22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
18 KASIM 1990 DIŞ HABERLER CUMHURÎYET/3 Indra Gandhi Ödtilü • YENİ DELHt (ANKA) — Indra Gandhi ödülü'nün, bu yıl Birleşmiş Milletler Uluslararası Çocuk Fonu'na (UNICEF) verileceği bildirildi. Hindistan hükümet yetkilüeri tarafından yapüan açıklamada, UNICEF'in, çocuk sağlığımn korunmasına ve çocuk sağlığına önem veren sistemlerin geliştirilmesine katkılanndan dolayı bu ödüle layık bulunduğu belirtildi. ödül, 19 kasımda düzenlenecek bir törenle, Hindistan Cumhurbaşkanı Ramaswamy Venkataraman tarafından UNICEF Ikinci Başkanı James Grant'e verüecek. NATOtoplantısı gonaerdi • BRÜKSEL (AA) — NATO üyesi Avrupa ülkelerinin savunma bakanlannın katıldığı ve Danimarka'nın başkenti Kopenhag'da yapılan toplantı, Askeri Araştırma ve Geliştinne Programı (EUCLID) ile ügili belgenin kabulüyle sona erdi. ABD, Kanada ve İzlanda dışında kalan NATO ülkeleri bakanlannın katıldıklan toplantıda, Türkiye'yi Milli Savunma Bakanı Hüsnü Doğan temsil etti. AA muhabirinin aldığı bilgiye göre önceki gun kabul edilen belge, NATO üyesi Avrupa ulkelerince üretilecek savunma amaçh teçhizat, malzeme ve silahlann standardizasyonunu ve bu konudaki araşürmaların koordinasyonunu öngörüyor. Avrupa Bağımsız Program Grubu (IEPG) ülkeleri arasında .yapüapak işbirligin ,,.; T eşaslarmı da belirleyen bakanlann bundan böyle her iki yılda uç kere toplanrnayı kararlaştırdıkları öğrenüdi. Marroviç Isveç yolcusu • BELGRAD (ANKA) — Yugoslavya Başbakanı Ante Marroviç*in, îsveç'e, Başbakan Ingvar Carlsson'un daveti üzerine 21-23 kasım tarihleri arasında bir ziyarette bulunacağı bildirildi. Yugoslav TANJUG Haber Ajansı'nın haberine göre iki başbakan, yapacaklan görüşmede uluslararası konuları, özellikle de Doğu AvTupa'da yaşayan demokratikleşme hareketleri, Körfez krizi ve AGÎK surecini ele alacaklar. Webster Macaristan'da • BUDAPEŞTE (AA) — Geçen günlerde Türkiye'yi ziyaret eden CIA Başkanı William Webster, dün Macaristan'da Başbakan Josef Antall ile göruştü. Resmi MTI Ajansı'nın haberine göre görüşmede, ABD ve Macaristan'ın, ulusal güvenlik alanında işbirliği yapmalan konusu ele alındı. Doğu Avrupa'daki durumun da gözden geçirildiği kaydedilen görüşmede aynca Macaristan'ın toplumsal ve ekonomik sorunlan gözden geçirildi. Silaha daha az paraharcandı • WASHINGTON (AA) — Son on yıldır, ilk kez 1988'de tüm dünyada silaha daha az para harcandığı bildirildi. ABD Silahlann Denetimi ve Silahsızlanma Dairesi tarafından önceki gün yapüan açıklamaya göre silahlar için harcanan miktarlarda en büyük düşüş gelişmekte olan ülkelerde gerçekleşti. Bu ülkelerin silahlar için 1988'de bir yıl öncesinden 25.1 milyar dolar daha az harcamada bulunduklan kaydedildi. Tüm ülkeler açısından toplam harcamalardaki azalmanın ise 36 milyar dolar olduğu belirtildi. Ancak buna karşın silahlara ayrılan mali kaynaklann bir trilyon dolan aştığı da ifade edildi. 3 e göre ülkedeki büyük kriz, demokrasiye bağlanan umutlan söndürüyor SSCB'de demokrasi tehlikedeEkonomik ve etnik bunalımm hızla ağırlaşması, halkta büyük karamsarlığa yol açmış durumda. Sovyet politikacılan ile yorumculan artık açıkça 'otoriter bir rejim' olasılığını tartışıyorlar. Hükümet orgaıu Izvestia'da yazan yorumcu Stanislav Kond- raskev şoyle diyor: "Demokra- siden beklediği sonuçlan bnla- mayan diış kınkhgı içİBdeki halk, hızla otoriter bir rejim için verimli ortama döoüşttyor. Ek- mekte kjsıntıya gtttiniz mi, halk pariamenter rejimi feda etmek- ten kayıpma/." Politikacılann çaresizliği, ge- çen günlerde, merkezi hUküme- tin, bir dizi maddenin, fıyatla- nnın serbest bırakılması karan- nın Rusya Federasyonu Parla- mentosu tarafından reddedilme- si ile açık biçimde ortaya çıktı. Ordu da huzursuz Izvestia gazetesi "Demokraside sorunların çözümsüz kalmasından düş kırıklığına uğrayan kitleler, otoriter rejim için verimli bir ortam haline geliyor" diye yazdı. Dış Haberfcr Servisi — Etnik huzursuzlukla ekonomik buna- kmın her geçen gün arttığı Sov- yetler BirUğTnde, Gorbaçov'lu ya da Gorbaçov'suz otoriter bir "göçJü adam rejiminin" gerek Sovyet politikacılan gerekse yo- rumculan tarafından açıkça tar- tışıbnaya başlandıgı bildiriliyor. 16 kasım tarihli "lnternatio- nal Herakl Tribune" gazetesinin birinci sayfada manşetten 7 sü- tuna verdiği habere göre siyasal gücün hem merkezi hem cum- huriyetler düzeyinde felç olma- sı, etnik huzursuzlukla ekono- mik çöküşün durdurulamama- sı, ülkede bu gidişe şu ya da bu şekilde "Dur" diyecek bir çözü- mün bulunması gerektiğine iliş- kin kanının yayılmasına yol açı- yor. Herald Tribune, toplumdaki huzursuzluğun, 4 milyonluk or- duya da yayıldığını bildiriyor. Gazeteye göre Başkan Gorba- çov, salı günü subaylarla yaptı- ğı sohbette, orduda değişiklik yapma zorunluluğunu vurgular- ken sözü kesildi. Goderdze Ak- haladze adlı bir yüzbaşı şoyle konuştu: "Ben birçok insan gi- bi 1985-1988 döneminde size karşı sonsuz bir sevgi besliyor- dum. Siz benim idealimdeki U- derdiııiz. Ama 1989*0811 itibaren sizden yavaş yavmş uzaklaşmaya başladım. Benim gibi diişünen- lerin sayısı ber giu arüyor. Baş- Ungıçta perestroykayı destekle- yenler simdi ona karp alerji du- ynyortar." Bazı yorumcular, bugunkü junımla şubat 1917'de Roma- tıov hanedamnın devrilmesinden sonra kurulan güçsuz parlamen- ter demokrasi arasında benzet- me yapıyorlar. Bu yazarlar aşın karamsar olabilirler. Ancak SSCB'deki durumun objektif bir tahlili de gelecek için iyim- ser olmayı olanaksız kılıyor. Bunahmın 1. maddesini eko- nominin hızla çökmesi oluştunı- yor. Son yayımlanan resmi ista- tistiklere göre serbest piyasada enflasyon oranı Vo 40'a ulaşmış durumda. Fiyatlann sabit tutul- duğu devlet dükkânlannda ise mal bulunmuyor ve halk saatler- ce kuyruklarda bekliyor. Yüksek Sovyet Bütçe Komite- si'nin açıklamasma göre 1991'de sanayi üretimi % 40-50 oranın- da düşebilir. Bu olgunun temel nedeni, fabrikalann arük gerekli hammadde ve yedek parçayı sağlayamaması. 