25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
6EKÎM 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 DÖVK4DA BUGÜN ALİSİRMEIV Yapmayın Beyler FRANKFURT — Ülkemİ2de de çok iyi tanınan, yaprtlan- nın hemen tümü dilimize çevrilmiş bulunan Johan Mario Sim- mel, son kitabının Türkiye'de yayımlanmasına karşı çıkmış. Simmel, davranışına gerekçe olarak ülkemizde henüz insan haklarına saygının sağlanmamasını gösteriyor. Frankfurt Kitap Fuarı'na katılan bir yayınevi yöneticisi dos- tumuz Simmel'in tavrını eleştirmekteydi. — Hkp değilse ona kalmadı bunlara karşı çıkmak, diyor- du. Kendisine katılmadığımı, insan haklannın herkesin soru- nu okiuğunu söyiedikten sonra, iktidardaki kadronun, bir yarv dan sureti haktan görünürken, öte yandan temel hak ve öz- gürlükleri hiçe saymalarındaki çarpıklığın, bizi nasıl baş kal- dırmaya itiyorsa, yabancılarda da insanlarımızın çoğu hak et- mese bile bir tiksinti uyandırdığını soylemek durumunda kal- dım. O sırada Cumhufıyet Kitap Kulübü'nün standında Türki- ye'den getirdiğim gazeteler duruyordu. Hemen birini göster- dim. Gazetedeki haber, yeni bir yabanıllığı tüm çıplaklığı ile gözler önüne sermekteydi. Haberde belirtildiğine göre, Es- kişehir Cezaevi hücre sistemine göre yeniden düzenlenmişti. Üstelik bu düzenleme için 2 milyar lira harcanmıştı ve yetki- liler, yaptıkları düzenleme sanki pek hoş bir şeymiş gibi, ga- zetecilere cezaevini gezdirmişierdi. Oysa, Eskişehir Cezae- vi, tasarianan yeni uygulamayla bir tür "sürekli işkence evi"n- den ya da "delirtme merkezi"nden başka bir şey olmayacaktı. Çünkü, yöneticilerin gerçekleştırmek istedikleri, kaçma teh- likesi olan veya kendilerınce ıslah olmadığına ınandıkları "anarşi ve terör" suçlulannı bu hapishane hücrelerinde tec- rit etmektir. Bir hücrede yaşayacak olan ve havalandırma haklannı da yine hücreden farksız, yalnız tellerle orüiü tavanından temi2 hava alan avlularda kullanacaklar. Yani başka bir deyişle, kim- seyle görüştürülmeyecek olan bu insanlar bir tûr sürekli iş- kence altında yasatılıp delirmeye bırakılacaklar Hemen belirtelim, bu uygulama, hücre cezasının tanımını yapan ve alt (en aşağı 10 gün) ile üst (en fazla 3 yıl) sınırları- nı çizen İnfaz Yasası'na da dünyada yürüriükte olan uygula- maya da insan haklanna da aykırıdır. Çünkü hiçbir insan, insanlardan tecrit edilerek cezalandı- rıiamaz. Nitekim hücre cezası uygar dünya için geçen yüz- ytlda kalmış bir uygulamadır, Türkiye'de yöneticilerin, bir türlü anlamamakta inatla di- rendikleri bir gerçek var: Tutuklu ve mahkûmların da özleri- ne dokunulmaz hakları vardır. Toplumda suçluların da bazı haklarına saygı göstermek, onlann da temel hak ve özgür- lüklerinin bir bölümünü, çağdaş ölçütlere uygun ceza ve in- faz yasalarıyla sınırlarken, bir bölümüne de sonuna kadar saygı göstermek ve hatta çiğnenmelerini engellemek devle- tin görevidır. Birleşmiş Milletler, bu konuda uyulması gereken evrensel ölçütleri belirleyen kurallar da getirmiştir. Ama nedense Türkiye'de infaz sistemini yönlendirenler bu gerçekleri görmezden gelip, infazı ceza içinde cezaya dönüş- türürlerken kendilerine göre de gerekçeler uygulartar. Bu uy- durma gerekçelerden birı de tuoıklu ve mahkûmların Batı : da da hücrelerde yaşadıklandır. Zaten kendisi ve yasası bile çağdışı olan Turk infaz sistemini d=>ha da ağırlaştınp, yaba- nıllaştıran her yeni uygulama da çağdaş oiçütlere uyma mas- kesi altında sunulur kamuoyuna. Herkes bilmelidir ki Eskişehir Cezaevi'nde uygulanmak is- tenilen sıstem, bugün hiçbir yerde yürüriükte değildir. Bir ara Federal Almanya'da bu yöntemin Ktzılordu franksiyonu üye- lerine uygulanmak istenmesi ülke ve dünya kamuoyunda bü- yük tepkilere neden olmuştu. 1988 yılında ABD'de değişik devletlerin birçok eski ve ye- ni tip ceza ve tutukevlerini gezme olanağını buldum. Dogru- su, bunların çoğu, bizim öğrenci yurtlannda bile sağlayama- dığımız konforu ve gıdayı mahkûmlarma sağlamıştılar. Evet, mahkûtnlâr va tıılııklııiaf«J>k*hif verde ta&iBİAKİAıitBtaMMor- lardı; hepsi btrer ya oa flfl|w Kişilik hûcretertJe kalıyorlaroı. Ama bunlar.Türk'irisanrna'gcre konforla sâyrtabflecefc rfcc- relerinde tecrit edılmiş değillerdi. Birbirleriyle temas ediyor- lar, çalışmaya katılıyorlar, doğanın içinde spor yaptyorlar "eğlence" (svet eğlence!) zamanları ile dinlenmenin bir bo- lümünü bir arada geçırıyorlardı. Ohio eyaletınde mfaz müfettişi olarak görev yapan ve ba- na bu eşsiz olanağı sağlayan hukuk doktoru Melda Türker, iki ya da üç kez Türkiye'ye geldi. Yetkililere başvurdu, ABO deki infaz reformunu anlatmaya, bunun olurnlu sonuçlarını ülkemize yansıtacak bir uygulamanın başlatılmasını sağla- maya çalıştı, bu alanda bilgisini, deneyimini hiç karşılık bek- lemeden, sunmaya amade olduğunu, hatta BM'den bu uy- gulama için fon bulma olanakları yaratacağını söyledi. Ama Melda Türker, her defasında anlayışsızlığın, bağnazhğın, çağ- dışılığın, sağır ve soğuk duvarlarıyla karşılaştı; sonsuz san- dığım enerjisiyle biriikte tükenmez sandığım iyimserliğini de yitirdi gitti. Çünkü, Türkiye'de çağdaş infazı uygulayacak kafalar bu kuruma egemen değildi. Üstelik bunlar, kendi çağdışı uygulamalanna haksız gerek- çeler de bulmaktaydılar. Örneğin, bir mahkûmun kaçma ola- sılığı onun özüne dokunulmaz hakları çiğnenerek değil, gü- venlik önlemleri arttırılarak önlenebilirdi. Ama hazretlere bunları anlatmak olanaksızdı. Eskişehir'de başlatılmak istenen uygulama bu çağdışı dü- şüncenin yeni ve somut bir örneğidir. ve bu yetkililere "yapmayın beyler" demek de boşunadır. Bu durumda Türkiye'de insan haklannın sürekli çiğnendi- ğini ileri süren ve tepki gösteren Simmel'e hak vermemek olanaksızdır. Bu ağır insan hakları inlaline son vermek ve ülkenin onu- runu korumak için muhalefet ve tüm demokratik güçler kol- ları sıvamalıdırlar. Bugün sizlere dışarıdan, Almanya'dan, Frankfurt Kitap Fu- an'ndan söz etmek istiyordum. Ama içerinin ahmak kısır dön- güsü başımızı kaldınp dışarı bakmamıza fırsat vermiyor. Velayet'i: Hacca hazınz • TAHRAN (AA) — İran Dışişleri Bakanı Ali Ekber Velayeti, Iranblann gelecek yıl hac vecibesini yerine getirebilecekleri konusunda iyimser olduğunu söyledi. ran haber ajansı IRNA'mn naberine göre Birleşmiş Milletler'in Newyork'ta yapılan genel kunılu sırasında Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Suud El Faysal üe görüşen Velayeti, "Umanm bu yıl İslâm dininin emrettiği gibi önemli dini ve siyasal bir olay olan hacda haar olacağız" dedi. Halk cephesi meclisegirdi • MOSKOVA (AA) — Azerbaycan'da pazar günü yapılan seçimler sonucu Azerbaycan Halk Cephesi'nden 32 aday, meclise girmeyi garantiledi. AA muhabirinin Bakü'deki kaynaklardan edindiği bügilere göre Halk Cephesi ttyeleri ilk turda seçilmeyi başardılar. Halk Cephesi'nin Azerbaycan'da 32, Nahcivan özerk bölgesinde de 2 adayının 14 ekimdeki ikinci turda, KP adaylanna karşı mücadele verecekleri bildirildi. Slovenya'da bagımsızlık • BELGRAD (AA) — Yugoslavya'nın Slovenya Cumhuriyeti'nde parlamenterler, Federal kanunların pek çok maddesinin yeni hazırlanlan umhuriyet Anayasası'yla uyuşmadığına karar verdikten sonra bağımsızük için bir halk oylaması yapılmasını teklif ettiler. Yugoslavya Resmi Haber Ajansı Tanjug'un bildirdiğine göre Slovenyalı parlamenterler, ekonorai, politika ve savunma ile ilgili 30 federal yasanın geçen hafta değişiklik yapılan Slovenya Anayasası ile çeliştiğini belirlediler. Bunun üzerine bir yasama komisyonu "bağımsız ve egemen Slovenya Cumhuriyeti"nin kurulması için bir halkoylaması yapıknası çağrısında bulundu. Ancak, bu konuda bir halk oylaması yapılmasının yasal dayanağı olup olmadığı belli değil. Küba:KP'de reforpı • HAVANA (AA) — KUba Komünist Partisi, parti kadrolannı yüzde 50 azaltarak ve güçlü merkez komite sekreterliğini yeniden düzenleyerek bürokraside reformlar yapmayı öngören programını açıkladı. Resmi yayın organı Granma'da, ' parti liderliğince dün yayımlanan açıklamaya göre, reform programı, bundan sonra gerçekleştirilecek üst düzeyli ve bölgesel parti komitesi seçimlerinin, çok adaylı ve TZIİ oylama ile yapılmasını Jngörüyor. Halen uygulanan seçimler ise, adaylann parti organlannca önerilmesi ve daha sonra onaylanmalan biçiminde yapılıyordu. Parti liderliği, reform paketinin hedefini, partideki kırtasiyecilik ile bürokrasinin azaltılması ve hükümet ile partideki "anormal büyüklüğün" giderilmesi olarak belirledi. Papandreu daha iyi • ATtNA (Cumburiyet) — Yunanistan'ın eski başbakanı ve ana tnuhalefetteki sosyalist PASOK'un lideri Andreas Papandreu'nun son geçirdiği ciddi kalp rahatsızlığım "atlattığı" bildirüiyor. Bu arada Cumhurbaşkanı Tiırgut özal Papandreu'ya "acil şifalar dileğinden" bulunan bir telgraf göndererek, sağlık durumunun fenalaşmasmdan ötürü duyduğu üzüntülerini dile getirdi. Ruanda'da çatışma durdu • Dış Haberier Servisi — Bir Afrika ülkesi olan Ruanda'da hükümete bağlı kuvvetler ile isyancılar arasındaki çatışmaların durulduğu, Fransız ve Belçikah askerlerin yardımıyla durumun kontrol altına alındığı bildirildi. Komşu Uganda ordusunda tuğgeneralliğe yükselen Fred Rvvigyema hderliğindeki isyancılar, ülkenin demokratikleştirilmesi ve yolsuzluklara son verilmesi talepleriyle silahlı bir ayaklanma başlatmış, çatışmalar başkent Kigâli'deki havaalanı ile başkanlık sarayı çevresini de sarmıştı. Pölonya'da Walesa ile Mazowiecki devlet başkanlığı için karşı karşıya Dayanışmalda bölünmeSeçimlerde, Dayanışma'nın iki ayrı kutbunu temsil eden Tadeuzs Mazovviecki ve Lech Walesa dışında aşırı sağdan sola dek çe'şitli kesimlerden dört politikacı daha aday oldu. Dış Haberler Servisi — Po- lonya Başbakanı Tadeuzs Mazo- »iecki, uzun yıllar rejime karşı birlikte mücadele ettiği Dayanış- ma Sendikası lideri Lech Wa)e- sa'ya rakip olarak bu ülkede 25 kasımda yapılacak olan devlet başkanlığı seçitnlerinde aday olacağjnı açıkladı. Mazovviecki1 yi destekleyen Demokratik Ey- lem İçin Yurttaşlar Hareketi (ROAD) önde gelenleri de yeni seçim yasasına göre adaylığın kesinleşme tarihi olan 11 kasıma dek gerekli olan yüz bin imzayı toplamak için koüarı sıvadıkla- rını bildirdiler. Mazowıtcki'nin uzun bir te- reddüt döneminden sonra dev- let başkanbğına adavlığını acık- lanasıyla Dayanısma hareketi tümüyle ikiye bölünmüş oldu. Seçimlerde Mazovviecki ve Wa- lesa dışında aşın sagdan aşın so- la dek çeşitli kesimleri temsil eden dört politikacının da aday- lığını koymuş olmalanna karşın bunlann hiçbirinin seçimlere ka- tılabilmek için gerekli olan yüz bin imzayı toplayamayacakları, böylelikle de devlet başkanlığı seçimlerinin tümüyle Mazowiecki-Walesa çekişmesine dönüşeceği öne sürülüyor. 47 yaşmdaki Lech VV'alesa, Merkez Birlik Partisi'nin yanı sı- ra Dayanısma Sendikası tarafın- dan da des^Hdeniyor. Sendika- nın geçen hafta yapılan ulusal yönetim kunılu toplantısı, ezici çoğunlukla VValesa'yı destekle- me kararı almışu. 63 yaşındaki Mazowiecki ile Walesa arasında, Polonya'mn demokratikleşmesi ve pazar ekonomisine geçmesi konularm- da görüş aynlıkları bulunuyor. VV'alesa, her iki alanda hızlandır- ma yanlısı olduğunu ilan eder- ken Mazowiecki, daha emin adımlarla >1irünmesi taraftarı olduğunu belirtiyor. İki aday arasında, gelecek yıl onaylan- ması beklenen yeni anayasada- ki devlet başkanımn ve başbaka- nın yetkileri konusunda da gö- rüş ayrılıklarının bulunduğu kaydedildi. VValesa, devlet baş- kanımn Mazovviecki ise başba- kamn yetkiierinin daha geniş ol- masını savunuyorlar. 'tÜPtNLER Isyaiîcı albay teslîm olduDevlet Başkanı Corazon Aquino'ya karşı isyan başlatan Albay Noble dün hükümet kuvvetlerine teslim oldu. Aquino hükümeti altmcı kez darbe girişiminden kurtuldu. MANtLA (AjansJar) — Fili- pinler'de Devlet Başkanı Cora- zon Aquino'ya karşı ayaklanan güçlerin önderi Albay Alexan- der Noble dün gece yansı şart- sız olarak hükümet birliklerine teslim oldu. Fılipinler Genelkur- may Başkanı Renato de ViMa is- yancı albayın ele geçmesiyle il- gili olarak yaptığı açıklamada Noble'a bağlı kuvvetleri gruplar halinde ele geçirmeye başladık- iannı bildirdi. Filipinler'in güneyindeki Mindanao Adası'nda ormanlık bir bölgede iki ay saklanan fl- rari Albay Noble, iki gün önce 400 yandaşı ile birlikte hüküme- te karşı isyan başlatmış ve ada- nın bağımsızlığmı ilan etmişti. Albay Noble, hükümete bağlı kuvvetlerin yoğun ateşi sürerken dün bir açıklama yaparak hükü- meti diyaloğa çağurnıştı. Iktida- ra geldiğinden beri altmcı kez is- yanla karşı karşıya kalan Aqu- ino hükümeti ise bu çağrıya ce- vap vermedi. Devlet Başkanı Aquino dün radyodan yaptığı konuşmada, "Diğerierinde ol- dugu gibi, bu darbe girişimini ile bastıracaklınnı" acıkladt. • Hükümete bağlı kuvvetlerle isyancılar arasında çarpışnUüar dün de sürerken, hava kuvvet- lerine bağlı iki savaş uçağı, Al- bay Noble'ın Butuan kentinde elinde tuttuğu bir tugay karar- gâhını bombaladılar. Ajanslar Noble'ın elindeki son mevzi olan karargâhın tümüyle tahrip ALBAY NOBLE — Filipinler'in güneyindeti Mfndanao Adası'ada bağımsızlık ilan edrt is}anrtâlbay N«ble dün hökümet kuv- vetlerine teslim olmadan önce bir basin toplantısı düzenleyerek bükiimeie diyalog çağnsı yıpaıtştı. (Fptoğraf: AP) olduğunu, ancak isyancılann bir kısmmın kurtulduklarım bildir- di. Filipinler Genelkurmay Baş- kanı Renato de Viila, dün yap- tığı ilk açıklamada, isyanın bas- tırıldığını bildirmişti. Ancak, ajanslar, daha sonraki haberle- rinde hükümet kuvvetleri ile is- yancılar arasındaki çatışmaların gün boyunca sürdüğünü duyur- muşlardı. AA'nın AFP'ye da- yanarak verdiği habere göre de Genelkurmay Başkanı Renato de Viila, daha sonra yaptığı açıklamada "Mindanao adasın- daki kanşıklıga son vermek iizereyiz" demişti. Teslim oimadan önce dün "gerekirse öleceğiz" diye konu- şan Albay Noble'ın çle geçme- siyle birlikte Aquino hükümeti bir kez daha darbe girişiminden kurtuimuş bulunuyor. OMA Sosyalist Partiadını değiştirdi ttalyan sosyalistlerinin lideri Bettino Craxi, beklenmedik bir biçimde Sosyalist Parti'nin adını "Sosyalist Birlik" olarak değiştirdi. Bu durumun, Occhetto liderliğindeki komünistlere bir "çelme" olduğu bildirüiyor. NtLGÜN CERRAHOĞLU ROMA — Geçen mart ayından beri "tsim degiştirsek mi?", "Defiştirmesek mi?", "Ne yaps«k?" diye düşünen ve hi- ziplerarası mücadeleler içine düşen Ital- yan komünistlerine (İKP) sosyalist lider Bettino Cnui beklenmedik bir çelme taktı. "tşbitirici" ve "kaıartı" bir poli- tikacı olarak tanınan İtaJyan sosyalist- LONDRA lerinin lideri Craxi, beklenmedik bir hamleyle Sosyalist Parti'nin adını "Sos- jnlist Birlik" olarak değistirmeye karar verdi. Yıl sonundaki olağanüstü kongre- de İKP'yi "Birieşik Sol" ya da "Demok- ratik Sol" olarak yeniden vaftiz etmeyi düşünen komünist lider Achille Occhet- to, bu sürpriz harnle karşısmda şündilik, "Sosyalistlerin bu isim degiştirme ope- rasyonunun altında gerçekten bir 'sol hükümet' alternatifi ve solun birligi ara- yışının olup olmadıgını zaman göstere- cek. Hep biriikte beklevip görecegiz" de- mekle yetindi. Komünist partiye yakın kaynaklar, bir yıla yakın süredir "komünist" adından kurtulmak için parti içinde büyük mü- cadele veren Ocehetto'nun bu yıldırım harekâtı karşısında beyninden vurulmu- şa döndüğünü söylüyorlar. İKP Genel Sekreter'inin sağ kolu sayılan Hblter Veltroni, sosyalistlerin atağının kendileri için büyük bir darbe olduğunu kabul ediyor ve "Craxi bu çıkısı ile 'Sosyalist Birlik'i İKP'ciler değil, ben oluşturacağım' demek istemiştir" diyor. Italya'da geleneksel olarak çok güçlü olan yerel geleneklere ağırlık veren yerel- leşmiş, federatif bir "Sosyalist Birlik" olarak özetlenebilecek Craxi'nin proje- si, Berlin Duvan'nın yıkıüşından beri or- yantasyonunu kaybeden Batüı sol seçme- ne ilk kez yeni bir sol anlayışı öneriyor. Soldaki değişimlere öteden beri hassas olan ve bu değişimler kendisini şartlama- dan değişimlere ayak uydurmayı kendi- sine daitna amaç edinen Bettino Craxi, 1978'de genel sekreter olduğunda da ilk is olarak Sosyalist Parti'nin orak çekiçli amblemine "karanfıl" eklemişti. Ingilterelden Filistin'e destektngiltere Dışişleri Bakanı Douglas Hurd: "însanJık duygusu olan herkes Filistinlilere yakınlık duymahdır" dedi. listinliler, Israil'in güvenliğinio kapaulmış üniversitetere, yasadı- şı yerleştirmelere ve hatta toplu cezaiandırmalara bağlı oldugu- na inanan yanlış politikaların günlük kurbanlandır." Dış Haberier Servisi — İngil- tere Dışişleri Bakanı Douglas Hurd, "İnsanlık duygusu olan herkes, Filistinlilere yakınlık duymalıdır" dedi. Hurd, Füistin sorununun çözümünde bir iler- leme sağlamanın önkoşulunun Irak'ın Kuveyt'ten çekilmesi ol- duğunu söyledi. Mısır, Körfez krizinin dikkatleri Filistin dava- sından kaydırdığına inanmanın bir hata olacağı yolunda israil'i uyardı. önümüzdeki hafta Mısır ve İsrail'e bir gezi yapacak olan İn- giltere Dışişleri Bakam Douglas Hurd, Filistinlilerin toprakları- nın işgal altında olduğunu ve Fi- listin halkının hiçbir politik hak- kının bulunmadığını belirterek "tnsanlık duygusu olan herkes Filistinlilere sempati duymalı- dır'" dedi. İsrail'in Arap ulusla- n ile görüşme masasına oturma konusunda "yeni düşüncelere" hazırlanması gerektiğini ifade eden Hurd, İsrail'in guvenlik içinde olma hakkına saygı duy- duklannı belirterek "Fakat Fi- listin halkının protestolan sürer- se, buna kimse şaşırmamalıdır" dedi. Hurd, şunlan söyledi: "Fi- Reuter'in verdiği habere göre önceki gece Diplomasi ve İngi- liz Lluslar Topluluğu Vazarları Dernegi'nin akşam yemeğine katılan Hurd, Filistin konusun- da yeni inisiyatiflerin ancak Irak'ın Kuveyt'ten çekilmesiyle geliştirilebileceğini de belirterek "Irak'ın Kuveyt'ten çıkmasıyla dımlı Arap görüşleri zafere ula- şacaktır ve aşınlara iistönlük kuracaktır" dedi. Ortadoğu'daki tüm sorunla- rın ele almacağı bir uluslararası konferans flkrine de değinen Hurd, BM Guvenlik Konseyii nin 5 daimi üyesi arasında gö- rüş ahşverişleri ve İsrail ile Arap ülkeierindeki olumlu yaklaşım- ların bir konferans için hazırlık aşamalan olduğunu beu'rterek "Şuna inanıyoruz ki hazırlıklar uluslararası bir konferansı be- deflemeli ve bu konferansla soDiıclanıııalıdır" dedi. GERGİNLİK — Bir Israilli askerin Filistinlilerce öldürülmesi sonrasında başla>-an olavlar süru- yor. Uzun süren bir sessizlikten sonra tsrailli askerlerk Filistinlilerin çatışması alevlendi. 4 Filis- tinli, Israilli askerierce oldüriildü, onlarcası >aralandı, yüzlerce Filistinli tutuklandı. Gecen çanamba günü Kudüs'te kalabahk bir sokağa atılan el bombası gerginliği doruğa çıkardı. Olayda 2 Israilli sınır polisi ve 5 Filistinli yaraiandı. Olayla ilgili şüpheliler sorgulanmaya başlandı. (Fotoğraf: AP) JVASHINGTON Ermenî soruniında hareketli günler WASHINGTON (Cumhuri- yet) — Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ABD'yi ziyaretinin üze- rinden daha bir hafta geçmeden, Washington, Türk Amerikan ilişkilerindeki klasik iki çıbanbaşı, 10'a 7 ve Ermeni konularında hareketlenmeye başladı. Senato tahsisatlar alt komi- tesi iki gün önce Türkiye ve Yu- nanistan'a yapılacak yardımı 10'a 7'ye çoic yakın bir oranda 10'a 6.88 oranında belirledi. Ancak bu, Washington'a özgü bir yanhşlık sonucunda oldu. Komite başkanı Senatör Leahy, komite toplantısından önce yaptığı yazılı açıklamada iki ül- keye yapılacak yardımın 10'a 7 oranında olacağını bildirmişti. Toplantıdan önce Leahy'nin yardımcıları, yardım miktarla- rmı bu orana göre 545 ve 375 olarak hesapladı. Böylece oyla- maya, oranın 10'a 6.88 oldu- ğundan habersiz olarak girildi. Yapılan oylama sonucunda yar- dım miktarlan aynen geçince Rum lobisi oranın 10'a 7 de- ğil 10'a 6.88 olduğunu fark et- ti. Hemen Leahy'nin ofisi ile te- masa geçildi. Rum lobisinin ya- kır.larından Leahy, yanhşhğı duyduğunda büyük bir şok ge- çirdi. Karar tashihi için hemen harekete geçti ve iki hafta son- ra yapılacak tam komite top- lantısından önce oranın 10'a 7 olarak düzeltilmesi için gerekli önlemleri aldı. Görüldüğü gibi Türkiye"nin Körfez krizindeki performansı, Kongre'nin Tür- kiye'ye karşı olan tutumumîTaz"- la değiştirmesine yol açmadı. Ermeni konusunda da bir ü- ginç gelisme meydana geldi. Er- menistan Parlamentosu'nun ye- ni seçilmiş başkanı olan Levon der Bedrosvan, özel bir ziyaret çerçevesinde Washington'da bu- lunuyor. ABD yönetimi Bed- rosyan ile görüşmeyi çok arzu- luyor ama iki açıdan ürkttyor. Birincisi Gorbaçov'a ABD'nin Sovyetier'deki etnik yaralan ka- şımaya niyetli olmadığım gös- termek bakımından sakıncah buluyor, ikincisi Türklerin de bu konuyu izleyeceğini biliyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear