinin oynadıgı golf sponına" benzeterek, yenileşme duygusunun hayatın tüm alan- larma yaygınlaşması gerektiği görüşünü savundu. SHP'nin planlama, seçim ve propaganda Lşlerinden sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Er- tuğnıl Günay dün Mülkiyeliler Birliği İstanbul Şubesi'nde du- zenlenen "Siyasette Yeni Ufuk- lar" konulu toplantıda görüşle- rini anlattı. Siyasi partilerin ya- pısını eleştiren ve değişiklikler yapılması zorunluluğuna dikkat çeken Günay, "Parti program ve tUzüğünii bilmeyen iiye sayısı bi- lenlerden fazla. Hiçbir partide seçimler nisbi temsil esasını sağ- layamadı, getiremedi. Parti mil- letvekilliği seçimlerinde kendisi- ne başvuran tiim adaylan top- luma sunmak Seçmene belirie- me hakkı verip böylece siyasete katılım sağlanmalı. Siyasi parti- ler kuUandıklan dil itibarıyla da toplumla iktişim kuramıyorlar. Siyasette kendini anlatmaktan çok karşısındakini kötuleme yo- lu seçiliyor. Bir siyaset adamı karşısındaki bir partiyie ilgili bir olumlama >aparsa, kendi parti- si içinde en agır şekilde eleştiri- liyor" dedi. Şu andaki parti üye ve delege yapısıyla geniş kitlelerin siyase- tin içine giremediklerini kayde- den Gunay, "Bu nedenle siyaset birkaç bin kîşinin golf oyununa dönüşiiyor" diye konuştu. Dün- yada sağ ve sol kavramlannın da değiştiğine dikkat çeken Günay şunları söyledi: "Bu çağda yeni yaklaşımlara ihtiyaç olduğunu artık kabul et- mek gerekiyor. Örneğin devlet- çiük konusu. Bugünlerde devleti küçültmck diye bir terim gün- demde. Bu bana çok doğru bir tanım gibi gelmiyor. Bence asıl sonın devletin demokratikleş- mesi. Bunun için de öncelikle toplumun örgüüüliigü gereki- yor. Tiim bunlar insan kavramı- nı ön plana çıkartıyor. Ama 'birey' olarak insandan hiç söz \\ DMP 1. Olağan Büyük Kongresi dün Ankara Selim Sırn Tarcan Spor Salonu'nda yapıldı. Kongre sonunda tek aday olarak yeni- den genel başkanlığa seçilen Bedrettin Dalan, ad vermeden Cum- hurbaşkanı Turgut Özal'ı eleştirerek "5 sene önce bana zamanın başbakanı 'Hiç kimse bize rest çekemez. Dalan bile olsa' demiş- ti. Şimdi sadece Dalan degil, milletçe rest çekiyoruz. Bugün Tür- kiye'de egemenük, kayıtsız şartsız bir ailenin elindedir" dedi. Bu- gün sona erecek DMP kongresinde MKYK üyelerinin seçimi ya- pılacak. Bu arada Cumhurbaşkanı Özal.Dalan'ıkutladı. (AA) Cumhurbaşkanı'nın genel affı değil tecili düşündüğünü söyleyen Sungurlu 6 Af karan parlamentonundıır' KOCAELİ (AA) — Adalet Bakanı Mah- mut Oltan Sungurlu, gündemde bir genel af meselesinin bulunmadığını belirterek Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın konuyla il- gili sözleri üzerine, durumu hukuk açısın- dan incelediklerini söyledi. Adalet Bakanı Oltan Sungurlu, "Gümüş- baneliler Gecesi"ne katılmak üzere geldiği Izmit'te, gazetecilerin konuya ilişkin soru- su üzerine, hükümetin programına ve gün- deminde af meselesinin bulunmadığını ifade ederek "Ama sayın cumhurbaşkanımızın devletin başı olarak söylediği sözleri takip ediyoruz" dedi. Sungurlu, Cumhurbaş- kanı Özal'ın, milletvekilleriyle yaptığı bir sohbet sırasında söylediği sözlerin basına yansıması sonucu ortaya çıktığını kaydede- rek şöyîe konuştu: "Aslında gündemde bir genel af mesele- si yok. Şu hadise var: Sayın cumhurbaşka- nımız, terör kanunu hazıriatıyor. Bu kanun hazırlandıktan sonra da terörden dolayı iş- lenmiş bir kısım suçlann cezalannın erte- lenebilecegmi, cezanın geri bırakılabilece- ğini, yani infazın geri bıraküabilecegini ifa- de ediyor. Benim kanaatim, tecil, yaoi er- teleme mabiyetinde bir düşiince bu. Sayın cumhurbaskanımız bunu bir dü- şunce olarak söylemiş. Ham bir düşiince olarak söylemiş. Yani, 'Şu şekilde infaan kapsamı, şu olur' diye bir şey degil. Tabii, cumhurbaskanımız çok süratle düşunen, karar veren bir kimse. Bu kabil beyanian oluyor. Biz arkadan bunlan topluyoruz. Ya- ni cumhurbaşkanımızın bu söylediği sözier üzerine, arkasından ne gibi bir hukuki de- ğerlendirme çıkar diye bakıyonız. Buna da bo\le baktık. Bu söylediklerim de biraz o çalışmanın mahsulü. Ama tabii, bunun hiç- bir ölçusü verilmiş değil henuz. Anayasa açısından meseleye nasıl bakılıyor, böyle bir şey olabiür mi? Hukuk açısından durum ne- dir? Biz bütiin bunlan yine de tetkik eltiri- yoruz." Bakan Oltan Sungurlu, anayasa- nın da bu tür suçlar konusunda affa uygun olmadığını kaydederek karan parlamento- nun vereceğini söyledi. Sungurlu, "Sayın cumhurbaşkanımızın bu kabil düşünceleri- nin hangi noktaya varacağını da bekliyoruz. Bunlar daha yeni söylenen sözier" şeklin- de konuştu. Aleviler kimdir? Aleviler hâlâ ne kadar ycmlış tamnıyorlar. Kültüıleri, töreleri ve inanışlanyla Aleviliğin doğnısu nedir? İlginç bir söyleşi okuyacaksınız. Seksin eski yıldızlan Türkiye'de seksfilmleri"dönemi"nin yıldızlan iddiah konuşuyorlar: "Sevişmeyi biz öğrettik." Okuyun, hatrlayın ve karar verin; bakalun doğru mu söylüyorlar. Eerkûk Tüıkleri'nin Partisi Kuveyt'te teslim olan ilk Irakh askerleı Türk müydü? Irak'ta Milli Tûrkmen Partisi adıyla legale çıkan Kerkûklü Türkler'in H siyasi mücadelesi. Hekimleri şikâyet İstanbul Barosu, Bdbrköy Hastanesi hekünlerini Tabipler Odası'na şikâyet etti. İlginç bir taraşma: Akli dengesi yerinde olmayanlar avukathk yapabilir mi, yapamaz mı? Beyoğlu kimin oğlu? Yalçın Pekşen içinden tramvay geçen caddenin gecesini ve gûndüzünü yaşadı; yazdı. Canver ve Madonna HEP'li milletvekili ile Madonna'nın ne ilgisi var diyeceksiniz. Sadece Madonna ile değil, Peter Gabriel, Pink Floyd, Phil Collins ve benzerleriyle de ilgisi var. Rockçüarla ilgili tarüşmaya Cûneyt Canver de katıldı. Stalinisiler'in son kalesi Amavutluk'ta da reform hareketlerinin başlaması üzerine Enver Hocaalar kendilerine sosyalizmin kalesi olarak Afrika'nın kuzeyinde bir kabile devleti buldular. Araavutluk öldü, Yaşasın Tigre! Aieviier hakkında yanlış bildlğiniz { ber şey . Eski seks yıldızlannın iddiası: eyişmeyi blz öğrettik" KÂRLI ÇIKANLARSazılan savaş sever. Aklını iyi kullantp, doğru zamanlama yapan ve imkânları değertendirip Kortez savasından zengin çıkanlan ccıklıyorjz. i Solda tek liste tartışması Abdullah Baştürk, Sadun Aren, Erdal İnönü, Fehmi Işıklar ve Bülent Ecevit seçimlere solun tek liste halinde ginnesi konusunda neler dediler? Borsadan seçtiklerimiz Tempo bu haftadan itibaren her hafta borsada. Güventürk Görgülü'nün seçtiklerini okumadan borsada oynamamaruzı tavsiye ederiz. SAVAŞTAN KÂRU ÇIKANLAR SAVAŞ BİRÇOK SEKTÖRÜ VE ŞİRKETİ ZOR DURUMA SOKARKEN BAZILARININ DA YÜZÜNE GÜLDÜ. SAVAŞ SIRASINDA AKLINI VE İMKÂNLARINI KULLANIP DOĞRU BİR ZAMANLAMAYLA KÂRLARINI KATLAYANLARI AÇIKLIYORUZ. etmiyoruz. Bunu yeni baştan ta- nımlamamız lazım. Türkiye'de adalet en kötü işkyen kurumlar- dan bir tanesidir. Bu da bir ta- budur." "Sevinçle gördük önce diğer paıtilerde yenileşürme savunul- du. Bu aslında vitrin değisür- meydi. Sonra bizim partide yö- netimi kaybeden arkadaşlanmız yenilikçi düşiinceye kapüannı açtıiar. Ancak 'Ayı yeniden keş- fetmek' gibi bir tavn da garip karşılıyonım. Siyasette bir dü- nistlüğe de ihtiyaç olduğuna inanıyorum. Yani 'Biz yanılmı- şız' demeliler. Böyle bir insani talebimiz olduğunu da tekrarla- mak istiyorum. O zaman yazılı belgenin önemini kavramamış- lardı. Biz parti içi tartışmalaria çok zaman kaybettik." SHP kadın komisyonlan Kadın haklarını erkekler engellîyor ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — SHP Genel Başkanı Erdal İnönü, Cumhurbaşkanı Turgut özal'ı, SHP iktidara ge- çerse güç dunımda kalacağı için iç politikaya el atarak "tertip- ler peşinde" koşmakla suçladı. özal'ın anayasa değişikliğini de kişisel nedenlerle istediğini savu- nan İnönü, "Özal'dan kaynak- lanan anayasa değişikliği öneriieri aldatmacadan başka bir şey degil" diye konuştu. İnönü, Irak'a uygulanan eko- nomik ambargoya da son veril- mesi gerektiğini söyledi. SHP lideri, dün partisinin Kadın Komisyonu başkanları için Hasköy'deki Belediye Evi'- nde düzenlenen parti içi eğitim seminerinin açılışında konuştu. Sevinç İnönü'nün telgraf gön- derdiği toplantıya SHP PM üyesi kadınlar ile tüm illerden kadın temsilcileri katıldı. Top- lantıda İnönü, aralarında eski Diyanet İşleri Başkanı Lütfi Do- ğan'ın başörtulu eşi Aynur Do- ğan ile CHP'nin eski kadın kolları başkanlanndan Yüksd Korkmaz'ın da bulunduğu sekiz bayanın parti üyelik formlarını imzaladı. Bir süre önce SHP'ye geçen eski ANAP Milletvekili Türkan Ankan ile Doğan'ın eşi toplantıya katılanlar tarafından ayakta alkışlandı. Seminerin "Türkiye'de ve Dünyada Kadın Sorunlan" ko- nulu ilk oturumunda konuşan SHP MYK üyesi Prof. Türkan Akyol, Inönü'den "özür difcye- rek", kadın haklannı erkeklerin engellediğini söyledi. Akyol, PM'de olduğu gibi MYK'da da kadınlara kota uygulanmasını isterken İnönü, Akyol'un ken- disine yönelttiği "Gekcegin ka- dınları, kızları yönetirai eUnizden alacaklar" şeklindeki sözlerini coşkuyla alkışladı. SHP'nin Gölge Kadın Bakanı Jale Candan da kadınların, ge- çimini cinselliğe dayalı olarak sağlayan "sekso-ekonomik variıklar" olarak görülmesini eleştirdi. Erkekleri çocuk bakı- mı ve ev işlerinde de sorumlu- luk almamakla suçlayan Candan, cinsellikieri ön plana çıkarılarak kadınların çalışma yaşamında yükselmelerinin de engellenmek istendiğini söyledi. BaykaPdan gruba dilekçe İç Politika Servisi — SHP es- ki Genel Sekreteri Deniz Baykal, TBMM SHP Grup BaşkanhğY- na başvurarak kendisi tarafın- dan hazırlanan "Türkçeden farklı dillerin kullanılması" esaslarım belirleyen yasanın yü- rürlükten kaldırılmasıyla ilgili yasa teklifinin ilk grup toplan- tısmda görüşülmesini istedi. Ge- çen ay gruba başvuru yaptığmı, ancak hiçbir yanıt alamadığını belirten Baykal, grup iç yönet- meliği uyannca hazırladığı tek- lifın görüşülmesinin zorunlu ol- duğuna dikkat çekti. Baykal'm gruptan bir yanıt alamadığı tak- dirde doğrudan parti yetkili ku- rulları ile TBMM Başkanhğı'na başvuracağı öğrenildi. Baykal ve arkadaşlarınca ha- zırlanan "Türkçeden farklı dil- lerin kullanılması esaslannı be- lirleyen ve 2932 sayılı yasayı yü- rürlükten kaldıran kanun teklifı" 13 Şubat 1991 günü SHP Grup Başkanhğı'na verihnişti. Daha sonra kamuoyuna, "Bay- kal'ın tasarısı grupta engelleni- yor" şeklinde yansıyan ve grup toplantılarının gündemine alın- madığı belirtilen teklifle ilgili olarak bu kez Baykal yazılı ola- rak grup başkanbğma başvurdu. Baykal'a yakın milletvekillerin- den edinilen bilgilere göre önü- müzdeki salı günü toplanması gereken ilk grup toplantısında da teklif gundeme alınmazsa hem parti içi kuralların uygulan- ması için harekete geçilecek hem de doğrudan TBMM Başkanh- ğı'na başvurulacak. CÜNEYT ARCAYÜREK YAZIYOR Gericiliğe Cesaret Verenler Laikliği Savunuyor... ANKARA — İstanbul istihbaratımız şu bilgileri verdi: TÖ gelince The Marmara karargâhını bırakan SÖ, geceyi ko- casıyla Harbiye Orduevi'nde baş başa geçirmiş. Sabah ka-. rargâha dönecek, bugün oynayacağı maçın son hazırlıkla- rıyla uğraşacakmış. Muhafazakârlar, yollanna kurban delegelerle dün gece yemek yiyeceklerdi. Kaç kişi katılır, oylamada kaçı kaçargi- der SÖ'ye, her şey geceyarısı ortaya çıkacakmış. ANAP'ta herkes yeteneğine ve zevkine göre bir şeyler yi- yor. Örneğin sırtını Çankaya'ya dayamış kel yağdanlıklann geçmişten günümüze yediği nanelerle başlıyor söyleşiler; Hanımefendi'nin kaldığı otelden ayrılmayan deiegelerin ye- mekleri ile sürüyor. Bir oy karşılığına, arada sırada görünen Hanımefendi'yi alkışlayarak yüreklendirmek uğruna, delegeler maliyeti 40 bin liralık kahvaltıyı, 65 bin liraJık öğle, 75 bin liralık akşam yemeğini açık büfede beş kuruş ödemeden afiyetle yiyor- lar. Mahmutpaşa'nın geçmişte kalan ucuzluğu solda sıfır! "Patlayıncaya tıksırıncaya kadar'1 yesinler içsinler. Me- rak bu ya, değirmenin suyu nereden geliyor? İşadamlan bi- rer ikişer verse Hanımefendi'nin kampanyasına, 30 milyar çoktan toplanmıştır. Kaz gelecek yerden tavuğu esirgeme- yenler, milyarları şu slogana niçin vermesinler: "Kahrolsun muhafazakâr gericiler, yaşasın liberal-laik Semiramistler!" Mehmet Barlas'a son demecinde TÖ, oteldekilere gönül verenlere ışık tutuyor. Sıkı durun şimdi, TÖ'nün gericilikle ilgiii dehşetengiz yeni sözleri geliyor huzurunuza: "ANAP içinde de laiklik tehli- . ^ ^ ^ _ ^ . ^ _ ^ _ ^ _ _ _ ^ _ ^ _ . kedeisetarafolurum" Mehmet Barlas'a SOH U Tö uy °sa a nki Mrat demecinde TÖ, haiinde. oteldekilere gönül TO, laikliğin tehlike- w p r p n / p r p ı^.U de olduğunu, neden- se, kansı hanımefendi- Slkl durun Şimdl, _:. .. _,._.,.Tğ,nQn gerjcjljl<le jlgjjj V.TJiak- dehşetengiz yeni tan dolmabilgilerie la- SÖZİOrİ Ct&IİVOr iKlıûı sâvunsn oçmırs- «_ ** » «* * m* mizmin desteğe müt- hUZUrunUZai ANAP hiş gereksindiği sırada jçjnde de laİMİk an.msıyor.ç a p ı n d a k j tehlikede ise taraf tehnkeyi"oniemişgibi, olurum" buyuruyorlar. şimdi "parti içinde" la- T Ö canki itiraf ikliği savunmaya ka- ' w ' ^f' m / n " a ı rarlı. İsim söylemiyor, halinde. ama artık taraflar bilin- ^—~~•"•"•~~•——~~~^^~ diğinden, başta Keçeciler'i, yeğenlikten de azlettiği Hüsnü Doğan'la arkadaşlarını amaçladığı açık seçik ortada. Laikliğin aslan yürekli savunucusu TÖ'ye yağdanlıklar- dan sızacak yağlar arasında bir iki çizgi kimi gerçekler yer alabilir mi acaba? Bugün kötülediği Keçeciler'i, 12 Eylül'de başbakan yar- dımcılığına atanır atanmaz danışman olarak hemen yanı- na alan dünkü TÖ ile bugünkü TÖ aynı insan. Cuma namazlannı hem başbakanhğı hem de Çankaya'- ya çıktıktan sonra gösterişe, şova dönüstüren TÖ ile ne denli Müslüman olduğunu kanıtlamak için hac seferini TV'den naklen yayımlatan da aynı TÖ. Keçeciîer'i başbakan vekilliğine getiren TÖ. Üç beş ay önce Ispanyol gazetesine, Türkiye'de "devletin laik"oldu- gunu söyleyerek kendisıni laiklik kavramından soyutlayan daTÖ. Gericiliği koruyan ve kollayan bugünkü yutturmacaların tek dayanağı var. insanımızdaki zayıf bellek! Dün söylenen- leri bugün anımsamayacağına inanıyorlar. Böylece günümüzde; dün gericiliğe cesaret verenler, bu- gün laikliğin savunucusu olabiljyor ve oteldeki beleş yemek- lerin yani sıra delege oyu karşılığı Bakanlar Kurulu sandal- yeleri de satışa çıkıyor. SBP^Yİ ELEŞTİREN ÇELENK ~ Programda Körfez saptaması yanlış ERBİL TUŞALP — 2 — — Programla ilgili başka eleştirileriniz oldu mu? ÇELENK — Program tasla- ğında emperyalizme yer veril- miyor, bundan utangaç bir ifa- de ile söz ediliyordu. Çünkü emperyalizmin bittiğine inanı- lıyordu. Eleştiriler sonunda "emperyalizmin insanlık için bir tehlike olmaya devam ettiği" şeklinde bir cümle ku- rultaya sunulan program tasla- ğına eklendi. Ama bu ekleme yetersizdi. Emperyalizmin eko- nomik temelleri, siyasal hedef- leri ve özellikle Üçüncü Dünya için doğurduğu tehlikeler cid- di bir biçimde açıklanmalıydı. Program taslağında, Körfez krizi, emperyalizmin değil, mi- litarist güçlerin istem ve etkile- riyle ortaya çıkmış bir olay ola- rak yer alıyor ve niteleniyordu. Oysa Irak'ın Kuveyt'i işgal ve ilhakıyla ortaya çıkan bu olay başlı başına, emperyalizmin varhğını, saldırganlığını ve gü- cünü ortaya koymaktadır. Bilimsel ve teknolojik dev- rim nedeniyle smıf mücadelesi- nin, emek-sermaye çelişkisinin değerini yitirdiği düşünülerek sınıf mücadelesine, emek- sermaye çelişkisine programda yer verilmemiştir Oysa sınıf ve sınıf mücadelesi, emek- sermaye çelişkisi, artı değer te- orisi Marksizmin ana öğeleridir. Topluma ve dünyaya bu açıdan bakılmadan sosyalist bir top- lum inşası çalışmalannın hede- fine ulaşabileceği söylenemez. — Program sian aynlmanız- dan sonra tekrar ele alındı. Bu programın son şekli sizin eleş- tirilerinize cevap vermiyor mu? ÇELENK — Programın son şeklinde, benim ve başka giri- şimci arkadaşların eleştirileri çerçevesinde bazı değişiklikler yapıldığını gördüm. Ancak bunlar biraz önce ifade etme- ye çalıştığım konularda, esas ve genel yaklaşımda bir değişiklik sağlamıyoı*. — SBP sözcüleri partide farklı görüşlerin olabUecegini, batta olması gerektiğini söylü- yorlar. Bu konuda ne düşünü- yorsunuz? ÇELENK — Bir parti için- de, hatta sosyalist bir parti için- de de farklı görüşler olabilir. Gerek ülkemizde gerekse dün- yada Marksizmi farklı yorum- layanlar her zaman olmuş ve olacaktır. Ancak bir partinin kimliğini belirleyen programm genel yaklaşımı ve bakış acısı tek bir anlayışa açık ise orada farklı görüşlerden söz etmek olanağı kalmaz. — Marksizmi farklı yonrn- lamaktan söz ettiniz. Bu konu- da siz ne diişünüyorsunuz? ÇELENK — Son zamanlar- da sık sık "Marksizmin revize edilmesi"nden söz ediliyor. Marksizm dünyayı yorumlama ve değiştirme yöntemidir, bir yönetim biçimi değildir ve ken- di niteliğinin gereği olarak ge- lişmeye açıkür, hatta gelişme- yi zorunlu kılar. Bu nedenle de Marksizmi revize etmekten söz edenler ya da Marksizmin ge- çersizliğini iddia edenler bu id- dialannı kanıtlamakla yüküm- lüdürler. — SBP programında yer alan Kürt sorunu hakkında ne düşünüyorsunuz? ÇELENK — Bu konuda programda yer alan düşünce ve değerlendirmelere katıldığımı belirtmek istiyorum. — SBP'yi nasıl degeriendiri- yorsunuz? ÇELENK — Parti haarhk çalışmalanna başlarken değişik görüşteki sosyalistlerin temel bazı ilkeler etrafında birliği il- kesini hedef olarak kabul et- miştik. Katılanlar, eski partisel, örgütsel kimliklerini ve alışkan- lıklarını bir kenara bırakarak bu hedef doğrultusunda birle- şeceklerdi. Oysa son aşamada belli bir göriiş oluşum içinde ağırlık kazanmıştır. Hareket, başlangıç noktasından uzaklaş- mıştır. Bunun olumlu sonuçlar doğuracağına inanmıyorum. —BİTTİ— ÖZGÜRLÜK DÜNYASI 29. SAYI ÇIKTI ve TOPLATILDI m
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear