22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
15 EYLÜL 1990 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/5 Santraldan fc Btiytik Sergi' • Kiiltiir Servisi — Santral Holding tarafmdan bu yıl ikincisi düzenlenecek olan 'Büyük Sergi' 1-15 kasım tarihleri arasında Istanbul Resim ve Heykel Müzesi ile Hareket Köşkü'nde, 5-20 aralık tarihlerinde ise Ankara Atatürk Kültür Merkeri'nde görülebilecek. Sergiye katılacak sanatçılar şunlar: A. Genç, A. Yılmaz, A. Çoker, A. Işler, A. Erkmen, B. Erkün, Bubi, B. Baykam, B. Doğançay, B. özgültekin, C. Çekil, E. Alpay, E. Aksel, E. Akyavaş, F. Onur, G. Karamustafa, G. Taner, H. Tenger, H. Karay, H. Kamışoğlu, H. Pehlivan, H. Gedik, H. Akdeniz, I. Saray, K. özayten, K. Reisli, K. önsoy, M. Aksoy, M. Güleryüz, M. Gün, M. Hızal, M. Ata, M. Işıngör, Nur Gökbulut, N. tnanç, N. Koçak, O. Dinc, ö. Uluç, ö. AJtan, Sarkis, S. Gürbüz, S. Arat, S. Günbilen, S. Kiraz, S. Topuz, S. Demirtaş, Ş. Iskit, T. Demirci, T. Atagök, T. Onat, Y. Taktak, Z. Gençaydın, Z. Büyükişleyen ve Z. Ormancı. 'Sinema araştırma" • ANKARA (Cumhuriyet Büross) — Dördüncüsü 1991 yıh mart ayında gerçekleştirilecek olan Ankara Film Şenliği Dûzenletne Komitesi, Türk sinemasma katkıda bulunmak üzere "Sinema Inceleme-Araştırma" alanında bir yanşma düzenledi. Ankara Film Şenliği ve Imge Kitabevi işbirliğiyle düzenlenen yanşmaya katılacaklann, ürünlerini 30 Kasım 1990tarihine kadar gönermeleri gerekiyor. Birinciye 1 milyon lira ödülün verileceği yanşmaya, en az 150 daktilo sayfasıyla en çok 250 daktilo sayfasıyla ve 7 kopya ile katılabilinecek. Yapıtlann 30 Kasım 1990tarihine kadar "Imge Kitabevi, Konur Sokak, NQ: 3 Kızılay/Ankara" adresine gönderilmesi gerekiyor. Kurtuluş Kayalı, Seçil Btiker, Nejat Ulusay, Oğuz Onaran ve tmge Kitabevi'ni temsilen Şebnem Turan'ın seçiciler kurulunu oluşturduğu yanşmada bazı konular şöyle sıralanıyor: Türk sineması ile ilgili tüm sanatsal, toplumsal, teknik konular; Türk sinemasında bir yönetmenin, oyuncunun, senaryo yazarının incelenmesi; Türk sinemasında kamera kullaramı, ışık, kurgu vb.; Türk sinemasının dönemleri; Türk sinemasımn diğer sanat dallanyla olan ilişkisi; yabancı sinemalann Türk sineması üzerine etkileri ve TUrk sinemasının dışa açılma sorunları." 'Kaybolan Zanaatlar sergisi • Kültür Servisi — Erdal Yazıcı'nın "Kaybolan Zanaatlar/El Emeği, Alın Teri, Göz Nuru II" sergisi bugün Bursa Büyukşehir Belediyesi Güzel Sanatlar Galerisi'nde açıhyor. Sergi 30 eylüledeksürecek. Yaztcı*nın bu sergisi ilk kez 5. Istanbul Fotoğraf Günleri'nde vedahasonradal. Bursa Fotoğraf Günleri ve Edirne Kırkpınar Şenlikleri'nde yer almıştı. Erdal Yazıcı'nın Kaybolan Zanaatiar" sergisinin çalışmaları ilk olarak 1987'deBeykoz'daki bastoncularla başladı. Teknolojik gelişmenin kimi zanaatlan olumsuz etkilemesi nedeniyle babadan oğula geçen üretim yöntemlerinin artık sürdürülemediğini ve bu görüntülerin belgelenmesi gerektiğini düşünen Yazıcı, sonraki yıllarda da semercileri, küfecileri, çömlekçileri, at arabası yapımcılarını, süpürgecileri fotoğrafladı. Orta, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da da fotoğraf çalışmalarını sürdüren Erdal Yazıcı, bu sergisinde son çalışmalarına da yer veriyor. Selim Aytaçfa mansiyon • tZMİR (Cumhuriyet Ege Biirosu) — Malezya'da yapılan Kodak'ın düzenlediği Uluslararası Fotoğraf Yanşması'na Türkiye adına katılan Selim Aytaç mansiyon kazandı. Malezya'nın başkenti Kuala Lumpur'da yapılan "1990'da Malezya'yı Gezin" konulu Uluslararası Fotoğraf Yanşması'nın Türkiye elemelerinde Selim Aytaç, Didim Apollon Tapınağı'na ait bir fotoğrafla birinci olmuştu. Böylece Türkiye'yi temsilen Malezya'daki yanşmaya katılmaya hak kazanan Selim Aytaç, 23 ağustosta Malezya'ya gitti. Aytaç, "Malezya'da onların ulusal günündeki geçit töreninde fotoğraflar çektik. 10 ülke katılmıştı. 20'şer slayt verdik. Hong Kong birinci oldu. Aynca iki mansiyon verildi. Bu mansiyonlardan birini ben kazandım" dedi. GAP şöleni başhyor • ANKARA (AA) — Kültür BakanlığYnca ilki geçen yü gerçekleştirilen GAP Kültür ve Sanat Şöleni'nin bu yıl düzenlenecek ikincisi bugün başlayacak. Adıyaman, Diyarbakır, Gaziantep, Mardin, Şanlıurfa ve Siirt illerini' kapsayan GAP Kültür ve Sanat Şöleni'ne Kültür Bakanlığı'nın tüm koroları, Devlet Tiyatroları, film gösterim birimleri dönüşumlü olarak katılacaklar. TRT Türk Sanat ve Türk Halk Müziği sanatçılarmın konserler vereceği şölende, Kadın Ressamlar Derneği sergisi ile çağdaş özgünbaskı, Türkiye fotoğraf, Türk süsleme sanatlan, günümüz Türk resim, Karagöz tasvirleri ve çağdaş resim sergileri açılacak, konferanslar ve film gösterileri de düzenlenecek. DUYURU Isianbul Tcknık ÜnıvciMicsı'nın yıllardıroğauım laaliyeüerıni sürdürduğu tanhı binalan cğıum-öğreüm ile ılgısi olmayan ellere devrctmc ^abaları doğrultusundo; bir oldu bitti havası Ue I.T.U.'nün Ma^ka Kampüsündckı Maçka Kışlası binasının. htanbul Mcnkul Kı>Tncücr Borsası'na 49 yıllığına kıralanmdM ıe$ebbu.sii. camıamı/da büyük bir ü/iimü ve esetic karjilanmışur. MaçkaKışlası bınası, İ.T.L.nünöğreüm ve kültür hızmeüeri ışlevlerinde önemlı bir yen olan Maçka Kam- piısü bırirrnnın va/.gcçılme/ bir parçasıdır. KLsmcn vc geçıcı olarak boş bulunmasını gerekçe gostcrerck ve aynca, içındekı 600 kişilık salonun. bilimsel loplantılar. konte- ranslar vc kültürcl cikınlıkler ıçın sureklı kulianımını görmeyerek veyagörme/uktcngclerek, t.T.L.nün Maçka binasına ihüyacı bulunmadığının ısrarla ılcn sürülmcsı, gcrçeklenn sapürümaM amacıru yonclıktır. Gcrçeğın açık kanıtı; Devleün. İ.l .ü. nun yerieşım planlan çcrçevesınde bu bınaya ıhtı>acını ve bınanın onanlması gcrcğinı kabul ederck, 19X8,1989 vc 1990 yıllannda. bütçc kanunu ile Maçka Kjşlası binasının onanm ve rcstorasyonu ıçın ödenek ayırmasıdır. Yanlış bılgi vc verılere dayalı olarak yapılan, geçıci olduğuna inandığımız, l.T.ü. camıası için «*>n dercce kıncı ve tahnk edkı bu müdahalenın cıddı bir ınfiale dönuşmeden, önlenmesi gerekir. Konuyla çok yakmdan ilgılenen İ.T.Ü. mensup ve mezunlanna şükranlanmı/ı sunar, İ.T.Ü. yönetimının oybirliğı ile aldığı, Î.T.Ü. binalanna yapılan oldu bitulerin yasal yoUardan önlenmesi karannın, İ T.Ü.'lülere yaraşır şeküde, sonuna kadar dcstcklenmcsını dıkycrek saygüar sunanz. I.T.tİ. VAKFI YÖNETİM KURULU Şişli'de Nova-Baran Han'ın içinde 110 kişilik bir sinema salonu açıldı 6 Cennet Sineması'na hoşgeldînNova-Baran Han içindeki yeni sinema salonu, Giuseppe Tornatore'nin "Cennet Sineması" adlı filmiyle açıldı. Bu salonun, Türkiye'deki sinemacıhk girişimi açısından bir dönüm noktası olmasını diliyoruz. ATtLLÂ DORSAY ~ Şişli Nova Han'ın içindeki si- nema salonu dün akşam açıldı. Açüıştan önce gidip gezme fırsa- tı bulrauştuk, bu küçük, ama son derece sevimli salonu. Salonun görüntü ve ses düzeni de yeni açı- lan bir sinetnaya yakışacak düzey- de. Salon, mevsimin, yalruz mev- simin mi sinema tarihinin en gü- zel filmlerinden biri olan "Cen- net Staenusı" (Cinema Paradiso) Ue açüdığraa göre Istanbullu sine- maseverler, nasıl olsa bu filmi de bu sinemayı da pazartesi günün- den itibaren görecekler. Bu ara- da filmin geçen yılın Oscar ödül- lerinde, "En tyi Yabancı F0m" seçilmiş olduğunu da anım- satalım. Asü güzel ve ilginç olan, kuş- kusuz Nova-Baran Han gibi yeni ve oldukça büyük bir iş ve ticaret merkezinde bir (asıl projeye göre 2) sinema salonunun düşünülmüş olması. (Bu mekânlann işletmeci- si, birini sinema yaparken öbürü- nü sinema için fazLa küçük oldu- ğu gerekçesiyle "atari saJonn" yapmayı yeğlemiş.) Görüp gezebil- diğirniz kadarıyla Batı dünyasın- da (Avrupa ve Amerika'da), son derece doğal olan bu uygulama, İLK FİLM "CENNET SİNEMASI" — Yeni açılan sinema salonunda ilk olarak ttalyan yönehnen Giuseppe Tornatore'nin yönetngi ve başrollerini Philippe Noiret ile Jacques Perrin'in paylaşngı "Cennet Sineması" (Cinema Paradiso) adlı film gösterildi. (Alaartin Çiftçi) son yıUann (en azından son 10-15 yılın) Türkiyesi'nde pek nadir rast- lanan, giderek hiç rastlanmayan bir şey olmuştu. Dev iş, ticaret, ahşveriş merkezleri, GaHeria'lar ve benzerleri açıhyor, ama buralar- da bir tek sinema salonu düşünül- müyordu. Bunun gerekliliği, sine- manın çekiciliği, genç kuşaklann sinemaya yeniden yönelen büyuk ilgisi, özellikle gençliğe dönük me- kânlarda bu salonların yer alma- sırun yalnız kârlı bir yatırım ala- nı değil, aynı zamanda tüm mer- keze canlılık getirecek, onun tanı- tımına yardımcı olacak bir uygu- lama olduğunu sayısız kez yazdık. Âdeta dilimizde tüy bitti. Ama kimselere dinletemedik. Var olan sınemalar bile battal kılımr, güze- lim Konak Sineması körletilir, gü- nümuzde bile hâlâ kimi salonlar kapatılıp yıkılırken yeni açılan bu tür merkezlere sinema eklemek, kimsenin aklına gelmedi. Şimdiyse çark yeniden tersine (daha doğrusu, normal akışına) dönmeye başladı. Yıkılıp pasaj olan sinemalann yerine, yıkılıp si- nema olan pasajlar geiiyor: Be- yoğlu Sineması'nda olduğu gibi Nova-Baran Han'da, mekânın bo- yutlannm (özellikle yukseklik ola- rak) uygun olmaması nedeniyle büyük guçlük çıkaran salon da so- nunda sorunlar çözümlenip küçük (110 kişilik), ama pınl pınl, ben- zerlerine Paris, Londra gibi kent- lerde çok rastlanan çağdaş bir sa- lon olarak hizmet vermeye başla- mış bulunuyor. Bu salonun, Türkiye'deki sinemacıhk girişimi için bir örnek, giderek bir dönüm noktası olmasını ve bundan böy- le bu tür merkezlerde mutlaka, ama mutlaka sinemaya da yer ve- rilmesini diliyoruz. Bu güzelim "cennet sinemalan" yaygınlaştık- ça, insanımızın sinema yoluyla sa- natsal ve kültürel tüketimi arttık- ça, Türkiye'nin de daha iyi yerle- re gideceğine inanıyoruz. Cankurtaran KültürAlanı'nda MSUHeykel Bölümü Sergisi Marmara'ya karşı, surlar arasında12 yaşlannda bir oğlan, kendi boyunda bir başkasının omzuna kolunu atmış şöyle diyor: "Bak ulan! Anlamasan da bak! Anlaşılmaz görünür önce, ama baktıkça insan kendine göre bir anlam çıkarır!" LUDMILA BEHRAMOĞLU Sergi alanı, Cankurtaran istas- yonunda trenden inince solda. 4. ve 5. yüzyıllardan kalma Bizans surlanmn içinde, II. Teodosyus- un Bucoleon Sarayı'nın ve Aslanlı Kapı'nm bulunduğu söylenen yer- de. Eminönü Belediyesi bu özgün- lüğü koruyarak bir parka dönüş- türmüş burasım. Mimar Sinan Üniversitesi Guzel Sanatlar Fakül- tesi Heykel Bölumü'nün 20 kadar öğrencisinin ve 9 öğretim üyesinin yapıtları Marmara'ya karşı, çi- menlerin üzerine, surlann kemer- lerinin aralarına yerleştirilmiş. 15 ekime dek açık kalacak olan sergideki heykelierin hemen hep- si modernist eğilimde. Ayla Ak- snngur'un 'Knş'u, Nazhhan Kızd- tan'ın 'Kadın'ı ve Eren Kizım Akay'ın kocaman bir cenini can- landıran yapıtlannın dışmda figü- ratif sayılabilecek bir çalışma yok. Sergideki ürünlerin tümü soyut, kavramsal öğeler içeriyor. Aynca serginin düzenleyicisi Beral Mad- ra'nın da bu etkinlik için çıkarı- lan broşürdeki saptamasıyla bu heykelleri sanat tarihinin gelişim çizgisinde belli bir biçimsel döne- me bağlamak istersek 1950'lerden ancak 1970'lere kadar geliniyor. Gerçekten de sergide carpıcı bir yenilik ya da buluş olarak nitele- nen bir yaklaşımla karşılaşmıyo- ruz. Bununla birlikte, Mimar Si- nan Üniversitesi Heykel BöIUmu Ana Sanat Dalı Başkanı Ali Teo- man Germaner'in de sözlerine ka- tılmamak mümkun değil: "Yan- nın başyapıtlan bu mütevazı iirün- lerden niizlenecek." Öğrenciler her ne kadar oluşturdukları bi- çimlerde hâlâ hocalarının etkisi altında görünüyorlarsa da her biri kendince tutarh, araştıncı ve ola- naklar ölçusünde cesur. Bu noktada günümuzde heykel sanatının artık yalruzca taş ve kes- ki ile sınırh olmadığım belirtme- miz gerekiyor. Her tür malzeme- nin kullanıldığı, zaman zaman dev boyutlara, ağır hacimlere ula- şan tasarımlar söz konusu. Eminönü Belediyesi'nin hurda- hklannı açarak ve taşımmda ko- layhk sağlayarak bu sergiyi ger- çekleştirmesı, heykelciliğimizin geçmişi duşunuldüğünde küçüm- senmeyecek bir katkı, ancak jim- dilik harikalar yaratmaya yetme- miş. Fakat desteklemeler çoğal- dıkça imgelem özgürleşecek, sınır- lı olanaklar ve gündelik yaşamın katı gerçekleri içinde, soyut dü- şünceyi, kavramı, imgeyi yakala- maya umarsızca çaba gösteren sa- natçı, bazı maddi ve pratik kay- gılan uzerinden atarak daha rahat fanteziler, yeni boyutlar üretebile- cektir kuşkusuz. Sanatçının yok- lukta daha üretici olduğu bir te- vatür sadece. Sanat yapıtının anlaşılması so- runu öYıcelikle de görsel nitelik ta- şıyan plastik sanatlar alanında çok tartışılan bir konudur. Bazı parklardaki heykelierin tahrip edilmesine alkış tutarcasına, halk bunlan anlamryor yaftasını yapış- tırmak isteyenler Cankurtaran'da- ki açıkhava sergisine uğrasalar da o yoksul mahalle halkının nasıl iç- ten bir heyecanla anlamaya çalış- tığını, mahallelerine böyle bir ser- ginin layık görülmuş olmasımn gururuyla nasıl pınl pınl gülum- seyerek sergi alanını dolaştıklan- nı görselerdi. 47. ULUSLARARASI VENEDİKFİLMFESTtVALİ 9 ÖCRETtM ÜYESt VE 21 ÖCRENCt — Eminönü Belediyesi yle Mi- mar Sinan Üniversitesi GUzel Sanatlar Fakültesi'nin ortaklaşa diızen- ledikleri Cankurtaran sergisinde 9 öğretim uyesiyle 21 öğrencinin heykelleri yer alıyor. (Fotoğraf: Muharrem Aydın) Sinema aynasında farkb akımlarŞenliklerin en eskilerinden Venedik . Festivali, son yıllarda farkh biçim ve anlayışların çok boyutlu özgünlüğünü hedefliyor. Ana bölümdeki 32 yapıt, değişik türleri kucaklayarak bir bütün oluşturuyor. MEHMET BASUTÇU ~~ VENEDtK — Evet, "Iido"da her tür sinemaya yer var. Gugli- elmo Biraghi, uluslararası şenlik- lerin en eskisi ve en önemlilerin- den biri olan "Mostra"run, sanat- sal düzeyde, "yaraöcı sineması" gibi önemi geniş bir alana yayıl- sa da sımrlan bilinen, dolayısıy- la da kısıtlayıcı bir yanı olan tek bir sinemasal anlayışa ayna tut- makla yetinmemesi gerektiğine inanmış bir yönetici. 1987'den bu yana, karşıt biçimleri ve türleri sa- natsal değerlerin çok boyutlu öz- günlüğünde birleştirmeyi hedefle- yen çizgiden aynlmıyor. Böylece, ana bölümdeki otuz iki yapıt, sa- nat düzeyleri inişli çıkışb bir eğri izliyor olsa da sinemamn değişik türlerini kucaklayarak farklı akımlardan örnekler getiren çok yönlü bir bütün oluşturmakta. lşte, pazartesi günü yarışan iki film arasındaki keskin farklılık, programı biçimlendiren bu felse- fenin yeni bir örneğiydi. Bir yan- da, Shakespeare'in kahramanı Hamlet'in dünyasma ve çevresin- de dolanan insanlara yepyeni, öz- gün bir bakış getiren tamnmış ti- yatro yazan Tom Stoppard'm, ti- yatro sahnelerinden uyarladığı, dolgun ve "oturaklı" ilk filmi "Rosencranb ve Guüdenstern Öi- düler"... öte yanda ise Alman- ya'da yaşayan genç yönetmen Dominik Graf'm, Batı toplumla- nndaki gunlük yaşamın anlamsız- lığına ayak uyduramayan gençle- ZENCİLERİN CAZ DÜNYASI — Spike Lee, Venedikte gösterilen "Mo' Better Blues" adlı fUminde önemli rollerden birini de ustleniyor (sagda). Lee, Denzel Washington'ın (solda) canlandırdığı miizisyen Bleek Gilliam'ın dostu veraenajeriGiant'ı oynuyor. rin içine düştükleri bunalım ku- yusunu aydmlatmayı amaçlayan, çağdaş renklerle süslü, hızlı devi- nimli, "apır" ve "hafif" filmi "Oyuncular". tkisi arasındaki or- tak nokta belki de mizah olabilır. Ancak Çek asıllı Stoppard'm In- giliz kültüründen belirgin izler ta- şıyan ince ve hınzır mizahıyla, Monaco doğumlu Grafın ağır şaklabanlıklan arasında dağlar kadar fark var. Tom Stoppard'm sanat yaşamı tiyatroyla içli dışlı geçmiş, drama- turjiyle yoğrulmuş, yazarhkla piş- miş... Dominik Graf ise oyuncu- luktan senaryo yazarhğına, ora- dan da yönetmenliğe dek giden sanat yaşamında televizyonla si- nema arasında mekik dokumuş. Daha çok da TV'den etkilenmiş galiba... Bu durumda, onun da bunalıma girmesine, kendisi gibi bir dizi iç sıkıntıyı yaşayan genç insanlann para, kumar ya da seks benzen klasik saplantılar içinde sorunun özünü yakalayamayarak nihilist bir rüzgârın etkisine kapd- malarım anlaurken işin püf nok- tasını kaçırmasına, bir türlu kıva- mım bulamayan, burlesk bir bi- çime burünmek yerine grotesk oluveren bir film ımzalamış olma- sına şaşmamak gerekir. Sonuç olarak her iki film de bir şenliğin ivmesi içinde bunalan iz- leyicisini zaman zaman sıkıntıya boğabilir. Ancak aynı nedenlerle değil. Konusu ne kadar ciddi ve ağır olursa olsun, sözcuğün, Mi- lan Knndera'nın kullandığı olum- lu anlamıyla "hafif" bir film olan "Rosencrantz ve Guildenstenı Öl- düler", belki ti trosal yapısı ve diliyle, festival ortamını, doğal yorgunluğunda biraz ağır gözüke- bilir... "Oyuncular" ise tersine, yönetmenin simgelerle dolu bur- lesk bir deneme gerçekleştirmek amacıyla giriştıği, ancak tatsız cil- velerle yer yer gerçekten çekilmez kıldığı bir "ağıriık" içerdiği için esnetmektedir izleyicisini... Tarihsel ve güncel konular, ya- ratıcı gücün yeniden biçimlendir- diği, damıttığı filmler olarak Li- do sinemalarına yansırken, "Mostra"nın programında, ta- rihsel olayları, ya da günümüz gerçeklerini oldukları gibi yansı- tan belgesel nitelikü çalışmalar da yer alıyor. Yarışma dışı sunulan "Blood Oath" adlı filmde, Avustralyalı yönetmen Stephen Wall«ce, tklnci Dünya Savaşı so- nunda esir alınan Japon subay ve askerlerinin, savaşın son aylann- da giriştikleri in«ınlık suçlanndan dolayı yargılanıp cezalandınlma- lannı görüntulüyordu. Yan bel- gesel bir Avusturya filmi olan "Requiem fnr Dominic" ise 1989'un son aylarında halkın de- mokrasi arayışı içinde başkaldır- dığı Romanya'yı bir süre etkisi al- tına alan iç savaş ortamında ya- şanan dehşet verici acı olaylara ayna tutmaktaydı... Aynca, belgesel nitelikü başka bir film, Alman yönetmen Wer- ner Herzog'un çektiği "Karanlık Bir tmparatoriuktan Yankılar", kendısini Orta Afrika'mn impa- ratoru ilan eden, daha sonra dar- beyie düşürülen ve bugun hapis- te bulunan Bokassa'nın sorumlu olduğu devlet terörüne tanıkhk eden içeriğiyle ilgi topladı... "RockKulüp* • ANKARA (AA) — Batılı ülkelerde yaygm olan, ancak Türkiye'de pek görülmeyen müzik kulüplerinin bir benzeri, "Rock Kulüp" adı ile Ankara'da lnıruluyor. ilk hafta içerisinde yaklaşık bin kişinin üye olduğu derneğin başkanlığmı televizyonda muzik programlan yapan Serdar Öktem yürütttyor. Türkiye'de Rock müziğinin tanıtımı, yerli Rock gruplannın gelişimi ve geniş kitlelere Rock'm sevdirilmesini amaçlayan dernek yönetimi, Serdar öktem başkanlığında Tünay Atadeniz, özgur Kollu, Kamil özaydın, Şinasi Öztürk ve Hıbır mizah dergisinde "Grup Perişan" köşesini hazırlayan karikatür sanatçısı Abdülkadir Elçioğlu'dan oluşuyor. Orkestraya yeni şef • PHİLADELPHİA (AP) — Philadelphia Orkestrası, şef değneğini sembolik bir törenle VVblfgang Sawallisch'e vererek Sawallisch'i orkestranın yeni şefı ilan etti. Alman VVolfgang Sawalisch (67), 23C aday arasından seçildi. Orkestra şefi, daha önce de orkestrayı konuk şef olarak yönetmişti. Philadelphia Orkestrası'nda sürekli çalışacağı için çok mutlu olduğunu belirten Sawallisch, "Bu orkestrayla çahşmalarım hep verimli oldu" dedi. Bon Jovi Liste başı • NEW YORK (AP) — Bor Jovi'nin "BlazeOf Glory" adlı 45'liği, Amerika listelerinde iki haftadır en üstte. Wilson Philips'in "ReleaseMe" 45'liği ise geçen hafta uçüncü sıradayken ikinciliğe yerleşti. Bu hafta listeyi zorlayan bir başka isim Prince. Prince, "Thieves ın The Temple* ile yedinci sıradan üçe kadar çıktı. Van Gogh anısına sergi • Kültür Servisi — Çoban ressam olarak tanınan Süleyman Şahin, 4 aralıkta Ankara Valiliği Sanat Galerisi'nde Van Gogh anısına bir sergi açacak. ölümünün 100. yılında dünyanın çeşitli yerlerinde etkinlikler düzenlenen Van Gogh anısına Karadeniz'de 70 tablo yapan Çoban Ressam Süleyman Şahin, "özellikle ayçiçeklerini resimlerken Van Gogh'un yaşadıklarını ben de hissettün" diyor. Sutherland operayı bırakıyor • SYDNEY (Reuter) — 20. yüzyılın ünlü sopranolanndan Joan Sutherland, son gösterisini önümüzdekı ay doğduğu kentte yapacak. Avustralya'nın dünyaca tanınan prima donnası, 2 ekimde Sydney Operası'nda "Meyerbeer'in "Les Huguenots"su ile sahnelere veda edecek. ISTANBUL BUVUKSEHIR BELEDIYESı KU1UPHANE Vf . f.lUZELEP MUDURLUCI- EYLUL 1990 KULTUR ETKINLIKLERI ATATURK ı KITAPLIGI i Sargı Sıtoou • GoHneOin CaOda^msı" Toptı Sarge um Aktan, Sıryt» Bnaı. M tataç. FvfM Dtnm. SünMı Hanla Eftvı, Nnto 0*umuj. Oar GMnfe. Caw Ûaûrt, Ötbfli Saknn. Goncı SmüsOlu. Ipak Sior, Afdm U>rtı. ttunt Vvurcu. Handan Yılmaz. OdctGOrar A d S i p Çtttrn Y * a ı OtsHUtm Dem^ı Saat 10 00-13 00 Prof Or öm Qnnlay*Konj "UMk" ûnş 0cr«Oaıtr Adrss Me« Cad No. 45 TiksmİSTANBUL T(H 149 08 45 - 149 56 83 KARIKATUR VE MİZAH MUZESI ntjm istantai Su Günl«vOûrxltn Bugüm Su" ürtalûr Seri Mres Kmkca$me Mah Kovtatar Cst No 2 FaDMSTANBUL T«l 522 12 W 1 KADIN ESERLERI KUTUPHANESI VE i BİLGİ MERKEZI ı Aytv K a n m n AtflryMi Kıma Stran* Sargs Gulru Berk. Mehvt» tam, S«rtranw ErtûngMiç, YUml Kap. S * ) Kmbsy. Hande Kantoşlar. HasM Kardetter. Y*kz Kırda«lar. Sevil Keç«a. Ast Mardn, Rruan ÖW IŞJI Sucu. Fatoş Tekta;. Ahu Tujbıy A<ptı; Saat 17 00 Gins ûcntsatr Mres. FVMT Mah AMûluripa$a Cad H^MSTANBUT«H 523 74 08
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear