Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
TURİSTİK SÖYLEŞİ 29 Ülkemizi tanıtamıyoruz, sorun bu Abdülkadir Yücelman ecati Çalışkan; 30 yıldır turizm sektörünün içinde, matematikçi N olduğu için hesabını kitabını bilen bir turizmci. Önce turizmin mali yönünü incelemiş, bu sektörün geleceğin Türkiye’sinde önemli bir yer tutacağı inancı içinde seyahat şirketini kurmuş, sektörün riskini göz önünde bulundurarak ayağını sağlam basmış Necati Çalışkan. Turizm sektöründe bir dağınıklık olduğunu söyleyince “Evet” diyor Hey Travel’ın yönetim kurulu başkanı ve ekliyor: “Sadece turizme özgü bir dağınıklık değil, Türkiye’nin genelinde bir dağınıklık var. Oysa biz acentelerin, otelcilerin federasyonu ve birliklerimiz var. Ama bizdeki dağınıklığın nedeni bakanlığın bizi bir araya getirmemesi. Turizmde maalesef bir devlet politikası olmadığı, gelen hükümetlerin turizmin “master planları”nı değiştirdikleri ve kendi yöntemleri ile bir şeyler yapmaya çalıştıkları için, şu anda sanki herkes kendi kafasına göre iş yapıyor görünümünde. Bu iyi bir görüntü değil. Otelciler kum, güneş, deniz turizmini düşünürken biz acenteler oralarda otel yapmayın, artık kültür turizmine önem verilsin diye tezler ortaya koyuyoruz. Ama yatırımcılar maalesef yolun kolay tarafını seçerek yatırımlarını yine kum güneş denize yapıyorlar.” Hey Travel’in turlarında kültüre oldukça ağırlık veriyorsunuz. Üstelik yurt içi ve yurt dışı kültür turları da birleştirilmiş. Çalışkan Amacımız kültür kentlerinin turizmden pay almasını sağlamak. Ama bunların bir araya getirilmesi yani ortak çalışmanın sağlanması görevi bakanlığın. Kültür turuna önem veren birkaç şirketten biriyiz. Klasik turlar dışında bilinmeyen, tarihin ve kültürün daha yoğun olduğu yerlere gidilerek gelenek ve göreneklerin yerinde gözlenmesine önem veriyoruz. Biz kültürel yerleri tur fiyatının içine koyuyoruz. Örneğin KKTC ‘ye kumar için gider. Biz Girne’de Gazi Magosa’da, tarihi ve kültürel turlar yapıyoruz. Bu yıl umutlar arttı, geçen yıl ise çok kötü kapandı, bir matematikçi olarak bunun nedenlerini analiz ettiniz mi? Çalışkan 2002 ile 2005’e kadar işler iyi gitti, olağanüstü büyüme oldu. Bu büyüme gözümüzü kararttı, ne tanıtıma ne pazarlamaya önem verdik. Kapkaç, kuş gribi, karikatür krizi gibi olayları gözümüz görmedi, dostlarımız nasıl olsa yine bize gelirler dedik . Hatta rakiplerimizi bile unuttuk. 2006 da katıldığımız fuarlardan eli boş döndük. 2006’daki kayıp 4 milyar doların nedeni demek ki bunlar. Turizmin duayenleri “her şey dahil” sistemin zarar ettirdiğine inanıyor, ne dersiniz? Çalışkan Bu sistem Türkiye’de kötü uygulandığı ve denetim olmadığı için kriterlere uymuyor. Ama denetimi iyi yapan tesislere haksızlık etmeyelim. Bu arada bazı belediyelerin içki yasağı koymasını, kırmızı çizgili bölgeleri, sahte içkileri de unutmayalım. Şu halde 2007 daha iyi geçecek. Çalışkan 2006’ya göre daha iyi olacağız, ama asıl mesele 2005’ten daha iyi olmaz. Türkiye 50 milyon turisti ağırlayacak kapasiteye sahip. Ancak pazarlamayla ilgili sorunlar var. Ne yazık ki kendimizi anlatamıyoruz. Anlatma özürlüğümüz sadece turizmde değil tekstilde de, diğer ürünlerimizin tanıtımında da böyle. Bu kadar para harcamaya da gerek yok. Bakın Türkiye’de dünyaca tanımmış futbolcular var, dünya onları çok iyi takip ediyor. Örneğin Galatasaray’ın UEFA Kupası’nı kazanması ile dünyada herkes Galatasaray’ı tanıdı. Fenerbahçe’ye Beşiktaş’a diğerline de yardım etmeli ki dünyaca ünlü futbolcuları getirsinler. Aynı şekilde sanatçılara da imkan verilmeli ki onlar da başarılı olsun. Başarılar Türkiye’nin en güzel reklamıdır. Ne gerekiyorsa yapılmalı. Neden bir kayakçımız, bir tenisçimiz uluslararası sahalarda başarılı olmasın. İyi güzel de bakın tenisçi kızımız, buz patenci kızımız sponsor arıyor. Çalışkan Sadece futbolu düşünmek yanlış neden sanatçılarımızı da düşünmüyoruz. Biz yine turizme dönelim. Her şey dahil sistemden nasıl kurtuluruz? Çalışkan Eğer siz; kum, güneş, denizi her şey dahil sistemde satarsanız, müşteri sadece denize girmeyi ve yemek yemeyi düşünür. Oysa sadece oteli değil de aynı paketin içinde Manavgat’ı, Aspendos’u, Side’yi hatta Zeugma’yı da koyarsanız turistleri Gaziantep’e bile götürürsünüz. Fiyatı da ona göre olur. Ama ucuza getirip satmak isterseniz yapacak bir şey yok. Operatörler de eğere sadece denizi istiyorlarsa sadece denizi verirsiniz. Çünkü operatörler ülke zarar edecekmiş diye düşünmezler. Peki bu işin püf noktası yok mu? Çalışkan Püf noktası şu; devlet, hükümet, bakanlar, valiler, yerel yönetimler, odalar, sivil toplum örgütleri, halk el birliği ile bu ülkeyi iyi tanıtmak için ellerinden gelen her şeyi yapacaklar. Başka yolu yok.