28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

1AĞUSTOS 2008 CUMA spor NEYMİŞ ABDÜLKADİR YÜCELMAN C 19 SPORDA MUCİZENİN ADI Atletizme Adanmış Adamın Sergisi olan iletişim ve halkla ilişkilerde pozitif bilimlere saygısını ve inancını her fırsatta dile getirmiş bir aydın. Koryürek gibi bilimin ışığıyla etrafını aydınlatan ve toplumun ilerlemesine katkı sağlayan aydınlarımızın sayısının artması en büyük temennimiz. Koç Üniversitesi olarak en hassas olduğumuz konulardan biri. Olimpiyatlarda bizi temsil eden ve bayrağımızı gururla dalgalandıran şampiyonlarımızın onore edilmesi, türlü imkânsızlıklara karşın birçok başarıya imza atan ve bunu yaparken de sporun etik değerlerine sadık kalmış sporcularımızla ne kadar gurur duysak azdır. Bu kitabın ikinci anlamı da olimpiyat şampiyonlarımızın artması, toplumumuzda sağlam bir spor kültürünün yerleşmesi, yeteneklerin bulıunması ve desteklenmesidir.” Cüneyt bilimden ve çağdaşlıktan yanaydı. Konuşmalarımızda “Bilim çağında cahilleri oynuyoruz” dediğimde, “Bildiğim ama gerçekten de çok iyi bildiğim konularda ukalayım arkadaş” derdi. Bu onun disipliniydi. Ve atletizmde, spor etiğinde, olimpiyat, çağdaşlık ve bilimselik yolunda hep ukalaydı. Rahmetli Uğur Mumcu’nun, “Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanlar” deyişini sık sık yinelerdi. Cüneyt’in adını alan sergiden çıkarken İstiklal Caddesi’nin trafiğe kapalı alanında iğne atsanız yere düşmeyecek denli kalabalık arasında yolumu ararken cep telefonuma mesaj geldi... “TV’de iddianame açıklandı. Cumhuriyet, Ergenekon’un merkeziymiş. İlhan Selçuk’un 500 yıl hapsi isteniyormuş.” Hukuk profesörü Erdener Yurtcan’ın lafını anımsadım... “Hukuk bir gün herkese lazım olacak.” Evet, herkese ve bir gün mutlaka... ayucelman?cumhuriyet.com.tr ÇIN Mehmet GÜÇLÜ Beş kıtayı temsilen ilk kez 1920 Antwerp Olimpiyatı’nda kullanılan Olimpiyat bayrağındaki beş halkadan mavi Avrupa’yı, sarı Asya’yı, siyah Afrika’yı, kırmızı Amerika’yı, yeşil Avustralya’yı temsil eder. Atina 1896 ile başlayan Modern Olimpiyatlar tarihinde oyunlar 1956 yılına kadar (Atina 1906 Ara Olimpiyatı dahil 16 kez) sadece Avrupa kıtası ve Amerika Birleşik Devletleri kentlerinde düzenlendi. Melbourne 1956 ile ilk kez iki kıtanın dışına çıkan Olimpiyatlar 1964 Tokyo ile de Asya’ya adım attı. 1988 yılında Seul’de Güney Kore’nin ev sahipliğinden sonra Barcelona, Atlanta, Sidney ve Atina’yı dolaşan dünya sporcuları şimdi yeniden bir Asya ülkesinde buluşuyor. Yüzölçümü olarak dünyanın üçüncü, nüfus olarak en büyük ülkesi olan Güneydoğu Asya devi Çin, boykotlar nedeniyle 80’li yılların başına kadar sporda gerçek bir kapalı kutuydu. 1984 Los Angeles’ta 15 altın, 8 gümüş, 9 bronzla adından söz ettiren Çin, 1988 Seul, 1992 Barcelona ve 1996 Atlanta’daki aşağı yukarı benzer grafiklerin ardından 2000 Sidney’de 28 altın, 16 gümüş, 15 bronzla madalya sıralamasında ABD ve Rusya’nın ardından üçüncü sıraya, 2004 Atina’da ise 32 altın, 17 gümüş, 14 bronzla ABD’nin ardından ikinci sıraya çıktı. Dünya spor kamuoyu şimdi 824 Ağustos tarihleri arasında başkenti Beijing’in ev sahipliği yapacağı 29. Yaz Olimpiyat Oyunları’nda Çin’in ABD ve Rusya’yla vereceği altın madalya mücadelesine odaklanmış durumda. Bir çok otorite, kendi evinde düzenleyeceği bir organizasyonda Çin’e ABD’nin önünde şans tanırken, Çinli yetkililer yere sağlam basıyor ve hedeflerinin farklı olduğunu dile getiriyor. Çin Devlet Spor Genel Müdür Yardımcısı Cui Dalin geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklama ile genel güç olarak ABD ve Rusya ile aralarındaki mesafenin büyük olduğunun açıkça altını çizdi. Dalin’e göre, Almanya, Avustralya, Fransa ve hatta Japonya, Kore Cumhuriyeti gibi ülkeler de Çin’in Olimpiyat Oyunları’ndaki güçlü rakipleri arasında yer alıyor. Dalin, “Tarihte güçlü spor ülkesi olarak kabul edilen Almanya hemen her dalda altın madalya kazanacak güce sahiptir. ABD ve Rusya’nın altın madalya sıralamasında ilk grupta yer alacaklarını var sayarsak, bizce Çin yine ikinci grupta yer alacak. Hedefimiz ikinci grubun başında olmaktır” diyor ve ekliyor: “Çin’in avantajlı olduğu dallarda çok güçlü rakipleri var. Atletizm ve yüzme gibi temel dallarda henüz beklenen seviyeye ulaşamadık. Futbol ve basketbolda da öndeki ülkelerin çok gerisindeyiz.” Çin sporunun bu yetkili isminin özeleştirisinden de anlaşılacağı gibi, Asya devi kendi evinde düzenleyeceği bu oyunlarda altın madalya sayısında ABD’nin önüne geçmekten çok dünya kamuoyunda farklı bir imaj yaratabilmek için çaba harcayacak. Buna ilişkin mesajı da yine Devlet Spor Genel Müdür yardımcısı Cui Dalin’in şu sözlerinden anlamak mümkün: “Çin kafilesinin Beijing Olimpiyat Oyunları’na katılımının birinci hedefi Olimpiyat ruhu ve Çin spor ruhu doğrultusunda ruh ve spor ahlâkı sergilemektir. İkinci hedefimiz en iyi dereceyi almak için mücadele etmek, üçüncüsü diğer ülkeler ve bölgeler arasında dostça temasları pekiştirmek ve son olarak da Olimpiyat Oyunları’nın düzenlenmesiyle ülkemizdeki spor etkinliklerinin yaygınlaşmasına hız vermektir.” Çin’in spordaki hızlı yükselişinin, yatırımlarının, plan, program ve çalışmalarının, azminin, kararlılığının göstergeleri, Beijing’in Olimpiyat Oyunları’na adaylık sürecinde batının gözünden kaçmamıştı. İlk kez 2000 Oyunları için aday olan Beijing, Sidney’in sadece iki oy gerisinde kalarak fırsatı kaçırmıştı. Aday olunmayan 2004’ün ardından 2008 Olimpiyat Oyunları için ikinci kez şansını deneyen Beijing’in arkasında artık yoğun bir halk desteği vardı. ‘Yeni Beijing, Büyük Olimpiyatlar’ ilkesi, ‘Yeşil Olimpiyatlar, Yüksek Teknoloji Olimpiyatları ve Halkın Olimpiyatları’ temalarıyla yola çıkan Beijing için oyunlar çok büyük önem taşıyordu. Ve Çinliler ikinci denemede başarılı oldu, oyunları Beijing’e getirdi. Geçmişten günümüze Buenos Aires, Detroit yedişer, Budapeşte, Lozan altışar, İstanbul dört kez aday olup kazanamazken, Çin’in ikinci başvuruda hedefine ulaşmasının ve spordaki inanılmaz yükselişinin sırrını herkesten çok özellikle bizim çok iyi irdelememiz gerekir. C OLİMPİYATA DOĞRU üneyt bir atletizm fenomeniydi; atletizmi bir başka gözle değerlendirir, bir başka açıdan bakar, sporların anası atletizmi bir başka şekilde algılardı. Atletizm adına iç dünyasında ne kurguladıysa hepsine ulaştı. Sadece ülkesinde bir olimpiyat görememenin, bizim insanımızın doldurduğu tribünlerde final koşan atletlerimizi izleyememenin burukluğuyla geçip giden yaşamında kendisini atletizme adamış bir adamın sergisindeydim. Yapı ve Kredi’nin Galatasaray’daki Kâzım Taşkent Kültür Merkezi tıklım tıklımdı. Katılanların çoğunu spordan tanıyordum, en azından gözüm ısırıyordu. Cüneyt’in dostlarıydı hepsi de ve onlar atletizmle bütünleşmiş Cüneyt’in fotoğrafları karşısında kimbilir ne günlere dalıp gitti. Serginin bir köşesinde Cüneyt ve Hıncal’la birlikte Los Angeles’ta çekilen fotoğrafımız da vardı. Uçup gittim tarihin eski derinliklerine, sporun içinde geçen 60 yılın izleri bir film şeridi gibi akıverdi. Bir trafik kazası sonucu yitirdiğimiz ‘Atletizme Adanmış Adam’ ismini taşıyan; Yapı ve Kredi, Koç Üniversitesi ve Coca Cola’nın desteklediği sergide Koç Üniversitesi’nin Cüneyt Koryürek’in yazıp hazırladığı ‘100. yılında Türkiye’nin Olimpiyat Serüveni’ adlı kitap da dağıtıldı. Kitabın sunum yazısında Koç Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Atilla Aşkar şunları yazmış... “Koryürek; yaşamını bulunduğu toplumun ilerlemesine adamış, Türkiye’de atletizmin ilerlemesi için önemli açılımlar getirmiş, iletişimci kimliğiyle Türkiye’nin yurtdışında prestijli bir şekilde tanınmasını sağlamış bir öncü. Hayatı boyunca gerek spor alanında gerekse mesleği
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle