17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3 MAKT 1991+*** CUMHURİYET/17 KUDÜSTE ŞENLİK — 1 Martta Orta Kudüs'te düzenlenen geleneksel Musevi şenliğinde genç bir kadın, yüzünii boyayarak yarattıgı iki yüzlü kompozisyonla dikkatleri üzerine çekti. 1 marttaki geleneksel Musevi şenliği. İran'daki Musevilerin amsına duzenleni>or. (Fotograf: Reuter) Samanyolıı'nda yenibir uydıı galaksi LONDRA (UBA) — tngüte- re'nin Cambridge Üniversitesi- nden Prof. Invin ve yardımcıla- n, Samanyohı galaksisine çekim- sel olarak bağh 200 bin ışık yılı uzakta bir uydu galaksi keşfet- tiler. Prof. Irwin ve yardımcılan bu uydu galaksiyi gökyüzünün de- taylı fotoğraflannı bilgisayarla incelerken ortaya çıkardılar. în- ceierae sırasında fotoğrafta ar- ka fon parlaklığı farklı bir böl- ge buldular. İnceleme sonunda, gözün fark etmediği bu bölge- nin samanyolu galaksisine çe- kimsel olarak bağh ve 280 bin ışık yıb uzakta bir uydu galak- sisi olduğu ortaya çıktı. * # GİRİŞIMCI RUMENLER — Geçen yıl meydana gelen ayaklanmayla komünist düzenin yıküdığı Romanya'da, insanlar şimdi serbest piyasayı ve girişimciliği öğreniyorlar yavaş yavaş. Bu yaşlı Rumen, kendi eliyle yaptığı süpürgeleri pazarda satmaya göturüyor. (Fotograf: Reuter) Trafigin ugursuz günü pazartesi ANKARA (AA) — Türkiyei de trafik kazalannın en çok pa- zartesi günleri ve ağustos ayın- da meydana geldiği belirlendi. Kazaların en az olduğu günler cumartesi ve pazar. En az kaza meydana gelen ay ise nisan. Anadolu Üniversitesi İleuşim Bilimleri Yüksekokulu Basm- Yaym bölümü öğrencileri tara- fından çıkartılan 'Genç Anadolu' gazetesinde yer alan ve Karayollan Genel Müdürlü- ğü'nün yurt genelinde gerçekleş- tirdiği tespitlere dayandınian ha- bere göre trafik kazalarında yüzde 64 oranında surücüler, yüzde 27 oranında da yayalar hatalı. BENZERLtK — New York'taki üalü Madison Square Garden'da düzenlenen Uluslararası Kedi Şov'unun ilginç bir yanşması da kedi iJe safcibi arasındaki "benzerlik'ti. Bu yanşmayı New York'tan Bayan Mia Lancester ile kedisi Ariel kazandı. (Fotograf: AP) HABERLERIN DEVAMI Şam ve Riyad, Irak'ta demokrasi istemiyorDış Haberler Servisi — Kor- fez'de silahiarın susmasından bu yana en çok tartışılan konu- lardan biri, Saddam Huseyin'- in iktidarda kalıp kalmayacağı ve kalmayacaksa nasıl gideceği. Bunun yaru sıra bölge ülkeleri- nin Irak'ta ne tür bir rejim gör- mek istediği de siyasal çevreler- de ateşli tartışmalara yol açıyor. Bu bağlamda kendileri otoriter rejimlere sahip olan Suudi Ara- bistan ve Suriye'nin yayılmasın- dan korktuklan için Irak'ta de- mokratik bir rejim istemedikleri ve ıhmlı bir askeri rejimi tercih ettikleri bildiriliyor. Saddam nasıl gider? Gözlemcilerin çoğunun kanısı bu durumda bile Saddam Hü- seyin'in kısa vadede iktidarda kalmayı başarabileceği yolunda. 'The Independent' gazetesine göre Saddam Hüseyin'in Ku- veyt'i işgal etmesinin üç temel nedeni vardı. • Kuveyt'in petrol yataklanna el koyarak ekonomik krizden kurtulmak. • Bölgede siyasal liderliğini ve gücunü pekiştirmek. • Silah altındaki 1 milyon aske- rin enerjisini dış hedefe kanali- ze etmek. Irak lideri bu hedeflerin hiç- birine ulaşamadı. Ancak ağır yenilgisine karşın Saddam'ı kimin devirebileceği sorusuna yanıt bulmak zor. 'The Independent' ateşkesten sonra)Baas Partisi ile baskı me- kanızrhasınınhâlâ gücünü koni- duğuna işaret ediyor. Gazeteye göre kısa vadede rejimin "hain- lere ve emperyalizme karşı ha- zırlıkh bulunmak" gerekçesi ile içeride baskıyı daha da arttıra- bileceğini belirtiyor. Ancak uzun vadede, guvenlik örgütu üyeleri, ordu komutaniarı ve Tikriti gnıbu, kendi çıkarları için Saddam'dan kurtulmanın yollannı arayabilirler. Saddam'- ın 'parlak bir zafer' olarak sun- duğu tran-Irak savaşından son- ra bile orduda homurdanmalar ve firarlar görülmüştü. Saddam, ülkede oylesine ne- fes aldırmayan bir baskı ve de- netim mekanizması kurmuş du- rumda ki şimdiye kadar hiç kimse iktidara aday gözukeme- di. Irak lideri, kendine rakip görduğu akrabalannı bile tasfi- ye ederken askerler arasında fazla sivrilen komutanlan da or- tadan kaldırdı. Giivenlik örgü- tü ise şimdiye dek birçok darbe girişimini engelledi. ABD ve BatıİJİarın şimdi en büyük umudu, kara savaşmda- ki ağır yenilgiden sonra Sad- dam'ın çevresindeki koalisyonu (ordu, giivenlik örgütü ve Tik- riti grubu) çatlaması. Newsweek'in iddiası 'Newsweek' dergisi ise Ame- rikan haberalma servislerine da- yanarak verdiği haberde Sad- dam'ın Bağdat'ta kendisini ko- ruyan ordu birliklerine güveni- ni yitirdiğini ve 16 ocakta müt- tefik bombardımanı başladık- tan sonra başkente Cumhuriyet Muhafızlan'ndan bir birlik ça- ğırdığını öne surüyor. Cumhu- riyet Muhafızlan, Saddam'ın en fazla guvendiği birlikler. Ancak Newsweek'e göre Cumhuriyet Muhafızlan yoğun hava bom- bardımanlarından otürü Bağ- dat'a gidemedi. Senato tstibarat Komitesi Başkanı Frank Mur- kowski şöyle diyor: "Cumhuri- yet Muhafızlan Bagdat'a gide- mediğinden Saddam'ın durumu zayıflamış olabilir." Newsweek, her şeye karşın Saddam'ın denetimi elinde tut- tuğunu ve kısa vadede Bağdat'- ta bir isyan çıkmasmın uzak ih- timal olduğunu belirtiyor. Der- gi Saddam'ın bir suikast ihtima- line karşı dublör kullandığını, yabancı konuklarla buluşma ye- rini ve saatini son anda değiştir- diğini belirtiyor. Riyad, askeri rejim yanlısı Müttefiklerin, Saddam Huse- yin'den sonra Irak'ta nasıl bir rejim istedikleri sorunu da son zamanlarda tartışmaların odak noktasını oluşturuyor. The VYashington Post gazete- sinin yazarlanndan Jim Hoag- land, Riyad'dan gönderdiği ha- ber yorumda Suudilerin, Sad- dam'a karşı yiiksek rütbeli su- baylann düzenleyeceği bir aske- ri darbeyi tercih ettiklerinı bil- diriyor. Yazara göre Suudiler, böylece 'demokrasi viriisünüıT kendi ulkelerine sıçramasının önleneceğini düşunüyorlar. Ay- rıca Riyad'a göre içeride fazla baskıcı olmayan bir askeri reji- min şu avantajları var: Sunni subayların egemenliğindeki böyle bir rejim. iktidarın Şiile- re ya da Kürtlere geçmesini ön- leyebileceği gibi Türkiye'nin de Kuzey Irak'ta etkinlik sağlama- sırun önüne geçebilir. 'The Independent' gazetesi, Suriye'nin de Irak'ta otoriter bir rejimi yeğlediğini bildiriyor. Bu rejim, askeri ya da Suriye'nin kontrol edebileceği sivil gnıplar- dan oluşabilir. Iran ise Bağdat'ta Şülerin ağırlıkta olacağı Şii bir yöneti- min işbaşına gelmesini istiyor. Suudi Arabistan'ı en fazla kor- kutan olasılık da bu. Bağdat, uyardı Öte yandan Bağdat Radyosu Körfez savaşında ABD Başka- nı George Bush'u destekledikle- ri için Suudi Arabistan, Suriye ve Mısır Iiderlerini 'kara kaderierin' beklediğini öne sür- dü. Radyo, Arap birliği ve Filis- tin davasına karşı savaştıklan için Suriye Devlet Başkanı Ha- fız Esad ve Mısır Devlet Başka- nı Hüsnü Mübarek'in devrilece- ğini iddia etti. Mübarek'i, kendi halkına karşı terör, baskı ve cinayetle suçlayan Bağdat Radyosu, "Si- yonizm ve Amerikan emperya- lizmine katüan iktidardaki bii- lıin bu hain ve alçak adamlar ne umu>ortar? Arap ulusunun ira- desini çarpıtukiaruıdan. prensip ve amaçlanna ihanet ettiklerin- den, hilâ koltuklgnoda rahat- ca oturabileceklerini bekliyorlar mı?" ifadesini kullandı. Radyo, "Eğer Mübarek, Fahd, Hafız Esad gibi hainler, işJedikleri suçları uluslann unu- tacaklannı sanıyoriarsa, kendi- lerini kandmyorlar" dedi. MüTTEFİKLER 2 savaş esiri işkenceyle öldürüldüDış Haberler Senisi — Irak- ın iki Ingiliz savaş esirini işken- ce ile öldürdüğü yolundaki iddi- alar, müttefikler arasında sert tepkilere yol açarken savaş suçu sorunu yeniden gündeme geldi. Bu arada, Uluslararası Kızılhaç ka>Tiaklan, Irak'ın, savaş esirle- rini değişmeye hazır olduğunu bildirdiğini açıkladılar. Ajanslann haberlerine göre Dahran'da adının açıklanması- nı istemeyen üst düzeyde bir as- keri yetkili, müttefık istihbarat birimlerinin bu yolda bilgiler al- dığını bildirdi. CNN televizyonu da Irak'ın iki İngiliz savaş esiri- ni işkence ile öldürdükleri yo- lunda haberler alındığını bildir- di. CNN'in görüşüne başvurdu- ğu uzmanlar, bunun bir savaş suçu olduğunu ve sorumlulann yargılanması gerektiğini belirtti- ler. Bu arada Körfez savaşının başladığı ilk günde Irak üzerin- de uçakları düşen iki fngiliz pi- lotun, Iraklılar tarafından ele geçirildikten sonra kötü şekilde dovüldükleri bildirildi. Adı saklı tutulan ve müttefik- lerce savaş esiri alınan Iraklı bir doktor, gazetecilere dün yaptığı açıklamada, İngiliz pilot teğmen John Peters ve Adrian Nichol- ün Fırat Nehri yakınlarındaki Calibar Hava Cssü'ne götürül- düklerini belirterek "İngiliz pi- lotlar. çok kötü seldlde dayak yediler" dedi. Iraklı doktor, "İngiliz pilolJa- rı dövüldükten sonra gördum, ancak bu püotlann akıbeti hak- kında bilgim yok, ama pilotlar müttefık bombardımana hedef olan Basra'ya götürülmüş olabilirler" diye konuştu. Öldürüldüğü öne sürülen iki Ingiliz'in bu pilotlar olup olma- dığı ise henüz aydınlığa kavuş- madı. '_ Kızılhaç'ın açıklaması Bağdat'ta bulunan Uluslara- rası Kızılbaç heyetinin Başkanı Irak'ın savaş esirlerini hemen değişmeye hazır olduğunu bil- dirdiğini soyiedi. Heyet başkanı, dün Bağdat'ta Irak Dışişleri Ba- kanlığı yetkilileri ile gorüştüğü- nü ve yetkililerin kendisine "Irak'ın tiim savaş esirlerini he- men serbest bırakmaya ve degiş- tirmeye, karşılıklı ilişkiler çerçe- vesinde, bemen bazır olduğunu" söylediklerini bildirdi. Konu- nun, müttefik ve Iraklı komu- tanlar arasında btıgün yapüacak görüşmede programa bağlana- cağı kaydedildi. Irak'ın Kuveyt'i işgali sırasın- da, yaklaşık 33 bin Kuveytlinin kaybolduğu bildirildi. Kuveyt Devlet Bakanı Abdurrahman Abdullah El Awadi, başkent Kuveyt City'de düzenlediği ba- sın toplantısında, 33 bin kişiden 8 bininin, Iraklılar tarafından güpegünduz sokaklardan topla- nıp göturüldüğunü söyledi. Körfez'deki ABD askerlerüıin büyük bölümünün üç ay içinde çekileceği bildirildi. Reuter'in haberine göre, adı verilmeyen üst düzeyde bir askeri yetkili, "90 gün içinde bölgeden çıkaca- ğımızı sanıyoruz. Ancak bu, bölgede daha uzun siıreli kalma- yacagımız anlamına gelmiyor" dedi. Cheney: Bölgede tümen bırakacağız ABD Savnnma Bakanı Dick Cheney, ağır bir tümeni donata- cak yeterlilikte silahı, çekilme sı- rasında Ortadoğu'nun herhangi bir bölgesinde bırakma ihtima- linin olduğunu söyledi. Cheney, CNN televizyonuna dün verdiği demeçte, "Bölgede yaptıgımız temaslarda, kısa bir sure sonra geri dönmek zorun- da kalmamız olasdığını düşüne- rek, agır bir tümen için gerekli silahlan bırakma seçenegini de göriişüyoruz" dedi. Basrada Saddam karşıtı (Başiarafi 1. Sayfada) larım açtıklannı ve aralarında Kuveytlilerin, Suudilerin, Filis- tinlilerin ve Iraklılaruı da bulun- duğu mahkûmlan serbest bırak- tıklarını bildirdi. Iraklı polis, gösteriye katılan bazı kişilerin yine de korkuları bulunduğunu kaydederek "Eğer dunım fersine dönerse Irak hü- kümeti tarafından öldüriilecek- lerinden korkuyoriar" diye ko- nuştu. Müttefık kuvvetlerden iktida- nn devrilmesi için Irakhlara yar- dım etmesini isteyen polis, "Bü- tün Irak, Saddam'ı istemiyor. Ancak bunu birbirimize söyle- yemiyoruz" diye konuştu. ŞİRİNYER HİPODROMmNDAN FİKRETDAĞUOĞLL Hanımtay, rakiplerinden üstün 1. AYAK — Form durumu iyi olan Kevser, sevdiğj bu me- safede yarışın en şanslı atıdır. Bu grupta yeni koşmasına rağ- men son gunlerde form grafiği yükselen Tolgaer ve Buyükba- ba, daha sonra düşünülebilir. 2. AYAK — Günün zor ya- rışlarından biri. Son galobun- da iyi görünen Gültorun, per- şembe günkü yarışında göz dolduran Ikimiz, formunu bu- lan Şahcihan ve Sipahi yarışta söz sahibi isimler. 3. AYAK — Rakiplerinden çok daha hazır olan Hanımtay koşunun favorisidir. Rakip olarak iyi bir tay olan Jay'ı gö- rüyoruz. Donıtay ve AJarda'- yı sürprizde öneririz. 4. AYAK — Mesafesini bu- lan Panter birinciliğe en yakın görünen isim. Son yarışında G.Saray'ı (Baştarafı Sporda) man olduğu gibi müdafayı allak bullak etmişti, 80. dakikada Ga- latasaray'ın golcüsünden bu kez kaleci Levent'in bacaklarırun arasından geçirerek Trabzon- spor fılelerine gönderdiği üçün- cü golü izledik, akıl dolu bu gol, uzun süre alkışlandı tribunler- den. Bitime bir dakika kala Trabzonspor'un attığı gol var- dı, her ne kadar yan hakem Ta- ner özdemir 'gol' dediyse de ha- kem Deda, bu golün 'ofsayt' ol- duğunu belirtiyordu, bir kez da- ha Trabzonluların hırçınlığı var- dı hakemlere yönelik, belki hak- lı belki de değillerdi, ama 90. dakika sonunda sevinen takımın 'Galatasaray' olduğu kesindi. goz dolduran Koraytay ve Gol- den Line'ı rakip olarak görii- yoruz. Yanşın sürprizini Litt- le Girl yapabilir. 5. AYAK — Uzun bir ara- dan sonra start alacak olan Hocam, bu yanşına iyi galop- larla hazırlandı. Rakiplerini ge- çecek durumdadır. İlk şansı ve- riyoruz. İkincilikle şans verdi- ğimiz isimler sırasıyla: TanyıJ- dızı, Ilgın, Gemhkgüzeli ve Tu- luyhan'dır. 6. AYAK — Son yarışında aynı mesafede başanlı bir ya- nş sergileyen Shakazulu, rakip- lerinin zayıfhğından yararlana- rak birinciliğe uzanacaktır. TAHMİNLER 2. KOŞU: F: Kavser (6), P: Tolgaer (4), PP: Büyükbaba (3), S: Tosoğlu (2). 3. KOŞU: F: Gültorun (7), P: İkimiz 1 (2), PP: Şahcihan (3), S: Sipahi (4). 4. KOŞU: F: Hanımtay (11), P: Jay (12), PP: Donıtay (2), S: Alarda (6). 5. KOŞU: F: Panter 2 (2), P: Koraytay (4), PP: Golden Li- ne (1), S: Little Girl (10). 6. KOŞU: F: Hocam (13), P: Tanyıldızı (14), PP: Ilgın (16), PP: Gemlikgüzeli (15), S: Tu- luyhan (6). 7. KOŞU: F: Shakazulu (3), P: Bey (2), PP: Challenger (1), S: God You (4). ĞÂ Bu arada bir Iraklı subay, Basra'da gösteriler olduğunu bilmediğini, ancak bazj kişilerin Saddam Hüseyin'den hoşnutsuz olabileceğini söyledi. Saddam Hüseyin'in taraftarlarından bi- ri olduğunu, ancak Kuve>t'in iş- galini onaylamadığını belirten subay, savaşın sorumluluğunun müttefiklere ait olduğunu söyle- di. Subay, "Irak banş istiyor, an- cak Avnıpa ve ABD, Irak hal- kının aç kalmasını istiyor" diye konuştu. Bush, onceki gun yaptığı ko- nuşmada, müttefiklerin Saddam Hüseyin'i devirmek için bir gi- rişimde bulunmayacaklannı be- lirtmiş ve "Irak halkı, Saddam'ı iktidardan indirerek ülkelerini yeniden barışsever ülkeler aile- sine katarlarsa, bundan mutlu- luk duyarım" demişti. Körfez savaşının sona ermesiyle birlik- te, Saddam'ın geleceğıne ilişkin tartışmalar başlamış, Irak lide- rinin iktidardan uzaklaştırılması gerektiği, birçok ülke tarafından savunubnuştu. Financial Times'ın Financial Times gazetesi, gör- gü kaynaklarına dayanarak ver- diği haberinde, Basra'da "tam bir anarşi" yaşandığını bildirdi. Gazete, önceki gün düzenlenen gösteride, bir tankın şehir mer- kezindeki Saddam Hüseyin'in büyük bir fotoğrafına ateş aç- ması sonucu, halkın sevinç gös- terilerinde bulunduğunu ve "Saddam bitti. Ordu tamamen öldii" diye bağırdıklannı yazdı. Habere göre kentteki diğer ordu birlikleri ve tanklar da Saddam karşıtı gösterilere katıl- dılar. BAAS Partisi yetkilileri de birçok askerle birlikte kenti terk ettiler. Gazeteye bilgi veren bir tanık, "Basra'da hiikümet yok" diye konuştu. Haberde, ABD askerlerinin kente gelmemeleri- ne karşın Iraklı askerlerin uni- formalannı çıkardıklan ve silah- lanm bıraktıklan öne sürüldü. öte yandan İngiliz yayın ku- ruluşu BBC, Basra kentinde bü- yük bir "kaos" yaşandığını bil- dirdi. BBC, kentte bazı grupla- nn Iraklı subaylara saldırdığı ve Saddam aleyhinde sloganlar at- tığı yolunda haberler alındığını ancak Basra'da tam olarak ne olup bittiğinin anlaşılamadığını söyledi. Daily Telegraph Muhafazakâr nıtelikli Daily Telegraph gazetesi ise Mısırlı bir görgü tanığına dayandırdığı ha- berinde, Basra'da kargasa yaşan- dığını bildirdi. Gazete, Saddam yanlısı askerlerin son 5 gün için- de 20 Mısırhyı öldürdüklerini iddia etti. Suudi Arabistan'daki ABD is- tihbarat subaylanndan biri de Basra'da yönetimin olmadığıru ve denetimin tümüyle kayboldu- ğunu bildirdi. Mısır gazetesi Al Ahram ise verdiği haberinde, Saddam kar- şıtı güçlerin Basra kentinde bir hükümet oluşturmaya calıştıkla- rını öne sürdü. Gazete, Saddam karşıtı güçlerin kimlerden oluş- tuğu konusunda bilgi vermedi. Saddam Huseyin, savaşın bit- mesinden bu yana geçen süre içinde halk içine çıkmadı. Suu- di Arabistan'daki askeri yetkili- ler, Saddam'ın nerede olduğu- nun bilinmediğini ve Irak lide- rinin sürekli yer değiştirdiğine ilişkin bilgiler alındığmı belirti- yorlar. Bush'un konuşması ABD Başkanı George Bush, Irak lideri Saddam Hüseyin'in diktatörlük gunlerinin geride kaldığını ve Vietnam hayaletinin de çölün kumlarına sonsuza ka- dar gömüldüğunü söyledi. Bush, Saddam'ın saldırgan aske- ri gücünün kırıldığını, yönetimi- nin kredisini yitirdiğini ve artık barışı tehdit edemeyeceğini söy- ledi. Bush radyoda yaptığı konuş- mada Irak'ın 3000 tankının, 2000 zırhlı aracının, 2000 topu- nun yok edildığini ve 500 binden fazla Irak askerinin de esir alın- dığını, silahsızlandırıldığını ve- ya yok edildiğini belirtti. Saddam'a methiye Irak'ta iktidar partisi BAAS ise Devlet Başkanı Saddam Hii- seyin'e övgüler yağdınyor. Bağdat Radyosu'ndan öğre- nildiğine göre BAAS, Irak'ı ve onun lideri Saddam'ı, Arap ve Müslüman âleminin biricik lide- ri olarak gösteriyor. Önceki ge- ce bildiri yayımlayan BAAS ik- tidan, "Araplar ve Müslüman- lar, zafer bayragını Irak'ın eline veriyoriar" ifadesini kullandı ve "savaslann anasının (Körfez sa- vası), Irak'ın savundugu ilkeler ve Irak direnişinin azameti saye- sinde zaferle taçlandınldıgını" iddia etti. Irak'ta ülke çapında havaya ateş edilmesi yasaklandı ve bu yasağa uymayan kişilere yaptı- nm uygulanacağı bildirildi. Irak Eğitim Bakanlığı da ül- kede bütün okulların gelecek hafta yeniden açılacağını bildir- di. Bağdat Radyosu birkaç gün içinde Bagdat'a elektrik verile- bileceğini bildirdi. Radyo, ülkenin diğer kentle- rine de kısa zamanda elektrik verilebilmesi için çalışıldığını duyurdu. Radyo açıklamasında, "Sad- dam Hüseyin'in direktiflerine uygun olarak bütün kentlerin elektrik ihtiyacını karşdamak için yapüan çalışmalar sürüyor" denildi. RÇELİK^ FlRSATlAPazar günü acıktanıyor Bekleyin! GOZLEM L'GUR MUMCU (Baştarafı 1. Sayfada) ki ABD, uzun süre Körfez'den çıkmayacak. Önce silah yarışı başlıyor; sonra silahsızlanma görüşme- leri, derken, savaş patlıyor. Tam bir kara mizah! İki dünya savaşı arasında da böyle olmuştu. Birinci Dünya Savaşı'ndan hemen sonra ABD Başkanı VVİIson, savaşın önlenmesi için 14 koşulu içeren bir öneri demeti hazırlamıştı. Bu önerilerden biri silahsızlanmaydı. Milletler Cemiyeti, 1920'de silahsızlanma konusunu ele alan bir komite kurdu. Bu silahsızlanma görüşmelerine, 1926 yılından sonra Sovyetler de katıldı. VVashington'da 1921 yılı kasım ayında "Deniz Silahsızlan- ma Konferansı" toplandı. Bu toplantıyı, çeşitli ülkelerin im- zaladıkları anlaşmalar izledi. VVashington'daki konferans- tan sonra Londra'da ikinci konferans toplandı. Londra Kon- feransı'nı izleyen ikinci silahsızlanma toplarrtısı 1928'deki "Kollogg Anlaşması" ile sonuçlandı. 1931 yılında Milletler Cemiyeti, silahsızlanma konusun- da bir karar aldı. 54 ülke bu anlaşmayı imzaladı. Silahsız- lanma görüşmeleri, 1933 yılına kadar sürdü. Silahsızlaş- ma konusunda çeşitli öneriler ortaya atıldı. Ancak bir so- nuç alınamadı. Merkezi Stockholm'de bulunan, kısa adıyla SIPRI olarak bilinen "Uluslararası Banş Araştırmalan Enstitüsü"nün ve- rilerine göre silah ticareti, 20. yüzyılda ilk kez 1913 yılında doruk noktasına ulaştı. Bu dönemde satın alınan silahlar, Birinci Dünya Sava- şı'nda kullanıldı. 1913'ten sonra dünya silah ticaretinin sıçrama gösterdi- ği ikinci dönem 1933 yılıdır. Silahsızlanma görüşmelerine katılan devletler, bir yandan bu silahsızlanma gorüşmelerini sürdürürlerken öte yandan da başta "silahsızlanma konferansları"nm öncüsü ABD ol- mak üzere hemen hemen bütün ülkeler baş döndürücü bir silahlanma yanşına giriyorlardı. * 1913 ve 1933 yıllarından sonra dünya silah ticaretinin yo- ğun olduğu yeni dönem, 1975 yılında başlar. 1988 yılında da askeri harcamalar doruk noktasına çıkmıştır. İkinci Dünya Savaşı öncesindeki silahsızlanma görüşme- leri sürerken Almanya'dâ Hitler iktidara geliyordu. Sonrasını biliyoruz. işm ilgi/ıç yanı şudur: Silahsızlanma gorüşmelerini savaş izlemiştir. Körfez savaşı da böyle olmadı mı? Irak, Kuveyt'i silahsızlanma görüşmelerinden ve Bush ile Gorbaçov arasındaki "Malta Doruğu"nöan yaklaşık dokuz ay sonra işgal etti. Körfez savaşı da "Malta Doruğu"nüan yine yaklaşık bir yıl bir ay sonra başladı. önce silahsızlanma görüşmeleri, sonra savaş! 20. yüzyılın hiç değişmeyen savaş diplomasisi budur. Bu silahsızlanma görüşmeleri sürerken başta Sovyetler Birliği, Çin Halk Cumhuriyeti ve Fransa. Irak'a silah sattı- lar. Federal Alman şirketleri, Saddam'a kimyasal silah sat- maktan da geri kalmadılar. Bu kârlı silah pazarına İtalyan, İngiliz ve Amerikan şirketleri de katıldılar Irak'a silah satan ülkeler, Saddam'ın bu silahlan günün birinde komşulardan birini işgal etmek için kullanacağını bilmiyorlar mıydı? Elbette biliyorlardı. Bu bir sistemdir. Bu, uluslararası çıkartara dayanan çokuluslu bir çıkar dü- zenidir. 20. yüzyılda hep bu sistem uygulandı. Ve bu sistem ve düzen hep silah üreticisi ülkelere yaradı. Savaşlarda mil- yon larca insan öldü, bu savaşlarda silah üreticisi devletler ve şirketler milyarlarca dolar para kazandılar. Körfez savaşı da silahsızlanma kararlarının alındığı bir do-, nemde eldeki stoklann tüketilmesine yaradı. Bugün, ABD ve çokuluslu koalisyonu oluşturan ülkeler Irak'ın elindeki silanların yok edilmesini ıstiyorlar. Belki önümüzdeki dönemde yine silahsızlaşma görüşme- leri başlayacak. O zaman duralım ve düşünelim: Bu görüşmelerden sonra acaba dünyanın neresinde ye- ni savaşlar başlayacak? "Soğuk savaş" biliniyor. Soğuk savaş, 1945 yılı şubat ayın- da Yalta'da başladı, 1989 yılı aralığında Malta'da bitti. 'Sı- cak savaş", tıpkı Körfez savaşı gibi ölüm kusan silahlarla yapılan savaşlardır. Sıcak savaşla sonuçlanan silahsızlaşma görüşmeleri de herhalde savaşın soğuğu ve sıcağı arasında yaşanan bir ";/* sava^'tır!.. ÇA6O« mınuuu NADİRNADİ PERDE ARALIĞINDAN 4BASI Ödemelı gömienlmez ÇAĞDAŞYAYINLARI Türkocağı Cad. 39-41, Cağaloğlu-ISTANBLT TÜRKİYE YONETİMİNDE KARMAŞA Prof. Dr. Lütfü Duran 5.000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yayınian Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-tstanbul Ödemeli gönderilmez.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear