25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
14 EKİM 1990 CUMHURİYET/19 HAVA DURUMU TURKIYEDE BUGUN M.leteoroloıı Genel Mûdûrlû- Dü'nden atnan Mgrye göre yuntun ttjzeyflo- Qu teanlen parçat buluOu. Ooftu Karade- nofeDoOu AnaMuıuı kuBydojıısu sa- Oanakyafeiı öMcı ycrtor az buhıtki «e açık geçecck HA* SICAKJJĞI Ûnem* tw ılefr Sikâk cnmayacak RCZGÂR Kıuey ve doflu yttıfenlen om kuvvtne. y*r yer nuvvetlı w bsa süret fırtna şettnd» esecek. DenBie- rin«2d« Bûtûn dmztenmcöe yıkte ve poy^ raztan 3-5, yer yer 6, Karadenc ve Ejje'de zaman zaman 7-8 kuvvetmfe 10-21. yer yer 27. Kmdenz ve EgeUe aman zaman 33-34 denc mif huö csecek Oenz muMıi dai- grt. Kndane ıc Egrte taBa. jer yer ço* d » ö * O i û k k » 0 t t 6 1 A Adana Adapazan Adıyaman Atyon Aflrı Anara AnUfcya Anolya kvm Aydın B A 29° 17° Diyamakır A 29° 10° Manısa A 22° 8° Edırne A 23° 7° K Maraş A 3O°16°Erancan B 16° 4°Mersn A 22° 4° Erzurum Y 14° -1° Mtjtfa Y 15° O°Eskışehır A 23° 5 Muş A 24° 6°G*zunlep A 27° (4 MOdt A 30° 19° ûresun B 18° t2° Onkı A 30° 19° Gümuşlrane Y 12° 6°Röe Y 13° 10° Hafckan A 23° 10° Samsun 2 5-3 ır aobyında buluıacak. Van 3ofc nde h*a ParçaJı butuüu gttecek. Kcgar kuay ve doju yMerden orta kuwette esecek. Gfl küçfik <S#f* oıaca» Bıleok Bıngöl Bıtfc Bob BufH ÇaraMale Çonım Oendı A 30° 12° Ispara A 24° 6°isB/*ul A 23° 5°tznw A 23° 8°K*S A 22° 7°Sırt A 22°12°&nop A 28°15°Snas Y 13° -1° TMordaJ A 22° 7°K»stamonu A 20° 4°Tratam A 21° 9°Ka«5en A 23° 7°Kırttaelı A 24° 9°Konya B 19° 4°Nûtahya A 28° 13° Malatya A 20° 6°Timcel A 22° 7°Usak A 22° e°V8n A 23° 5°Vtaga A 24° 9° Zonguktak A 29° 11° A 26° 16° A 28° 17° A 29° 14° A 22° 8° A 20° 8° B 17° 12» Y 19°13° B 17° 12° A 29° 16° A 19° 13° A 28° 6° A 2r>n° Y 19° 13° A 24° 8° A 24° 5° A 19° 6° A 21° 5° A 18° 11° yer yer 25. KaradeneteEge apMannda bululki yatmurkı A-acık B-bukıtiu G-flûneşi K-Ort S-ssi VyaOmurtu n. & Helsınkı ^ ^ ) Lemngrad : KopenhagJ? mdra 1 / t r ^ »Bertin J Moskova Parıs | -% J- z, . »Vıyana • Zurıh ' / Madrıd^İ:- »Lızöon P-^M Cezayır Tunus Katiıre • DUNYA'DA BUGUN Amsterdam Amman Aîına Ba*ü1 8arcetona Basel Beigrad Beriın Bonn Bruksd Budaseş» Cenevre Cezayır ûdde Oubaı Franlcfurt dme Helsınlu Kahn Kooenhag Köin Leftoşa A 22° A 30° A 26° A 35° A 25° Y 18° A 27° A 21° A 25° A 25° A 23° Y 19° A 34° A 36° A 36° A 24° A 30° B 13° A32° B «• A 25° A 31° B 12° A 24° A 27° Y 18° Y 7° Y 10° A 24° A 29° B 9° A 27° A 22° A 36° Y 19° A 26° A 30» A 27° A 28° A 18° Y 19° B 18° VVKtnngiofi A 26° Zünti Y 18° Lenmgrad Londra Madnd Mlano Montreal MosMna Mürtfi NH)W Osto Pans Prarj Rrvad Roma Solya Şan •felAm Tunus V»5O« VtaHK VDona BULMACA 8 SOLDANSACA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Birbirine surtü- nen cisimlerin karşı- lıkh etkileşimini in- celeyen bilim dah. 2/ Maldiv Adalan'nın başkenti... Akla ve gerçeğe aykırı. 3/ Asma kütüğü... Va- lide. 4/ Tann saygısı ve ahret kaygısından ötürü günah işle- mekten titizlikle ka- çınma... Yabancı. 5/ Geceleyin, sevgi du- yulan biri için bir müzik aracıyla veri- len küçük konser. 6/ Çıplak vucut resmi... 1949'da keşfedilen küçük bir gezegen. 7/ Ince dantel... Gemide yelkenlerin açılması. 8/ Adalet... Maksat. 9/ Eskiden çocuklar okula başlarken yapılan tören. YUKAREDAN AŞAGlYA: 1/ Tahıl ürünlerinin alımıyla ilgili kuruluşumuzun kısa yazılışı... Bir müzik sesini belirtmeye yarayan işa- ret. 2/ Boyun eğen, kendisini baska- sının buyruğuna bırakan... tğneye geçirilen bir sap iplik. 3/ Ek... Hint-lran dil grubuna verilen ad. 4/ Maharet... Hayvanlara vu- rulan damga. 5/ Asya'nın acak bölgeterinde yetişen bir cins pal- miye. 6/ Bir nota... Sermaye. 7/ En küçuk izci kurulusu... Ko- ku. 8/ Hafif mavimsi olan postu kürk yakası ve manto yapı- nunda kullanılan memeli bir hayvan... Demiryolu. 9/ Ulaştır- ma.... Zaviye. 60 YIL ONCE Cumhuriyet İSTMl KLBİTBİ Bana sorarsanız... 14 EKİM 1930 "Yirmi beş yaşında bir gencim. Muallimim. Yüz lira maaşım var. lhtiyar bir annemden başka kimsem yok. Çapkın bir genç değilim. Evlenmek, muntazam bir hayat yaşamak istiyorum. İzdivaca talip olduğum kızlardan şu cevapları aldım: Kaynana ile yaşayamam. Yüz lira maaşla geçinemem. Muallimin ne istikbali var? Kızlar böyle düşünürse erkekler nasıl evlenebilirler?" Genç kızlann cevapları gayet tabii... Izdivaa bir hayat sigortası telakki eden bir genç kız için aranacak şey şüphesiz kendi refah ve huzurudur. Kaynana geçimsizliğin anahtandır. Bu akgam. ftaat 21,30 d« Mektup S ptnftUk Y W S M«Bgh.m Teteam* cdcn A- Mohtır Para rahat ve huzurun desteğidir. Muallimlik, bu desteğe değil feragate dayanır. Genç kıza bundan ne? O niçin fedakârlık yapacak? Bu yuvada aşk yoktur. Fikir arkadaşlığı yoktur. Bir erkeğin parasını kansına, bir kadının vücudunu bir erkeğe hasmetmesinden ibaret bir şirket... Biri vücudünü, ötekisi parasını sermaye koyuyorlar. Her mal gibi, kadın da vücudünü sigorta etmek istiyor. Erkek te, parasına mukabil kadından fedakârhk istiyor. Niçin?... Kadın, bu paraya mukabil vücudünü, hürriyetini, istiklalini satıyor. Daha niye fedakârlık yapsın? Aile bu şekli muhafaza ettikçe genç kızlann böyle düşünmesi gayet tabiidir. Fakat aile birbirini seven, fikir arkadaşı olan iktisadi kavgada omuz omuza çarpışan iki insanın bir çatı altında birleşmesini ifade eden bir arkadaşlık olursa, genç kız böyle düşünmez. Muallim de bu şekil izdivaca talip olmaz. Genç kız ne zaman arkadaş olacak? Zaman değıştiği ve erkek istediği zaman. 30 YIL ONCE Cumhuriyel Avııkatlar14 EKİM 1960 Yassıada duruşmalanna katılacak olan sanık avukatlarının isimleri dün Milli Birlik Komitesi Irtibat Bürosu tarafından açıklanmıştır. Bildirildiğine göre bugün "köpek satışı" davasında Celal Bayar'ı hiç bir avukat savunmıyacaktır. Celal Bayar'ın avukat tutmamasırun sebebi henüz anlaşılamamıştır. O r b a n ApaydiB Diğer sanıklardan bazılanntn savunmalannı üzerlerine alan diğer avukatların isimleri ise şunlardır: Talat Asal, Burhan Apaydın, Orhan Apaydın, Fernıh Ağan, Mahmut Even, Mesude Varol, Bülent Üçer, Necdet Çobanh, Ali Rıza Karakaya, Arif Bilgin, Şahap Demirer, A.Hikmet Göken, Feridun Koymen, Gültekin Başak, Orhan Ergüder, Süreyya Ağaoğlu, Fevzi Çığırkan, Ekrem Korkut, Şeref Kayalar, Şakir Gürkan, Tlırhan ögen, Ruşen Delişen, Emin Abdullah Ezerol. Duruşmalarda ilk gün 14 EKİM 1960 BugUn saat 9.30'da başlanacak olan Yassıada duruşmalarımn ilk gününe ait programa göre öğleden önce Yüksek Soruşturma Kurulunun "Anayasayı îhlal" sanıklarına ait hazırladığı gerekçeli kararname okunacaktır. Kararnamede düşük Cumhurbaskanı Celal Bayar, düşük Basbakan Adnan Menderes, 16 düşük kabine üyesi, düşük meclis başkanı Refık Koraltan ve başkan yardımcılarmdan Ibrahim Kirazoğlu, meşhur tahkikat komisyonunun kurulması için teklif yapan dört milletvekili ile 15 tahkikat komisyonu üyesinin Türk Ceza Kanunu'nun 146. maddesinin 1. fıkrası gereğince idamlan istenmektedir. GEÇEN YIL BUGUN Cumhuriyet Bush'a uyarı 14 EKİM 1989 Cumhurbaskanı Kenan Evren ile Basbakan Turgut özal'm Ermeni tasansı konusunda ABD Başkanı George Bush'a hafta içinde gönderdikleri mektuplann içerikleri dün açıklandı. Evren, mektubunda "bu yabancı ve suni unsur ortadan kaldınlmadığı sürece iki ülke arasında işbirliğinin tatminkâr bir şekilde sürdürülemeyeceği" uyarısında bulundu. Basbakan özal da "Türk-ABD ilişkilerinin bozulma tehlikesinin önceki dönemlerden daha az olmadığına" işaret ederek ABD Başkanı'nm tasarının gündemden çekilmesi için elinden geleni yapacağından emin olduğunu kaydetti. 1ARTISMA ç Kalmış Bir Istifa Hatta bu istifa, gölgelendi de: "Ankara'ya geldi, ölçtü biçti, artık şefi tarafından zaten 'makbul' sayılmamakta olduğunu anladı da istifa etti." Prof. Ali Bozer, son derece ince bir adamdır. Butün Avrupa'yı bilir. Bu ne demektir? Avrupa'yı evinin koridorlan gibi bilen- lerimiz vardır. Ali onlardandır demiyorum. Avrupa'nın ekonomi-ticaret gelişim çız- gisini bilir. Onun haşin bir emperyalist ka- pitalizminden, insancıl bir ekonomik siste- me ulaşması gerektiğini bilir. Bu durumdan ben, bir yargıya ulaşıyo- rum: Kuzey Avrupa'nın bir iki ülkesi djşın- da bu, şimdiye kadar gerçeklesmemiş bir düştür. Fakat Sovyet modeli komünizmin, kendisini, kendi hasinliğinden kurtanp, in- sancıl bir toplumsallık sosyalizmine dönuş- türmeye uğraştığı bu dönemde kapitalizmin de faşist emperyalist ekseninden çıkıp in- sancıl bir toplumsallığa ulaşma çabasına girmesi gerektiğini de Ali bilir ve bilmesi ge- rekir. Işte Ali, Avrupa'yı buraya götürecek olan; aslında da Avrupa'nın yuzünde var olan o, özgürlük-eşitlik-guvence-hukuksal ve sosyal adalete aykırılıklara direnme il- kelerini ve bunlann sonucu olarak bütün genişliğiyle insan haklarına sarılma ilkesi- ni içeren Avrupa değerlerini, Avrupa ku- rumlarını, Avrupalı devlet-yönetim ve bü- rokrasi estetiklerini bilir, bilmesi gerekir. Ben Ali'nin, aynı dalda değil, amma ay- nı özgür üniversitede bir meslektaşı olarak bunlan bilme mevkiinde olduğunu ve bil- diğini de biliyorum. Ve usuma sığdıraımyorum: Bunlan bi- len bir Ali, bunlann tersi de olan özgürsuzlük-eşitsizlik-güvencesizlik ilkele- riyle sosyal adalet anlayışını, bir köşeyi dönme pragmatizmine dönüştürücü anla- yışın, hukuksal adaleti de medreseciliği, "lspat hakkı-tsmail Hakkı" diyen cehaletle dolu dünyası içinde, kendine ayakbağı sa- yıcılığı güden bir sorumsuz önderliğe, na- sıl kayıtsız koşulsuz hizmet edebilirdı. Ve hele "Evet, burada bütün kişilikli devlet adamlığı bilincini rencide etmişligi deyimleyen bir 've hele' çekelim" Ameri- kan başkanlığı hukümet sisteminin kura- mmda ve uygulamında baskanın nihayet bir komisi durumunda olan Amerikan Dışiş- leri sekreteri kendi başkanına refakat eder- ken, Ali'nin kendisi bu konferans dışı bı- rakılışını, o aydın kişiüğine, -o Avrupalı formasyonuna- o üniversitede kürsüsünden aldığı profesörlük yüceliğine, o tarih bilgi- sinde öğrendiği devlet adamlığı zihniyeti- ne nasıl sığdırabilirdi? Sığdıramadı ve istifa etti. Ama bu istifa geç kalmıştır. Aslında hemen o zaman, yıldınm telgraf- la istifa edip New York'ta giriştiği Dışişle- ri'nin teknik sevk ve idaresini Turkiye adı- na içten belirtmeye, yönetimsel hiyerarşi içinde yetkili olan makama bırakıp, solu- ğu Ankara uçağınm koltuğunda almaüydı. Bu, yalnızca onun derin bir huzur solu- ğu olmayacaktı. Bu, aynı zamanda ve hat- ta özellikle olgun devlet adamhgının, bu- ralara adam yetiştiricilik mesleği olan pro- fesörlük sorumluluğunun bir gereği olarak aydın kamuoyunun beklediği öziemlerin de bir rahat soluğu olacaktı. Ali, geç kaldı bu istifa... Hatta bu istifa gölgelendi de: "Ankara'- ya geldi, ölçtü biçti, artık şefi tarafından zaten 'makbul' sayümamakta olduğunu an- ladı da istifa etti" gibi bir gölge var orta- da... Bu gölge ciddidir. Kaldınlması da çok ciddi bir eylemi, çok ince bir işlemi gerek- tirir: Bizzat Cumhurbaşkanı'nın Türk ka- muoyu ve dunya kamuoyu önünde Ali'den ciddi bir özür dilemesi gerekir. Cumhurbaskanı, Mr. Baker'ın Başkan Bush ile birlikte Amerikan yanını oluştur- duğu o mahut konferansa, Ali'nin de ne ya- pıp yapılıp, Amerikan Dışişieri Sekreteri'- nin eşiti derecesinde, bizim Cumhurbaşka- nı'nın kontrpartı olarak bulundurulmayı- şının karmaşıklıklar ve telaşlar içinde, kendi bireysel-kişisel ihmali olduğunu itiraf edip, Dışişieri Bakanı'nın bu küçük düşürülme- sinden dolayı, Ali'den açık bir özür dile- melidir... Bu yapılmazsa Ali, ne Turkiye'de ne de dünya kamuoyunda artık bir itibar görür. Kendi görevinde, kendi işlevinde, kendi so- rumluluğunda atlatılmış ve dışlanmış bir dı- şişieri bakanına ve onun hükümetine, kim güvenir artık? Cumhurbaskanı, hiç de yetkisi olmayan konularda bireysel-kişisel eylemler inşa et- tiği gibi, bu konuda da mevcut olan uygun- suzluğun kendi bireysel-kişisel tutumundan doğduğunu itiraf edip, Ali'den bir özür di- lemezse, işe dönsün-dönmesin, kınlacak olan, kırılmış olan yalnız Ali olamayacak- tır. Turk devlet konsepsiyonu da olacaktır. Prof. BAHRİ SAVCI Yurtdışındaki Türkler Haftanm Türkiye'sini CumhuriyetHafta'da okuyorlar. Cumhuriyet Hafta yurtdışında yaşayan Türkler için hazırlandı. Okurlar Cumhuriyet Hafta'da bir hafta boyunca Cumhuriyet'te yeralan haberlerden derlemeleri okuyacaklar. Aynca yurtdışında, özellikle Almanya'da çalışıp yaşayanlan ilgilendiren önemli olaylar da Cumhuriyet Hafta'nın gündeminde yeralacak. Okurlar, Cumhuriyet Hafta'da Cumhuriyet'in köşe yazarlannı, siyaseti, yazı dizilerini, kültür ve sanat hayatını, Türk spor dünyasuıa ilişkin haber ve yorumlan da izleyecekler. Cumhuriyet Hafta her Cuma Almanya'da bayilerde. A/manya'da n yurtdtşmdayaşayan dostiannm CumhuriyetHafta'yako/ayea abone yapabilirsiniz. Cumhuriyet Hafta abonelerıne her hafta Cumhuriyet Kitap ekı ücretsız olarak gonderılecek İlk altı ayda abone olanlar ise Cumhuriyet Kitap Kulübu'ne ücretsiz olarak üye olabılecekler. Ayrıca Cumhuriyet Hafta abonelerı Bizim Almanca dergisini yıllık 48 DM yerine 24 DM'a alabılecekler. AbcNM Ücr«t Tablosu 3aylık 36 OM Aşağıctakı kuponu doldurarak, dekontunuzla 144 DM Abone Servısı-B A/manya Bölümü, Türkocağı Cad 39-41, Cağaloğlu Istanbul adresıne göndenn Tel: 90-1-512 05 05 Fax:9O-1-526 60 72 Abonenın adı Soyadı: Adresı: Abone suresı: Seçtığım abone sûresı karşılığı olan OM tutannı, Türkrye Iş Bankası KaserStr 3 6000/Frankfurt/M Hesap no: 21005002, BL2: 50230600 hesabınıza yatırdım. Imza Mtank-taa,. «*.* -^te 11 *." Cumhurıyel vmr Almanya'da Mnmrtatovr**»* 1 *»*"*' Doç.Dr. BAHRİYE ÜÇOK'un kişiliğinde laikliğe ve düşünce özgürlüğüne yöneltilen terörün ve bağnazlığın aklı karartmasına izin vermeyelim. FELSEFECİLER: Doç.Dr. TAYLAN ALTUĞ, Arş.Gör. OKTAY ANAR, Doç.Dr. TÜLİN BUMİN, Oğr.Gör. KÜRŞAT BUMİN, Arş. Gör. HAKKI HÜNLER, Arş.Gör. ERHAN IŞIKLAR, Arş.Gör. ÖZCAN KAVASOĞLU, Arş.Gör. ZERRİN KURTOĞLU, Doç.Dr. DOĞAN ÖZLEM, Arş.Gör. NİLGÜN TOKER. HALKIMIZA Güneşi balçıkla sıvamaya çalışan karanlık güçler dün DOĞAN ÖZ, C.ORHAN TÜTENGİL'leri, bugün de MUAMMER AKSOY, TURAN DURSUN, BAHRİYE ÜÇOK'u katlettiler. İnsan sevgisinden, bilimden, çağdaşlıktan yana olan demokrasi güçlerini, sıra kendilerine gelmeden cinayet şebekelerini durdurmaya, güç ve eylem birtiği yapmaya çağırıyoruz! Katillerden hesap sorulsun... TIRE HALKEVI TİRE EĞİT-DER TİRE KAMU ÇALIŞANLARI SEN.HAK.MÜC PLATFORMU ANKARA NÖTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ Bayan Okurun Mektubu Anayasa Mahkemesi karanndan sonra üniversitede sıkma- baş kızöğrencilerın, derslere "türbanlı" gırmeleri yasaklan- mıştı. Ancak türbanlı giren öğrencilere hiçbir yaptırım uygulanmamakta. Rektörlükten dekanlıklara, "Cezaları ya- vaşlatın, nasıl olsa yasa çıkacak" btçiminde sözlü bir göz kırp- ma mı var ne? Sıkmabaşlarla ilgili olarak görevli öğretim üyelerı, raporlarını düzenleyip, onu yönetim kuruluna götü- rene dek neler çekiyorlar? Bahriye Üçok'un öldürülmesin- den sonra üniversitenin laçka tutumu görülecek şeydi. Cenaze törenınin yaptldığı salı günü, Ankara Üniversitesi Rek- töıiüğü'nden tüm dekanlıklara haber gitti; "Tören, ilahiyatfa- kültesinde yapılacak" dıye. Saati de verildi "08.30'da". Öğretim üyeleri, önce ilahiyat fakültesine gittiter; "Burada de- ğil rektörlükte" yanıtını alınca rektörlüğe vardılar ki tören çok- tan bitmiş! Polisler yenı gelenlerı içeri almadılar bite. Bu cinayetler, dın adına işleniyorsa, Diyanet İşlerı Başkan- iığı neden susuyor'? Nerelerde gızleniyor, bu cinayetleri işle- yen caniler? Camıler aranabıliyor mu? İzmir'den yazan Bayan S.E. son olaya değinerek şöyie di- yor: "Sayın Ekmekçi, Yine bir ölüm olayı. Vfe yine yazmadan edemedim. İnsan düşünüyor, yürekten üzülüyor ve kime anlatacağını, kiminle dertleşeceğini şaşınyor inanın. İyi ki sizin okurlarınız var. Onlarla birçok şeyi paylaştığını- zı bilmek, söyleşıp dertleşmek kim bilir ne güzel bir duygu- ? Bahriye Üçok'u tanımıyorum. Ölümünden sonra gazete- lerde çıkan geçmişiyle ilgili bilgilerden kişisel yaşamını ve savaşımını öğrendim. Yakından tanımadığım bu insana say- gı ve sevgi duygulanyla bağlandım. Yaşanan olayı kafamda birçok kez canlandırmaya çalıştım. Sayın B. Üçok'u öldüren bombalı paketi özenle hazırlayan kişiyı merak ediyorum. Paket yapıldıktan sonra onu kargoya götüreni de. Cesur muydu? Elleri titriyor muydu? Yüzü sararmış mıy- dı? Paketin ıçinde ne olduğunu biliyor muydu? Gönderece- ği kişinin kim olduğu hakkında en ufak bir bilgisi var mıydı? Insanlann arasından -aramızdan- yürüyerek mi geçti? Kor- kuyor muydu? Ve en çok da öldürme emrini kimin verdiğini merak ediyo- rum. Bu kişi hangi kademededir? Kimlerle görüşerek bu ka- rarı vermiştir? Tek başına mı vermiştir? Bu öldürme emrini önce kime iletmıştır? Başka kimlerin haberi vardır? Böylesine birçok soru art arda sayfalarca sıralanabilir, ama bu kişinin bir özelliğıni ben çok iyi biliyorum. Emri veren bu kişi korkaktır. Bahriye Üçok'un dûşüncelerine karşı, kendi dü- şüncelerine güvenemeyen, onun karşısına çıkıp deyim ye- rindeyse "erkekçe" düşüncelerini söyleyemeyen, Üçok'un düşüncelerini çürütemeyecek kadar aciz ve yobaz bir kişi- dir. Korkak, mat olmuş bir zavallıdır. Bu bomba olayıyla Üçok'u öldürememiş, onu tanımayan benim gibi birçok insana onu tanıtmış, düşüncelerınin neler olduğunu daha geniş yığınlara iletebilmeyi sağlamıştır. Sayın Üçok'un ölüm fermanı "tesettür konusundaki düşün- celeri yüzünden" verilmiş. Kadını kara çarşafların ardına sok- mak, bedenleriyle birlikte beyinlerinı de kılitlemek, onu devinimsiz bırakmak, ılerleyen dünyaya bir gözünü kapaya- rak ancak tek gözüyle bakmayı önermek, çalısma dünyasın- dan alarak eve kapamak hangi ça^ğdaş düşüncede yer alabilir? Hangi kadın dıyemeyeceğim, hangi kadın ve erkek bunu onaylayabılır? Bu, çok büyük bir haksızlıktır. Kadınlarımızın alnı açıktır, tertemizdir. Örtecekleri kara le- kelerı yoktur. Kadırılar, cumhuriyetin kazanımlanndan vazgeç- meyeceklerdir. Kara çarşaf-peçe dönemi geride kalmıştır. Padişahlık ve halifelikle birlikte yıkılıp gitmiştir. Çağdaş ka- »dına esaret örtüsü artık giydirilemeyecektir. Ölüm emrini ve- renler, bunu Turkiye'de yaşayan kadın ve erkeklere sorduklarında yanıtını alacaklardır. Türk kadını artık her a|an- da ileriye bakıyor, geriye değil. Onu Ortadoğu'daki gerici yo- netimlerin kadın politikalarıyla yönetebilmek ne yazık ki (!) olanaklı değildir. Aldanıyorlar, başaramayacaklardır! Şu an yapılması gereken, Sayın Üçok'un ardından demeç- ler vermek, üzüntüleri dile getirmek, cenazesine çelenkler göndermek değildir. Her konuda yaptıklannı, başanlannı övü- nerek dile getiren (olayın manevı sorumluluğunu taşıyan) ANAP ıktidannın, gücünü göstermesi (!) katillerin ve emri vs- renlerin kimler olduğunu bulabilmesidir. Verdikleri sinyaller- le, kimlere daha yakın olduklannı saptayarak üzerinde düşünmelidir. Yoksa iki ya da üç hafta sonra bir aydının da- ha öldürülmesini beklemek, saat 21.30'da gazetelere telefon edecek kişilerin sesini dinlemek değildir. Katillerin ve onlara emir verenlerin yakalanmasını istiyo- rum. Bu kişilerin devletten daha güçlü olmadıklarından emin olmak istiyorum. Bunu çok istiyorum. Bekliyorum. Saygıla- rımla..." ÇALISANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL "SSK'dan Emekli Olmak İstiyorııırf SORU: 926 sayıh Personel Vasası'na baglı olarak 10 yıl nfli hizmetim var. 5 yıl sonra zorunlu hizmet sürem &o- na erdiğinde görevimden ayrılmayı düşunü>orum. Aynldığımda okulda geçen sürem de içinde olmak iizere toplam 16 yıl 7 ay görev yapmış olacağım. Emekli Sandıgı'nda geçen bu hizmetimi SSK'ja ak- tarmak ve SSK'dan emekli olmak istiyorum. 1. Doğum yüım 1961. 1979 yılında basladıgım okuldan 1980'de mezun oldum. 16 yıl 7 aylık görev siiremi SSK'ya aktardıgımda ne kadar çalışır, prim ödersem emekli olabilirim? 2. Askerlik borçlanmasına hangi süreler girmek- tedir? 3. Şu an memurlukta 7. derece 1. kademedeyim, SSK'ya geçtiğimde ve emekli olduğumda derece ve kademem ne olacaktır? 4. SSK'dan emekli olduğumda yaklaşık olarak ik- ramiyem ve maaşım ne olur? H.H. YANITi 1. Emekli Sandıgı'nda geçen çalışma sürelerinizi SSK'ya aktardığıııızda, Emekli Sandığı'na kesenek ödemeye başladı- ğınız 1979 yıü sigorta başlangıcı olacaktır. 1979'da sigorta kap- samına alınan erkek sigortalılar, 48 yaşın bitiminde yaşhlık ayhğı almaya hak kazanır. En erken 48 yaşınızı doldurduğunuz, 2009 yılında SSK'dan emekli olabilirsiniz. 2. 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası'na göre "sigortalı ola- rak tescil edilmiş bulunanların, er olarak silah altında veya ye- dek subay okulunda geçen sürelerinin tamamı" borçlanma kapsamındadır. 926 sayılı yasa kapsamında geçen çalısma süreleri ise borç- lanma kapsarru dısındadır. 3. Bir işverenin yanında zorunlu SSK sigortalısı olduğunuz- da, tavan sınır göz önüne alınarak aldığınız Ucret üzerinden si- gorta primi kesilir. Isteğe bağlı sigortalı olabilmek için öncelikle Sosyal Sigortalar Yasası'na göre "tescil edilmiş olmak" gerek- mektedir. SSK'ya tescil edilmiş olan ve isteğe bağlı sigortalı olmak is- teyenler, ilk girişte en az 700 ve en çok 6.400 gostergeyi seçme hakkma sahiptir. Emekli Sandığı'na kesenek ödenen derece ve kademeler, bu seçimde etkili olmamaktidır. 4. SSK'dan emekli olduğunuzda, emekli ikramiyesi alabil- meniz olanaksızdır. Bu ikramiye, ancak Emekli SandığVndan emekli ayhğı bağlananlara ödenmektedir. SSK'ca bağlanacak yaşhlık aylıklan, pıime esas kazanç or* talaması göz önüne alınarak iki ayrı gosterge tablosunda yer alan 236 göstergeye göre bağlanmaktadır. Bağlanacak yaşhlık ayhğı oranı da malullük, yaşhlık ve ölüm sigortalan primi ödenmiş gün sayılarına göre belirlenmekte- dir. Aylık bağlanmasına esas alınacak ortalama kazanç ile prim ödeme gün sayısı bilinmeden yaşhlık aylığını hesaplayabiimek olanaksızdır.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear