17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet Sahıbr Cumhunvci Maıbaacıiık ve Gazetecılık Turk Anonım Şırkeıı adma Nadtr Nadi 0 Genel Vavın Muduru Ha&an Cemal. Muesscse Muduru Enune Lşaklıgil, \azı Işierı Muduru Oka> GoBensia, 0 Habcr Merkezı Muduru Yalçıa Bmytr, Sa\fa Duzenı >onetmenı Aii Acar 0 Temsıîc.ıer ASKARA \hm*iTın. IZMİR Hikım* Çctinkı?» \D\N \ Ç*(in Yıgenogtu I. Po.mka Cttal B*$iu«« D-< Hafcerler hn-« fckı. Ekonomı CCOKU Tarfe*ı. ;> Sendıla ŞvLnjı Keımci Kultur CetaJ l ı i n . httnbul Haterkn kraııl fc»çttk. Ejitım i,*mcat ^ » l u . >un Hdb*r!e'i Secdei Dot»n. Spor Damsmanı AMslkMİır Ysrctat». D<2 Yazılar kcrvra Çafatfcu. <\r»mnu >hi" Mp«v Duzdım* tMıMalı \iiid 0 koorditaıor \hncf korals» 0 Maiı hlc trol Lrkaı 0 Muhascb* B«kat fenrr 0 Bu'.e P,i-,!ama Se*ıı O*nı»nb*$rottn 0 Rcktarn \»c Toran 0 Ek ^ n , a r H«t«s Akvol 0 Ida-t Husoıa Gırer 0 lslfm( Osdtr Çrttk 0 Bıiç. [»iem N«ji tnaJ 0 Pmond N*»fi >jvm A'Lii/t, Baîkar Nsdtr Nadı Oktt* AktMİ >ılçuı Btytr H u u Ccmal. Hıkmct (.tfnfctva. Oka> GOKRSII. Lfw Mıncı. llku Selçafc. \u Su-mea. AhmM Tın fias<j« ıc Itftjn lumhurno Marbjuahk ve Gazcıecıhk T * Ş Turkocagı Cad 39 4] }4«4 U Pk 246 Isıanbu] Tel «12 05 05 (20 haij, Te!ex 22246, Fıx ()> 526 60 ""2 0 Burolar \*kıra: Zıva Gokalp Bi- Inkılap S No 19,4. Td 133 i" 4M"*, Tetcs 42344. Fax. (4) 133 Of 65 0 bmır H Zr>a Bh 1Î52 S. 2/3. Tei. 13 12 *0, Td« 52359 Fa* (M) I» 5Î 60 ~ Inönu Cad 119 S No I Kat 1, Td. 19 37 52 (4 hati Te!« 62155. Fax (71) 19 25 "8 TAKVİM: 3 MART 1991 İmsak: 5.05 Güneş: 6.26 Öğle: 12.21 lkindi: 15.29 Akşam: 18.03 Yatsı: 19.22 İtalyan modası geiecek kışın kapısını açıyor Soluk soluğa süren bîr yarış İtalyan modası biraz buruk bu mevsim. İki ünlü moaacısmdan yoksun olarak giriyor kışa: Enrico Coveri ve Mario Valentino. Evet, yarışı yarıda bırakanlar, yaşam defterini kapayanlar, yarışı soluk soluğa sürdürenler... Yeni renkler, yenı teknikler, yeni buluşlar... VERSACE fanteziyi seven bir modacı. 1991 yazı için hazıriadıgı ilginç bir karrna modeli Puan, çizgi, kare, baklava... Hepsi bir arada... ENRİCO COVERI'nin son defiiesinden 1991 yazından bir örnek. Üstüne çiçekler \e deniz kabuklan iliştirilmiş bir file elbise. NECLA SEYHUN İtalyan modası bugun Milano'da kışın kapısını açıyor. Bir hafta boyu önumuzdeki kış için hazırlanan modelleri sergileyecek. italyan modası biraz buruk bu mevsim. İki uniu modacısından yoksun olarak giriyor kışa: Enrico Coveri ve Mario Valentino. Moda dünyasının bu iki ünlü ismi artık yok. Moda defterini de yaşam defterini de geçen -daha doğrusu hâlâ içinde olduğumuz- kış kapadılar. İtalyan modasının renkli, cıvıl cıvıl ismi Enrico Coveri modaya tiyatro kapısından girmişti. 1952 yılında Floransa'da doğan Coveri, önceleri tiyatro kostümleri çizerdi. Ama gönlünde yatan; modaydı. Güncel giyim. 1978 yılında Paris'te ilk hazır giyim koleksiyonunu sunduğu an, uluslararası üne kavuştu. Bir koleksiyon ye"i onu zirveye ulaştırmak için. Kaç sanatçıda vardır bu şans? Enrico da iyi kullandı bu şansı. Kadın koleksiyonuna erkek ve çocuk koleksiyonlarını da ekledi. Dunyanın dört bir yanında butikler açtı. Avrupa'da, Japonya'da, Amerika'da. Kendine bir yol, bir stil seçmişti Coveri. Gündüzleri delidolu, renkli, genç, çılgın. Geceleri payyetli, sofistike... Ne yazık ki öyküyü yarıda kesti Enrico Coveri. Çok genç ayrıldı yaşamdan. Daha neler yaratabilirdi... Yakınlarda ölen Mario Valentino ise 1927 yılında Napoli'de doğmuştu. Ayakkabıcı idi. Babadan oğula. Yaptığı şık kaliteli pabuçlarla ününü ilk ttalya ve Amerika'da duyurdu. 1965 yılında İtalya'da ve birçok yabancı ülkede butikler açtı. Bir deri modası salgınının moda dünyasını alt ust edeceğini sezmişti. Bu sezgileri yanıltmadı onu. Moda artık gitgide daha çok yer veriyordu deri modellerine, derili modellere. 1973 yılında Valentino bir deri hazır giyimi kurdu. Çantalar, kemerler, elbiseler, ceketler, pantolon takımlar.llk zamanlar koleksiyonlarımn stilisti bugünun ünlü modacısı Giorgio Armani idi. Uzun zaman ona çeşitli modeller çizdi deriler için Armani. Armani'den sonra koleksiyonlarını bugünun pek ünlü bir başka modacısı Versage yüklendi. Gianni Versace Mario Valentino için "Derinin sihirbazı" diyorlardı. Gerçekten de deriyi akıl almaz bir şekilde işleyen bir büyük ustaydı Valentino. Deriyi işlerdi, katlardı, plise yapardı, dokurdu, emprime olarak kullanırdı, orerdi... Yaşasaydı daha da ne kılıklara sokardı, kimbilir? Onun bir sure stilistliğini yapan Versace ise ününü yabancı ülkelerde aramadı. Koleksiyonlannı Coveri gibi Paris'te değil, Milano'da gostermeyi yeğliyor. İtalyan modasının bu büyük ismi, modellerinde fantezi ve seksi dozunu çok güzel ayarlamasını bilir. "Kadınca" dır modelleri, "çekici"dir. Pahalı, değişik kumaşlar kullanmaya bayılır. En olmayacak bağlantıları kurmaktan hoşlanır. Kolaya kaçmaz, zoru dener. Önceleri mimar olan Versace bu moda zevkini, terzi olan annesinden aldı. Mesleğe yani moda mesleğine ilk bu triko koleksiyonu ile katılmıştı. Araştırmacıdır, yenileri, bilinmeyenleri denemeyi sever. Yeni kumaşlar uzerinde durmaksızın çalışır. İtalyan kumaşçılan onun için akıl almaz risklere girer, beraber yeni kaliteler yaratırlar. Yıllar süren bir araştırma sonucu Versace o çok ünlü "metal trikolarT'nı lanse etmiştir. Metal trikolar öylesine ince, öylesine yumuşaktır ki dikiş makinesinde rahatlıkla dikilir. Bu vücudu saran su gibi akan orijinal seksi metal elbiseler, Versace'yi ününün doruğuna ulaştırmıştır... Evet, yarışı yarıda bırakanlar, yaşam defterini kapayanlar, yarışı soluk soluğa sürdürenler... Yeni renkler, yeni teknikler, yeni buluşlar... Aslında modacılann kestikleri, biçtikleri işleyip dokudukları, ördükleri kumaşlar, deriler, metaller değil ki... Zevkler, umutlar, düşler... Berlin Duvarinın 1.5 km'lik bölümünde 118 sanatçının resimleriyer alıyor 'Duvar'daki resimlerYURDAGÜL ERKOCA BERLİN — Geçen yılın ilk aylannda, 29 yılhk "utanca" in- dirilen greyder darbeleri, Doğu Berlin Merkez Istasyonu karşı- sındaki 1.5 kilometrelik bölüme gelince durdu. 1368 kilometre- lik Berlin Duvarı'nın bu bölü- munü yıkıcıların elinden kurta- ran, 21 ülkeden 118 sanatçının duvarın doğu tarafına yaptığı resimlerdi. "East Side Gallery - Dogu Yakası Galerisi" adıyla anılan dunyanın bu en uzun açıkhava galerisi, şimdi "dün- ya turnesine" çıkabilmek için, gerekli maddi kaynağın yaratıl- masını bekliyor. Doğulu sanatçılar 9 Kasım 1989"da Doğu'dan Batı'ya geçişin serbest bırakıl- masının ardından Doğulu sanat- çılar tarafından ortaya atılıyor galeri fikri. Du\arın batı yaka- sının resimlerini ve grafitilerini gören sanatçılar "Neden bizde de olmasın?" diyerek kolları sı- vıyorlar. Bu fikir basın tarafın- dan da desteklenince, duvara re- sim yapmak isteyen sanatçılan belirlemek için dunyanın dört bir yanına haber salıyorlar... Duvarın söz konusu bolümü- nün Wuva adlı bir reklam şirke- ti tarafından kiralanmış olma- sı, işlerini bir sure aksatsa da reklam şirketi yetkilileri, kısa bir sure sonra projeye sahip çıkma- ya ikna ediliyor. Şirket, duvar- la birlikte 300 bin markhk bir çeki sergi duzenleme komitesi- ne teslim edince projenin önün- deki engellerin büyük bir bölu- mu de ortadan kalkmış oluyor. Duvara resim yapmak için Alman ressam Günther Schaffer, "Yahudi vıldızlı" Al- man bayrağından ibaret olan resminin bir kenanna "Bu bay- rak, Dogu >e Batı Almanya'da- ki faşist eğilimlere karşı bir uyandır" yazmış. Schaffer, bununla da yetin- meyip yapıtının diğer yanına, Hitler Almanyası'nda Yahudi- lere ilk saldırının düzenlendiği 9 Duvara resim yapmak için başvuran ressamlardan 100'ünün talebi yeterli 'duvar' bulunamadığından geri çevriliyor. Sergi 28 Eylül 1990'da açılıyor. Her biri üç metre yüksekliginde ve yaklaşık 2.5 metre genişliğindeki resımlerın ortak teması çevre kirliliği, nükleer tehlike ve faşizm tehdidi. başvuran ressamlardan 100'unün talebi yeterli "duvar" bulunmadığından geri çevrili- yor. Japonya'dan ABD'ye ka- dar 22 ulkeden gelen 118 ressa- mın çalışmalarından oluşan ser- gi, 28 Eylül 1990'da açılıyor. Her biri uç metre yuksekliğin- de ve yaklaşık 2.5 metre geniş- liğindeki resimlerin ortak teması "çevre kirliliği", "nükleer tehlike" ve "faşizm tehdidi"... Kasım 1938 tarihi ile Doğu'dan Batı'ya ilk serbest geçişin yapıl- dığı 9 Kasım 1989 tarihlerini alt alta yazarak tarihin bu garip te- sadüfüne dikkat çekiyor ve he- men altına ekliyor: "Bayrak, ban$ı ve halkların biriîğini tem- sil ediyor. 2. Dunya savaşı'n- dan sonra Alman nesillere ka- lan mirasın bir hesaplaşması- dır." İtalyan ressam F.Pinna'nın ÖZEL TV YAYINCILIĞI PANELİ Devlet tekeli kalkmalı'TV Servişi — İTİ^Mezunları Derneği'nin dü- zenlediği "Özel TV Ya\ıncılıgı" adlı panelde ko- nuşan Milli Savunma Bakanı Mehmet Yazar, 1992 yılında anayasa değişikliği, düşunce ve fi- kir özgürlukleri, temel hak ve hürriyetler dahil yeni ve çağdaş bir yaklaşım gelmesinı hedefledik- lerini belirterek çoğulcu demokrasinin iletişim alanında da çoğulculuğun kabulünu gerektirdi- ğini söyledi. Mehmet Yazar'ın sözleri Radyo Tele\izyon Y'uksek Kurulu Başkanı Prof.Dr. Vılmaz Büyiikerşen, Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı A\dın Dündar, TPİT es- ki genel mudürleri Prof. Dr. Şaban Karataş, Do- ğan Kasaroğlu ve Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş'ın konuşmacı olarak katıldığı Prof. Ercümend Ber- ker'in yönettiği panelin açılış konuşmasını >-apan- Yazar, altı kanalda haftada 392 saat yayın yapan TRT'nin özellikle haber bultenlerinin tartışraa- lara yol açtığını belirterek "Kaldı ki si\asi haber- ler toplam >-ayının ancak yüzde 0.7'sidir. Her par- ti sözcüsiı. en onemli sozlerin kendisi tarafından soylendigine inanmaktadır. Hoşgoru, karşı fik- re tahammül geleneği oluşmadıkça bu kördöğü- şiine devam edilecek görünmektedir" dedi. Yazar özel televizyonun gündeme gelmesinin- nedenlerini sıralarken "insanlann çok yönlii ha- ber alma hakkı"nı da ekledi. RTY'K Başkanı Yılmaz Buyıikerşen konuşma- sında ağırlıklı olarak kurulun hazırladığı özel te- levizyon ve radyo uygulamasına ilişkin goruş ve önerileri içeren rapora yoneltilen eleştirileri ya- nıtladı. Büyükerşen, ikili radyo ve televizyon ya- yıncılığına geçmenin bir sosyal talep olarak or- taya çıktığını da belirtti. Şaban Karataş Anadolu Ajansı Yonetim Kurulu Başkanı A>- dın Dündar, radyo ve televizyon yayıncıhğında devlet tekelinin kalkması gerektiğini söyleyerek devletin denetim tekelinin devam etmesi gerek- tiğini savundu. TRT eski genel mudürlerinden Şaban Karataş da tekelin kalkmasından yana ol- duğunu, ancak devlet denetimine de karşı oldu- ğunu açıkladı. Doğan Kasaroğlu ise özel TV'nin tarafsızhğı üzerinde durarak "Daha devlet baş- kanlığının tarafsızhğı konusunda fikir birliğine varamamış bir loplum, özel TV'nin tarafsızlığı- nın sağlanmasında hangi kritere göre davrana- caktır" dedi. "Utancın Resmi" admı verdiği yapıtında bir balık kız, "Gorbaçov" marka bir saat ve balık kızın kuyruğuna takılmış bir orak çekiç figüru dikkat çe- kiyor. Resmin bir köşesinde ise "Duvara utancın resmini >ap- tım ki özgürliik bir daha utan- masın. Halk vülar sonra özgiir- liiğun ışığını seçti. Berlin, renk- Verimi ve iyimseriiğimi özgür bir insan olarak sana armağan edi- yorum" yazısı yer alıyor. Birget Kinder'in "Test The Best / En İyisini Deneyin" adlı resmi duvarı delen bir Traby'- den ibaret. Aşırı egzoz dumanı salan, hız yapamadığı için, oto- banlarda kazalara neden olan ve gürultülü motoruyla şehir için- de insanlan canından bezdiren Doğu Almanların "tek tip arabası" minik Traby, serginin en ilgi çeken resimlerinden biri. Mavi gözlu Gorbaçov'u, "orak çekiç"ten yapılmış bir di- reksiyonun başında resmeden Ingiliz ressam George Lutz'un yapıtının yanındaki Andre Sa- harov portresi Dimitri Vrubel imzasını taşıyor. Altındaki not- ta ise "Tesekkürler Andre Saharov" yazısı dikkat çekiyor. Tarihi Brandenburg kapısın- dan birkaç kilometre uzakhkta- ki East Side Gallery'nin önü kı- şın soğuğuna aldırmayan me- rakjılarca dolup taşıyor bütün gün. Sergiyi arabayla gezmek için hız kesen sürücülerin mey- dana getirdiğj kazalardan bıkan trafik yetkilileri ile sergi duzen- leme komitesinin ortak dileği, bir an önce bir dünya turnesi gerçekleştirnjek. 3 metre yük- sekliginde, 1.5 kilometre uzun- luğundaki galeriyi Tokyo, New York, Paris gibi belli başlı kent- lere taşımanın aslında son dere- ce kolay bir şey olduğunu ileri süren duzenleme komitesi yetki- lileri, 1 milyon markhk bir har- cama gözden çıkarıldığında du- varın bloklar halinde kesilerek taşınabileceğini belirtiyorlar. Dunya turnesinin ardından da resimleri açık arttırmayla sat- mayı planlıyorlar. Açık arttırma gelirlerinin yansırun Wuva adh reklam şirketine bırakılacağını geri kalan bölümuyle de Doğu- lu ressamlann çalışmalarını des- tekleyeceklerini soyluyorlar. Duvarın bir bolümünü saun alıp Tokyo'da sergilemek isteyen Ja- ponların önerisi ise "heniiz sı- rası değil" gerekçesiyle geri çev- riliyor. Ayhan Baran'a göre şan ekolü kurulamaması sıkıntı yaratıyor Devlet Operası'nda 40 yıl Opera sanatçısı bas Ayhan Baran şu günlerde Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda kendisinin sahneye koyduğu "HammOlan Hizmetçi" ve "OrkestraŞefi"adh intermezzolarda oynuyor. Kültür Servisi — Opera sa- natçısı bas Ayhan Baran, bu yıl devlet operasında 40. yılını dol- duruyor. 'Devlet Sanatçısı' un- vanını alan Ayhan Baran, bugü- ne kadar ülkemizde sayısız sah- ne yapıtında başrol oynadı, ay- rıca yoırt dışında birçok opera ve resitale davetli olarak katıldı. Sanatçının bugune kadar ka- zandığı öduller arasında 1961 Bükreş Uluslararası Muzik Ya- rışması Ödülu, 1963 Verviers Uluslararası Sanat Yarışması Ödulu, 1963 Harriet Cohen Uluslararası Muzik Armağanla- rı Altın Şan Madalyası da bu- lunuyor. Ayhan Baran şu günlerde Ce- mal Re>it Rev Konser Salonu'n- da kendisinin sahneye koyduğu "Hanım Olan Hizmetçi" ve "Orkestra Şefi" adlı intermez- zolarda oynuyor. Sanatçı ayrı- ca dun saat 15.30'da Atatürk Kultur Merkezi'nde sunulan "Don Giovanni" operasında da başrolü ustlendı. 1991 "Mozart Yılı" kap^amında sahnelenen 'Don Giovanni'yi Yekta Kara yönetti, orkestra, şefliğini ise Selman Ada yapıyor. DON GIOVANNt — Ayhan Baran, dün AKM'de sunulan Don Giovanni' operasında başroldeydi. (Fotoğraf: İbrahim Günel) 40 yıldır devlet operasında ça- lışan Ayhan Baran, ülkemizde opera sanatında çekilen en bü- \ uk sıkıntının bir şan ekolu ku- rulamamiş olmasından kaynak- landığını belırtiyor. Sanatçı>a göre Avrupa'da örneklerine rastlanan "iyi şan yapma" ül- kemizde de gerçekleştirılebilsey- di ve aynı ekolden olan kişiler ayru yapıtta rol alsaydı halkımız operayı daha çok sçvecekti. Ba- ran, "Şandan anlayan şeflerin olmaması da en büyük olum- suzluklardan biri" diyor ve ek- liyor: "Nasıl alaturka muziğin bir formu >arsa operanın da bir formu vardır. Bağırmadan. tı- nıyla, bir enstriiman çalar gibi söylemek gerekir. İster Alman, ister İtalyan olsun bütün ekol- lerin birieştiği nokta budur. Sesi ön plana alıp da 'kaba kuvvet' göstermek operayı mahvetmek- tir. Zaten şeflik de orada baş- lar. Solisti durdurup 'ne yapıyorsun' demeB. Basit bir ar- yayı bile çok büyük duşünecek- siniz. Çok zarif biçimde suna- caksınız ki halk, 'ne güzel şeymiş' deyip tekrar gelsin." "Don Carlos"ta II. Fiİip "Si- hirli Flüf'te Sarastro, "Figa- ro'nun Düğünü"nde Figaro'vu ayrıca 'Don Pastjuale'de aynı adh rolu severek oynayan sanat- çı, operaların ülkemizde Türk- çe sahnelenişine değil, çeviri ve prozodi hatalarına karşı. İşte soyledikleri: "Operalanmızda çok sayıda prozodi hatası yapı- lı>or. Doğnıyla yanlış bir ara- da. 'Don Giovanni'de bile. Ki- misine vokali, kimisine vurgu- ları lers geliyor. Opera kitapla- rı vazılıp çizilmekten müsvette- ye dönüyor. İlk tercümeyi ya- pan da yanlış yapabiliyor. Hal- buki güzel çeviriler öyle güzel oturur ki fark etmezsiniz. Çevi- ri.vi şandan anlayan kimselerin yapması gerek." Istanbul ve Ankara'da çeşitli yapıtlar da sahneleyen Ayhan Baran yönetmenliği "nankör bir iş" olarak nitelendiriyor. Soyledikleri şunlar: "Şancılıgı dosdoğnı yapan kişi yönetmen- liği düşunmez. Çünku vonete- rek fazla bir şe> elde cltnek mumkün değildir. Ama şanda tek başınasınız >e yaptığınızı kendi şahsınızda gerçekleştirir- siniz." Carettalar için dernek • MERSİN (AA) — Mersin'de kuş ve kaplumbağa sevenler "Içel Çevre Gönüllüleri Derneği" adı altında bir dernek kurdular. Derneğin geçici başkanlığına getirilen Sabahattin Tan, kuş ve kaplumbağa sevenlerin bir araya toplandığı derneğin özellikle caretta-caretta cinsi kaplumbağalann yumurtlama alanları olan Taşucu, Anamur sahili ile Kazanlı Dalyanı ve Silifke Göksu deltasındaki kuş cennetinin korunması ve tanıtımı doğrultusunda çalışma yapacaklarını söyledi. 25 yeni rekreasyon • İSTANBUL (AA) — Tanm, Orman ve Köyişleri Bakanı Lütfullah Kayalar, Istanbul halkının giderek artan yeşil alan gereksinimini karşılamak için 25 adet rekreasyon (dinlenme, eğlenme) alanı yapacaklarını açıkladı. İstanbul Orman Bölge Müdurlüğü'nde bugün yapılan "İstanbul ve Çevre" konulu toplantıda konuşan Tanm Orman ve Köyişleri Bakanı Lutfullah Kayalar, Istanbul'da gerçekleştirilecek rekreasyon alanı projesini anlattı. Kayalar şunlan söyledi: "225 milyon metre karelik alan içeren bu proje doğrultusunda, rekreasyon planlarının on tanesi Anadolu yakasından, on beşi de Rumeli yakasında yapılacaktır." Aile Okulu açıldı • İstanbul Haber Servisi — Yetişkin aile bireylerine daha sağlıklı-bakış açısı kazandırmak amacıyla eğitim verecek olan "Aile Okulu" dun yapılan bir törenle açıldı. Marmara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Derneği ve Milli Eğitim Müdürlüğu işbirliği ile gerçekleştirilen Aile Okulu, 2 Man-9 Nisan 1991 tarihleri arasında, cumartesi-pazar gunleri 10.00-13.00 saatlerinde Fenerbahçe Nurettin Teksan llkokulu'nda uygulanacak. 21 yabancıda uyuşturucu • İSTANBUL (AA) — Beyoğlu'nda 3 ayrı eve duzenlenen operasyonda, yabancı uyruklu 21 kişi, 210 gram eroin ve 10 gram afyon sakızıyla yakalandı. Samklarla eroini gramı 60 bin liradan markla ödemek üzere satın almak için anlaşan polis, daha sonra bu kişilerin kaldığı Cihangir'de Bozkurt ve Pürtelaş sokaklarındaki 3 ayn eve operasyon düzenledi. Operasyon sonucu l'i Ingiliz, l'i Portekiz, 10'u Tanzanya, l'i Lesotho, l'i Nijerya, l'i Senegal, 6'sı Gambiya uyruklu toplam 21 kişi, 210 gram eroin, 10 gram afyon sakızı ve uyuşturucu tartmakta kullamlan Çin malı hassas teraziyle yakalanarak gozaltına alındı. 3 dakikalık masal 200 lira • İSTANBUL (İÜHA) — PTT'nin masal servisini bir günde 54 bin çocuk arıyor. Bunlardan 40 bin tanesi masal dinleyebiliyor. PTT İstanbul Müdürlüğu 066 masal servisi yetkilileri şunlan söyledi: "Servisimizi her gun 50-54 bin arasında çocuk arıyor. Bunlardan 40 bin tanesi servisimizle bağlantı kurup masal dinleyebiliyorlar. Masallanmız, Nasrettin Hoca masalları, Keloğlan masallan, Lafonten'den hikâyeler gibi masallardan oluşuyor!' 066 masal servisi yetkilisi, masal dinlememn 3 dakikasının 200 lira olduğunu belirterek "Arayan kişinin masal dinlediği surece her 3 dakikada bir 200 lira telefon ücreti yazıyoruz" dedi. Karacaahmet'e koruma • ANKARA (AA) — Turkiye'de ilk kez defin işlemlerinin devam ettiği bir mezarlık "taşınmaz kültür varlığı" haline geliyor. Anıtlar ve Müzeler Genel Mudürü Akif Işık AA muhabirine yaptığı açıklamada, özellikle eski mezartaşlarının bulunduğu bolumlerin taşıdığı tarihi ozellikler nedeniyle Karacaahmet'in koruma altına alınacağını söyledi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear