05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

30 MAYIS 2008 CUMA haberler SÖZ ÇİZGİNİN Turhan Selçuk C 3 DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA 27 Mayıs Sebep Değil Sonuçtur yıl önce Türk halkı, devletin radyosundan, Albay Alparslan Türkeş’in, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yönetime el koyduğunu bildiren açıklamasıyla uyandı. Böylelikle 10 yıl arayla yinelenen periyodik darbeler dönemi başlamış oldu. 27 Mayıs’ı izleyen diğer iki açık darbe, 12 Mart ve 12 Eylül’ü kınama konusunda, toplumda hemen hemen bir konsensüs olmasına karşılık, 27 Mayıs daha çok tartışılan kimi yönleri dolayısıyla bazıları tarafından savunulan bir müdahaledir. Gerçekten, Türk düşün yaşamında kimi konuların enine boyuna tartışılabilmesi, kimi tabuların yıkılması, solun hiç değilse teorik olarak gündeme gelmesi, TİP gibi sosyalist bir partinin TBMM’ye girerek yeni soluk getirmesi hep, 27 Mayıs’ın ürünü olan 1961 Anayasası’nın sağladığı özgürlük ortamının sonuçlarıdır. 1961 Anayasası’nın o dönemin dünyadaki en özgürlükçü temel metinlerden biri olduğu da bir gerçektir. Yine de demokrasiden yana olan kişi, “27 Mayıs iyi ki oldu” diyemez. Eğer 27 Mayıs olmasaydı, kuşkusuz çok daha iyi olurdu. Ama bu doğru gözlem de, kendi başına fazla bir anlam taşımıyor. ??? Tartışmayı doğru raya oturtmak için her şeyden önce, 27 Mayıs’ın bir neden mi, yoksa bir sonuç mu olduğuna bakmakta yarar var. Mayıs 1960’ta, eğer Türkiye’de bütün kurum ve kurallarıyla işleyen bir demokrasi var olmuş olsaydı da, 27 Mayıs bunun üzerine gelseydi, o zaman bu darbe, kendinden sonraki müdahalelere de yol açan bir neden olarak algılanabilirdi. Ne yazık ki, durum bu değildi. 1957 seçimlerinde sandık çoğunluğunu yitirmesine karşın, Meclis çoğunluğunu elinde tutan, DP, hızla diktaya yönelmekte, hatta iktidar partisinden bir grup milletvekilinin oluşturduğu yargı yetkisine sahip, “Tahkikat Encümeni” (Soruşturma Komisyonu) ile demokrasinin temelindeki kuvvetler ayrılığı tümden çiğnenmiş, zaten bağımsız olmayan yargının kimi yetkileri yasamada çoğunluğu elinde tutan partiye devredilmişti. Başka bir deyişle, 27 Mayıs’a gelmeden önce, Tahkikat Encümeni, yargının yetkilerinin gaspı gibi uygulamalarla demokrasi zaten gömülmüştü. Bu durumda 27 Mayıs’ın demokrasiye karşı suç olduğunu söylemek mümkün değildi. Çünkü olmayan demokrasiyi çiğnemek, tıpkı daha önce ölmüş bir kişiyi öldürmek gibi, işlenemez bir suçu oluşturmaktaydı. Yine de, “27 Mayıs olmasaydı daha iyi olurdu” görüşünün haklılığı ortadan kalkmıyor. ??? Ama “27 Mayıs olmasaydı daha iyi olurdu” tümcesini doğru okumak, yalnızca sonuca takılı kalmayıp, nedenleri de irdelemek daha yerinde olacaktır. “27 Mayıs olmasaydı daha iyi olurdu” tümcesinin doğrusu, “27 Mayıs’a kadar varan olaylara yol açan nedenlerin bir araya gelmesi önlenseydi, çok daha iyi olurdu”dur. Çünkü amaç, demokrasiyi doğru çalıştırmak, özgürlükleri elden geldiğince geniş tutmak, çağın gereklerine yanıt veren bir rejimi yürütebilmektir. Bu başarının önündeki tek engelin askeri darbeler olduğunu sanmak yanılgısına düşer, oyçoğunluğu sivil diktasının da, demokrasinin onsuz olmazlarını çiğneyebildiği gerçeğini görmezden gelirsek, yine amaçlanan hedefe varamayız. Bugün, getirdikleri ne olursa olsun, demokrasi yolunda askeri diktaların bir çözüm olmadığı gerçeği artık kamuoyunun çok büyük bir kesimi tarafından anlaşılmıştır. Askeri darbeler artık ne mümkün ne de muhtemel olduğundan tartışmanın odağında yer almak durumunda değillerdir. Ama sivil darbeler hâlâ gündemdeki önemli yerlerini, hele hele son zamanlardaki gelişmeler de göz önünde bulundurulunca daha da ciddi bir biçimde korumaktadırlar. Bu yüzdendir ki, günümüzde 27 Mayıs’a bakarken, “Türkiye’yi 27 Mayıs’a getiren koşulların ortadan kaldırılmasının yöntemlerini tartışmak, bulmak ve yaşama geçirmektir önemli olan” yoksa, askeri darbeye söverken, sivil darbeye arka çıkan sahte demokratlık pozlarının bir kıymet–i harbiyesi olmayacaktır. Geçmişi Anımsamak... yle sessiz gelmediler.. Gümbür gümbür geldiler... Medya patronları, işadamları, gazeteciler, kimi sözde aydınlar alkış tuttular onlara, yere göğe sığdıramadılar... 1994 yerel seçimleriydi... Medya bombardımanı SHP’ye vurdu, Nurettin Sözen’i, Murat Karayalçın’ı, Yüksel Çakmur’u yıktı, yerle bir etti... Sola olan düşmanlık giderek arttı... Anımsayın o günleri!.. Çünkü unutkan bir toplumuz!.. O yıllar “Milli Görüş” gömleğini, şapkasını, bayrağını sallayarak geldiler... İstanbul ve Ankara’yı kaptılar, İzmir’de Burhan Özfatura’ya kaptırdılar... Kuşatma böyle başladı... İngiliz, ABD pasaportu taşıyan Pakistanlı köktendinciler İstanbul’u mesken tuttuklarında Tayyip Bey Büyükşehir Belediye Başkanı’ydı... Nurettin Sözen’in kurduğu televizyon kanalı bir gecede “Milli Görüş”e teslim edildi... İstanbul’un varoşlarını da almışlardı... Unutmayın yıl 1994... Özel otoların arkasına baktığınızda ne görüyordunuz? Dedim ya.. unutmuşsunuz? “Tek Yol İslam!” Belediyeler onların, laik medya ise destekçisi... İşler tıkır tıkır yürüyordu... Seçimlerden bir iki gün önce ya da sonra.. bir gazetenin binasından canlı yayın yapılıyordu... Konuk Tayyip Bey, bir ara söyleşiyi yapan muhabire sinirlenip kükredi: “Biliyormusunuz bu bina kaçak!” Muhabir suspus oldu... Tayyip Bey’i hiç kızdırmadı... Programın ondan sonraki bölümü güle oynaya geçti... Medya patronları mutluydu... “Milli Görüş” İstanbul’u kuşatınca, bir patron 100, öteki 90 araç hibe etti belediyelere... Veren de mutluydu, alan da... ??? 1995 genel seçimlerinde CHP kıl payı geçti yüzde 10 engelini... REFAHYOL iktidar oldu... Başbakan Tansu Çiller, Başbakan Yardımcısı Necmettin Erbakan’dı... 6 Kasım 1996’da devlet içinde örgütlü çete Susurluk’taki trafik kazasında ortaya çıktı... Toplumun sivil demokratik dinamikleri, sendikalar, demokratik kitle örgütleri ayağa kalktı... “Aydınlık İçin Bir Dakika Karanlık!” Anımsayın o günleri!.. Solcular, sosyalistler, demokratlar, yurtseverler el ele, omuz omuzaydı... Erbakan Hoca konuştu: “Gulu gulu dansı yapıyorlar...” Adalet Bakanı Şevket Kazan seslendi: “Mum söndü oynuyorlar!” Tansu Çiller gürledi: “Devlet uğruna kurşun atan da yiyen de şereflidir!” Nazlı Ilıcak, HBB televizyonunda Abdullah Çatlı’nın yakın arkadaşı Haluk Kırcı’yı programa bağlamıştı telefonla... Güvenlik güçlerinin aradığı Bahçelievler Katliamı sanığı Kırcı, çetelere övgü düzüyordu... Nazlı Hanım da demokrasi ve özgürlükler için Haluk Kırcı’ya, Susurluk’ta ortaya dökülen devlet içindeki çeteye alkış tutuyordu... Haluk Kırcı 12 Eylül 1980 askeri darbe sonrasında da korunup kollanmıştı; REFAHYOL döneminde de... Polis, Kırcı’yı İstanbul’da yakalayıp gözaltına almıştı 1990’lı yılların başında... Gözaltındaki Kırcı, kaçıp kayıplara karışmıştı. Tüm bunlar olurken, camilerden çıkan müminler tekbir getirerek gösteri yapmaya başlamışlardı... Yeşil holdingler o yıllarda kuruldu.. Almanya’daki “Milli Görüş”, komisyon karşılığı milyonlarca markı camilerde topladı... Kimileri Esenboğa Havaalanı’nda altınla, markla yakalandı... Sonuç? Onlar şimdi AKP’nin kanatları altındalar... ??? Öyle koşa koşa gelmediler... Darmadağın olmuş sol partilerin, sendikaların, demokratik kitle örgütlerinin, yargının, medyanın gözlerinin içine baka baka geldiler... 28 Şubat yıkmadı onları, daha da güçlendirdi... Demek ki siyasi parti kapatmakla düzelmiyor işler!.. ABD ve AB şimdi onların arkalarında... Laikliği bile AB’ye teslim ettiler!.. Ekonomi batıyor, üretici kesimi soluk alamıyor... İşçi, memur, esnaf perişan!.. Birileri ise küplerini dolduruyor... Varsıl kendi çıkarı peşinde, yoksul erzak çuvalı kuyruğunda... Birey olmak, ulus olmak öyle kolay değil!.. Dönekliğin, dalkavukluğun, ikiyüzlülüğün, zibidiliğin, soygunculuğun, talancılığın prim yaptığı bir dönemden geçiyoruz... İşimiz zor!.. 48 Ö İbrahim Şahin rekora koşuyor evi nedeniyle herhangi bir ücret almadığı, fahri olarak görev ANKARA Türk Teleyaptığı öğrenildi. Şakom ve Avea’da yönetim kuhin’in TRT Genel rulu üyeliği yapan TRT Genel Müdürlüğü’ne atanMüdürü İbrahim Şahin’in masından sonra kuGolf Federasyonu Yönetim rumun makam aracı Kurulu ile Türk Telekom Sağyerine Telekom’um lık ve Sosyal Yardım Vaktahsis ettiği aracı kulfı’nın mütevelli heyeti üyesi lanmaya başladığı da olduğu ortaya çıktı. öğrenildi. CumhuTürk Telekom Sağlık ve riyet’in edindiği bilSosyal Yardım Vakfı’nın ku İbrahim Şahin. gilere göre Türk Terulduğuna ilişkin bilgi, 14 Şubat 2008 tarih ve 26787 sayılı Resmi lekom, Audi a6 model “06 TJL 73” plaGazete’de yayımlandı. Buna göre vakfın kalı aracı şoförü ile birlikte İbrahim Şamütevelli heyeti üyeleri arasında Şa hin’e tahsis etti. Şahin ve Genel Müdür hin’in yanı sıra Türk Telekom Yönetim Yardımcısı Ahmet Koyuncu, 1214 ve İcra Kurulu Üyesi Emin Başer, Yö Mart’ta İngiltere’deki IPTV World Forum netim Kurulu Üyesi Dr. Ali Arıduru, Yö toplantısına katılmış, masrafları da Türk netim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Hüseyin Al Telekom tarafından karşılanmıştı. taş, Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. TÜK İNCELEYECEK Rıza Metin Ercan ve Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü Yönetim Şahin’in Türk Telekom ve Avea YöneKurulu Üyesi Şükrü Kutlu da bulunuyor. Vakıf senedinin huzur hakkı ve diğer öde tim Kurulu üyeliğine ilişkin bilgilerin melerle ilgili 15. maddesinde, “mütevel RTÜK’e sunulan özgeçmiş bilgileri arali heyet üyeleri ile yönetim ve denetim sında yer almadığının ortaya çıkması kurulu üyelerine huzur hakkı ödenip üzerine RTÜK üyeleri Şaban Sevinç, ödenmeyeceğinin ve ödenecek mik Mehmet Dadak ve Hülya Alp, üst kutarların vakıf mütevelli heyeti tarafın rula başvuruda bulunarak, Şahin’in, TRT’deki genel müdürlük görevinin gedan belirleneceği” ifade ediliyor. Şahin’in ayrıca Türkiye Golf Federas çerliliğinin tartışılmasını istemişti. yonu’nun da yönetim kurulu üyesi oldu RTÜK’ün, Şahin’le ilgili bu yeni bilgileğu ortaya çıktı. Ancak Şahin’in bu gör rin de dosyaya ekleneceği öğrenildi. Fırat KOZOK Yazarımız Orhan Bursalı konuşacak Berlin’de ‘19 Mayıs27 Mayıs’ toplantısı BERLİN (Cumhuriyet) Atatürkçü Düşünce Derneği BerlinBrandenburg tarafından düzenlenen ve 19 Mayıs 1919 ile 27 Mayıs 1960’ın anlamı etrafında gerçekleştirilecek bir toplantıda “Cumhuriyet Devrimi” irdelenecek. Gazetemiz BilimTeknik ekinin yayın yönetmenliğini yürüten Orhan Bursalı‘nın konuk konuşmacı olarak katılacağı toplantı, 31 Mayıs 2008, cumartesi günü saat 18.00’de BerlinTürkevi’nde gerçekleştirilecek. “19 Mayıs 1919’lardan 2008’lere Cumhuriyet Devrimi” başlıklı konferansla ilgili açıklamalarda bulunan, ADD BerlinBrandenburg Yönetim Kurulu Başkanı Olcay Başeğmez, şöyle konuştu: “196772 yılları arasında Hür Berlin Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde öğrenim gören saygıdeğer arkadaşımız Orhan Bursalı‘yı aramızda görmekten kıvanç duyacağız. Yıllardır yayın yönetmenliğini başarıyla üstlendiği Cumhuriyet Gazetesi BilimTeknik ekiyle aydınlanma devrimimize önemli katkılarda bulunan yazar Orhan Bursalı, Türkiye’deki son güncel gelişmelere ilişkin gözlemlerini de dile getirecek. Türkiye’de sadece 19 Mayıs 1919 değil çok önemli demokratik hakların elde edilmesinde büyük katkısı olan 27 Mayıs 1960 Devrimi de unutturulmaya çalışılıyor. Cumhuriyetimizin aydınlanma devrimi sürecinde 27 Mayıs 1960 ve onun getirdiği 1961 Anayasası‘nın önemi kesinkes yadsınamaz.” Toplantının yapılacağı An der Urania 15 adresindeki Türkevi’ne, Wittembergplatz metro istasyonu üzerinden da ulaşmak mümkün. R Türk işverenlere ‘meslek eğitimi’ çağrısı açısından mevcut düzenlemenin ESSEN (Cumhuriyet) büyük fırsat olduğunu belirtti. Meslek eğitimi verebilmek için Küçük, “Aile işletmelerinde boş 2003 yılına dek aranan eğitmen zamanlarında zaten yardımcı olan uygunluk sınavını geçme şartının gençler işletme sahibinin kendi beş yıllık iptal süresi 2008 temmuz çocuklarına bir meslek kazandırayında doluyor. Türkiye Araştırma olanağına kavuşabilir, aynı zamalar Merkezi’nce sürdürülen manda akraba ve tanıdıklarına da “Meslek Eğitim Gönüllüleri Proişletmelerinde meslek eğitimi yapjesi” (APIM) Sorumlusu Turan tırabilirler. Bu sayede çocuklarını Küçük, bu nedenle meslek eğitiişletmeye bağlar, hatta ileride mi vermek isteyen işverenlerin meslek öğrenen yasal kolaylıktan çocuklarına o işyerini yararlanabilmek rahatça devredebiliriçin hemen ler” diye konuştu. harekete geçmeAlmanya’da si çağrısında bumeslek okuluişyeri lundu. kombinasyonu ile Meslek eğitisunulan çift yönlü mi alanında meslek eğitimini görülen gerverebilmek için ilemeleri ortadan işletme ve meslek kaldırmak üzere, eğitimini verecek meslek eğitimi kişiye dair belirli verecek kişilerin koşullar aranıyor. yeterlilik sınavıİşletmeden yeterli na tabi tutulması teknik donanıma uygulaması 2003 yılında 5 yıl APIM Projesi Sorumlusu sahip olması, yeterli bir meslek eğitim s ü r e y l e Turan Küçük içeriği sunabilmesi, kaldırılarak eğitöğrenciler ile çalışanların sayısının menin kişisel ve mesleki yeterlilmakul oranda olması gibi şartlar iğe sahip olması yeterli bulunmuşaranırken; meslek eğitimi verecek tu. Meslek dallarına göre 6 yıla kişiden belirli suçlardan hüküm kadar tecrübe sahibi olanlara, giymemiş olması, 24 yaşının üzmeslek eğitimi verme olanağı erinde ve işinde yeterli tecrübeye sağlanmıştı. Bu yıl temmuz ayınsahip olması bekleniyor. Meslek da yürürlükten kaldırılacak düzeneğitimi verecek kişinin meslek lemenin sağladığı kolaylıktan eğitim yeterliliğini (AEVO) verme yararlanmak isteyen işletmelerin, şartı 2008 yılı temmuz ayına yasal süre olan Temmuz kadar aranmıyor. 2008’den önce müracaatlarını Meslek eğitimi konusunda geniş yapmaları gerektiğini söyleyen bilgi almak için APIM Projesi SoAPIM Projesi Sorumlusu Turan rumlusu Turan Küçük ile 0201Küçük, yüzde 52’sini küçük boy 3198305 numaralı telefondan aile işletmelerinin teşkil ettiği Albağlantı kurulabilir. manya’daki Türk işletmeleri renkli ilan asirmen?cumhuriyet.com.tr hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: +90 212/ 343 72 69
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle