23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
18 KASIM 1990 HABERLER CUMHURtYET/15 Ne yapılmak îsteniyor? GENCAY ŞAYLAN ANKARA — Türkiye'nin son haftalarda, gidcrek artan bir hızla, keskin bir kamplaş- maya doğru doludizgin gittigi gözlerden kaçmıyor. Laikler ile laiklik karşıtı eğilimler arasın- da tırmanan bu kamplaşmanın topiumu nereye götüreceği ko- nusunda ürkütücü senaryolar ortaya çıkıyor. Böyle bir ortam- da sorunuD can aha noktası gözlerden kaçabilmektedir. Laiklik, çağdaş bir yaşam bi- çiminin, ondan da ötede de- mokratik toplumsal ve politik düzenin "olmazsa olmaz" ko- şulu olarak tammlarjabilznekte- dir. Bu nedenle toplumdaki çok genis kesimler sorun üzerinde duyarlılık göstermekte ve hak- lı olarak tepkiler koyabilmekte- dir. Hiç kuşkusuz laikliğin temel boyutlanndan biri tam bir din ve vicdan özgürlüğüdür. Bu öz- gürlflk insanlann inandıklan gibi ibadet edebflmelerini, ay- nı inanca sahip insanlann ara- lannda örgütlenebilmelerini ve bir araya gelebilmelerini, inanç- lannı başkalanna yayabilmele- rini içerir. Ancak bu özgürlü-, ğttn kullanımının sivil toplum ile sınırb olduğunu unutmâmak gerekir. Başka bir deyişle din ve vicdan özgüriüğü kamusai ya- şamı ve kunımlan değiştirecek bir kapsam ve içerik içinde kul- lanılmaya başlanırsa artık ora- da bir sivil özgürlüğün varlığın- dan söz edilemez. Demokratik toplumsal ve politik yaşamı or- tadan kaldıracak bir siyasi ha- reketin gündeme geldigi düşü- nülebilecektir. Bu nedenle laik- lik mücadelesinin özü, devlet kurumlannı, bir başka deyişle kamusai yaşamı dinsel etki ya da düzenlemelerden uzak tut- maktır. Turlriye'de son haftalarda or- taya çıkan korkutucu gelişme- ler, insanlann bir araya gelip bir mevlit okutması ya da bir dini kişiyi anma toplantılan yapma- sı değil, TBMM içinde ortaya çıkan tutum ve davranışlardan kaynaklanmaktadır. tmam ha- tip liselerinin daha da ayncahk- lı bir konuma getirilmesi, son- radan geri ahnmasına karşın din öğretiminin uygulamah eği- time dönüştürülmek istenmesi, toplumda devlet eliyle din cği- tim ve öğretiminin yaygınlaştı- nlmak istenmesi, banka kârla- nndan alınan paylarla dinsel amaçlı harcamalann yapılabil- mesine olanak sağlanması ve en son olarak Milli Eğitim Bakan- hğı eliyle yürütülen Kuran kurs- larının bundan böyle Diyanet eliyle yürütülmesi, sözü edilen tutum ve girişimiere örnektir. İçinde yasadığımız dönemde Türkiye'nin ciddi bir siyasal bu- nahm ile karşı karşıya bulundu- ğu söylenebilmektedir. Bir ta- raftan parlamenter sistem fiili olarak işlerliğini yitirmekte ve yerine hukuksal temeli olmayan bir başkanhk uygulaması geç- mekte, diğer taraftan toplumsal desteği çok a7alınış bir siyasi iktidar inatla yönetimi sürdür- meye çalışmaktadır. Türkiye 1 nin içinde bulunduğu bölgede dünya çapında bir bunalım ya- sanırken, içeride de kimin ne amaçia sürdürdüğü pek belli ol- mayan bir terör yükselme eği- limi göstermektedir. Faili bu- lunmayan cinayetler ile ilgili olarak, MİT müsteşannın em- niyet örgütünü çok ciddi biçim- de eleştirdiği ileri sürulmekte- dir. Bu, cumhuriyet tarihinde benzeri olmarruş bir gelişmedir. Böyle bir ortamda siyasi ik- tidan elinde tutan partinin "bir kanadının" devletin ve kamusai yaşamın laikliğini zedeleyen gi- rişimleri, arka arkaya adeta planlı bir çerçevede gündeme getirdiği gözlenmektedir. ANAP'ın toplumsal desteğini buyuk ölçüde yiürmesi ve diğer taraftan da bu partinin kong- resine giden il ve ilce secimleri- nin başlamış olması tartışma konusu antilaik girişimlerin motivasyonu hakkında bir fıkir verebilmektedir. Ancak bunla- rın içinde bulunulan sosyo- ekonomik koşullar ve Körfez bunaJımının yarattığı gelişme- ler karşısında ciddi anti laik gi- rişimler olarak değerlendirilme- mesi mümkün degildir. Nite- kim toplum hemen hemen her kesimi ile tepki göstermekte ve korkutucu bir kamplaşma hız- la geiişme eğilimi göstermekte- dir. Laikliğin ve bağlı olarak demokratik toplum düzeninin tehlikeye düştüğünü gören ya da gelişmeleri böylesine yorum- layan insanlann tepki göster- mesini yadırgamamak gerek- mektedir. Türkiye'de, özellikle son zamanlarda ortaya çıkan doludizgin gidişin yarattığı toz duman içinde temel uzlaşma noktasının gözden kacabıldiği dikkat çekmektedir. Bu temel uzlasma devletin ve kamusai yaşamın bütunu ile laik olma- sı, bunu ortadan kaldıracak gi- rişimlere izin verümemesidir. Tek tek insanlann, siyasi parti, dernek vb. kunıluşlann bu nokta üzerinde duyarlılık gös- termeleri ve kararlıhklannı or- taya koymalan gerekmektedir. Demokratik değerlerin önceli- ği çerçevesinde, ne kadar ağır gözükurse gözüksün sonınun başka çözüm yolu olmadığı akıldan çıkanlmamalıdır. yara alıyor (Bftamfi 1. Sayfada) şanh olurken Diyanet tşleri Baş- kaniığı da bu gelişmelere para- lel olarak Milli EğStim Bakanh- ğı'nı devredısı bırakarak Kuran kurslarmı tamamen kendi kont- rolüne aldı. öğretim birliğini zedeleyid, dini eğitime ağuiık veren bir dizi gelişme şu konulan içeriyor: Ttirban 12 Eylül 1980'den sonra güç kazandığı gözlenen dini akım- lar, öncelikle eğitimi hedef aldı- lar. ANAP hükümetleri döne- minde eğitimde laiklik tartısma- sı üniversitelerde türbanın ser- best bırakılması ile gündeme geldi. YOK'ün yönetmelik degi- şiklikleriyle çözemediği "türban sonuu" 1987 yıhnda çıkanlan 5511 sayılı Af YasasYna eklenen, "Üniversitelerde türban ve ba- şortiisü Uluiması serbesttir" şeklindeki maddeyle ANAP hü- kümeti tarafından cözülmeye çahşıldı. Ancak Anayasa Mahkemesi bu maddeyi iptal etti. Bunun üzerine ANAP Malatya Millet- vekili Biilent Çaparoghı ve arka- daşlan, Kadının Sorunlan ve StatusU Başkanhğı Yasası'na ek- ledikleri bir maddeyle "Ünlver- sitekrde ber tnriü kıhk kryafet serbesttir" hükmünün TBMM'- de benimsenmesinı sağladılar. Türban serbestisini amaçlayan bu yasal düzenlemeye karşın, üniversiteler Anayasa Mahke- mesi'nin önceki karanna uyarak türbana izin vermediler. tmam hatip liseleri Son 10 yılda dini eğitim veren örgün eğitim kuruluşlanmn ba- şında gelen imam hatip liseleri- ne alınan öğrenci sayısı yüzde 100'ü aşan oranda arttı. 198û'de 340 olan imam hatip lisesi sayı- sı, daha önceden açüış onayı ve- rilen imam hatiplerin askeri yo- netün döneminde açılmasıyla 374'e yükseldi. ANAP hükümetleri döne- minde ise imam hatip liselerinin sayısı 9 arttınlarak, 383'e yük- seldi. Aynı dönemde ilk Anado- lu imam hatip lisesi açıldı. 1980 yıhnda 228 bin 973 olan imam hatip liselerinde okuyan öğren- ci sayısı, bu öğretim yıhnda 300 bine yükseldi. Akyol döneminde, vatandaş- lar tarafından yaptınlan ve ba- kanhktan açılış onayı bekleyen 100"ün üzerindeki imam hatip li- sesine izin verilmezken mevcut imam hatip liselerinde "gizti kontenjan artışı"na gidildi. Ba- kanlık içindeki dinci kesimin ça- balanyla sadece 1989 yıhnda 25 ek bina ve 400 derslik yaptınla- rak 16 bin ek kontenjan artışı sağlandı. Uygulamalı din dersi ANAP'h muhafazakâr millet- vekillerinin imam hatip liseleri- nin kontenjanlannın arttınlması ve yenilerinin açılması için bas- kı yaptıkları kaydedilirken imam hatipler konusundaki son gelişme bakanhk teşkilat yasa- sımn TBMM Milli Eğitim Ko- misyonu'nda görüşülmesi sıra- sında gündeme geldi. Komisyonda çoğunluğu oluş- turan ANAP'h muhafazakârlar- dan Bülent Çaparoğlu ve Din Eğitimi Genel Müdürlüğü ile il- gili maddedeki "ögretim" sözcü- ğünü "efitim"e çevirerek din derslerinin "uygulamalı" olarak yapılmasının yolunu açtılar. Ko- misyonda benimsenen değişikli- ğe Milli Eğitim Bakanı Akyol, sert bir dille karşı çıktı. Bu de- ğişikhk, iki ANAP'h muhafaza- kâr milletvekilinin komisyonda- ki görevüıin sona ermesinin ar- dından muhafazakârlann ağır- hğı yitinneleriyle tekrar düzeltil- di ve madde eski haline döndü. Anadolu imam hatip liseleri Eğitim komisyonunda, imam hatiplerle ilgili getirilmek iste- nen son değişikhk ise bu lisele- rin Anadolu imam hatip lisele- rine dönüşttirülmesi yolunda atılan adım oldu. ANAP'h mu- hafazakârlardan Konya Millet- vekili AdU Küçuk, bakanhğın teşkilat yasasının görüşülmesi sı- rasında değişiklık önergesi vere- rek Din öğretimi Genel Müdür- lüğü ile ilgili maddeye "Anado- lu imam hatip liseleri" tanımı- nın da konulmasmı sağladı. Diyanet İşleri Başkanhğı ANAP hükümetleri döne- minde Diyanet İşleri Başkanh- ğı da güçlendirildi. Başkanlığa 40 bine yakın kadro sağlanırken son iki yılda bütçesi de yüzde 150 oranında arttınldı. 1989 yı- hnda 459 milyar lira olan Diya- net bütcesinin 1991 yıhnda 1 tril- yon 223 milyon lira olması ön- görüldü. Diyanet'in bütçe teklifi Bütce Komisyonu'nda benim- sendi. Kuran kurslan Diyanet işleri Başkanhğı'run açtığı Kuran kurslannın sayısın- da da patlama yaşandı. 1980 yı- hnda 2 bin 610 olan Kuran kur- su sayısı ANAP döneminde ağırlıkh olmak üzere yüzde 100 artış göstererek 5 bin 197'ye çık- tı. Bu kurslarda eğitim gören öğ- renci sayısı da aynı dönemde yüzde 200 artarak yılda 68 bin 486'dan 165 bin 281'e çıktı. Bu kurslarda halen 8 bin öğreticinin görey yaptığı belirlendi. Diyanet tşleri Başkanhğı'nın açtığı Kuran kurslan dışında ta- rikatlann açtığı Kuran kursla- nnda da yüzbinlerce öğrencinin öğretim gördüğü kaydediliyor. Dini yayıncılık Diyanet İşleri Başkanhğı, ya- yınlanyla da dini yaygın eğitime katkıda bulunuyor. Yılda 5 mil- yon adedin üzerinde olmak üze- re ortalama 40 çeşit kitap basan başkanhk, sadece 1989 yıhnda Diyanet gazetesini 1 milyon 390 bin adet, Diyanet Çocuk dergi- sini 737 bin adet, Diyanet der- gisini 25 bin adet, 1990 yıh Di- yanet Takvimi'ni de 1 milyon 442 bin adet bastırarak dağıttı. Başkanhk yine 1989 yıhnda 100 bin Kuran okumaya giriş, 100 bin de dini bilgiler ders kitabı bastırdı. Başkanlığın kitaplan bütün okul kitaplıklanna girdi. Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı da din eğitimi- ne destek verdi. Geçen yıl cami yapımlanna 4 milyar 642 milyon lira katkıda bulunan vakıf, 1984-1990 döneminde yeni Ku- ran kurslan yapılması için 1 mil- yar 560 milyon lira harcadı. Bu- güne kadar 18 bin 931 öğrenci- ye burs sağlayan vakıf, halen imam hatip öğrencileri ağırhkh olmak üzere 4 bin 795 öğrenci- ye burs veriyor. Memura din dersi ANAP'h muhafazakârlar 1982 Anayasası'yla zorunlu ha- le getirilen din derslerini devlet memurlarına da yayma çabası içine girdiler. llahiyat doçenti ANAP Konya MiDetvekUi Meh- met Şimşek, geçen yasama yıhn- da hazırladığj yasa tasansıyla 9 Eylül Üniversitesi'ne bağh ve memurlara din eğitimi verecek bir din büimleri araştırma ens- titüsü kuruhnası yolunda giri- şimde bulundu. ANAP'm mu- hafazakâr bakanlan Mehmet Keçeciler ile Vehbi Dinçerler'in altında imzalanmn bulunduğu yasa önerisi önce Milli Eğitim Bakanlığı ve YÖK tarafından da olumlu karşılandı. Ancak yasa önerisi, gelen ağır eleştiriler üze- rine Milli Eğitim Komisyonu'n- da görüşülmeden geri çekildi. TV'den din dersi ANAP'h muhafazakârların yeni hedefleri arasında "TV'den din dersi" verihnesi de yer ah- yor. Diyanet İşleri Başkanhğı'n- ca çalışmalan yürütulen proje- ye göre Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi'ne bağh llahiyat Bölümü kuruhnası ve bu bölumün derslerinin diğer açıköğretim programları gibi TV'den yayımlanması planlanı- yor. YÖNETMELİĞE TEPKİLER 'Gazetenizden öğrendik' Diyanet İşleri Başkanvekili, Kuran kurslannın denetlenmesi ile ilgili yeni yönetmelikten Cumhuriyet gazetesinde çıkan haber üzerine bilgi sahibi olduklannı söylerken, değişik çevrelerden uygulamaya tepkiler sürüyor. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosn) — Kuran kurslanyla ilgi- li yeni yönetmelik tepkilere yol açtı. Diyanet İşleri eski baskan- lanndan Lütfii Dogan, Kuran kurslannın eskisi gibi Milli Eği- tim'in görev alanmda bulunma- sı gerektiğini söyledi. Diyanet İşleri Başkanvekili Hamdi Mert ise "Nedca böyle bir defişildi- |e ghUMigiııi ara$tıracaklanıu" söyledi. Diyanet tşleri Başkanvekili Hamdi Mert Cumhuriyet'in so- rulannı yanıtlarken yeni yönet- melikle kurslarm denetiminde bakanhğın devre dışı bırakılma- sından gazetemizin haberi üze- rine bilgi sahibi oldugunu söy- ledi. Konuyu hukuk müşavirli- ğine incelettireceklerini ifade eden Mert, "Mili E|itim Ba- kanb|ı ile bugmne kadar isbirii- gi yapıyorduk. Baodan sonra da yapacagız. Yöaetmelikte neden böyle bir det^Odite gidUmiş bir arastırmamız gerekiyor" dedi. Bakanhğın denetimine hiçbir zaman kapalı ohnadıklannı, za- man zaman bizzat kendilerinin bakanlıktan kurslarm denetimi için müfettiş istediklerini belir- ten Mert, konuyla ilgili olarak daha sonra kapsamh açıklama yapacaklanm bidirdi. 1971 yıhnda çıkanlan yönet- meliğin hazırhk çahşmalanda Din Tşleri Yüksek Kurulu üyesi sıfatıyla görev alan eski devlet bakanlanndan Lütfii Dogan, Kuran kurslannın vatandaşlann isteğinden doğan öğrenim yer- leri olduğuna işaret ederek söy- CUNEYTARCAYUREKyazıyor Son Gerici SerüvenlerANKARA — Telefonun bir ucundaki Bakan; anayasaya, yasalara karşın yaratılan oldubitti- ye duyduğu öfkeyi dile getiriyor. Telefonun öte- ki ucundaki Başbakanlık Müsteşan, Kuran kurslannda eğitim ve öğretim faaliyetlerinin yü- rütülüp denetlenmesinde Milli Eğitim Bakanlı- ğı'nı dışlayan yönetmeliğin "hemen başlatıla- cak" incelemelerden sonra değiştirilebileceği gövencesini veriyor. Milli Eğitim Bakanı Avni Akyol, eğitim ve öğ- retim birliğini pekiştiren anayasa ve ilgili yasa- iar varken Kuran kurslarmı bakanltğın deneti- minden uzaklaştıran hükümlerin değiştirilece- ğinden kuşku duymuyor. Bakan Akyol'un kafasında son olayla beliren kanı şöyle özetlenebilir: "Son zamanlarda 'oçevrelerde' geniş hare- ketlilik göze çarpıyor. Once okullarda namazı zorunlu kılmaya çalıştılar. Başardılar. Hükûmet- ten gelen tepkiyle geri adım attılar. Şimdi Bakanlığı Kuran kurslanndaki eğitim ve öğretimden uzaklaştırma oiayını yarattılar, el- lerine geçen fırsatlan değerlendirerek yönetme- lik değişikliğini somut biçime akJılar. Bu girişimler önlenebilir. Fakat önemli olan şu değil mi: Bütün bunlar devlet yönetiminin 'ait kademelerinde' var olan, yeri ve zamanı ge- lince işleyen bir niyeti açik seçik bir kez daha göstermiyor mu?" Son ömek: Kuran kurslan yönetmeüğinde ya- pılan değişikiik devlet kademelerini atiaya at- iaya Akbulut'un önüne geliyor ve Başbakan'ın imzasını alarak Resmi Gazete'de yayımlanıyor. Bakan Akyol, Başbakanlık Müsteşan Saba- hattm Çakmakoğlu'na hem yasaları anlatıyor hem de soruyor: "Anayasanın 24. maddesi, milli eğitimin dev- let gözetiminde yapılacağınt buyuruyor. Milli eğitim temel kanununun, ki bu kanun Tevhidi Tedrisat Kanunu'na dayanarak hazırianmıstır, 17. maddesi 'resmi ve özel her kuruluşun eği- timle ilgili faaliyetleri milH eğitim amaçlanna uy- gunluğu bakımından Milli Eğitim Bakanlığı'nın denetimine bağlıdır' diyor. Aynı yasa, 1a mad- de milli eğitimi özgün ve yaygın olarak iki ana bölüme ayınyor. Özellikle 56. madde 'eğitim ve öğretim hizmetlerinin bu kanun hükümlerine göre devlet adına yürütülmesinde, gözetim ve denetimden Milli Eğitim Bakanlığı sorumludur' diye yazıyor. Bu hökümlere rağmen, Kuran kurslannın öğrenimiyle denetlenmesi bakanlıktan yönet- melikle nasıl alınır, lûtfen açıklar mısınız?" "Alt kademelerde var olan 'niyet sahiplerini' arıyor Bakan Akyol. Sözü ediJen yönetmelik, Milli Eğitim'e danışılmadan Başbakanlığa ge- liyor. Bu türden öneriler Başbakanlık'ta ya Mev- zuat Genel Müdürtüğü'nde ya da Kanun ve Ka- rarlar Dairesi'nde incetentyor. Kuran kurslan so- runu, yasaiara her aykırıltğı "sektirmeden ya- kalayıp önleyen" kanun ve kararlardan geçe- ceği yerde öteki birimlerde inceleniyor. "Uygundur" resmi notu ile Başbakan'ın imza- sına gidiyor. Devietteki laçkalığın mı yoksa bürokrasideki umursamazlığın mı eseridir, bilinmiyor, sapta- namıyor. Başka bir olay Başbakanlık'taki geliş- melere koşut izlenimler veriyor. Eğitim birliği- ne aykırı yönetmelik geçen cumasabahı Res- mi Gazete'de yayımlanıyor. MEB'nın inceleme, izleme, irdeleme birim- lerindeki gereğinde bakanı uyarmakla görevii bürokratlann saat 18.00'e kadar yönetmelikten haberi yok. Bir gazetenin -Cumhuriyet- yeni yo- netmeliğe ilişin görüşlerini almak için Bakan Akyol'u aramasından sonra Milli Eğitim uyanıyor. O saatlerde bakanlıkta konuyla ilgili yetkiliyi ara ki bulasın? Eski ve yeni yönetmeliğin me- tinlerini Cumhuriyet, bakanlığa fakslıyor. Bakanlık koltuğunda bugün laikiik konusun- da duyariı Avni Akyol olmasa, Allah bilir, Kuran kurslannın denetimi, öğrenim ve eğitim sorum- lulugu kimsenin sesı çıkmadan, haberi olma- dan MiHi Eğrtim'den alınacak. Gün geçirmeden laikliği her fırsatta delmeye, laiklik dışı yetkiler ele geçirmeye "niyetli" olanlar bir bir saptanıp devlet yönetiminden ayıklanması gerekiyor. La- iklik düşmanlannın, gericiğe hasret kafalann ilk hedefi askeri okullaria MiUi Eğıtim'in denetimi- ne bağh kurumlar. Askeri okullara şimdilik diş geçiremryoriar. Yıkılıp grtmesini ya da bir an ön- ce ele geçhmeyi istedikteri bakanlık, Milli Eğitim. Laikliğe aykırı davrantşlara hemen her gün tepkiler sergitenmesi gerekirken DGM, Anrtkab- re yürüyüş düzenleyen üniversitelere soruştur- ma açıyor. Laikliği savunma, bir bakıma, soruş- turma, kovuşturtna konusu yapılıyor. Hükümet ise giderek güçlenen irtica hare- ketlerine şöyle bakryor: Akbulut, grubunda irtica haberierini 'ANAP'ı oyuna getirmek için tezgâhlandığı" yorumuy- la ciddiye almadığını açıklıyor Adalet Bakanı Sungurlu'ya göre "irticayı dış mihraklar gün- demde tutuyor". İktidar grubunda İslami örgütlerin cana kıy- dıkları ya da başka olaylann geliştiği günlerde irticaya karşı tek bir konuşma yapana rastlan- mıyor. ANAP için irtican/n varlığı önem taşımı- yor. irtica yokl Basının, aydınlann uydurması var! Fakat iktidar olaylann içeriğini araştıraca- ğı yerde, başka bir korkuya kapOdığını sakla- mıyor. irili ufaklı demeçler olaylann "bir darbe getihp getirmeyeceği"kaygısry1a yüklü. Kısacası irtica yerine siyasal yaşam kaygtsına düşmüş bir iktidarla laiklik savunuluyor. Bu kafalaria daha çok yönetmefktor cıkar, da- ha pek çok laikliğe darbe vuran planlar hazır- lanıp uygulamaya alınır. le dedi: "Bu kimlik içinde, özellikle önce 1949'da imam hatip kurs- lan sonra da imam batip okul- lan ile fakülteleri, Tevhidi Ted- risat Kanunu'nun istemi gereği açüdıkUn sonra Kuran kursla- nnın din görevlisi yetiştirme iş- levi kalmamışlır. Ancak hafız yetiştirilmesi ile bazı temel İsla- mi ve dini bilgileri gerektiren konalarda balkın eğitilmesi amacı ile Kuran kurslannın ça- lısması sürdürülmüştür. Bu gö- riişe göre Kuran kurslan bir egi- tim yeri defil, bir öğretim, bil- gi edinme kurslan dummunda bulunmaktadır. Başlangıçta bn kurslannın denetimini mutlak Milli Eğitim Bakanlığı yapıyor- du. Ancak MEB çok dağınık iş- lerinden ötürii Kuran kurslan- nı yeterince denetle.vemejince ve bazı nedenlerle deneüemeden cekiünce yeni bir yönetmelik ha- zırladık. 1971 yılında çıkanlan bu yönetmdikle denetirade MUli Eğitim Bakanlıgı üe Diyanet ts- leri Başkanlıgı'un işbiriigi yap- ması hiikmii getirildi." Doğan, eğitim-öğretim birli- ği yasasına göre tüm eğitimden MUli Eğitim Bakanlığı'nın so- mmlu olduğuna işaret ederek, "Kanaatiıne göre, yine eskisi gi- bi bakanhkla işbiriigi içinde Ku- ran kurslannın işleyişi, deneti- ni ve sonoçlan yeniden eie alramalıdır" biçiminde konuş- tu. Doğan, yönetmeliğin yasa- lara uygun şekilde değiştirilme- si gerektiğini kaydetti. Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Prof. Dr. Nejat Kay- maz, öğretim birliği yasasına za- ten yıüardır uyulmadığına işaret ederek, din eğitiminin geniş bo- yutlara ulaşmasım eleştirdi. Ak- yol'un sözleriyle uygulamalan- nın da birbirini tutmadığını ifa- de eden Kaymaz, "Akyol, bir yandan imam hatip liselerini sa- vunup bir tekini feda etmezken diğer yandan da laiklik konuş- maları yapıyor" dedi. Laikliğe Çağn Grubu adına açıklama yapan Demet Işık da TBMM'nin ve vatandaşlann antilaik uygulamalarda devredı- şı bırakılmasını eleştirerek, "Bunlar dincilerin hukuka son müracaatlan. bundan sonra ka- nun ya da yönetmelik çıkarma- ya da gerek duymayacaklar. Devleti ele geciren bir tarikat var. Bu tarikat devletin bütün olanaklannı kullanarak, devle- tin temellerini seriat tabanına oturtmak için çaba harcıyor" dedi. Eski Milli Eğitim bakanlann- dan Necdet Uğtır da Cumhuri- yet'in sorusu üzerine, tek bir konuda değerlendirme yapmak istemediğini, sorunun laiklik so- runu oldugunu ifade etti. Uğur, laiklik konusunun her yönüyle kapsamh olarak ele alınması ge- rektiğini bildirdi. 55 ÖĞRETtM ÜYESİ SBF'den laiklik deklarasyonu ANKARA (Camhuriyet Bü- rosn) — Üniversitelerde antila- ik girisimlere karşı öğretim üye- lerinin başlattığı eylemler sürü- yor. AÜ Siyasal Bilgiler Fakül- tesi öğretim üyelerince kamuo- yıma yapılan "Laiklik Duyuru- ra"nda, laiklik karşıtı güçierin başta Milli Eğitim ve tçişleri ba- kanhklan olmak üzere Ulke yö- netiminde yuvalandıklan, üni- versiteleri baskı ve tehdit altma aldıklan belirtildi. Aralannda Dekan Prof. Güney Devrez ile yardımcılan Prof. Nami Çagan ve Prof. Olal Göle'ninde bu- lunduğu 55 öğretim üyesi ve yardımcısı tarafından imzala- nan duyuruda, gelişmelerin "demokrmsi dışı mödaBale" tehükesi yarattığı vurgulanarak "Ba, iç rt dış teUikeler karp- smda unndnmnz, sonımla siya- Mt adjunlannın demokrasi ve laikiik ekseni çevresinde bir oy- daşmaya nlaşmalandır" denil- dî. AÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üye ve yardımcılanmn geniş katılımıyla hazırlanan du- yuruda laiklik karşıtı gelişmele- re dikkat çekildi. Kurulduğu günden beri cağdaş uygarhk dü- zeyine ulaşmayı amaçlayan Tûrkiye Cumhuriyeti'nin bu yoldaki temel dayanağının laik nitelikte ve bilimci-akıla bir eği- tim duzeni olduğu vurgulanan duyuruda "B« biçimde yetisen knşaklar sayesindedir ki Tür- kiye, Mttsiüman filkeier toplu- lugu içinde bugiin görece daka ileri bir duzeye gdmiştir " denil- di. . Duyuruda laiklik çevresinde oluşan toplumsal huzursuzlu- ğun, keskin kutuplaşmalar ara- olığryla "yabana emeflerin" ül- kenin içişlerine kanşma çabala- nnı yüreklendirdiği kaydedile- rek şu görüşlere yer verildi: "— Laiklik, Autiirk devrin- lerinin özü, cumhuriyetimizia temel taşı, iki yüzyıla yalüaşaa uygariaşma savaşımızın ana ek- senidir. — Bugün laiklik karşıtı güç- ler, başta Milli Eğitim ve Içişle- ri bakanhklan olmak üzere ül- ke yönetiminde yuvalanmakta temeli bihmsel düşünce ve hoş- görü olan üniversheleri baskı ve tehdit altma ahnakta; din ders- leri zorunlu kıhnmış, ortaöğre- timi ve mesleki eğitimi, amacın- dan saptırılmış imam hatip okuUanm, kendi emellerini ger- çekleştirmek icin sıçrama tahtası olarak kullanmaktadır. — Devlet ve toplum yasamı- mızu temel ilkesi olan laiklifİB bugün içine itildifi çekisme or- taıaı, (oplumnmDza ber türtö demokmsi dışı kanşuna hazır daruma getirme tehUkesini ya- ratmaktsdn*. Şu açıkea biMune- lidir ki hangi bahane ile ohına olson, demokrasi dışı kanşım- lar, eninde sonanda, vicdan öı- görragü âaUİ her türHi özgürii- gü ortadan katdırmakla katauz, tophunsal gönencimizin gercek- leştirflmesini de obuukaz U v . — Yalnızca toplumsal ilerle- menin değil, bireysel gelişmenin de önkoşulu olan laiklik konu- sunda, gençlerimizin duyariı ol- malan doğaldır. Ancak, üniver- sitelerde "karşıt gruplar" ara- sındaki çatışmalan, karanhk emellerini gerçekleştirmek için bahane olarak kullanmaya ha- zır, demokrasi dışı güçierin var- hğı unutulmamalıdır. Bu ba- kımdan, gençler kışkırtmalara kapıhnamalı, bilinçli ve soğuk- kanlı davranmalıdırlar. Top- lumsal bunalımlann faturalan- m bir kez daha üniversitelere yükleme eğilimlerine karşı, tüm üniversite mensuplan uyanık ol- mak zorundadırlar." Nissan Sunny Avrupa'nm 1 numaralı Japon'unır hemen gelin, teslim alın! * 1989'da Avrupa'nın en çok satılan Japon otoınobili, Nissan! YttfciK Satıola botiar Otomotiv A.Ş. Adsna Tel: (71) 11 30 32 -11 66 84, Mek LtaLŞtf.Anlcara Tel (4) 146 52 75 -146 53 22, Günlw-Güney Otom.ric.Ltd.Sti. Antalya Tel (31) 11 31 34, Dtvrim Tîe. Aydın Tel (631) 113 39 -117 60, Röya Tun. TMİS ve İş»t Balıkesır Tel- (661) 366 96 - 366 97, KörfM Bandırma Tel-(198) 340 00, Oto Ar Bdu Tel (461) 223 25. Mtrt Oto Yedek Pvça Tıc Bursa Tel (24) 14 56 06 -14 56 08, Ar-Y«vuz Motorlu TaşrtTıc Oenızlı Tel (621) 113 83, Zeytinci La*. ve Otom.rie.Uil.Sti. Oryarbakır Tel. (831) 118 74, Otopanftty Eiartğ Tel' (811) 119 38, Pototiar in?.»W.San.Tic.Ltd.Şti. Erîurum Tel (011) 142 21, Erçelebi Motorlu Aractar Sın. ve Tic. Eskişernr Tel. (22) 14 24 62 - 11 85 25, Zafer Oto Koll.Şti. Gazıantep Tel' (85) 10 18 55. Motaş Istanbul Tel: (1) 356 05 25, Ztytinci Otomotiv istanbui/Üsküdar Tel' (1) 310 37 15, Motef »fak.Oto S M . ve rıe.Şti. Istanbul/Kartal Tel (1) 353 60 66 • 387 18 63, H. Kûcükogkı Istanbut^Topkapı Tel (1) 567 66 15, Mude Otomotiv istanbul Tel (1) 350 67 52 - 358 04 72, AysıJ Koll.Şti. Izmır/Bergama Tel (541) 136 86 - 136 87, Gûrler Otomotiv S«ı. M T1cXtdŞtL Izmır Tel (51) 21 20 46, Motorpv tzmır Tel: (51) 13 80 71. Batu Oto Otomotiv He. Izmır Tel (51) 33 82 22 • 33 79 11, Yılmaz rıe.Ko«.Şti.lzmit Tel. (21) 15 49 62. Aittn Ûntûer Korya Tel. (33) 13 65 24 -13 62 62, Efgûl TıcSan. ve Ltd.Şti. Malatya Tel (821) 427 97, Kahram«riw Yakrt Tic. ve S M . A.Ş. Manısa/Akhısar Tel. (558) 112 71 - 130 61, Oto Vottun Ordu Tel (371) 129 04 - 132 15, A. Uzunalioğlu A.Ş. Trabzon Tel. (031) 504 41, Hüseyin Koyuncu Hıleflvi KolLŞti. Soke Tel: (6351) 12 27 - 26 26 - (635) 181 61, Süvri Pıun Sılıvn/lstânbul Tel 11897) 10 25 - 3963, Idil Otomotiv- Turion v« rıc.Ud.Şti. TekKdağTel. (166) 212 26 -130 35-159 23, İNmur Tkarat Uşak Tel. (641) 123 52, Melek Besicilik Ltd.Şti. Van Tel: (061) 112 33. iatıir - Merkez: Ankara Asfalö No: 64 Bornova - 35100 Tel: 16 94 40 (6 hat) İstanbul Shovv-Room: Akabe Ticaret Merkezı Büyükdere Cad. 70-80/2 Mecidiyekoy - 80450 istanbul Tel: 167 48 08 Kuran kursunu denederiz(Baştarafi 1. Sayfada) — Sayu Bakan, eski yöaet- meMkte bakaabtuuıa miifettis- leri Kuran kursiannı denetliyor. Vni yönetndikle ise b« cıkarü- mış. R«if«hjB«t» devre dışı bı- AKYOL — Bırakamazlar. öğretimde Birlik Yasası yani Tevhidi Tedrisat Kanunu ve 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanu- nu'nun 56. maddesi var. Bunlar- dan dolayı bizim yetkimiz var. Eğitimde ve öğretimde birliği sağlamak için. Biz yaygın ve ör- gün eğitimden sorumlu değil mi- yiz? Orgün eğitim, okul öğren- cisi, ilköğretun, ortaöğretim, yükşeköğretim değil mi? Yaygm eğitimi ise 'okullann yanında ve dışında yapılan her türlü eğitim faaliyetidir' diye tammlar 1739 sayıh kanunun ilgili maddesi. Miüi Eğitim Temel Kanunu'nda "her yerde egttun" ilkesi yer ahr. Her yerde eğitim ilkesi ile de Türkiye'de sadece resmi okullar- da ve kurumlarda değil, her yer- de yapılacaJ; eğitimin Türk milli eğitiminin amaçlanna uygun olup olmadığmı izJemek ve de- netlemekle yükümlüyüz, sorum- luyuz. Bunlar yürürlükte oldu- ğu surece hiçbir yönetmelik, hü- küm bizi bağlamaz. Yönetme- likte hata varsa düzeltiriz. — Yönetmelik kazviaaırken siziı görüşünüz alınmıj mrydı? AKYOL — Incelemeye al- dun. Arkadaşlan görevlendir- dim. Çahşıyorlar. Biliyorsunuz ben müfettişUk görevinde de bu- lundum. Onun için öyle bir yö- netmehgı şaşkınhkla karşıladım. Bir yanhşlık var herhalde. Dü- zeltir. Ama böyle bir yönetme- liğin hiç bizimle tartışılmadan, bize danışılmadan hazırlanma- sı, böyle bir yola gidihniş olma- sı üzücü. Çunkü herkes bihyor- ki 430 sayıh öğretimde Birlik Kanunu yürürlüktedir. Herkes biliyor ki bir toplumda birliği, duzeni sağlamak için birleştiri- ciliği geliştirmek için öğretimde Birlik Kanunu'nun gereğini yap- mak gerekiyor. Eğitimde de bir sistem bütünlüğü var. Biz kua- för kurslanm bile denetüyoruz. Sürücü kurslanm denetüyoruz. İzin veriyoruz. Bunlar sadece koordinasyon içindir. Birlikte yapılır. Kuran kurslannın açıl- masıyla ilgili olarak da yönetme- likte Milli EŞtim Müdürlüğü de bulunur denüiyor. Yani yerinin seçiminde Milh Eğitrm Müdür- lüğü yetkilileri de bulunur diyor. lyi inceJemek lazımdır aslında. Bu kadar bilgi vereyim, ön bilgi olsun.Bunları ilk görüşüm ola- rak yorumlayın. — Diyanet İşleri size basvur- du mu? AKYOL — Ama şimdi çok iyi inceletiyorum, değerlendirti- yonım. Bugüne kadarki uygula- malara aykırılık olduğu için. Üs- tünde titizlikle duruyorum. — Tevfaidi Tedrisat Yasası hâ- lâ yürürlukteykeı»... AKYOL — Hiç yaptınnam. Tevhidi Tedrisat'a aykın hareket- lere müsaade edemem. Ne Tev- hidi Tedrisat'a ne de beni yü- kümlü tutan 1739 sayıh Milli Eğitim Temel Kanunu'na aykırı durumlara göz yumamam. Onun gereğini yapanm, uygula- nm, hiçbir kimse mani olamaz bana. — Eski yöneımeJikte olmadı- ğı halde yeni yönetmelik Diya- net tşleri Baskanhgı'na müfre- dat programiannjn hazuianması yetkisini de veriyor. Ders kiUp- lan da Diyanet İşleri Başkanb- gı'nca hazırlanıyor. Bu da Ög- retün Birügi Yasaa'na aylun de- ği] mi? Sanki imam hatip okul- lan gibi yrida 32 hafta eğitim ya- Dacâklan beUrtiliyor. AKYOL — Diyanet tşleri Başkam'm aradım bilgi almak için. Yurtdışında olduğu için bil- gi alamadım.Benim bu görüşle- rim ilk tepkimdir.Bugüne kadar ki uygulamaya terstir. Ve aslın- da kanunda yazılı olmasa dahi kanuni yetkileri dahi olsa Milli Eğitim Bakanlığı ile gözetim, denetim açısından, eğitimde öğ- retimde birlik açısından bir aka- demisyenin başında olduğu baş- kanhğm bu işbirliğinden uzak kalmasım, yetki ve sorumluluk- lan bir tarafa atmasını uygun buhnam.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear