25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
14 EKİM 1990 KÜLTÜR-SANAT 15. TORONTO FESTİVALLER FESTİVALİ CUMHURİYET/5 Sophia Loren'e ödtil • Kiiltiir Servisi — 12 ekim günü başlayan Yirmi Altıncı Uluslararası Chicago Film Festivali'nin bu yılki onur konuğu, unlü Italyan fîlrn yıldın Sophia Loren. Sophia Loren, Chicago Film Festivali'nin açılış töreninde, yaşamboyu sinemaya katkılanndan ötürü bir de ödül aldı. Loren'e odülünü, festivalin kurucusu ve yöneticisi Michael Kutza verdi. Sophia Loren, daha önce de son Fılmi "Cumanesi, Pazar ve Pazartesi"nin dünya galasına katıldı. Ulvi Uraz ödüUeri dağıtıldı • Kültiir Servjsi — Bu yıl on beşincisi düzenlenen Ulvi Uraz Tiyatro Ödulleri dün Aratürk Kültür Merkezi'nde yapılan bir törenle sahiplerine verildi. Her yıl bir yerli oyunu sahneye koyan yönetmen ve yerli oyunda rol alan oyuncuya verilen Ulvi Uraz Tiyatro ödülleri'nde, bu yıl ilk olarak bir de jüri özendirme ödülü verildi. Hayati Asılyazıcı, Cevat Çapan, Haluk Şevket Ataseven, Orhan Alkaya ve Kemal Bekir'den oluşan bu yılki jüri, Gungör Dilmen'in "Aşkımız Aksaray'ın En Büyilk Yangmı"nı yöneten Ergin Orbey'i yılın en başanlı yönetmeni, Aziz Nesin'in "Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz" adü oyunundaki rolüyle Ali Sürmeli'yi de yılın en başanlı oyuncusu seçti. Jüri Özendirme Ödulü'nü ise Bilsak Tiyatro Atölyesi Sevim Burak'ın "Işte Baş, lşte Gövde, Işte Kanatlar" adlı oyunuyla aldı. 1974 yılında ölen Uraz'ın esinin de katıldığı ödul töreninde sunuculuğu Hayati Asılyazıcı yaptı. Asılyazıcı, Uraz'ın ulusal tiyatroya yaptığı Katkılardan söz etti. Pazartesi Konserleri • Kültür Servisi — Istanbul Devlet Opera ve BaJesi, 1990-91 sezonunda bir dizi konser programını da repertuarına aldı. "Pazartesi Konserleri" adı altında her pazartesi akşamı saat 19.00'da Atatürk Kültür Merkezi Oda Tiyatrosu ve Konser Salonu'nda yapılacak değişik türde konserlerle yeni dinleyici ve izleyici kazanmak ilkesinden yola çıkarak çeşiti enstrümanlarla ve küçük orkestralar eşliğinde şan konserleri ve orkestra sanatçılarımızın trio ve kuartetleri yer alacak. Ayrıca her ay bir pazartesi akşamını da ülkelerin bestecilerine ayırarak ulkeleri ve müziklerinin tanıtımı amaçlanıyor. "Pazartesi Konserleri" adı altında gerçekleşecek ilk konser, 15 ekim pazartesi saat 19.00'da AKM Konser Salonu'nda soprano Remziye Alper'in piyanist Jan Salay eşliğinde R. Strauss, G. Mahler, A. Dvorak'ın eserlerinden oluşan "Lied Akşamı!' Korkıtıazlar'ın heykel sergisi • Kültiir Servisi — Irfan Korkmazlar'ın heykel sergisi Vakko Beyoğlu Sanat Galerisi'nde açıldı. 1962 doğumiu sanatçı 1984'te tstanbul Mimar Sinan Üniversitesi Heykel Bölümü'ne girdi. Çalışmalannı Prof. Hüseyin Gezer daha sonra Prof. A. Teoman Germaner atölyesinde sürdürdü. Halen aynı fakültenin son sınıf öğrencisi olan Korkmazlar'ın bu ilk kişisel sergisinde 20 dolayında bronz heykel yer ahyor. Irfan Korkmazlar, "Heykel sanatını kendi özyasantımın biçimlerle bir somutlaşması olarak görüyorum. Konu olarak insanı, çevremi seçiyorum. Onlann yazgılan, anlık duygulan, yalnızlıklan ve birbirlerine yabancılaşmalan. Ilkel cinselliği ve kadını da konulanm arasında söyleyebilirim. Şimdilik heykellerimi form, doku ve estetik sorun olarak çözme çabası içindeyim" diyor. Harold Pinter'a saygı - • LONDRA (Cumhuriyet) — Tanınmış Ingiliz oyun ve senaryo yazarı, yönetmen Harold Pinter'ın 60. doğum yüdönümü, BBC Radyosu'nun kültür, sanat ve klasik müzik yaytnı yapan 3. kanalında 4 saatlik bir programla kutlandı. Pazar geceki programda Harold Pinter ile sanat, tiyatro, sınema, edebiyat ve insan haklanm kapsayan bir söyleşi, ikisi kısa radyo oyunu olmak iizere 4 oyunu yayımlandı. Pinter, oyun yazmaya başlamadan önce kaleme aldıgı ve yaklasık 40 yıl saklı duran ve yeni yayımlanan "Cüceler" (Dwarfs) adlı ilk ve tek romanından alıntılar okudu. Pinter'ın "sevdiği eserlere" örnek olarak Bach'm La Minör Keman Konçertosu çalındı ve Pinter'la eser hakkında konuşuldu. Pinter en son olarak da Küıtlerin durumundan esinlenerek yazdığını söylediği "Dağ Dili" adlı oyunundan alıntılar yaparak insan haklanna ilişkin görüslerini aktardı. Kültür merkezi için yanşma • ANKARA (AA) — Kendi alarunda Ortadoğu'nun en buyüğü olacak Mevlana Kültür Merkezi'nin projesi için yarışma açıldı. Kültür Bakanlığı yetkililerinden edinilen bilgiye göre İstanbul'daki AKM'den de büyuk olacak Mevlana Kultür Merkezi'nde, sema gösterilerinin yapılacağı 3500 kişilik bir salonun yanı sıra 600 kişilik çok ve 200 kişilik küçük amaçh salonlar da yer alacak. Merkezde ayrıca, yeterli büyuklükte sahne ve sanatçı Dölumleri, Türk tasavvuf müziği ve halk kültürünü araştırma bölümleri, Mevlana Araştırma Merkezi ve lhtisas Kütüphanesi, Guzel Sanatlar ve Kültür Mudurlüğü bölümleri ile idari ve teknik bölümler de -bulunacak. Kültür merkezi projesini değerlendirecek jüri, bakanhk musteşar yardımcısı Erten Altaban, Kültür Merkezleri Daire Başkanı Yılmaz Batur, Prof. Gündüz Gökçe, Prof. Kaya Ozgen, Prof. Haluk Karamağaralı ve yüksek mimar Vedat Dalokay'dan oluşacak. 1990 yılı rakamlarına göre 25 milyar Türk Lirası'na mal olacak Mevlana Kültür Merkezi'nin dört yılda tamamlanması planlanıyor. Beyaz yargıç, siyah suçlutngiliz yönetmen Chris Curling'in politik polisiyesi "Karanlık Kent", Güney Afrika gerçeğinin değişik boyutlarını beyazperdeye getiriyor. / MEHMET BASUTÇU TORONTO — Chris Corling, yirmi yıl boyunca televizyon için belgeseller çekmiş bir Ingüiz yö- netmen. "Hareket Halindeki Dünya", "Gerçek Yasamlar", "Kaybolan Dünya" gibi belgesel diziler gerçekleştirdikten, deği- şik konular yanında Güney Af- rika'da yasanan ırkçıhğı da bel- geledikten sonra ilk konulu fil- mini bu yaz sonunda tamamla- mış. Film, geçen ay Johannesbo- urg'da, bir şenlik kapsamında ilk kez seyirci önüne çıkmış. Hem zenci, hem de beyaz izle- yicilerin önüne geldiğinde beği- nilmiş ve alkıslanmış. Bu arada gösterildiği sinemalardan birine bomba atümış... 15. Toronto Festivaller Festi- vali aracılığıyla, sesini uluslara- rası bir platformda duyuran bu fılmin adı "karanlık Kent" (Dark City). Yönetmeni Cur- lung yine gerçek olaylardan yo- la çıkmış. Ancak bu kez bir bel- gesel yerine, gerçekler içine örül- müş bir öyküyü ısleyerer poli- tik/polisiye olarak tammlanabi- lecek bir sinema türunü seçmiş. Amacı, gözlemlediği Güney Af- rika gerçeğinin değişik boyutla- nnı, konusuyla sürukleyici bir film biçiminde daha geniş kitle- lere iletebilmek. "Karanhk Kent" bu amaca ulaşan bir film. Gerilimli kurgu- su ve iceriğiyle geniş kitleleri et- kileyecek bir çalışma. Konusu- nun çekirdeğini, iki yıl önce Gü- ney Afrika'da, Sharpesville'de yasanan bir olay olustunnakta. Kentin, görevini kişisel çıkarla- n için kullanarak zenginlesen zenci belediye başkamna karşı yapılan bir gösteri sırasında, başkan sinirlenerek silahını çe- ker. Gosteriti bir zenci ölünce SUÇSUZİNSANLAR YARGILANIYOR — Güne> Afrika adaleti, gösteriye katıian suçsuz insanlan yargdıyor. Bu insaolar bütün kanıt yetersiriiğine karşın olume mahkûm ediliyorlar. Curling'in filmi gerçek olaylardan yola çıkıyor. çıkan karışıklık sırasında kaç- maya çakşan bir belediye mec- lisi üyesi öldürülür. O da zenci- dir. Katilleri bulamayan Güney Afrika polisi, göstericilerden bi- rinden, adlannı işkence altında aldığı yedi kişiyi bu cinayeti iş- ledikJeri savıyla mahkeme önü- ne çıkanr. Bu süçsuz insanlar "yargılanır" ve tüm delil yeter- sizliğine karşm ölüme mahkûm edilirler... Çıkan kargaşa sırasın- da belediye meclisi üyesini iste- meyerek öldüren zenci eylemci ise arkadaşlanm kurtarabilmek için kıvranmaktadır. Ancak adaletin gerçek bir adalet olma- dığı, teslim olsa bile sekizinci bir kurban olmanın ötesinde bir so- nuca ulasamayacağı apaçık or- tadadır. "Dark City"nin yönetmeni Curling, ırkçılık gibi taraf tut- manın çok kolay olduğu, iyile- rin bir yana, kötülerin de diğer yana itiliverdiği bir konuyu iş- lemenin içerdiği doğal tuzaklar- dan uzak durmayı başarmış. Çünkü ırkçıbk söz konusu okiu- ğunda, savunulan tezin içeriği- ne göre genellikle tüm iyiler de- rileri aynı renkte olan insanlar- dır. Kötüler ise karşıt renge bo- yannuşlardır._ lşte yönetmen bu kısıtlayıcı yaklaşımın içerdiği tehlikeden özenle kaçınmış. "Karanlık Kenf'te izlediğimiz zenciler, davranışları ve kişilik- leriyle hiç de tek renkli insanlar değiller. Tersine, çok renkli, de- ğişik yapıda ve değişik mizaçta insanlar var karşımızda. Birlik- te yaşadıklan gerçeğin dayanıl- mazlığı karşısında baş kaldınp, doğal haklanna sahip çıkarak insanca, onurlu bir yaşam süre- bilmek için savaşırlarken her bi- ri kendine göre değişik bir yol seçecektir... Beyazlann tutumlanna gelin- ce, beyaz insanlan tek tek ele alarak u-kçı ve faşist davranışla- nnı görüntülemek, böylece ko- nuyu bireysel bireysel bir düze- ye indirgeyerek, çözüm yollan- mn da bireysel düzeyde buluna- bileceği yanügısına düşmek ye- rine, filmde yasanan olaylar ku- nımsal ve politik temellerine ba- şanyla oturtulmuş. Beyaz hâkim, beyaz olduğu için değil de Güney Afrika ka- nunlarını uyguladığı için ırkçı- dır her seyden önce... Sonra da kendini üstün ırk sayan bir top- lumun moral değerleriyle eğitil- diği için... Sanıklar ise beyazla- nn gözünde, zenci oldukiarı için suçludurlar... Ancak bu demek değildir ki ezilen, hor görülen, işkence edilen, öldürülen bu zenciler, sadece zenci oldukiarı için her zaman hakhdırlar... önemli olan onlann içinde bu- lunduklan koşulları anlayabil- mek, içine düştükleri açmazla- rı iyi değerlendirebilmektir. Chris Curling polisiye bir öykü- nün gerilimi içinde, çizdiği de- ğişik kişilikler aracılığıyla işte bunu başanyor. Istanbullu antikacılar, Sothebyyönetimini bir mektupla protesto ettiler siyaset karıştı Osmanlı-İslam eserleri satışında, Ermeni eserleri diye ayrı bir bölüme yer verilmesi tepkiyle karşılandı. Protesto mektubunda, çok sayıda Türk ustanın Ermeni toplumu için çok sayıda Ermeni ustanın da Islam toplumu için eser verdiği belirtildi. İstanbullu antikacı Yaman Mursaloğlu, "Bu tür ayrımlar yapaydır" dedi. EDİP EMİL ÖYMEN LONDRA — Christie ve Sot- heby müzayede firmalan tara- fından duzenlenen ve dört gün sûrerek cuma günü sona eren sa- üşlara sîyasal boyut kanştı. Sot- heby'nin büyük satışında Osmanlı-lslam eserleri arasında, Ermeni eserleri diye bir ayn bo» lüme yer verilmesini, tstanbul- hı antikacılar Sotheby yönetimi- ne bir mektup göndererek pro- testo ettiler. Mektupta, Osmanlı döneminde çok sayıda Türk us- tanın Ermeni kilisesi ya da top- lumu için eser verdiği kadar, çok sayıda Ermeni ustanın da tslam toplumu için eser verdiği, bun- lann bir kültürün bütününü oluşturduğu ve yapay biçimde aynlmasının hata olduğu kayde- dildi Sothcby'nin satış katalo- ğunda Ermeni Eseri başlığı al- tında bazı Rum üriinü eserlerin de sunulduğu kaydediliyor. Pro- testo mektubunu kaleme alan- lardan İstanbullu antikacı Ya- man Mursaloğlu, "Bu tür ay- nmlar yapaydır. Osmanlı döne- mi bir bütnndar, parcaiara ay- nimasının anfamı yoktur" dedi. Girişimi yorumlayan İngiliz uzmanlar, Osmanlı döneminden önce ayn bir Ermeni sanatından söz edilebileceği halde, beş yüz yıl boyunca Osmanlı egemenli- ği altında kalan bütün yöreler- den şimdi müzayede salonlanna gelen eserler için ayn ayn ulu- sal sanatlardan söz edilrnesinin pratik bir anlamı olmadığını kaydettiler. Bir uzman, "Bu du- rnmda hiçbir zaman bir Hint sa- natıodan soz edemeyiz. Bugun büe Hindistan, düzinekrle deği- şik kühürden oluşan, yüze yakın dil ve lebce konuşolan bir ülke- dir. Ama o topraklann sanat öriinleri Hint sanatı diye biünir. Başkası miimkiin değildir" de- di. Dünya siyaseti, siyaset yerine çek defterlerinin girdiği müzaye- de salonlanna yansıdı dört gün boyunca. Arap alıcılar "fark edmV biçimde yoktular. Her iki büyük firma da Irak ve Kuveyt- ten kimsenin alıcı sıfatıyla mü- zayedeye katılamayacağına, kimsenin bu ülke yurttaşlan adı- na aracı olamayacağına karar vermişti. Irak ve dolayısıyla Ku- veyt'e uygulanan Birleşmiş Mil- letler yaptınmlan yüzünden, bu ülkelere antika ihracatı da am- bargo kapsamına girmişti. Bu nedenle "zengüı Arap alıcılar" AŞK KADAR TATLI — "Şeytan kadar kara, cehennem gibi sı- cak, melek kadar saf, aşk kadar tatlı!" Fransız devlet adamı Tal- leyrand'ın bu "iyi kahve" tanımı, 1870'lerde Italya'da yapdnus tznik taklidi bir kahveliğin tepesinde yazılı. Kahvelik, Sotheby- deki müzayedede en çok ilgi gören parçalar arasındaydı. ortada görünmedi. Basra Körfe- rnan birkaç galeri dışında kim- zi bunalımı nedeniyle müzaye- se yoktu. deye Ürdün ve Suudi Arabistanh Türkiye'den ise müzayedeler- geleneksel alıcılar da katılmadı- de görünen alışık yüzlere, Istan- lar. Islam sanat eserlerinde uz- bullu antikacılar ile sanatsever- lere yine rastlandı. Arap alıcıla- rın bulunmaması, fıyatlann anormal yüksehnesini önlediği için Türkler 'iyi alışveriş" yap- tılar. 15. yüzyılda Timur döne- minden kalma bir kahve finca- nına İstanbullu bir antikaa 600 milyon lira (komisyonuyla bir- likte 660 milyon) öderken yine Istanbul'dan Sevgi Göniil, 17. yüzyıldan kalma bir tznik taba- ğını 24 milyon liraya aldı. Sotheby'de iki gün içinde (el yazmalan ve minyatürler hariç) yapılan satışta beklenildiği gibi 1 milyon sterlin sımn kolayca aşıldı. Altı ay önceki satışa ba- kışla, yüzde 35'lik bir artışla 1 milyon 507 bin sterline ulaşıldı (7,5 milyar lira). Son yülarda her satışta göz- de olan lznikler için bu son sa- tış bir dönüm noktasıydı. Bugü- ne kadar hemen her lznik'e rağ- bet gösterilirken bu kez "olagandışı" sayıJan parçalar yüksek fıyatlara satıldı, "ola- ganlar" ise satılmalan beklenen fıyatlann altında kalarak ya ucuza gitti ya da satümadı. Görüş beürten bir antikacı, "Normal ve sıradan parçalar çoktu. Körfez bunalımuıı da he- saba katsak dahi yılda iki OsmanJı-tslam satışı ne ölçiide gerçekçi olacak bundan sonra" diye sordu. Ancak Sotheby Is- lam Bölümiı Başkanı Profesör John Carswell, "Piyasa canlıy- dı. Bazı lznikler umduğumuz kadar yüksdmedi. Ama bir mü- za>ede salonunda flyaü tek tttk kişikr artûrmaz" diyerek satış- lara rağbetin umulamn altında kaldıgını ima ettL • "Al Akgün neden öMürüldü?" • PKK davası tutuklulan Sakine Cansız, Can Yüce ve Aiı Küçuk'ün açıklaması • Js- tmbul'un kenar semttertnde 135 öğrencili sınrfiar • Çan- kaya Betedivesı'nm gecekondu anketı 1 yılda 189 ıntıhar • MÛğin gûcû: Woodstock'tan Mandela'ya • Işvefen ata- atşçı yanıtı: Metal ışçıien greve hazırlamyor • İzmir'de I SN t k n yağniası • Cevdet Se<vı "Genel grev anrtu" • Kangâc Yıfcnfc perteyi eytedik Batman • Fran- sa'da basm Kahvaltı kokteyi davetınden şışmanlayan gaze- tacier. Rrmalardan basına sunulan hazır roporta|iar" Aynı Tüıfciye gıbı • Mus'ta Zengök ailesinin basına getenler H A F T A L I K H A B E R Y O R U M D E R G İ S İ Öıal-Necİp Fozıl görüşmesinde rota çiıildl SOLUCAN TAKTİĞİÖzal'ın Necip Fanl ölmeden önce Üstad'la yaptığı görüşffienin tutanağı... Necip Fazri'm önerdiği "Solucan taMiği"nin hedefi neydi, sonuçta nereye vanlacaktı?.. Nedeti askerterle iyi geçJflHmeHycN?.. Necip Ftnl ANAP'a isim babahğı da yaptı... Erenköy'deki köskte Amerika'yta iliskiter de konuşuldu... • TURAN DURSUN'UN INCELEMESI: CİHAD KADIN DİNLEMEZ • DOĞU PERİNÇEK: BAHRİYE ÜÇOK'UN KATİLLERİ KİM?.. • ÖZAL-ORDU KAPIŞMASININ AYAK SESLERİ Özal-Polıs bir tarafta, Ordu-MİT öbür tarafta. Ardalı'nın gücü nereden gelıyor? • DİYARBAKIR CEZAEVİ'NDEN KİM NEREYE SÜRÜLDU: TAM LİŞTE. CEZAEVLERİ ALARMDA. • REFAH PARTİSİ KONGRESİNDE İSTANBUL'UN ALTERNATİF LISTESİ GENEL MERKEZ, LİSTELERİ İMHA ETTİRDİ • SİĞBETULLAH BATUR ÖZÜR DİLİYOR. İTİRAFÇILAR SHP'Yİ NASIL YÖNLENDİRDf? 513 83 52 - 513 83 53 - 513 96 78 FAX: 513 96 Roman yaznıa rekonı • KUZNETSOVA (UBA) — Sovyetler Birliği'nde, konusunu Sovyet basımı Guinness Rekorlar Kitabı'ndan alan roman rekor kırdı. Kitabuı yazan 33 yaşındaki Vyacheslav Golyashevich, 150 sayfalık polisiye türü romanını 80 saat 26 dakikada yazdı. Traktör şoförlüğü ve denizcilik yapmış olan Golyashevich'in yazmaya 30 yaşında başladığı bildirildi. Roman yazma rekorunu kırarak dikkatleri üzerine çekmeye çalıştığını beliıten Golyashevich, romanında Guinness Rekorlar Kitabı baskılanm çalarak yüksek fiyatla satmayı planlayan bir suçlular grubunun serüvenine yer verdi. Türk sanatçılar • Kültür Servisi — 6-24 eylül tarihleri arasında Yugoslav Kültür Bakanlığı tarafından duzenlenen ve UNESCO, Ibby ve Icograda gibi kültür kurumlarının desteği ile gerçekleştirilen 32. Belgrad Altın Kalem 1990 Birinci Uluslararası lllüstrasyon Bienali'ne seçilen eserler arasında Turk sanatçılann yapıtlan da yer aldı. Bir barış mesajı veren bu sergide çocuk kitabı illustrasyonu dalında, Mustafa Çakırcalı, A.Sibel Demirtaş, Nazan Erkmen, Şakir Gökçebağ, Can Göknil ve Fethi Güncan Mermertaş'ın ürünleri sergilendi. Atamer'in sergısı • Kültör Servisi — Gülden Atamer'in resim sergisi 15 ekim tarihinde Ayşe Takı Galerisi'nde açılıyor. 1973-1974 yıllan arasında Perugia Güzel Sanatlar Akademisi'nde resim, gravür ve sanat eğitimi gö^en Atamer daha sonra îstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Bedri Rahmi Eynboğlu Atölyesi'ne devam etti. 1975-77 yıllannda ise Milano Scuola Poh'tecnica Di Desing bölümunde çalıştı. Sergi 3 kasıma dek görülebilir. BİLSAKTA BU HAFTA 15 Ekim Pazartesi: 19.00 GÜNLÜK YAŞAM ÜZERİNE GEVEZEUKLER "Alışveriş" Cemil IPEKÇI, Neslihan YARGICI. Perran KUTMAN 16 Ekim Salı: 19.00 BİUM DİZİSİ Çağdas ve Çağ ötesi Bir Teknoıoji: Gen Teknolojisi Beyazıt ÇIRAKOGLU 19.00 SANAT ESERtNÎN ANIAM1, YORUMU VE DEGERLENDlRlLMESt Doğu Felsefesi, Jung Felsefesi, Dadaist ve Sürrealist Resim. Erol COŞKUNER 17 Ekim Çarşamba: 19.00 ISTANBUÜTARİH VE YAŞAM l "Beyoğlu" Burhan ARPAD 19.00 VENEDİKFİLM FESTİVALİ lbrahim ALTTNSAY, Yusuf KURÇENLI 18 Ekim Perşembe: 19.00 PLASTIK SANATLAR BtENALLERl "Venedik, Tunus, Girit" Handan BÖRÜTECENE, Mıthat ŞEN, Bedri B AYKAM, Serhat KlRAZ 19.00 SOSYAÜSTLERİN BİRUK PARTİSİ GlRlŞtMl Erdal TALU. ÇaSauy_ ANADOL,Atma AYTEMUR 19 EKİM Cuma: 19.00 BtUM DİZISİ Biyoteknoloji ve Uygulamalan: Türkiye'deki Durum Beyazıt ÇIRAKOGLU 19.00 MORÇATI KADIN S/GINAGfVAKFI Yaprak ZIHNIOGLU 20 Ekim Cumartesi: 14 30 GÜNLERtN GÖTÜRDÛĞO "Körfez Krizinde Taraflarm Hedefleri ve Hesgplan" Şükrü ELEKDAöT Hasan YALÇIN, Ismail SOYSAL Görsel Sanat Atöiyeleri MehmetGÜLERYÜZ yonetiminde (Per.-Cum.) Ta'i Chi Chu'an HarekeÜi Meditasyon Yoga 1930 Cafe-Foyer-Bar (Giriş) Rock Cafe-Bar (5. Kat) BİLSAK, S«r«*elvüto Cad. Soğ«ncı tok.7 CIHANGİR 143 28 79-143 28 99
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear