18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
23 OCAK 1991 KÜLTÜR-SANAT CUMHURÎYET/7 YARIŞMA 'Her yönüyle Türkiye' • ANKARA (ANKA) — 'Ingiliz Kültür Heyeti', fotoğraf sanatmı destekiemek ve tngiltere ile Türkiye arasındaki ilişkilerin gelişmesine yardımcı olmak amaayla 'Türkiye 1 konulu bir fotoğraf yarışması düzenledi. YaJnızca Türk fotoğraf sanatçılannın katılabileceği yansmaya her dalda en çok dört eser gönderilebilecek. 'Türk insanı, doğası, tarihi, politikası, sanatı, folkloru, sporu, geienekleri ve her yönüyle Türkiye'nin konu ahndığı fotoğraf yarışmasına sanatçılar siyah-bcyaz ve renkli eserleri ile katılabilecek. Yarışma sonunda ödiil alan eserler ile sergilenmeye değer görülen eserier bir katalogda toplanacak ve yanşmaya katılan türa fotoğraf sanatçılanna birer katalog gönderilecek. Yanşmada ödüle değer bulunmayan yapıtlar ise sahiplerine geri verilecek. Ingiliz Kültür Heyeti'nden verilen bilgiye göre, yarışma sonunda birinci bir hafta Ingiltere seyahati, ikinci 1 milyon lira, üçüncu ise 500 bin lira ile ödüllendirilecek. SERGI Nacaroglu ve Öz'e davet • Kültür Servisi — Ressam Mizyal Karabiber Nacaroğlu, Londra Lambeth Belediyesi tarafından dilzenlenen resim sergisine Guneybatı Londra Sanat Grubu üyesi olarak davet edildi. Ayıu sergide Gaziantep'te sergi açan İngiliz ressam Sonia Morton ile Istanbul'dan AJi öz'ün de yapıtlan sergilenecek. 25 ocakta açılacak sergide Mizyal Karabiber Nacaroğlu özellikle Türk el sanatlan üzerine çalışan insanları konu alan resimlerini sunacak (yukarıda). Sanatçının pastel ve yağlıboya tekniği kullanarak yaptığı resimlerinde yemeni dikenler, at naJı tamircileri, amt mezarlar, mercimek- buğday eleyenler yer alıyor. 'I. Petro Avrupa'da' • BREMEN (UBA) — Rus Çan I. Petro adına Avrupa'da sergi açılacak ve 100'ü aşkın parça sergilenecek. Bu arada Hazine Dairesi de açılacak. Bremen Denizaşın Müzesi'nin yeni, ilgi çekici özel bir sergiyle kendisinden söz ettirebilmesi için bir altı ayın daha geçmesi gerekiyor. 1 haziran ile 25 Ağustos 1991 tarihleri arasında Rus Çan 1. Petro kamuoyunun ilgisinin odak noktasını oluşturacak "Büyük Petro Batı Avrupa'da" adlı serginin hazırlık çahşmaları şimdiden büyük bir hızla sürdürülüyor. Böylece Rus Çarı ikinci kez Bremen'e gelmiş oluyor, çünku yaklaşık 300 yü önce seyahati seven ımparator Weser Irmağı yakınlannda konakiamıştı. Çarın Avrupa yolculuğunun durakları Bremen'de belgeleriyle tanıtılacak. Gorsel isitsel bir gösterim ile o çağın en önemli olaylanyla bir bağ oluşturuiarak ziyaretçi, serginin konusu hakkında bilgi sahibi edilecek. HızaPın heykelleri • Kültür Servisi — Meriç Hızal'ın heykel sergisi yarın Urart Sanat Galerisi'nde açılacak. Sergi 12 şubata dek izlenebilecek. Salzburg'da "Internationale Sommerakademie Fur Bildende Kunst"ta Italyan heykeltıraş Francesco Somaini ile çalışan Meriç Hızal, Istanbul Devlet Giizel Sanatlar Akademisi Heykel Bölumünü bitirdi. Seksenli yıllarda Paris "Ecole Nationale Superieur Des Beaux Ans"da Prof. Francosi Debord ile çalışan sanatçı 1983 yıhnda Mimar Sinan Üniversitesi Heykel Bölümü'ne araştırma görevlisi olarak girdi. Halen aynı kurumda docent olarak çalışan Meriç Hızal yurtiçi ve dışında birçok sergi actı, çeşitli ödüller aldı. DERGİ 'Balkan Türkleri'nin Sesi' • Kültür Servisi —' Balkan Turkleri Dayanışma ve Kültür Derneği'nin yayırnlamakta olduğu ayhk tarih, kültür, edebiyat ve sanat dergisinin ocak sayısı çıktı. Bu sayının yazıları arasında "Türkiye-Bulgaristan llişkileri'nde MED ve Cezirler', Bulgaristan: Krizler Ülkesi', 'Gagavuzların Mücadelesi', Türklük Izlenimleri', 'Türk püşmanlığY, 'Türklük Meşalesini Yakanlar' (Bulgaristan'da tutukevlerine sürülen 5 raücahitle ilgili röportajlar), 'Neden O tslam Enstıtusü', 'Zaman, Komplekslerden Kurtulma Zamanıdır', 'Doğum Günümde', 'Atatürk ve Bulgaristan Turkleri', 'Derneğimiz Görev Başında', 'Niyazi Hüseyin ve Şiirleri', 'Ulusumuz, DUimiz, Tarih ve Uygarlığımız' konuları yanında şiir ve öykülere de yer verüiyor. Dergiye abone olmak isteyenlerin, Molla Fenari Mh. Yeniçeriler Cad. 34, Çemberlitaş, tstanbul adresindeki Dernek Genel Merkezi'ne müracaat etmeleri ya da TC Ziraat Bankası Beyazıt (tstanbul) Şubesi'ndeki 304-40 22285-6 Dergi Hesap No'suna yıllık 48.000, 6 aylık 24.000, 3 aylık 12.000 TL yatırmalan gerekiyor. PERŞEMBE TOPLANTILARI KONFERANS MİNORU YAMASAKİ'NİN ESKİ VE YENİ YAPITLARINDAN ÖRNEKLER Mimar OSEP SARAF 24 Ocak 1991 Perşembe 17.00- 18.30 Yapı-Endüstri Merkezı Konferans Salonu Girış Serbesttir. k^J yapı endüstri merkezi Cumhurıyeı Cad 329. 80230 Harb'ye Isîanötıl- Tei(D 147 4i 85 (5 t-av Fa«s (t| 141 11 01 MÜZİKFİUZALİ Adnan Saygun'un 'YunusErnre* oratoryosu, Ayasofya'dagerçekyerini buldu Kutsal mekânda Yumıs EmreAyasofya gibi iki büyük dinin yüzyıUar boyu kutsal mekân olarak kullandığı, cumhuriyetle birlikte müzeye dönüştürülen görkemli yapıda ilk kez bu tür bir konser gerçekleşti. Adnan Saygun'unbu muhteşem geceyi yaşamadan ölmesi ne kadaracı. Savaş çıktı çıkacak derken ni- hayet geçen hafta sıcak savas karabasan gibi çöktü üzerimize. Işin garibi aynı hafta sanki ön- ceden sözleşilmis gibi birbirin- den renkli, görkemli ve uzun ön çalışma gerektiren üç konser projesi peşpeşe lstanbuUu mü- zikseverlere sunufmaktaydı. Ankara ve fstanbui Devlet Ope- ra ve Balesi Orkestra ve Koro- lan, Devlet Sanatçısı Şef Hik- m«< Şimşek'in -kendi açıklama- sına göre-15 yıldır gerçekleştir- meye çalıştığı projeyi en sonun- da 15 Ocak 1991 Salı aksamı Ayasofya'da hayata gecirdi. Ayasofya gibi iki büyük dinin sırasıyia yuz yıllar boyu kutsal mekân olarak kullandığı ve cumhuriyetle birlikte müzeye dönüştürülen görkemli yapıda ilk kez böyle bir konser projesi gerçekleşiyordu. İki hafta önce yitirdiğüniz A. Adnan Saygun'- un Yunns Emre Oratoryosu'- nun Ayasofya'da seslendirilme- si düşuncesini ilk ortaya atan, eseri New York'ta Birlesmiş Milletler'de yorumlayan Ame- rikalı ünlü orkestra sefi Leopold Stokowski olmuştu. Stokovvs- ki'nin bu arzusu Saygun tara- fından da benimsenerek yerine getirilsin istenmiş, ama doğal olarak Ayasofya gibi hassas 15 YILLIK PROJE GERÇEK OLDU — Devlet sanatcısı Hikmet Şimşek'in 15 yüdır.gerçekleştinneye çalıştığı proje en sonun da hayata geçti. Adnan Saygun'nn "Yunus Emre" oratoryosu Ayasofya'da seslendirildi. (Fotoğraf: Erdogan Köseoğlu) dengelerin hüküm sürdüğü bir mekânda oratoryo yorumlamak fikrine "Evet" deme yüreklili- ğini hiçbir devlet adamı göste- rememiş şimdiye kadar. 1991 yıünın Uluslararası plrn- formda "Ynnus Emre ve Sevgi Yılı" ilan edilmesi ve Hikmet Şimşek'in konunun üzerine sü- rekli gitmesi ile sanınm proje- ye daha cesaretle yaklaşılmış ve Kültür Bakanı Namık Kemal Zeybek'in de oluru alınarak bu olağanüstü müzik olayı gerçek- leşebilmiştir. Yunus Emre Oratoryosu, ka- nımca Ayasofya'da gerçek yeri- ni buldu. Saygun Hoca'nın bu muhteşem geceyi yaşamadan öl- müş olması ne kadar acı. Ama o, eminim kozmik dünyadan bizleri izliyordu o gece. Batı'da kiliseler, zaten müziğin en etki- leyici biçimde insanlara aktarıl- dığı yerlerdir. lnsan ve çalgı ses- lerinin kubbelerde, o uçsuz bu- caksız boşlukta yankılanarak bir ölçude netliğini yitirmesi, müziğin köşelerini yuvarlatma- ya, seslerin tek bir kitle halınde yoğun biçimde tınlamalarına yol açıyor. İşte bu nedenlerle Ayasofya'- nın görkemli atmosferinde Yu- nus Emre dinlemenin hazzını hiçbir şeyle değişemez insan. Gerçi, 15 ocak aksamı yüzlerce yıllık devasa taş duvarlar arasın- da müzik dinleyenlerin hepsi ay- nı hazzı tatmamış olabilirler. Çünkü dinleyıcilerin bazılan öncelikle soğuktan sonra da eser boyunca bir turlü sona ermeye- rek herkesin dikkatini dağıtan fotoğraf çekiminden son dere- ce rahatsız olmuşlardı. Gerçek- ten de foto muhabiri arkadaş- lar, konser sırasında hele hele flaşh fotoğraf çekerek hem din- leyenleri hem de sanatçıları ne kadar sıktıklarının farkındalar mı acaba? Aynca Ayasofya gibi bir me- kânda sesin yanküanma hızının tam ölçümü yapılmadığından olsa gerek Kültür Bakanı Sayın Namık Kemal Zeybek'in konuş- masının bir tek sözcüğünıi bile anlayamadım örneğin. Koro ve orkestranın yankılanması ise doğal akustik koşullar altında çok etkileyici ve doyurucu idi. Seçkin davetlilere ve basına özel olan Yunus Emre Oratoryosu yorumunun bundan böyle aynı mekânda ve halka tekrarlanma- sı gerek bence. Çağdaş Turk müziğinin en önemli kilometre- taşlanndan biri olan Yunus Em- re Oratoryosu'nun yeri bundan böyle Ayasofya olmalı ve onu herkes dinlemeli. AtinaDevlet Senfoni Orkestrasu ktanbuVda iki konser verdi Savaş zamanı barış konserleriV unanlı piyanist Vakarelis Komşu ülkelerin böyle zamanlarda dostluk ve barış için yakmlaşmaları gerektiğine inanarak Türkiye'yegeldik. Aylardır Atina Devlet Senfo- ni Orkestrası'nın Türkiye"ye gel- me ve CRR Konser Salonu'nda iki konser verme projesinin ön hazıruklan yapüıyordu. Her şey umulanın aksine neredeyse so- runsuz, hatta tıkır tıkır geliş- mekteyken 15 ocak gflnü geldi çattı. 16 ocak gunü orkestra sa- bah erkenden Atina'dan uçağa binecek ve o aksam Istanbul'da- ki ilk konserlerinde Yunanlı pi- yanist Janis Vakarelis'e eşlik edeceklerdi. Savaş daha henüz fiilen başlamamışü, ama orkest- ra üyelerinin bazılan bu yolcu- luğa katılmak istemiyorlardı. Nitekim, son anda orkestranın 20 eleraanı Atina Havaalanı'n- dan geri döndü. Istanbul'a bir gün önce gele- rek CRR Konser Salonu ve Türkiye-Yunanistan Dostluk Derneği'nin ortaklaşa yaptıkla- rı basın toplantısma katılan pi- yanist Vakarelis, orkestranın bü- yük çoğunluğunun, sefin ve şah- sen kendisinin "Komşu ülkele- rin böyle zamanlarda dostluk ve banş için birbirlerine yakinlaş- maian ve destek olmalân gerek- tigine inanarak w özellikle bu SUNA KAN VE SIMIONIDES — Atina Devlet Senfoni Orkestrası'nı Istanbul konserlerinde Yu- nanlı şef Alexander Simionides yönetti. tkinci konsere solist olarak katılan Suna Kan ise Beetbo- ven'ın Keman Konçertosu'nu yonımladı. (Fotoğraf: Aramis Kaiay) nedenle Tiirkive'ye geidiklerini" açıkladı. Atina Devlet Senfoni Orkest- rası'nı Alexander Simionides yö- netiyordu. îlk konserin progra- mında Janis Vakarelis, Liszt'in iki numaralı La majör piyano konçertosunu büyük bir ustalık- la yorumladı. Orkestra, aradan sonra ^agner'in Tristan ve IsoJ- de operasından Prelüd ve Isol- de'nin Aşk Ölumünü, Yunanlı besteci Antonion'nun "Paean" adlı orkestra konçertinosunu ve IgorStravinski'nin "Ateş Kuşu" süitini seslendirdı. İddialı bir programdı bu, ama özellikle Antoniou'nun eseri, içerdiği çağdaş tekniklerin atmosferik kullanımı ile çok ilgi çekiciydi. Orkestranın 20 kişi fire ile Is- tanbul'a gelmesi en çok yaylı çalgılan etkilemişti. Konserden sonra Istanbul Devlet Senfoni Orkestrası ile hafta sonunda Mahler'in 3. Senfonisini yorum- layacak olan Alexander Schn'inck bu orkestra yanında bizim orkestramızın Berlin Fi- larmoni Orkestrası sayılabilece- ğini söyleyerek bir kıyaslama yaptı. Konuk orkestranın yaylı- ları teknik açıdan İDSO'nun yaylılarından daha zayıf, ama özellikle tahta üflemeler guzel ses çıkarıyorlar çalgılarından ve çok muzikal üflüyorlar. 16 ocak sabaha karşt sıcak sa- vaşın başladığını duyan konuk- larımız arasında Istanbul'a gel- diklerine bin pişman olanlar vardı mutlaka, ama bize hıç belli etmediler ve ikinci konserlerin- de bu kez bir Türk soliste, ke- mancı Suna Kan'a eşlik ettiler. ikinci programda orkestra Vi- yana Klasik dönem eserlerine ağırlık vermişti. Mozart'ın "Fi- garo'nun Dügiinü" operası uver- turü ardından Suna Kan, Beet- hoven'ın op. 61 re majör keman konçertosunu yorumladı. Orkestra şefi ile beraberlik açısından epey cebellesmek zo- runda kalan Suna Kan'a orkest- ra üyeleri tam destek verebilmek için neredeyse kendilerini harap ettiler. Sonuç hiç de kötü değil- di. Suna Kan her zamanki gibi üstün müzıkalitesi ve rahatlığı ile bütün sorunlann üstesinden tereyağından kıl çeker gibi gel- meyi bilmişti. Konserin ikinci yarısında yi- ne Beethoven'ın Eroica" Senfo- nisı yer alıyordu. Bu eser de or- kestranın hem iyi hem de pek iyi olmayan nitebklerini gözleme oianağı bulduk. Ama asıl olan Türk-Yunan dostluğunu müzikle pekiştirmekti zaten. Sanınm bu amaca ulaşıldı ve konuklanmız İstanbul'dan savaşa rağmen iyi duygularla ayrıldılar. Mahler'in dev boyutlu 3. Senfonisi Türkiye'de ilk kez seslendirildi Çetin Gustav Maler Senfoni No 3 Re Minör/AJexander Schwinchk yönetiminde Istanbul Devlet Senfoni Orkestrası/ Başkemancı: Gülden Turalı/Koru şefleri: Gökçen Koray, Yücel Elmas/Sofistler: Cornelia Kallisch (alto), G.Turalı (keman), Levent Çoker (trombon), Şenova Ülker (nügelhorn), MSÜ Devlet Konservatuvarı, TRT Gençlik ve Çocuk Koroları. Mahler'in dev boyutlu Re mi- nör 3. Senfonisinin Türkiye'de ilk seslendirüisi projesini gerçek- leştirmek onuru Alexander Schwinck ve İDSO'ya ait. Mah- ler, 191J'deöldüğünde51 yaşm- daydı ve zamanını en önemli senfonik orkestra ve opera yö- netmeni olmasının yanı sıra dev boyutlu senfonik eserlerin bes- tecisi olarak da ün kazanmıştı. J897'de Hıristiyanüğı kabul edip Katolik mezhebini seçerek ha- yatta en çok istediği şevi, yani Viyana Saray Operası yönet- menliği görevini elde etmişti. Mahler bu görevde on yıl kaldı, son derece katı standartları be- raberinde getiren üst düzey ni- yonunlayanlara bravo Alman mezzo soprano Cornelia Kallisch (Fotoğraf: tbrabim Günel) telik peşindeydi sanatçı. Çevre- sine dönemin önde gelen yete- neklerini topiayarak o güne ka- dar görülmemiş, kendisinden sonra da kolay kolay ulaşılama- yan nitelikte opera prodüksiyon- lan gerçekleştirdi Viyana'da. Mahler'in kurduğu standarda sıradan sanatçılann ayak uydu- ramayacağı çok açıktı. Sanatçı tembellik, aptallık, y'eteneksizlik gibi huyları hiç affetmiyordu. Bu yüzden bol bol düşman ka- zanmıştı 10 yıl boyunca. Doğal ki on yılın sonunda düşmanlan onun ayağını kaydırmadan o kendi isteğiyle istifa etti Viyana Saray Operası yönetmenli- ğinden. 1907'den sonraki dönemde besteciliğe daha yoğun biçimde eğildi Mahler. Hepsi birbirinden daha görkemli ve iddialı olan senfonilerini, Kindertotenlieder ve Das Lied von der Erde gibi orkestralı şarkı demetlerini hep bu dönemde yarattı. Mahler'in Üçüncü Re Mınör Senfonisi, bilinen 3 veya 4 bö- lümlü senfoni biçimini geride bı- rakarak, her biri kendi içinde bi- rer senfoni olabilecek boyutlar- da altı bölümden oluşur. Beste- ci eserin dördüncu bölümünde F. Nietszche'nin "Ve Zerdüşt Dedi ki!" adb eserinden aldığı bir bolümü alto soloya verir. Be- şinci bölümdeyse "Des Knaben VVnnderhorn" (Çocuğun Sihirli Boynuzu) adlı masal derleme- sinde yer alan bir şarkıyı çocuk korosu ve alto solo için işler. 18-19 ocak konserlerinde aslı erkek çocuk korosu için yazılmış olan koro partilerini kız çocuk- ları ve genç kızlar seslendirdiler. Korolan çalıştıran Gökçen Ko- ray ve Yücel Elmas'a bir buyük bravo... Aynca dört uzun bölüm dinledikten sonra hâlâ ayakta kalabilen, hevesleri sönmeden dinamizmle, ritmik canlılığı hiç gevsetmeden partilerini kusursu- za yakın Almanca olarak söyle- yen gençlerimize de bir büyük bravo... Konçerto karakterindeki trombon sololarda gerek müzi- kalitesi, gerek trombondan çı- kardığı yumuşak ama dolu ton ve tabii ki bu zor partiyi hiç ak- satmadan yorumlamasıyla dik- kati çeken Levent Çoker'e çifte bravo... Son konserlerde hem so- list, hem de başkemancı solist görevleriyle taşıdığı yukü, hiç de yükmuş gibi göstermeden birbi- rinden güzel soloları ile dinleyi- ciyi duygulandıran Gülden Tu- ralı'ya da çifte bravo... Sahne gerisinden flugel horn ile sesini duyuran Şenova Ül- ker'e, Mahler'in "senfoni konçertant" kişiüğindeki bu ese- rinin önemli rollerinden birini üstlenerek solosunu üst düzey nitelikte yorumladığj için bir başka bravo... Alto solisti Cornelia Kallisch ise renkli sesi ile İstanbullu mu- zikseverlere dolu dolu mezzo- soprano ses örneği vererek ku- lakların pasını aldığı için ve son olarak da Mahler'in dev senfo- nisini büyük bir azimle gerçek- leştirdiği için şef AIexander Schvvinck'e özel bravo.. 'Yunus Emre söyleşisi' • Kültür Servisi — 1991 Sevgi Yılı'nı kutlama etkinlikleri kapsamında 26 ocakta "Sevgi Yıh'tıda Yunus Emre Düşüncesi" konulu bir söyleşi düzenlenecek. Saat 14.00'teki söyleşiye konuşmacı olarak Yüksel Yazıcı, klâl Erentürk ve Attila Damar katılacaklar. Söyleşi Üsküdar'daki Şemsi Paşa Halk Kütuphanesi'nde gerçekleştirilecek. 'Agrı Dağı' Arnavutçada • ANKARA (ANKA) — Yaşar Kemal'in "Ağrı Dağı Efsanesi" adlı romanı, Yugoslavya'da Arnavutça yayımiandı. Yugoslavya'nın Üsküp kentinde Arnavutça olarak yayımlanan romanın önsözünde, Yaşar Kemal'in kişiliği ve yapıtları konusunda bilgi veriliyor. Üsküp'te 'Flaka e Vllazerimit' kitap dizisi arasında çıkan 'Ağrı Dağı Efsanesi', Arnavutlann çoğunlukta bulunduğu Kosova özerk bölgesinde yayımlanan pek çok Türkçe gazeteye de konu oldu. Musa Ramadini tarafından Arnavutçaya çevrilen kitaba ilişkin eleşîirilerin genellikle olumlu yönde olduğu bildirildi. İdil Abla'dan iki oyun • Kültür Servisi — tdil Abla Çocuk Tiyatrosu, "Çekirge Bir Sıçrar" adlı oyunu her cumarteM saat 11.00 ve 13.00'te Kadıköy Halk Eğitim Merkezi'nde, her pazar saat 13.30'da Bahariye Tevfik Gelenbe Tiyatrosu'nda sahneliyor. Reyhan Eray'ın müziklerini yaptığı kabareyi İdil Yazgan yazıp yonetti. Oyunda Sema Toksöz, Aysun Metiner, Bülent Çarıkçı ve Mehmet Turan Yüzbaşı rol alıyorlar. Topluluk, "Masalistan" adlı oyunu da pazar günleri saat 11.00'de Kadıkoy Halk Eğitim Merkezi'nde sahnelemeyi sürdurüyor. Oyunu Hilal Çelenk yazdı, İdil Yazgan yönetti. Öykü yanşması • GÖNEN (AA) — Ünlü öykü yazarı Ömer Seyfettin, doğum yeri olan Gönen'de 6-10 mayıs tarihleri arasında anılacak. "2. ömer Seyfettin'i Anma Haftası" bünyesinde açtlan "ömer Seyfettin öykü Yarışması"nda 177 öykü değerlendirmeye alınacak. "Ömer Seyfettin'i Anma Haftası" Düzenleme Kurulu Başkanı Sedat Günay, kurul uyeleri Ülkü Dönmez, Feridun Çakmak ile yanşma seçici kurul üyeleri Prof. Dr. Tahsin Yücel, gazeteci-yazar Sami Karaören, şair-yazar Sabahattin Kudret Aksal, araştırmacı-yazar Muzaffer Uyguner, yazar Talip Apaydın, Gönen Belediye Başkanı Kaya Uzer ve SHP Genel Merkez Temsilcisi Atilla Sav "Anma Haftası"nın ana hatlannı belirlediler. Bu arada seçici kurul üyelerine, yanşmaya katılan K77 öykünün birer örneği verilerek incelemeleri için bir ay süre tanındı. öykü yarışmasına geçen yıl 340 oykü katılmıştı. BüGÜN • İmza günü Ressam Bedri Baykam, saat 16.00'da Soyak Sanat Galerisi'nde "Boyanın Beyni" adlı kitabını imzalayacak. • Konferans Dr. Feryal frez saat 16.00'da Taksim Ataturk Kitaplığı'nda "Psikolojik Resmüı Öncüsü "Eduard Munch" konulu bir konferans verecek. bugün bilsak 23 OCAK ÇARŞAMBA : 19.00 Transseksüellerin Amclıyal Hakh: Şahıka YÜKSEL 19.00 AkdenizKültiirlcrive Şiirleri: ÖzdemirlNCE Cafe-Fojer-Bar(Giriş) 12.00-00.30 Rock Cafe-Bar(5.Kat) 15.00-18.00 HcavyMetal 18.00-24.00 Rock 21.30 Erkin Koray bilsak, sırasclvilcr cad., soğancı sok. 7 cihangir 143 28 79-99
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear