Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
3 MART 1991 HABERLER CUMHURÎYET/5
'Hükümet yok'
1i ARTVİN-RİZE-
JRABZON (Cumburiyet)
— SHP Genel Sekreteri
Hikmet Çetin,
Cumhurbaşkanı Özal'ın
bugün yapılacak kongrede
Semra Özal'ı Istanbul ll
Başkanı yapürmak için
uğraş verdiğini belirterek
"Hükümet zaten ortada
yok. Devlet ve hükümet her
îşi bir kenara bırakmış bir
haftadır. Semra özal
İstanbul tl Başkanı olsun
mu diye uğraşıyor.
Cumhurbaşkanı, Başbakan
bununla uğraşıyor. Devletin
genel müdürleri,
Istanbul'da otelde kamp
kurdular delegelerle masa
başında pazarlık yapıyorlar,
delegelere vaadlerde
bulunuyorlar" dedi.
Af sözüne
kuşku
• ANKARA (UBA) —
HEP Mardin MiUetvekili
Ahmet Türk, "Af, inşallah
Özal'ın yeni bir oyunu
değildir" dedi.
Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'ın Doğu ve
Güneydoğu bölgesinde
çeşitli olaylara karışmış
olanlar için de af
getirileceğıni açıklaması
üzerine UBA muhabirine
görüşlerini açıklayan HEP
Mardin MiUetvekili Ahmet
Türk, kendilerinin de aftan
yana olduğunu belirtti.
Batı iki yüzlti
• ANKARA (Cumburiyet
Biirosu) — Eski
Başbakanlardan Adnan
Menderes'in oğlu Aydın
Menderes, Körfez savaşını
değerlendirirken, "ABD'nin
askeri gücünün gölgesi
Ortadoğu petrollerinin
üstüne düşmüştür. Dünya
petrol rezervlerinin üçte
ikisinin bulunduğu
Ortadoğu'da, ABD'nin
askeri varlığı, barutun
y&nmda ateş;demektir"
dedı, Hak Yolu Vakfı ile
tslam Mecmuası tarafından
düzenlenen "21. Yüzyıun
Eşiğinde Türkiye" konulu
panelde konuşan Menderes,
TV ekranlarında
"Gökyüzünde havai fişek
gibi uçan füze, helikopter
ve tanklann" izlendiğini
belirten Menderes, "Ama
kıyılan canlar TV
ekranlannda yoktu. Baıı
ikiyüzlülüğünü burada da
gösterdi" diye konuştu.
Ifozar'ın
ataması
• ANKARA (ANKA) —
Devlet Bakanı ve Hükümet
Sözcüsü Mehmet Yazar'ın,
görevden alınan Hüsnü
Doğan'dan boşalan Milli
Savunma Bakanlığı'na
atanmasına ilişkin karar
Resmi Gazete'de
yayımlanarak yürürlüğe
girdi. Öte yandan Resmi
Gazete'de yayımlanan diğer
atama kararlarıyla da
Merkez Bankası Başkan
Yardımcılığı'na Doç. Dr.
Lütfı Hasan Ersel getirildi.
Devlet Bakanlığj Tapu ve
Kadastro Genel Müdür
Yardımcılığı'na Talat
Erdoğan, Tarım lşletmeleri
Genel Müdürlüğü Yönetim
Kurulu üyeliklerine ise Nida
Erden, Abdülkadir
•Altınsaat, Alpaslan
Pehlivantürk ile Nasır Vural
atandılar.
Gürdere'den
övgü
• ANKARA (UBA) —
Yeni görüşler açıklayan ve
hedefler gösteren Deniz
Baykal ile Mesut Yılmaz'ı
öven Anavatan Partisi
Genel Başkan Yardımcısı
Metin Gürdere, Yılmaz ve
Baykal'm yeni tip
politikacıların temsilcileri
olduğunu söyledi. Gürdere,
Yılmaz'ın da Baykal'm da
pınl pınl insanlar olduğunu
belirtti. Türkiye'de
ekonominin politikaya göre
daha ileri bir noktada
olduğunu belirten Gürdere,
"Şimdi politika ekonomiye
yetişmeye çalışıyor. Örneğin
SHP eski Genel Sekreteri
Deniz Baykal'm sosyal
demokrasiyi yorumlayan
yeni açıklamaları var.
Baykal, 'osyal demokrasinin
muhalefet malzemesi
olmaktan çıkarılmalı,
refaha giden yolda
tercüman olmalı' diyor.
Ondan önce Mesut Yılmaz
da ulke sorunlarıyla ilgili
programlarını açıkladı. İki
tane pınl pınl insan. Ülke
meselelerine yeni çözümler
getirmeye çalışıyor" dedi.
SHP'li Günay'danparti içi muhalefete tatlı-sert:
'Biz yanılmışız' demelilerj
SHP Genel Sekreter Yardımcısı Ertuğrul
Günay, İstanbuPda katıldığı "Siyasette Yeni
Ufuklar" konulu toplantıda, eski genel
sekreter Deniz Baykal ve arkadaşlarının
"yenilikçi" fikirleri kabul etmelerinden büyük
mutluluk duyduğunu söyledi.
tç Politika
Servisi —SHP
Genel Sekreter
Yardımcısı Er-
lnğrul Günay,
eski Genel Sek-
reter Deniz
Baykal ve arkadaşlarının "yeni-
likçi düşünceyi" savunmaların-
dan sevinç duyduğunu belirte-
rek, "Ancak 'ayı yeniden
keşfetmek' gibi bir tavrı da ga-
rip karsılıyorum. Siyasette bir
dürusttüge ihtiyaç olduguna ina-
nıyonım. Biz yamlmışız' deme-
liler" dedi. Günay, siyaseti "Bir-
kaç bin kişinin oynadıgı golf
sponına" benzeterek, yenileşme
duygusunun hayatın tüm alan-
larma yaygınlaşması gerektiği
görüşünü savundu.
SHP'nin planlama, seçim ve
propaganda Lşlerinden sorumlu
Genel Sekreter Yardımcısı Er-
tuğnıl Günay dün Mülkiyeliler
Birliği İstanbul Şubesi'nde du-
zenlenen "Siyasette Yeni Ufuk-
lar" konulu toplantıda görüşle-
rini anlattı. Siyasi partilerin ya-
pısını eleştiren ve değişiklikler
yapılması zorunluluğuna dikkat
çeken Günay, "Parti program ve
tUzüğünii bilmeyen iiye sayısı bi-
lenlerden fazla. Hiçbir partide
seçimler nisbi temsil esasını sağ-
layamadı, getiremedi. Parti mil-
letvekilliği seçimlerinde kendisi-
ne başvuran tiim adaylan top-
luma sunmak Seçmene belirie-
me hakkı verip böylece siyasete
katılım sağlanmalı. Siyasi parti-
ler kuUandıklan dil itibarıyla da
toplumla iktişim kuramıyorlar.
Siyasette kendini anlatmaktan
çok karşısındakini kötuleme yo-
lu seçiliyor. Bir siyaset adamı
karşısındaki bir partiyie ilgili bir
olumlama >aparsa, kendi parti-
si içinde en agır şekilde eleştiri-
liyor" dedi.
Şu andaki parti üye ve delege
yapısıyla geniş kitlelerin siyase-
tin içine giremediklerini kayde-
den Gunay, "Bu nedenle siyaset
birkaç bin kîşinin golf oyununa
dönüşiiyor" diye konuştu. Dün-
yada sağ ve sol kavramlannın da
değiştiğine dikkat çeken Günay
şunları söyledi:
"Bu çağda yeni yaklaşımlara
ihtiyaç olduğunu artık kabul et-
mek gerekiyor. Örneğin devlet-
çiük konusu. Bugünlerde devleti
küçültmck diye bir terim gün-
demde. Bu bana çok doğru bir
tanım gibi gelmiyor. Bence asıl
sonın devletin demokratikleş-
mesi. Bunun için de öncelikle
toplumun örgüüüliigü gereki-
yor. Tiim bunlar insan kavramı-
nı ön plana çıkartıyor. Ama
'birey' olarak insandan hiç söz
\\ DMP 1. Olağan Büyük Kongresi
dün Ankara Selim Sırn Tarcan
Spor Salonu'nda yapıldı. Kongre sonunda tek aday olarak yeni-
den genel başkanlığa seçilen Bedrettin Dalan, ad vermeden Cum-
hurbaşkanı Turgut Özal'ı eleştirerek "5 sene önce bana zamanın
başbakanı 'Hiç kimse bize rest çekemez. Dalan bile olsa' demiş-
ti. Şimdi sadece Dalan degil, milletçe rest çekiyoruz. Bugün Tür-
kiye'de egemenük, kayıtsız şartsız bir ailenin elindedir" dedi. Bu-
gün sona erecek DMP kongresinde MKYK üyelerinin seçimi ya-
pılacak. Bu arada Cumhurbaşkanı Özal.Dalan'ıkutladı. (AA)
Cumhurbaşkanı'nın genel affı değil tecili düşündüğünü söyleyen Sungurlu
6
Af karan parlamentonundıır'
KOCAELİ (AA) — Adalet Bakanı Mah-
mut Oltan Sungurlu, gündemde bir genel
af meselesinin bulunmadığını belirterek
Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın konuyla il-
gili sözleri üzerine, durumu hukuk açısın-
dan incelediklerini söyledi.
Adalet Bakanı Oltan Sungurlu, "Gümüş-
baneliler Gecesi"ne katılmak üzere geldiği
Izmit'te, gazetecilerin konuya ilişkin soru-
su üzerine, hükümetin programına ve gün-
deminde af meselesinin bulunmadığını ifade
ederek "Ama sayın cumhurbaşkanımızın
devletin başı olarak söylediği sözleri takip
ediyoruz" dedi. Sungurlu, Cumhurbaş-
kanı Özal'ın, milletvekilleriyle yaptığı bir
sohbet sırasında söylediği sözlerin basına
yansıması sonucu ortaya çıktığını kaydede-
rek şöyîe konuştu:
"Aslında gündemde bir genel af mesele-
si yok. Şu hadise var: Sayın cumhurbaşka-
nımız, terör kanunu hazıriatıyor. Bu kanun
hazırlandıktan sonra da terörden dolayı iş-
lenmiş bir kısım suçlann cezalannın erte-
lenebilecegmi, cezanın geri bırakılabilece-
ğini, yani infazın geri bıraküabilecegini ifa-
de ediyor. Benim kanaatim, tecil, yaoi er-
teleme mabiyetinde bir düşiince bu.
Sayın cumhurbaskanımız bunu bir dü-
şunce olarak söylemiş. Ham bir düşiince
olarak söylemiş. Yani, 'Şu şekilde infaan
kapsamı, şu olur' diye bir şey degil. Tabii,
cumhurbaskanımız çok süratle düşunen,
karar veren bir kimse. Bu kabil beyanian
oluyor. Biz arkadan bunlan topluyoruz. Ya-
ni cumhurbaşkanımızın bu söylediği sözier
üzerine, arkasından ne gibi bir hukuki de-
ğerlendirme çıkar diye bakıyonız. Buna da
bo\le baktık. Bu söylediklerim de biraz o
çalışmanın mahsulü. Ama tabii, bunun hiç-
bir ölçusü verilmiş değil henuz. Anayasa
açısından meseleye nasıl bakılıyor, böyle bir
şey olabiür mi? Hukuk açısından durum ne-
dir? Biz bütiin bunlan yine de tetkik eltiri-
yoruz." Bakan Oltan Sungurlu, anayasa-
nın da bu tür suçlar konusunda affa uygun
olmadığını kaydederek karan parlamento-
nun vereceğini söyledi. Sungurlu, "Sayın
cumhurbaşkanımızın bu kabil düşünceleri-
nin hangi noktaya varacağını da bekliyoruz.
Bunlar daha yeni söylenen sözier" şeklin-
de konuştu.
Aleviler kimdir?
Aleviler hâlâ ne kadar ycmlış tamnıyorlar.
Kültüıleri, töreleri ve inanışlanyla
Aleviliğin doğnısu nedir? İlginç bir
söyleşi okuyacaksınız.
Seksin eski yıldızlan
Türkiye'de seksfilmleri"dönemi"nin yıldızlan
iddiah konuşuyorlar: "Sevişmeyi biz öğrettik."
Okuyun, hatrlayın ve karar verin; bakalun
doğru mu söylüyorlar.
Eerkûk Tüıkleri'nin Partisi
Kuveyt'te teslim olan ilk Irakh askerleı Türk
müydü? Irak'ta Milli Tûrkmen Partisi
adıyla legale çıkan Kerkûklü Türkler'in
H
siyasi mücadelesi.
Hekimleri şikâyet
İstanbul Barosu, Bdbrköy Hastanesi hekünlerini
Tabipler Odası'na şikâyet etti. İlginç bir taraşma:
Akli dengesi yerinde olmayanlar avukathk
yapabilir mi, yapamaz mı?
Beyoğlu kimin oğlu?
Yalçın Pekşen içinden tramvay geçen caddenin
gecesini ve gûndüzünü yaşadı; yazdı.
Canver ve Madonna
HEP'li milletvekili ile Madonna'nın ne ilgisi var
diyeceksiniz. Sadece Madonna ile değil, Peter
Gabriel, Pink Floyd, Phil Collins ve benzerleriyle
de ilgisi var. Rockçüarla ilgili tarüşmaya Cûneyt
Canver de katıldı.
Stalinisiler'in son kalesi
Amavutluk'ta da reform hareketlerinin başlaması
üzerine Enver Hocaalar kendilerine sosyalizmin
kalesi olarak Afrika'nın kuzeyinde bir kabile
devleti buldular. Araavutluk öldü,
Yaşasın Tigre!
Aieviier hakkında
yanlış bildlğiniz {
ber şey
. Eski seks yıldızlannın
iddiası:
eyişmeyi
blz öğrettik"
KÂRLI
ÇIKANLARSazılan savaş sever. Aklını iyi kullantp, doğru
zamanlama yapan ve imkânları değertendirip
Kortez savasından zengin çıkanlan ccıklıyorjz.
i
Solda tek liste tartışması
Abdullah Baştürk, Sadun Aren, Erdal İnönü,
Fehmi Işıklar ve Bülent Ecevit seçimlere solun tek
liste halinde ginnesi konusunda neler dediler?
Borsadan seçtiklerimiz
Tempo bu haftadan itibaren her hafta borsada.
Güventürk Görgülü'nün seçtiklerini okumadan borsada
oynamamaruzı tavsiye ederiz.
SAVAŞTAN KÂRU ÇIKANLAR
SAVAŞ BİRÇOK SEKTÖRÜ VE ŞİRKETİ
ZOR DURUMA SOKARKEN
BAZILARININ DA YÜZÜNE GÜLDÜ.
SAVAŞ SIRASINDA AKLINI VE
İMKÂNLARINI KULLANIP DOĞRU BİR
ZAMANLAMAYLA KÂRLARINI
KATLAYANLARI AÇIKLIYORUZ.
etmiyoruz. Bunu yeni baştan ta-
nımlamamız lazım. Türkiye'de
adalet en kötü işkyen kurumlar-
dan bir tanesidir. Bu da bir ta-
budur."
"Sevinçle gördük önce diğer
paıtilerde yenileşürme savunul-
du. Bu aslında vitrin değisür-
meydi. Sonra bizim partide yö-
netimi kaybeden arkadaşlanmız
yenilikçi düşiinceye kapüannı
açtıiar. Ancak 'Ayı yeniden keş-
fetmek' gibi bir tavn da garip
karşılıyonım. Siyasette bir dü-
nistlüğe de ihtiyaç olduğuna
inanıyorum. Yani 'Biz yanılmı-
şız' demeliler. Böyle bir insani
talebimiz olduğunu da tekrarla-
mak istiyorum. O zaman yazılı
belgenin önemini kavramamış-
lardı. Biz parti içi tartışmalaria
çok zaman kaybettik."
SHP kadın komisyonlan
Kadın
haklarını
erkekler
engellîyor
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — SHP Genel Başkanı
Erdal İnönü, Cumhurbaşkanı
Turgut özal'ı, SHP iktidara ge-
çerse güç dunımda kalacağı için
iç politikaya el atarak "tertip-
ler peşinde" koşmakla suçladı.
özal'ın anayasa değişikliğini de
kişisel nedenlerle istediğini savu-
nan İnönü, "Özal'dan kaynak-
lanan anayasa değişikliği
öneriieri aldatmacadan başka
bir şey degil" diye konuştu.
İnönü, Irak'a uygulanan eko-
nomik ambargoya da son veril-
mesi gerektiğini söyledi.
SHP lideri, dün partisinin
Kadın Komisyonu başkanları
için Hasköy'deki Belediye Evi'-
nde düzenlenen parti içi eğitim
seminerinin açılışında konuştu.
Sevinç İnönü'nün telgraf gön-
derdiği toplantıya SHP PM
üyesi kadınlar ile tüm illerden
kadın temsilcileri katıldı. Top-
lantıda İnönü, aralarında eski
Diyanet İşleri Başkanı Lütfi Do-
ğan'ın başörtulu eşi Aynur Do-
ğan ile CHP'nin eski kadın
kolları başkanlanndan Yüksd
Korkmaz'ın da bulunduğu sekiz
bayanın parti üyelik formlarını
imzaladı. Bir süre önce SHP'ye
geçen eski ANAP Milletvekili
Türkan Ankan ile Doğan'ın eşi
toplantıya katılanlar tarafından
ayakta alkışlandı.
Seminerin "Türkiye'de ve
Dünyada Kadın Sorunlan" ko-
nulu ilk oturumunda konuşan
SHP MYK üyesi Prof. Türkan
Akyol, Inönü'den "özür difcye-
rek", kadın haklannı erkeklerin
engellediğini söyledi. Akyol,
PM'de olduğu gibi MYK'da da
kadınlara kota uygulanmasını
isterken İnönü, Akyol'un ken-
disine yönelttiği "Gekcegin ka-
dınları, kızları yönetirai
eUnizden alacaklar" şeklindeki
sözlerini coşkuyla alkışladı.
SHP'nin Gölge Kadın Bakanı
Jale Candan da kadınların, ge-
çimini cinselliğe dayalı olarak
sağlayan "sekso-ekonomik
variıklar" olarak görülmesini
eleştirdi. Erkekleri çocuk bakı-
mı ve ev işlerinde de sorumlu-
luk almamakla suçlayan
Candan, cinsellikieri ön plana
çıkarılarak kadınların çalışma
yaşamında yükselmelerinin de
engellenmek istendiğini söyledi.
BaykaPdan
gruba
dilekçe
İç Politika Servisi — SHP es-
ki Genel Sekreteri Deniz Baykal,
TBMM SHP Grup BaşkanhğY-
na başvurarak kendisi tarafın-
dan hazırlanan "Türkçeden
farklı dillerin kullanılması"
esaslarım belirleyen yasanın yü-
rürlükten kaldırılmasıyla ilgili
yasa teklifinin ilk grup toplan-
tısmda görüşülmesini istedi. Ge-
çen ay gruba başvuru yaptığmı,
ancak hiçbir yanıt alamadığını
belirten Baykal, grup iç yönet-
meliği uyannca hazırladığı tek-
lifın görüşülmesinin zorunlu ol-
duğuna dikkat çekti. Baykal'm
gruptan bir yanıt alamadığı tak-
dirde doğrudan parti yetkili ku-
rulları ile TBMM Başkanhğı'na
başvuracağı öğrenildi.
Baykal ve arkadaşlarınca ha-
zırlanan "Türkçeden farklı dil-
lerin kullanılması esaslannı be-
lirleyen ve 2932 sayılı yasayı yü-
rürlükten kaldıran kanun
teklifı" 13 Şubat 1991 günü SHP
Grup Başkanhğı'na verihnişti.
Daha sonra kamuoyuna, "Bay-
kal'ın tasarısı grupta engelleni-
yor" şeklinde yansıyan ve grup
toplantılarının gündemine alın-
madığı belirtilen teklifle ilgili
olarak bu kez Baykal yazılı ola-
rak grup başkanbğma başvurdu.
Baykal'a yakın milletvekillerin-
den edinilen bilgilere göre önü-
müzdeki salı günü toplanması
gereken ilk grup toplantısında
da teklif gundeme alınmazsa
hem parti içi kuralların uygulan-
ması için harekete geçilecek hem
de doğrudan TBMM Başkanh-
ğı'na başvurulacak.
CÜNEYT ARCAYÜREK
YAZIYOR
Gericiliğe Cesaret Verenler
Laikliği Savunuyor...
ANKARA — İstanbul istihbaratımız şu bilgileri verdi: TÖ
gelince The Marmara karargâhını bırakan SÖ, geceyi ko-
casıyla Harbiye Orduevi'nde baş başa geçirmiş. Sabah ka-.
rargâha dönecek, bugün oynayacağı maçın son hazırlıkla-
rıyla uğraşacakmış.
Muhafazakârlar, yollanna kurban delegelerle dün gece
yemek yiyeceklerdi. Kaç kişi katılır, oylamada kaçı kaçargi-
der SÖ'ye, her şey geceyarısı ortaya çıkacakmış.
ANAP'ta herkes yeteneğine ve zevkine göre bir şeyler yi-
yor. Örneğin sırtını Çankaya'ya dayamış kel yağdanlıklann
geçmişten günümüze yediği nanelerle başlıyor söyleşiler;
Hanımefendi'nin kaldığı otelden ayrılmayan deiegelerin ye-
mekleri ile sürüyor.
Bir oy karşılığına, arada sırada görünen Hanımefendi'yi
alkışlayarak yüreklendirmek uğruna, delegeler maliyeti 40
bin liralık kahvaltıyı, 65 bin liraJık öğle, 75 bin liralık akşam
yemeğini açık büfede beş kuruş ödemeden afiyetle yiyor-
lar. Mahmutpaşa'nın geçmişte kalan ucuzluğu solda sıfır!
"Patlayıncaya tıksırıncaya kadar'1
yesinler içsinler. Me-
rak bu ya, değirmenin suyu nereden geliyor? İşadamlan bi-
rer ikişer verse Hanımefendi'nin kampanyasına, 30 milyar
çoktan toplanmıştır. Kaz gelecek yerden tavuğu esirgeme-
yenler, milyarları şu slogana niçin vermesinler: "Kahrolsun
muhafazakâr gericiler, yaşasın liberal-laik Semiramistler!"
Mehmet Barlas'a son demecinde TÖ, oteldekilere gönül
verenlere ışık tutuyor. Sıkı durun şimdi, TÖ'nün gericilikle
ilgiii dehşetengiz yeni sözleri geliyor huzurunuza: "ANAP
içinde de laiklik tehli- . ^ ^ ^ _ ^ . ^ _ ^ _ ^ _ _ _ ^ _ ^ _ .
kedeisetarafolurum" Mehmet Barlas'a SOH
U
Tö
uy
°sa
a
nki Mrat demecinde TÖ,
haiinde. oteldekilere gönül
TO, laikliğin tehlike- w p r p n
/ p r
p ı^.U
de olduğunu, neden-
se, kansı hanımefendi- Slkl durun Şimdl,
_:. .. _,._.,.Tğ,nQn gerjcjljl<le jlgjjj
V.TJiak- dehşetengiz yeni
tan dolmabilgilerie la- SÖZİOrİ Ct&IİVOr
iKlıûı sâvunsn oçmırs- «_ ** » «* * m*
mizmin desteğe müt- hUZUrunUZai ANAP
hiş gereksindiği sırada jçjnde de laİMİk
an.msıyor.ç a p ı n d a k j
tehlikede ise taraf
tehnkeyi"oniemişgibi, olurum" buyuruyorlar.
şimdi "parti içinde" la- T Ö canki itiraf
ikliği savunmaya ka- '
w
' ^f'
m / n
"
a ı
rarlı. İsim söylemiyor, halinde.
ama artık taraflar bilin- ^—~~•"•"•~~•——~~~^^~
diğinden, başta Keçeciler'i, yeğenlikten de azlettiği Hüsnü
Doğan'la arkadaşlarını amaçladığı açık seçik ortada.
Laikliğin aslan yürekli savunucusu TÖ'ye yağdanlıklar-
dan sızacak yağlar arasında bir iki çizgi kimi gerçekler yer
alabilir mi acaba?
Bugün kötülediği Keçeciler'i, 12 Eylül'de başbakan yar-
dımcılığına atanır atanmaz danışman olarak hemen yanı-
na alan dünkü TÖ ile bugünkü TÖ aynı insan.
Cuma namazlannı hem başbakanhğı hem de Çankaya'-
ya çıktıktan sonra gösterişe, şova dönüstüren TÖ ile ne denli
Müslüman olduğunu kanıtlamak için hac seferini TV'den
naklen yayımlatan da aynı TÖ.
Keçeciîer'i başbakan vekilliğine getiren TÖ. Üç beş ay
önce Ispanyol gazetesine, Türkiye'de "devletin laik"oldu-
gunu söyleyerek kendisıni laiklik kavramından soyutlayan
daTÖ.
Gericiliği koruyan ve kollayan bugünkü yutturmacaların
tek dayanağı var. insanımızdaki zayıf bellek! Dün söylenen-
leri bugün anımsamayacağına inanıyorlar.
Böylece günümüzde; dün gericiliğe cesaret verenler, bu-
gün laikliğin savunucusu olabiljyor ve oteldeki beleş yemek-
lerin yani sıra delege oyu karşılığı Bakanlar Kurulu sandal-
yeleri de satışa çıkıyor.
SBP^Yİ ELEŞTİREN ÇELENK ~
Programda Körfez
saptaması yanlış
ERBİL TUŞALP
— 2 —
— Programla ilgili başka
eleştirileriniz oldu mu?
ÇELENK — Program tasla-
ğında emperyalizme yer veril-
miyor, bundan utangaç bir ifa-
de ile söz ediliyordu. Çünkü
emperyalizmin bittiğine inanı-
lıyordu. Eleştiriler sonunda
"emperyalizmin insanlık için
bir tehlike olmaya devam
ettiği" şeklinde bir cümle ku-
rultaya sunulan program tasla-
ğına eklendi. Ama bu ekleme
yetersizdi. Emperyalizmin eko-
nomik temelleri, siyasal hedef-
leri ve özellikle Üçüncü Dünya
için doğurduğu tehlikeler cid-
di bir biçimde açıklanmalıydı.
Program taslağında, Körfez
krizi, emperyalizmin değil, mi-
litarist güçlerin istem ve etkile-
riyle ortaya çıkmış bir olay ola-
rak yer alıyor ve niteleniyordu.
Oysa Irak'ın Kuveyt'i işgal ve
ilhakıyla ortaya çıkan bu olay
başlı başına, emperyalizmin
varhğını, saldırganlığını ve gü-
cünü ortaya koymaktadır.
Bilimsel ve teknolojik dev-
rim nedeniyle smıf mücadelesi-
nin, emek-sermaye çelişkisinin
değerini yitirdiği düşünülerek
sınıf mücadelesine, emek-
sermaye çelişkisine programda
yer verilmemiştir Oysa sınıf ve
sınıf mücadelesi, emek-
sermaye çelişkisi, artı değer te-
orisi Marksizmin ana öğeleridir.
Topluma ve dünyaya bu açıdan
bakılmadan sosyalist bir top-
lum inşası çalışmalannın hede-
fine ulaşabileceği söylenemez.
— Program sian aynlmanız-
dan sonra tekrar ele alındı. Bu
programın son şekli sizin eleş-
tirilerinize cevap vermiyor mu?
ÇELENK — Programın son
şeklinde, benim ve başka giri-
şimci arkadaşların eleştirileri
çerçevesinde bazı değişiklikler
yapıldığını gördüm. Ancak
bunlar biraz önce ifade etme-
ye çalıştığım konularda, esas ve
genel yaklaşımda bir değişiklik
sağlamıyoı*.
— SBP sözcüleri partide
farklı görüşlerin olabUecegini,
batta olması gerektiğini söylü-
yorlar. Bu konuda ne düşünü-
yorsunuz?
ÇELENK — Bir parti için-
de, hatta sosyalist bir parti için-
de de farklı görüşler olabilir.
Gerek ülkemizde gerekse dün-
yada Marksizmi farklı yorum-
layanlar her zaman olmuş ve
olacaktır. Ancak bir partinin
kimliğini belirleyen programm
genel yaklaşımı ve bakış acısı
tek bir anlayışa açık ise orada
farklı görüşlerden söz etmek
olanağı kalmaz.
— Marksizmi farklı yonrn-
lamaktan söz ettiniz. Bu konu-
da siz ne diişünüyorsunuz?
ÇELENK — Son zamanlar-
da sık sık "Marksizmin revize
edilmesi"nden söz ediliyor.
Marksizm dünyayı yorumlama
ve değiştirme yöntemidir, bir
yönetim biçimi değildir ve ken-
di niteliğinin gereği olarak ge-
lişmeye açıkür, hatta gelişme-
yi zorunlu kılar. Bu nedenle de
Marksizmi revize etmekten söz
edenler ya da Marksizmin ge-
çersizliğini iddia edenler bu id-
dialannı kanıtlamakla yüküm-
lüdürler.
— SBP programında yer
alan Kürt sorunu hakkında ne
düşünüyorsunuz?
ÇELENK — Bu konuda
programda yer alan düşünce ve
değerlendirmelere katıldığımı
belirtmek istiyorum.
— SBP'yi nasıl degeriendiri-
yorsunuz?
ÇELENK — Parti haarhk
çalışmalanna başlarken değişik
görüşteki sosyalistlerin temel
bazı ilkeler etrafında birliği il-
kesini hedef olarak kabul et-
miştik. Katılanlar, eski partisel,
örgütsel kimliklerini ve alışkan-
lıklarını bir kenara bırakarak
bu hedef doğrultusunda birle-
şeceklerdi. Oysa son aşamada
belli bir göriiş oluşum içinde
ağırlık kazanmıştır. Hareket,
başlangıç noktasından uzaklaş-
mıştır. Bunun olumlu sonuçlar
doğuracağına inanmıyorum.
—BİTTİ—
ÖZGÜRLÜK DÜNYASI
29. SAYI ÇIKTI ve TOPLATILDI
m