Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
3 MAKT 1991+*** CUMHURİYET/17
KUDÜSTE
ŞENLİK — 1
Martta Orta
Kudüs'te
düzenlenen
geleneksel
Musevi
şenliğinde
genç bir
kadın, yüzünii
boyayarak
yarattıgı iki
yüzlü
kompozisyonla
dikkatleri
üzerine çekti.
1 marttaki
geleneksel
Musevi
şenliği.
İran'daki
Musevilerin
amsına
duzenleni>or.
(Fotograf:
Reuter)
Samanyolıı'nda
yenibir
uydıı galaksi
LONDRA (UBA) — tngüte-
re'nin Cambridge Üniversitesi-
nden Prof. Invin ve yardımcıla-
n, Samanyohı galaksisine çekim-
sel olarak bağh 200 bin ışık yılı
uzakta bir uydu galaksi keşfet-
tiler.
Prof. Irwin ve yardımcılan bu
uydu galaksiyi gökyüzünün de-
taylı fotoğraflannı bilgisayarla
incelerken ortaya çıkardılar. în-
ceierae sırasında fotoğrafta ar-
ka fon parlaklığı farklı bir böl-
ge buldular. İnceleme sonunda,
gözün fark etmediği bu bölge-
nin samanyolu galaksisine çe-
kimsel olarak bağh ve 280 bin
ışık yıb uzakta bir uydu galak-
sisi olduğu ortaya çıktı.
* # GİRİŞIMCI
RUMENLER
— Geçen yıl
meydana
gelen
ayaklanmayla
komünist
düzenin
yıküdığı
Romanya'da,
insanlar şimdi
serbest
piyasayı ve
girişimciliği
öğreniyorlar
yavaş yavaş.
Bu yaşlı
Rumen, kendi
eliyle yaptığı
süpürgeleri
pazarda
satmaya
göturüyor.
(Fotograf:
Reuter)
Trafigin
ugursuz günü
pazartesi
ANKARA (AA) — Türkiyei
de trafik kazalannın en çok pa-
zartesi günleri ve ağustos ayın-
da meydana geldiği belirlendi.
Kazaların en az olduğu günler
cumartesi ve pazar. En az kaza
meydana gelen ay ise nisan.
Anadolu Üniversitesi İleuşim
Bilimleri Yüksekokulu Basm-
Yaym bölümü öğrencileri tara-
fından çıkartılan 'Genç
Anadolu' gazetesinde yer alan
ve Karayollan Genel Müdürlü-
ğü'nün yurt genelinde gerçekleş-
tirdiği tespitlere dayandınian ha-
bere göre trafik kazalarında
yüzde 64 oranında surücüler,
yüzde 27 oranında da yayalar
hatalı.
BENZERLtK
— New
York'taki üalü
Madison
Square
Garden'da
düzenlenen
Uluslararası
Kedi
Şov'unun
ilginç bir
yanşması da
kedi iJe safcibi
arasındaki
"benzerlik'ti.
Bu yanşmayı
New York'tan
Bayan Mia
Lancester ile
kedisi Ariel
kazandı.
(Fotograf:
AP)
HABERLERIN DEVAMI
Şam ve Riyad, Irak'ta demokrasi istemiyorDış Haberler Servisi — Kor-
fez'de silahiarın susmasından
bu yana en çok tartışılan konu-
lardan biri, Saddam Huseyin'-
in iktidarda kalıp kalmayacağı
ve kalmayacaksa nasıl gideceği.
Bunun yaru sıra bölge ülkeleri-
nin Irak'ta ne tür bir rejim gör-
mek istediği de siyasal çevreler-
de ateşli tartışmalara yol açıyor.
Bu bağlamda kendileri otoriter
rejimlere sahip olan Suudi Ara-
bistan ve Suriye'nin yayılmasın-
dan korktuklan için Irak'ta de-
mokratik bir rejim istemedikleri
ve ıhmlı bir askeri rejimi tercih
ettikleri bildiriliyor.
Saddam nasıl gider?
Gözlemcilerin çoğunun kanısı
bu durumda bile Saddam Hü-
seyin'in kısa vadede iktidarda
kalmayı başarabileceği yolunda.
'The Independent' gazetesine
göre Saddam Hüseyin'in Ku-
veyt'i işgal etmesinin üç temel
nedeni vardı.
• Kuveyt'in petrol yataklanna
el koyarak ekonomik krizden
kurtulmak.
• Bölgede siyasal liderliğini ve
gücunü pekiştirmek.
• Silah altındaki 1 milyon aske-
rin enerjisini dış hedefe kanali-
ze etmek.
Irak lideri bu hedeflerin hiç-
birine ulaşamadı.
Ancak ağır yenilgisine karşın
Saddam'ı kimin devirebileceği
sorusuna yanıt bulmak zor.
'The Independent' ateşkesten
sonra)Baas Partisi ile baskı me-
kanızrhasınınhâlâ gücünü koni-
duğuna işaret ediyor. Gazeteye
göre kısa vadede rejimin "hain-
lere ve emperyalizme karşı ha-
zırlıkh bulunmak" gerekçesi ile
içeride baskıyı daha da arttıra-
bileceğini belirtiyor. Ancak
uzun vadede, guvenlik örgütu
üyeleri, ordu komutaniarı ve
Tikriti gnıbu, kendi çıkarları
için Saddam'dan kurtulmanın
yollannı arayabilirler. Saddam'-
ın 'parlak bir zafer' olarak sun-
duğu tran-Irak savaşından son-
ra bile orduda homurdanmalar
ve firarlar görülmüştü.
Saddam, ülkede oylesine ne-
fes aldırmayan bir baskı ve de-
netim mekanizması kurmuş du-
rumda ki şimdiye kadar hiç
kimse iktidara aday gözukeme-
di. Irak lideri, kendine rakip
görduğu akrabalannı bile tasfi-
ye ederken askerler arasında
fazla sivrilen komutanlan da or-
tadan kaldırdı. Giivenlik örgü-
tü ise şimdiye dek birçok darbe
girişimini engelledi.
ABD ve BatıİJİarın şimdi en
büyük umudu, kara savaşmda-
ki ağır yenilgiden sonra Sad-
dam'ın çevresindeki koalisyonu
(ordu, giivenlik örgütü ve Tik-
riti grubu) çatlaması.
Newsweek'in iddiası
'Newsweek' dergisi ise Ame-
rikan haberalma servislerine da-
yanarak verdiği haberde Sad-
dam'ın Bağdat'ta kendisini ko-
ruyan ordu birliklerine güveni-
ni yitirdiğini ve 16 ocakta müt-
tefik bombardımanı başladık-
tan sonra başkente Cumhuriyet
Muhafızlan'ndan bir birlik ça-
ğırdığını öne surüyor. Cumhu-
riyet Muhafızlan, Saddam'ın en
fazla guvendiği birlikler. Ancak
Newsweek'e göre Cumhuriyet
Muhafızlan yoğun hava bom-
bardımanlarından otürü Bağ-
dat'a gidemedi. Senato tstibarat
Komitesi Başkanı Frank Mur-
kowski şöyle diyor: "Cumhuri-
yet Muhafızlan Bagdat'a gide-
mediğinden Saddam'ın durumu
zayıflamış olabilir."
Newsweek, her şeye karşın
Saddam'ın denetimi elinde tut-
tuğunu ve kısa vadede Bağdat'-
ta bir isyan çıkmasmın uzak ih-
timal olduğunu belirtiyor. Der-
gi Saddam'ın bir suikast ihtima-
line karşı dublör kullandığını,
yabancı konuklarla buluşma ye-
rini ve saatini son anda değiştir-
diğini belirtiyor.
Riyad, askeri rejim
yanlısı
Müttefiklerin, Saddam Huse-
yin'den sonra Irak'ta nasıl bir
rejim istedikleri sorunu da son
zamanlarda tartışmaların odak
noktasını oluşturuyor.
The VYashington Post gazete-
sinin yazarlanndan Jim Hoag-
land, Riyad'dan gönderdiği ha-
ber yorumda Suudilerin, Sad-
dam'a karşı yiiksek rütbeli su-
baylann düzenleyeceği bir aske-
ri darbeyi tercih ettiklerinı bil-
diriyor. Yazara göre Suudiler,
böylece 'demokrasi viriisünüıT
kendi ulkelerine sıçramasının
önleneceğini düşunüyorlar. Ay-
rıca Riyad'a göre içeride fazla
baskıcı olmayan bir askeri reji-
min şu avantajları var: Sunni
subayların egemenliğindeki
böyle bir rejim. iktidarın Şiile-
re ya da Kürtlere geçmesini ön-
leyebileceği gibi Türkiye'nin de
Kuzey Irak'ta etkinlik sağlama-
sırun önüne geçebilir.
'The Independent' gazetesi,
Suriye'nin de Irak'ta otoriter bir
rejimi yeğlediğini bildiriyor. Bu
rejim, askeri ya da Suriye'nin
kontrol edebileceği sivil gnıplar-
dan oluşabilir.
Iran ise Bağdat'ta Şülerin
ağırlıkta olacağı Şii bir yöneti-
min işbaşına gelmesini istiyor.
Suudi Arabistan'ı en fazla kor-
kutan olasılık da bu.
Bağdat, uyardı
Öte yandan Bağdat Radyosu
Körfez savaşında ABD Başka-
nı George Bush'u destekledikle-
ri için Suudi Arabistan, Suriye
ve Mısır Iiderlerini 'kara
kaderierin' beklediğini öne sür-
dü.
Radyo, Arap birliği ve Filis-
tin davasına karşı savaştıklan
için Suriye Devlet Başkanı Ha-
fız Esad ve Mısır Devlet Başka-
nı Hüsnü Mübarek'in devrilece-
ğini iddia etti.
Mübarek'i, kendi halkına
karşı terör, baskı ve cinayetle
suçlayan Bağdat Radyosu, "Si-
yonizm ve Amerikan emperya-
lizmine katüan iktidardaki bii-
lıin bu hain ve alçak adamlar ne
umu>ortar? Arap ulusunun ira-
desini çarpıtukiaruıdan. prensip
ve amaçlanna ihanet ettiklerin-
den, hilâ koltuklgnoda rahat-
ca oturabileceklerini bekliyorlar
mı?" ifadesini kullandı.
Radyo, "Eğer Mübarek,
Fahd, Hafız Esad gibi hainler,
işJedikleri suçları uluslann unu-
tacaklannı sanıyoriarsa, kendi-
lerini kandmyorlar" dedi.
MüTTEFİKLER
2 savaş esiri işkenceyle öldürüldüDış Haberler Senisi — Irak-
ın iki Ingiliz savaş esirini işken-
ce ile öldürdüğü yolundaki iddi-
alar, müttefikler arasında sert
tepkilere yol açarken savaş suçu
sorunu yeniden gündeme geldi.
Bu arada, Uluslararası Kızılhaç
ka>Tiaklan, Irak'ın, savaş esirle-
rini değişmeye hazır olduğunu
bildirdiğini açıkladılar.
Ajanslann haberlerine göre
Dahran'da adının açıklanması-
nı istemeyen üst düzeyde bir as-
keri yetkili, müttefık istihbarat
birimlerinin bu yolda bilgiler al-
dığını bildirdi. CNN televizyonu
da Irak'ın iki İngiliz savaş esiri-
ni işkence ile öldürdükleri yo-
lunda haberler alındığını bildir-
di. CNN'in görüşüne başvurdu-
ğu uzmanlar, bunun bir savaş
suçu olduğunu ve sorumlulann
yargılanması gerektiğini belirtti-
ler.
Bu arada Körfez savaşının
başladığı ilk günde Irak üzerin-
de uçakları düşen iki fngiliz pi-
lotun, Iraklılar tarafından ele
geçirildikten sonra kötü şekilde
dovüldükleri bildirildi.
