Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
15 EYLÜL 1990 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/5
Santraldan
fc
Btiytik Sergi'
• Kiiltiir Servisi — Santral Holding tarafmdan bu yıl
ikincisi düzenlenecek olan 'Büyük Sergi' 1-15 kasım
tarihleri arasında Istanbul Resim ve Heykel Müzesi ile
Hareket Köşkü'nde, 5-20 aralık tarihlerinde ise Ankara
Atatürk Kültür Merkeri'nde görülebilecek. Sergiye
katılacak sanatçılar şunlar: A. Genç, A. Yılmaz, A.
Çoker, A. Işler, A. Erkmen, B. Erkün, Bubi, B. Baykam,
B. Doğançay, B. özgültekin, C. Çekil, E. Alpay, E.
Aksel, E. Akyavaş, F. Onur, G. Karamustafa, G. Taner,
H. Tenger, H. Karay, H. Kamışoğlu, H. Pehlivan, H.
Gedik, H. Akdeniz, I. Saray, K. özayten, K. Reisli, K.
önsoy, M. Aksoy, M. Güleryüz, M. Gün, M. Hızal, M.
Ata, M. Işıngör, Nur Gökbulut, N. tnanç, N. Koçak, O.
Dinc, ö. Uluç, ö. AJtan, Sarkis, S. Gürbüz, S. Arat, S.
Günbilen, S. Kiraz, S. Topuz, S. Demirtaş, Ş. Iskit, T.
Demirci, T. Atagök, T. Onat, Y. Taktak, Z. Gençaydın,
Z. Büyükişleyen ve Z. Ormancı.
'Sinema araştırma"
• ANKARA (Cumhuriyet Büross) — Dördüncüsü 1991
yıh mart ayında gerçekleştirilecek olan Ankara Film Şenliği
Dûzenletne Komitesi, Türk sinemasma katkıda bulunmak
üzere "Sinema Inceleme-Araştırma" alanında bir yanşma
düzenledi. Ankara Film Şenliği ve Imge Kitabevi işbirliğiyle
düzenlenen yanşmaya katılacaklann, ürünlerini 30 Kasım
1990tarihine kadar gönermeleri gerekiyor. Birinciye 1
milyon lira ödülün verileceği yanşmaya, en az 150 daktilo
sayfasıyla en çok 250 daktilo sayfasıyla ve 7 kopya ile
katılabilinecek. Yapıtlann 30 Kasım 1990tarihine kadar
"Imge Kitabevi, Konur Sokak, NQ: 3 Kızılay/Ankara"
adresine gönderilmesi gerekiyor. Kurtuluş Kayalı, Seçil
Btiker, Nejat Ulusay, Oğuz Onaran ve tmge Kitabevi'ni
temsilen Şebnem Turan'ın seçiciler kurulunu oluşturduğu
yanşmada bazı konular şöyle sıralanıyor: Türk sineması ile
ilgili tüm sanatsal, toplumsal, teknik konular; Türk
sinemasında bir yönetmenin, oyuncunun, senaryo yazarının
incelenmesi; Türk sinemasında kamera kullaramı, ışık,
kurgu vb.; Türk sinemasının dönemleri; Türk sinemasımn
diğer sanat dallanyla olan ilişkisi; yabancı sinemalann Türk
sineması üzerine etkileri ve TUrk sinemasının dışa açılma
sorunları."
'Kaybolan Zanaatlar sergisi
• Kültür Servisi —
Erdal Yazıcı'nın
"Kaybolan
Zanaatlar/El Emeği,
Alın Teri, Göz Nuru
II" sergisi bugün
Bursa Büyukşehir
Belediyesi Güzel
Sanatlar Galerisi'nde
açıhyor. Sergi 30
eylüledeksürecek.
Yaztcı*nın bu sergisi
ilk kez 5. Istanbul
Fotoğraf Günleri'nde
vedahasonradal.
Bursa Fotoğraf
Günleri ve Edirne
Kırkpınar
Şenlikleri'nde yer
almıştı. Erdal
Yazıcı'nın Kaybolan
Zanaatiar" sergisinin
çalışmaları ilk olarak
1987'deBeykoz'daki
bastoncularla başladı. Teknolojik gelişmenin kimi
zanaatlan olumsuz etkilemesi nedeniyle babadan oğula
geçen üretim yöntemlerinin artık sürdürülemediğini ve bu
görüntülerin belgelenmesi gerektiğini düşünen Yazıcı,
sonraki yıllarda da semercileri, küfecileri, çömlekçileri, at
arabası yapımcılarını, süpürgecileri fotoğrafladı. Orta,
Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da da fotoğraf çalışmalarını
sürdüren Erdal Yazıcı, bu sergisinde son çalışmalarına da yer
veriyor.
Selim Aytaçfa mansiyon
• tZMİR (Cumhuriyet Ege Biirosu) — Malezya'da yapılan
Kodak'ın düzenlediği Uluslararası Fotoğraf Yanşması'na
Türkiye adına katılan Selim Aytaç mansiyon kazandı.
Malezya'nın başkenti Kuala Lumpur'da yapılan "1990'da
Malezya'yı Gezin" konulu Uluslararası Fotoğraf
Yanşması'nın Türkiye elemelerinde Selim Aytaç, Didim
Apollon Tapınağı'na ait bir fotoğrafla birinci olmuştu.
Böylece Türkiye'yi temsilen Malezya'daki yanşmaya
katılmaya hak kazanan Selim Aytaç, 23 ağustosta
Malezya'ya gitti. Aytaç, "Malezya'da onların ulusal
günündeki geçit töreninde fotoğraflar çektik. 10 ülke
katılmıştı. 20'şer slayt verdik. Hong Kong birinci oldu.
Aynca iki mansiyon verildi. Bu mansiyonlardan birini ben
kazandım" dedi.
GAP şöleni başhyor
• ANKARA (AA) — Kültür BakanlığYnca ilki geçen yü
gerçekleştirilen GAP Kültür ve Sanat Şöleni'nin bu yıl
düzenlenecek ikincisi bugün başlayacak. Adıyaman,
Diyarbakır, Gaziantep, Mardin, Şanlıurfa ve Siirt illerini'
kapsayan GAP Kültür ve Sanat Şöleni'ne Kültür
Bakanlığı'nın tüm koroları, Devlet Tiyatroları, film
gösterim birimleri dönüşumlü olarak katılacaklar. TRT
Türk Sanat ve Türk Halk Müziği sanatçılarmın konserler
vereceği şölende, Kadın Ressamlar Derneği sergisi ile çağdaş
özgünbaskı, Türkiye fotoğraf, Türk süsleme sanatlan,
günümüz Türk resim, Karagöz tasvirleri ve çağdaş resim
sergileri açılacak, konferanslar ve film gösterileri de
düzenlenecek.
DUYURU
Isianbul Tcknık ÜnıvciMicsı'nın yıllardıroğauım
laaliyeüerıni sürdürduğu tanhı binalan cğıum-öğreüm ile
ılgısi olmayan ellere devrctmc ^abaları doğrultusundo; bir
oldu bitti havası Ue I.T.U.'nün Ma^ka Kampüsündckı
Maçka Kışlası binasının. htanbul Mcnkul Kı>Tncücr
Borsası'na 49 yıllığına kıralanmdM ıe$ebbu.sii. camıamı/da
büyük bir ü/iimü ve esetic karjilanmışur.
MaçkaKışlası bınası, İ.T.L.nünöğreüm ve kültür
hızmeüeri ışlevlerinde önemlı bir yen olan Maçka Kam-
piısü bırirrnnın va/.gcçılme/ bir parçasıdır. KLsmcn vc
geçıcı olarak boş bulunmasını gerekçe gostcrerck ve aynca,
içındekı 600 kişilık salonun. bilimsel loplantılar. konte-
ranslar vc kültürcl cikınlıkler ıçın sureklı kulianımını
görmeyerek veyagörme/uktcngclerek, t.T.L.nün Maçka
binasına ihüyacı bulunmadığının ısrarla ılcn sürülmcsı,
gcrçeklenn sapürümaM amacıru yonclıktır. Gcrçeğın açık
kanıtı; Devleün. İ.l .ü. nun yerieşım planlan
çcrçevesınde bu bınaya ıhtı>acını ve bınanın onanlması
gcrcğinı kabul ederck, 19X8,1989 vc 1990 yıllannda. bütçc
kanunu ile Maçka Kjşlası binasının onanm ve rcstorasyonu
ıçın ödenek ayırmasıdır.
Yanlış bılgi vc verılere dayalı olarak yapılan, geçıci
olduğuna inandığımız, l.T.ü. camıası için «*>n dercce kıncı
ve tahnk edkı bu müdahalenın cıddı bir ınfiale dönuşmeden,
önlenmesi gerekir.
Konuyla çok yakmdan ilgılenen İ.T.Ü. mensup ve
mezunlanna şükranlanmı/ı sunar, İ.T.Ü. yönetimının
oybirliğı ile aldığı, Î.T.Ü. binalanna yapılan oldu bitulerin
yasal yoUardan önlenmesi karannın, İ T.Ü.'lülere yaraşır
şeküde, sonuna kadar dcstcklenmcsını dıkycrek saygüar
sunanz. I.T.tİ. VAKFI
YÖNETİM KURULU
Şişli'de Nova-Baran Han'ın içinde 110 kişilik bir sinema salonu açıldı
6
Cennet Sineması'na hoşgeldînNova-Baran Han
içindeki yeni sinema
salonu, Giuseppe
Tornatore'nin "Cennet
Sineması" adlı filmiyle
açıldı. Bu salonun,
Türkiye'deki
sinemacıhk girişimi
açısından bir dönüm
noktası olmasını
diliyoruz.
ATtLLÂ DORSAY ~
Şişli Nova Han'ın içindeki si-
nema salonu dün akşam açıldı.
Açüıştan önce gidip gezme fırsa-
tı bulrauştuk, bu küçük, ama son
derece sevimli salonu. Salonun
görüntü ve ses düzeni de yeni açı-
lan bir sinetnaya yakışacak düzey-
de. Salon, mevsimin, yalruz mev-
simin mi sinema tarihinin en gü-
zel filmlerinden biri olan "Cen-
net Staenusı" (Cinema Paradiso)
Ue açüdığraa göre Istanbullu sine-
maseverler, nasıl olsa bu filmi de
bu sinemayı da pazartesi günün-
den itibaren görecekler. Bu ara-
da filmin geçen yılın Oscar ödül-
lerinde, "En tyi Yabancı F0m"
seçilmiş olduğunu da anım-
satalım.
Asü güzel ve ilginç olan, kuş-
kusuz Nova-Baran Han gibi yeni
ve oldukça büyük bir iş ve ticaret
merkezinde bir (asıl projeye göre
2) sinema salonunun düşünülmüş
olması. (Bu mekânlann işletmeci-
si, birini sinema yaparken öbürü-
nü sinema için fazLa küçük oldu-
ğu gerekçesiyle "atari saJonn"
yapmayı yeğlemiş.) Görüp gezebil-
diğirniz kadarıyla Batı dünyasın-
da (Avrupa ve Amerika'da), son
derece doğal olan bu uygulama,
İLK FİLM "CENNET SİNEMASI" — Yeni açılan sinema salonunda ilk olarak ttalyan yönehnen Giuseppe Tornatore'nin yönetngi ve
başrollerini Philippe Noiret ile Jacques Perrin'in paylaşngı "Cennet Sineması" (Cinema Paradiso) adlı film gösterildi. (Alaartin Çiftçi)
son yıUann (en azından son 10-15
yılın) Türkiyesi'nde pek nadir rast-
lanan, giderek hiç rastlanmayan
bir şey olmuştu. Dev iş, ticaret,
ahşveriş merkezleri, GaHeria'lar ve
benzerleri açıhyor, ama buralar-
da bir tek sinema salonu düşünül-
müyordu. Bunun gerekliliği, sine-
manın çekiciliği, genç kuşaklann
sinemaya yeniden yönelen büyuk
ilgisi, özellikle gençliğe dönük me-
kânlarda bu salonların yer alma-
sırun yalnız kârlı bir yatırım ala-
nı değil, aynı zamanda tüm mer-
keze canlılık getirecek, onun tanı-
tımına yardımcı olacak bir uygu-
lama olduğunu sayısız kez yazdık.
Âdeta dilimizde tüy bitti. Ama
kimselere dinletemedik. Var olan
sınemalar bile battal kılımr, güze-
lim Konak Sineması körletilir, gü-
nümuzde bile hâlâ kimi salonlar
kapatılıp yıkılırken yeni açılan bu
tür merkezlere sinema eklemek,
kimsenin aklına gelmedi.
Şimdiyse çark yeniden tersine
(daha doğrusu, normal akışına)
dönmeye başladı. Yıkılıp pasaj
olan sinemalann yerine, yıkılıp si-
nema olan pasajlar geiiyor: Be-
yoğlu Sineması'nda olduğu gibi
Nova-Baran Han'da, mekânın bo-
yutlannm (özellikle yukseklik ola-
rak) uygun olmaması nedeniyle
büyük guçlük çıkaran salon da so-
nunda sorunlar çözümlenip küçük
(110 kişilik), ama pınl pınl, ben-
zerlerine Paris, Londra gibi kent-
lerde çok rastlanan çağdaş bir sa-
lon olarak hizmet vermeye başla-
mış bulunuyor. Bu salonun,
Türkiye'deki sinemacıhk girişimi
için bir örnek, giderek bir dönüm
noktası olmasını ve bundan böy-
le bu tür merkezlerde mutlaka,
ama mutlaka sinemaya da yer ve-
rilmesini diliyoruz. Bu güzelim
"cennet sinemalan" yaygınlaştık-
ça, insanımızın sinema yoluyla sa-
natsal ve kültürel tüketimi arttık-
ça, Türkiye'nin de daha iyi yerle-
re gideceğine inanıyoruz.
Cankurtaran KültürAlanı'nda MSUHeykel Bölümü Sergisi
Marmara'ya karşı, surlar arasında12 yaşlannda bir oğlan, kendi boyunda bir
başkasının omzuna kolunu atmış şöyle diyor:
"Bak ulan! Anlamasan da bak! Anlaşılmaz
görünür önce, ama baktıkça insan kendine göre
bir anlam çıkarır!"
LUDMILA BEHRAMOĞLU
Sergi alanı, Cankurtaran istas-
yonunda trenden inince solda. 4.
ve 5. yüzyıllardan kalma Bizans
surlanmn içinde, II. Teodosyus-
un Bucoleon Sarayı'nın ve Aslanlı
Kapı'nm bulunduğu söylenen yer-
de. Eminönü Belediyesi bu özgün-
lüğü koruyarak bir parka dönüş-
türmüş burasım. Mimar Sinan
Üniversitesi Guzel Sanatlar Fakül-
tesi Heykel Bölumü'nün 20 kadar
öğrencisinin ve 9 öğretim üyesinin
yapıtları Marmara'ya karşı, çi-
menlerin üzerine, surlann kemer-
lerinin aralarına yerleştirilmiş.
15 ekime dek açık kalacak olan
sergideki heykelierin hemen hep-
si modernist eğilimde. Ayla Ak-
snngur'un 'Knş'u, Nazhhan Kızd-
tan'ın 'Kadın'ı ve Eren Kizım
Akay'ın kocaman bir cenini can-
landıran yapıtlannın dışmda figü-
ratif sayılabilecek bir çalışma yok.
Sergideki ürünlerin tümü soyut,
kavramsal öğeler içeriyor. Aynca
serginin düzenleyicisi Beral Mad-
ra'nın da bu etkinlik için çıkarı-
lan broşürdeki saptamasıyla bu
heykelleri sanat tarihinin gelişim
çizgisinde belli bir biçimsel döne-
me bağlamak istersek 1950'lerden
ancak 1970'lere kadar geliniyor.
Gerçekten de sergide carpıcı bir
yenilik ya da buluş olarak nitele-
nen bir yaklaşımla karşılaşmıyo-
ruz. Bununla birlikte, Mimar Si-
nan Üniversitesi Heykel BöIUmu
Ana Sanat Dalı Başkanı Ali Teo-
man Germaner'in de sözlerine ka-
tılmamak mümkun değil: "Yan-
nın başyapıtlan bu mütevazı iirün-
lerden niizlenecek." Öğrenciler
her ne kadar oluşturdukları bi-
çimlerde hâlâ hocalarının etkisi
altında görünüyorlarsa da her biri
kendince tutarh, araştıncı ve ola-
naklar ölçusünde cesur.
Bu noktada günümuzde heykel
sanatının artık yalruzca taş ve kes-
ki ile sınırh olmadığım belirtme-
miz gerekiyor. Her tür malzeme-
nin kullanıldığı, zaman zaman
dev boyutlara, ağır hacimlere ula-
şan tasarımlar söz konusu.
Eminönü Belediyesi'nin hurda-
hklannı açarak ve taşımmda ko-
layhk sağlayarak bu sergiyi ger-
çekleştirmesı, heykelciliğimizin
geçmişi duşunuldüğünde küçüm-
senmeyecek bir katkı, ancak jim-
dilik harikalar yaratmaya yetme-
miş. Fakat desteklemeler çoğal-
dıkça imgelem özgürleşecek, sınır-
lı olanaklar ve gündelik yaşamın
katı gerçekleri içinde, soyut dü-
şünceyi, kavramı, imgeyi yakala-
maya umarsızca çaba gösteren sa-
natçı, bazı maddi ve pratik kay-
gılan uzerinden atarak daha rahat
fanteziler, yeni boyutlar üretebile-
cektir kuşkusuz. Sanatçının yok-
lukta daha üretici olduğu bir te-
vatür sadece.
Sanat yapıtının anlaşılması so-
runu öYıcelikle de görsel nitelik ta-
şıyan plastik sanatlar alanında
çok tartışılan bir konudur. Bazı
parklardaki heykelierin tahrip
edilmesine alkış tutarcasına, halk
bunlan anlamryor yaftasını yapış-
tırmak isteyenler Cankurtaran'da-
ki açıkhava sergisine uğrasalar da
o yoksul mahalle halkının nasıl iç-
ten bir heyecanla anlamaya çalış-
tığını, mahallelerine böyle bir ser-
ginin layık görülmuş olmasımn
gururuyla nasıl pınl pınl gülum-
seyerek sergi alanını dolaştıklan-
nı görselerdi.
47. ULUSLARARASI VENEDİKFİLMFESTtVALİ
9 ÖCRETtM ÜYESt VE 21 ÖCRENCt — Eminönü Belediyesi yle Mi-
mar Sinan Üniversitesi GUzel Sanatlar Fakültesi'nin ortaklaşa diızen-
ledikleri Cankurtaran sergisinde 9 öğretim uyesiyle 21 öğrencinin
heykelleri yer alıyor. (Fotoğraf: Muharrem Aydın)
Sinema aynasında farkb akımlarŞenliklerin en
eskilerinden Venedik .
Festivali, son yıllarda
farkh biçim ve
anlayışların çok
boyutlu özgünlüğünü
hedefliyor. Ana
bölümdeki 32 yapıt,
değişik türleri
kucaklayarak bir
bütün oluşturuyor.
MEHMET BASUTÇU ~~
VENEDtK — Evet, "Iido"da
her tür sinemaya yer var. Gugli-
elmo Biraghi, uluslararası şenlik-
lerin en eskisi ve en önemlilerin-
den biri olan "Mostra"run, sanat-
sal düzeyde, "yaraöcı sineması"
gibi önemi geniş bir alana yayıl-
sa da sımrlan bilinen, dolayısıy-
la da kısıtlayıcı bir yanı olan tek
bir sinemasal anlayışa ayna tut-
makla yetinmemesi gerektiğine
inanmış bir yönetici. 1987'den bu
yana, karşıt biçimleri ve türleri sa-
natsal değerlerin çok boyutlu öz-
günlüğünde birleştirmeyi hedefle-
yen çizgiden aynlmıyor. Böylece,
ana bölümdeki otuz iki yapıt, sa-
nat düzeyleri inişli çıkışb bir eğri
izliyor olsa da sinemamn değişik
türlerini kucaklayarak farklı
akımlardan örnekler getiren çok
yönlü bir bütün oluşturmakta.
lşte, pazartesi günü yarışan iki
film arasındaki keskin farklılık,
programı biçimlendiren bu felse-
fenin yeni bir örneğiydi. Bir yan-
da, Shakespeare'in kahramanı
Hamlet'in dünyasma ve çevresin-
de dolanan insanlara yepyeni, öz-
gün bir bakış getiren tamnmış ti-
yatro yazan Tom Stoppard'm, ti-
yatro sahnelerinden uyarladığı,
dolgun ve "oturaklı" ilk filmi
"Rosencranb ve Guüdenstern Öi-
düler"... öte yanda ise Alman-
ya'da yaşayan genç yönetmen
Dominik Graf'm, Batı toplumla-
nndaki gunlük yaşamın anlamsız-
lığına ayak uyduramayan gençle-
ZENCİLERİN CAZ DÜNYASI — Spike Lee, Venedikte gösterilen "Mo' Better Blues" adlı fUminde
önemli rollerden birini de ustleniyor (sagda). Lee, Denzel Washington'ın (solda) canlandırdığı miizisyen
Bleek Gilliam'ın dostu veraenajeriGiant'ı oynuyor.
rin içine düştükleri bunalım ku-
yusunu aydmlatmayı amaçlayan,
çağdaş renklerle süslü, hızlı devi-
nimli, "apır" ve "hafif" filmi
"Oyuncular". tkisi arasındaki or-
tak nokta belki de mizah olabilır.
Ancak Çek asıllı Stoppard'm In-
giliz kültüründen belirgin izler ta-
şıyan ince ve hınzır mizahıyla,
Monaco doğumlu Grafın ağır
şaklabanlıklan arasında dağlar
kadar fark var.
Tom Stoppard'm sanat yaşamı
tiyatroyla içli dışlı geçmiş, drama-
turjiyle yoğrulmuş, yazarhkla piş-
miş... Dominik Graf ise oyuncu-
luktan senaryo yazarhğına, ora-
dan da yönetmenliğe dek giden
sanat yaşamında televizyonla si-
nema arasında mekik dokumuş.
Daha çok da TV'den etkilenmiş
galiba... Bu durumda, onun da
bunalıma girmesine, kendisi gibi
bir dizi iç sıkıntıyı yaşayan genç
insanlann para, kumar ya da seks
benzen klasik saplantılar içinde
sorunun özünü yakalayamayarak
nihilist bir rüzgârın etkisine kapd-
malarım anlaurken işin püf nok-
tasını kaçırmasına, bir türlu kıva-
mım bulamayan, burlesk bir bi-
çime burünmek yerine grotesk
oluveren bir film ımzalamış olma-
sına şaşmamak gerekir.
Sonuç olarak her iki film de bir
şenliğin ivmesi içinde bunalan iz-
leyicisini zaman zaman sıkıntıya
boğabilir. Ancak aynı nedenlerle
değil. Konusu ne kadar ciddi ve
ağır olursa olsun, sözcuğün, Mi-
lan Knndera'nın kullandığı olum-
lu anlamıyla "hafif" bir film olan
"Rosencrantz ve Guildenstenı Öl-
düler", belki ti trosal yapısı ve
diliyle, festival ortamını, doğal
yorgunluğunda biraz ağır gözüke-
bilir... "Oyuncular" ise tersine,
yönetmenin simgelerle dolu bur-
lesk bir deneme gerçekleştirmek
amacıyla giriştıği, ancak tatsız cil-
velerle yer yer gerçekten çekilmez
kıldığı bir "ağıriık" içerdiği için
esnetmektedir izleyicisini...
Tarihsel ve güncel konular, ya-
ratıcı gücün yeniden biçimlendir-
diği, damıttığı filmler olarak Li-
do sinemalarına yansırken,
"Mostra"nın programında, ta-
rihsel olayları, ya da günümüz
gerçeklerini oldukları gibi yansı-
tan belgesel nitelikü çalışmalar da
yer alıyor. Yarışma dışı sunulan
"Blood Oath" adlı filmde,
Avustralyalı yönetmen Stephen
Wall«ce, tklnci Dünya Savaşı so-
nunda esir alınan Japon subay ve
askerlerinin, savaşın son aylann-
da giriştikleri in«ınlık suçlanndan
dolayı yargılanıp cezalandınlma-
lannı görüntulüyordu. Yan bel-
gesel bir Avusturya filmi olan
"Requiem fnr Dominic" ise
1989'un son aylarında halkın de-
mokrasi arayışı içinde başkaldır-
dığı Romanya'yı bir süre etkisi al-
tına alan iç savaş ortamında ya-
şanan dehşet verici acı olaylara
ayna tutmaktaydı...
Aynca, belgesel nitelikü başka
bir film, Alman yönetmen Wer-
ner Herzog'un çektiği "Karanlık
Bir tmparatoriuktan Yankılar",
kendısini Orta Afrika'mn impa-
ratoru ilan eden, daha sonra dar-
beyie düşürülen ve bugun hapis-
te bulunan Bokassa'nın sorumlu
olduğu devlet terörüne tanıkhk
eden içeriğiyle ilgi topladı...
"RockKulüp*
• ANKARA (AA) — Batılı
ülkelerde yaygm olan, ancak
Türkiye'de pek görülmeyen
müzik kulüplerinin bir
benzeri, "Rock Kulüp" adı
ile Ankara'da lnıruluyor. ilk
hafta içerisinde yaklaşık bin
kişinin üye olduğu derneğin
başkanlığmı televizyonda
muzik programlan yapan
Serdar Öktem yürütttyor.
Türkiye'de Rock müziğinin
tanıtımı, yerli Rock
gruplannın gelişimi ve geniş
kitlelere Rock'm
sevdirilmesini amaçlayan
dernek yönetimi, Serdar
öktem başkanlığında Tünay
Atadeniz, özgur Kollu,
Kamil özaydın, Şinasi
Öztürk ve Hıbır mizah
dergisinde "Grup Perişan"
köşesini hazırlayan karikatür
sanatçısı Abdülkadir
Elçioğlu'dan oluşuyor.
Orkestraya
yeni şef
• PHİLADELPHİA (AP)
— Philadelphia Orkestrası,
şef değneğini sembolik bir
törenle VVblfgang
Sawallisch'e vererek
Sawallisch'i orkestranın yeni
şefı ilan etti. Alman
VVolfgang Sawalisch (67), 23C
aday arasından seçildi.
Orkestra şefi, daha önce de
orkestrayı konuk şef olarak
yönetmişti. Philadelphia
Orkestrası'nda sürekli
çalışacağı için çok mutlu
olduğunu belirten
Sawallisch, "Bu orkestrayla
çahşmalarım hep verimli
oldu" dedi.
Bon Jovi Liste
başı
• NEW YORK (AP) — Bor
Jovi'nin "BlazeOf Glory"
adlı 45'liği, Amerika
listelerinde iki haftadır en
üstte. Wilson Philips'in
"ReleaseMe" 45'liği ise
geçen hafta uçüncü
sıradayken ikinciliğe yerleşti.
Bu hafta listeyi zorlayan bir
başka isim Prince. Prince,
"Thieves ın The Temple* ile
yedinci sıradan üçe kadar
çıktı.
Van Gogh
anısına sergi
• Kültür Servisi — Çoban
ressam olarak tanınan
Süleyman Şahin, 4 aralıkta
Ankara Valiliği Sanat
Galerisi'nde Van Gogh
anısına bir sergi açacak.
ölümünün 100. yılında
dünyanın çeşitli yerlerinde
etkinlikler düzenlenen Van
Gogh anısına Karadeniz'de
70 tablo yapan Çoban
Ressam Süleyman Şahin,
"özellikle ayçiçeklerini
resimlerken Van Gogh'un
yaşadıklarını ben de
hissettün" diyor.
Sutherland
operayı
bırakıyor
• SYDNEY (Reuter) — 20.
yüzyılın ünlü
sopranolanndan Joan
Sutherland, son gösterisini
önümüzdekı ay doğduğu
kentte yapacak.
Avustralya'nın dünyaca
tanınan prima donnası, 2
ekimde Sydney Operası'nda
"Meyerbeer'in "Les
Huguenots"su ile sahnelere
veda edecek.
ISTANBUL
BUVUKSEHIR BELEDIYESı
KU1UPHANE Vf
. f.lUZELEP MUDURLUCI-
EYLUL 1990
KULTUR ETKINLIKLERI
ATATURK
ı KITAPLIGI
i
Sargı Sıtoou
• GoHneOin CaOda^msı" Toptı Sarge
um Aktan, Sıryt» Bnaı. M tataç.
FvfM Dtnm. SünMı Hanla Eftvı, Nnto
0*umuj. Oar GMnfe. Caw Ûaûrt, Ötbfli
Saknn. Goncı SmüsOlu. Ipak Sior, Afdm
U>rtı. ttunt Vvurcu. Handan Yılmaz.
OdctGOrar
A d S i
p
Çtttrn Y * a ı OtsHUtm Dem^ı
Saat 10 00-13 00
Prof Or öm Qnnlay*Konj "UMk"
ûnş 0cr«Oaıtr
Adrss Me« Cad No. 45 TiksmİSTANBUL
T(H 149 08 45 - 149 56 83
KARIKATUR VE MİZAH MUZESI
ntjm
istantai Su Günl«vOûrxltn Bugüm Su"
ürtalûr Seri
Mres Kmkca$me Mah Kovtatar Cst No 2
FaDMSTANBUL
T«l 522 12 W
1 KADIN ESERLERI
KUTUPHANESI VE
i BİLGİ MERKEZI
ı
Aytv K a n m n AtflryMi Kıma Stran*
Sargs
Gulru Berk. Mehvt» tam, S«rtranw
ErtûngMiç, YUml Kap. S * ) Kmbsy.
Hande Kantoşlar. HasM Kardetter. Y*kz
Kırda«lar. Sevil Keç«a. Ast Mardn, Rruan
ÖW IŞJI Sucu. Fatoş Tekta;. Ahu Tujbıy
A<ptı; Saat 17 00
Gins ûcntsatr
Mres. FVMT Mah AMûluripa$a Cad
H^MSTANBUT«H 523 74 08