Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
KAPAK 7 Antik Kenti’nin yanı başındaki Bülbül Dağı’nda gömülü olduğuna inanılıyor. İsa’nın, havarilerinden Az. John, Efes’e geliryor bir dönem. Meryem Ana Evi bu yörede ve Hıristiyanlar’ın, hac yeri olarak kabul görmüş durumda. Her yıl birlerce yerli yabancı turist çekiyor. Kimisi gelip hacı oluyor bazısı da, ne oluyor buralarda merakıyla adım atıyor, yöreye. Antik kentte tiyatroyu kütüphaneye bağlayan mermer yol üzerinde bir insan figürü ve yanı başında bir ayak izi içeren bir işaret var. Efes’e ilk gittiğim yıl, kalabalık bir grubun, yolun belli bir noktasında durduğunu ve kulakları rehberlerinde, gözleri işarette olduklarını anımsıyorum. Rehber anlatıyordu: “Bu şekil bir levhadır. Geneleve ya da o dönemki adıyla aşk evine giden güzergahı gösterir”. “Nasıl yani” dediğimi anımsıyorum. Sonrasında rehbere kulak kabartanlardan birisiydim ve Meryem Ana Evi makhos tarafından milattan önce 300’lerde bugünkü yerine taşındı. İyonlar’dan Romalılar’a varıncaya değin farklı kültürlerin yaşam mekanı burası. Milattan önce 133’de Roma İmparatorluğu’nun yönetiminde olduğu sırada nüfusu 250 bine yaklaşmış bir yerleşimdi ve en parlak günlerini geçirdi. Taşı ve mermere ruh katılarak ayağa kalkmış bir kent burası. Milattan önce 4. Yüzyıla kadar canlı bir liman kenti, Küçük Menderes Nehri’nin getirdiği alüvyonlarla denizden uzaklaşan bir yer. 11. Yüzyılda Türkler’in hakimiyetine giren kent bugün dünyanın dört bir yanından konuklarını ağırlamaya devam ediyor. Yaşam alanları sonsuz sessizliğe bürünse de, yer altındaki katmanları gün ışığına çıkarılmış bölümleriyle ilgi odağı olmaya devam ediyor. Efes Antik Kenti civarı özellikle Hıristiyan aleminin fazlasıyla ilgisini çeken bir yerleşim. Bölge bugüne kadar üç “Papa” tarafından ziyaret edildi. Niye habire geliyor Papalar Selçuk tarafına diye soracak olursanız, efendim Hıristiyanlık dünyasının büyük gelişmelerinden bazıları burada yaşanmış vakti zamanında da ondan. Meryam Ana’nın, Kudüs’ten kaçtıktan sonra buraya sığındığı söyleniyor mesela. Meryem Ana’nın, Efes Burası Venüs’e adanmıştı ve salonda bir Venüs heykeli bulunurdu. Sağlık açısından her türlü imkan mevcuttu. Elini, ayağını yıkamayan kendisine özen götermeyen hiçbir erkek içeriye adım atamazdı. O dönemlerde, evli erkeklerden, evlerinden kütüphaneye gidiyorum diye çıkıp, gizli bölmelerden aşk evine gidenlerin olduğu bilinmektedir…’ sözlerini anımsıyorum Elbette antik tabelası takip edilerek gezilmeli, görülmeli. Papa Benedikt’in, çevredeki Meryam Ana Evi’ne gelişinde gazeteci kimliğiyle oradaydım. Sözüm ona papayı izlemek için yöredeydik ancak güvenlik önlemleri gereği papanın yüzünü bile göremeden geri döndük. Gazetecilerin muzurluğuna ilişkin anlatılan bir hikayedir: Papa vakti zamanında bir ülkeyi ziyaret eder. Havalanında kalabalık bir gazeteci grubu karşılar kendisini. İçlerinden birisi, “Sayın Papa burada genelevi de ziyaret edecek misiniz?” sorusunu yöneltir ve papa, hayret vurgusuyla: “Burada genelev var mı?” deyi sorar. Ertesi gün gazetelerde manşet: “Papa uçaktan iner inmez genelevi sordu” Olmadı işte göstermediler yüzünü. Yoksa sormaz mıydım ben o soruyu. Ne yapacakti yani Vatikan’ın korumaları. Üzerime çullanacak halleri yoktu ya, en nihayetinde antik bir mekanı gezip gezmeyeceğini soracaktım. İzmir’in ki bunu özellikle yazmamızı istedi yöre halkı, İzmir’in ilçesi Selçuk’un paha biçilmez hazinesi Efes Antik Kenti aslında ortak bir evrensel kültür mirası. Niye özellikle İzmir vurgusu yapılmasını istediler derseniz, bazı kişilerin Selçuk’u, Aydın’ın ilçesi diye bildiklerini ve bir vesileyle de olsa bu yanlış anlaşılma