Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ANTALYA 27 toprak parçası üstüne kurulmuş şehirde, antik çağın en önemli tarımı keten üretimi olmuş. Şehrin zenginliğinin bir diğer önemli nedeninin de ticaret yolları üstünde kurulmuş olması tarihi belgelerde belirtiliyor. Akropol’un hemen sağ altında yer alan iki yapıdan bir tanesi Palaestra. Şehrin Helenistik dönemden kalan ve agora olarak kullanıldığı sanılan bu en eski yapısı daha sonra Roma döneminde sporcuların eksersiz merkezi olarak kullanılıyor. Hemen yanındaki yapı ise doğal olarak bir hamam. Kuzey hamamı olarak adlandırılan bu yapı henüz kazılmamış durumda. Akropolden inen yamacın bitimindeki en güzel yapılardan birisi olan Nympha eum, anıt çeşme, nehir tanrıçası Kestros’un (Aksu) “yan gelip yatmış” heykeliyle süslenmiş. İsa’dan sonra 2. yüzyılın ortalarında yapıldığı sanılan bu anıt çeşmeden alınan Apollon, Zeus, Artemis ve iki ayrı imparator Hadrian heykeli diğer bütün eserler gibi Antalya müzesinde sergileniyor. Anıt çeşmeden iki metre genişliğindeki bir kanal ile 330 metre uzunluğundaki sütunlu cadde boyunca akan su, zengin Perge’lilerin özellikle yaz aylarında ferahlamalarını sağlıyor. Yirmi metre genişliğinde ve sütunlarla çevrilmiş caddenin her iki yanında da iş yerleri ya da dükkanlar yer alıyor. Sütunlu cadde boyunca güneşten yanmış tenleri ile turistlere incik boncuk, yı lan(!) minyatür deve(!) satan günümüzün yerli Aksulu hanımlarını görüyoruz. Perge, av tanrıçası Artemis ile özdeşleştirilen en önemli şehirlerden birisi. Belgeler, onun adına yapılmış çok muhteşem bir anıttan söz ediyor. Sütunlu caddedeki sütunların birisine işlenmiş rölyeflerde Artemis’i ve hemen yanındakinde de Apollo’yu görüyoruz. Caddede ilerlerken birden su kanalının değişik bir yapıyla kesildiği gözleniyor. Dikkatli bakıldığında bunun Bizans döneminde “ihtiyaca binaen” yapılıvermiş küçük bir kilise olduğu anlaşılıyor. Sütunlu yolun güney ucunda iki kule ve arkasındaki avludan oluşan Helenistik giriş kapısı yer alıyor. Savunma amaçlı da yapılan Per ge’nin bu en görkemli yapısının arkasındaki giriş bölümünde çeşitli sütunlar, süsleme ve heykeller yer almaktaydı. Şehrin kurucularının betimlendiği bu heykellerin bugün sadece kaideleri yerinde durmakta. Şehre girişin hemen sağ bölümünde ise 75 metre uzunluk ve genişliğinde kare şeklinde konumlanmış Agora yer alıyor. Çift sıra Korinth stili sütunlarla bezenmiş Agora’nın yanlarında ortalama genişlikleri 6 buçuk metre olan dükkanlar sıralanıyor. Hamamlar, diğer birçok antik kentte olduğu gibi Perge’nin de olmazsa olmazları. Bir temizlik işlevinden ziyade, özellikle erkekler için sosyalleşme, buluşma alanı olarak kullanılıyor. Alttan ısıtmalı sistemler, serinleme oda ?