2 numaralı bunalım ise Sov- yetler Birliği'nin parçalanma aşamasına ginniş olması. Her bölge, karne ve ticaret engelleri ile kendi halkının çıkarlannı ko- nımaya çahşıyor. Bazı cumhuri- yetler kendi gıîmrük sistemleri- ni kunnuş durumda. Bu durumda iki senaryo söz konusu. lyimser senaryoya gö- re; cumhuriyetler, merkezden aynlmakla hiçbir kazançlan ol- madığına karar verecek ve hu- zursuzluk kendi kendine yatışa- cak. Kötümser senaryoya göre ise dunım düzelmeye yüztutmadan önce bunalım daha da ağırlaşa- cak. Sosyal huzursuzluk büyük boyutlara ulaştığı takdirde, son çare olarak "güçlü adam" ya da "güçlü yönetim" gündeme gele- cek. Nitekim Sovyet generalleri her ne kadar askeri darbe söy- lentilerini yalanlıyorlarsa da son günlerde sık sık silahlı kuvvet- lerin "ülkeyi kurtannaya hanr oldvgnndan" söz ediyorlar. Yüksek Sovyet, Gorbi'nin güçlü başkanlık önerisini ilke olarak benimsedi Sovyetler'e Amerikan sistemiSovyet lideri.ABD'deki gibi bir başkanlık sistemine geçilmesini, tüm yürütme yetkilerinin başkana bağlanacağı bir kaDinede toplanmasım ve bir başkan yardımcısı atanmasını önerdi. Dış Haberier Servisi — SSCB Başkanı Mihail Gorbaçov, ülke- nin içinde bulunduğu siyasal ve ekonomik bunalımı görüşen Yüksek Sovyet'te (Sovyet par- lamentosu) dün yaptığj konuş- mada, kendisinin hükümeti ve ülkeyi doğrudan yöneteceği güç- lü bir başkanlık sistemi kurul- masını önerdi. Yüksek Sovyet, Gorbaçov'un uygulanmasmı is- tediği yönetsel reformlan 'ilke olarak' kabul etti. Başbakan Ni- kolay Rijkov, Gorbaçov'un önerisinin başbakanhk görevi- nin ortadan kaldırılması anla- mına geldigini söyledi. Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Boris Yeltsin ise iki hafta için- de, "Olağanüstü Kriz Önleme Komitesi" kurulmasını istedi. Yüksek Sovyet'in ülkedeki krizi görüştügri toplantının dün- kü otunımu çok gergin bir ha- vada sert tartışmalarla geçti. Başkan Gorbaçov, 75 dakika sü- ren konuşmada Sovyet Parla- mentosu'ndan köklü idari re- formlan onaylamasını istedi. AFP, AA ve Reuter'in haberle- rine göre Gorbaçov, ulkenin bu- nalımdan çıkması için, yeni Bir- lik Antlaşması'nın son şeklini alarak imzalanmasım bekleme- den idari değişiklikler istedi. Gorbaçov bu değişikliklerin ba- YÜKSEK SOVYETTE HAREKETLİ GÜN — Mibail Gorbaçov, >et uyeleri ile konuşken onerilerini hararetle savundu. (Fotoğraf: Reuter) kan Gorbaçov'un dün sabah ka- rarü bir tavırla yaptığı konuşma- sına milletvekilleri de aym bi- çimde tepki gösterdiler. SSCB parlamentosunun dün akşam yaptığı oylamada, Gor- baçov'un önerdiği idari reform- lar 31 çekimser ve 19 ret oyuna karşılık 316 milletvekili tarafın- dan desteklendi. Yüksek Sovyet bu oylamay- la aynı zamanda, Gorbaçov'un önerdiği reformlan incelemek için bir komisyon da oluşturdu. Söz konusu komisyon, Gorba- çov'un onerilerini inceleyerek değişiklik onerilerini belirledik- ten sonra Gorbaçov'un reform tasanlan, önümüzdeki hafta ye- niden ele alınacak. SSCB'nin içinde bulunduğu ekonomik ve siyasi bunalımdan çıkış yollan arayan Yüksek Sov- yet, Başkan Mihail Gorbaçov'- un dün sabah önerdiği acil yö- netim reformlarını görüşmek üzere, ulkenin en üst düzeyde- ki iktidar organı olan Halk Temsilcileri Kongresi'ni 17 ara- lıkta toplantıya çağırdı. Bölgelerarası grup adıyla bi- linen muhalefet grubunun Baş- otnrnm «rasnHtaVftfcsek Sor—*?*". Goıbaeûii.'u.. hedgf alan şında, ülkede bugünkü hükümet yapısmın değiştirilerek tüm yü- rutme yetkilerinin başkana baglı bir "kabine"de toplanacağı, ABD'deki gibi biı başkanlık sis- temine geçilmesi ve bir "başkan yardımcısı" atanmasını önerdi. Buna göre kuruluşunun üze- rinden 6 ay bile gecmeyen 'Baş- kanlık Konseyi' dağıtılarak bu- nun yerine başkanın yakın da- nışmanlanndan ohışan bir "Gü- venlik Konseyi" oluşturulacak. YüNANtSTAN BuLGARİSTAN Mihail Gorbaçov, tüm birlik cumhuriyetlerinin liderlerini bir araya getiren Federasyon Konse- yi'nin de işlevinin değiştirilme- sini önerdi. Bu orgaıun, bir ko- ordinasyon kurulu gibi işlev gör- mesini ve uzmanlar düzeyinde çahşacak bir kuruma dönüştü- rülmesini istedi. Sovyet liderinin bu önerisinin, Rusya lideri Boris Yeltsin'in ön- ceki günkü konuşmasında orta- ya attığı "Kriz Önleme Komitesi'' kurulması yolundaki önerisine bir alternatif oluştur- mayı amaçladığı kaydediliyor. Mihail Gorbaçov aynca ülke- deki ekonomik suçlar dahil, her türlü suçlara karşı mücadele edecek özel bir güvenlik birimi oluştunılmasını da istedi. Gor- baçov, kendisine bağh çahşacak, alt yapısı ve örgütsel çatısı ha- zırlanmış bu birimin 12 gün içinde çalışmaya baslayabilece- gini" vurguladı. AA'ya göre Baş- eleştirileriniB' VanıksaTfari bîçi- minde devam etmesine karşılık, dün ilk kez komünist parti çiz- gisini savunan milletvekilleri, Gorbaçov'a ağır eleştiriler yö- nelttiler. Rijkov'un açıklaması Siyasal gözlemcilerin günleri- nin sayüı olduğunu belirttiği Başbakan Nikolay Rijkov, Gor- baçov'un dün yaptığı önerinin, başbakanhk görevinin ortadan kaldınlması anlamına geldigini söyledi. . AtincL, yeni engelleme peşinde ATtNA (AA) — Yunanistan hükümeti, "Türkiye'nin, Avru- pa Toplulugu'nun Akdeniz po- Udkasma dakl edümesjne" karşı olduğunu açıkladı. AT konulanndan sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Yor- go Papuiyas, Yunanistan'ın, top- luluğun Akdeniz ülkeleri ile il- gili yeni politikasını onayladığı- nı, ancak bu politikadan Türki ye'nin kazançlar sağlamasına karşı çıktığını belirttf. Papuiyas, "Tnrkiye, Kıbns konusonda da gösterdiği gibi nluslararası işbirügi kaidelerine uymamaktadır. Türkiye, kendi- liginden anlaşdan bazı iyi dav- nuuş kaiddertaıi yerine getirme- digi sürece, ATnin Akdeniz po- IHikasmdan kannçlar sagfauna- ya hakkı yoktur" dedi. Dışişleri Bakan Yardımcısı, Yunanistan'ın Avrupa Tbplulu- ğu'nun Akdeniz polİtikası ile U- güi görüşmelerine Türkiye'nin de dahil edümeye "nygun" oldu- ğu konusunda "çekinceieri" bu- lunduğunu kaydetti. ATnin Akdeniz politikası, çevre sağlığı ve teknoloji gibi alanlarda bu bölgedeki üçüncü ülkelere 600 milyon ECU tuta- nnda yatınm yapılmasıru da içe- riyor. Yunanistan, Akdeniz'de- ki üye olmayan ülkelerle yakla- şımı "paket" halinde gören Af- nin aksine, Türkiye'nin bu poli- tikaya dahil edilmeyerek Türki ye ile ilgili tüm konuların "Türkiye-AT Uişkileri" kapsamı- na alınması gerektiğini iddia ediyor. Papuiyas aynca Yunanistan'- ın, AT ülkelerinin Ege"yi de kap- sayan 12 millik balıkçıhk bölge- leri oluştunnalan ile ilgili AT önerisini desteklediğini söyledi. "AÇ1Z" — Bulgar kadınları kaşıklan boş tencereJere vururken "Açu" diye bağınyorlar. (Fotoğraf: AP) Sofya'da 'tencereli' protesto Yaklaşık 20 bin Bulgar, önceki gün "Açız" diye bağırarak Sofya caddelerinde yürüdü. Daha sonra Bulgaristan Sosyalist Partisi merkez binasının önünde toplanan göstericiler, hükümete "îstifa" çağrısında bulundular. Dış Haberier Servisi — Bul- garistan'ın başkenti Sofya'da önceki gün yaklaşık 20 bin kişi hükümeti protesto etti. Iktidar- daki Bulgaristan Sosyalist Par- tisi'nin istifa etmesini isteyen göstericilerden bazılan ellerin- deki boş tencereleri çarparak "açu" şeklinde bağırdılar. Yü- rüyüşten sonra partinin merkez binası önünde toplanan Bulgar- lar, "Komüniım istemiyoruz" şeklinde slogan attılar. AFP'nin haberine göre muhalefetteki De- mokratik Güçler Birhği'nin dü- zerüediği hükümet aleyhtan gos- teriler de dün başlatıldı. DGB, anahtar bakanüklann kendisine verildiği yeni bir hükümette yer almak istiyor. Başbakan Andrey Lukanov, fiyat arttınmı ve devlet tekelle- rinin kaldırılmasını içeren yeni bütçenin parlamento tarafından onaylanmaması halinde istifa edeceğini açıkladı. Bütçe önü- müzdeki hafta görüşülecek. AA'nın haberine göre Bulga- ristan'da Türklere adlannın ia- desini öngören yasanın parla- mentoda kabul edilmesinden sonra 2 bin kadar fanatik Bul- gar, dün Kırcaali'de gösteri yap- tı. Göstericiler, Türk azmhğı 'kayıran' yasayı protesto etmek için "Yunanistan'a göç etme" tehdidinde bulundular. AP'nin haberine göre Ro- manya'da hükümet, yasadışı ti- cari işlemlere karşı sert önlem- ler aldı. Küçük ölçekli işletme- lerin ekonominin darboğazda olmasmdan yararlanıp zam ya- pılacak malları stoklamaları ve az bulunan mallan sadece daha çok ödeme yapana satmalan üzerine bu karara vardılar. Baş- bakan Petre Roman, bu tür ey- leme girişen kişilerin cezalandı- nlacaklannı açıkladı. Ancak de- taylı bilgi vermedi. Hu-sızhk ve rüşvete karşı polis ve yerel yöne- tim yetküilerine gerekeni yapma hakkı tanındı. DUNYADA BUGUN ALİSİRMEN . . .Birileri Kıpırdamalı Boksör çıkmış ringe, habire karşısındakinden dayak yiyor. Raunt arasında, suvanyörü bir yandan bizimkini nefeslendt- rirken bir yandan da yüreklendirmeye çabalıyor. —Hadi arslanım diyor, herifi dövüyorsun. Bizimki gözünü zor aralayıp soruyor: —Sahi mi abi? —Sahi tabii, iki yumruk daha, herifin işini bitireceksin. —Peki abi, ben herifi dövüyorsam, ringte biri daha mı var? Beni kim dövüyor? "Türkiye'de Gladio benzerî bir örgüt var mı? Kontrgerilla nedir, ne yapar?" konuları tartışılıp yalanlamalar yayımlanın- ca insanın aklına ister istemez bu küçük fıkra geliyor. Türki- ye'de kontrgerillanın varlığı ve eyiemleri konusunda az yaz> lıp çizilmedi, az belge ortaya konmadı, az açıklama yapılmadı. Belki de şimdi yapılacak en iyi şey, gerçekten bir Meclis araştırmasıdır. Ama parlamentonun, bu dileği yerine getir- mesi güç görunüyor. Devredılemez yetkilerini bile yasal ola- rak yetkisı olmayan bir kişıye bırakan ANAP'lıların şimdi, Tur- gut Özal'ın bakan olduğu dönemi de içeren, girişimleri araş- tırmayı kabul etmesi güçtür. ANAP'ın sözde lıberalleri şaş- kındır, mukadesatçıları ise bazı güçleri fazla tedirgin etme- den, kendi yollarında elden geldiğince ilerleme cabasında- dırlar. Oysa böyle bir araştırma yapılsaydı, geçmişin hesaplaş- ması olmaktan çok, geleceği güvence altına alacak bir giri- şim olarak büyük yarar sağlardı. Evet gerçekten, geleceği güvenceye almanın en sağlıklı yolu geçmişin olaylarından gerekli dersleri çıkarmak, nere- de yanlış yapılmış olduğunu doğru saptamak galiba. Bu doğru saptamayı yapabılmek için ise gözlerimizi yal- nızca kontrgerıllaya dıkip oraya takılı kalmamalıyız. Aynı za- manda, yaşadığımız olaylardaki sivil sorumluluklara da yü- reklilikle parmak basmamız gerekiyor. Türkiye'deki darbelere bakarken bir olayı görmeden ede- miyor insan. Ardında ister kontrgerilla olsun ister başka güç, hatta dış parmak, ülkemizde darbeler her zaman sivil seçe- neklerin tükendiği ortamlarda patlak veriyor. Öyle ki ilk ağız- da hiç kimse yüreklilikle çıkıp "Nereden geldiler, neden gel- diler?" diye soramıyor. Çünkü kamuoyu seçeneksizlik ve umarsızlıktan tepeden inmeciliği kabul eden bir tavır içinde oluyor. Politikacının görevi; sivil çozümü üretmek olduğuna ve bu çözümleri üretemeyen, uretme girişiminde bulunamayan ik- tidarlar da sivil iktidar mteliklerıni yıtırdıklerıne göre darbe- lerdekı sorumluluğun bu yanını görmezden gelemeyiz. Geçmişe baktığımız zaman, darbeler için yalnızca iktidar- ların sivil çözüm uretme yeteneklerinı yıtırmelerinin yetme- diğini, aynı zamanda guçlü ve çözüm üretmeye aday muha- lefet seçeneklerinin de kalmamış olması gerektiğini görüyo- ruz. Türkiye'de eğer 1973 ve 1977de kimse darbe girişiminde bulunamadı ise bunun nedeni Ecevit'in önderiiğindeki CHP'nin güçlü ve inanılır bir iktidar seçeneği oluşturmasıy- dı. Darbe, ancak o olasılığın da fos çıkmasından sonra ger- çekleşebilecek ortamı buldu. Bugün ANAP ıktidarı çözüm üretememekte hatta sivil çö- zümleri uretme yolunda çaba dahi gosterememektedir. Başta laiklik olmak üzere cumhuriyet devriminin tüm kazanımlan artık cıddı tehlike altındadır. Ozal Türkıyesi, sivil bir iktidarın yönetimindekı, gelişmış demokrasilere benzememektedir. Bu durumda dcrbe ortamının bir öğesi gerçekleşmiş bu- lunuyor. Eğer demokrasiye geçmek, sivil toplumu gerçekleştirmek istiyorsak, elbettekı darbe ortamını ortadan kaidırmak yani çağdaş bir toplum için sivil çözümler üretecek, buna aday olacak güçleri oluşturmak ve geliştirmek zorundayız. Yanl bîrilerinin kıpırdaröâ^ gerekîyof. > " " - T *~~ Kıpırdaması gerekenler, bu gidişe dur diyebilecek t^m ş> vil güçlerdir ve doğallıkla da cumhuriyet tJkelerine bağlı olan muhalefettir. Türkiye'de son günlerde meydana gelen olaylar, bu kıpır- danışın habercıleridirler. Muhalefet partileri de gelişmeye ayak uydurabilecek bir yapılanmayı bir an önce gerçekleş- tirmek zorundadırlar. BUSH ÇEKOSLOVAKYA'DA 6 Körfez'de ımmtlu döneme girildi' ABD Başkanı George Bush, Körfez'de umut vaat eden yeni bir döneme girildiğini söyledi. Irak, Bush'un S.Arabistan'a yapacağı ziyareti 'provokasyon' olarak niteledi. Irak Enformasyon Bakanı Uüf Nasf Casim, ABD Başka- nı Bush'un, SArabistan'ı ziyaret edecek olmasını "provokasyon" olarak niteledi. Casim, basın toplantısmda Bush'un ziyareti- nin "200 milyon Arap ve bir milyar Müsliiman için bttytik provokasyon" anlamına geldigi- ni belirtti. Cuellar: Barış uzaklaşıyor BM Genel Sekreteri Javier Pe- rez De Cuellar, Körfez krizinde hiçbir banş olasılığı görmediğı- ni söyledi. De Cuellar, Körfez krizinin ekonomik etkileri üzerinde ulus- lararası yetkililerle Paris'te yapı- lan gayri resmi toplanüdan son- ra yaptığı açıklamada, "Görüş- meler sürecine başlanmadıgını görüyorum, buna da kınıyonım" dedi. SSCB ve FKÖ'nün çağnsı SSCB ve FKÖ, önceki gün or- tak bir bildiri yayımlayarak Kör- fez krizi konusunda yapılacak bir antlaşmanın, Filistin sonınu- nun çözümüne yönelik görüş- meler için de teşyik edici nitelik- te olması gerektiğini bildirdiler. SSCB Dışişleri Bakan Yardıma- sı Vladimir Pelrovski'nin önce- ki gün Filistin Devlet Başkanı Yaser Arafat ile yaptığı görüş- menin ardından yayımlanan bil- diride şöyle denildi: "Her iki Uraf da bölge ve dünya için öngöriilemeyecek so- nuçlara yol acabilecek olan bir silahlı catışmaya dönnşmemesi için, krizin çözümlenmesi yo- lunda mümkün olan ber şeyin yapdması gerektiğini vnrgnlar- lar." öte yandan, Nikaragua eski Devlet Başkanı Daniel Ortega, 4 günlük resmi ziyaretini ta- mamlayarak Bağdat'tan aynldı ve Ürdün*ün başkenti Amman'a hareket etti. Dış Haberier Servisi — ABD Başkanı George Bush, dün ba- zı Avrupa ve Ortadoğu başkent- lerini kapsayan gezisinin ilk du- rağı olan Çekoslovakya'ya geldi. AA'nın haberine göre Çekos- lovakya'da gerçekleştirilen "Ka- dife Devrim"in birinci yıldönü- mü dolayısıyla Prag'da bulunan ABD Başkanı George Bush, Çe- koslovakya Devlet Başkanı Vac- lav Havel'le bir araya gelerek Körfez krizi konusunda göruştü. Görüşmeden sonra düzenle- dikleri ortak basın toplantısın- da Bush ve Havel, Irak'ın Ku- veyt'e yönelik saldınsına son ve- rilmesi gerektiği konusunda aynı göruşte olduklarını söylediler. Bush konuşmasında, "Irak'- ın bu sakhnsına son vermek için miicadde edecegiz ve BM Gü- venlik Konseyi kararlannın tam olarak uygulanması amacıyla elimizden geleni >-apacağız. Bu- nu garanti ediyorum. Bunlan banşcı yoüardan gercekleştirme- yi ümit ediyoruz" dedi. Ortak basın toplantısı sırasm- da Körfez kriziyle ilgili sorulan yanıtlayan Çekoslovakya Devlet Başkam Vaclav Havel de ülke- sinin saldırganlıkla mücadele edilmesi gerektiğine ilişkin tutu- munu açıkça ifade ettiğini kaydetti. Havel, "ÇekosJovakya larihi, baskının nelere yol açabileceği- ni bize gösterdi" dedi. Irak'a karşı oluşturulan ulus- lararası koalisyonu destekleyen Çekoslovakya'nm, Körfez böl- gesine, kimyasal silahlarla mü- cadele konusunda özel eğitilmiş 183 askerden oluşan bir müfre- ze birlik göndermeye karar ver- diği belirtildi. ABD Başkanı Bush, Paris do- ruğundan sonra Suudi Arabis- tan'a giderek 22 kasımda "Şük- ran Giinii"nü, bu ülkedeki Amerikan askerleri ile birlikte geçirecek. Bush'un daha sonra da Mısır'm başkenti Kahire'ye uğraması bekleniyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear