Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
18 KASIM 1990 HABERLER CUMHURtYET/15
Ne yapılmak îsteniyor?
GENCAY ŞAYLAN
ANKARA — Türkiye'nin
son haftalarda, gidcrek artan
bir hızla, keskin bir kamplaş-
maya doğru doludizgin gittigi
gözlerden kaçmıyor. Laikler ile
laiklik karşıtı eğilimler arasın-
da tırmanan bu kamplaşmanın
topiumu nereye götüreceği ko-
nusunda ürkütücü senaryolar
ortaya çıkıyor. Böyle bir ortam-
da sorunuD can aha noktası
gözlerden kaçabilmektedir.
Laiklik, çağdaş bir yaşam bi-
çiminin, ondan da ötede de-
mokratik toplumsal ve politik
düzenin "olmazsa olmaz" ko-
şulu olarak tammlarjabilznekte-
dir. Bu nedenle toplumdaki çok
genis kesimler sorun üzerinde
duyarlılık göstermekte ve hak-
lı olarak tepkiler koyabilmekte-
dir.
Hiç kuşkusuz laikliğin temel
boyutlanndan biri tam bir din
ve vicdan özgürlüğüdür. Bu öz-
gürlflk insanlann inandıklan
gibi ibadet edebflmelerini, ay-
nı inanca sahip insanlann ara-
lannda örgütlenebilmelerini ve
bir araya gelebilmelerini, inanç-
lannı başkalanna yayabilmele-
rini içerir. Ancak bu özgürlü-,
ğttn kullanımının sivil toplum
ile sınırb olduğunu unutmâmak
gerekir. Başka bir deyişle din ve
vicdan özgüriüğü kamusai ya-
şamı ve kunımlan değiştirecek
bir kapsam ve içerik içinde kul-
lanılmaya başlanırsa artık ora-
da bir sivil özgürlüğün varlığın-
dan söz edilemez. Demokratik
toplumsal ve politik yaşamı or-
tadan kaldıracak bir siyasi ha-
reketin gündeme geldigi düşü-
nülebilecektir. Bu nedenle laik-
lik mücadelesinin özü, devlet
kurumlannı, bir başka deyişle
kamusai yaşamı dinsel etki ya
da düzenlemelerden uzak tut-
maktır.
Turlriye'de son haftalarda or-
taya çıkan korkutucu gelişme-
ler, insanlann bir araya gelip bir
mevlit okutması ya da bir dini
kişiyi anma toplantılan yapma-
sı değil, TBMM içinde ortaya
çıkan tutum ve davranışlardan
kaynaklanmaktadır. tmam ha-
tip liselerinin daha da ayncahk-
lı bir konuma getirilmesi, son-
radan geri ahnmasına karşın
din öğretiminin uygulamah eği-
time dönüştürülmek istenmesi,
toplumda devlet eliyle din cği-
tim ve öğretiminin yaygınlaştı-
nlmak istenmesi, banka kârla-
nndan alınan paylarla dinsel
amaçlı harcamalann yapılabil-
mesine olanak sağlanması ve en
son olarak Milli Eğitim Bakan-
hğı eliyle yürütülen Kuran kurs-
larının bundan böyle Diyanet
eliyle yürütülmesi, sözü edilen
tutum ve girişimiere örnektir.
İçinde yasadığımız dönemde
Türkiye'nin ciddi bir siyasal bu-
nahm ile karşı karşıya bulundu-
ğu söylenebilmektedir. Bir ta-
raftan parlamenter sistem fiili
olarak işlerliğini yitirmekte ve
yerine hukuksal temeli olmayan
bir başkanhk uygulaması geç-
mekte, diğer taraftan toplumsal
desteği çok a7alınış bir siyasi
iktidar inatla yönetimi sürdür-
meye çalışmaktadır. Türkiye
1
nin içinde bulunduğu bölgede
dünya çapında bir bunalım ya-
sanırken, içeride de kimin ne
amaçia sürdürdüğü pek belli ol-
mayan bir terör yükselme eği-
limi göstermektedir. Faili bu-
lunmayan cinayetler ile ilgili
olarak, MİT müsteşannın em-
niyet örgütünü çok ciddi biçim-
de eleştirdiği ileri sürulmekte-
dir. Bu, cumhuriyet tarihinde
benzeri olmarruş bir gelişmedir.
Böyle bir ortamda siyasi ik-
tidan elinde tutan partinin "bir
kanadının" devletin ve kamusai
yaşamın laikliğini zedeleyen gi-
rişimleri, arka arkaya adeta
planlı bir çerçevede gündeme
getirdiği gözlenmektedir.
ANAP'ın toplumsal desteğini
buyuk ölçüde yiürmesi ve diğer
taraftan da bu partinin kong-
resine giden il ve ilce secimleri-
nin başlamış olması tartışma
konusu antilaik girişimlerin
motivasyonu hakkında bir fıkir
verebilmektedir. Ancak bunla-
rın içinde bulunulan sosyo-
ekonomik koşullar ve Körfez
bunaJımının yarattığı gelişme-
ler karşısında ciddi anti laik gi-
rişimler olarak değerlendirilme-
mesi mümkün degildir. Nite-
kim toplum hemen hemen her
kesimi ile tepki göstermekte ve
korkutucu bir kamplaşma hız-
la geiişme eğilimi göstermekte-
dir. Laikliğin ve bağlı olarak
demokratik toplum düzeninin
tehlikeye düştüğünü gören ya
da gelişmeleri böylesine yorum-
layan insanlann tepki göster-
mesini yadırgamamak gerek-
mektedir. Türkiye'de, özellikle
son zamanlarda ortaya çıkan
doludizgin gidişin yarattığı toz
duman içinde temel uzlaşma
noktasının gözden kacabıldiği
dikkat çekmektedir. Bu temel
uzlasma devletin ve kamusai
yaşamın bütunu ile laik olma-
sı, bunu ortadan kaldıracak gi-
rişimlere izin verümemesidir.
Tek tek insanlann, siyasi parti,
dernek vb. kunıluşlann bu
nokta üzerinde duyarlılık gös-
termeleri ve kararlıhklannı or-
taya koymalan gerekmektedir.
Demokratik değerlerin önceli-
ği çerçevesinde, ne kadar ağır
gözükurse gözüksün sonınun
başka çözüm yolu olmadığı
akıldan çıkanlmamalıdır.
yara alıyor
(Bftamfi 1. Sayfada)
şanh olurken Diyanet tşleri Baş-
kaniığı da bu gelişmelere para-
lel olarak Milli EğStim Bakanh-
ğı'nı devredısı bırakarak Kuran
kurslarmı tamamen kendi kont-
rolüne aldı.
öğretim birliğini zedeleyid,
dini eğitime ağuiık veren bir dizi
gelişme şu konulan içeriyor:
Ttirban
12 Eylül 1980'den sonra güç
kazandığı gözlenen dini akım-
lar, öncelikle eğitimi hedef aldı-
lar. ANAP hükümetleri döne-
minde eğitimde laiklik tartısma-
sı üniversitelerde türbanın ser-
best bırakılması ile gündeme
geldi. YOK'ün yönetmelik degi-
şiklikleriyle çözemediği "türban
sonuu" 1987 yıhnda çıkanlan
5511 sayılı Af YasasYna eklenen,
"Üniversitelerde türban ve ba-
şortiisü Uluiması serbesttir"
şeklindeki maddeyle ANAP hü-
kümeti tarafından cözülmeye
çahşıldı.
Ancak Anayasa Mahkemesi
bu maddeyi iptal etti. Bunun
üzerine ANAP Malatya Millet-
vekili Biilent Çaparoghı ve arka-
daşlan, Kadının Sorunlan ve
StatusU Başkanhğı Yasası'na ek-
ledikleri bir maddeyle "Ünlver-
sitekrde ber tnriü kıhk kryafet
serbesttir" hükmünün TBMM'-
de benimsenmesinı sağladılar.
Türban serbestisini amaçlayan
bu yasal düzenlemeye karşın,
üniversiteler Anayasa Mahke-
mesi'nin önceki karanna uyarak
türbana izin vermediler.
tmam hatip liseleri
Son 10 yılda dini eğitim veren
örgün eğitim kuruluşlanmn ba-
şında gelen imam hatip liseleri-
ne alınan öğrenci sayısı yüzde
100'ü aşan oranda arttı. 198û'de
340 olan imam hatip lisesi sayı-
sı, daha önceden açüış onayı ve-
rilen imam hatiplerin askeri yo-
netün döneminde açılmasıyla
374'e yükseldi.
ANAP hükümetleri döne-
minde ise imam hatip liselerinin
sayısı 9 arttınlarak, 383'e yük-
seldi. Aynı dönemde ilk Anado-
lu imam hatip lisesi açıldı. 1980
yıhnda 228 bin 973 olan imam
hatip liselerinde okuyan öğren-
ci sayısı, bu öğretim yıhnda 300
bine yükseldi.
Akyol döneminde, vatandaş-
lar tarafından yaptınlan ve ba-
kanhktan açılış onayı bekleyen
100"ün üzerindeki imam hatip li-
sesine izin verilmezken mevcut
imam hatip liselerinde "gizti
kontenjan artışı"na gidildi. Ba-
kanlık içindeki dinci kesimin ça-
balanyla sadece 1989 yıhnda 25
ek bina ve 400 derslik yaptınla-
rak 16 bin ek kontenjan artışı
sağlandı.
Uygulamalı din dersi
ANAP'h muhafazakâr millet-
vekillerinin imam hatip liseleri-
nin kontenjanlannın arttınlması
ve yenilerinin açılması için bas-
kı yaptıkları kaydedilirken
imam hatipler konusundaki son
gelişme bakanhk teşkilat yasa-
sımn TBMM Milli Eğitim Ko-
misyonu'nda görüşülmesi sıra-
sında gündeme geldi.
Komisyonda çoğunluğu oluş-
turan ANAP'h muhafazakârlar-
dan Bülent Çaparoğlu ve Din
Eğitimi Genel Müdürlüğü ile il-
gili maddedeki "ögretim" sözcü-
ğünü "efitim"e çevirerek din
derslerinin "uygulamalı" olarak
yapılmasının yolunu açtılar. Ko-
misyonda benimsenen değişikli-
ğe Milli Eğitim Bakanı Akyol,
sert bir dille karşı çıktı. Bu de-
ğişikhk, iki ANAP'h muhafaza-
kâr milletvekilinin komisyonda-
ki görevüıin sona ermesinin ar-
dından muhafazakârlann ağır-
hğı yitinneleriyle tekrar düzeltil-
di ve madde eski haline döndü.
Anadolu imam hatip
liseleri
Eğitim komisyonunda, imam
hatiplerle ilgili getirilmek iste-
nen son değişikhk ise bu lisele-
rin Anadolu imam hatip lisele-
rine dönüşttirülmesi yolunda
atılan adım oldu. ANAP'h mu-
hafazakârlardan Konya Millet-
vekili AdU Küçuk, bakanhğın
teşkilat yasasının görüşülmesi sı-
rasında değişiklık önergesi vere-
rek Din öğretimi Genel Müdür-
lüğü ile ilgili maddeye "Anado-
lu imam hatip liseleri" tanımı-
nın da konulmasmı sağladı.
Diyanet İşleri
Başkanhğı
ANAP hükümetleri döne-
minde Diyanet İşleri Başkanh-
ğı da güçlendirildi. Başkanlığa
40 bine yakın kadro sağlanırken
son iki yılda bütçesi de yüzde
150 oranında arttınldı. 1989 yı-
hnda 459 milyar lira olan Diya-
net bütcesinin 1991 yıhnda 1 tril-
yon 223 milyon lira olması ön-
görüldü. Diyanet'in bütçe teklifi
Bütce Komisyonu'nda benim-
sendi.
Kuran kurslan
Diyanet işleri Başkanhğı'run
açtığı Kuran kurslannın sayısın-
da da patlama yaşandı. 1980 yı-
hnda 2 bin 610 olan Kuran kur-
su sayısı ANAP döneminde
ağırlıkh olmak üzere yüzde 100
artış göstererek 5 bin 197'ye çık-
tı. Bu kurslarda eğitim gören öğ-
renci sayısı da aynı dönemde
yüzde 200 artarak yılda 68 bin
486'dan 165 bin 281'e çıktı. Bu
kurslarda halen 8 bin öğreticinin
görey yaptığı belirlendi.
Diyanet tşleri Başkanhğı'nın
açtığı Kuran kurslan dışında ta-
rikatlann açtığı Kuran kursla-
nnda da yüzbinlerce öğrencinin
öğretim gördüğü kaydediliyor.
Dini yayıncılık
Diyanet İşleri Başkanhğı, ya-
yınlanyla da dini yaygın eğitime
katkıda bulunuyor. Yılda 5 mil-
yon adedin üzerinde olmak üze-
re ortalama 40 çeşit kitap basan
başkanhk, sadece 1989 yıhnda
Diyanet gazetesini 1 milyon 390
bin adet, Diyanet Çocuk dergi-
sini 737 bin adet, Diyanet der-
gisini 25 bin adet, 1990 yıh Di-
yanet Takvimi'ni de 1 milyon
442 bin adet bastırarak dağıttı.
Başkanhk yine 1989 yıhnda 100
bin Kuran okumaya giriş, 100
bin de dini bilgiler ders kitabı
bastırdı. Başkanlığın kitaplan
bütün okul kitaplıklanna girdi.
Diyanet Vakfı
Diyanet Vakfı da din eğitimi-
ne destek verdi. Geçen yıl cami
yapımlanna 4 milyar 642 milyon
lira katkıda bulunan vakıf,
1984-1990 döneminde yeni Ku-
ran kurslan yapılması için 1 mil-
yar 560 milyon lira harcadı. Bu-
güne kadar 18 bin 931 öğrenci-
ye burs sağlayan vakıf, halen
imam hatip öğrencileri ağırhkh
olmak üzere 4 bin 795 öğrenci-
ye burs veriyor.
Memura din dersi
ANAP'h muhafazakârlar
1982 Anayasası'yla zorunlu ha-
le getirilen din derslerini devlet
memurlarına da yayma çabası
içine girdiler. llahiyat doçenti
ANAP Konya MiDetvekUi Meh-
met Şimşek, geçen yasama yıhn-
da hazırladığj yasa tasansıyla 9
Eylül Üniversitesi'ne bağh ve
memurlara din eğitimi verecek
bir din büimleri araştırma ens-
titüsü kuruhnası yolunda giri-
şimde bulundu. ANAP'm mu-
hafazakâr bakanlan Mehmet
Keçeciler ile Vehbi Dinçerler'in
altında imzalanmn bulunduğu
yasa önerisi önce Milli Eğitim
Bakanlığı ve YÖK tarafından da
olumlu karşılandı. Ancak yasa
önerisi, gelen ağır eleştiriler üze-
rine Milli Eğitim Komisyonu'n-
da görüşülmeden geri çekildi.
TV'den din dersi
ANAP'h muhafazakârların
yeni hedefleri arasında "TV'den
din dersi" verihnesi de yer ah-
yor. Diyanet İşleri Başkanhğı'n-
ca çalışmalan yürütulen proje-
ye göre Anadolu Üniversitesi
Açıköğretim Fakültesi'ne bağh
llahiyat Bölümü kuruhnası ve
bu bölumün derslerinin diğer
açıköğretim programları gibi
TV'den yayımlanması planlanı-
yor.
YÖNETMELİĞE TEPKİLER
'Gazetenizden
öğrendik'
Diyanet İşleri Başkanvekili, Kuran kurslannın
denetlenmesi ile ilgili yeni yönetmelikten
Cumhuriyet gazetesinde çıkan haber üzerine
bilgi sahibi olduklannı söylerken, değişik
çevrelerden uygulamaya tepkiler sürüyor.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosn) — Kuran kurslanyla ilgi-
li yeni yönetmelik tepkilere yol
açtı. Diyanet İşleri eski baskan-
lanndan Lütfii Dogan, Kuran
kurslannın eskisi gibi Milli Eği-
tim'in görev alanmda bulunma-
sı gerektiğini söyledi. Diyanet
İşleri Başkanvekili Hamdi Mert
ise "Nedca böyle bir defişildi-
|e ghUMigiııi ara$tıracaklanıu"
söyledi.
Diyanet tşleri Başkanvekili
Hamdi Mert Cumhuriyet'in so-
rulannı yanıtlarken yeni yönet-
melikle kurslarm denetiminde
bakanhğın devre dışı bırakılma-
sından gazetemizin haberi üze-
rine bilgi sahibi oldugunu söy-
ledi. Konuyu hukuk müşavirli-
ğine incelettireceklerini ifade
eden Mert, "Mili E|itim Ba-
kanb|ı ile bugmne kadar isbirii-
gi yapıyorduk. Baodan sonra da
yapacagız. Yöaetmelikte neden
böyle bir det^Odite gidUmiş bir
arastırmamız gerekiyor" dedi.
Bakanhğın denetimine hiçbir
zaman kapalı ohnadıklannı, za-
man zaman bizzat kendilerinin
bakanlıktan kurslarm denetimi
için müfettiş istediklerini belir-
ten Mert, konuyla ilgili olarak
daha sonra kapsamh açıklama
yapacaklanm bidirdi.
1971 yıhnda çıkanlan yönet-
meliğin hazırhk çahşmalanda
Din Tşleri Yüksek Kurulu üyesi
sıfatıyla görev alan eski devlet
bakanlanndan Lütfii Dogan,
Kuran kurslannın vatandaşlann
isteğinden doğan öğrenim yer-
leri olduğuna işaret ederek söy-
CUNEYTARCAYUREKyazıyor
Son Gerici SerüvenlerANKARA — Telefonun bir ucundaki Bakan;
anayasaya, yasalara karşın yaratılan oldubitti-
ye duyduğu öfkeyi dile getiriyor. Telefonun öte-
ki ucundaki Başbakanlık Müsteşan, Kuran
kurslannda eğitim ve öğretim faaliyetlerinin yü-
rütülüp denetlenmesinde Milli Eğitim Bakanlı-
ğı'nı dışlayan yönetmeliğin "hemen başlatıla-
cak" incelemelerden sonra değiştirilebileceği
gövencesini veriyor.
Milli Eğitim Bakanı Avni Akyol, eğitim ve öğ-
retim birliğini pekiştiren anayasa ve ilgili yasa-
iar varken Kuran kurslarmı bakanltğın deneti-
minden uzaklaştıran hükümlerin değiştirilece-
ğinden kuşku duymuyor.
Bakan Akyol'un kafasında son olayla beliren
kanı şöyle özetlenebilir:
"Son zamanlarda 'oçevrelerde' geniş hare-
ketlilik göze çarpıyor. Once okullarda namazı
zorunlu kılmaya çalıştılar. Başardılar. Hükûmet-
ten gelen tepkiyle geri adım attılar.
Şimdi Bakanlığı Kuran kurslanndaki eğitim
ve öğretimden uzaklaştırma oiayını yarattılar, el-
lerine geçen fırsatlan değerlendirerek yönetme-
lik değişikliğini somut biçime akJılar.
Bu girişimler önlenebilir. Fakat önemli olan
şu değil mi: Bütün bunlar devlet yönetiminin
'ait kademelerinde' var olan, yeri ve zamanı ge-
lince işleyen bir niyeti açik seçik bir kez daha
göstermiyor mu?"
Son ömek: Kuran kurslan yönetmeüğinde ya-
pılan değişikiik devlet kademelerini atiaya at-
iaya Akbulut'un önüne geliyor ve Başbakan'ın
imzasını alarak Resmi Gazete'de yayımlanıyor.
Bakan Akyol, Başbakanlık Müsteşan Saba-
hattm Çakmakoğlu'na hem yasaları anlatıyor
hem de soruyor:
"Anayasanın 24. maddesi, milli eğitimin dev-
let gözetiminde yapılacağınt buyuruyor. Milli
eğitim temel kanununun, ki bu kanun Tevhidi
Tedrisat Kanunu'na dayanarak hazırianmıstır,
17. maddesi 'resmi ve özel her kuruluşun eği-
timle ilgili faaliyetleri milH eğitim amaçlanna uy-
gunluğu bakımından Milli Eğitim Bakanlığı'nın
denetimine bağlıdır' diyor. Aynı yasa, 1a mad-
de milli eğitimi özgün ve yaygın olarak iki ana
bölüme ayınyor. Özellikle 56. madde 'eğitim ve
öğretim hizmetlerinin bu kanun hükümlerine
göre devlet adına yürütülmesinde, gözetim ve
denetimden Milli Eğitim Bakanlığı sorumludur'
diye yazıyor.
Bu hökümlere rağmen, Kuran kurslannın
öğrenimiyle denetlenmesi bakanlıktan yönet-
melikle nasıl alınır, lûtfen açıklar mısınız?"
"Alt kademelerde var olan 'niyet sahiplerini'
arıyor Bakan Akyol. Sözü ediJen yönetmelik,
Milli Eğitim'e danışılmadan Başbakanlığa ge-
liyor. Bu türden öneriler Başbakanlık'ta ya Mev-
zuat Genel Müdürtüğü'nde ya da Kanun ve Ka-
rarlar Dairesi'nde incetentyor. Kuran kurslan so-
runu, yasaiara her aykırıltğı "sektirmeden ya-
kalayıp önleyen" kanun ve kararlardan geçe-
ceği yerde öteki birimlerde inceleniyor.
"Uygundur" resmi notu ile Başbakan'ın imza-
sına gidiyor.
Devietteki laçkalığın mı yoksa bürokrasideki
umursamazlığın mı eseridir, bilinmiyor, sapta-
namıyor. Başka bir olay Başbakanlık'taki geliş-
melere koşut izlenimler veriyor. Eğitim birliği-
ne aykırı yönetmelik geçen cumasabahı Res-
mi Gazete'de yayımlanıyor.
MEB'nın inceleme, izleme, irdeleme birim-
lerindeki gereğinde bakanı uyarmakla görevii
bürokratlann saat 18.00'e kadar yönetmelikten
haberi yok. Bir gazetenin -Cumhuriyet- yeni yo-
netmeliğe ilişin görüşlerini almak için Bakan
Akyol'u aramasından sonra Milli Eğitim
uyanıyor.
O saatlerde bakanlıkta konuyla ilgili yetkiliyi
ara ki bulasın? Eski ve yeni yönetmeliğin me-
tinlerini Cumhuriyet, bakanlığa fakslıyor.
Bakanlık koltuğunda bugün laikiik konusun-
da duyariı Avni Akyol olmasa, Allah bilir, Kuran
kurslannın denetimi, öğrenim ve eğitim sorum-
lulugu kimsenin sesı çıkmadan, haberi olma-
dan MiHi Eğrtim'den alınacak. Gün geçirmeden
laikliği her fırsatta delmeye, laiklik dışı yetkiler
ele geçirmeye "niyetli" olanlar bir bir saptanıp
devlet yönetiminden ayıklanması gerekiyor. La-
iklik düşmanlannın, gericiğe hasret kafalann ilk
hedefi askeri okullaria MiUi Eğıtim'in denetimi-
ne bağh kurumlar. Askeri okullara şimdilik diş
geçiremryoriar. Yıkılıp grtmesini ya da bir an ön-
ce ele geçhmeyi istedikteri bakanlık, Milli
Eğitim.
Laikliğe aykırı davrantşlara hemen her gün
tepkiler sergitenmesi gerekirken DGM, Anrtkab-
re yürüyüş düzenleyen üniversitelere soruştur-
ma açıyor. Laikliği savunma, bir bakıma, soruş-
turma, kovuşturtna konusu yapılıyor.
Hükümet ise giderek güçlenen irtica hare-
ketlerine şöyle bakryor:
Akbulut, grubunda irtica haberierini 'ANAP'ı
oyuna getirmek için tezgâhlandığı" yorumuy-
la ciddiye almadığını açıklıyor Adalet Bakanı
Sungurlu'ya göre "irticayı dış mihraklar gün-
demde tutuyor".
İktidar grubunda İslami örgütlerin cana kıy-
dıkları ya da başka olaylann geliştiği günlerde
irticaya karşı tek bir konuşma yapana rastlan-
mıyor. ANAP için irtican/n varlığı önem taşımı-
yor. irtica yokl Basının, aydınlann uydurması
var! Fakat iktidar olaylann içeriğini araştıraca-
ğı yerde, başka bir korkuya kapOdığını sakla-
mıyor. irili ufaklı demeçler olaylann "bir darbe
getihp getirmeyeceği"kaygısry1a yüklü. Kısacası
irtica yerine siyasal yaşam kaygtsına düşmüş
bir iktidarla laiklik savunuluyor.
Bu kafalaria daha çok yönetmefktor cıkar, da-
ha pek çok laikliğe darbe vuran planlar hazır-
lanıp uygulamaya alınır.
le dedi:
"Bu kimlik içinde, özellikle
önce 1949'da imam hatip kurs-
lan sonra da imam batip okul-
lan ile fakülteleri, Tevhidi Ted-
risat Kanunu'nun istemi gereği
açüdıkUn sonra Kuran kursla-
nnın din görevlisi yetiştirme iş-
levi kalmamışlır. Ancak hafız
yetiştirilmesi ile bazı temel İsla-
mi ve dini bilgileri gerektiren
konalarda balkın eğitilmesi
amacı ile Kuran kurslannın ça-
lısması sürdürülmüştür. Bu gö-
riişe göre Kuran kurslan bir egi-
tim yeri defil, bir öğretim, bil-
gi edinme kurslan dummunda
bulunmaktadır. Başlangıçta bn
kurslannın denetimini mutlak
Milli Eğitim Bakanlığı yapıyor-
du. Ancak MEB çok dağınık iş-
lerinden ötürii Kuran kurslan-
nı yeterince denetle.vemejince ve
bazı nedenlerle deneüemeden
cekiünce yeni bir yönetmelik ha-
zırladık. 1971 yılında çıkanlan
bu yönetmdikle denetirade MUli
Eğitim Bakanlıgı üe Diyanet ts-
leri Başkanlıgı'un işbiriigi yap-
ması hiikmii getirildi."
Doğan, eğitim-öğretim birli-
ği yasasına göre tüm eğitimden
MUli Eğitim Bakanlığı'nın so-
mmlu olduğuna işaret ederek,
"Kanaatiıne göre, yine eskisi gi-
bi bakanhkla işbiriigi içinde Ku-
ran kurslannın işleyişi, deneti-
ni ve sonoçlan yeniden eie
alramalıdır" biçiminde konuş-
tu. Doğan, yönetmeliğin yasa-
lara uygun şekilde değiştirilme-
si gerektiğini kaydetti.
Atatürkçü Düşünce Derneği
Başkanı Prof. Dr. Nejat Kay-
maz, öğretim birliği yasasına za-
ten yıüardır uyulmadığına işaret
ederek, din eğitiminin geniş bo-
yutlara ulaşmasım eleştirdi. Ak-
yol'un sözleriyle uygulamalan-
nın da birbirini tutmadığını ifa-
de eden Kaymaz, "Akyol, bir
yandan imam hatip liselerini sa-
vunup bir tekini feda etmezken
diğer yandan da laiklik konuş-
maları yapıyor" dedi.
Laikliğe Çağn Grubu adına
açıklama yapan Demet Işık da
TBMM'nin ve vatandaşlann
antilaik uygulamalarda devredı-
şı bırakılmasını eleştirerek,
"Bunlar dincilerin hukuka son
müracaatlan. bundan sonra ka-
nun ya da yönetmelik çıkarma-
ya da gerek duymayacaklar.
Devleti ele geciren bir tarikat
var. Bu tarikat devletin bütün
olanaklannı kullanarak, devle-
tin temellerini seriat tabanına
oturtmak için çaba harcıyor"
dedi.
Eski Milli Eğitim bakanlann-
dan Necdet Uğtır da Cumhuri-
yet'in sorusu üzerine, tek bir
konuda değerlendirme yapmak
istemediğini, sorunun laiklik so-
runu oldugunu ifade etti. Uğur,
laiklik konusunun her yönüyle
kapsamh olarak ele alınması ge-
rektiğini bildirdi.
55 ÖĞRETtM ÜYESİ
SBF'den laiklik
deklarasyonu
ANKARA (Camhuriyet Bü-
rosn) — Üniversitelerde antila-
ik girisimlere karşı öğretim üye-
lerinin başlattığı eylemler sürü-
yor. AÜ Siyasal Bilgiler Fakül-
tesi öğretim üyelerince kamuo-
yıma yapılan "Laiklik Duyuru-
ra"nda, laiklik karşıtı güçierin
başta Milli Eğitim ve tçişleri ba-
kanhklan olmak üzere Ulke yö-
netiminde yuvalandıklan, üni-
versiteleri baskı ve tehdit altma
aldıklan belirtildi. Aralannda
Dekan Prof. Güney Devrez ile
yardımcılan Prof. Nami Çagan
ve Prof. Olal Göle'ninde bu-
lunduğu 55 öğretim üyesi ve
yardımcısı tarafından imzala-
nan duyuruda, gelişmelerin
"demokrmsi dışı mödaBale"
tehükesi yarattığı vurgulanarak
"Ba, iç rt dış teUikeler karp-
smda unndnmnz, sonımla siya-
Mt adjunlannın demokrasi ve
laikiik ekseni çevresinde bir oy-
daşmaya nlaşmalandır" denil-
dî.
AÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi
öğretim üye ve yardımcılanmn
geniş katılımıyla hazırlanan du-
yuruda laiklik karşıtı gelişmele-
re dikkat çekildi. Kurulduğu
günden beri cağdaş uygarhk dü-
zeyine ulaşmayı amaçlayan
Tûrkiye Cumhuriyeti'nin bu
yoldaki temel dayanağının laik
nitelikte ve bilimci-akıla bir eği-
tim duzeni olduğu vurgulanan
duyuruda "B« biçimde yetisen
knşaklar sayesindedir ki Tür-
kiye, Mttsiüman filkeier toplu-
lugu içinde bugiin görece daka
ileri bir duzeye gdmiştir " denil-
di. .
Duyuruda laiklik çevresinde
oluşan toplumsal huzursuzlu-
ğun, keskin kutuplaşmalar ara-
olığryla "yabana emeflerin" ül-
kenin içişlerine kanşma çabala-
nnı yüreklendirdiği kaydedile-
rek şu görüşlere yer verildi:
"— Laiklik, Autiirk devrin-
lerinin özü, cumhuriyetimizia
temel taşı, iki yüzyıla yalüaşaa
uygariaşma savaşımızın ana ek-
senidir.
— Bugün laiklik karşıtı güç-
ler, başta Milli Eğitim ve Içişle-
ri bakanhklan olmak üzere ül-
ke yönetiminde yuvalanmakta
temeli bihmsel düşünce ve hoş-
görü olan üniversheleri baskı ve
tehdit altma ahnakta; din ders-
leri zorunlu kıhnmış, ortaöğre-
timi ve mesleki eğitimi, amacın-
dan saptırılmış imam hatip
okuUanm, kendi emellerini ger-
çekleştirmek icin sıçrama tahtası
olarak kullanmaktadır.
— Devlet ve toplum yasamı-
mızu temel ilkesi olan laiklifİB
bugün içine itildifi çekisme or-
taıaı, (oplumnmDza ber türtö
demokmsi dışı kanşuna hazır
daruma getirme tehUkesini ya-
ratmaktsdn*. Şu açıkea biMune-
lidir ki hangi bahane ile ohına
olson, demokrasi dışı kanşım-
lar, eninde sonanda, vicdan öı-
görragü âaUİ her türHi özgürii-
gü ortadan katdırmakla katauz,
tophunsal gönencimizin gercek-
leştirflmesini de obuukaz U v .
— Yalnızca toplumsal ilerle-
menin değil, bireysel gelişmenin
de önkoşulu olan laiklik konu-
sunda, gençlerimizin duyariı ol-
malan doğaldır. Ancak, üniver-
sitelerde "karşıt gruplar" ara-
sındaki çatışmalan, karanhk
emellerini gerçekleştirmek için
bahane olarak kullanmaya ha-
zır, demokrasi dışı güçierin var-
hğı unutulmamalıdır. Bu ba-
kımdan, gençler kışkırtmalara
kapıhnamalı, bilinçli ve soğuk-
kanlı davranmalıdırlar. Top-
lumsal bunalımlann faturalan-
m bir kez daha üniversitelere
yükleme eğilimlerine karşı, tüm
üniversite mensuplan uyanık ol-
mak zorundadırlar."
Nissan Sunny
Avrupa'nm 1 numaralı Japon'unır
hemen gelin, teslim alın!
* 1989'da Avrupa'nın en çok satılan Japon otoınobili, Nissan!
YttfciK Satıola
botiar Otomotiv A.Ş. Adsna Tel: (71) 11 30 32 -11 66 84, Mek LtaLŞtf.Anlcara Tel (4) 146 52 75 -146 53 22, Günlw-Güney Otom.ric.Ltd.Sti. Antalya Tel (31)
11 31 34, Dtvrim Tîe. Aydın Tel (631) 113 39 -117 60, Röya Tun. TMİS ve İş»t Balıkesır Tel- (661) 366 96 - 366 97, KörfM Bandırma Tel-(198) 340 00, Oto Ar
Bdu Tel (461) 223 25. Mtrt Oto Yedek Pvça Tıc Bursa Tel (24) 14 56 06 -14 56 08, Ar-Y«vuz Motorlu TaşrtTıc Oenızlı Tel (621) 113 83, Zeytinci La*. ve
Otom.rie.Uil.Sti. Oryarbakır Tel. (831) 118 74, Otopanftty Eiartğ Tel' (811) 119 38, Pototiar in?.»W.San.Tic.Ltd.Şti. Erîurum Tel (011) 142 21, Erçelebi
Motorlu Aractar Sın. ve Tic. Eskişernr Tel. (22) 14 24 62 - 11 85 25, Zafer Oto Koll.Şti. Gazıantep Tel' (85) 10 18 55. Motaş Istanbul Tel: (1) 356 05 25,
Ztytinci Otomotiv istanbui/Üsküdar Tel' (1) 310 37 15, Motef »fak.Oto S M . ve rıe.Şti. Istanbul/Kartal Tel (1) 353 60 66 • 387 18 63, H. Kûcükogkı
Istanbut^Topkapı Tel (1) 567 66 15, Mude Otomotiv istanbul Tel (1) 350 67 52 - 358 04 72, AysıJ Koll.Şti. Izmır/Bergama Tel (541) 136 86 - 136 87, Gûrler
Otomotiv S«ı. M T1cXtdŞtL Izmır Tel (51) 21 20 46, Motorpv tzmır Tel: (51) 13 80 71. Batu Oto Otomotiv He. Izmır Tel (51) 33 82 22 • 33 79 11, Yılmaz
rıe.Ko«.Şti.lzmit Tel. (21) 15 49 62. Aittn Ûntûer Korya Tel. (33) 13 65 24 -13 62 62, Efgûl TıcSan. ve Ltd.Şti. Malatya Tel (821) 427 97, Kahram«riw Yakrt
Tic. ve S M . A.Ş. Manısa/Akhısar Tel. (558) 112 71 - 130 61, Oto Vottun Ordu Tel (371) 129 04 - 132 15, A. Uzunalioğlu A.Ş. Trabzon Tel. (031) 504 41,
Hüseyin Koyuncu Hıleflvi KolLŞti. Soke Tel: (6351) 12 27 - 26 26 - (635) 181 61, Süvri Pıun Sılıvn/lstânbul Tel 11897) 10 25 - 3963, Idil Otomotiv- Turion
v« rıc.Ud.Şti. TekKdağTel. (166) 212 26 -130 35-159 23, İNmur Tkarat Uşak Tel. (641) 123 52, Melek Besicilik Ltd.Şti. Van Tel: (061) 112 33.
iatıir - Merkez: Ankara Asfalö No: 64 Bornova - 35100 Tel: 16 94 40 (6 hat)
İstanbul Shovv-Room: Akabe Ticaret Merkezı Büyükdere Cad. 70-80/2 Mecidiyekoy - 80450 istanbul Tel: 167 48 08
Kuran kursunu denederiz(Baştarafi 1. Sayfada)
— Sayu Bakan, eski yöaet-
meMkte bakaabtuuıa miifettis-
leri Kuran kursiannı denetliyor.
Vni yönetndikle ise b« cıkarü-
mış. R«if«hjB«t» devre dışı bı-
AKYOL — Bırakamazlar.
öğretimde Birlik Yasası yani
Tevhidi Tedrisat Kanunu ve 1739
sayılı Milli Eğitim Temel Kanu-
nu'nun 56. maddesi var. Bunlar-
dan dolayı bizim yetkimiz var.
Eğitimde ve öğretimde birliği
sağlamak için. Biz yaygın ve ör-
gün eğitimden sorumlu değil mi-
yiz? Orgün eğitim, okul öğren-
cisi, ilköğretun, ortaöğretim,
yükşeköğretim değil mi? Yaygm
eğitimi ise 'okullann yanında ve
dışında yapılan her türlü eğitim
faaliyetidir' diye tammlar 1739
sayıh kanunun ilgili maddesi.
Miüi Eğitim Temel Kanunu'nda
"her yerde egttun" ilkesi yer ahr.
Her yerde eğitim ilkesi ile de
Türkiye'de sadece resmi okullar-
da ve kurumlarda değil, her yer-
de yapılacaJ; eğitimin Türk milli
eğitiminin amaçlanna uygun
olup olmadığmı izJemek ve de-
netlemekle yükümlüyüz, sorum-
luyuz. Bunlar yürürlükte oldu-
ğu surece hiçbir yönetmelik, hü-
küm bizi bağlamaz. Yönetme-
likte hata varsa düzeltiriz.
— Yönetmelik kazviaaırken
siziı görüşünüz alınmıj mrydı?
AKYOL — Incelemeye al-
dun. Arkadaşlan görevlendir-
dim. Çahşıyorlar. Biliyorsunuz
ben müfettişUk görevinde de bu-
lundum. Onun için öyle bir yö-
netmehgı şaşkınhkla karşıladım.
Bir yanhşlık var herhalde. Dü-
zeltir. Ama böyle bir yönetme-
liğin hiç bizimle tartışılmadan,
bize danışılmadan hazırlanma-
sı, böyle bir yola gidihniş olma-
sı üzücü. Çunkü herkes bihyor-
ki 430 sayıh öğretimde Birlik
Kanunu yürürlüktedir. Herkes
biliyor ki bir toplumda birliği,
duzeni sağlamak için birleştiri-
ciliği geliştirmek için öğretimde
Birlik Kanunu'nun gereğini yap-
mak gerekiyor. Eğitimde de bir
sistem bütünlüğü var. Biz kua-
för kurslanm bile denetüyoruz.
Sürücü kurslanm denetüyoruz.
İzin veriyoruz. Bunlar sadece
koordinasyon içindir. Birlikte
yapılır. Kuran kurslannın açıl-
masıyla ilgili olarak da yönetme-
likte Milli EŞtim Müdürlüğü de
bulunur denüiyor. Yani yerinin
seçiminde Milh Eğitrm Müdür-
lüğü yetkilileri de bulunur diyor.
lyi inceJemek lazımdır aslında.
Bu kadar bilgi vereyim, ön bilgi
olsun.Bunları ilk görüşüm ola-
rak yorumlayın.
— Diyanet İşleri size basvur-
du mu?
AKYOL — Ama şimdi çok
iyi inceletiyorum, değerlendirti-
yonım. Bugüne kadarki uygula-
malara aykırılık olduğu için. Üs-
tünde titizlikle duruyorum.
— Tevfaidi Tedrisat Yasası hâ-
lâ yürürlukteykeı»...
AKYOL — Hiç yaptınnam.
Tevhidi Tedrisat'a aykın hareket-
lere müsaade edemem. Ne Tev-
hidi Tedrisat'a ne de beni yü-
kümlü tutan 1739 sayıh Milli
Eğitim Temel Kanunu'na aykırı
durumlara göz yumamam.
Onun gereğini yapanm, uygula-
nm, hiçbir kimse mani olamaz
bana.
— Eski yöneımeJikte olmadı-
ğı halde yeni yönetmelik Diya-
net tşleri Baskanhgı'na müfre-
dat programiannjn hazuianması
yetkisini de veriyor. Ders kiUp-
lan da Diyanet İşleri Başkanb-
gı'nca hazırlanıyor. Bu da Ög-
retün Birügi Yasaa'na aylun de-
ği] mi? Sanki imam hatip okul-
lan gibi yrida 32 hafta eğitim ya-
Dacâklan beUrtiliyor.
AKYOL — Diyanet tşleri
Başkam'm aradım bilgi almak
için. Yurtdışında olduğu için bil-
gi alamadım.Benim bu görüşle-
rim ilk tepkimdir.Bugüne kadar
ki uygulamaya terstir. Ve aslın-
da kanunda yazılı olmasa dahi
kanuni yetkileri dahi olsa Milli
Eğitim Bakanlığı ile gözetim,
denetim açısından, eğitimde öğ-
retimde birlik açısından bir aka-
demisyenin başında olduğu baş-
kanhğm bu işbirliğinden uzak
kalmasım, yetki ve sorumluluk-
lan bir tarafa atmasını uygun
buhnam.