Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYET/10 PAZAR YAZILARI 3 MART 1991
Roma'dan
îtalyanlann
savaş komedisiÇosimo Carlino, 19 yaşında bir Sicilyalıydı.
İtalya'nın Körfez savaşındaki tek 'şehidi'
oldu. Devlet töreni ile toprağa verildi. Ancak
Carlino'nun bir aşk cinayetine kurban gittiği
anlaşıldı. Böylece, bir trajedi daha komediye
dönüştü.
NtLGÜN
CERRAHOĞLU
ROMA — İtalyanlar trajedi
yaşamayı beceremiyorlar. Büyük
trajediler kolaylıkla komediye
dönüşüyor bu ülkede. II. Dün-
ya Savaşı'nda faşizmi büyük bir
trajedi olarak yaşayan Alrnanla-
rın aksine bunu bile Mussolini
i!e komediye dönttştüren İtal-
yanlar; Körfez savaşında da yi-
ne hiç kimsenin başma gelmeyen
türden komediler yaşadılar. Bu
trajedi-komik epizodlann ilki
savaş başlar başlamaz, Körfez-
de ttalyan bayrağını dalgalan-
dınraya giden Tornado uçakla-
nrrn başına geldi. Bilindigi gi-
bi Körfez'e topu topu 8 Torna-
dc ve 3 fırkateyn gönderen Ital-
yı'nın ilk operasyonu fiyaskool-
(.u. tlk bombardımana katılmak
'azere havalanan 8 uçaktan 7'si
hava muhalefetinden üsse geri
döndü, misyona katılan tek
uçak düşman eline esir düştü.
Arkadan tam bu Tornado'Iar
skandah unutulmaya yüz tut-
muşken de bu kez firkateynlerin
başındaki amiral, "Biz galiba
boyumazdan büyük bir işe
giriştik" diye demeç verdi ve sa-
vaşa katılan bir asker için fazla
"banşçT bulunduğu için geri
çekildi.
İtalya'nın en büyük savaş
kahramanı ise hiçbir güçlükten
yılmayan bir "Siiper-Rambo"
değil; tatlı bakışlı 19 yaşındaki
Sicilyalı toy bir delikanlı oldu.
42 günlük savaşta şehit düşen
tek Italyan olan Cosimo Carli-
no, "Kuveyl'in ozgurlüğünc
kavuşturulması" operasyonuna
ne yazık ki kendi kanıyla katıl-
dı. Sicüya'nm en biçare köylerin-
den birinden gelen ve firkateyn-
lerinden birinde bulaşık yıka-
mak için üniformasıru giyen Co-
simo eve dönmesine iki gün ka-
la Dubai'de bıçaklandı. Telefon-
da annesiyle-"majnma" diye ko-
nuşurken ciğerinden bıçaklanan
zavallı Cosimo Carlino'nun ar-
dından tum İtalya gözyaşı dök-
t£. "Fanatik Arap lerorizmi" di-
yl yazdı gazeteler: "Cosünomu-
zu teiefon kabininde buldu. Co-
simo, Batı'ya karsı nefret duvan
gözü dönmiiş tslam fanaüzmi-
nin kurbanı oldu.." Kimsenin
"bıçakla" ışlenen bu tuhaf terör
eyleminden şüphelenmesine fır-
sat kalmadan Cosimo Carlino
1
nun bayrağa sarılı tabutu İtalya
1
ya getirildi ve bir devlet töreniyle
toprağa verildi. Törene bizzal
savunma bakanı yardımcısı ve
bir düzine general katıldı. Ne ki
çok geçmeden Cosimo'nun acık-
lı serüveninin de "tulyan usulü
savaş" epizodlarmın tipik bir
parçası olduğu anlaşıldı. 19 ya-
şına dek Sicilya'daki köyünden
hiç çıkmamış Cosimo, Dubai
:
de tarudığı "kozmopolit" or-
tamda vatan için ölmemiş, sıra-
dan bir aşk cinayetine kurban
gitmişti. Arap kentindeki izin
gecelerini, ttalyanların işlettiği
bir gece kulübünde geçiren Co-
simo Carlino burada Filipinli
bir hayat kadınına âşık olmuş-
tu. Annesine Filipinli genç ka-
dının resirolerini gönderen ve
ltalya'ya hayatının kadını ile bir-
likte döneceğini söyleyen Carli-
no, "iyi iş yapan" kadırun elden
kaçmasına kizan bar sahibini si-
rurlendirmiş ve anlaşılan kiralık
bir katilin kurbanı olmuştu. Ni-
tekim tabuta deniz piyadesi üni-
forması ile yerleştirilen Cosimo1
nun cesedi pek terör kurbanını
andırmıyordu. Bir telefon kabi-
ninin yanında kan kaybından
ölen ttalyan şehidin yüzü tanın-
maz haldeydi. Cosimo'yu bıçak-
layanlar, genç oğlanın burnunu
kırmışlar, dudağını patlatmış,
yûzünü şişirmiş ve her tarafmı
çürtlk içınde bırakmışlardı.
Tüm bu talihsLz serüvenlere
rağmen, cengâverlikle hiç ilgisi
olmayan ve sanatçı ruhu, barış-
çıhğı ile tanınan İtalya bile bu
savaştan Amerikan Ramboculu-
ğundan etkilenerek çıktı.
Viyuna'dan
Politikaalann
sanat korkusuThomas Bernhard'ın "Heldenplatz" adü
eseri, Viyana Burg Tiyatrosu'nda
sahneleniyor. Bu eser alkışlandıkça
ümitlenmek gerek. Bernhard gibi
düşünürlerden korksun politikacılar.
YAŞASIN, SAVAŞ BtTTİ — İngiltere'nin Körfez'deki askerlerinin eş ve çocukları savaşın sona erraesini kutladı. (Fotoğraf: AP)
Paris'ten
Sevmek için yürek isteyen kentBüyük kentler insan gibidir. Iğrençlik ve güzel-
likleri, cücelik ve yücelikleriyle kucaklamak ge-
rekir onlan. Kimi hastadır, yorgundur, İstanbul
gibi. Kimisi ise, 10 milyonluk tansiyona karşın
sağhklıdır, Paris gibi.
MİNE G. SAULNIER
PARİS — Büyük kentler in-
san gibidir. Mangal gibi yürek
ister onlan sevmek için. tğrenç-
lik ve güzellikleri, cücelik ve yü-
celikleriyle kucaklamak gerekir.
Kimi hastadır, yorgundur. Bıra-
kın üç bin yıllık bir kenti, uç
günlük özgeçmişini kavrayabil-
mekten aciz iki ayaklı memeli-
ler tarafından kemire kemire
emilmektedir sütsüz, yorgun gö-
ğüsleri. İstanbul gibi.
Kimisi ise 10 milyonluk tan-
siyona karşın sağhklıdır. tnsan-
larca ve insanlar için kurufanuş-
tur; onların rahatı düşünülerek
yönetilmektedir. Sorunlan var-
dır, fakat çözümleri tükenme-
miştir. Paris gibi.
Paris, bugün dünyanın büyük
başkentleri arasında en iyi du-
zenlenmiş ve
kırmaya koyulur.
özel olarak eğimli yapılmış
yol kenarlarına bir süre sonra
piyade çöpçüler, bu suları sağa
sola dağıtarak dört ayaklı Paris-
lilerin dışkılarını temizlerler. Se-
kize doğru, Paris Belediyesi'nin
zırhlı panzerleri dağılır caddele-
re. Yerleri süpuren iki döner fır-
ça ile silahlıdırlar. Renkleri ye-
şildir ve üstlerinde "Proprete de
Paris" yazar. Paris'in temizliği...
Bütün atık sular, Seine
Nehri'ne akıtıhr bu kentte. Son-
ra damıtıhr ve Paris'in musluk-
lanna pompalanır yeniden. O su
klor kokmaz, mikropsuzdur
Asiında bütun kent, Seine
Nehri ustüne kurulu bir yaşamı
simgeler desek yeridir. Bütün
dedikodulara rağmen, Seine
Nehri kirli değildir. Çünkü atık
sular bile, nehre akıtılmadan ön-
ce temizlenir. Som balıklan sal-
dılar bu mevsim başı Seine'den
içeriye. O pembe etli güzelım ba-
lıkların, çok değil, gelecek yıl-
dan Öteye köprulerden balık tu-
tanlann oltasına takılacağını
umuyorlar.
Paris'te her şey, her yer, her
dem turistiktir. Kanalizasyonlan
bile. "Sefilkr"de Jean Valjean'ın
kaçıp kurtulduğu, Orson Wel-
les'in casusçuluk oynadığı kana-
lizasyonlar, hediyesi 12.000 Türk
Lirası karşıhğmda ve rehber ne-
zaretinde gezilir.
Paris, aynı zamanda vefalıdır.
Yuzyıllardır hiçbir yazannı, çi-
zerini, sanatçısını unutmamıştu*.
Oturdukları evleri, şimdi başka-
lannın olsalar bile minicik birer
plaketle anımsatır. Guzel olduk-
lan zaman muze yapar. Ya da
yollara, caddelere verir adlannı.
Paris'te "Theophile Gautier"
ile "La Fontaine"in arasındaki
minik bir sokakta, "Mozart
1
Bulvarı'ndan yankılanan "Sa-
raydan Kız Kaçırma" operasını
dinleyerek yazıyorum bunlan.
Bu kentin taşlanna en az adı-
nı vermiş olanlar, politikacılar.
Demek bu "zanaal" zamana da-
yamklı değil. Doğru durust yu-
celtilen birkaç tane val. En poh-
pohlananı hâlâ Napolyon.
Fakat eskaza bir yere adını
verdiler mi bir tarihsel kişinin,
dünya döndü, dönem degişti di-
ye verilen adı geri almak, kim-
senin aklına gelmıyor. Işte bu
yüzden "Stalin"den geriye ve
tüm yeryüzünde, belki de yabuz-
ca Paris'tekı "Stalingrad" Mey-
danı kalacak.
Stockholm
9
den
Olof Palme'den beş yıl sonraIsveç eski başbakanını kimin öldürdüğü
konusu bir arpa boyu yol alamadı ama
.. düzenienmekte üzerinden geçen 5 yıl içinde bir adalet
oiam. BugerçeğiIngiiizmedya- bakanının başını yedi.Sekiz emniyet
îarı diie getirmekteier. müdürününgörevlerine veda etmesine yol açtı
Sabahları Paris'te uyanmak
heyecan vericidir. Gözünuzün v ı v r 7 B A V n , D
kucaklamaya yetmediği koca
Y A V L J
^
B A Y U A K
kent, dev bir dizelin muhteşem STOCKHOLM — Bugünler-
temposuyla homurdanmakta- de hava, tıpkı beş yıl öncesinin
dır. Gece düşen nabız, sabah be- şubat sonundaki gibi: Rüzgârla
şe doğru güçlenir. iyice dişleri bilenen bir soğuk,
Yattığınız yerde kıpırtısız ve
gözlerinizi sıkı sıkı yumup, dı-
şarıda olan biteni dinlersiniz:
Binlerce metrosu, treni, araba-
sı, otobüsü ve "Seine" üzerinde
yeni hizmete giren hızlı nerur
otobüsleriyle, kentin kan dola-
şımı çoktan başlamıştır. Sabah
altıda, kaldırım kenarlanndaki
mazgallardan tazyikli sular fış-
seyrek/ince bir kar, ince bir buz
tabakası. Grilik içinde ürperme-
mek olanaksız.
Olof Palnıe'nin katili, işte
böyle bir havada, herkesin ken-
di halinde olduğu sıradan bir şu-
bat sonu gecesi, kayıplara kanş-
tı. Aradan beş yıl hızla alup geç-
ti, Isveç Başbakanı'nı kimin ol-
dürduğü konusunda bir arpa
boyu bile yol kaıedilmedi. Bu
arada Palme cinayeti olayı, ts-
veç adalet düzenini sarsmakla
kalmadı, bir Adalet Bakanı'nın
başını yedi, sekiz emniyet müdü-
runün de makamlarına isteme-
ye istemeye veda etmesine yol
açtı. Biri sağcı, öteki marjinal,
iki İsveçli katil zanlısına karşı
açılan davalar hiçbir sonuç ver-
medi, lsveç'e gizli dinleme aygı-
tını yasadışı biçimde kaçıran po-
lislere ve bu aygıtları bazı Kürt
zanlıların evlerine yerleştiren
emniyet yetkililerine karşı açılan
davalar ise surüyor.
Katilin kimliği konusunda fi-
kirler son derece zayıf. Polisin
faaliyetine güven duymayan bir
kısım kerameti kendinden men-
kul sivil Sheriock Holmes da
bilgi toplamayı ve iz sürmeyi de-
vam ettiriyor. Cinayetle ilgili ki-
taplann sayısı 10'u buldu.
Hans Ölvebro yönetiminde
bir grup polis, Palme masası
olarak faaliyeti sürdürmekte.
ancak dişe dokunur bir ilerleme-
yi kaydedememekte. lhbarlann
sayısı 14 bini aşıyor, bir yandan
bunlar gözden geçirilirken, diğer
yandan Stockholm'deki 500 ka-
dar tabanca da denenmiş du-
rumda. Sonuç şimdilik sıfır.
Katil zanlısı olmak para ka-
zanmanın bir yoluna da dönüş-
tü; cinayetin ilk haftasmda göz-
altına alınıp, 12 Man 1986'da
serbest bırakılan sağcı Viktor
Gunnarsson, dosyası saklansa
da yaklaşık 20 bin dolar kârla
çıkmış durumda. 14 Arahk
1988'de gözaltına alınan alkolik
ve cinayet mahkûmu Christer
Pettersson da 300 gun yattıktan
sonra Lisbeth Palnıe'nin ifadesi
yüzünden ömürboyu hapse
mahkûm edildi ise de üst mah-
keme tarafından delil yetersizli-
ği nedeniyle serbest bırakıldı.
Pettersson şimdi tazminat ola-
rak aldığı 50-60 bin dolar civa-
nndaki parayı içki, kadın ve ku-
marla yemekle meşgul.
Hemen her yönüyle fiyasko-
ya dönuştüğu kesinleşen Palme
soruşturması da bu arada süru-
yor, ama istikametinin ne oldu-
ğu konusunda sağlıklı bir bakış
sahibı olanların ve katilin bulu-
nacağına iyimser bir gözle ba-
kanlann soyu tükenmek üzere.
AHMET ARPAB
VtYANA — "...Anavatanım
Avusturya'nın büyük Alman
Rayh'ına katılışını tarih karşı-
sında ilan ediyoram!" Hitler'in
15 Mart 1938 günü Viyana Kah-
ramanlar Alanı'nda coşkulu on-
binlere bağıra bağıra yaptığı bu
açıklama, o günleri yaşamış in-
sanların hâlâ kulağmda.
Ünlu Alman rejisörü Claus
Peymann'ın Viyana Burg Tiyat-
rosu'nda sahnelediği Thomas
Bernhard'ın "Heldenplatz" ad-
lı eseri, Führer'in bu sözleri ile
bitiyor. Daha perde kapanma-
dan müthiş bir alkış kopuyor.
Yammda oturan yaşlı adam ise
alkışlamıyor. Yüzü donmuş gi-
bi sahneye bakıyor. Düşünceli ve
de hüzünlü.
Biraz sonra dışarıda, Viyana
Parkı'nın karlı yollarındayız.
Buz gibi bir hava. Ağır ağır yü-
rüyoruz. Yaşlı adamın başı
önünde.
"O günü anımsıyomm" diye
birden konuşmaya başlıyor.
"Annem beni elimden tutup,
Heldenplatz'a götnrmuştü. Hit-
ler'in sözfcri on bmlerce Viyana-
hnın coşkulu bagnşlan ile stk sık
kesİByordu. Bütün konuşma bo-
yunca annemin hiç kıpırdama-
dan durduğunu, sonra eve dö-
nerken de agladığını anımsıyo-
nım." Yaşlı adam, Viyana do-
ğumlu çok ünlu bir roman ya-
zan. Nazilere öfkeli. Nefret edi-
yor onlardan.
Thomas Bernhard'dan konu-
şuyonız. Romanlarında ve tiyat-
ro oyunlarında politika, ahlak
ve düşünce arasındaki ortak Uiş-
kileri genellikle Avusturya top-
lumu örneğinde yerden yere vu-
ruyor. Bernhard'a göre kapita-
listlerin yanı sıra sosyalistler de
yiyici ve çıkarcı. Ülkelerimiz de
bu yiyicilerin lağım çukunından
başka bir şey değil. Biz insanla-
nn yaşamı tuhaflıklar ve gülünç-
lüklerle dolu. Bernhard: "Top-
Imlan yönetenler Idşiyi sürek-
II aşagılamakta," der.
"Günümuz dünyası gidcrek
çirkinleşen, çöken ve de ahmak-
laşan bir dünya," diye devam
ediyor unlü yazar. "Kişi nereye
bakarsa baksın, bep kötüyü gor-
mekte. Savaştan sonra nasıl da
umut doluyduk. Kötü yıllar, çi-
leii gunler artık geride kaldı, de-
miştik. Fakat ne yaptı bizi yone-
ten politikacılar? Bütün umnt-
lanmızı çökertti onlar. Yok el-
riler. Yalnız onlar mı? Aydınlar,
din adamlan ve biz kendimiz,
bireyler... Daba geçen yıl, Avrn-
pa birleşiyor, dünyaya gercek ba-
nş geliyor, diye nmutlanmamış
mıydık? Ne de budalaymışız,
öyte degU mi?"
Saçlanna ak düşmüş ünlü ya-
zar iki adım önumde yürüyor.
Sanki kendi kendine konuşuyor.
Sonra birden duruyor. Kahra-
manlar alanında, Prens Eugen
heykelinin karşısmdayız. Bana
doğru dönüyor. "Avusturya da
artık eski Avusturya degil. Kili-
se, endiıstri ve politikacılar bu
lilke insanlaruun şanssızugı" di-
yor. Başını çevirip, ötelerdeki
Burg Tiyatrosu'na bakıyor. Ken-
dimi birden orada, kocaman sa-
londa, Bernhard'ın oyununda
sanıyorum. Karşımda sanki yaşlı
profesör Robert konuşuyor:
"Bu zavallı insanlara kala kala
bir tiyatrolan kaldı."
Ünlu yazar başını önüne eği-
yor. Elleri paltosunun cebinde
öyle duruyor. Milyonlar onun
romanlannı okudukça, onbinler
Thomas Bernhard'ın tiyatro
eserlerini coşkuyla alkışladıkca
Ümitlenmek gerek, az da olsa.
Onlar gibi düşünürlerden kork-
sun politikacılar. Toplumun
temsilcileri politikacılar değil,
sanatçılar ve gercek düşünürler-
dir!
Girne'den
Ateşkesin
ardından
KKTC
FASİH StNAN
GİRNE — KKTC, bugünkr-
de alışılmadık bir sessizlik dö-
nemi yaşıyor. Sokaklar, dükkin-
lar, turistik tesisler bomboş. Ak-
şam saatlerinden sonra yerliler
evlerine çekilince onaük, birkaç
sokak ötede yurüyen birinin
ayak seslerini taşıyacak kadar
sakinleşiyor. Otellenn büyük bir
bölümü kapalı; geri kalanlar
personel sayısını en az düzeyde
tutabilmek için birçok kişiyi
durdurmuş! (Yani işine son ver-
miş, işten çıkarmış). Lokantalar,
pastaneler, diskotekler de du-
rum pek farklı değil. Deneyimli
yöneticilerin çoğu, bahara, tu-
rizm mevsiminin yaklaşmasına
çok fazla umut bağlamıyor.
Durum, farklı nedenlerle de
olsa daha çarpıcı bir şekilde çar-
şıya da yansıyor. Yıllar yılı Tür-
kiye"nin çeşitli büyük ilkrinde lcu-
nılan günlük pazar yerlerinde
veya şehrin köşe başlannda tez-
gâhlarda satılan, ikinci-üçüncÜ
sınıf porselen eşya, incik bon-
cuk, cam bardak, pyrex çanak,
çikolata, neskafe, ucuz örtû,
ömürsüz şemsiye ve ne işe yara-
yacağı meşkûk bir alay mutfak
aleti ve de daha akla geldik gel-
medik bir sürü ıvır zıvınn çıkış
noktası, mensei, ana deposu
KKTC.
Asü Nadir ve KKTCdeki ya-
tınmlarının durumu ise henflz
tam bir açıklığa kavuşmadı.
Bağlı kuruluşlftrda çaüşanın bü-
yuk bir bölümü durduruldu (!)
Bütün bunlan alt alta yazdığı-
nızda hiç de iç açıcı olmayan bir
durum ortaya çıkıyor: Ekono-
misi, TC'nin (eskilerin deyimi ile
hem kemiyet hem de keyfiyet
açısından hayati olan) desteği
dışında, gene 'nitetik ve Bİceiik'
yönunden büyük ölçüde turiz-
me, Asil Nadir'in yatırımlanna
ve bavul turizmıne bağlı bu kü-
çük ve yeni cumhuriyet zor gıin-
ler yaşamakta.
TÜRKİYE YAZARLAR SENDİKASI
A. KADİR
Açılış konuşmasu
Demirtaş Ceybun
Katılanlan
Rıfat Hgaz
Asım Bezirci
Afşar Timuçin
Eray Canberk
A.Kadir'den şiirler:
Zafer Ergin
Deniz Gokçer
A.Kadir'den besteler:
Ezgiain Günlüğü
A.Kadir'in foıoğraflaru
tsaÇelik
Sunarv
Candan Sabuncu
4 Mart Pazartesi, Saat: 18.00
Beyoğlu Karaca Tiyatro
Davetiyeler: Cumhuriyet Kitap Kuiubu, Akademi
Kitabevı, Gençlik Kitabevi, Yazarlarevi, Mülkiyeliler
Birliği, Karaca Tiyatro, Türkiye Yazarlar Sendikası
(145 08 02)
T.C. ANKARA ASLİYE BİRİNCİ
HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
Dosya No: 1990/523
Adresi Mechul Davalı: Osman Dınçer, GMK Blv. 53/7 Ankara
Davacı vekili vermiş olduğu 23.8.1990 tarihli dava dilekcesınde da-
valmın aldığı 20.456.000.— TL borç para karşıhğı muvekkiline Ak-
bank TAŞ Denizli şubesıne ait 1145.7 numaralı hesapla ılgıli 30.7.1990
keside tarihli 7.776.000.— TL bedelli, 272914 numaralı ve
12.680.000.— TL bedelli, 229913 numaralı çekleri vermiş olduğunu,
muhatap bankanın çeklerın ihüyati tedbir kararı nedeniyle ödenme-
yeceğıni bildjrdiğıru, davalıdan borcun istenmesıne ragmen ödeme-
diğinı, alacaklan olan 20.456.000.— TL'nin dava tarihinden itiba-
ren reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar venlmesinı is-
temıstır.
Yaptınlan tum emniyet araştırmalanna rağmen davalının tebliğe
yarar açık adresi tespit edılememişıir. Dava dilekçesinin ve duruşma
günunun ilanen tebliğine karar verildiğinden karar gereğince adı ge-
çen davalının yargılamamn bırakıldığı 11.4.1991 günu saat: 9.30'daki
duruşmada bizzat hazır bulunması veya kendisinı bir vekılle temsil
ettırmesı, gelmediği veya kendisinı bir vekille de temsil ettirmedıği
takdırde HUMK'ran 213. maddesi gereğince hakkındaki davanın yok-
luğunda görulup bıtirileceğine karar verileceği hususu adı geçen ad-
resi meçhul davalıya ilanen tebliğ olunur. 15.2.1991
Basın: 20641
SEVtŞMENİN GÜDÜKLÜĞÜ
VE YÜCELİĞİ
MeUhCevdetAnday
2. bası 7.000 lira (KDV içinde)
Çağdaş Yaymlan Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğtu-tstanbul
Ödemeii gdaderilmez.
BOĞAZtÇİ ÜNtVERSİTESt REKTÖRLÜĞÜ'NDEN
Üniversitemiz Fakulte ve Yüksekokullannda açık bulunan kadrolara 2547 sayılı Kanun'un 23 ve
25. maddeleri ile "Öğretım Uyeliğine Yukseltilme ve Atanma Yönetmeliği uyarınca doçent veyardım-
cı doçentler alınacaktır.
Doçenı kadrosuna başvuracak adaylann dilekçe ve özgeçmişlerini ekliyecekleri bilimsel çalışma \e
yayınlannı kapsayan (4 nusha) dosya ile Rektörluğumuze, yardımcı doçent kadrosuna başvuracak aday-
lann ise ilanın yayın tarihinden itibaren 15 gun içinde ilgili Fakulte Dekanlığı'na bajvurmaları duyu-
rulur.
Unvan ve Adetkr
Birimi Anabiiim Dalı Doçent Y. Docest Aranın Nitelikler
Fen. Ede. Fak. Psıkoloji Bol.
lk. ve ldar Bil. Fak tktisat Bol
İkt. ve ldar. Bıl. Fak Si>aset
Bil ve Ulus. tlışkiler Bol.
Eğıtım Fakultesi Egit. Bil. Bol.
Yabancı Diller Yüksekokulu
Müh. Fak. End. Müh. Bl.
Deneysel Psikoloji —
lkt.Glş ve Ulusl. İkt. 1
Yonetım Bılımlen 1
Eğıtimde Psk. Hızm. 1
Mutercim Tercumanlık B. 2
Endustri Mühendisliği —
1 Adaylann bılımsel
— çalışmalannı
yayınları ile
— kamllamış olmalan
— ve çok ıyı derecede
— Ingilizce bilmelerı
1 gerekmektedır.
VEFATLAR
İÇİN
Vurtiçt, yurtdşı cenaze nakle-
dılır, cenaze ılaçiama, malzeme.
tabul. butun ışlemter hassası-
yelle, suratle yapıiır. işletmede
ayrıca 18 ambUans mevcuttur
Cenaze ılanHrında hizmet be-
delı alınmaz.
İSLAM CENAZE İŞLEPİ
147 20 06 -140 68 86
Mesul Müdür
HafızVELİERDEMİR
ĞİGELECEĞİ PARLAK
ARSALAR NEREDE?
Taşı toprağı altın
İstanbulda, şimdi
toprak fiyatından
giden, yakında altın
fiyatını aşacak
arsalar var. İş
doğru bölgeyi
seçebilmekte...
Nereden arsa
almalı? Bölge bölge
arsa fiyatlan...
Geleceği en parlak
iki bölge...
İmar planlan,
kentin genişleme
projeleri... Arsa
alırken nelere
dikkat etmeli?
Ekonomik kriz ensemizde
Cumhurbaşkanı Turgut Özal'a verilen Şubat ayı ekonomi brifınginin raporu
Panorama'da. Satır aralan "düşüş. azalma. gerileme" gibi sözcüklerle dolu.
İMKB kulislerinden haftanın uyarıları
• Santral Holdıng'in bedelsizlerini bekleyenlere haber var. • 1^ Bankası hisseleri
için "belki'lerle dolu hafta. •Hektaş'm sermayc artırımı ne kadar? •Eczacıbaşı
Yatınm, Alarko Holding. Kordsa, Aselsan, Çelik Halat, Makine Takım... "Taze
büançolar" çok önemli.
Ve Panorama'da...
• Borsada "tüyo" trafıği hızlandı. Tüyoculuk kime kazandınyor, kime kaybettiri-
yor?
• Kıbnslı turizmcilerden Türkiyeli
turistlere damping!
• Hayalınizdeki fılmin gercek yönetmeni
olabilirsmiz. Plato Film. amatör
yönetmenlerin "ilk denemelerini" fınanse a||CA|
NEREDE?
y
ediyor.
"JSA
vı nğrenmek
ıstersenız
PK.45 Beyoglu İST
16 SAYFALIK ÖZEL EK
TÜSİADın "ülke stratejisi"
raporu yalnız Panorama'da
TÜSİAD'ın, 21. yüzyıla hazırlanan
Türk ekonomisine yeni bir rota
önermek için yerli ve yabancı
uzmanlara hazırlattığı raporu,
Panorama, kamuoyuna açıklanmadan
elde etti. Rapordaki ekonomik ve
politik öneriler. Türkiye'nin
gündemine hakiın olacak...
m*. u(t >
Mnur cncü r
BU6ÜN