Adı saklı tutulan ve müttefik-
lerce savaş esiri alınan Iraklı bir
doktor, gazetecilere dün yaptığı
açıklamada, İngiliz pilot teğmen
John Peters ve Adrian Nichol-
ün Fırat Nehri yakınlarındaki
Calibar Hava Cssü'ne götürül-
düklerini belirterek "İngiliz pi-
lotlar. çok kötü seldlde dayak
yediler" dedi.
Iraklı doktor, "İngiliz pilolJa-
rı dövüldükten sonra gördum,
ancak bu püotlann akıbeti hak-
kında bilgim yok, ama pilotlar
müttefık bombardımana hedef
olan Basra'ya götürülmüş
olabilirler" diye konuştu.
Öldürüldüğü öne sürülen iki
Ingiliz'in bu pilotlar olup olma-
dığı ise henüz aydınlığa kavuş-
madı. '_
Kızılhaç'ın açıklaması
Bağdat'ta bulunan Uluslara-
rası Kızılbaç heyetinin Başkanı
Irak'ın savaş esirlerini hemen
değişmeye hazır olduğunu bil-
dirdiğini soyiedi. Heyet başkanı,
dün Bağdat'ta Irak Dışişleri Ba-
kanlığı yetkilileri ile gorüştüğü-
nü ve yetkililerin kendisine
"Irak'ın tiim savaş esirlerini he-
men serbest bırakmaya ve degiş-
tirmeye, karşılıklı ilişkiler çerçe-
vesinde, bemen bazır olduğunu"
söylediklerini bildirdi. Konu-
nun, müttefik ve Iraklı komu-
tanlar arasında btıgün yapüacak
görüşmede programa bağlana-
cağı kaydedildi.
Irak'ın Kuveyt'i işgali sırasın-
da, yaklaşık 33 bin Kuveytlinin
kaybolduğu bildirildi. Kuveyt
Devlet Bakanı Abdurrahman
Abdullah El Awadi, başkent
Kuveyt City'de düzenlediği ba-
sın toplantısında, 33 bin kişiden
8 bininin, Iraklılar tarafından
güpegünduz sokaklardan topla-
nıp göturüldüğunü söyledi.
Körfez'deki ABD askerlerüıin
büyük bölümünün üç ay içinde
çekileceği bildirildi. Reuter'in
haberine göre, adı verilmeyen
üst düzeyde bir askeri yetkili,
"90 gün içinde bölgeden çıkaca-
ğımızı sanıyoruz. Ancak bu,
bölgede daha uzun siıreli kalma-
yacagımız anlamına gelmiyor"
dedi.
Cheney: Bölgede
tümen bırakacağız
ABD Savnnma Bakanı Dick
Cheney, ağır bir tümeni donata-
cak yeterlilikte silahı, çekilme sı-
rasında Ortadoğu'nun herhangi
bir bölgesinde bırakma ihtima-
linin olduğunu söyledi.
Cheney, CNN televizyonuna
dün verdiği demeçte, "Bölgede
yaptıgımız temaslarda, kısa bir
sure sonra geri dönmek zorun-
da kalmamız olasdığını düşüne-
rek, agır bir tümen için gerekli
silahlan bırakma seçenegini de
göriişüyoruz" dedi.
Basrada Saddam karşıtı
(Başiarafi 1. Sayfada)
larım açtıklannı ve aralarında
Kuveytlilerin, Suudilerin, Filis-
tinlilerin ve Iraklılaruı da bulun-
duğu mahkûmlan serbest bırak-
tıklarını bildirdi.
Iraklı polis, gösteriye katılan
bazı kişilerin yine de korkuları
bulunduğunu kaydederek "Eğer
dunım fersine dönerse Irak hü-
kümeti tarafından öldüriilecek-
lerinden korkuyoriar" diye ko-
nuştu.
Müttefık kuvvetlerden iktida-
nn devrilmesi için Irakhlara yar-
dım etmesini isteyen polis, "Bü-
tün Irak, Saddam'ı istemiyor.
Ancak bunu birbirimize söyle-
yemiyoruz" diye konuştu.
ŞİRİNYER HİPODROMmNDAN FİKRETDAĞUOĞLL
Hanımtay, rakiplerinden üstün
1. AYAK — Form durumu
iyi olan Kevser, sevdiğj bu me-
safede yarışın en şanslı atıdır.
Bu grupta yeni koşmasına rağ-
men son gunlerde form grafiği
yükselen Tolgaer ve Buyükba-
ba, daha sonra düşünülebilir.
2. AYAK — Günün zor ya-
rışlarından biri. Son galobun-
da iyi görünen Gültorun, per-
şembe günkü yarışında göz
dolduran Ikimiz, formunu bu-
lan Şahcihan ve Sipahi yarışta
söz sahibi isimler.
3. AYAK — Rakiplerinden
çok daha hazır olan Hanımtay
koşunun favorisidir. Rakip
olarak iyi bir tay olan Jay'ı gö-
rüyoruz. Donıtay ve AJarda'-
yı sürprizde öneririz.
4. AYAK — Mesafesini bu-
lan Panter birinciliğe en yakın
görünen isim. Son yarışında
G.Saray'ı
(Baştarafı Sporda)
man olduğu gibi müdafayı allak
bullak etmişti, 80. dakikada Ga-
latasaray'ın golcüsünden bu kez
kaleci Levent'in bacaklarırun
arasından geçirerek Trabzon-
spor fılelerine gönderdiği üçün-
cü golü izledik, akıl dolu bu gol,
uzun süre alkışlandı tribunler-
den. Bitime bir dakika kala
Trabzonspor'un attığı gol var-
dı, her ne kadar yan hakem Ta-
ner özdemir 'gol' dediyse de ha-
kem Deda, bu golün 'ofsayt' ol-
duğunu belirtiyordu, bir kez da-
ha Trabzonluların hırçınlığı var-
dı hakemlere yönelik, belki hak-
lı belki de değillerdi, ama 90.
dakika sonunda sevinen takımın
'Galatasaray' olduğu kesindi.
goz dolduran Koraytay ve Gol-
den Line'ı rakip olarak görii-
yoruz. Yanşın sürprizini Litt-
le Girl yapabilir.
5. AYAK — Uzun bir ara-
dan sonra start alacak olan
Hocam, bu yanşına iyi galop-
larla hazırlandı. Rakiplerini ge-
çecek durumdadır. İlk şansı ve-
riyoruz. İkincilikle şans verdi-
ğimiz isimler sırasıyla: TanyıJ-
dızı, Ilgın, Gemhkgüzeli ve Tu-
luyhan'dır.
6. AYAK — Son yarışında
aynı mesafede başanlı bir ya-
nş sergileyen Shakazulu, rakip-
lerinin zayıfhğından yararlana-
rak birinciliğe uzanacaktır.
TAHMİNLER
2. KOŞU: F: Kavser (6), P:
Tolgaer (4), PP: Büyükbaba
(3), S: Tosoğlu (2).
3. KOŞU: F: Gültorun (7),
P: İkimiz 1 (2), PP: Şahcihan
(3), S: Sipahi (4).
4. KOŞU: F: Hanımtay (11),
P: Jay (12), PP: Donıtay (2),
S: Alarda (6).
5. KOŞU: F: Panter 2 (2), P:
Koraytay (4), PP: Golden Li-
ne (1), S: Little Girl (10).
6. KOŞU: F: Hocam (13), P:
Tanyıldızı (14), PP: Ilgın (16),
PP: Gemlikgüzeli (15), S: Tu-
luyhan (6).
7. KOŞU: F: Shakazulu (3),
P: Bey (2), PP: Challenger (1),
S: God You (4).
ĞÂ
Bu arada bir Iraklı subay,
Basra'da gösteriler olduğunu
bilmediğini, ancak bazj kişilerin
Saddam Hüseyin'den hoşnutsuz
olabileceğini söyledi. Saddam
Hüseyin'in taraftarlarından bi-
ri olduğunu, ancak Kuve>t'in iş-
galini onaylamadığını belirten
subay, savaşın sorumluluğunun
müttefiklere ait olduğunu söyle-
di. Subay, "Irak banş istiyor, an-
cak Avnıpa ve ABD, Irak hal-
kının aç kalmasını istiyor" diye
konuştu.
Bush, onceki gun yaptığı ko-
nuşmada, müttefiklerin Saddam
Hüseyin'i devirmek için bir gi-
rişimde bulunmayacaklannı be-
lirtmiş ve "Irak halkı, Saddam'ı
iktidardan indirerek ülkelerini
yeniden barışsever ülkeler aile-
sine katarlarsa, bundan mutlu-
luk duyarım" demişti. Körfez
savaşının sona ermesiyle birlik-
te, Saddam'ın geleceğıne ilişkin
tartışmalar başlamış, Irak lide-
rinin iktidardan uzaklaştırılması
gerektiği, birçok ülke tarafından
savunubnuştu.
Financial Times'ın
Financial Times gazetesi, gör-
gü kaynaklarına dayanarak ver-
diği haberinde, Basra'da "tam
bir anarşi" yaşandığını bildirdi.
Gazete, önceki gün düzenlenen
gösteride, bir tankın şehir mer-
kezindeki Saddam Hüseyin'in
büyük bir fotoğrafına ateş aç-
ması sonucu, halkın sevinç gös-
terilerinde bulunduğunu ve
"Saddam bitti. Ordu tamamen
öldii" diye bağırdıklannı yazdı.
Habere göre kentteki diğer
ordu birlikleri ve tanklar da
Saddam karşıtı gösterilere katıl-
dılar. BAAS Partisi yetkilileri de
birçok askerle birlikte kenti terk
ettiler. Gazeteye bilgi veren bir
tanık, "Basra'da hiikümet yok"
diye konuştu. Haberde, ABD
askerlerinin kente gelmemeleri-
ne karşın Iraklı askerlerin uni-
formalannı çıkardıklan ve silah-
lanm bıraktıklan öne sürüldü.
öte yandan İngiliz yayın ku-
ruluşu BBC, Basra kentinde bü-
yük bir "kaos" yaşandığını bil-
dirdi. BBC, kentte bazı grupla-
nn Iraklı subaylara saldırdığı ve
Saddam aleyhinde sloganlar at-
tığı yolunda haberler alındığını
ancak Basra'da tam olarak ne
olup bittiğinin anlaşılamadığını
söyledi.
Daily Telegraph
Muhafazakâr nıtelikli Daily
Telegraph gazetesi ise Mısırlı bir
görgü tanığına dayandırdığı ha-
berinde, Basra'da kargasa yaşan-
dığını bildirdi. Gazete, Saddam
yanlısı askerlerin son 5 gün için-
de 20 Mısırhyı öldürdüklerini
iddia etti.
Suudi Arabistan'daki ABD is-
tihbarat subaylanndan biri de
Basra'da yönetimin olmadığıru
ve denetimin tümüyle kayboldu-
ğunu bildirdi.
Mısır gazetesi Al Ahram ise
verdiği haberinde, Saddam kar-
şıtı güçlerin Basra kentinde bir
hükümet oluşturmaya calıştıkla-
rını öne sürdü. Gazete, Saddam
karşıtı güçlerin kimlerden oluş-
tuğu konusunda bilgi vermedi.
Saddam Huseyin, savaşın bit-
mesinden bu yana geçen süre
içinde halk içine çıkmadı. Suu-
di Arabistan'daki askeri yetkili-
ler, Saddam'ın nerede olduğu-
nun bilinmediğini ve Irak lide-
rinin sürekli yer değiştirdiğine
ilişkin bilgiler alındığmı belirti-
yorlar.
Bush'un konuşması
ABD Başkanı George Bush,
Irak lideri Saddam Hüseyin'in
diktatörlük gunlerinin geride
kaldığını ve Vietnam hayaletinin
de çölün kumlarına sonsuza ka-
dar gömüldüğunü söyledi.
Bush, Saddam'ın saldırgan aske-
ri gücünün kırıldığını, yönetimi-
nin kredisini yitirdiğini ve artık
barışı tehdit edemeyeceğini söy-
ledi.
Bush radyoda yaptığı konuş-
mada Irak'ın 3000 tankının,
2000 zırhlı aracının, 2000 topu-
nun yok edildığini ve 500 binden
fazla Irak askerinin de esir alın-
dığını, silahsızlandırıldığını ve-
ya yok edildiğini belirtti.
Saddam'a methiye
Irak'ta iktidar partisi BAAS
ise Devlet Başkanı Saddam Hii-
seyin'e övgüler yağdınyor.
Bağdat Radyosu'ndan öğre-
nildiğine göre BAAS, Irak'ı ve
onun lideri Saddam'ı, Arap ve
Müslüman âleminin biricik lide-
ri olarak gösteriyor. Önceki ge-
ce bildiri yayımlayan BAAS ik-
tidan, "Araplar ve Müslüman-
lar, zafer bayragını Irak'ın eline
veriyoriar" ifadesini kullandı ve
"savaslann anasının (Körfez sa-
vası), Irak'ın savundugu ilkeler
ve Irak direnişinin azameti saye-
sinde zaferle taçlandınldıgını"
iddia etti.
Irak'ta ülke çapında havaya
ateş edilmesi yasaklandı ve bu
yasağa uymayan kişilere yaptı-
nm uygulanacağı bildirildi.
Irak Eğitim Bakanlığı da ül-
kede bütün okulların gelecek
hafta yeniden açılacağını bildir-
di.
Bağdat Radyosu birkaç gün
içinde Bagdat'a elektrik verile-
bileceğini bildirdi.
Radyo, ülkenin diğer kentle-
rine de kısa zamanda elektrik
verilebilmesi için çalışıldığını
duyurdu.
Radyo açıklamasında, "Sad-
dam Hüseyin'in direktiflerine
uygun olarak bütün kentlerin
elektrik ihtiyacını karşdamak
için yapüan çalışmalar sürüyor"
denildi.
RÇELİK^
FlRSATlAPazar günü acıktanıyor Bekleyin!
GOZLEM
L'GUR MUMCU
(Baştarafı 1. Sayfada)
ki ABD, uzun süre Körfez'den çıkmayacak.
Önce silah yarışı başlıyor; sonra silahsızlanma görüşme-
leri, derken, savaş patlıyor.
Tam bir kara mizah!
İki dünya savaşı arasında da böyle olmuştu.
Birinci Dünya Savaşı'ndan hemen sonra ABD Başkanı
VVİIson, savaşın önlenmesi için 14 koşulu içeren bir öneri
demeti hazırlamıştı. Bu önerilerden biri silahsızlanmaydı.
Milletler Cemiyeti, 1920'de silahsızlanma konusunu ele
alan bir komite kurdu. Bu silahsızlanma görüşmelerine,
1926 yılından sonra Sovyetler de katıldı.
VVashington'da 1921 yılı kasım ayında "Deniz Silahsızlan-
ma Konferansı" toplandı. Bu toplantıyı, çeşitli ülkelerin im-
zaladıkları anlaşmalar izledi. VVashington'daki konferans-
tan sonra Londra'da ikinci konferans toplandı. Londra Kon-
feransı'nı izleyen ikinci silahsızlanma toplarrtısı 1928'deki
"Kollogg Anlaşması" ile sonuçlandı.
1931 yılında Milletler Cemiyeti, silahsızlanma konusun-
da bir karar aldı. 54 ülke bu anlaşmayı imzaladı. Silahsız-
lanma görüşmeleri, 1933 yılına kadar sürdü. Silahsızlaş-
ma konusunda çeşitli öneriler ortaya atıldı. Ancak bir so-
nuç alınamadı.
Merkezi Stockholm'de bulunan, kısa adıyla SIPRI olarak
bilinen "Uluslararası Banş Araştırmalan Enstitüsü"nün ve-
rilerine göre silah ticareti, 20. yüzyılda ilk kez 1913 yılında
doruk noktasına ulaştı.
Bu dönemde satın alınan silahlar, Birinci Dünya Sava-
şı'nda kullanıldı.
1913'ten sonra dünya silah ticaretinin sıçrama gösterdi-
ği ikinci dönem 1933 yılıdır.
Silahsızlanma görüşmelerine katılan devletler, bir yandan
bu silahsızlanma gorüşmelerini sürdürürlerken öte yandan
da başta "silahsızlanma konferansları"nm öncüsü ABD ol-
mak üzere hemen hemen bütün ülkeler baş döndürücü bir
silahlanma yanşına giriyorlardı.
* 1913 ve 1933 yıllarından sonra dünya silah ticaretinin yo-
ğun olduğu yeni dönem, 1975 yılında başlar. 1988 yılında
da askeri harcamalar doruk noktasına çıkmıştır.
İkinci Dünya Savaşı öncesindeki silahsızlanma görüşme-
leri sürerken Almanya'dâ Hitler iktidara geliyordu.
Sonrasını biliyoruz.
işm ilgi/ıç yanı şudur:
Silahsızlanma gorüşmelerini savaş izlemiştir.
Körfez savaşı da böyle olmadı mı?
Irak, Kuveyt'i silahsızlanma görüşmelerinden ve Bush ile
Gorbaçov arasındaki "Malta Doruğu"nöan yaklaşık dokuz
ay sonra işgal etti.
Körfez savaşı da "Malta Doruğu"nüan yine yaklaşık bir
yıl bir ay sonra başladı.
önce silahsızlanma görüşmeleri, sonra savaş!
20. yüzyılın hiç değişmeyen savaş diplomasisi budur.
Bu silahsızlanma görüşmeleri sürerken başta Sovyetler
Birliği, Çin Halk Cumhuriyeti ve Fransa. Irak'a silah sattı-
lar. Federal Alman şirketleri, Saddam'a kimyasal silah sat-
maktan da geri kalmadılar. Bu kârlı silah pazarına İtalyan,
İngiliz ve Amerikan şirketleri de katıldılar
Irak'a silah satan ülkeler, Saddam'ın bu silahlan günün
birinde komşulardan birini işgal etmek için kullanacağını
bilmiyorlar mıydı?
Elbette biliyorlardı.
Bu bir sistemdir.
Bu, uluslararası çıkartara dayanan çokuluslu bir çıkar dü-
zenidir.
20. yüzyılda hep bu sistem uygulandı. Ve bu sistem ve
düzen hep silah üreticisi ülkelere yaradı. Savaşlarda mil-
yon larca insan öldü, bu savaşlarda silah üreticisi devletler
ve şirketler milyarlarca dolar para kazandılar.
Körfez savaşı da silahsızlanma kararlarının alındığı bir do-,
nemde eldeki stoklann tüketilmesine yaradı.
Bugün, ABD ve çokuluslu koalisyonu oluşturan ülkeler
Irak'ın elindeki silanların yok edilmesini ıstiyorlar.
Belki önümüzdeki dönemde yine silahsızlaşma görüşme-
leri başlayacak.
O zaman duralım ve düşünelim:
Bu görüşmelerden sonra acaba dünyanın neresinde ye-
ni savaşlar başlayacak?
"Soğuk savaş" biliniyor. Soğuk savaş, 1945 yılı şubat ayın-
da Yalta'da başladı, 1989 yılı aralığında Malta'da bitti. 'Sı-
cak savaş", tıpkı Körfez savaşı gibi ölüm kusan silahlarla
yapılan savaşlardır.
Sıcak savaşla sonuçlanan silahsızlaşma görüşmeleri de
herhalde savaşın soğuğu ve sıcağı arasında yaşanan bir
";/* sava^'tır!..
ÇA6O« mınuuu
NADİRNADİ
PERDE
ARALIĞINDAN
4BASI
Ödemelı gömienlmez
ÇAĞDAŞYAYINLARI
Türkocağı Cad. 39-41, Cağaloğlu-ISTANBLT
TÜRKİYE YONETİMİNDE
KARMAŞA
Prof. Dr. Lütfü Duran
5.000 lira (KDV içinde)
Çağdaş Yayınian Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-tstanbul
Ödemeli gönderilmez.